Etiket: yapılan

  • Malatya Türk Ocaklarından Suriye”de Türkmenlere Yapılan Saldırılara Kınama

    Malatya Türk Ocağı Başkanı Nadir Günata, yaptığı basın açıklaması ile Suriye’de Türkmenlere yapılan saldırılara tepki gösterdi.

    Günata yaptığı açıklamada Suriye’deki Bayır-Bucak Türkmenlerine yönelik katliamlar yapıldığını söyleyerek, ülke olarak ortak bir tavır sergilenmesini istedi. Günata, “Egemen güçleri sıcak denizlere inme planı katliamlarla gerçekleştiriliyor Suriye de Bayır-Bucak Türkmenlerine uygulanan zulüm hat safa ya ulaşmıştır. Karada Suriye askeri, havadan Rus askeri Çoluk çocuk demeden kan bağımız olan, soydaşlarımızı katletmektedirler. Bu meseleleri ülkücülerin sahiplenmesi ne kadar hazindir. Büyük Türk milletinin bir parçası olan Bayır- Bucak Türkmenlerini, bütün duyarlı sivil toplum örgütleri, kuruluşları, siyasi partiler sahiplenmelidir. Sınıra dayanan yirmi bin soydaşımız derhal korunmaya alınmalı, orta doğunun şekillenmesine göz yummamalıyız. Türk topraklarının heder olmasına müsaade etmeyeceğiz. Bizler buna razı olmayız” dedi.

  • Memur-sen Genel Başkanı Yalçın: “Bayırbucak’a Yapılan Saldırıları Lanetliyorum”

    Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, “Bayırbucak Türkmen bölgesine yönelik yapılan saldırıları lanetliyor, zulme ve katliamlara sessiz kalanları kınıyorum. Türkmenlerin korkunç zulümlere, insanlık suçlarına karşı verdikleri mücadeleyi selamlıyor, Allah’tan başkasına boyun eğmeyeceklerini haykıran onurlu kardeşlerimi kutluyorum. Rabbim onların yardımcısı olsun” dedi.

    Antalya, Alanya Bera Otel’de gerçekleştirilen ‘Bem-Bir-Sen Türkiye Buluşması’nda konuşan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, 1 Kasım seçimleri, Yeni Anayasa, İş Güvencesi, Paris saldırısı ve Ortadoğu’da yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi.

    1 Kasım’da; istikrar, güven ve kararlılığın kazandığını vurgulayan Yalçın, “1 Kasım’da; kamu görevlileri, millet, ümmet ve mazlumlar kazandı. 1 Kasım’da; Yeniden Büyük Türkiye, Adil Bir Dünya, Huzurlu Bir Gelecek kazandı. 1 Kasım’da; Türkiye, Balkanlar, Kafkaslar, Orta Doğu, İslam dünyası kazandı. 1 Kasım’da; istiklal, istikrar ve istikbal ideali kazandı. Bugün zaman; kazananların işbirliği, güç birliği ve el birliği yaparak kazanımların sayısını artırma, yeni kazanımlar üretme ve sürdürülebilir hale getirmesinin zamanıdır. Bugün zaman; geçmiş tecrübelerden güç alarak, bugünü en iyi değerlendirerek geleceği inşa etme zamanıdır. Bütün insanlığın barışını ve refahını sağlayacak bir medeniyeti inşa ederek insanlığa emanet etme zamanıdır” diye konuştu.

    YENİ ANAYASA İLE KAZANIMLAR KALICI HALE GETİRİLMELİ

    “2015-2019 döneminde TBMM’nin en büyük eseri ve icraatı; toplumu bağrına basan, sivil, demokratik ve özgürlükçü yeni anayasa olmalıdır” diyen Yalçın, düşünce ve ifade özgürlüğünün, din ve vicdan hürriyetinin, mülkiyet hakkı ve girişimci özgürlüğünün anayasal garanti altına alındığı demokratik bir anayasanın yapılması gerektiğinin altını çizdi. Yalçın sözlerini şu şekilde sürdürdü: “ Mevcut anayasadan farklı olarak yeni anayasada dünya mazlumları da kendini bulmalı, yeni anayasa onlara da umut ışığı olmalıdır. 13 yıldır büyük mücadelelerle elde edilen kılık-kıyafet özgürlüğü ve eğitim alanında yapılan reform ve kazanımlar anayasal güvence altına alınmalıdır. Siyasal iktidarların temel hak ve hürriyetlere dokunmaları, geri götürmeleri engellenmelidir, söz konusu kazanımlar kalıcı hale getirilmelidir.”

    MİLLET İRADESİNE SAYGI GÖSTERİLMELİ

    Konuşmasında başkanlık sistemi tartışmalarına da değinen Ali Yalçın, Türkiye’nin mevcut parlamenter sistemini reforme etmesi ya da yeni hükümet sistemleri arayışına girmesinin demokratik bir yol olduğunu söyleyerek bu arayışın sürdürülmesinin gerekliliğini vurguladı. Yalçın, “Hangi sistemin Türkiye’ye en uygun olduğunu özgürce tartışabilmeliyiz. Hangi sistemin hangi modelin Türkiye için faydalı olacağını başta anayasacılar, hukukçular, siyasiler, sivil toplum kuruluşları, sendikalar olmak üzere tek tek fertler olarak da tartışmaya katılarak yeni bir sistem geliştirebiliriz, bu modeli halkın onayına sunabiliriz. Hatta halkın önüne birkaç tane model sunulur, hangisini tercih ederse o yürürlüğe konulur. Milletin iradesinden korkmamak, millet iradesine saygı göstermek lazım. Bir konunun tartışılmasını bile yasaklamak faşist ülkeler de olur. Bırakın millet başkanlık sistemini tartışsın, en doğrusunu bulsun, kendi geleceğini kendi belirlesin” şeklinde konuştu.

    HÜKÜMET KURMA AŞAMASINDA YETKİLİ SENDİKALARIN FİKİRLERİNE MÜRACAAT EDİLMELİ

    Hükümet programı hakkında ise Yalçın, şu değerlendirmelerde bulundu: “Hükümet kurmakla görevlendirilen Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu’nun Türkiye’deki sosyal tabanı güçlü sivil toplum kuruluşlarının, sendikaların, meslek kuruluşlarının ve iş adamları derneklerinin temsilcileriyle bir araya gelmesi ve hükümet programının şekillenmesi noktasında görüş ve önerilerimizi alması demokratik katılımcılık açısından son derece önemli bir gelişmedir. Bir Başbakan hükümet programıyla ilgili ilk kez katılımcı bir yöntem kullanıyor. Yeni kabine de aynı demokratik yaklaşım ve anlayışla hareket etmeli, alanlarıyla ilgili eylem ve işlemlerinde yetkili sendikaların fikirlerine müracaat etmeli, istişareye açık olmalıdır. Birlikte oluşturulacak sinerji ve enerjiyle çok daha bereketli, verimli icraatların ortaya konulacağı açıktır. Yeter ki, kamunun, siyasetin ve sendikaların aklını ortaklaştırabilelim, aynı zeminde buluşturabilelim.”

    İŞ GÜVENCESİ KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR

    Güçlü kamu görevlisinin, etkin kamu hizmeti; etkin kamu hizmetinin de güçlü devlet anlamına geldiğini söyleyen Yalçın, “Güçlü devlet; bölgesinde ve küresel ölçekte lider ülke, söz sahibi devlet demektir. Bu anlayışla, iş güvencesi kırmızıçizgimizdir, olmazsa olmazımızdır diyoruz. Kamu hizmetinde etkinliğin ve verimliliğin iş güvencesini kaldırma korkusuyla sağlanması hem demokratik değil hem de sürdürülebilir değildir. Kamu hizmetinde etkinlik ve verimlilik; ehliyet ve liyakat ile olur, kamu görevlisinin görev ve hizmet sorumluluğunu artırarak sağlanır, mali ve sosyal teşviklerle gerçekleştirilebilir. Kamu görevlilerinin iş güvencesini gündemde tutmak; çalışma barışını ve toplumsal barışı zedeler, 3 milyon 200 bin kamu görevlisini tedirgin etmek dışında bir sonuç doğurmaz. 1 Kasım seçimleriyle sağlanan istikrara zarar verir, geleceğe odaklanmamızı engeller, Türkiye’nin toplam enerjisinin hizmete yönelmesinin, katma değere dönüşmesinin önünde barikat oluşturur. Memur-Sen olarak, 3. Dönem Toplu Sözleşmelerle elde edilen 213 kazanımla büyük bir moral yakalayan, motivasyonu zirveye çıkan 3 milyon 200 bin kamu görevlisinin huzurunu iş güvencesi tartışmalarıyla kaçırmayalım, ortaya çıkan büyük memnuniyet ve mutluluk tablosunu bozmayalım diyoruz” ifadesini kullandı.

    KAZANDIKLARINIZI PAYLAŞIN

    Konuşmasına Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın G20 zirvesindeki, “İşverenlere tavsiye ediyorum. Biraz az kazanın, kazandıklarınızı dar gelirli insanlarla paylaşın. Bunu bir defa başarmamız lazım. Neden? Fakiri tahrik etmeyelim. Ve paylaşımcı anlayışı hayatımıza egemen kılalım” sözlerini hatırlatarak devam eden Yalçın, bu sözleri bir emek hareketi olarak desteklediklerini açıkladı. Yalçın, bu ifadelerin aynı zamanda sömürü temelli küresel rekabet ve ekonomi düzleminden paylaşma temelli küresel adalet ve sosyal politika düzlemine geçişin ilk kararlı ve önemli adımları olarak gördüklerini belirtti.

    “Bu çerçeve, ‘Dünya 5’ten büyüktür’ duruşunun derinleştirilmesine de katkı sağlayacaktır” diyen Yalçın, “Bu iradenin bize bakan, kamu görevlilerini ilgilendiren bir yönü de var. Patronlara yönelik ‘çalışanlarınızla paylaşın’ çağrısı devlete yönelik ‘büyümeden kamu görevlilerine de pay verin’ teklifimizin ne kadar haklı olduğunun göstergesidir” şeklinde konuştu.

    SURİYELİ KARDEŞLERİMİZİN YANINDAYIZ

    Konuşmasında Baas rejiminin zulümlerini kınayan Yalçın, Batı’nın tavrını da eleştirdi. Yalçın, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Suriye, BAAS Rejiminin varlığı ve ürettiği zulüm nedeniyle, terör örgütlerinin konuşlanma alanı olmuş, savaş çağrıcılarına ve silah tüccarlarına zemin ve vitrin oluşturmuş, uluslar arası platformların enerjisini sömürmüştür. Hepsinden önemlisi 5 milyondan fazla insan yurdundan koparılmış ve 200 bini aşkın insan da hayatını kaybetmiştir. En uzun sınırımızın olduğu Suriye, koca bir sorunlar, acılar ve çatışmalar ülkesine dönüşmüştür. Suriye konusunun asgari çatışmalar dışındaki bütün sorun alanları bizim insan olarak, örgüt olarak, ümmet olarak ve sendika ya da sivil toplum kuruluşu olarak hem ilgi hem sorumluluk alanımızdadır. Zalim-mazlum eşleşmesinde tarafını herhangi bir tereddüde yer vermeden mazlumdan yana belirleyen Memur-Sen, özellikle mülteci-sığınmacı-misafir ya da medeniyetimizin ifadesiyle muhacir konumundaki insanlara el vermek, omuz vermek durumundadır. Şükür bugüne kadar bunun hakkını verdik, bundan sonra da Suriyeli kardeşlerimize destek olmaya devam edeceğiz.”

    YALÇIN’DAN “İSLAMOFOBİ” UYARISI

    Mülteci sorununa Batı’nın bakışını “çifte standartlı” ve “sorunlu” olarak değerlendiren Yalçın, konuşmasında Paris saldırısına da değindi. Yalçın, “Biz ve bizim coğrafyamız mülteci sorununu insani bir sorun ve insanlık açısından bir test alanı olarak görürken, ne yazık ki Batı ekonomik bir külfet, diplomatik bir sorun olarak görüyor. Üstelik bu sorunu büyüten ESED’in gitmesine DEAŞ’ın temizlenmesine dönük hiçbir çabaları olmadığı halde. Devlet ve millet olarak Batı’yı uyarmıştık. ‘Bu yangın sadece bölgede kalmaz. Terör sizin de canınızı yakar. Zaman hatası, diplomatik kurnazlıkla soruna sırt çevirmeyin’ demiştik. Dinlemediler. Sonuç, Paris’te 132 kişinin ölümüyle sonuçlanan eş zamanlı 8 terör saldırısı. Saldırıdan hemen sonra Fransa’nın Rakka’yı bombalaması; ‘ölen sizinkilerse bize ne. Ölen bizimkilerse İslam coğrafyasını bombalamamızdan size ne’ duruşunu özetliyor. Fransa’daki sığınmacılara yapılan saldırılar, Müslümanlara ve Müslümanların kuruluşlarına yönelik kolluk uygulamaları Paris saldırısının büyük oranda İslamofobi aparatına dönüştürüleceğini şimdiden gösteriyor. Batı’ya ait şark kurnazlığı kabul edilemez. Buna izin verilemez. Memur-Sen olarak, Batı’nın maddeci ve çıkarcı yaklaşımına karşı Türkiye’nin insani ve vicdani yaklaşımını sürdürmesini destekliyoruz. Türkiye’nin bu kadar uzun bir süreçte 2.5 milyon mülteciyi misafir etmesi, bundan dolayı küçük bir sitem dahi etmemesi yüzyılın en büyük insani ve vicdani olayıdır. Bunu da tarih mutlaka yazmalıdır. Yazacaktır da” diye konuştu.

    TÜRKMENLERE YAPILAN ZULMÜ KINIYORUM

    Bayırbucak’a yapılan saldırıları da konuşmasında değerlendiren Yalçın, “Üç Gündür; Rusya ve Baas rejimi havadan, karadan ve denizden Türkmenleri vuruyor… Şehitlerimiz ve yaralılarımız var. Dünyadan ses var mı, yok. Bayırbucak Türkmen bölgesine yönelik yapılan saldırıları lanetliyor, zulme ve katliamlara sessiz kalanları kınıyorum. Türkmenlerin korkunç zulümlere, insanlık suçlarına karşı verdikleri mücadeleyi selamlıyor, Allah’tan başkasına boyun eğmeyeceklerini haykıran onurlu kardeşlerimi kutluyorum. Rabbim onların yardımcısı olsun” dedi.

  • Başkan Atabay Yapılan Hizmetleri Yerinde Anlattı

    Didim Belediye Başkanı A. Deniz Atabay haftalık basın toplantısının ardından basın mensuplarıyla birlikte belediyenin sürdürdüğü üst yapı çalışmalarını gezdi. Didim’in her karış toprağına hizmet etmeye çalıştıklarını belirten Atabay yol ve park çalışmalarına ara vermeden sürdürdüklerini söyledi.

    Didim Belediye Başkanı A. Deniz Atabay haftalık basın toplantısının ardından basın mensuplarıyla birlikte belediyenin sürdürdüğü üst yapı çalışmalarını gezdi. Başkan Atabay haftalık basın toplantısında belediyenin Merkez dışında Akbük, Balat, Sedef Koy ile bir çok yerde yol çalışmaları yaptığını, bir çok okulun bahçesinin parka taşı döşeme işini gerçekleştirdiğini söyledi.

    Ardından basın mensuplarının yapılan çalışmaları yerinde görülmesi teklifini geri çevirmeye Başkan Atabay, daha sonra basın mensuplarıyla birlikte yapımı devam eden ve tamamlanan bölgeleri gezdi. Altınkum Mahallesinde tamamlanan yolların kenarlarına yapılan kaldırım çalışmalarını gösteren Başkan Atabay “Parke taşı döşendikten sonra kaldırım çalışmalarımız bu şekilde beton olarak yapılıyor. Hem temiz hem de kalıp şeklinde yapılıyor. Bu da maliyetlerin düşmesini sağlıyor.” dedi.

    “ÜST YAPI ÇALIŞMALARI HIZ KESMEDEN SÜRÜYOR”

    Altınkum’da tamamlanan park çalışmalarını da gösteren Başkan Atabay, efeler Mahallesinde devam eden park çalışmalarını da yerinde inceledi. Efeler Mahallesinde yapımı süren parkta yürüme yolu, Futbol ve basket bol sahaları, oturma bankları ve spor aletlerinin konulacağını belirten Başkan Atabay evcil köpeklerin gezmesi içinde kapalı köpek gezdirme alanı yapıldığını söyledi.

    Çamlık Mahallesinde belediye tarafından sürdürülen yol yapım çalışmalarını da gezen Başkan Atabay “Bu bölgede yağmur suyu hattı çalışması yapıldı. Bundan sonra üst yapısı yapılıyor. Hem kaldırım hem de parka taşı döşemesi yapılıyor. Aydınlata direkleri de buna göre belirlenecek. Bu konuda Aydem ile görüştük. Bu bölgede su baskınlarının da önüne geçilmiş olacak.” dedi.

    “STAD ÇEVRESİ YEŞİLLENECEK; SENTETİK SAHA AYDINLANACAK”

    Başkan Atabay daha sonra Didim Atatürk stadı çevresindeki boş alanların yeşillendirme çalışmalarını da yerinde inceleyip, bölgenin yeşillendirilip, yeşil alanlara spor aletlerinin konulacağını ve tel örgülerinde değişeceğini söyledi.

    Stadın ya tarafındaki Sentetik sahanın ışıklandırma çalışmasını için görüşmelere başladıklarını ve sahanın ışıklandırılmasının yapılacağını müjdeleyerek tüm takımların rahatça antrenman yapacağını söyledi.

    “MEZARLIK BAKIMINDA SONA GELİNDİ”

    Başkan Atabay daha sonra Didim Asri Mezarlığında belediye tarafından 3 aydır sürdürülen çalışmaları da basın mensuplarına anlatırken “Dış duvarı yeniden yapılıyor. Kısa bir sürede tamamlanacak. Mezarlığın kapısı da modern bir hale gelecek. İç kısımda da şadırvan, abdest alma yeri, hizmet yeri düzenlendi. Tüm mezarlara rahat ulaşılması için parke taşı döşendi. Mezarlığın içerisindeki tüm çeşmeler yenilendi. Işıklandırılması yapılıyor. Süreç içerisinde aralara oturma bankları da konulacak. Ayrıca mezarların üzerindeki kurumuş otların da temizliği yapıldı. Bu bakım ve temizlik düzenli yapılacak.” dedi.

  • 112 Acil Çağrı Merkezine Yapılan Asılsız İhbarların Ardı Arkası Kesilmiyor

    İl Sağlık Müdürlüğü tarafından 112 acil çağrı hattının gereksiz aranmasının önlenmesi ve trafikte ambulansın geçiş önceliğine özen gösterilmesi konularında toplumsal farkındalık oluşturmak amacıyla medya kampanyası başlatıldı. Düzenlenen programda basın açıklaması yapan İl Sağlık Müdürü Dr. İsmail Kılıç, 112 acil çağrıyı bazı vatandaşların gereksiz arayarak meşgul ettiğini belirterek, “Yolu bulamadık tarif edin, kedim hastalandı gelin buna da bakar mısınız?, okeye dördüncü aranıyor’ diyerek aklınıza gelecek her konuda 112 aranıyor” dedi.

    İl Sağlık Müdürlüğü bahçesinde yapılan basın açıklamasında İl Sağlık Müdürü İsmail Kılıç, medya kampanyası ile ilgili olarak bilgiler verdi. Kılıç açıklamasında, “Bakanlığımızca sağlık hizmetlerinin ulaşılabilirliğinin ve kalitesinin arttırılmasına yönelik çalışmalar kapsamında acil sağlık hizmetlerinin sunumunda ‘112 Acil Çağrı Hattının gereksiz aranmasının önlenmesi ve trafikte ambulansın geçiş önceliğine özen gösterilmesi konularında 2015 yılı ikinci yarısından başlatılarak bir yıl içerisinde gerçekleştirilmesi hedeflenen toplumsal farkındalığın artırılması amacı ile medya kampanyası planlanmıştır. 16 Ekim 2015 tarihinde Sağlık Bakanlığımız Sayın Mehmet Müezzinoğlu’nun katılımı ile Bursa ilinde kampanyaya start verilmiştir. Türkiye genelinde 2014 yılında 112 çağrı hattı 118 milyon 260 bin 579 kez aranmıştır. Bu çağrılardan sadece 4 milyon 393 bin 884’ü acil vaka, 113 milyon 866 bin 695 çağrı ise asılsız ihbar olarak değerlendirilmiştir. İlimizde 2015 yılı ilk 10 aylık santral istatistikleri değerlendirildiğinde; 112 Komuta Kontrol Merkezine gelen 2 milyon 50 bin 401 toplam çağrıdan 887 bin 367 çağrı değerlendirilmiş bunun dışında kalan 1 milyon 163 bin 34 çağrı ise görev dışı çağrı yani asılsız ihbardır. İstatistiksel olarak santral verilerine bakıldığında toplam çağrının yüzde 43.28’i değerlendirilirken, çağrıların yüzde 56.72’si ise asılsız ihbardır. Bu da geciktirilemez ve ertelenemez sağlık hizmeti sunumunda vatandaşlarımızın alacağı sağlık hizmetlerinin kalitesini düşürmekte ve gerçek hastaların bize ulaşmasında gecikmelere sebep olmaktadır” şeklinde konuştu.

    Kampanya kapsamında vatandaşlara iletilmek istenen mesajın 112 Acil Çağrı Hattının gereksiz aranmasının önlenmesi ve trafikte ambulansın geçiş önceliğine özen gösterilmesi olduğunu dile getiren İsmail Kılıç, şunları söyledi:

    “Bir yıl sürecek kampanyamızda Milli Eğitim Müdürlüğü, Büyükşehir Belediyesi, Kayseri yerel ve ulusal medya kuruluşları, Kayseri Servis Şoförleri ile iş birliği halinde olacağız. Okullarda personelimiz bakanlığımızın hazırladığı slayt ve animasyon filmlerini sunduktan sonra okul bahçesindeki ambulansı tanıtıp tek tek çocuklarımızı ambulansa bindireceklerdir. Başka ekiplerimiz ise Kayseri meydanında alışveriş merkezlerinde stantlar açacak halkımıza broşürler dağıtacak, 112’nin önemini vurgulayarak ‘yaşama yol ver’ ve ‘112’yi gereksiz meşgul etme mesajını vereceklerdir.”

    112 acil çağrı merkezine çok sayıda asılsız ihbar geldiğini belirten Kılıç, “Asılsız ihbarlar çok çeşitlidir. Örneğin bir trafik kazasında aynı kaza için 10 kişi birden arayabiliyor. Biz bunu asılsız ihbar olarak görmüyoruz ancak çocukların kullandığı telefonlar, cep telefonu denemek için yapılan çağrılar, keyfi sohbet etmek isteyenler , ’yolu bulamadık tarif edin, kedim hastalandı gelin buna da bakar mısınız?, okeye dördüncü aranıyor’ diyenler ve aklınıza gelecek her konuda 112 acil çağrı merkezi aranıyor. Gereksiz çağrıları biz savcılığa verebiliyoruz. Bununla ilgili geçen sene Kayseri’den iki kişi de ceza aldı. Trafikte ambulanslar siren çalıyorlar. Ancak araçlar yol vermedikleri gibi ambulans şoförünü de darp edebiliyorlar. Ülke genelinde yol vermeme veya verememe olayı sık yaşanan bir olaydır. Biz Kayseri’de 37 lokasyonda çalıştığımız için ciddi bir sıkıntımız olmuyor. Ambulanslarımızın arkasında hızla seyreden araçlar var bunlar hoş davranışlar değildir” ifadelerini kulandı.

  • ADÜ KBB Akreditasyonu Yapılan Altıncı Anabilim Dalı Oldu

    Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz (KBB) Anabilim Dalı, Türkiye’de akreditasyonu yapılan altıncı anabilim dalı oldu.

    Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz (KBB) Ana Bilim Dalı, KBB ve Baş Boyun Cerrahisi uzmanlık eğitiminin yeterliğini gösteren Akreditasyon Belgesini, 19 Kasım 2015 tarihinde ADÜ Rektörlük makamında gerçekleşen törenle aldı.

    Türkiye genelinde akreditasyonu gerçekleşen altıncı Ana Bilim Dalı olan Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB Ana Bilim Dalı’nın yeterlik belgesi, Türk KBB ve Baş Boyun Cerrahisi Derneği Başkanı Prof.Dr. Metin Önerci tarafından ADÜ Rektörü Prof Dr. Cavit Bircan, ADÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Serpil Demirağ ve KBB Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Sema Başak’a teslim etti.