Etiket: “Yapılarda

  • “Hala yapılarda eski usul elektrik tesisat sistemleri kullanılmaya devam ediliyor”

    ELYAK Genel Başkanı Evren Yurttaş, binalarda tüm sistemlerin gelişip değişirken hala yapılarda eski usul elektrik tesisat sistemleri kullanılmaya devam edildiğini belirterek, “Oysa ki Elektrik İç Tesisleri Proje Hazırlama Yönetmeliği yapılarda uygulanırsa elektrik kaynaklı yangınlar da sona erer” dedi.

    Son dönemde ortaya çıkan fabrika yangınları dikkatlerin fabrikalar üzerinde yoğunlaşmasına sebep oldu. Türkiye geneli fabrika yangınları her yıl yüzde 10 artış gösterdiği kaydediliyor. Son 10 yıl içerisinde sadece İstanbul’da yaklaşık bin 600 fabrika da yangın çıkarken, fabrika yangınları sebepleri arasında elektrik kaynaklı yangınlar ilk sırada yer aldığı gözlemlendi.

    Fabrikalarda ki elektrik kaynaklı yangınları değerlendiren Elektrik Yangınları ve Hasarlarından Korunma Derneği (ELYAK) Genel Başkanı Evren Yurttaş, “2018 yılının ilk 6 ayında Türkiye genelinde 137, İstanbul’da ise 78 fabrika yandı. İstatistiksel verilere bakılınca fabrikalarda elektrik kaynaklı yangınlar ilk sırada yer alıyor. Elektrik kaynaklı yangınlar genel olarak; aşırı gerilim ve aşırı yüklenme olarak iki temel sebeple özetlenebilir. Aşırı yüklenme; bir sistem veya teçhizatın kullanması gereken akım miktarına göre uygun, kaliteli kablo ve akım kesici sigortaların seçilmesi ile neredeyse uzun yıllar hiç sorun yaşanmayacak şekilde önlenebilir bir durumdur.

    Aşırı gerilim ise; uygun kablo ve akım kesici sigorta belirlendikten sonra, birçok nedenle ortaya çıkabilecek akım darbelerini, aşırı gerilim sönümleyici kullanılması ile tamamen önlenebilir durumlardır. Dünya’da elektronik kart hasarları ve elektrik kontağı yangınları sebeplerine baktığımızda aşırı gerilim kaynaklı sorunların aşırı yüklenme kaynaklı sorunları ciddi oranda geçtiği ve giderek de arttığı gözlemlenmektedir. Sebeplerine baktığımızda ise akım kaynaklı tedbir bilincinin sürekli gelişim gösterdiği, gerilim kaynaklı tedbirlerin ise görmezden gelindiği, hatta o kadar ki kaçak akım rölesinin veya parafudrların aşırı gerilimi engellediği gibi bir algı bile yaygın olarak görülmektedir. Kaçak akım rölesi ülkemizde kullandığımız topraklama çeşidine göre uygulanması gereken ve yönetmelikte zorunlu olan, sistemlerde insanların herhangi bir kaçak durumunda çarpılarak ölme riskini minimize eden ve 30Na değerinin üzerinde bir kaçak algılanması durumunda elektriği kesen ve insanların elektrik çarpılması sonucu hayatlarını kaybetmelerini engelleyen bir üründür.

    Parafudr ise AG (alçak gerilim) sistemlerinde sistem içerisinde özellikle yıldırım düşmesi gibi doğa olaylarının meydana getirdiği anlık aşırı akım darbelerini toprağa ileterek sistemin anlık aşırı akım darbesine maruz kalmasını engelleyen, güç ve hassasiyetine göre; B,C,D sınıfı olmak üzere çeşitleri bulunan ürünlerdir. Her iki tedbirde akım ile ilgili olup anlık aşırı gerilim veya sürekli yüksek gerilim durumlarında işlevleri yoktur. Özellikle fabrikalarda elektrik gel-gitleri ciddi sayılabilecek anlık aşırı gerilim darbelerine sebep olabilmekte ve elektronik kart hasarları yoğun olarak yaşanabilmektedir. Bunun yanında elektrik kullanılan her yerde trafo patlaması ve yıldırım düşmesi hadisesi dahil olmak üzere, nötr kopması, nötr ve toprak hattına faz teması gibi durumlarda anlık veya sürekli aşırı gerilimler oluşabilmekte ve bazen sadece elektronik kart hasarı ile karşılaşılırken bazen de can kayıplarına dahi varabilen yangınlar oluşabilmektedir” diye ifade etti.

    “Yangınlara gerçekçi önlemler alınmalı”

    Yangın güvenliğinin altını çizen Evren Yurttaş, “Yapılarda yangın güvenliği, yangının çıkması ile başlamaz ve de yangın söndürme tedbirleri ile de sınırlandırılamaz. Türkiye’de yangın güvenliği denilince öncelik aktif koruma sistemleri dediğimiz alarm, duman detektörü ve baskılama sistemleri düşünülüyor. Oysa ki yangın güvenliğinin sağlanması için öncelikli hedef, yapılarda yangın riskini en aza indirmek olmalı. Ülkemizde yerli üretimin artarak devam edebilmesi için öncelikle fabrikaları yangına karşı korumamız gerekiyor. Yönetmeliğe uygun sürekliliği ve sürdürülebilirliği olan tedbirler almak gerekiyor. Yangın Yönetmeliği ile Resmi Gazete’de 3 Aralık 2003 Tarihli 25305 sayılı Elektrik İç Tesisleri Proje Hazırlama Yönetmeliği birlikte değerlendirilmeli. Bugün 15 yıl geçmesine rağmen yönetmelikten hiç haberi olmayan ilçe yönetimleri olduğu gibi, yönetmeliğe hiç bakılmadan ve uyulmadan tamamlanan binalar mevcut. Tüm sistemler gelişir, değişirken hala yapılarda eski usul elektrik tesisat sistemleri kullanılmaya devam ediyor. Oysa ki Elektrik İç Tesisleri Proje Hazırlama Yönetmeliği yapılarda uygulanırsa elektrik kaynaklı yangınlar da sona erer. Çünkü bu yönetmeliğin hazırlanmasının sebebi yapılarda elektriğin güvenli kullanılması ve yangınların önüne geçilmesidir” şeklinde konuştu.

  • Sıra Fırtına Vadisi’ndeki kaçak yapılarda

    Rize’de 2 Ağustos’ta meydana gelen selde dikkat çeken Muradiye beldesindeki 7 katlı binanın geçtiğimiz hafta yıkımıyla Rize’de dere yatağında olduğu tespit edilen kaçak yapıların yıkımı Fırtına Vadisi’nde sürecek.

    Rize’nin Ardeşen ilçesi ile Çamlıhemşin ilçesi arasında bulunan Fırtına Vadisi üzerinde tespit edilen, içlerinde işletmelerin de bulunduğu 26 kaçak yapı hakkında yıkım kararı alındı. Rize’deki kaçak ve dere üzerine inşa edilen yapıların yıkımların 2018 yılının sonuna kadar tamamlanacağını dile getiren Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürü Vedat Gürgen, tespit edilen kaçak inşaatların sahiplerini inşaatları devam ettirmemeleri noktasında uyararak yıkımın sinyallerini vermişti.

    öte yandan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ekiplerinin ilk etapta, vadide dere yatağında inşa edildiği belirlenen 9 binanın yıkımını gerçekleştireceği bildirildi.

  • Korunaklı yapılarda güvenlik açığı tehlikesi

    Yurttaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Evren Yurttaş, yüksek güvenlikli yapılarda bulanan güvenlik sistemlerinin trafo patlatılarak devre dışı kalabildiğine dikkat çekerek, geliştirdikleri Trimbox ürününün bu gibi durumları engellediğini belirtti.

    Yurttaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Evren Yurttaş, yerli kaynaklarla ürettikleri aşırı gerilim sönümleyici cihaz Trimbox hakkında bilgi verdi. Yurttaş, ”Güvenlik sistemleri elektrik ile beslenen sistemlerdir. Bir yapının trafosunu patlatarak, tüm güvenlik sistemlerine zarar verip devre dışı bırakılabilir. Bu durum şuan tüm güvenlik sistemlerinin açığı. Trafo patlaması gibi durumlarda, patlama kaynaklı sistemde aşırı gerilim oluşur. Ardından kamera sistemleri yanar ve kayıt işlemi gerçekleştirilemez. Elektronik kilitler devre dışı kalabilir, aydınlatma sistemleri zarar görüp tamamen karanlıkta kalınabilir. Ancak sisteme entegre edilen aşırı gerilim sönümleyici buna engel olur” dedi.

    “Güç kaynağı ve jeneratör sistemleri zarar görebilir”

    Güvenlik sistemlerinde mutlaka güç kaynağı kullanıldığını belirten Yurttaş:”Güç kaynakları, kesinti durumunda sisteme elektrik enerjisi verebilmek için mutlaka sisteme entegredir. Bu yüzden trafo patlaması durumunda ortaya çıkan aşırı gerilim sistemde ki güç kaynaklarını ve jenaretaörleri etki edebilir. Jeneratörlerin çalışmasını sağlayan elektronik kartlar yanabilir ve bu nedenle jeneratör devreye girmez. Jeneratör devreye girse bile kamera ve güvenlik sistemleri çalışamayacak ağır hasarlar alabilir. Trafo patlaması ciddi sonuçlar doğuran bir güvenlik açığına sebep olmaktadır. Bu durum sadece hapishaneler değil bankalar, kurumlar, karakollar ve tüm güvenlik sistemi gerektiren yerler için gerekli” ifade etti.

    “Aselsan sistemlerine entegre etti”

    Elektrikte meydana gelen voltaj darbeleri, aşırı gerilimler, yıldırım düşmesi ya da trafo patlaması gibi olumsuz durumların sınır güvenliğini sağlayan kameraların hasar almasına ve çalışmamasına neden olduğunu belirten Yurttaş, “Kameraların elektrik kaynaklı hasar alması, çalışmamasına ve güvenlik zafiyetine sebep oluyor, kameralar ise ekstra maliyet getiriyordu. ’Trimbox’ markasıyla yerli ve milli olarak üretilen voltaj dengeleyici cihaz sınır güvenliğinde kullanılan bu kameraların sorunlarını ortadan kaldırdı. Aşırı gerilim durumlarında dahi kameralar zarar görmeden çalışmaya devam etti. Bunun üzerine Aselsan, sınır hattında, Doğu ve Güney Doğu bölgesinde kullandığı yüzlerce mobese kamerasına yerli üretim voltaj dengeleyici cihazı monte edilerek modernize edildi. Elde edilen başarının ardından voltaj dengeleyici cihaz Türkiye geneli mobese kameralarına monte edildi. Aşırı gerilimi ortadan kaldıran voltaj dengeleyici Trimbox, mobese kameralarını tam güvenli hale getirdiği için Cumhurbaşkanlığı Beştepe Külliyesi’nde bulunan özel cihazlarda da kullanıldı” açıklamasını yaptı.

  • “Karataş: “Yapılarda yatay plan dönemi başlıyor”

    Tüm İnşaat Müteahhitleri Federasyonu Genel Başkan Vekili ve Antalya İnşaat Müteahhitleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Karataş, yapılarda yatay plan dönemini desteklediklerini kaydetti.

    Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğü tarafından, kentleşme alanında yaşanan sorunları çözmek için hazırlanan taslağın kamuoyunda en çok tartışılan unsurunun yüksek binalar için tedbir alınması olduğunu kaydeden Karataş, “Sevindirici tarafının da imalatın bitme süresini 3 ay daha kısaltacak kazı izin belgesinin, ruhsat beklenmeden verilebilmesi. Sektör aktörleri olarak, kentlerin belirli alanlarda sıkışmasının önüne geçilmesi, rahat, ferah yaşanılabilir alanların ortaya çıkarılması yolundaki politikalara tam destek veriyoruz” diye konuştu.

    “Büyük yatırımlar hızlanacak”

    Taslakta arsanın en çok yüzde 40’ına inşaat yapma sınırının kalktığını dile getiren Karataş, “Böylece, binaların çok katlı apartmanlar yerine az katlı inşa edilmesi amaçlanıyor. Binaların yatay yapılmasını teşvik etmeyi hedefleyen taslakla, binaların önünde ve yanında bırakılması gereken kaldırıma 5 metre, yandaki binaya 3 metre gibi zorunlu mesafelere uymak yeterli olacak. Aynı zamanda bu taslakla, inşaata başlama süresi de kısalacak. İnşaatlarda kazıya başlamak için ruhsat alma şartı gerekirken, 3 ayı bulan süreç, inşaatları geciktiriyordu. Taslakla, “Kazı İzin Belgesi” adında bir belge getiriliyor. Bu belge alınarak kazıya başlanacak. Böylece ruhsat süreci beklenmeyecek. Düzenlemeyle, özellikle büyük yatırımların hızlanması amaçlanıyor” dedi.

    “Çirkin yapılaşma önlenecek”

    Karataş şöyle konuştu: “Mevcut uygulamada, örneğin 20 katlı binanın her katı için ayrı ayrı emsal dışı alanlar yapma hakkı vardı. Bu uygulama ile bu hak kaldırılacak. Bu da müteahhitleri az katlı bina yapmaya teşvik edecek. Diğer bir deyişle, yeni düzenleme ile, bodrum katın üzerindeki mescit, kreş, kapıcı dairesi, yangın merdiveni ve balkon gibi alanlar, toplam inşaat alanının yüzde 30’u ile sınırlandırılacak ve aramızdaki bazı çürük yumurta müteahhitlerin yaptığı yapılarda olduğunu gördüğümüz; örnek vermek gerekirse, mescit yapmış gibi göstererek, bu yapıları konuta dahil etme suistimalinde de bulunamayacak. Öte yandan, bu uygulama ile bakanlık, yamaçlarda yapılan ve kot farkı nedeniyle önden 2 kat arkadan 8 kat görünen binalar için de kademeli mimari şartı getirdi. Bu tür yapılar, ön cepheden kaç kat görünüyorsa, arka cephesinden de aynı görünecek. Böylece, çirkin yapılaşma önlenirken, sokak siluetleri korunacak.”

    “Yatay mimari”

    Master projelerle şehirciliğin tasarlanması gerektiğinin altını çizen Karataş, “Türk insanı mahalle kültürü olan, insanların kaynaştığı, diyalog kurabildiği bir yaşam alanı ister. Bu sebeple de, Türk insanı yüksek katları pekte kabul etmedi. Yüksek katlı yapıların maliyeti, dolayısı ile satış fiyatlarıda, alçak katlı yapılara göre daha pahalıdır. Öte yandan, kentlerdeki tarihi görünümlerin arka planda kalmasına neden olmuştur. Türkiye’nin tarihi dokusunun gelecek nesillere emanet edilmesine katkı sağlayacak yatay şehirleşmenin, kentleri sağlıklı ve düzenli hale getireceğine inanıyoruz. Ancak mimari yapılar kadar ulaşımdan kanalizasyona kadar altyapı çalışmaları da bir bütün olarak değerlendirilmeli. Bu noktada “Kentsel Dönüşüm” ün, “Kentsel Dizayn”ın ve “Kentsel Tasarım”ın da önemleri bir kat daha artacaktır. Sıkıntı olmayan yerlerde kendi, özgün kimlikle, yatay mimarimizi kullanmalıyız” ifadelerine yer verdi.

    Karataş, Antalya gibi deniz kenarına konumlanmış şehirlerde, denizden gelen esintinin arka bölümlere geçmesini sağlayacak önemli bir plan olduğunu sözlerine ekledi.