Etiket: Yalçın

  • Yalçın Çetin: “Maaşımı 4 büyükler ödemiyor”

    TRT’nin tecrübeli spikeri Yalçın Çetin, Malatya’da TSYD tarafından düzenlenen bir etkinlikte konuşmacı olarak yer aldı. Yalçın Çetin, maaşını 4 büyüklerden almadığını belirterek, “Bu nedenle taraflı anlatım yapılmamalı” ifadelerini kullandı.

    TRT’nin tecrübeli spor spikeri Yalçın Çetin, TSYD’nin Malatya’da düzenlediği bir etkinlikte konuşmacı olarak yer aldı. Tarafsız bir anlatımın önemine dikkat çeken Çetin, “Ay başı geldiğinde maaşımı Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ya da Trabzonspor ödemiyor. Maaşımı TRT’den alıyorum. O maaşı hak etmek için de işimi iyi yapmam gerekiyor. Eğer taraflı anlatım yaparsam bu önünde sonunda ortaya çıkar. Ondan sonra da müdürüm beni çağırır ve “Hadi eline sağlık Yalçın” der bir daha da maç anlattırmaz. Bugün Türkiye’de ne yazık ki her şeyiyle örnek olan kişilerin değil de bağıran, çağıran, şiddeti körükleyen kişilerin varlığını destekleyen bir yapı oluşturulmaya çalışılıyor. Bu da ne yazık ki ülkemizde futbolun sonunu getirecek bir durum. Ben Yalçın Çetin olarak tecrübelerimi aktarmak istiyorum. Bugün Malatya’da anladım ki, aslında uzun zamandır kendimi ifade edememişim. Malatya’da çok güzel bir ortamda faydalı bir sohbet gerçekleştirdik.” ifadelerini kullandı.

  • Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın: “Darbeye darbe diyemeyen kahramanlık madalyası bekleyerek aymazlık yapıyor”

    “Darbeler, Sendikalar ve 15 Temmuz” konferansında konuşan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, bir konfederasyon başkanının Memur-Sen’i hedef almasına tepki göstererek, “Altında imzası bulunmayan kazanımları ‘biz kazandık’ mesajıyla kendi hanesine yazabileceğini sanarak emek hırsızlığı yapıyor. 15 Temmuz akşamı, ortalıkta gözükmeyen, darbeye darbe diyemeyen, millet FETÖ’ye ve teröristlerine haddini bildirince cılız bir sesle ‘demokrasinin yanındayız’ diyerek kahramanlık madalyası bekleyerek aymazlık yapıyor” dedi.

    Memur-Sen Kırıkkale İl Temsilciliği tarafından düzenlenen “Darbeler, Sendikalar ve 15 Temmuz” konulu konferans İl Müftülüğü Konferans Salonunda yapıldı. Kuran-ı Kerim’in okuduğu konferansta 15 Temmuz darbe girişiminin anlatıldığı kısa film sunuldu. Konferansa Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Memur-Sen Kırıkkale İl Temsilcisi Oktay Sümer, İl Müftüsü Bekir Gerek, Memur-Sen’e bağlı sendikaların şube başkanları, yöneticileri ve çok sayıda davetli katıldı.

    “Sendikacılığımız kaos değil, hizmet odaklı

    Programda konuşan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, önemli açıklamalarda bulundu. Yalçın, Memur-Sen’in varlığı ve yola çıkışının, ‘Türkiye’deki mevcut sendikal zemin içinde bir de bizim sendikamız olsun’ yaklaşımıyla olmadığını söyledi.

    Merkeze insanı, erdemi alan bir yaklaşımla, ‘insanlar devlet için değil, devletler insan için’ diyerek yola çıktıklarını anlatan Yalçın, “Sendikal zemini ahlaklı bir duruş, ahlaklıca bir hak arayışı olarak gördük. Onun için kavga zemininde yürütülen, ya oradansın ya buradansın diye tartışılan zeminde, ne oradan, ne buradan yaklaşımıyla, kavga zemininde bir rekabet değil, rekabet zemininde hizmet yaklaşımıyla yola çıktık” ifadesini kullandı.

    Yalçın, sendikaların Türkiye’de darbelerin yandaşı, oyundaşı, ırgatı olmak gibi berbat bir talihsizlik kaderine dönüştüğünü ve bu zeminden dolayı itibar kaybettiklerini dile getirdi.

    “Hain darbe girişimini millet önledi”

    Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ve 15 Temmuz darbe girişimine değinen Yalçın, şunları kaydetti: “Pirincin içindeki beyaz taşlar en tehlikeli olanıdır. 15 Temmuz bu ülkede, bu topraklarda şimdiye kadar yaşanmış en kanlı yönetimi ele geçirme biçimlerinden birisidir. Dolayısıyla milletin cesaretiyle, siyasilerin basiretiyle bastırılmış ve ülke işgalden dönmüştür. Memur-Sen olarak ’millet iradesinin, demokratik zeminin sonuna kadar yanında, darbenin sonuna kadar karşısındayız ve buna sonuna kadar direneceğiz.’ dedik. Hala anlam yükleyen, hala hürmet besleyen, hala içinde eski muhabbetini taşıyan, söküp atamayan insanların olduğu bir zemindeyiz. Gözlerinin açılması için daha ne lazım onu bilemiyoruz. Demek ki bu iş bitmeyecek. Onun için dirayetli, cesaretli olmak, çocuklarımıza, öğrencilerimize, eşimize, dostumuza, etrafımıza ‘bu iş hikaye değil kardeşim, bir kaybedersen, ayağın bir kayarsa bir daha toparlama şansın yok.’ demek durumundayız.”

    “Türkiye’de 2000 yılından sonra 8 kez darbe girişimi yaşandı”

    “2000 yılından sonra 8 kez darbe girişimi yaşandı” diyen Yalçın şunları söyledi:

    “Son dönemde Türkiye’de bir Mısır tablosu yaşatmak istediler. Gezi’de başlayan ağaç eksenli hadise meselenin ağaç olmadığı bir noktaya kadar evrildi. Faiz lobisinin bedava kumanyalarını yiyip, bedava biralarını içip, ağaç diplerine kusmuk fırlatanlar Ankara’ya gidip Başbakanına tehdit fırlattıklarında kimin ağzıyla konuştuklarını kendileri teyit ettiler. Soros modeliyle Türkiye’de Mısır’ı yaşatmak istediler.”

    Yalçın’dan bir konfederasyon başkanına sert tepki

    Bir konfederasyonun başkanının Memur-Sen’i hedef alan açıklamalarını sert bir dille eleştiren Yalçın, “Memur-Sen karşısında her geçen gün eriyen konfederasyonun toplu sözleşme masasında boncuk boncuk terleyen genel başkanı, mevcut üyelerini kaybetmemek için tezvirat stratejisine devam ediyor. İş yeri temsilcilerinin eğitim programında konuşmuş, konuşmasıyla yine iftira, yalan, dolan bakımından zirveye oturmuş. Konuşmasının içeriğine baktığımda eğitim programının içeriğinde; ‘Kuyruklu yalan nasıl üretilir’, ‘İddia et, ispatı es geç’, ‘Akı kara, karayı ak gösterme teknikleri’, ‘Kendin söyle, kendin inan’, ‘Çamur atma teknikleri’, ‘İletişim yöntemi olarak yalan, etkileşim tekniği olarak iftira’ teknikleri ile aklınca Memur-Sen’i hedef alıyor. 15 Temmuzda ‘ya darbe gerçekleşirse’ ihtimalini önceleyip kenarda köşede beklemeyi tercih edenler, sadece sosyal medyadan ’darbe kötüdür umarım başarılı olmaz’ şeklinde bir yüzeysel açıklama yapıp, sokağa çıkmayıp, milleti sokaktan çekmeye çalıştıkları bir süreci yaşadık. FETÖ’nün millet iradesine yönelik vahşetine, darbe teşebbüsüne ilk anda tepki vermeyenler bugün kendini 15 Temmuz’un kahramanı ilan etme cüretini gösteriyor, yeni kapı ruhu üzerinden cümle kuruyor” değerlendirmesini yaptı.

    “Kimin pis nefsine esir olduğunu herkes biliyor”

    Demokratikleşme adımlarına destek olmak yerine köstek olanların Memur-Sen’in kazanımlarından medet umduğunu belirten Yalçın, “Andımızın kaldırılmasını sağlayan, başörtüsü yasağını kaldıran, Anayasada toplu sözleşme hakkının yer almasını sağlayan, masada yetkinin hakkını veren Memur-Sen’e hazımsızlık yapmak zavallılık, çapsızlık, yetersizliktir. Sağımızdaki konfederasyon başkanı terörle mücadelede yetersiz kaldığımız, toplu sözleşmede hata yaptığımızı iddia etmiş. Bu teşkilat, Diyarbakır’da hendeklerin açıldığı, çukur siyasetinin oluştuğu zeminde 600 STK ile yeter artık diyerek silah bırak çağrısı yapmıştır. Van’da bin STK ile teröre meydan okumuştur. Benim il temsilcimin, şube başkanımın evi kurşunlandığında, sen yalan sağanağı oluşturma derdindeydin, biz çukur siyasetine karşı mücadele verirken, sen yalan tepesine bayrak dikme derdindeydin. Biz, terör örgütünün yakıp, yıktığı alanlarda ‘millet terörü yenecek, kardeşliği pekiştirecek’ derken, Diyabakır’da 11 tır yardımla yara sararken, sen internet başında basın açıklaması yapmak için ağdalı cümle arayan adamsın. Biz, terör örgütü PKK’nın evinden, yurdundan ettiği insanların, okulunu yaktığı çocukların ve gençlerin mağduriyetini giderme derdinde iken sen kılını kıpırdatmadın. Senin bu anlamda bize cümle kuracak çapın yoktur, kimin pis nefsine esir olduğunu herkes net olarak biliyor” dedi.

    “Kahramanlık madalyası bekleyen aymazlar”

    Yalçın, “Genel Başkanına ayak oyunları yapan, parti genel merkezinden gelen talimatla teşkilatına baskı yapan ve genel başkanlık kapandır ‘pis nefsine esir olmuş’ kişi. Memur-Sen, toplu sözleşme masasında ter akıtıp, kamu görevlileri için ayağa kalkarken ‘onlar kalkarsa biz muhatap alınırız’ zannıyla masaya yapışıp kalandır ‘pis nefsine esir olmuş’ kişi. Altında imzası bulunmayan kazanımları ‘biz kazandık’ mesajıyla kendi hanesine yazabileceğine sanan emek hırsızıdır ‘pis nefsine esir olmuş’ kişi. 15 Temmuz akşamı, ortalıkta gözükmeyen, darbeye darbe diyemeyen, millet FETÖ’ye ve teröristlerine haddini bildirince cılız bir sesle ‘demokrasinin yanındayız’ diyerek kahramanlık madalyası bekleyen aymazlardır ‘pis nefsine esir olmuş’ kişi” ifadelerini kaydetti.

    Programda konuşan Memur-Sen Kırıkkale İl Temsilcisi Oktay Sümer ise, “Türkiye’de darbeyi yaşatmaya çalıştırlar ama olmadı, başaramadılar. Millet olarak, çok onurlu bir duruş ve direniş göstererek bu ülkede darbe parantezini kapattık. Bundan sonra darbe yapmak isteyenler bin kez düşünecek” ifadelerini kullandı.

  • Prof. Dr. Süleyman Yalçın son yolculuğuna uğurlandı

    Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Prof. Dr. Süleyman Yalçın, memleketi Çanakkale’nin Eceabat ilçesinde son yolculuğuna uğurlandı.

    İstanbul Üniversitesi (İÜ) Tıp Fakültesi’nde 3 haftadır tedavi gören Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Prof. Dr. Süleyman Yalçın, 2 gün önce hayata gözlerini yumdu. Süleyman Yalçın için dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da iştirakiyle İstanbul Fatih Camii’nde cenaze töreni düzenlendi. Yalçın’ın naaşı ardından memleketi Çanakkale’ye getirildi. Süleyman Yalçın, bugün Eceabat ilçesinde Merkez Camii’nde öğle namazını müteakip kılınan cenaze namazının ardından Büyük Anafarta köyüne defnedildi.

    Cenazeye Çanakkale Valisi Orhan Tavlı, Eceabat Kaymakamı Murat Uzunparmak, Çanakkale Belediye Başkan Yardımcısı Ali Sürücü, İl Emniyet Müdürü Celal Sel, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir ve Süleyman Yalçın’ın yakınları ve vatandaşlar katıldı.

    Süleyman Yalçın kimdir?

    Prof. Dr. Süleyman Yalçın, 1926’da Çanakkale’de doğdu. İlk ve ortaokulu Çanakkale’de bitiren Yalçın, 1944’te Kabataş Lisesi’nden, 1950’de İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Aynı üniversitede asistanlık ve doçentliğini tamamlayan Yalçın, 1973-1988 arasında profesör olarak öğretim üyeliği görevini sürdürdü. Prof. Dr. Yalçın, bir süre yurt dışında da görev yaptı.

    Düşünce, sanat, edebiyat, kültür ve medeniyet merkezli birçok faaliyetin içinde yer alan Yalçın, yazar olarak Büyük Doğu dergisinde çıkan yazılarıyla tanındı. Aydınlar Ocağı Genel Başkanı olarak yazdığı yazılar ve yaptığı konuşmalarla dikkati çeken Yalçın, yazılarını Büyük Doğu (1956-59, 1972), Yeni İstiklal (1962-63), Kök (1981-82) ve Boğaziçi (1984-86) dergileri ile Orta Doğu (1974) ve Tercüman (1976-88) gazetelerinde neşretti.

  • Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın:

    Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, “TIR’lara insanlığı yükledik ve ‘Yükümüz İnsanlık Yönümüz Halep. İyiliği Yüklendik Halep’e Yöneldik’ diyerek insanlık için, barış için, adalet için ayağa kalktık. Gün bugündür. Zulme karşı adaleti, baskıya karşı özgürlüğü, zillete karşı onuru seçmiş Halep halkına sahip çıkmalıyız” dedi.

    Memur-Sen tarafından yürütülen “Halep’i Açlıktan İnsanlığı Utançtan Kurtar” eylem planı çerçevesinde 81 ilden yardım seferberliği başlatıldı, tüm illerde gıyabi cenaze namazı kılınarak, ortak basın açıklamaları gerçekleştirildi. İstanbul Tünelden Galatasaray Lisesi’ne kadar Halep yürüyüşü düzenlendi ve uluslararası kuruluşlara Halep’e duyarlılık çağrısı yapıldı.

    Memur-Sen beş aşamalı eylem planı çerçevesinde yardım konvoylarıyla sınıra dayandı. “Halep’e Yol Açın” sloganıyla 81 ilden yola çıkan Memur-Sen’liler yardım TIR’larıyla berber Hatay’a ulaştı.

    “Zulme karşı adaleti, baskıya karşı özgürlüğü, zillete karşı onuru seçmiş Halep halkına sahip çıkmalıyız”

    Memur-Sen konvoyu Hatay araç muayene istasyonu önünden Cilvegözü sınır kapısına doğru yol aldı. 81 ilden gelen binlerce konvoyu karşılayan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, burada yaptığı basın açıklamasında Halep’e yol açmak için seferde olduklarını belirterek, “TIR’lara insanlığı yükledik ve ‘Yükümüz İnsanlık Yönümüz Halep. İyiliği Yüklendik Halep’e Yöneldik’ diyerek insanlık için, barış için, adalet için ayağa kalktık. Gün bugündür; Zulme karşı adaleti, baskıya karşı özgürlüğü, zillete karşı onuru seçmiş Halep halkına sahip çıkmalıyız. Haleplilerin savaş uçakları, tankları, füzeleri, fosfor ve misket bombaları yoktur. Onlar imanı, iradesi, sabrı ve kararlılığı var. Zalimlerin yaktığı Halep, Allah’ın izniyle küllerinden dirilecektir. Lanet olsun Halep’te soykırım tezgahı açanlara” ifadelerine yer verdi.

    “Halep yanıyor, kan ağlıyor”

    Rusya, İran ve Suriye’den oluşan zulüm ve vahşet çetesinin Halep’i yerle bir ettiğini, Esed ve Putin canilerinin Halep’i yaktığını vurgulayan Yalçın, “Halep’i vurdular. Yüreğimiz yanıyor. ‘Yemin ederim biz bir şey yapmadık’ diyerek ağlayan Halepli çocuğun tek damla gözyaşının vebalini nasıl üstleneceğiz, hakkını nasıl ödeyeceğiz? Bedenleri küçük, yürekleri büyük çocukların haykırışlarını unutacak mıyız? Elbette hayır. Unutursak kalbimiz kurusun. Ninnilerle uyutulması gereken bebeklerin, kurşunlarla susturulduğunun şahitleri olarak, sessiz mi kalacağız? Elbette sessiz kalmayacağız. Dünya sussa, biz susmayacağız. Hakkı haykıracağız. Mazluma el uzatacağız. Zulme ve zalime karşı duracağız. Akıl tutulmasına uğramış, basiretleri bağlanmış, insanlıktan nasipsiz olanlar Suriye’deki katliama kör ve sağırlar. Onlar, insanlığın utanç abidesi olarak yaşamaya/anılmaya mahkumlar” diye konuştu.

    “Halep, insanlığa acıyor”

    Halep’te emperyalistler devletlerin, terör uyguladığını soykırım yaptığını belirten Yalçın, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

    “Halep’e acımak insanlığın ne haddine? Halep, insanlığa acıyor. Çünkü aylardır vahşi katliamlarla, açlıkla, ilaçsızlıkla teslim olmaya zorlanan Halep’i seyreden insanlık acınmayı hak ediyor. Halep’i ölüm pazarına, zulüm tezgahına dönüştürenlerin vahşetinden Halepli kardeşlerimizi korumak, onlara kucak açmak bizim işimiz. Sivil toplumun, milletlerin, toplumların işidir. Türkiye’ye, İslam ülkelerine, insanı ve insan onuru merkeze alan devletlere düşen, Halep’i Esed’ı insafına terk etmemek, Halep’i Haleplilere teslim etmektir. Rusya’nın, İran’ın vahşet elini Halep’ten çektirmektir. Esed iktidardan uzaklaşması gerekirken, Halepliler Halep’ten uzaklaşmak zorunda bırakılıyor. Halep’te devlet terörünün her türünü uygulayan Rusya’nın, İran’ın, Esed’ın amacı bellidir; Halep’in demografik yapısını değiştirmek. Halep’i kendi sosyo-politik hedeflerine uygun bir zemine dönüştürmek. İnsanlar, Halep’ten kaçmaya zorlanıyor. Başta Türkiye olmak üzere duyarlı hiçbir ülke buna izin vermemeli. Esed’ın, ona hamilik yapan Rusya ve İran’ın bu kirli oyunu, kanlı oyunu bozulmalı. Halep, Halepli kardeşlerimizle en kısa sürede yeniden kucaklaşmalı.”

    BM Halep’in işgaline ‘Gözlemci’ oluyor

    “Müslüman coğrafyalardaki zulümleri seyretmekte mahir olan BM, Halep’in işgalini, Haleplilerin katlini seyrediyor” diyen Yalçın, BM’nin Halep’e ses çıkarmamasını, suskun kalmasını ikiyüzlülük olarak nitelendirdi. BM’nin, Halep’in coğrafi, siyasi ve sosyolojik işgaline ise ‘gözlemci’ statüsünde destek verdiğine dikkati çeken Yalçın, “Halepli kardeşlerimizi evlerine, Halepli çocukları baba ocaklarına, Halepli bacılarımızı yuvalarına kavuşturmadıktan sonra Halep’te zulme son vermiş olamayız. Sadece, zulmün ve zalimin Halep’i işgaline kapı aralamış oluruz. İnsanlığın iki sorumluluğu var. Biri, sivil toplumun öncülüğünde Haleplilere kucak açmak. Diğeri ise ‘önce insan’ diyen devletlerin ortaklığıyla Halep’i kurtarmak. Bu ikisini birlikte başarırsak ancak, ‘İnsanlığı Utançtan Kurtar’ çağrımızın, ‘Halep’e Yol Aç’ kararımızın gereğini yapmış oluruz” açıklamasında bulundu.

    “Biz kurtuluş yoluna rehberlik edersek, zafer iyilerin olur”

    Halep’in, insanlığın ve İslam coğrafyasının ahlak sınavı olduğunu dile getiren Yalçın, “Halep, adalete ve merhamete dair sıratımız. ‘Yeter Artık’ susmayın! Zalime, ‘Yeter Artık’ demekten korkmayın. İnsanlık için, adalet için, huzur için, Halep için ‘Yeter Artık’ diyerek haykırın. Susmayın, ayağa kalkın. İnsanlık ve ümmet olarak ayağa kalkarsak zalimler diz çöker. Biz kurtuluş yoluna rehberlik edersek, zafer iyilerin olur. Gün, emperyalizmin açtığı yaraları birlikte sarma günüdür. Gün, direnişe omuz verip, emperyalizmin ve tetikçilerinin oyunlarını bozma günüdür. Vakit, emperyalizm, Baasçı despotizm karşısına dikilme, mazlum kardeşlerimize el verme vaktidir. Gün bugündür; Zulme karşı adaleti, baskıya karşı özgürlüğü, zillete karşı onuru seçmiş Halep halkına sahip çıkmalıyız. Haleplilerin savaş uçakları, tankları, füzeleri, fosfor ve misket bombaları yoktur. Onlar imanı, iradesi, sabrı ve kararlılığı var. Zalimlerin yaktığı Halep, Allah’ın izniyle küllerinden dirilecektir” ifadelerini kullandı.

    “Lanet olsun, dilsiz şeytanlara”

    İslam coğrafyasında zulümlerin son bulması için yolun ümmet olmaktan, Halep’in derdine deva olmaktan geçtiğini ifade eden Yalçın, şu şekilde konuştu:

    “Birlik olursak, zillet biter. Birlik olursak, zulümler biter. Birlik olursak, zalimler titrer. Bir buçuk milyarı aşan Müslüman bir araya gelirse, Halep’in hesabı sorulur, Halep kurtulur. Vicdanlar bir araya gelirse, dünya zulümden kurtulur. Unutmayın! Umutsuzluğa kapılmayın! Yüce Allah’ın müjdesine sarılın. ‘İnanıyorsanız… Üstünsünüz’, ‘Nice az topluluk, nice çok topluluğa üstün geldi’ inancıyla, umudu artıralım. Bedir’de, bir avuç sahabe galip geldi. Barbar haçlı orduları ecdadımızın karşısında her seferinde bozguna uğradı. Çanakkale’de yiyecek ekmeği olmayan askerlerimiz destan yazdı. Ümmet, tek yürek sefere çıkınca hep muzaffer oldu. Yine, tek yürek seferdeyiz. Yeniden zulme karşı direnişteyiz. Lanet olsun Halep’te kan pazarı kuranlara.. Lanet olsun Halep’te soykırım tezgahı açanlara… Lanet olsun, mazeretlere sığınıp gözünü, kulağını kapatanlara lanet olsun, dilsiz şeytanlara.”

    “Halep’e özgürlük direnişle gelecek”

    Esed’i ve Esed’e destek verenlerin katil olduğunu savunan Yalçın, “Ses çıkarmayanlar suçu ortağı, utancın sahibidir. Biz, katili haykırmak, Halep’i kurtarmak için buradayız. Biz, Halepli kardeşlerimizle kucaklaşmak için yollardayız. ‘Halep’e Yol Açmak’ için, ‘İnsanlığı Utançtan Kurtarmak’ için buradayız. Büyük Memur-Sen ailesi olarak, katilleri, suç ortaklarını, hamilerini, göz yumanları lanetliyoruz. Halep’e, medeniyet coğrafyamıza, ümmete ve insanlığa sahip çıkıyoruz. Biz diyoruz ki; Halep’e özgürlük direnişle gelecek. İnsanlık zulüm karşısında elbette galip gelecek” değerlendirmesinde bulundu.

  • Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın, Kültür Memur-Sen Olağanüstü Genel Kuruluna katıldı

    Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, “Zillet yerine onurlu bir mücadeleye imza atan Halepliler sistematik katliamlardan geçiriliyor. Buna karşılık özgürlüğe bedel olarak direniş iradesini kuşananlara sırtını dönen Batı, zulme, zorbalığa, katliamlara örtülü ve açık destek vererek alçalıyor” dedi.

    Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Kültür Memur-Sen Olağanüstü Genel Kuruluna katıldı. Ankara’da gerçekleştirilen kongrenin divan başkanlığını Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Günay Kaya yaptı. Kongreye, Ulaştırma Memur-Sen Genel Başkanı Can Cankesen ve Birlik Haber-Sen Genel Başkanı Ömer Budak’ın yanı sıra, Memur-Sen Konfederasyonuna bağlı sendikaların yönetim kurulu üyeleri ve çok sayıda delege katıldı. Kurulda konuşan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, olağanüstü genel kurulun hayırlara vesile olmasını temenni etti. Halep’te insanlığın öldüğünü, Batı’nın da durumu sadece seyrettiğini kaydeden Yalçın, Halep’te yaşananın soykırım olduğunu vurguladı. Yalçın, “Bosna’da yaşanan soykırım, katliam ve işkence görüntülerinin aynısına Halep’te tanıklık ediyoruz. Onlar şehit oluyor, biz şahitlik ediyoruz. Zillet yerine onurlu bir mücadeleye imza atan Halepliler, kimyasal gazlardan varil bombalarına, dökme kurşunlardan şebbihaların işkencelerine kadar bütün yöntemlerle sistematik katliamlardan geçiriliyor. Özgürlüğe bedel olarak direniş iradesini kuşananlara sırtını dönen Batı, zulme, zorbalığa, katliamlara örtülü ve açık destek vererek alçalıyor. Alçaldıkça alçaklaşan emperyalizm, zorbalardan yana taraf olarak kendine yakışanı yapıyor” ifadelerini kullandı.

    “Onlar, Halep düşerken PKK/PYD ile iş tutup, kuzey Suriye’de Marksist kantonlar oluşturmaya çalışıyorlar”

    Sözde adalet ve barış isteyenlerin Suriye’de katliamların yanında yer aldıklarını vurgulayan Yalçın, “Onlar, Halep düşerken PKK/PYD ile iş tutup, kuzey Suriye’de Marksist kantonlar oluşturmaya çalışıyorlar. Halep yanarken, emperyalizm hormonlu bir şekilde büyütülen DAEŞ eliyle kendilerine uygun zeminler üretebilmenin fırsatlarını kolluyorlar. Yeni katliamlara zemin hazırlıyor, işgallerini meşrulaştırmak için bölgeyi kan gölüne dönüştürüyorlar. İşte onun için kahrolsun emperyalizm diyoruz. Onun için vahşi kapitalist sisteme isyan ediyoruz” dedi.

    “Sendikacılığa kalite kattık”

    Memur-Sen olarak nitelik kokan çalışmalara imza attıklarını belirten Yalçın, tenkit kolaycılığına kaçarak sadece eleştirmekle kalmadıklarını, terlemeyi ve sorumluluk almayı tercih ettiklerini söyledi. Yalçın sözlerini şu şekilde sürdürdü:

    “Biz sendikacılıkta yeni bir çığır açmak için yola çıkmış bir kadroyuz. Sendikacılığı sadece sloganlara hapseden ve dar alanlarda kör dövüşüne döndüren, şiddetin, anarşizmin, vandalizmin merkezi haline getirilen, korsan gemilerin limanı olarak adlandırılan bir uğraş alanı olmaktan çıkaran ve ona bir kalite kazandıran, vizyon katarak toplumla buluşturan bir kadroyuz. Çalışanın hakkını ve hukukunu korurken, işverenin de hakkını ihmal etmeyen bir kadroyuz. Bütün çalışmalarımız toplumla kucaklaşmış, toplumla bütünleşmiştir.”

    “Kazanan Kültür Memur-Sen ailesi olacaktır”

    Kültür alanına da değinen Yalçın, Kültür Memur-Senin işlevinin çok mühim olduğunu vurgulayarak, kültür alanında gereken çalışmaların yapılması gerektiğini ifade etti. Kültürü “Bizi, biz yapan değerler” olarak gördüğünü belirten Yalçın, toplumun kültür saikiyle bir arada olduğunu ve kültürün birleştirici bir temele sahip olduğunu ifade etti. Yalçın şunları kaydetti:

    “Olağanüstü genel kurulun hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Yapılacak daha çok iş var. Bu kurulun kaybedeni olmaz, kazanan Kültür Memur-Sen ailesi olacaktır.”