Etiket: Yapılmalı

  • Evliyaoğlu: ’’Bahar Mevsimiyle Birlikte Arılara Gerekli Bakım Yapılmalı’’

    Ardahan Arıcılar Birliği Başkanı İlhan Evliyaoğlu, bahar mevsimiyle birlikte arılara gerekli bakımın yapılması gerektiğini söyledi.

    Ardahan İli Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı İlhan Evliyaoğlu, Ardahan’da kışlatmadan çıkan arı kayıplarının yüzde 2 olduğunu, arıcılık açısından en önemli dönemlerden bir tanesinin ilkbahar bakımı ve kışlatma sonrası kovan değişiminin büyük önem taşıdığını ifade ederek şöyle devam etti:

    ” Kafkas arı ırkının yetişebildiği yüksek rakımlı bir bölgede olduğumuz için, kışın arılı kovanlarımızı Kasım ayının 20’si itibari ile içeride kışlatmaktayız. Kışlatmalarımız Mart ayı ortalarında ve son olarak Nisan ayının ilk haftasında bitmektedir. Üreticilerimiz 2016 yılında arılı kovanlarımızı üreticilerimiz çıkardılar. İl genelinde arı kayıplarımız yüzde 2 ile 5 arası ve bu da çok büyük bir başarı. Proje ajansları (SERKA- TKDK) Ardahan ilinde arıcılığı desteklemeleri ve Birlik olarak bizlerde ilçe ilçe üreticilerimizi ziyaret edip doğru kışlatma nasıl yapılır anlattığımız için kış kayıplarımız bu seviyeye düşmüştür. Ajansların faydaları; modern ve kışlatma kapalı alanların yapılması, yeni kovanların dağıtılması, içeride kışlatılacak kovanların hava sirkülasyonları ve kapalı alanlarda kışlatılacak kovanların kışlatma alanlarına uygun duruma getirilmesi sonucunda kışlatma’da kayıplarımız çok az.

    Arılar çıkarıldıktan sonra hava durumu göz önünde bulundurularak kovanlarda ilk bahar bakımı yapılır. Ana arı kontrolleri ve kovanlarda yiyecek kontrolü yapıldıktan sonra da bunlara beslenme olayında hava sıcaklığı 10 derecenin altında olduğu zaman katı yiyecekle beslenmeli. Katı yiyecek dediğimiz kek, bal ve pudra şekeriyle yapılmaktadır. Ve katı yiyecek uygulaması soğuk havalarda yapılmakta. Hava sıcaklığı 10 derecenin üzerine çıktığında ise sıvı şeker şurubu ile besleme yapmaktayız. Bunu da havalarını ısınması ve şilanın ileriki tarihlerde gelebileceği zamana kadar iki ölçek şeker, bir ölçek suyla karıştırarak veriyoruz. Havalar ısındığı zaman ise 1 ölçeğe 1 ölçek verilebilir.’’

    KOVAN DEĞİŞİMİ

    Evliyaoğlu, kovan değişiminin önemine de değinerek, ’’5 aylık süreçte kovanda yaşamını sürdüren arı kolonisi için yeni bir dönemin başlayacağını ve bu nedenle kolonide yeni yavrular meydana gelecek, koloni kendini yenilemeye başlayacaktır. Bir yandan da uzun bir süredir yaşamını sürdürdüğü kovanı temizlemek için çalışacaktır. Bu durumda kışlatma sonrası kovan değişimi büyük önem taşımaktadır. Kovan değişimi ilkbaharda yapılması gereken en önemli işlerden biridir. Kovan değişimi ile birlikte arının kışlatmayı geçirdiği kovandaki olumsuz koşulları gidermek için harcayacağı enerji ve yiyeceği baldan kazanmış olmaktayız. Ayrıca temiz, hijyenik bir kovan ile arının bahara girmesi, hastalıklardan korunma konusunda da yardım sağlamaktadır. Kışlatmayı geçirdiği kovan ister istemez nemli ve kirli olacaktır. Bu nedenle elimizden geldiğince kışlatma sonrasında kovan değişimini gerçekleştirmeye gayret etmeliyiz” dedi.

    İlkbahar’da ana arı yumurtaya açılmadan önce Varroa mücadelesinin yapılması gerektiğine değinen Evliyaoğlu, “İlk bahar bakımı yapıldıktan sonra Varroa hastalığı ile mücadeleye başlıyoruz. Varroa hastalığı dünya genelinde arıcılığın baş düşmanı. Bu da arıcılarımızı tekrar çeşitli yöntemlerle, çeşitli ilaçlar kullanarak varroa hastalıklarına karşı mücadele etmelerini istiyoruz. Bakım zamanında yapıldığı zaman arıcı bal’a girdiği zaman mevcut arılar ve kovanlarla girilir. İlkbahar bakımında hastalıklarla mücadele yapıldığı zaman hiçbir şekilde fire vermeden arıcı mevcutlu olarak bala girer. Arı hastalıkları ile ilgili arıcılarımız hastalıkla mücadeleyi kesinlikle ihmal etmemeleri lazım ve hastalıkla mücadele zamanında yapılmalıdır. Hastalıkla mücadelede tüm arıcıların aynı günde ilaçlama yapmaları lazım ki yapılan mücadele ve tedavi tamamlanmış olabilsin.’’ şeklinde konuştu

  • Ekinci: ”Endüstriyel Ağaçlandırma, Özel Sektör Ve Devlet İşbirliğiyle Yapılmalı”

    Ekinexpo Fuar Stand Hizmetleri Yönetim Kurulu Başkanı Tacettin Ekinci, endüstriyel üretime geçiş hedefiyle hazırlanması gündeme alınan ’Yeşil Ekonomi Ulusal Eylem Planı’nı değerlendirdi. Ekinci, konuya ilişkin olarak endüstriyel ağaçlandırmanın özel sektör ve devlet işbirliğiyle yapılması gerektiğini belirtti.

    Ekinexpo Fuar Stand Hizmetleri Yönetim Kurulu Başkanı Tacettin Ekinci, Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın düzenlediği Ormancılık ve Su Şurası ile yapılan çalışmada, Türkiye’nin, fidan ihraç eden, sanayinin odun ihtiyacını sağlayan, endüstriyel üretime geçmiş bir ülke olması hedefiyle hazırlanması gündeme alınan ’Yeşil Ekonomi Ulusal Eylem Planı’nı değerlendirdi. Kamu ve özel sektörün yaptığı ağaçlandırma çalışmalarının devamının önemine vurgu yapan Ekinci, “Özel sektör olarak gerekli her türlü desteği vermekten geri kalmayacağız. Orman haftasında sektörel bir sosyal sorumluluk projesi geliştirmeye karar verdik. Orman alanlarının korunması maksadıyla, Ekinexpo yönetim kurulumuzda karara bağladıktan sonra, müşterilerimiz tarafından onaylanan her ahşap stant tasarımımız için bir ağaç dikerek müşterilerimize sertifika vermeyi planlıyoruz.Böylelikle Endüstriyel ağaçlandırmada bizimde bir katkımız olacağı inancındayım”dedi.

    “ENDÜSTRİYEL AĞAÇLANDIRMADA KAMU-ÖZEL İŞBİRLİĞİ”

    Ekinci, orman ürünleri sanayisinin odun hammaddesi ihtiyacının, öncelikle yerli kaynaklardan karşılanması gerektiği kaydeden Ekinci, “Biyokütleden enerji üretilmesine yönelik olarak ihtiyaç duyulacak odun hammaddesini tedarik etmek üzere kısa sürede biyokütle enerji ormanları kurulmalıdır” şeklinde konuştu. Endüstriyel ağaçlandırma çalışmaları ile ilgili eylem planı hazırlanması gerektiğine vurgu yapan Ekinci,”Endüstriyel ağaçlandırma çalışmaları, özel sektör ve devlet işbirliği içerisinde geliştirilmeli ve artırılmalıdır” ifadelerini kullandı. Ekinci, son olarak kamu ve özel sektörün yaptığı ağaçlandırma çalışmalarının devamının önemli olduğuna değinerek özel sektör olarak gerekli her tür desteği vermekten çekinmeyeceklerini aktardı.

  • Estetik Cerrahı Sevin: “Meme Büyütme Ameliyatının En Erken 18 Yaşında Yapılmalı”

    Koru Ankara Hastanesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Asuman Sevin meme büyütme operasyonlarının en erken 18 yaşında yapılabileceğini, bu yaşın altında meme gelişimi tamamlanmadığı için ameliyat yapılmasının doğru olmadığını söyledi.

    Doç. Dr. Asuman Sevin, meme büyütmenin, normalden daha küçük boyutta olan ya da hiç gelişmemiş memenin büyütülmesi için yapılan estetik ameliyat olduğunu söyledi. Meme büyütme estetiğinin en kalıcı ve sağlıklı olarak silikon jel göğüs protezi ile yapılabildiğini belirten Doç. Dr. Sevin, “Meme büyütme için bir de yağ enjeksiyonu uygulaması vardır” dedi.

    Memelerin bazen de doğum sonrasında çeşitli nedenlere bağlı olarak küçülebileceğini ifade eden Doç. Dr. Sevin, “Bu durumun da düzeltilmesi için meme büyütme ameliyatı yapılabilir” diye konuştu. Doç. Dr. Sevin, meme büyütme ameliyatının en erken 18 yaşında yapılabileceğini ifade etti. Bu yaşın altında meme gelişimi tamamlanmadığı için ameliyat yapılmasının doğru olmadığını vurguladı.

    “Meme büyütme için kullanılan silikon jel protezlerin vücuda bir zararı yoktur” diyen Doç. Dr. Sevin, “Ancak kullanılan protezin meme için imal edilmiş, güvenilir markalı olması tercih edilir. Kaliteli bir protez ömrü fabrika ömrü olarak 50 yıl, pratikte ömür boyu kalacak şekilde uygulanabilir. Meme protezlerinin hamilelikte çıkarılması gerekmez. Ayrıca kendi kendine delinmesi ya da yırtılması çok çok nadir bir durumdur. Ancak delici bir yaralanma ya da trafik kazası ile protez yırtılabilir. Bu durumda ameliyat ile değiştirilmesi uygun olur ” şeklinde konuştu.

    SİLİKON TEKNOLOJİSİ

    Günümüzde kullanılan son teknoloji silikon jel protezlerde kohesiv jel denilen silikon jel kullanıldığını ifade eden Doç. Dr. Sevin, “Bu jelin özelliği molekülleri arasındaki çapraz bağların arttırılmış olmasıdır. Bu nedenle protez kılıfı yırtılsa dahi jel dışa akmaz yerinde kalır. Yine protez etrafında oluşmuş olan kapsül silikon jelin diğer dokulara yayılmasını önler”diye belirtti.

    MEME BÜYÜTME AMELİYATI

    Meme büyütme ameliyatının genel anestezi altında yapıldığını da vurgulayan Doç. Dr. Sevin, ameliyat öncesinde hasta ile birlikte operasyon kesisinin yapılacağı yerin kararlaştırıldığını söyledi. Koru Ankara Hastanesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Asuman Sevin Doç. Dr. Sevin, “En uygun bölgeler göğüs ucu halkası ya da göğüs altı kesisidir. Meme ucu halkasının alt kısmına yapılan yarım daire şeklindeki kesi çok az iz bırakır buna karşılık bu keside, meme arkasına geçilebilmesi için meme dokusunun biraz kesilmesi gerekir. Bu istenmiyorsa, meme altı kesisi kullanılabilir. Bu keside meme dokusuna hiç girmeden direkt olarak meme dokusu arkasına ulaşılır ve burada protez için bir cep hazırlanır. Göğüs altı kesisi, 4-5 cm uzunlukta biraz daha belirgin bir iz bırakacaktır” diyerek süreç hakkında bilgi verdi.

    Doç. Dr. Sevin sözlerini şöyle sürdürdü; “”Diğer bir konu ise; protez kas arkasına mı yoksa kas önüne mi konmalıdır. Bunun da kuralları vardır. Eğer meme dokusu çok az ya da hiç yoksa, protez kas arkasına konmalıdır. Bu işlemde, kas yapışma yerlerinden ayrılmalı ve kesilmelidir. Aksi halde protez sonradan kasın itmesiyle yer değiştirebilir. Meme dokusu yeterli ise, kas önüne protez konabilir. Kas arkası konması durumunda ameliyat sonrası devre biraz daha fazla sıkıntılı olabilir. Kol hareketleri biraz daha uzun süre kısıtlanabilir.”

  • Kamil Saraçoğlu: Tarım Artık Modern Araç Ve Gereçlerle Yapılmalı

    Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) Kütahya İl Koordinatörlüğü tarafından IPARD 2 Programı Lansman Toplantısı, Hazer Dinari Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.

    Düzenlenen törene Belediye Başkanı Kamil Saraçoğlu, Kütahya AK Parti Milletvekilleri Şükrü Nazlı, Vural Kavuncu, İshak Gazel, AK Parti İl Başkanı Ali Çetinbaş, TKDK İl Koordinatörü ihsan Kaymak, İl Müftüsü Hacı Yusuf Gül, bazı daire müdürleri, davetliler katıldı.

    Tören Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) tarafından kullandırılan IPARD fonları ile Türkiye’ye kazandırılan yatırımları tanıtılan filmin gösterimi ile başladı.

    TKDK’nın yeni kurulduğu 22 il arasında en fazla proje alan koordinatörlük olduklarını söyleyen TKDK Kütahya İl Koordinatörü İhsan Kaymak, “Kütahya İl Koordinatörlüğü olarak TKDK’nın kentte kurulduğu 2013 yılında beri 497 projeyle sözleşme imzalandığını, bu projelerin yatırım tutarının 109 milyon 912 bin 706 lira olduğunu, toplam 61 milyon 577 bin 679 lira olan hibe ödemelerinin sürdüğünü, bu güne kadar ise 483 projeye 46 milyon 749 lira hibe ödemesi yapıldı” dedi.

    Daha sonra konuşan Belediye Başkanı Kamil Saraçoğlu da, “Kütahya’da halkımızın büyük bir kısmının kırsal alanda yaşadığını ve kırsal alanlardan ekmeğinin kazandığını görüyoruz. Ama bu çalışmalar genelde geleneksel tarıma dayalı. Gelişmiş ülkelere baktığımız zaman, tarım nüfusu ya da kırsalda yaşayan nüfusun bizlerden çok çok küçük olmasına rağmen üretimin bizlerden kat kat fazla olduğunu görüyoruz. Bunun en büyük etkeni kırsal alanlarda modern araçlar ve ekipmanlarla üretimin yapılmasıdır. Bizde son zamanlarda TKDK’nın Kütahya’da kurulmasıyla beraber müthiş bir şekilde destek verdiğini görüyoruz” diye konuştu.

    Protokol konuşmaların ardından IPARD programına ilişkin bilgiler sunum eşliğinde aktarıldı.

    Daha sonra ise IPARD programı kapsamında kendi işlerini kuran katılımcılara plaketleri verildi. (EFE)

  • Bahçıvan: “3’Üncü Havalimanı, Ağırlıklı Yerli Üretimle Yapılmalı”

    İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, kamu ve özel sektör projelerinde yerli üretime öncelik verilmesini istedi.

    İstanbul Sanayi Odası (İSO), İstanbul’daki 3’üncü Havalimanı inşaatında kullanılacak malzemelerin yüksek oranda ’yerli üretimle’ gerçekleşmesi, yerli üreticinin desteklenmesi ve cesaretlendirilmesi amacıyla üyelerine yönelik bilgilendirme toplantısı düzenledi. İGA Havalimanları İnşaatı Adi Ortaklığı Ticaret İşletmeleri işbirliği ile gerçekleşen toplantıya, İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, İGA Havalimanları Ortaklığı CEO’su Yusuf Akçayoğlu ve oda üyeleri katıldı. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, kamu ve özel sektör projelerinde yerli ürünlerin tercih edilmesinin Türkiye’nin dışa bağımlılığını azaltacağına, milli gelir, istihdam, ödemeler dengesi ve uluslararası rekabet gücüne olumlu etki yapacağına dikkat çekti.

    “3’ÜNCÜ HAVALİMANI, AĞIRLIKLI YERLİ ÜRETİMLE YAPILMALI”

    Toplantının açılış konuşmasını yapan Bahçıvan, oda olarak yerli üretim ve yerli ürün alımını desteklemenin öncelikli hedefleri olduğunun altını çizdi. Bahçivan, “3’üncü Havalimanı ağırlıklı yerli üretimle yapılmalıdır. Türkiye imalat sanayi her türlü makina ve ekipmanı kolaylıkla üretebilir. İstanbul’un 3’üncü Havalimanında kullanılacak ürünlerin büyük çoğunluğunun üretimine hazırız” dedi.

    Bahçıvan, Cumhuriyet tarihinin en büyük projelerinden olan ve 10 milyar 242 milyon euro yatırım yapılması öngörülen 3’üncü Havalimanı inşaatının ülke ve sanayiciler için önemini vurguladı. Türkiye’nin dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girme, 500 milyar dolar ihracat yapma, kişi başı gelirini 25 bin dolara yükseltme ve işsizlik oranını yüzde 5’e indirme gibi hedeflerinin, sahip olduğu üretim gücü ve potansiyel dikkate alındığında gerçekleşebileceğine dikkat çeken Bahçıvan, “Sanayimizin, yerli üretimin ve yerli ürün alımının desteklenmesiyle bu hedeflere ulaşmak mümkün olacak. Kamu ve özel sektör tarafından gerçekleştirilen projelerin alımlarında yurt içinde üretilen ürünlerin tercih edilmesi ve yerli sanayinin desteklenmesi, birçok sektörde dışa bağımlılığı azaltacak, milli gelir, istihdam, ödemeler dengesi ve ülkemizin uluslararası rekabet gücü üzerinde olumlu etkiler yapacak” dedi.

    “SANAYİNİN REKABET GÜCÜ AÇISINDAN ÖNEMLİ”

    Konuya ilişkin hükümet tarafından cesaretlendirici ve umut verici adımlar atıldığına dikkat çeken Bahçıvan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kamu alımı politikaları, tüm gelişmiş ekonomilerde, ülkelerin sanayileşme yeteneğini yükseltmek amacıyla bir araç olarak kullanılıyor. Bu açıdan Türkiye’de yalnızca kamu alımlarında değil, 3’üncü Havalimanı inşaatı örneğinde olduğu gibi özel sektör eliyle gerçekleştirilen projelerde de yerli üretime önem ve öncelik verilmesi sanayimizin rekabet gücünün gelişmesi açısından büyük önem taşıyor. İmalat sanayimiz her türlü makina ve ekipmanı kolaylıkla üretebilecek konumda olup, kapasitesini de her geçen gün arttırmaktadır. İstanbul’da yapımı devam eden 3’üncü Havalimanında kullanılacak ürünlerin büyük çoğunluğunun üretimi konusunda hazır olduğumuzu, ülkemizin en büyük Sanayi Odası olarak söyleyebiliriz”

    “YEREL ÜRETİCİLERLE İŞBİRLİĞİNE ÖZEN GÖSTERİYORUZ”

    Tüm fazları tamamlandığında yıllık 200 milyon yolcu kapasitesi ile 350’den fazla destinasyona uçuş ve 150’den fazla havayolu şirketine ev sahipliği yapacak olan İstanbul’un 3’üncü Havalimanı’nın inşaatını gerçekleştiren İGA CEO’su Yusuf Akçayoğlu da şöyle konuştu: “İstanbul’u ve ülkemizi dünya havacılık sektörünün merkezi haline getirmek amacıyla İGA olarak, İstanbul Yeni Havalimanı’nın inşaatında hızla yol alıyoruz. Şantiyemiz aslında dünyanın en büyüğü olmaya aday. Halen 10 binin üzerinde çalışanımız yeni havalimanının inşası için yoğun bir şekilde çalışıyor. Projedeki ihtiyaçlar doğrultusunda yerel üreticilerimizle işbirliği içinde olmaya özen gösteriyoruz. İstanbul Sanayi Odası başta olmak üzere tüm iş ortaklarımızla projemizi hayata geçirmek için işbirliği halinde çalışmaya devam edeceğiz”.