Etiket: YANLIŞ

  • MTSO Meclisi: “Polipropilen tesisine karşı değiliz, ancak yer seçimi yanlış”

    MTSO Meclisi: “Polipropilen tesisine karşı değiliz, ancak yer seçimi yanlış”

    Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Meclis Toplantısında, Mersin’de yapılması planlanan polipropilen tesisi masaya yatırıldı. Yatırımı değerlendiren meclis üyeleri, böyle bir yatırıma karşı olmadıkları, ancak yatırım yeri seçiminin yanlış olduğu görüşünde birleşti.

    MTSO Ocak Ayı Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Hamit İzol başkanlığında gerçekleşti. Toplantıda Mersin’de yapılması planlanan polipropilen tesisi yatırımını değerlendirdi. Yapılan görüşmelerde “Mersin, polipropilen tesisi yatırımına karşı değildir. Yatırım için seçilen yerin Mersin Yeni Konteyner Limanı ve Serbest Bölge genişleme alanı olarak planlanmış olması nedeniyle yer seçimi yanlıştır” görüşü oy birliği ile kabul edildi.

    Polipropilen yatırım yeri olarak seçilen ve özel endüstri bölgesi olarak ilan edilen alanın, daha önceki planlarda Mersin Serbest Bölge Gelişme Alanı, Sanayi Depolama Alanı, Mersin Ana Konteyner Limanını da kapsayıp kent merkezine yürüme mesafesinde olmasından dolayı MTSO Meclisi yatırım yerinin doğru yer olmadığını savundu. Kararda, Mersin’in yatırımlara karşı olmayıp kentin kapısının yatırımcılara her zaman açık olduğu vurgulandı. Bu yatırımın ise yerini onaylamayıp böylesi önemli yatırımlarda kent dinamiklerinin de görüşüne başvurulması gerektiği tüm meclis üyelerince kabul edildi. Meclis üyeleri, bu bölgenin 10. ve 11. Kalkınma Planında belirtildiği gibi Mersin Konteyner Limanı olarak değerlendirilmesi halinde kentin lojistik gücünü artırarak hem ekonomik gelişimine hem istihdama daha fazla katkı sunacağını vurguladı. Aynı zamanda tesisin şehir merkezine ve yerleşim yerlerine çok yakın bir mesafede yapılacak olmasının kent için büyük bir tehlike olduğunu belirten meclis üyeleri, böylesi bir sanayi tesisi yatırımının yerleşim yerlerinden uzakta yapılmasıyla kentin gerek çevresel gerekse fiziksel tehditlere karşı korunmuş olacağını dile getirdi.

    Mecliste, Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesinde (MTOSB), MTSO ve MTOSB işbirliğinde yapımı tamamlanan Yenilik ve Dijital Dönüşüm Merkezini (Model Fabrika) işletmek üzere şirket kurulması kararı da alındı.

    “Kent sorunlarına karşı ortak kararlar alacağız”

    Meclis Başkanı Hamit İzol, yaptığı açılış konuşmasında, önümüzdeki süreçte MTSO Meclisi olarak her ay kent ile ilgili bir konu üzerinde değerlendirme yaparak konuyla ilgili oluşan görüşlerini kamuoyuyla paylaşacaklarını dile getirdi. Bu konuların meclis olarak takipçisi olacaklarını da vurgulayan İzol, ilk olarak Mersin’de yapılması planlanan polipropilen yatırımını ele alacaklarını söyledi. Sonraki aylarda Alata Bahçe Kültürleri ve Araştırma Enstitüsünün durumu, Mersin’de öncü ve örnek bir turizm yatırımıyla ilgili yürütülen çalışmaları ve diğer konuları da ele alarak devam edeceklerini kaydeden İzol, konunun uzmanlarıyla görüşüp, kentin ihtiyaçlarını gözeterek gerekli tavsiye kararlarını bilimsel veriler doğrultusunda alacaklarını bildirdi.

    “Yatırım kararları alınırken yerel dinamikler karar süreçlerine dahil edilmeli”

    MTSO’nun gücünü meclisinden aldığını vurgulayan Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ise “Her ne kadar başkan olarak ben ya da yönetim kurulu üyeleri Mersin’i ilgilendiren konularda görüşlerimizi açıklasak da meclis iradesi olmazsa bu görüşler şahsi görüşlerimiz olarak kalır. Bu nedenle ortak karar almamız önemli” değerlendirmesini yaptı.

    Mersin’de bugün herkesin kente yatırım yapılması için büyük istek duyduğunu kaydeden Kızıltan şunları söyledi:

    “Ancak yatırım kararları alınırken yerel dinamikler karar süreçlerine dahil edilmeli. Böyle olursa şehrin hazmedeceği, şehre daha büyük katma değer sağlayacak yatırımlar yapılabilir. Çünkü bu kenti en iyi bilen bizleriz. Konjonktürel ya da jeopolitik olarak bakıp bizim bilgimiz dışında kararlar alınırsa böyle tartışmalar çıkıyor. Polipropilen yatırımını yapacak holdingin Adana Yumurtalık’ta işlettiği serbest bölgesi ve limanı var. Hatta o bölgede bir de kimya endüstri merkezi var. Oralar değerlendirilebilir. Mersin’deki seçilen alan Mersin Konteyner Limanı yatırımını engeller. Bu alana konteyner limanı yapılması için devlet söz verdi ve sözünü yerine getirmesini istiyoruz. Başka şehirlerin, şirketlerin bu konuda lobi yapıp Mersin’in yatırımlarını başka yerlere kaydırmasına izin vermeyeceğiz. Bunu kabul etmeyiz. Polipropilen yatırımının yeri Kimya Endüstri Bölgesidir.”

    “Petrokimya tesislerinin altyapısı da özel olmalı”

    1970’lerde aynı bölgede yapılan Akdeniz Gübre yatırımının tarihçesi hakkında bilgi veren Meclis Üyesi Ahmet Akın da “Burası doğrudan yabancı sermaye yatırımıydı. 50 yıl önce çevre bilinci olmadığından karşı çıkılmadı ve yıllarca asitli, kirli duman başta Karaduvar ve Kazanlı mahalleleri olmak üzere Mersin’i perişan etti. Zehir soluduk. Bugün de yine aynı bölgeye bir petrokimya tesisi yatırımı düşünülüyor. Oysaki petrokimya tesisleri altyapısı ona göre hazırlanmış özel ekonomik bölgeler ilan edilmiş alanlarda inşa edilir. Evet, ülkemiz bugün polipropilen ihtiyacının yüzde 95’ini ithalatla karşılıyor. İthalatın önüne geçmek adına önemli bir yatırımdır. Yatırıma kesinlikle karşı değiliz ama bu devasa tesisi, şehir merkezine çok yakın, serbest bölge genişleme alanı ve ana konteyner limanı alanının başucuna yapmak doğru değildir” dedi.

    “Yatırım yaparken teknik konulara dikkat edilmeli”

    Geçmiş yıllarda mevcut bölgenin Mersin Serbest Bölgesinin genişleme alanı olarak işaretlenmesine yönelik çok mücadele verdiklerini hatırlatan Meclis Üyesi Ekrem Sağlam da yaptıkları çalışmaları özetledi. Verdikleri uzun ve zorlu mücadele sonunda 330 dönümlük alanı planlarda “Serbest Bölge Genişleme Alanı” olarak işaretlettirdiklerini kaydeden Sağlam, “Mersin Serbest Bölgesi bugün yüzde 100 dolulukla, yani tam kapasiteyle çalışıyor. Oysa yatırım talebi de bir o kadar fazla. Serbest Bölgenin genişleyebilmesi de teknik olarak sınır bütünlüğü varsa mümkün. Yani bölgenin genişleyebilmesi için başka bir alternatifi yok. Eğer o alan Serbest Bölge Genişleme Alanı olarak kalmazsa yeni yatırım talepleri karşılanamayacak. Bu da en az 5 bin kişinin istihdam şansını kaybetmesi anlamına geliyor. Polipropilen üretmek ülke için önemli ama gelip de serbest bölge genişleme alanına yapmak, şehrin göbeğine oturtmak doğru değil. Bir yatırım yaparken teknik konulara bakarak hareket edilmeli” değerlendirmesini yaptı.

    “Konteyner limanı ihalesi yapılsın”

    Polipropilen tesisi konusunu zaman zaman dile getirdiklerini, her ortamda anlattıklarını ifade eden Hasan Engin, bu bölgede yapılması planlanan yatırımın tarihçesi hakkında bilgi verdi. Engin, “Petrokimya ürünlerini ithal eden bir ülkeyiz. Böyle bir tesise karşı değiliz. Mersin’de başka bir yerde yapılabilir ya da götürüp aynı tesisi Yumurtalık’ta yapabilirler. Yer konusu ciddi sorun. Çevre faktörü olarak da şehrin ortasında böyle bir yatırıma sıcak bakmıyoruz. Geçen aylarda Beyrut’ta bir patlama yaşandı. Patlamaya sebep olan ürünler Ak Gübrenin ürettiği ürünler. Güvenlik önlemleri alınması gerekirken Akgübre’nin mevcut yatırımına ek olarak ikinci ve daha büyük bir tesisin kurulmak istenmesi akıllara zarar. Bizim ikinci limana da ihtiyacımız var. Mevcut limanın işlem hacmi 2 milyon TEU’yu geçti. Her geçen gün artmakta olan işlem hacmini karşılayabilmek için ikinci limana ihtiyacımız büyük. Bu limanın ihale edilip kentimize kazandırılmasını istiyoruz” diye konuştu.

    “Elimizdeki şansı kaybetmeyelim”

    Meclis Katip Üyesi Orhan Kemal Yüksel de istihdamın önemine dikkat çekti. İlgili alanda liman yatırımı gerçekleştirilmesi halinde gerek çevrenin korunacağı gerekse istihdama ciddi katkı sunulacağını vurgulayan Yüksel, “Polipropilen yatırımına izin verilirse ikinci liman şansını tamamen kaybetmiş oluruz. Oysa limandan birçok sektör faydalanıyor. Lojistik sektörü olarak liman sayesinde büyüdük. Bu Kentte önemli bir lojistik altyapısı gelişti. İkinci limanın yapılmasıyla bu altyapı çok daha fazla gelişecek, paralelinde iş hacmi ve istihdam da artacak. Bu şansı kaybetmeyelim” ifadelerini kullandı.

  • TBMM Başkanı Şentop: “Böyle bir ayrımcı yaklaşım sadece ahlaken ve siyaseten değil hukuken de yanlış”

    TBMM Başkanı Şentop: “Böyle bir ayrımcı yaklaşım sadece ahlaken ve siyaseten değil hukuken de yanlış”

    TBMM Başkanı Mustafa Şentop, CHP’li Fikri Sağlar’ın “Türbanlı hâkim karşısına gittiğimde adaleti savunacağı konusunda kuşkum var” sözlerine ilişkin, “Türkiye bunları aşmaya çalışıyor, toplumsal hayatımızda bunları aştık. Bunu herkes kınadı, kınıyor. Artık böyle bir ayrımcı yaklaşımın sadece ahlaken ve siyaseten değil hukuken de yanlış olduğunu, suç olduğunu, aynı zamanda hukuken de korunması gerektiğini düşünüyorum” dedi.

    Kırklareli’de yapımına başlanan Millet Bahçesi’nde inlemelerde bulunan TBMM Başkanı Mustafa Şentop, restoresi devam eden Gar Binası’nı da ziyaret etti. Şentop, incelemelerinin ardından gazetecilerin sorularını cevapladı. CHP’li Fikri Sağlar’ın “Türbanlı hâkim karşısına gittiğimde adaleti savunacağı konusunda kuşkum var” sözlerine ilişkin Şentop, “Türkiye bunları aşmaya çalışıyor, toplumsal hayatımızda bunları aştık. Gerek üniversitede, gerek diğer okullarımızda, gerek kamu hayatında, gerekse toplumsal alanda artık başı açık başörtülü ayrımı ve buna yönelik ayrımcı fikirler ortadan kalktı. Ben zamanı geçmiş bir düşünce olarak değerlendiriyorum. Ama bir taraftan da sayıları az olsa da bazı kesimlerin Türkiye’de bütün vatandaşlarımızın kılığına, kıyafetine bakılmaksızın başörtülü başı açık toplumun tüm faaliyetlerinde tüm alanlarında yer almasından bir rahatsızlık duydukları kanaatindeyim. Bunu herkes kınadı, kınıyor. Artık böyle bir ayrımcı yaklaşımın sadece ahlaken, siyaseten değil hukuken de yanlış olduğunu, suç olduğunu, hukuken korunması gerektiğini düşünüyorum” dedi.

    “Herkes gibi kayıtsız şartsız mazeretsiz olarak doğrudan darbecileri suçlayan bir yaklaşım içerisinde olması gerekiyor”

    Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un darbelere ilişkin açıklamalarını da eleştiren Şentop, “Artık Türkiye’de darbelerle ilgili değerlendirme yapılırken şunlar şunlar olmasaydı darbe olmazdı gibi hırsızın suçu var ama ev sahibinin de var anlamına gelecek yaklaşımlardan kaçınmak lazım. Herkes hangi kesimden, hangi siyasi güçten olursa olsun başta emekli askerler, emekli generaller olmak üzere herkes gibi kayıtsız şartsız mazeretsiz olarak doğrudan darbecileri suçlayan bir yaklaşım içerisinde olması lazım” diye konuştu.

    “Seçimle iktidar olamayacak bir siyasi kesim, darbe ile iktidar olmak istiyor”

    Başbuğ’un 27 Mayıs 1960 darbesiyle ilgili açıklamasını değerlendiren TBMM Başkanı Mustafa Şentop, “27 Mayıs 1960’ta darbe yapanlar, 1954 seçimlerinden sonra Menderes ve Demokrat Parti’nin kazanması üzerine teşkilatlanmaya başlayan Silahlı Kuvvetler içerinde bir çete. 1954’ten sonra kararlı bir şekilde darbe yapmak için bir araya gelmiş çetedir. Seçim kararı olmasa da bu darbe yapılacak, çünkü Türkiye’de seçimle bir daha iktidar olamayacak bir siyasi kesim var. Bunlar seçim dışı iktidara gelmek istiyorlar. Ben Başbuğ olmak üzere darbe konusunda bu tür değerlendirmelerin kesin olarak, net bir şekilde darbecileri suçlayan bir değerlendirmede olmaları gerekmekte olduğunu düşünüyorum. Türkiye, bir daha vatandaşlarımız, milletimiz, böyle bir yaklaşıma veya harekete izin vermeyeceğini 15 Temmuz’da çok net bir şekilde hayatı pahasına göstermiştir” dedi.

    Açıklamasının ardından Kırklareli Valiliği’ni ziyaret eden Şentop, Vali Osman Bilgin’den kentteki çalışmalar hakkında bilgi aldı.

  • Saati yanlış anlayınca sınava giremediler

    Saati yanlış anlayınca sınava giremediler

    Kocaeli’de gerçekleştirilen KPSS Ortaöğretim sınavı için sınav salonlarına giriş saatini yanlış anlayan 2 aday, okula alınmadı. Sınava giremeyen bir aday, “Yandık” diyerek üzüntüsünü dile getirdi.

    Kocaeli’de korona virüs tedbirleri kapsamında gerçekleştirilen KPSS Ortaöğretim sınavı saat 10.15’te başladı. Adaylar sınava girmek için sınav saatinden önce okulların önlerinde toplandı. Öğrenciler daha sonra okullara alındı. Saat 10.00’u gösterdiğinde ise okulların kapıları kapatıldı. Kocaeli’nin İzmit ilçesinde bulunan İzmit Mesleki Teknik Anadolu Lisesi sınava geç kalan 2 aday içeri alınmadı. Kapıların kapatılmasından sonra okula gelen adaylara görevliler kapıların kapandığını ve sınava giremeyeceklerini söyledi.

    Sınava girebilmek için görevlilere dil döken adaylar sınavın son giriş saatinin 10.15’te olduğunu sandıklarını belirttiler. Görevliler ise sınava geç kalan öğrencilere sınavın son giriş saatinin 10.00 olduğunu ve sınava kendilerini alamayacaklarını söyledi. Sınava giremeyeceklerini gören adaylar evlerine geri dönmek zorunda kaldı. Adaylardan birisi sınava giremeyince, “Yandık” diyerek yaşadığı üzüntüyü dile getirdi.

  • Rıza Çalımbay: “Hakemler Sivasspor’a çok yanlış yapıyorlar”

    Rıza Çalımbay: “Hakemler Sivasspor’a çok yanlış yapıyorlar”

    DG Sivasspor’da Teknik Direktör Rıza Çalımbay, “Ligde hakem hataları oluyor ama bize daha çok oluyor. Hakem hatalarından çok fazla puan kaybettik. Biraz daha dikkatli olmaları gerekiyor. Sivasspor’a çok yanlış yapıyorlar” dedi.

    Sivasspor’un resmi internet sitesine açıklamada bulunan Teknik Direktörü Rıza Çalımbay, kırmızı-beyazlı ekibin maçlarında hakemlerin çok fazla hata yaptığını söyledi ve ligde geride kalan haftaları değerlendirdi.

    Süper Lig’de ilk 8 haftaya istediklerini gibi başlayamadıklarını söyleyen Çalımbay, “Sakatlarımızın artmasından dolayı bayağı sıkıldık. Maçlara istediğimiz kadro ile çıkamadık. Mutlaka bir aksilikler oldu ama yine de iyi gitmeye çalışıyoruz. Avrupa kupalarında da ilk galibiyetimizi aldık. Bu gruptan çıkacağımıza da inanıyorum. 3 tane maçımız kaldı. Hepsi de final niteliğinde” diye konuştu.

    “2 günde bir maç yapıyoruz”

    Süper Lig maçlarında şansızlıklar yaşadıklarını kaydeden Çalımbay, “Daha iyi sonuçlar almamız gerekiyor. Oynadığımız oyunun karşılığını bir türlü alamadık. Bu arayı çok iyi değerlendirip ligde de çok başarılı olacağız. Avrupa kupalarında ki tempo durduğu zaman daha iyi olacağız. 2 günde bir maç yapıyoruz. Böyle sıkıntılı süreçler yaşayacağız. İnşallah bunları da iyi şekilde bitireceğiz” şeklinde konuştu.

    “En büyük rakibimiz hakemdi”

    Çalımbay, ligde geçtiğimiz hafta sahasında oynadıkları ve 2-1 mağlup oldukları Galatasaray maçına iyi başladıklarını ancak golü yedikten sonra iyi oynamaya başladıklarını belirterek, “Pozisyonlar bulduk. Penaltı kazandık. Özellikle son yarım saat çok iyi oynadık. Tamamen oyunun kontrolünü aldık. Goller kaçırdık. Maalesef o maçta en büyük rakibimiz hakemdi. Bize göre en az 2 penaltı daha vardı. Bütün kamuoyu da bunu kabul etti. Hakem arkadaşımız çekindi, cesaretli bir şekilde maçı yönetemedi. Biraz daha cesaretli olması gerekiyordu. Süper Lig hakemi ise biraz daha cesaretli olup ne gerekiyorsa onu vermeliydi. Bize de Galatasaray’a da. Ligde hakem hataları oluyor ama bize daha çok oluyor. Hep söylüyorum; biz hiçbir zaman hakem hatasından maç kazanmadık ama hakem hatalarından çok fazla puan kaybettik. Biraz daha dikkatli olmaları gerekiyor. Hakemlerin yaptığı hataları söylüyorum. Bu hatalarla takımlardan dolayı, taraftarların, yöneticilerin canı yanıyor. Demir Grup Sivasspor’a çok yanlış yapıyorlar” dedi.

  • Mustafa Cengiz: “Galatasaray asla yanlış yollara tevessül etmez”

    Mustafa Cengiz: “Galatasaray asla yanlış yollara tevessül etmez”

    Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz, transfer yapamadıkları için gelen eleştirilere, “Galatasaray asla yanlış yollara tevessül etmez. Biz dürüstlük ve doğruluk içinde cezamız neyse onu da çekeriz. Galatasaray kültürü budur” şeklinde cevap verdi. Cengiz transferde başarısız olduğuna inanmadığını da sözlerine ekledi.

    Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz, Florya Metin Oktay Tesisleri’nde gündeme ilişkin konularda basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Florya’da ikinci kez toplantı yaptıklarını söyleyen Cengiz, “Galatasaray’da sanki Florya ile kulüp ayrıymış gibi bir kategorileştirme var. Asla öyle bir şey yok. Hocamızla her zaman görüşüyoruz. Bir araya da geliyoruz. Sağ olsun hocamız dün her şeyi uzun bir süre masaya yatırdık. Bazı söylemlerin tabi adrenalin yüksekken özellikle insanlar maç kaybettiğinde, kazandığında aşırı sevinçte, üzüntüde bazı kelimeler kullanabiliyor. O kelimeler her yere çekilebiliyor. Biz temiz kalple hocamıza soruyoruz. O da bize soruyor. Neyi kastettiğini soruyoruz. Hocamızın açıklamaları yeterli oluyor. Hocamız bir ikonik karakter. Sadece Galatasaray için değil, Türk futbolu için de önemli. Çok değerli. Yıllar geçtikçe başarıya endeksli camiada geçici de olsa yenilgiler insanları üzüyor. Geriliyor. Ben sabah uyandığımda neden canım sıkkın dediğimde, Galatasaray puan kaybettiği diye üzülürüm. Bunun başkanlıkla alakası yok. Hiçbir sorun yok. Aslında sorun var. Aslında sorunun olmaması çok kötü bir şey. Hiçbir sorun yoksa orada bir şeyler yanlış. Sorun olmalı ve o sorunlar, iyi niyetle dürüstlükle düzeltilmeli. Florya da bizim. Kulüp de Florya’nın. Hepsi birlikte. İç içeyiz” diye konuştu.

    “Galatasaray asla yanlış yollara tevessül etmez”

    Transferlerin yapılmamasıyla ilgili sorulan soruya Başkan Cengiz, “Bana mesleğimi sorarsınız. Benim mesleğim pompacılık değil, idarecilik. Aldığım eğitim işletmecilik ve yöneticilik. Fakat Galatasaray Kulübü de yönetilmesi gereken bir oluşum hem de mali bir varlık. Bu 6. transfer sezonuna girdiğimiz bir şeyi öğrendim. Kalın kafama sirayet etti. Ben eksikliğimi gördüm. Ben öğrendim ki Türkiye Süper Ligi’nin şampiyonlukların dışında nasıl yaz ve kış olimpiyatları var, bir yaz transfer sezonu ve kış transfer sezonu var. Birincileri belirleniyor. Bizim gibi taraftarımız nezdinde küme düşenleri belirleniyor. Bu hem transfer edilen oyuncuların sayısı hem de toplam harcanan meblağ açısından. Ben bunu öğrendim. Bu konuda eksiğimi gördüm. Mutlaka bizim çok daha fazla transfer yapmamız gerektiğini gördüm. Geçmiş yıllara döndüm, baktım. 24 Ocak 2018’dan bu yana 54 futbolcuyu satılık ve kiralık göndermişiz. Biz 38 futbolcu da aldık. Eğer bununla bir madalya verilecekse, en çok transfer yapan transfer şampiyonu ise rakibimize verilsin. Sanırım şampiyonluk sayısını daha fazla çıkartıyor. Bir de oradan verilsin. Biz küme düştük. Burada tabi resmi makamlara sesleniyorum. Türkiye’de limitlere uyan, kurallara uyan, kırmızı ışıkta duran, şeffaf olan, açık ve net olanlara cezalandırılmalı. Kurallara uymayanlar, limitlere uymayanlar ödüllendirilmeli, şampiyon ilan edilmeli iki kere. Bizler gibi kurallara uyan kulüp tam tersine ihraç edilmeli. Bir an evvel yönetimleri istifa etmeli. İstifa etmiyorlar ise bir kararname ile görevden alınmalı. Bu ironiyi bıraktıktan sonra net olarak söyleyeyim. Bizim bu göreve gelme nedenimiz bir tek nedeni var. Mali anlamda 157 milyon Euro, 11 futbolcuya harcanmıştı, vergiler hariç. Biz bunu düzeltmeye geldik. UEFA’dan 147 milyon Euro cezalandırılmamız, 2+1 yıl ceza almamız gerekiyordu. Biz bunu 4 ayda hallettik. UEFA ayağa kalktı. UEFA Hakemler Komitesi, bizim ceza almamız için tekrar dava açtı. CAS’a gittik. İlk defa CAS’ta dava kazandık. Bunu temizledik. En büyük nedeni mali açıdan kulübü düzlüğe çıkarmaktı. 10 yılda ilk defa kayyuma atanma tehlikesi olan kulübü kara geçirdik. Bütün bunlar unutuldu. İki şampiyonluk, iki kupa, toplam 28 kupamız var. Biz bu transfer döneminde sadece bonservise sadece 680 milyon Euro verdik. Limitleri aşmadık. Limitlerde yanılgı var. ’600 milyon TL’ye yakın limiti var niye kullanmıyor’ diyorlar. Bütün ücretler dahil o. 60 milyon Euro bonservis + futbolcu giderimiz var. Denk geliyor neredeyse. Son 3 günde rahatlamaya ulaştık, 20 milyon TL. Fakat teknik kadro haklı olarak biz laf olsun torba dolsun diye transfer yapamayız dediler. En azından Etebo ayarında orta saha almalıyız dediler. Taraftar bize her şeyi diyebilir. Taraftar haklı. Ben bunu anlayışla karşılıyorum. Biz diyorlar ki ‘Her türlü hileyi yapın, satın alın’. Hayır biz öyle bir şeyi yapamayız. Bizden bunu istemeyin. Galatasaray asla yanlış yollara tevessül etmez. Biz dürüstlük ve doğruluk içinde cezamız neyse onu da çekeriz. Galatasaray kültürü budur. Örnek olmalıdır. Galatasaray yolunda bir iyilikten dönersek ondan daha kahpe olamayız” diye cevap verdi.

    “Transferde başarısız olduğuma inanmıyorum”

    Transfer konusunda başarısız olduğuna inanmadığını söyleyen Mustafa Cengiz, “Galatasaray dünya markasıdır. Galatasaray yaptığı algı efekti dev bir efekti. Biz rastgele futbolcuyu alamayız. Biz paraları bastıramayız. Pandemi dönemi olmasa 50 kere seçime giderdik. Bu laflara dayanamazdık. Kurgulanmış algılara, sosyal medyadaki bir takım operasyonlara yüz vermeyiz. Neyse er meydanı onun görünmesini isteriz. Hocamız da haklı olarak yüreği yanmış. İlk defa maçı erken bıraktı. Onları konuştuk. En az sekiz buçuk dakika verilmesi lazım, beş dakika veriyor. Hoca buna isyan ediyor. Tepkisine ben karışamam. Kendisi istediği tepkiyi verebilir. O da isyan ediyor maç pazartesi alınamaz mı diye. Milli maç nedeniyle alınamaz dedi federasyon. Ben çok futbolcu transfer etmek, çok para harcamak, babasının parasını harcar gibi kulübü borçlandırmak Galatasaray tarzı değil. Bize ‘Menajerlere yüzde 90 verdiniz’ dediler. Bana şöyle gelir, bir futbolcunun maliyeti iki. Ben ona bakarım, onay veririm. Bunun ikinin menajerle, futbolcu arasındaki ilişki, yüzde 90 öbürü alıyormuş, beni hiç ilgilendirmez. Şeffaf olarak açıklıyoruz, federasyona da veriyoruz. Bize demediler mi ‘Menajerlere 10 bin Dolar bildirmişiniz’ diye. Şimdi de çok veriyorsunuz diyorlar. Onlar deyince biz de bakıyoruz. Bizi ilgilendiren bir şey yok. Yüksek ücretle transfer ettirip, tonlarca oyuncu alıyorsak bizi sorgulayın. Gerçeklerin ortaya çıkma gibi bir huyu var. Ne zaman çıkacak bilmiyoruz” açıklamasında bulundu.

    “Teklifler bizim istediğimiz noktada olmadı”

    Belli futbolculara teklif geldiğini vurgulayan Cengiz, “Benim istediğimiz noktada olmadı. Biz onun için yapmadık. Bizim futbolcularımıza 3 tanesi hariç. 1 tanesi bizimle değil. Ekim ayında kadar bütün borcumuzu ödedik. Çıksın diğer kulüpler de söyledik. Bizim 550 milyon TL vergiden 320 milyon TL ödedik. Diğer kulüpler de söyleşim. Kimse aldığı futbolcuyu, verdiği vergiyi söylemiyor. Ben isim olarak söyleyemem. Benim aktifimde olan futbolcuların tamamı çok en değerli futbolcular. Bana göre Türkiye Ligi’nin en kaliteli kadrosuyum. Ben gelecek yönetimlere tertemiz Galatasaray bırakmalıyım. Alp Yalman başkanım bunu sağlamıştı. Mehmet Cansun başkanım da buna çalıştı. Ben alnım ak gezmeliyim. Ailem alnı açık gezmeli. En önemli Galatasaray taraftarı alnım açık gezmeli. Ben bilmiyor muyum 15-20-100 milyon Euro harcamayı. Bizim yönetim beceriksiz mi bunu yapmakta. Ben bilmiyorum muyum 6 milyon Euro vermeyi pardon birine verdik 5 milyon. Biz de yapıyoruz. Bizim yaptığımız hatalar var. Bunlar altından kalabilecek hatalar. Biz tarihinde ilk defa olağanüstü mali genel kurul yapmayan derneğin başkanıyım. Yapılırdı ek bütçe istenirdi. Çünkü yüzde 5 bütçe aşımında mali genel kuruldan yetki almak zorundasınız. Eğer yapmazsanız artı farkı siz ödemek zorundasınız. Yapmadık. Faaliyet karlarında artıdayız. Amatörlerde de artıdayız. Geçmiş 200 milyon Doları da temizleyeceğiz. Benim yönetim kurulu arkadaşlarımın moralini bozmayın. Kime diyorum, sevgili taraftarıma diyorum. Karpuz kesmek ile yürek soğumaz. Küfür etmek ile yürek soğutamazsınız. Bunu yapmayın. Aileleri var. Beni bırakın. Dünyada benim gibi örnek yok. Sağlık ve tedavide yok. Doktorlar ‘Seni gibi yok’ dedi. Bana bir şey olmaz. Ben turp gibiyim. Herkes elinden geleni ardına koymasın. Kötülükte olanlar için söylüyorum. Ben Galatasaray için ölürüm. Ama başkan olarak ama başkan olmayarak” diyerek sözlerini tamamladı.