Etiket: Yalçın

  • Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın: “Neden bütün sorularda faiz sorusu çıkıyor da zekat sorusu çıkmıyor anlaşıldı”

    Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, eğitim sisteminde müfredatın tartışılmasının felaket olmadığını ve tartışmaların doğrunun bulunması için bir nimet olduğunu belirterek, “Neden Osmanlı’nın yıkılış döneminden sorular soruyorsun ve çocukları zihnen örseleyerek umutsuzluğa devşiriyorsun da yükseliş dönemini sormuyorsun anlaşıldı. Onun için en kıymetli işi yapıyoruz. Ne yaptığımızı, bize ne yaptıklarını, bize ne yaptırmak istediler? Bunu fark ettiğimizde yeniden büyük Türkiye ve yeni bir dünyadan o zaman bahsedebiliriz” dedi.

    Memur-Sen Konfederasyonu Eğitim-Bir-Sen Manisa Şubesi Genişletilmiş İşyeri Temsilcileri Toplantısı, Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın’ın da katılımıyla Anemon Otel’de gerçekleştirildi. Toplantıda, Ulaştırma Memur-Sen Genel Başkanı Can Cankesen, Memur-Sen Manisa İl Temsilcisi Mustafa İrğat, çevre illerden gelen sendika başkanları ve üyeleri yer aldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Eğitim-Bir-Sen Manisa Şube Başkanı Mesut Öner, teşkilat içi eğitimlere büyük önem verdiklerini belirterek, “İlimizde 3 formatörümüz öncülünde iş yeri temsilcileri için teşkilat eğitimleri gerçekleştirdik. Bugüne kadar 489 iş yeri temsilcimiz bu eğitimleri aldı. Hizmet sendikacılığımızı alanda daha diri tutacağına inandığımız bu eğitimleri önemsiyoruz. Eğitimlerimize devam edeceğiz. Eğitim-Bir-Sen kurulduğu günden bugüne kadar sendikacılığa yeni bir soluk kazandırmanın gayesi ve gayreti içerisinde olmuştur. Bu anlamda bizler de kurumlarda, okullarda, öğretmen odalarında farkımızı ortaya koymalı, iyiye ve güzele dair insanların hayrına olan çalışmalar yapmalıyız. Öğretmen odalarında gündemi biz belirlemeli birilerinin belirlediği gündemin peşine takılıp savrulmamalıyız” dedi.

    “Örgütlü yapıları sırasıyla nöbetleşe kullananlar, artık eskisi gibi kullanamıyor”

    Öner’in ardından konuşan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, geçmişte toplumu ötekileştiren örgütlü yapılardaki sistemi bozduklarını ifade ederek, “Bu ülkede yüzde 95 insanın dışında kalan yüzde 5’lik bir kitle, örgütlü olduğu için yan yana durup, kol kola girip bereket ve heybeti oluşturduğu için kendi lakayıt düşüncelerine ve kör ideolojilerini bütün milleti sadakat yarışına soktular. Ona uymayanları yaftaladılar. İlticacı, mülteci, gerici, yobaz, makarnacı, göbeğini kaşıyan adam, bidon kafa… Bu onların gücünden değil, örgütlü olmasından; onların sayısından değil, örgütlülüğü keşfetmesinden dolayı elde ettikleri bir konum. Şimdi o konum bozuldu. Birisi diyor ki ’Kral çıplak’, birisi tekere çomağı sokuyor, oyunu bozuyor. Örgütlü yapıları sırasıyla nöbetleşe kullananlar, artık eskisi gibi kullanamıyor” diye konuştu.

    Müfredat eleştirisi

    Geçmiş dönemde eğitimde mühendislik yapılarak oynandığını ve çocuklara subliminal mesajların verildiğini vurgulayan Yalçın, “Eğitim nasıl bir mühendislik alanı anlaşıldı. Neden çocuklar bu ülkede ’Dede’ dediğinde şapkalı dede çiziyor anlaşıldı. Neden ders kitaplarında sadece okulun hizmetlisi Hatice başörtülü gerisi anlaşıldı. Rol model olarak neyi yediriyorsun. Nasıl bir toplum tasavvuru yapıyorsun ve bunun arkasında kim var neden telaşa kapılıyor anlaşıldı. Neden bütün sorularda faiz sorusu çıkıyor da zekat sorusu çıkmıyor anlaşıldı. Neden Osmanlı’nın yıkılış döneminden sorular soruyorsun ve çocukları zihnen örseleyerek umutsuzluğa devşiriyorsun da yükseliş dönemini sormuyorsun anlaşıldı. Onun için en kıymetli işi yapıyoruz. Ne yaptığımızı, bize ne yaptıklarını, bize ne yaptırmak istediler? Bunu fark ettiğimizde yeniden büyük Türkiye ve yeni bir dünyadan o zaman bahsedebiliriz. Onun için bunlar önemli konular. Bunu bilmek durumundayız. Hangi pasajda hangi subliminal mesajı veriyor? Nasıl yerleştiriyor? Ders kitaplarına ilişkin defolar tartışıldı. Tartışılmalı. Bunlar felaket değil bunlar nimet. Tartışılmalı ve doğrusu bulunmalı” diye konuştu.

    Eğitim-Bir-Sen olarak bu duruma karşı rapor yayınladıklarını belirten Yalçın, “Eğitim-Bir-Sen olarak bu anlamda bir düşünce kuruluşu gibi rapor yayınladık. Odak analizler, araştırmalar, sempozyumlar, bilimsel çalışmalarla sürece anlamlı katkı sunmaya çalışan kitleyiz. Çözüm odaklı yaklaşan, sorunları alt alta sıralayıp insanlar bunlar üzerinden konuşup şişirip bunu da sendikacılık diye pazarlayan kolaycıların yolunu seçmedik. Sorunları alt alta sıralamak değil, çözümleri yan yana dizip doğru olanı yaptığımız için bugün karşılık bulduk” ifadelerini kullandı.

    Sendikal olarak kamu çalışanlarının haklarını savunmaya devam edeceklerini belirten Yalçın, “Heybe yükseldikçe ve yürüme devam ettikçe kamu çalışanlarının, kamu görevlilerinin ekonomik ve sosyal haklarındaki iyileşme devam edecek. Ülkede özgürleşme devam edecek. Küresel anlamda umut artacak mazlum ve mağdurlar yarına güvenle bakabilecek. Çünkü bu ışığı gittiğimiz yerlerde görüyoruz. Bize yüklenen anlamları biliyoruz” dedi.

    Konuşmaların ardından Memur-Sen Manisa İl Temsilcisi Mustafa İğrat ve Eğitim-Bir-Sen Manisa Şube Başkanı Mesut Öner tarafından Genel Başkan Yalçın’a hediyeleri takdim edildi. Hediye takdiminden sonra Genel Başkan Yalçın ve salondakiler toplu fotoğraf çektirdi.

  • Memur-Sen Başkanı Yalçın: “Türkiye artık eski Türkiye değil”

    Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen) Başkanı Ali Yalçın, “Bir şeyler değişti. Artık Türkiye eski Türkiye değil, millet eski millet değil. Herkes artık her şeyin farkında” dedi.

    Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın bugün Çankırı’yı ziyaret etti. Yalçın, ilk olarak Çankırı’da 2004 Yılında faaliyete giren Dr. Rıfkı Kamil Urga Araştırma Merkezini ziyaret ederek araştırma merkezi hakkında Çankırı Belediye Başkanı İrfan Dinç’ten bilgi aldı. Yalçın, daha sonra Hacı Ali Dinlenme Tesisleri Karatekin Salonunda Eğitim-Bir Sen tarafından düzenlenen toplantıya katıldı. Toplantıya Memur-Sen Konfederasyon Genel Başkanı Ali Yalçın, Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hacı Bayram Tonbul, Çankırı Memur-Sen İl Başkanı Kasım Karatekin ve sendika üyeleri katıldı.

    Memur Sendikaları Konfederasyonu Başkanı Ali Yalçın, bu coğrafyanın 100 yıl önce cetvelle çizilerek şekillendirildiğini dile getirdi. Yalçın, ülkenin adeta savaşın içinde olduğundan bahsederek, “Çok önemli günlerden geçtiğimizden bahsedilir hep. Bu cümlenin tamda şimdi kullanılması gereken bir andayız. Hakikaten tarihin 100 yıl sonra yeniden dizayn edildiği bir süreçte değil, krizin eşiğinde değil, savaşın içindeyiz. Menderesi asanlarda, 12 Martı yapanlarda, 12 Eylül’ü yapanlarda, 28 Şubat’ı sahaya sürenlerde, Gezi’yi organize edenlerde, 17-25 Aralık’ı düzenleyenlerde, 15 Temmuz’u yapanlarda, içimizdeki beyinsizleri sahaya sürenlerde aynıdır” açıklamasında bulundu.

    Türkiye’nin artık eski Türkiye olmadığından bahseden Yalçın, “Bir şeyler değişti. Artık Türkiye eski Türkiye değil, millet eski millet değil. Herkes artık her şeyin farkında” ifadelerini kullandı.

    Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hacı Bayram Tonbul sendikalarının yapmış olduğu faaliyetlere değindi.

    Çankırı Memur-Sen Başkanı Kasım Karatekin de, sendikalarının Çankırı’nın en büyük sendikası olduğuna değinerek, “1640 üyesiyle Çankırı’nın en büyük sendikası olan Eğitim Bir-Sen en yakın sendikaya 790 fark atmış, farkı artırmaya devam ediyor. Sendikamız siz değerli teşkilat mensupları ve dava arkadaşlarım sayesinde her geçen gün etkisini ve yetkisini artırmaktadır” diye konuştu.

    Toplantı yapılan konuşmaların ardından Ali Yalçın’a çeşitli hediyeler verilmesi ile sona erdi.

  • Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın: “Bir yiğit ayağa kalkarsa diğerlerinin omurgası sertleşir”

    Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, “Bir yiğit ayağa kalkarsa diğerlerinin omurgası sertleşir. Biz ayakta durduğumuz zaman bu tablo değişir. Ben inanıyorum iyiler kazanacak, kötüler asla kazanamayacak” dedi.

    Elazığ’a gelen Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Memur-Sen İl Temsilciliğinin Genişletilmiş İl Divan Kurulu Toplantısı’na katıldı. Geçen yüzyılda üç kıtaya hüküm süren dünyada adaleti temsil eden bir medeniyetin yok edildiğini belirten Yalçın, “Aradan yüzyıl geçti. Şimdi yeniden bir dizayn süreci başladı. Dün İngilizlerin parsellediği ve cetvelle gönül coğrafyamızı paramparça ettiği bir zeminden bugün Siyonizm’in ve Amerika’nın birlikte yeni bir koalisyonla terör örgütleri üzerinden bu coğrafyayı tamamen un ufak etmeye çalıştığı bir zemine tanıklık ediyoruz. Coğrafyamızda 100 yıl önce oyun kuranlar şimdi Siyonizm’in kalesi ABD üzerinden oyun kuruyor ve müttefik olduğumuz bir ülke terör örgütüne binin üzerinde bir tırla silah teslim ediyor. Başka bir terör örgütünü dinsel bir kimlikle oluşturup sunuyor” dedi.

    Türkiye’nin üzerinde oyunların oynandığı bir zamana doğru ilerlendiğini aktaran Yalçın, “Türkiye’de 2000 yılından sonra üst üste bindirilen hamlelerin ardından 15 Temmuz’da en son jübileyi yaparak bir işgali nasıl beyinsizler üzerinden gerçekleştirebiliriz diye yıllarca büyüttükleri satılmış insanlar üzerinde operasyon gerçekleştirdiklerinde ’son altın vuruşu yaptık’ demişlerdi. Altın nesil dedikleri hain bir nesil üzerinden bu coğrafyaya dehşet bir tablo yaşatmaya kalktılar ama bu millet bunun altından cesaretle, metanetle kalktı. Boş durmayacakları ve boş durmadıkları kesin. Dolayısıyla iş biraz daha kritikleşti ve sorumluluğumuz bin kat artmış durumda” diye konuştu.

    Büyük bir Türkiye’nin mümkün olduğuna inanıldığında dünyada bütün dengelerin altüst olacağını dile getiren Yalçın, “Yeter ki biz cesur duralım ve birbirimize kenetlenelim. Dün Cumhurbaşkanımız ‘One minute’ dediğinde içimizdeki monşerler, ‘Eyvah bittik’ diye televizyonlarda millete moralsizlik aşılarken bugün halkın sesinin yankı bulduğu Kuveyt’te bir devlet temsilcisi bir toplantıda bölgenin terör ülkesine, ‘Defolun buradan çıkın’ deyişi doğru şeyleri konuşmak gerektiğini gösteriyor. Bir yiğit ayağa kalkarsa diğerlerinin omurgası sertleşir. Biz ayakta durduğumuz zaman bu tablo değişir. Ben inanıyorum iyiler kazanacak kötüler asla kazanamayacak. Yeter ki biz umudumuzu kaybetmeyelim” ifadelerini kullandı.

  • Yalçın Topçu: “Barzani ihanetin bedelini ödeyecek”

    ANKARA (İHA) – Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, “Barzani, Kürde, Araba, Türkmen’e; yani kardeşlerine ihanetin bedelini ödeyecektir. Barzani kendisini öyle bir karanlığa gömmüştür ki Siyon yıldızının ışığı da ona yetmeyecektir” dedi.

    Şehit Kaymakam Muhammet Fatih Safitürk’ün babası Asım Safitürk ve Sakarya Kocaali Kaymakamı Alper Balcı, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu’yu Beştepe Külliyesi’nde ziyaret etti. Şehitlere rahmet ve gazilere şifa dileyen Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Topçu “Milletimize, tüm şehit ve gazi yakınlarına sabır dilerim, onların mübarek kanları bu toprakları bize vatan olmuştur. Büyük Türk Milletinin her bir ferdi şehit ve gazilerimize, onların yakınlarına şükran ve minnet borçludur” diye konuştu.

    Barzani kardeşlerine ihanet etti

    Kuzey Irak’ta yaşananları da değerlendiren Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu “Bugün Barzani’nin attığı gayrimeşru referandum adımıyla bu proje net bir şekilde ortaya çıktı. Barzani Kürde, Araba, Türkmen’e yani kardeşlerine ihanetin bedelini ödeyecektir. Barzani kendisini öyle bir karanlığa gömmüştür ki Siyon yıldızının ışığı da ona yetmeyecektir! Kürtlerin, Arapların, Türkmen’in sahibi Yüce Allah, yardımcısı ise Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Milletidir” şeklinde konuştu..

    Hassasiyetimiz akrabalarımız ve siviller için

    Kerkük meselesi başta olmak üzere Türkiye’nin uluslararası arenada atması gereken tüm adımları doğru bir şekilde attığını belirten Yalçın Topçu “Bölgenin demografik yapısıyla ilgili hassasiyetlerimiz var. Bölgenin PKK ve bilumum terör örgütlerinden temizlenmesini istiyoruz. Bu yolda da gerekli adımları atıyoruz. PKK’lıların “kedi”sini bile vermekten imtina edenler varsa bunun bedelini kendi canlarıyla öder. Bütün yaptırımlar sırasıyla uygulanacak. Hassasiyetimiz; Kuzey Irak’taki 3’ün 2’siyle akraba, dindaş ve soydaş olduğumuz Kürt, Türkmen, Arap ve diğer masum sivil halklardır. Onların güvenliği ve refahı Türkiye için önemlidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Milletinin gücü, merhameti, tarihi, kadim dost ve kardeşliği, bölge halkının tamamına istikrar, güvenlik ve refah getirecektir” ifadesini kullandı.

    Ortadoğu üzerinde kanlı projeler var

    Dünyanın neresinde olursa olsun her türlü terörü ve terör örgütünü lanetliğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Topçu, “PKK, DEAŞ, FETÖ ve bilumum aşırı sol örgütler ile Türkiye’yi dizlerinin üzerine çökerteceğini zannedenler dün olduğu gibi bugün ve gelecekte de hüsrana uğrayacaklardır. Terör insanlık suçudur. Terör örgütlerinin hepsi canidir, aşağılıktır. Üzüntümüz terör örgütlerinin arkasındaki güçlerin, sözde demokratik, hümanizma edebiyatı yapan bazı ülkeler olması. Pislik pisliktir, tutan el kim olursa olsun o da kirlenir ve kirlidir. Bugün bazı başkentler terör ateşiyle kavruluyorsa müsebbibi kendileridir. Teröre destek veren kimi ‘demokratik ülkeler’ terörün ‘bumerang etkisini’ de yaşıyor” açıklamasını yaptı.

    “Enerji kaynaklarıyla ilgili hesabı devam eden küresel güçlerin Ortadoğu’yu insansızlaştırma ve İslamsızlaştırma projesi devam ediyor” diyen Topçu, mezhepsel ve etnik farklılıklar üzerinden Ortadoğu’nun kan gölüne çevrildiğini, karanlık odakların İslamsızlaştırma ve insansızlaştırma projesiyle bölgeyi tamamen teslim almak istediğini belirtti.

    Şehit Safitürk davasının takipçisiyiz

    Yalçın Topçu “Cumhurbaşkanımızın şehit ve gazilerimizin, onların ailelerinin her konusuda olan hassasiyeti, alakası, ilgisi, takibi herkesçe malumdur. Kahraman Şehidimiz, Kaymakam Muhammet Fatih Safitürk’ün şehit edilmesi sonucu açılan dava devam ediyor. 2 Ekim 2017’deki celsede 15 sanıktan 3’ü tahliye edildi ve 20 Kasım tarihine ertelendi. Yargımıza inanıyoruz. Şehidimizin katilleri yüce Türk adaletine hesap verecekler. Türkiye bir hukuk devletidir, buna inanıyoruz. Hak yerini bulacak, biz biliyoruz ki bir ülkede Allah muhafaza adalet küçülürse suçlular büyür, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da böyle bir şeye fırsat verilmeyecektir” diye konuştu.

  • Yalçın Topçu: “CHP ile HDP karşı ama Kürt ve Türkmen istiyor”

    Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, CHP ve HDP’nin İdlib operasyonu konusundaki tavrına tepki göstererek, “CHP ile HDP karşı ama Kürt ve Türkmen TSK’yı destekliyor” dedi.

    İdlib konusunda CHP ve HDP’nin ağız birliğini yaptığını belirten Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Topçu, “HDP’li Ahmet Yıldırım güvenliğimizi tehlikeye düşürecek, stratejik askeri bilgileri sorgularken, CHP’li Erdoğan Toprak da İdlib için yapılan hamleye karşı ‘Bu bataklığa Türkiye’yi çekmeye kimsenin hakkı yok. Bu operasyonun bedeli çok daha ağır olur’ diyor. Bölgedeki bu hamleleri CHP ile HDP desteklemiyor ama Kürt, Türkmen büyük Türk milletinin kahir ekseriyeti destekliyor. Bu kutlu yolda millet de, Allah da kahraman TSK’nın ve onun Başkomutanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yanındadır” ifadelerini kullandı.

    Yalçın Topçu sözlerine şöyle devam etti:

    “Soydaş ve dindaşlarımızın daha ötesi üçün ikisinin akrabamız olan, dedelerimizin zamanında Adanamız, Maraşımız olan ve emperyal katliamların yaşandığı güvenliğimizin başladığı yerlerin ‘Bataklık’ olarak nitelendirilmesi en hafifi ile “siyasi eblehlik, şuursuzluk, öngörü yoksunluğudur. Binlerce kilometre ötelerden gelen emperyal güçlere bataklık değil de bize mi bataklık? Orası bizim gönül coğrafyamız, güvenlik sınırımız, kardeşlerimizin topraklarıdır. Orada yıllardır sivil katliam yapanlara, orayı ‘bataklık’ yapanlara bölücü terör örgütüne devlet kurdurtmaya çalışanlara tek laf etmeyen ana muhalefetin sözcülerini büyük Türk milleti, Kürdü, Arabı Türkmeni, Alevisi, Sünnisi ile kara defterine kaydediyor. 2019’da emperyal güçlerin ve BTÖ’nün ‘Ekmeklerine yağ sürmenin’ bedelini bu büyük millet bunları sandığa gömerek verecektir. Aynı zamanda Atatürk’ün kurduğu bu partinin vatanperver sağduyu sahibi seçmeninden, milli meselelerimizde bile kaba menfaat partizan siyaset yapan ve bölücü terör örgütünün siyasi temsilcileri ile elele beraber yürümelerinin hesabını sormalarını çocuklarının ülkemizin geleceği için Büyük Türk Milleti adına bekliyoruz. Bölücü terör örgütünün siyasi sözcüsünün operasyonla ilgili sorduğu sorular güvenliğimize ters düşmektedir. Meclis Başkanlığının iç tüzük gereğini, savcılarımızın ise devletin güvenlik sırları ile ilgili görevi kötüye kullanma, askeri sırları öğrenme ve ifşa aynı zamanda casusluk girişimi sebebiyle ilgili işlem yapması gerekir. Oyunlar ve ihanetler bir değil bin türlü. Bunların benzerleri Çanakkale’de, Sakarya’da, Dumlupınar’da dedelerimizin karşısına çıkmış ve ezilip denize dökülmüşlerdi. Şimdi yapılacak iş dedelerimizin yaptığı gibi Kürt, Türkmen, Arap, Çerkez, Zaza Abhaz, Alevi, Sünni. Hep birlikte milleti vahide olup, ay yıldızlı albayrak altında iç ve dış düşmanlara karşı dedelerimizin duruşunu göstermeliyiz. Yeniden Çanakkale ve İstiklal Savaşı ruhunda bir olarak kuva-ı milliye ruhunu yaşatmalıyız.”