Etiket: Yalçın

  • Almanya ve Hollanda’nın skandal kararına Yalçın Topçu’dan tepki

    Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, 16 Nisan’da yapılacak olan referandum için etkinlikler düzenleyecek olan Bakanlara izin vermeyen Almanya ve Hollanda’yı eleştirerek, “PKK’lılara meydanlarda miting yaptırılıyor. Almanya’sı, Hollanda’sı, Belçika’sı hep birlikte, hep beraber ‘evet’e karşı ‘hayır’ın yanında saf tuttular. Şimdi Allah’ın izniyle 16 Nisan’da sandıktan öyle bir evet tokadı yiyecekler ki diğerinden beter olacak. Yüzde 60’a varan bir oy ile sesi Kandil’den ve Pensilvanya’dan duyulacak” dedi.

    Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Topçu, BBP eski Genel Başkan Yardımcısı Hasan Hüseyin Bozok ve arkadaşlarının “Referandum İçin Evet” çalışmalarını yürütmek için açtıkları seçim bürosunun açılışına katıldı. Yenimahalle ilçesine bağlı Ragıp Tüzün Caddesindeki seçim bürosunun açılışına Topçu’nun yanı sıra Hasan Hüseyin Bozok, AK Parti Yenimahalle İlçe Başkanı Süleyman Alper İnceöz ve çok sayıda vatandaş katıldı. Burada halka hitap eden Topçu, evet mührünü vururken bir partinin hayrına veya faydasına değil, milletin ve ümmetin hayrına ve faydasına vurulacağını belirtti. Topçu, hayır propagandası yürütenlerin, 16 Nisan’daki referandumda evet çıktığı taktirde diktatörlüğe evet denildiğini savunduğunu belirterek, bu ifadenin tek izahının siyasi akıl tutulması olduğunu vurguladı.

    Topçu, 7 Haziran 2015 seçimlerinde AK Parti’nin tek başına iktidara gelemediğini, hükümet kurulamadığı için de kendisinin bağımsız bakan yapıldığını hatırlatarak, “Hadi ben neyse başka kimi yaptı? 40 küsur yıldır elin adamına eşkıyalık yapan, bu memlekette Kürt’ün, Türkmen’in, Arap’ın, Arnavut’un, Alevi’nin evine ateş düşüren, elin eşkıyası Apo’nun itlerinin sözcüleri de hükümete girdi. Bu terör örgütünün sözcülerinin Bakanlar Kurulu’na oturmasının mümkünatı var mıydı? Kimin sayesinde oturdu bunlar? 16 Nisan’da inşallah ‘evet’ oylarınızla yerle bir edeceğiniz bu sistemin sayesinde. İşte siz bunu yok edeceksiniz. 16 Nisan’da yapacağınız bu” diye konuştu.

    “Bu mesele asla ve asla Erdoğan’ın meselesi değildir”

    “Bu evet, hayır ile ilgili birileri çıkmış ‘hayır diyenleri vatan haini ilan ediyorlar’ diyor. Hayır, öyle bir şey yok” diyen Topçu, şunları kaydetti:

    “Evet diyenler cennetlik değil, hayır diyenler de cehennemlik değil. Ama bir şey var bir şey. Onu söylemeden de geçemeyeceğiz. Hayır diyen vatandaşlarımıza ‘bak yanındaki arkadaşlarını iyi tanı’ diye bir şeyler söylenmek isteniyor. Yanına, yörene iyi bak. Kiminle yola gidiyorsun iyi bak. Sağında Kandil, solunda FETÖ var. Biz bunu söylemek istiyoruz. Yoksa neticede bu demokratik hak. Kimse onlara ‘cehennemliksiniz, vatan hainisiniz’ demiyor. O kadar Tayyip Erdoğan düşmanlığına kitlenmişsiniz ki, yanınızda kim var farkında değilsiniz, kiminle yolunuza çıktığınıza bakın diyoruz. Buradan bütün milletimize sesleniyoruz. Bu mesele asla ve asla Erdoğan’ın meselesi değildir. Bu mesele şimdi hepimizin, gelecekte de her doğanımızın meselesidir. Millet sandığa gittiği zaman kendi iktidarını doğrudan belirleyecek. 5 yıl sonrada bu millet isterse yine sandıkta alaşağı edecek. İktidarda çift başlılığı ortadan kaldıracak. Şuanda eğer işler doğru gidiyorsa Sayın Erdoğan’ın hem Meclis’e, hem hükümete, hem de kendinin yüksek liderliğinden dolayı 15 senedir işler iyi gitti. Sistemin sağlamlığından iyi gitmiyor.”

    “Korkuları rüyalarında bile iktidar yüzü göremeyecek olmalarından”

    Topçu, referandumda ‘hayır’ diyenlerin ‘evet’ çıktığı taktirde ülke bölüneceğini iddia ettiğini dile getirerek, “Nasıl bölünecek? Ülke bir sefer bu sandıktan öyle bir lider çıkaracak ki 50+1’i kucaklayan adam yönetime gelecek. Siz bizim aklımız ile mi alay ediyorsunuz? 50+1’i kucaklamak için bu ülkenin her bir rengi ile barışık olacak. Sadece mezhep üzerinden siyaset yaparsa asla ve asla iktidar yüzü göremeyecek. Aynı zamanda kör ideolojik bakışla sabah yatıp ‘laiklik’, akşam yatıp ‘irtica’ derse asla iktidar olamayacak. Sızıları işte bu yüzden. Çünkü bunlar bir örnek yaşadılar biliyorsunuz. Şimdi bunların, Kandil’in, Pensilvanya’nın bu korkuları, bu feryatlarının bir nedeni var. Çünkü artık bunlar rüyalarında bile iktidar yüzü göremeyecekler. Çünkü milletin 50+1’ini kucaklayan iktidar olacak. Bugün Tayyip Bey olur, yarın o anlayışta, o zihniyette kucaklayan olur. Ama bunlar bu kafada giderse senelerce olamazlar. Feryat bundan” değerlendirmesinde bulundu.

    Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 16 partinin ortaklaşa bir aday çıkardığını hatırlatan Topçu, “16 parti bir muhteremi önlerine koydular, o muhteremin adını da bu 16 partinin temsilcileri 3 ayda öğrenemedi. Peki şimdi bu Tayyip Erdoğan birbirine benzemeyen 16’nızı bir araya getirecek hangi kötülüğü yaptı? Ne oldu da size 16’nız birden karşısına dikildiniz? Bir baktık ki tıpkı şimdi olduğu gibi, şimdi de aynı şey oluyor. Ne kadar AB ülkelerinin anlı şanlı basın organları varsa Tayyip Erdoğan’ın hakkında olumsuz başlıklar atıyor. İyi de size ne? Biz seçiyoruz size ne oluyor? Anlaşılan o ki 16’sının arkasında dışarıda da 16 tane yardımcısı var. Netice 16 tane içeride, 16 tane dışarıda hepsi beraber oldular ve bölücü terör örgütünün sözcüsünün eline de bir saz verdiler, bizim al yıldızlı bayrağın önüne geçirip şirin çocuk olarak herkese lanse ettiler, 16 içeride, 16 dışarıda, Kandil orada, Pensilvanya orada, millet ile Tayyip bir tarafta. Onlar yüzde 48, Tayyip Erdoğan yüzde 52” şeklinde konuştu.

    Topçu, “Hollanda’sı, Almanya’sı buradan evet için oraya giden Bakanları konuşturmuyor. Ama PKK’lılara meydanlarda miting yaptırılıyor, onlar propagandalarını yapıyor. Almanya’sı, Hollanda’sı, Belçika’sı hep birlikte, hep beraber ‘evet’e karşı ‘hayır’ın yanında saf tuttular. Cumhurbaşkanlığı seçiminde dediğim gibi hepsi bir araya geldi. Atlantik ötesi, AB, içerideki, dışarıdaki, Kandil’i, Pensilvanya’sı hepsi bir araya geldi topu topu 48 oldu, milletin iradesi 52 oldu. Şimdi Allah’ın izniyle 16 Nisan’da sandıktan öyle bir evet tokadı yiyecekler ki diğerinden beter olacak. Yüzde 60’a varan bir oy ile sesi Kandil’den ve Pensilvanya’dan duyulacak” ifadelerini kullandı.

    BBP eski Genel Başkan Yardımcısı Hasan Hüseyin Bozok ise, “Namlusunu milletine çeviren tanka selam durmayacağını haykıran şehit liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu’ndan, dikleşmeden dik durup ve ulvi stratejiler üreterek millete döndürülmüş tankların namlusunu tutup asli istikametine çeviren yeni Türkiye’nin lideri Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a uzanan bir süreci, inşallah 16 Nisan gücün taçlandırmak namımıza bir namus borcudur. Yeni Türkiye’nin öncü ve onurlu mimarı Recep Tayyip Erdoğan’ın yalnız olmadığını haykırmak, onun kendini yalnız hissettiği yerde kendimizi öksüz bilmek namımıza bu vatanın yediğimiz ekmeğinin hakkını vermenin asgari şartıdır. İnanıyoruz ki bu vecibeyi 16 Nisan günü milli bir seferberlik halinde yerine getirecek olan milletimiz yeni yönetim sistemine ezici bir çoğunlukla ‘evet’ diyecek ve 17 Nisan sabahına Türkiye daha atletik, hızlı, kararlı güçlü ve vizyonlu bir şekilde uyanacaktır” dedi.

  • Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın: “Erbakan demek istikamet ve özgüven demektir”

    Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, “Erbakan Hocamızın bize bıraktığı en büyük miras dava adamlığıdır, adanmışlığıdır. Bizlere bu yönüyle rehber oldu, yol gösterici oldu. Erbakan demek istikamet ve özgüven demektir” dedi.

    Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Yedi Hilal’in Ankara’da düzenlediği Gençlik Teşkilatı Eğitim Kampı’nda konuştu. Türkiye’nin çeşitli illerinden gelen üniversite öğrencilerine hitap eden Yalçın, örgütlü olmanın önemine vurgu yaparak, “Memur-Sen, sendikal alanda eksikliğimizin bir çözümü olarak doğmuştur. Merhum başkanımız Mehmet Akif İnan örgütlenmenin önemini bildiği için bu mücadeleyi başlattı. Ona ‘Sen şairsin, ne işin var sendikacılıkla?’ denilmişti. Ama o bu alanın boş bırakılmaması gerektiğini bildiği için mücadelesinden vazgeçmedi” dedi.

    “Erbakan demek istikamet ve özgüven demektir”

    Eski başbakanlardan merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ı da vefatının 6. yılında anan Yalçın, Erbakan’ın mücadelesine tek başına başladığını hatırlatarak, “Erbakan Hocaya ‘Bir çiçekle bahar olmaz’ diyorlardı. O ise buna karşın ‘Bir çiçekle bahar olmaz ama bütün baharlar bir çiçekle başlar’ diyor ve bunu eylemine yansıtıyordu. İnandığı doğrular noktasında asla taviz vermeyen ve inandığı için de kendisine güvenen, teşkilatına inanan bir liderdi. Bu anlamda örgütlenmenin en iyi örneklerinden biridir. Tek kişi ile başlayan mücadelenin nerelere gelebileceğini Erbakan’da görüyoruz. Merhum Erbakan Hocamız, ilim, siyaset ve devlet adamı olarak ülkemize çok büyük katkılar yaptı, güzel eserler bıraktı. Onun bize bıraktığı en büyük miras dava adamlığıdır, adanmışlığıdır. Bizlere bu yönüyle rehber oldu, yol gösterici oldu” diye konuştu.

    Erbakan’ın yalnızca yerel bir figür değil, aynı zamanda küresel bir lider olduğunu söyleyen Yalçın, “Dünyanın neresine gitsek Erbakan’ın adını duyuyoruz. Tek başına iktidara gelme fırsatını asla bulamamıştır ama dünyanın neresinde olursa olsun tanınmış bir liderdir. Hayalleri ve projeleri yalnızca yerel ölçekte değildir. Başta İslam coğrafyası olmak üzere bütün dünyayı kuşatan, bu köhne ve çürümüş sistemi değiştirmeyi hedefleyen projeleri vardı. İşte Erbakan Hoca, idealler ve bu ideallerin örgütlü bir biçimde gerçekleştirilmesi konusunda en iyi örnektir. Allah ondan razı olsun. Mekânı cennet olsun” şeklinde konuştu.

  • Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın: “İş güvencesini korumakta kararlıyız”

    Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, “Siyasette, sivil demokratik yönetimde vesayete ne kadar karşıysak, vesayetin ifşası ve imhası için ne kadar kararlıysak iş güvencesi üzerinden kamu personel sisteminde, kamu görevlileri üzerinde, emeğimiz ve ekmeğimiz üzerinde vesayet oluşturulmasına da en az o kadar karşıyız. İş güvencesini korumakta, kapsamını genişletmekte o kadar kararlıyız” dedi.

    Memur-Sen tarafından ülke genelinde başlatılan “Memur-Sen’e Davet Tercihimiz Evet” buluşması Adana’da gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, “Memur-Sen olarak ülkemizin siyasi geçmişte yaşadığı siyasi krizlerin büyük bölümünün darbe anayasalarından kaynaklandığını biliyoruz. Hükümet sisteminde değişikliği doğru bir adım olarak görüyoruz. Çok başlı yürütme erkinden vazgeçilmesini, cumhurbaşkanlığı sistemiyle tek başlı yürütme modelinin benimsenmesini destekliyoruz. Bu anlamda 16 Nisan’da gerçekleştirilecek anayasa değişikliğine de evet diyor, ’tercih evet’ çağrısıyla milletimizden de evet bekliyoruz” diye konuştu.

    “Yürütmede çok başlılık siyasi krizlere, karar alma süreçlerinde gecikmelere neden olurken, istihdam türü yönüyle kamu personel sisteminde çok çeşitlilikte, iş barışının bozulmasına, enerji kaybına, hak ihlallerine ve motivasyon kaybına sebep oluyor” diyen Yalçın, “Bu yüzden Memur-Sen olarak 4/C kapsamındaki geçici personelin, 4/B sözleşmeli personelin, farklı kurumlarda geçici istihdam edilerek hizmet sunanların, memur işi yapan kamu işçilerinin kadroya geçirilmesi; kamuda ya 4/A ya da 4/D kadrosunda çalışma olması teklifinde ısrarcıyız. Güvence içermeyen, güvence noktasında esneklik içeren istihdam türlerinden kurtulma teklifimize bürokrasinin de evet demesini bekliyoruz” şeklinde konuştu.

    “İş güvencesini hedef aldırtmayız”

    Yalçın, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

    “Biz, kamu personel sisteminde güvencesiz istihdama son verilmesini teklif ederken, bunun mücadelesini verirken; siyaset ve bürokrasiden ilgili ilgisiz birçok özneden aksi yönde beyanlar ve açıklamalar yapılıyor. İş güvencesini yok etmeye, hiç etmeye dair çalışmalardan, hedeflerden söz ediliyor. Biz milletle beraber Türkiye’nin içe dair sorunlarını, siyasi alanla ilgili tasarım bozukluklarını gidermenin hesabını yaparken, iş güvencesini yok etmenin hesabını yapanların beyanları bizi üzüyor ve geriyor. Vesayet noktasında sivil siyasetin güvence altına alınmasına odaklanan Türkiye fotoğrafı ile kamu personel sisteminde iş güvencesini hedef alan tutumlar, beyanlar birbirine yakışmıyor. Siyasette vesayete karşı güvence sistemleri ve zeminleri oluştururken, kamu personel sisteminde keyfiyete karşı güvencenin, iş güvencesinin kaldırılması yönünde sarf edilen cümleler basiret ve isabet yönü olmayan cümlelerdir. Siyasette, sivil demokratik yönetimde vesayete ne kadar karşıysak, vesayetin ifşası ve imhası için ne kadar kararlıysak iş güvencesi üzerinden kamu personel sisteminde, kamu görevlileri üzerinde, emeğimiz ve ekmeğimiz üzerinde vesayet oluşturulmasına da en az o kadar karşıyız. İş güvencesini korumakta, kapsamını genişletmekte o kadar kararlıyız. Memur-Sen olarak dün olduğu gibi bugün de, yarın da iş güvencesine yönelik olumsuz her beyana, her düşünceye, her hazırlığa ya da dayatmaya karşı çıkarız. Emeğimizi ve ekmeğimizi hedef alacak her yaklaşıma karşı direnç geliştiririz. Hükümet sistemi değişsin, sonrasında kamuda da iş güvencesini değiştiririz şeklinde bir yaklaşımla hareket etmeyi düşünenler varsa şimdiden hayallerini ve hedeflerini değiştirsinler. Demokrasinin, milli iradenin, sivil siyasetin güçlenmesine, vesayetin ve krizlerin yok edilmesine nasıl evet diyorsak, iş güvencesinin ortadan kaldırılmasına, sınırlarının daraltılmasına, esnetilmesine, değersizleştirilmesine yönelik en ufak adıma da, söze de, girişime de kesinlikle hayır diyoruz. İçinde bulunduğumuz dönemde iş güvencesi üzerinden cümle kuranlara tavsiyemiz, gerçekleşmesine izin vermeyeceğimiz bu işlere zaman ayırmak yerine Ağustos ayında gerçekleştireceğimiz toplu sözleşme görüşmelerinde evet diyeceğimiz teklifleri hazırlamaya yoğunlaşsınlar. Daha hayırlı ve doğru bir iş yapmış olurlar. Hem de bizi, milleti ve kamu görevlilerini gereksiz bir gündemle geren ve yoran pozisyonda olmaktan kurtulurlar.”

    “Memur-Sen her zaman dik durmuştur, duracaktır”

    Programın açılış konuşmasını yapan Memur-Sen İl Başkanı Mehmet Sezer, darbe girişiminin hemen ardından Genel Başkan Ali Yalçın’ın açıklamalarıyla sokağa çıktıklarını ve sonucunda da darbe girişiminin engellendiğini hatırlatarak, “O gün teşkilatımız büyük bir özveri ile bu millete ne kadar bağlı olduğunu bir kez daha gösterdi. Memur-Sen her zaman dik durmuştur. 15 Temmuz’da dik durmuştur, 16 Temmuz’da dik duracaktır” dedi.

    Sezer, programın sonunda Ali Yalçın’a TRT ekranlarından Memur-Sen teşkilatlarını direnmeye çağırdığı anın fotoğrafını hediye etti.

    “Bu devletin omurgasını memurlar oluşturuyor”

    Programda konuşan Yüreğir Belediye Başkanı Mahmut Çelikcan ise, Memur-Sen’e ev sahipliği yapmaktan büyük onur duyduklarını belirterek, “Bu devletin omurgasını sizler yani memurlar oluşturuyor. Tabi ki siyasi irade ülkeyi yönetiyor ama bunu devlette görev yapan memurlar eliyle yönetiyor. Onun için Allah sizlere güç versin” diye konuştu.

    Demokrasi nöbetlerinde Memur-Sen teşkilatlarının örnek duruşunu hatırlatan Çelikcan, “15 Temmuz’dan sonraki günlerde meydanları özellikle Memur-Sen üyelerinin doldurmuş olması çok anlamlıydı. 16 Nisan’da istikbalimiz için, istikrarımız için, Türkiye’de birçok şeyin değişmesi için bir daha eski günlerin yaşanmaması için hainlere, işbirlikçilerine, her türlü ihanete karşı cevap vereceğiz” şeklinde konuştu.

    “Memur-Sen lazım olan cevabı verdi”

    AK Parti Adana İl Başkanı Fikret Yeni de, Memur-Sen’in ve teşkilatlarının darbeye karşı direnişini hatırlatarak, “Türkiye 15 Temmuz’da asrın en büyük ihanetini yaşadı ama milletimiz de o şanlı duruşu sayesinde asrın en büyük zaferini ortaya koydu. Ve bu büyük zaferde Memur-Sen olarak en ileride bulundunuz. 15 Temmuz akşamı o hain darbe girişiminin başladığı saatten itibaren 27 gün boyunca onurlu nöbetimizde bayrağı en önde taşıyan tüm Memur-Sen’li kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum. Allah hepinizden razı olsun” dedi.

    Yeni, Memur-Sen’in referandum tercihinin diğer STK’lara örnek olduğunu belirterek, “Memur-Sen olarak devletimizin istiklali söz konusu olduğunda, hukukun üstünlüğü söz konusu olduğunda yine Memur-Sen en önde adımını attı ve inanıyorum ki birçok sivil toplum kuruluşuna örnek olacak şekilde Türkiye’ye lazım olan cevabı verdi. İnşallah vermiş olduğunuz bu ‘evet’ cevabı 16 Nisan’da bereket olur. Bundan dolayı da şimdiden ortaya koyduğunuz katkıdan dolayı teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.

  • Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın: “15 Temmuz’un nöbetçisi, 16 Nisan’ın ‘evet’çisiyiz”

    Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, “15 Temmuz’un nöbetçisi, 16 Nisan’ın ’evet’çisiyiz. Bunu net olarak ifade ediyorum. Çünkü biz bu ülkede bir daha antidemokratik süreçler yaşansın istemiyoruz” dedi.

    “Memur-Sen’e Davet Tercihimiz Evet” buluşmalarının ilk ayağı Muğla’da gerçekleştirildi. Muğla’da büyük coşkuyla karşılanan Yalçın, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesinde bir konuşma yaptı. Yalçın, Muğla’nın 15 Temmuz’da çok önemli bir demokrasi sınavı verdiğini söyleyerek, “Biz de bu amaçla destansı şehir Muğla’dan bu hareketi başlattık. Bu ülkenin Cumhurbaşkanına tuzağı Muğla’dan kurmaya çalıştıklarında isyanı ve itirazı yükselten Muğla’da böyle bir kampanyayı başlatmaktan memnuniyet duyuyorum” diye konuştu.

    Şu ana kadar siyaset konusunda hassasiyetlerini ifade ettiklerini ve asla adres ifade etmediklerini belirten Yalçın, referandum konusunun siyasi parti tekelinde olan bir konu olmadığını vurguladı. Anayasa konusunun bütün sivil toplumu ilgilendiren bir konu olduğunu belirten Yalçın, “Onun için bunu iktidar partisi, muhalefet partisiyle sınırlayarak ’ya oradansın ya buradansın’ yaklaşımıyla insanları farklı kulvarlara çekme yarışı olarak görenler hata ediyor. Bu konu millet ve memleket meselesidir” şeklinde konuştu.

    İstikrar yakalanamadığı takdirde Türkiye’nin bu coğrafyada ayakta kalma şansının zayıflayacağını kaydeden Yalçın, bütün kumpasların, tuzakların Türkiye’nin üzerine yürüdüğünü dile getirdi. Suriye’de bütün dünyanın operasyon yaptığını dile getiren Yalçın, “Oradaki çeşitli terör örgütlerine havale ettikleri bir kavgayla 5 milyon insan evinden, yurdundan edildi. Bunun 3 milyonu Türkiye’de. Suriye’nin ne olacağı konusunda henüz netlik yok. Her zaman patlamaya hazır bir bomba gibi” ifadelerini kullandı.

    “Koalisyonlardan başarı çıkmadı, çıkmaz”

    Yalçın, Türkiye’nin istikrarsızlığı kaldıramayacağını ve parlamenter sistemle başarıyı yakalayamayacağını vurgulayarak şöyle konuştu:

    “93 yıllık Cumhuriyet, 66. hükümet. İstikrarsızlığın yoğun olduğu 38 yıl içinde 37 hükümet var. Bu hikayeden başarı çıkmaz. Türkiye’nin toparlandığı, milletle bütünleştiği dönemleri ancak parmakla gösterirsiniz. Biz dünyanın üçte bir coğrafyasını idare etmiş bir medeniyetin çocuklarıyız. Bu medeniyetlerin de 5 önemli şehri var. Kudüs, Kahire, Şam, Bağdat ve İstanbul. Bu şehirlerden dördü düştü ve sadece İstanbul kaldı. Biz bu ülkenin entelektüel gücü olarak her zaman bunların karşısına çıktık. Memur-Sen olarak biz şimdiye kadar duruşumuzdan, yürüyüşümüzden asla sapmadık. Ödenecek bir bedel varsa bunu da öderiz dedik.”

    “Muğla’da cumhurbaşkanı katledilmeye çalışıldı”

    15 Temmuz’da ülkenin kendi silahlarının, mermilerinin, tanklarının kendi milletinin üzerine sürüldüğünü hatırlatan Yalçın, “Pensilvanya’nın Fetenyahusu Muğla’da bu ülkenin cumhurbaşkanını katletmeye çalıştı. Bu ülkeye en büyük ihaneti gösterdiklerinde Memur-Sen, 23.30 itibarıyla açıklama yapıp, ’millet iradesinin yanında, demokrasinin yanında darbenin sonuna kadar karşısındayız’ dedi. Tüm üyelerimizle meydanlara indik” dedi.

    Türkiye’nin bir daha darbelere maruz kalmamasını, yoluna emin adımlarla yürümesini istediklerini vurgulayan Yalçın, “15 Temmuz’un nöbetçisi, 16 Nisan’ın ’Evet’çisiyiz. Bunu net olarak ifade ediyorum. Çünkü biz bu ülkede bir daha antidemokratik süreçler yaşansın istemiyoruz. Biz bu ülkede sabah kalkıp akşama hükümet değişikliği, pazarlıklarla yoğrulan, fırlayan, inen, yükselen borsa ve dolarlar istemiyoruz. Bu ülke büyüsün ve yürüsün istiyoruz” açıklamasını yaptı.

    Ülkenin istikrarına ve yarınlarına yatırım yapacaklarını anlatan Yalçın, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

    “Evet’ diyeceğiz ve umudu büyüteceğiz. Her ne kadar sorunlarımız fazla olsa da umudumuz sorunlarımızdan çok daha fazla. Memur-Sen ailesi olarak tarihe karşı sorumluluğumuzu yerine getireceğiz. Bu ülkenin geleceğine dair yatırımımızı 16 Nisan’da yapmış olacağız. Bunu yapmak için yola revan olduk. Bu ülkenin yaşadığı travmayı, bu ülkeye yaşatılan turbülansı görmeyenler ’evet’in kıymetini bilmeyenlerdir. Onun için ’Evet’in kıymetini bilenleri bu anlamda ter dökmeye davet ediyorum.”

    “Ben de Memur-Sen’in bir ferdiyim”

    Tarihi bir sürece tanıklık edildiğini belirten AK Parti Muğla Milletvekili Nihat Öztürk ise, “Böyle bir süreçte kenetlenerek hareket etmeli ve hainlere fırsat vermemeliyiz. Ben de Memur-Sen’in bir ferdiyim. Muğla’da Memur-Sen ailesine elimizden gelen desteği verdik. Memur-Sen’in buralara gelmesini çok olumu buluyorum. Verilen emekleri çok değerli görüyorum. Genel Başkan Ali Yalçın’ın ilk hareket noktası olarak Muğla’yı belirlemesini çok anlamlı buluyorum” diye konuştu.

    Akif İnan’ın dizelerinden okuyarak sözlerine başlayan Büro Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Bekir Turhan da Memur-Sen’in “Bütün giysileri yırtsak yeridir, yeter bize vefa elbiseleri” diyerek yola çıktığını belirterek, “Memur-Sen, daima insanlığın safında yer alan bir erdemliler hareketidir. Hamdolsun bugün Akif İnan’ın müjdelediği baharı yaşıyoruz. Dişimizle tırnağımızla kazıyarak bugünlere geldik. Birleri on binlere, yüzbinlere, 1 milyonlara taşıdık. Bu yolda emeği geçen tüm öncülerimizi saygıyla selamlıyorum” ifadelerini kullandı.

    “Büyük Türkiye idealinin ateşini Muğla’da yakmaktan onur duyuyoruz”

    Memur-Sen Muğla İl Temsilcisi Önder Uçak ise, “Destan yazan sivil toplum kuruluşumuzun öncülerini, saygıyla selamlıyorum. 15 Temmuz destanında direniş ateşinin yakıldığı yerdir Muğla. Büyük Türkiye idealinin ateşini Muğla’da bir daha yakmaktan onur duyuyoruz. Siz değerli teşkilatıma yürekten teşekkür ediyorum” dedi.

    Kampanya startının Muğla’da verilmesini değerli gördüğünü kaydeden AK Parti Muğla İl Başkanı Kadem Mete, “Cumhurbaşkanımız, ülkemizi iç savaşa sürüklemek isteyen hainler tarafından Marmaris’te hedef alınmak istenmişti. Cumhurbaşkanımız ise halkı sokağa buradan davet etmiş ve işgal hareketi bastırılmıştı. Şükürler olsun Muğla böyle bir direniş ile dirilişe öncülük etti” şeklinde konuştu.

    Yalçın, daha sonra Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Rektörü Mansur Harmandar’ı ziyaret etti.

  • Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın: “15 Temmuz’un nöbetçisi, 16 Nisan’ın ‘evet’çisiyiz”

    Sen Konfederasyonu Genel Başkanı Ali Yalçın, 81 ilde yapacağı referandum toplantılarının startını Muğla’dan verdi. Yalçın, “Bu kadim şehirden 15 Temmuz’un nöbetçisi, 16 Nisan’ın ‘evet’çisiyiz diyerek yola çıktık” dedi.

    Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi salonunda ‘Memur-Sen’e Davet, Tercih Evet’ sloganı ile başlatılan bilgilendirme toplantısına AK Parti Muğla Milletvekili Nihat Öztürk, AK Parti İl Başkanı Kadem Mete, Memur-Sen İl Başkanı Önder U çak, Memur-Sen’e bağlı şube başkanları ve üyeleri katıldı.

    Referandum bilgilendirme toplantısında konuşan Memur-Sen Konfederasyonu Genel Başkanı Ali Yalçın, Memur-Sen ailesinin aş, emek, özgürlük mücadelesi, onur mücadelesinin ailesi olduğunu, kurulduğu gün Türkiye’deki mevcut yaklaşımlara etkili kurulmuş, iddialı bir çıkışla yeni bir bakış açısıyla sendikacılıkta yeni ufuklar açma, yeni ufukları hayata geçirme iddiasıyla yola çıkmış bir harekete olduğunu söyledi. Yalçın, “Biz Memur-Sen ailesi olarak yeni bir dünya mümkün iddiasını taşıyan bir kitleyiz. Biz Memur-Sen ailesi olarak vesayetle mücadeleyi, mücadelesinin başına koymuş bir kitleyiz. Biz millet iradesini esas almak gerektiğini, demokratik zemine yatırım yapmak gerektiğini başlangıçta kuruluş aşamasında gür sesle ifade etmiş bir kitleyiz. Bugün Muğla’dayız. Destansı şehir Muğla’da bu ülkenin Cumhurbaşkanına tuzağı Muğla’da kurmaya çalıştıklarında isyanı ve itirazı yükselten, Muğla böyle bir onursuzluğu kabul etmez, onurlu bir duruşu kabul eder diyen Muğla’dan Memur-Sen olarak 16 Nisan’da ‘Memur-Sen Davet, Tercihimiz Evet’ demek için geldiğiniz için hoş geldiniz. Bize ‘Siz bir emek örgütüsünüz, bir siyasal alanda cümle kurmak olur mu?’ diyorlar. Hayır. Bu alan siyasal bir alan değil. Biz siyasi partilerin parlamenter sistemine ya da bundan sonraki süreçte seçimlerine ilişkin asla müdahil olmadık. Biz hassasiyetlerimizi ifade ettik, adres asla ifade etmedik şimdiye kadar. Ama referandum konusu bir siyasi partinin tekelinde olan bir konu değildir. Referandum konusu ülkenin bütün fertlerini ilgilendiren bir konudur. Bütün sivil toplumunu ilgilendiren bir konudur. Anayasa konusu bütün sivil toplumu ilgilendiren bir konudur. Onun için bunu iktidar partisiyle, muhalefet partisiyle, ya oradansın, ya buradansın yaklaşımı ile insanları farklı kulvarlara çekme yarışı olarak görenler hata ediyorlar. Bu konu millet-memleket meselesidir” diye konuştu.

    “Bu ülke istikrarsızlığı kaldırmaz”

    Anayasa ihtiyacını bundan bir yıl önce, 26 Ocak 2016’da Memur-Sen olarak yaptıklarını berten Yalçın, “Bir davet ile bir araya gelen 16 sivil toplum kuruluşunun yürütme kurulu, 360 sivil toplum kuruluşunun katıldığı ve destek verdiği Türkiye Anayasa Platformu başlığı ile Ankara’da çok yoğun bir katılım ile Cumhurbaşkanının katıldığı bir programda ‘Türkiye’nin en büyük ihtiyacı anayasadır’ diye ifade etmiştik. Bu ülke Anayasa değişikliğini yapmak ve istikrarı yakalamak durumundadır. Eğer istikrarı yakalamazsa bu ülkenin bu coğrafyada ayakta kalma şansı çok zayıflayacak. Çünkü bütün kumpaslar, bütün tuzaklar bu ülkenin üzerinde yürüyor şu an. Bu ülke istikrarsızlığı kaldırmaz, bu ülke parlamenter simsele asla başarıyı yakalayamaz” şeklinde konuştu.

    “15 Temmuz’un nöbetçisi, 16 Nisan’ın evetçisiyiz”

    93 yıllık Cumhuriyet tarihinde 66 hükümet kurulduğunun altını çizen Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın, “Bir buçuk yılın altında bir hükümet etme süreci var. İstikrarsızlığın yoğun olduğu 38 yıl içinde 37 hükümet var. Onun için Memur-Sen ailesi olarak, Türkiye’nin en büyük Konfederasyonu olarak 15 Temmuz’un nöbetçisi, 16 Nisan’ın evetçisiyiz. Bunu net ifade ediyorum. Çünkü biz bu ülkeye bir daha antidemokratik süreçleri yaşasın istemiyoruz. Biz bu ülkede sabah kalkıp akşama hükümet değişikliği, pazarlıklarla yoğrulan ve fırlayan inen yükselen borsa ve dolarlar istemiyoruz. 16 Nisan’ı mutlaka ama mutlaka iyi analiz etmeliyiz. Hayırları söyleyenler de Evet diyenler de bu ülkenin vatandaşıdır. Terör örgütlerini hayır demesi hariç. Onlar Hayır diyorsa, şakülü tutması gerekenler tutsunlar. Ama bu ülkede neden ‘evet’ denildiğini anlatamayanlar ‘Hayır’ çıkarsa kendilerini suçlamalı. İhaneti hiç hak etmediği halde, Muğla’da yaptılar, Muğla’dan direniş ile kalkacak” dedi.

    Memur-Sen İl Başkanı Önder Uçak, konuşmanın sonunda Genel Başkan Ali Yalçın’a tablo hediye etti.