Etiket: Yapılmayan

  • Doğru ellerde yapılmayan sünnet ciddi riskler taşıyor

    Özel Deva Hastanesi Çocuk Cerrahisi Kliniği’nden Prof. Dr. Haluk Ceylan, önemli bir cerrahi işlem olan sünnetin, doğru ellerde ve cerrahinin gerektirdiği kurallara uygun olarak yapılmaması durumundan tehlikeli sonuçlar ortaya çıkarabildiği söyledi.

    Prof. Dr. Haluk Ceylan, sünnet operasyonu hakkında uyarılarda bulunarak, “Sünnet dünyada ve ülkemizde en sık uygulanan cerrahi işlemdir. Birbirinden farklı pek çok yöntemle yapılabilen sünnet işleminde amaç, penisin baş kısmını (glans penis) örten sünnet derisinin cerrahi olarak çıkarılmasıdır” dedi.

    “Sünnet enfeksiyon riskini azaltıyor”

    Ceylan, sünnet rahim ağzı kanserinin daha da azalttığını söyleyerek, “Fimozis (sünnet derisinin çocuğun rahat işemesini engelleyecek kadar dar olması), sık idrar yolu enfeksiyonu ve tekrarlayan balanopostitis (glans penis ve sünnet derisinin iltahabi durumu) sünnet yapılmasını gerektiren tıbbi gerekliliklerden bazılarıdır. Sünnet, cinsel yolla bulaşan enfeksiyon hastalıklarının yayılmasının önlenmesinde olumlu rol oynar. Ayrıca sünnetli erkeklerin eşlerinde rahim ağzı kanserinin daha az görüldüğü saptanmıştır” şeklinde konuştu.

    Sünnet için doğru yaş nedir?

    Sünnet için doğru yaş konusunun çok tartışıldığını hatırlatan Prof. Dr. Ceylan, “İdeal sünnet yaşı konusunda uzmanlar arasında bir fikir birliği yoktur. Dini bir ritüel olarak mutlaka uygulanan sünnetin, çocukta sünnet korkusu gelişmeden önce gerçekleştirilmesinin doğru olacağını düşünüyorum. Hayatın ilk aylarında yapılması, sünnetin çocuk üzerindeki psikolojik yükü azaltacaktır. Ancak, doğumdan sonraki ilk 4 haftayı kapsayan yenidoğan döneminde bebeğin fizyolojisi önemli değişiklikler geçirdiğinden, bu dönemde sünnet yapılmasının çok da doğru olmadığı kanaatindeyim. Sünnetin hayatın 2. ayı içinde yapılmasının uygun olacağını düşünüyorum. Son yıllarda 2-6 yaş arasında sünnet yapılmasının psikolojik sorunlara yol açabileceği düşüncesi toplumumuzda giderek yaygınlaşmıştır. Ancak şunu bilmek gerekir ki; bu iddia, bilimsel araştırmaların sonucu değil, Sigmund Freud’un bir asırdan daha uzun bir süre önce ifade ettiği “kastrasyon anksiyetesi” teoremine dayanarak ortaya atılmıştır. Günümüzde bazı psikologlar, bu teoriye dayanarak; 2-6 yaş arasında yapılan sünnetin çocukta ileride iktidarsızlığa yol açacağını öne sürmektedirler. Bu varsayım bilimsel kanıtlara dayanan, bilimsel metodlarla ispatlanmış bir bilgi değil, bir iddiadan ibarettir. Bilimsel temeller üzerine oturmayan bu görüşe dayanarak sünnet yaşının sınırlanmasının doğru olmadığı kanaatindeyim” dedi.

    Yanlış uygulamalar kalıcı hasara neden olur

    Haluk Ceylan, sünnette yanlış uygulamaların kalıcı hasarlara yol açabileceği gibi çocuğun ölümü ile de sonuçlanabileceğini ifade ederek, “Cerrahi prensiplere uyulmaksızın yapılan sünnet, kanama ve enfeksiyon gibi komplikasyonların yanı sıra, penis ve idrar boşaltım sisteminde kalıcı sakatlıklara ve hatta çocuğun ölümüne kadar varan ağır sonuçlara yol açabilir” ifadelerini kullandı.

    Sünneti kimler yapmalı

    Prof. Dr. Ceylan, sünnet operasyonunun hafife alındığını kaydederek, işlemin uzman cerrahlar tarafından yapılması gerektiğini kaydetti. Ceylan, “Sünnet yurdumuzda yüzyıllardan beri evlerde, düğün salonlarında, toplu şölenlerde yapılan bir işlem olması nedeniyle, halkımızın büyük çoğunluğu tarafından basit ve sıradan bir operasyon olarak algılanmakta ve hafife alınmaktadır. Cerrahi teknik olarak hassas inceliklere sahip bir işlem olan sünnetin, eğitimsiz kişiler tarafından yapıldığında, çocukların yüzde 35’e varan büyük bir kısmında küçük ya da büyük, çeşitli komplikasyonların ortaya çıktığı bildirilmektedir. Sünnet komplikasyonlarından korunmak için tıbbi ve cerrahi kurallara hassasiyetle riayet edilmelidir. Anne ve babaların, sünnetin cerrahi bir işlem olarak önemi hakkında bilinçli olması, sünnetin konunun uzmanı cerrahlar tarafından yapılması, sünnet sonrasında ortaya çıkması olası problemleri ve kalıcı sakatlıkları en aza indirecektir” diye konuştu.

  • Terör olaylarından dolayı yapılmayan yayla şenliği 3 yıl aradan sonra ilk kez gerçekleşti

    Türkiye’de 3 yıldır yaşanan terör olaylarından dolayı yapılamayan yayla şenlikleri bu yıl ilk kez yapıldı.

    Giresun’un Yağlıdere ilçesine bağlı Buları Yaylası’nda 16. kez düzenlenen yayla şenliğine katkılan binlerce vatandaş doyasıya yaylanın ve güzel havanın keyfini çıkardı.

    Son 3 yıldır bölgede ve Türkiye genelinde yaşanan terör olayları nedeniyle ara verilen şenliğe bu yıl kalındığı yerden devam edildi. Yayla hayatının başlanmasını, yazın kutlanmasını ve göçebeliği simgeleyen yayla şenliğinde kurulan halk pazarıyla yaklaşık 40’a yakın oba ve yaylada kalan vatandaşlar da ihtiyacını giderdi.

    Her yıl Temmuz ayında yapılan şenliklerin en eskilerinden olan Buları Yaylası Taflan Şenliği’ne ev sahipliğini yapan Yağlıdere Belediyesi Belediye Başkanı Abdurrahman Kırhasanoğlu, yaptığı açıklamada, “Daha önceki yıllarda yapamamamızın sebebi bir tek bu bölgedeki terör olayı değil, Türkiye genelindeki terör olaylarından dolayı vermiş olduğumuz karardı. Şehitlere saygı olsun diye yapmadık. Giresun Valiliğimiz de geçmiş yıllarda izin vermedi şenlik yapmaya. Bu sene devletimiz izin verdi” dedi.

    Yayla şenliğine katılan binlerce vatandaş yöresel sanatçıların seslendirdiği birbirinden güzel şarkılarla horon tepip, karşılama oynadılar.

  • Bakımları yapılmayan klimalar hastalıklara davetiye çıkarıyor

    Euromaster uzmanları, sıcak geçen havalarda araç kullananların cankurtaranı sayılan klimaların zamanında bakımlarının yapılmaması halinde zamanla biriken bakteriler sebebiyle alerjik rinit, astım, lejyoner hastalığı gibi hastalıklara davetiye çıkarttığını bildirdi.

    Michelin Grubu çatısı altında profesyonel lastik ve araç bakım hizmeti veren Euromaster sıcak geçen havalarda araç kullananların cankurtaranı sayılan klimaların zamanında bakımlarının yapılması gerektiğini bildirdi. Euromaster uzmanları, iyi bakılan bir klima sistemi, sıcak havalarda sürüş konforunu ve güvenliğini pozitif yönde etkileyerek sürüş kalitesine önemli şekilde katkıda bulunduğunu belirterek, sağlıklı çalışan bir klima sistemi, sahip olduğu filtreler sayesinde dışarıdaki kir ve tozların otomobilin yaşam alanına dahil olmasına engel olurken, içerideki havayı sabit tuttuğunu ve nem seviyesini düşürdüğünü kaydettiler. Öte yandan bakımsız bir klima sistemi, zamanla biriken bakteriler sebebiyle alerjik rinit, astım, lejyoner hastalığı gibi hastalıklara davetiye çıkarırken, araç motorunu zorlayarak otomobilin yakıt tüketimini de artırdığı bilgisi verildi.

    Uzmanlar, her yıl polen filtresi değişimini ve 2 yılda bir de klima gazı dolumunu, sürüş konforu ve vücut sağlığı için öneriyorlar.

  • Kendisini Cep Telefonu İle Kaydedip Yapılmayan Yola Tepki Gösterdi

    Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde yaşayan Yasin Arslan kendisini cep telefonu ile çekip Ereğli-Devrek karayolunun yapılmamasına tepki gösterdi.

    Kdz. Ereğli ilçesine bağlı Aydın Köyü’nde yaşayan Yasin Arslan, Ereğli-Devrek karayolunda daha önce meydana gelen heyelan nedeniyle yolun çöktüğünü ve şu ana kadar hiçbir çalışma yapılmadığını söyledi. Cep telefonu ile kendisini kaydeden Yasin Arslan adeta bir gazeteci gibi yaşananları anlattı. Yasin Arslan konuşmasında “Burası Ereğli-Devrek karayolunun 65. Kilometresidir. Sevgili milletimiz, değerli halkımız; ağaçlar yaprak açtı, çiçek açtı, bahar geldi, yaz geliyor. Maalesef sel felaketinden etkilenen Ereğli-Devrek karayolunun halen yapılmadığını şu anda gözlerinizle görmektesiniz. Ben bunu halkımızla paylaşmak durumunda kaldım. Neden? Ereğli’den Devrek’e çıkarken yada Devrek’ten Ereğli’ye çıkarken kafamızda bin bir türlü sorular oluyor. Ben acaba Devrek’ten Ereğli’ye gidebilir miyim? Ereğli’den Devrek’e geçebilir miyim ? Bu yol tek yönlü bile olmayan bir yoldur. Biz daha önce buradan milletvekillerine seslendik. Aslında seslenmemek gerekiyor. Onların bize ‘Bir ihtiyacınız var mı?’ demesi gerekmiyor mu? Neden? Biz onları bizlere hizmet versinler diye Ankara’ya gönderdik. En küçüğümüzden en büyüğüne kadar dertlerimizi çözsünler diye onları Ankara’ya gönderdik ama ne yazık ki bir milletin vekiline ulaşabilmek adına telefon numaralarını dahi bulamıyoruz. Telefon numaralarını bulup aradığımızda danışmanları onları bize bağlamıyor. Bu ülkede milletin vekili olmak çok büyük bir şey. Ama millete vekillik yapabilmek ondan daha büyük bir şey. Sevgili milletimiz, sevgili vekillerimiz, değerli kaymakamımız, 155.şubenin şefi Nevzat bey; bu yolla ilgilenmediniz, ilgilenmiyorsunuz. Ben Kastamonu’ya bile buradan telefon açtım. Mustafa beye dedim ki; Ey Mustafa bey. Benim yolum yok” dedi.

    Yasin Arslan milletvekilleri ve ilgili bürokratlardan yolun yapılması için çalışmalara başlamalarını istedi.

  • İmamoğlu 50 Yıldır Yapılmayan Hizmetlere Kavuşuyor

    Adana’nın İmamoğlu ilçesinde yol ve park çalışmalarının devam ettiği, altyapı çalışmalarında da ihale aşamasına gelindiği belirtildi.

    Adana Büyükşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Daire Başkanlığı yetkilileri, İmamoğlu Belediye Başkanı Gazi Adamhasan’ı ziyaret ederek, Büyükşehir tarafından yapılan çalışmaları yerinde inceledi.

    Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü’ye, İmamoğlu’na verdiği destekten dolayı teşekkürlerini sunan İmamoğlu Belediye Başkanı Gazi Adamhasan, “50 yıldır yapılmayı bekleyen alt yapı, kanalizasyon çalışmalarında ihale aşamasına geldik. İmamoğlu, 2016 yılında Büyükşehir’in de verdiği destekle bir şantiyeye dönüşecek ve modern bir şehir haline gelecek” dedi.

    İmamoğlu’nu köy görüntüsünden kurtaracak çalışmalara devam edeceklerini vurgulayan Adamhasan, Yurdaer Yaman Parkı’ndaki çalışmaların da devam ettiğini belirterek, “Önümüzdeki dönemde İmamoğlu’nun tüm mahallerine çocuk parkı ve oyun alanları yapmayı planlıyoruz. Başkan Hüseyin Sözlü, ’İmamoğlu benim ilçem, benim memleketim. İmamoğlu’nu hiç bir hizmetten yoksun bırakmayacağım’ demişti. Vaatlerimizi başkanımızın da desteği ile tek tek yerine getiriyoruz. Bundan sonra da İmamoğlu’nda daha büyük hizmetler yapmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.