Etiket: yapılan

  • Kahraman Gazi, Türkiye’de ilk kez yapılan yöntemle sağlığına kavuştu

    Kahraman Gazi, Türkiye’de ilk kez yapılan yöntemle sağlığına kavuştu

    Gabar Dağı’nda 3 yıl önce teröristlerin döşediği patlayıcının infilak etmesi sonucu ağır yaralanan Erzurumlu Uzman Çavuş Abubekir Durmuş, Türkiye’de ilk kez yapılan bir yöntemle Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde ameliyat edilerek sağlığına kavuştu.

    4 Nisan 2017 yılında Şırnak’ta uzman çavuş olarak görev yapan Erzurumlu Abubekir Durmuş (36), 60 arkadaşıyla birlikte Gabar Dağı’na operasyona giderken yolda teröristler tarafından döşenen 1 ton patlayıcının infilak ettirilmesi sonucu ağır yaralandı. 3 arkadaşının şehit olduğu patlamada ağır yaralanan Durmuş, tedavi altına alındı. İlk olarak kafatasına yapay kafatası olarak titanyum kaplama yapılan Durmuş’un kafatası deri inceldiği için tutmadı, zamanla aşınarak açılma oldu. Toplamda 3 ameliyat geçiren Durmuş, son bir yıldır şiddetli ağrılar yaşamaya başladı. Durumunu anlatan bir video çekerek sosyal medyada yayınlayan Durmuş’a olumlu dönüşler oldu.

    Daha sonra Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tedavi altına alınan Abubekir Durmuş, Türkiye’de ilk kez yapılan yöntemle ameliyat edildi. Abubekir Durmuş’un bacağından alınan parçalar, kafatasına nakledildi. Sağlığına kavuşan Erzurumlu gazi Abubekir Durmuş, tedavisinin ardından Erzurum’a ailesinin yanına döndü. Defalarca ölümle burun buruna gelen Gazi Dadaş, 7 kez takdir belgesiyle ödüllendirildi.

    “5 tonluk patlayıcının 1 tonu patladı, Allah bizi sakladı”

    Operasyonun 4 Nisan 2017’de olduğunu ifade eden Abubekir Durmuş, “Teröristlerin daha önce döşemiş oldukları el yapımı patlayıcısını bizi oraya çekmek için görüntü vermişler. İHA’ların almış olduğu görüntü sonrası bizim tugay ve bölük oraya görevlendirildi. İntikal ettikten sonra arazi taramasına başladık. Teröristler bizim hareket ettiğimizi görünce gittiğimizi sanmışlar. Önceden yerleştirmiş oldukları el yapımı patlayıcısını infilak ettirdiler. Yaklaşık 5 tonluk el yapımı patlayıcısı düzeneği düzenlemişler. İnfilak ettirdikten sonra 1 tonu sadece patladı. Geri kalan 4 tonu kablolarda oksitlenme olduğu için temas sağlanamamış patlamamış. 5 tonluk patlayıcının hepsi patlasaydı 20-30 tane şehit verebilirdik. Allah sakladı. 1 tonu patladı 3 arkadaşım şehit oldu, 6 yaralı vardı” dedi.

    “Patlamadan sonra beni şehit oldu gözüyle helikoptere koymuşlar”

    Patlamada yaralıların içinde en ağır durumu olanının kendisinin olduğunu belirten Durmuş, “Helikopter geldiğinde beni şehit olduğu gözüyle koymuşlar. Şırnak’ta ilk müdahalemden sonra Ankara GATA’ya sevk edildim. Uçakta 6 kere kalbim durmuş, hemşire sayesinde geri dönmüşüm. Ankara GATA’da yoğun bakıma alındım, 72 saat komada kaldım. Yoğun bir tedavi ve ameliyat sonucu hayata döndürüldüm. 45 gün yoğun bakımda kaldım” diye konuştu.

    “Önceden yatağa bağlı yaşıyordum, şimdi hayata bağlı yaşıyorum”

    Baş ağrıları artınca sosyal medyada video paylaşarak yardım isteğini kaydeden Durmuş, “Sosyal medyada video sonucunda Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca tarafından Ankara Tıp Fakültesine verdiği direktif sonucu Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şükrü Çağlar ve beraberindekiler 11 saatlik uzun uğraş sonucunda ameliyatımı gerçekleştirdiler. Ameliyatım başarılı geçti. Önceden yatağa bağlı yaşıyordum. Baş ağrılarım uyumayınca çok artıyordu. Şimdi hayata bağlı yaşıyorum” şeklinde konuştu.

    “İçim buruk, vatani görevime dönmek istiyorum”

    Gözyaşlarını tutamayan Durmuş, vatani görevine bir an önce dönmek isteğini belirterek, “Ailemin yanına döndüm çok mutluyum ama bir yanım hep buruk. Vatani görevimden uzak kalmak, bir an önce iyileşip tekrardan eski görevime devam etmek istiyorum. Onun için de tedavilerime iyi bir şekilde devam ediyorum. En kısa zamanda bıraktığım üniformama, silahıma kavuşup şerefli ve onurlu görevime tekrardan devam etmek istiyorum” dedi.

    “Komutanlarıma söyledim onun yerine ben giderim dedim”

    Oğluyla gurur duyduğunu vurgulayan 64 yaşındaki baba Şefik Durmuş ise, “Ağır yaralanmıştı. 30-40 gün komada kaldı. Öldürmeyen Allah öldürmedi. Komutanlarıma söyledim onun yerine ben giderim dedim. Maddi olarak bir şey istemiyorum ama manevi olarak topraklarımızı kimseye bırakmayız. Ben de gitsem, canım da gitse, evladım da gitse vatan sağ olsun. Hiç gözümü kırpmadan giderim. Allah razı olsun bakanlarımızdan, Cumhurbaşkanımızdan bizi yalnız bırakmadılar. Evladımla gurur duyuyorum. Bir Abubekirler gider on Abubekirler gelir” şeklinde konuştu.

  • Muş’ta deneme ekimleri yapılan şeker pancarı ve patatesten elde edilen ürünler analiz edilecek

    Muş’ta deneme ekimleri yapılan şeker pancarı ve patatesten elde edilen ürünler analiz edilecek

    Muş Alparslan Üniversitesi (MŞÜ) Uygulamalı Bilimler Fakültesi Bitkisel Üretim ve Teknoloji Bölümü tarafından gerçekleştirilen iki ayrı bilimsel deneme çalışmasından elde edilen ürünler Muş Şeker Fabrikası laboratuvarlarında analiz edilecek.

    Geçtiğimiz günlerde Çatbaşı ve Güroymak’taki deneme alanlarında MŞÜ Rektörü Prof. Dr. Fethi Ahmet Polat başkanlığında yapılan inceleme gezisinde patates ve şeker pancarı deneme ekimlerine dair sonuçlar yerinde incelenmiş ve ürünler yerinde kontrol edilmişti. Elde edilen ürünlerin laboratuvar analizleri için Rektör Yardımcısı ve Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yaşar Karadağ ve denemelerin yürütücüsü olan Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Yaşar, Muş Şeker Fabrikası yetkilileri ile bir araya geldi.

    Muş Şeker Üretim Sanayi A.Ş. Genel Müdürü Turgut Kızılkaya ve İşletme Müdürü Ali Kayaaslan’ın katıldığı görüşmede Genel Müdür Kızılkaya fabrika hakkında bilgiler verdikten sonra Muş’un ekolojik koşullarında bilimsel olarak ilk defa yürütülen bu araştırma sonucunda denemelerden elde edilen numunelerin sırasıyla polar şeker oranı, arıtılmış şeker oranı ve şeker verimi kalitesi açısından Muş Şeker Fabrikasında analiz edileceğini dile getirdi.

  • Su üzerinde yapılan gösteride Azerbaycan ve Türk bayrağı açıldı

    Su üzerinde yapılan gösteride Azerbaycan ve Türk bayrağı açıldı

    Erzurum’un Uzundere ilçesine bağlı olan Tortum gölünde gerçekleştirilen ‘Palandöken’den Uzundere’ye 1. Ulusal Doğa ve Su Sporları’ Festivalinde, Azerbaycan ve Türk bayrağı açıldı. İzleyicilerin kameralarına yansıyan bayraklı gösteri güzel görüntüler oluşturdu.

    Erzurum’un Uzundere ilçesinde düzenlenen ‘Palandöken’den Uzundere’ye 1. Ulusal Doğa ve Su Sporları’ Festivalinde, su üzerinde gösteri yapan bir vatandaş Azerbaycan ve Türk bayrağı açtı. Kenarda gösteriyi İzlen vatandaşların cep telefonu kameralarına yansıyan bayraklı gösteri güzel görüntüler oluşturdu. Gerçekleşen festivalde bayrak açılarak Azerbaycan’a destek mesajları gönderildi.

  • Çekme payına yapılan araba garajına yıkım için geldiler

    Çekme payına yapılan araba garajına yıkım için geldiler

    Bilecik’te yaptığı iki bina arasında 6 metrelik çekme payına araba garajı yapılınca belediye yıkıma geldi.

    Bilecik merkez Bahçelievler Mahallesi İstiklal Caddesi üzerinde Cem Sanemoğlu tarafından yan yana yapılan iki binanın 3’er metrelik çekme payına 2017 yıllarda araba garajı yapıldı. Şahıs 2017 yılının sonunda Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne imar barışından yararlanmak için başvuru yaptı. İl Müdürlüğü yapılan ilk başvuruyu onaylarken, 6 ay sonra bu başvuruyu iptal etti. Ardından şahsa “İmar kirliliği” oluşturdu mu gerekçesiyle dava açtı. Bu daha sonuçlanmadan Bilecik Belediyesi encümen kararıyla şahsa 75 bin lira ceza kesti. Bu parayı ödemeyen şahıs belediye karşı dava açtı. Bu davada sonuçlanmadan belediye ekipleri sabah araba garajının olduğu yere iş makinası ile gelerek, yıkmak istedi. Cem Sanemoğlu’nun avukatı Edip Maltaş belediye görevlilerine yıkımın yasal olmadığı anlatı. Bir süre telefon trafiği yapan belediye ekipleri ardından olay yerinden ayrıldı.

    “Burada belediyenin yapmak istediği işlem tamamen hukuka aykırıdır”

    Basın mensuplarına bir açıklama yapan Avukat Edip Maltaş, “Belediye yetkilileri ile zabıta görevlileri bulunduğumuz alanın yıkımı için buraya geldiler. Ancak dosyayla ilgili olarak verilmiş olan herhangi bir yıkım kararı bulunmamaktadır. Sadece kendileri şu aşamaya kadar idari para cezası vermiş olup, idari para cezasına ilişkin mahkeme sürecini başlatmış bulunmaktayız. Her ne kadar kendileri yıkım kararı vermiş olmamasına rağmen yıkım kararı vermişçesine buraya gelerek hem çevre halkı hem de tüm toplumu rahatsız edecek şekilde burada bulunmuşlardır. Burada bir hukuka aykırılık vardır diyerek kendilerine bu durumu izah etmeye çalıştık. Bir yıkım kararı verilmediğini, burada şu aşamada idari para cezası verildiğini onun için yıkımı gerçekleştiremeyeceklerini kendilerine izah ettik ve yıkımı gerçekleştiremediler. Burada belediyenin yapmak istediği işlem tamamen hukuka aykırıdır. Öncelikli olarak bir yıkım kararını vermeleri ardından bize bunu tebliğ etmeleri ve biz dava açarsak dava neticesini bekleyerek hareket etmeleri gerekmesine rağmen bu şekilde alelacele buraya gelmelerini biz ne yazık ki anlamlandıramadık. Yıkım kararı vermeden ve mahkeme kararı olmadan yıkıma geldikleri her zamanda da bu mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz. Bilecik Belediyesi encümeninin almış olduğu karara göre burada sadece yıkım kararı vermeksizin idari para cezası verdikleri ve idari para cezasının uygulanması gerektiğine ilişkin kararlar var. Yıkım kararı vermemelerine rağmen yıkıma gelmiş durumdadırlar” dedi.

    “Yıkım kararı verilir, mahkeme sonuçlanır, encümen kararı alınır ve tebliğ edilir bende içerideki eşyalarımı alırım ve gelir yıkar”

    Cem Senemoğlu ise, “Belediye burada daha önceki zaman diliminde Pelitözü Gölpark’ta uğradığını düşündüğü hukuksuzluğu şuan burada bize karşı uyguluyor. Tamamıyla kişisel olarak siyasi hareket ediyorlar. Yıkım kararı verilir, mahkeme sonuçlanır, encümen kararı alınır ve tebliğ edilir bende içerideki eşyalarımı alırım ve gelir yıkar. Fakat şimdi böyle yangından mal kaçırır gibi mahkemesi devam eden bir yeri yıkmak için neden uğraşıyorlar. Bunun gibi çekme payına garaj yapılan Bilecik’te bin tane örnek verebilirim. Çevremizdeki örneklerini gösterdiğimizde projelendirildi deniliyor e o zaman hani çekme payına bir şey yapmak yasaktı. Siz izin verince kanun raftan kalkıyor da biz yapınca mı kanun karşımıza çıkıyor. Buranın mahkemesi devam ediyor mahkeme bitsin, hukuk karşısında benim suçlu olduğum kanıtlansın ondan sonra gereği yapılsın. Ben bu şekilde bin tane örnek gösteririm hangisini yıkacak belediye merak ediyorum. İlgilileri burada göreve davet ediyorum” dedi.

  • Doç. Dr. İdiz: “Sahte bir şeyhin yanlışından hareketle Müslümanlara yapılan saldırıları şiddetle kınıyorum”

    Doç. Dr. İdiz: “Sahte bir şeyhin yanlışından hareketle Müslümanlara yapılan saldırıları şiddetle kınıyorum”

    Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ferzende İdiz, sahte bir şeyhin yanlışından hareketle tasavvuf ve Müslümanlara yapılan saldırıların kabul edilmeyeceğini belirterek, “Sahte şeyhin yaptığı hareketin; dine, imana, tasavvufa, insanlığa sığmadığını yüksek sesle söylüyor ve de kınıyorum. Bu yanlıştan hareketle tasavvuf ve Müslümanlara yapılan saldırıları da aynı şiddetle kınıyorum” dedi.

    Son günlerde sahte bir şeyhin çirkef bir davranışını fırsat bilen bazı çevrelerin tasavvuf, tarikat, cemaat ve dindarlara adeta saldırıya geçtiğini belirten YYÜ İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ferzende İdiz, “Kimisi, tarikat ve cemaatler hepten kapatılmalı derken, birileri de hızını alamayıp imam hatiplilere ağza alınmayacak hakaretlerde bulundular. Oysa yanlış yanlıştır. Yanlışı yapanın; şeyh, imam, öğretmen, milletvekili, belediye başkanı veya sıradan bir vatandaş olması fark etmez. Yapılan şayet yanlışsa kınanmalı ve tepki gösterilmelidir. Bu yapılırken de cemaatçilik, ırkçılık, yandaşçılık veya particilik yapılmamalıdır” ifadelerini kullandı.

    Bir tasavvuf akademisyeni olarak sahte şeyhin yaptığı hareketin; dine, imana, tasavvufa, insanlığa sığmadığını ve bunu yüksek sesle kınadığını söyleyen İdiz, “Aynı şekilde bu tür davranışlarda bulunduğu söylenen belediye başkanı, milletvekili kim varsa onları da kınıyorum. Aynı tepkiyi, sahte şeyh üzerinden Müslüman kesime ve tasavvufa saldırıda bulunanlardan dünya görüşlerine yakın olan belediye başkanı ve milletvekili için yapmalarını da bekliyorum. Aksi taktirde samimiyetlerinden şüphe ederim” diye konuştu.

    Birçok farklı tanımı olmakla beraber genel anlamda tasavvufun; peygamber ve sahabesinin yaşadığı gibi yaşamaya çalışmak olduğunu belirten Doç. Dr. İdiz, “Tarikat ise bu yaşamın pratize edildiği kurumlardır. Kendisine peygamber ve sahabeyi örnek almış olan bir kesimin tamamı hedef alınarak, sahte bir şeyh yüzünden dil uzatılmamalı ve hakaret edilmemelidir. Eleştiriler yanlışı yapan kimsenin şahsına yani sahte şeyhe yapılmalıdır. Aynı şekilde tecavüzde bulunduğu iddia edilen belediye başkanı veya tacizde bulunduğu söylenen milletvekili üzerinden tüm belediye başkanları, milletvekilleri ve onlarla aynı görüşte olanlara hakaret edilemeyeceği gibi. Maalesef peygamber ve sahabe gibi yaşamaya çalışanların da içerisinde sahteleri olmuştur. Ancak yine bunlara ilk tepki gerçek mümin ve sofilerden gelmiştir” dedi.

    Dinin emir ve yasaklarının belli olduğunu ifade eden İdiz, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Allah’ın yasaklarını çiğneyen ve yüz kızartıcı davranışlarda bulunan kim olursa olsun eleştirilmelidir. Eleştiri de yanlışı yapanın şahsına olmalı, şahsın içinde bulunduğu kurum, toplum ve çevreyi hedef almamalıdır. Bu anlamda sahte bir şeyhin yanlışından hareketle tasavvuf ve Müslümanlara saldıranları kabul etmemiz mümkün değildir. Bu haksız hakaretlerde bulunanları da aynı şiddetle kınıyoruz.”