Etiket: Yalanı

  • 30 yıl önce söylediği yalanı telafi etmek için kursa başladı

    Aydın’da yaşayan Mehmet Sezen 30 yıl önce söylediği bir yalanı telefi edebilmek için 52 yaşından sonra bağlama kursuna başladı. Nasrettin Hoca’nın memleketinden kız alırken söylediği yalan nedeniyle kursa başlamak zorunda kaldığını belirten Mehmet Sezen, evliliğinin 30 yılında eşine verdiği sözü yerine getireceğini belirtti.

    Aydın’ın Germencik İlçesi’ne bağlı Ortaklar Mahallesi’nde yaşayan doğup büyüyen Mehmet Sezen, 1988-89 yıllarında ablasının yaşadığı Akşehir’de gönlünü Emine Sezen’e aşık oldu. O yıllarda mektuplaşan Emine hanım ile mektuplaşan Mehmet Sezen, müstakbel eşinin gönlünü kazanmak için ‘bağlama çaldığını’ da belirtip yalan söyledi. 20 Ekim 1990 tarihinde Emine Sezen ile hayatını birleştiren Mehmet Sezen 28 yıllık evlilik hayatı süresince eşinin ‘bana bağlama çalacaktın’ talebini bir şekilde geçiştirdi. Bir kız diğeri oğlan iki çocuklarını büyüten Mehmet Sezen emekli oldu. Şimdi eşine 30 yıl önce söylediği yalanı telafi etmek için Aydın’da hizmet veren Akdemiden’e kaydolup bağlama çalma kursu almaya başladı.

    Aynı zamanda Nasrettin Hoca’nın hemşerisi olan eşinin emekli olduktan sonra sürekli bağlamadan ve 30 yıl önce yazdığı mektuplardan söz etmeye başladığını belirten Mehmet Sezen, “Yaklaşık 30 yıl o zaman müstakbel eşim olan Emine Hanım’ın gönlünü almak için saz çaldığımı söylemiştim. Evlendiğimizde kendisine bağlama çalacaktım. Evliliğimizin üzerinden 28 yıl geçti. Sözümü yerine getiremedim çünkü bağlama çalmayı bilmiyordum. 28 yıl bir şekilde geçiştirdim ama Emine Hanım emekli olduktan sonra sürekli eski günlerden ve bağlamadan bahsetmeye başladı. İnşallah 30 yıl sonra eşime söylediğim yalanı gerçeğe dönüştüreceğim” dedi.

  • Tunceli’de “Sahte fotoğraflarla Dersim Yanıyor” yalanı

    Tunceli’nin Aliboğazı mevkiinde meydana gelen örtü altı yangınına ekipler gerekli müdahaleyi yaparken, Vali Tuncay Sonel’de, kente ait olmayan yangın fotoğrafları ile bazı kesimlerin kasıtlı olarak “Dersim Yanıyor” paylaşımı yapıp huzura gölge düşürmeye çalıştığını söyledi.

    Vali ve Belediye Başkan Vekili Tuncay Sonel Hozat ilçesi Aliboğazı mevkiinde ormanlık alanda meydana gelen örtü yangını ile ilgili Valilik sitesinden yazılı açıklama yaptı.

    Açıklamada;” Bazı sosyal medya hesapları ile basın yayın organlarında bilgi kirliliği oluşmuş olup ’Dersim Yanıyor’ başlığı altında yapılan haberler gerçeği yansıtmamaktadır.Bahsi geçen haberlerde kullanılan fotoğraflar ise ilimize ait değildir. Hozat ilçesi Aliboğazı mevkiinde çıkan örtü altı yangınına Orman İşletme Müdürlüğü ekiplerimizce gerekli müdahaleler yapılmakta olup,bölge kontrol altına alınmıştır. İlimiz genelinde başka herhangi bir bölgede orman yangını bulunmamaktadır.Bu tür haberler bazı kesimlerce kasıtlı çıkarılmakta olup huzur şehrimiz Tunceli’ye gölge düşürülmek istenmektedir”denildi.

  • İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: “3 kelimeyi bir araya getirip konuşamayacaksın AK Parti’ye iftira edeceksin her türlü yalanı söyleyeceksin sonra bu ülkeyi yönetmeye kalkacaksın, hadi oradan”

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Malatya’da vatandaşlarla buluştu.

    AK Parti Malatya İl Teşkilatı tarafından düzenlenen toplantıya katılmak üzere Malatya’ya gelen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 15 Temmuz Meydanında teravih namazı sonrası vatandaşlarla buluştu.

    Vatandaşlar tarafından coşkuyla karşılanan Bakan Soylu, “Malatya bu akşam kararını vermiş 24 Haziran’da okyanus ötesi dahil Türkiye’ye pusu kuranlara, herkese şu Anadolu toprağında güçlü bir ses çıkarmak Recep Tayyip Erdoğan’ım dünyada nasıl bir lider olduğunu göstermeye hazır” dedi.

    Türkiye’nin çok önemli bir zaman dilimi içerisinde olduğunu belirten Soylu, kritik bir seçime gidildiğini dile getirdi. Her seçimim kritik olduğunu da ifade eden Soylu, “Millet çıplak ellerle kendi geleceğini tesis etmektedir. Az önce yatsı ezanı okundu, bundan 68 yıl önce minarelerden ezan okunması yasaktı, bu nasıl aşındı biliyor musunuz? 50 gramlık oy pusulası ile millet sandığa gitti ve Allah’a hamd olsun ezanlar minarelerden sema ile buluşmaya başladı. Bu ülkede 15 yaşından küçüklerin Kuran’ı öğrenmesi yasaktı. 28 Şubat’ta yasaklanmıştı. Peki nasıl ortadan kalktı bu, 50 gramlık bir oy pusulası ile millet 2002’de Recep Tayyip Erdoğan’ı getirdi ve yasakları elinin tersi ile itiverdi. Bu ülkede başı açık kadınlar ile başı kapalılar birbirinden ayrılıyordu. Üniversiteye gidemezsin, memur olamazsın diyorlardı, peki nasıl bu soru ortadan kalktı, TBMM’de başı açığı da kapalısı da bir arada nasıl oldu, 50 gramlık oy pusulası ile” şeklinde konuştu.

    Bu ülkeyi asla hainlere teslim etmediklerini belirten Soylu, “İşimizi yarım bırakalım mı? Terörle mücadeleyi yarım bırakalım mı? Şu PKK’yı dağlara sıçan gibi kaçırdık, onları tamamen yok etmeyi yarım bırakalım mı? Peki, bu ülkeye yapılabilecek en büyük hainliği yapan Pensilvanya’da oturan, oradakilerin uşağı olan hainle mücadeleyi yarım bırakalım mı? Güzel dinimizi istismar eden DEAŞ ile mücadeleyi yarım bırakalım mı, DHKP-C ile mücadeleyi yarım bırakalım mı? Uyuşturucu ile mücadele de bir söz söylemiştim hatırlarsanız. Bu mücadeleyi yarım bırakalım mı? 9 bin 500 uyuşturucu satıcısını kodese tıktık, daha yeni başladık. Avrupa’da atölyelerde üretiyorlar, Türkiye’de satıyorlar. Bir taraftan faizle bizi kıskıvrak mengeneye almaya çalışanlar, PKK ile bezirmeye çalışanlar şimdi de gençlerimize saldırıyorlar. Medeniyetimize, anne baba kültürüne, geleneğimize saldırıyorlar. Bilesiniz ki bu ülkede bir tek uyuşturucu satıcısı kalmayacak, hepsini silip süpüreceğiz inşallah” ifadelerine yer verdi.

    Türkiye’nin geçen yıl yüzde 7,4 büyüdüğünü ve 15 Temmuz darbe girişimine rağmen, ABD, Avrupa’ya rağmen yüzde 9,2 sanayi üretimini büyüttüklerini belirtti. Soylu, “Bakın Van’da oteller dolu, Diyarbakır’da, Mardin’de, Ege’de Akdeniz’de oteller dolu. Kemal Kılıçdaroğlu’na baksan bunların hiç birinin gelmemesi lazım. Dış dünyaya ne dedi, ‘Türkiye’de güvensiz’ dedi. 33 milyon insan geliyor da sen ana muhalefet liderisin, ülkene nasıl güvensiz dersin” dedi.

    Türkiye’nin büyüdüğünü ve büyümeye de devam edeceğini ifade eden Bakan Soylu konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Bu büyük projeler devam ediyor. Kendi arabamızı, kendi uçağımızı, kendi yerli milli uydumuzu yarım mı bırakalım? Huzurumuzu yarım mı bırakalım? Doğu ve Güneydoğu’da bugün durum nasıl, ben Ramazan’ın birinci günü Van’daydım iftar yaptık sonrada huduttaki kahramanların yanına gittim. İkinci günü Hakkari, Yüksekova, Şemdinli’deydim. Daha sonra Silopi, Şırnaktaydım. Sokaklar cıvıl cıvıl, anneler ellerine çocuklarını almış yürüyorlar. Herkes huzur içerisinde. Bir tek şey söylüyorlar ‘Sayın bakanımız bizi bu PKK’nın eline bırakmayın ne olur, bir daha buradan ayrılmayın diyorlar.

    Hakkari’ye gittiğimde bir anne yanıma girdi ve dedi ki ‘Sayın Bakan sen devlet adamısın, 15 yaşındaki kızımı yanımdan alıp dağa götürdüler. Sen güçlü adamsın kızımı ne olur geri yanıma getir. Bir annenin feryadına derman olamıyorsam bakanlığım neye yarar. Dedim ki ‘Bir kız daha dağa çıkarsa İçişleri Bakanlığı bana haram olsun’ Ve şunu ifade etmek itiyorum, şuanda en dip seviyelerde kızlar okula gidiyor, okullarda öğretmen var, hastanelerde doktor var, esnafta iş var”

    Muhalefetin HDP’nin Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş’ı ziyaret etmesi ve serbest bırakılması taleplerini de eleştiren Soylui “Siyaset yaparsınız, ama memleketin bazı meseleleri vardır bunlar üzerinden siyaset yapılmaz, oy devşirilmez. Adamlar Selahattin Demirtaş’ın hapishanesini türbeye çevirdiler. Muharrem İnce gidiyor, hem ziyaret ediyor hem de Türkiye’ye ‘Ben Selahattin Demirtaş’ın çıkmasını istiyorum diyor. Sadece o mu? Birisi daha var. Ömrü boyunca ezik bir şekilde yaşamış, 28 Şubatçıların zulmü altında kalmış. Ondan öncede onu ezmişler Fakat Tayyip Erdoğan kompleksinden de bir türlü kurtulamamış Temel Karamollaoğlu var. Oda diyor ki ‘Demirtaş çıksın’. Peki çakma milliyetçilik kisvesi altında güya yeni bir parti kurmuş, Devlet Bahçeli’den Allah razı olsun onu iyi zamanında keşfetti. Güya milliyetçi diyor ki ‘Demirtaş çıksın’ Meral Akşener. Ya biz bilmiyoruz ya onlar çok şey biliyor. Biz niye terörle mücadele ediyoruz, bizim evlatlarımız neden şehit oluyor. Biz şehitlerin annesine babasına, kolu, bacağı kopmuş gazilerimize ne cevap vereceğiz.

    53 kişi 6-7 Ekim’de olaylarında katletti tahrik etti parti kararı aldı yapmadığı şey kalmadı. Yasin Börü kurban eti dağıtan apartmanda atılmasına vesile oldu. Bu 93 tane belediyeyi görevden aldık ya PKK’lı belediyeler. Onlar napıyorlardı PKK’ya para gönderiyorlardı PKK’ya adam alma gibi çalışıyorlardı, çukur olaylarında iş kamyonları bunlarındı. Bunların genel başkanı kimdi? Selahattin Demirtaş. Ey Muharrem İnce, ey Temel Karamollaoğlu, ey Meral Akşener. Bakın siyaset sadece bu dünya için yapılmaz. Bu dünya bir sınav, imtihan dünyasındır. Bu millet, bu dünyada da, ö teki dünyada da bu yakanıza asılacak, sizi bırakmayacak” ifadelerini kullandı.

    Muharrem İnce’nin 2.Ordu Komutanı Korgeneral İsmail Metin Temel ile ilgili söylemlerine de değinen Bakan Soylu, “Adam apolet sökücü çıktı ya. Sen ömründe çivi söktün mü çivi ki apolet sökeceksin. Bunlar ömründe 3 koyun güdemediler. Esas derdi bu TESK’in verdiği iftar yemeği değil, derdi Metin Temel’in oraya gelmesi de değil, derdi bence ‘Siz nasıl ABD’den izin almadan Avrupa’dan izin almadan Afrin’e girersiniz PKK’yı nasıl yerle bir ederseniz. Bunu hangi komutanızla yaptıysanız onu görevden alacağız’ Bize güya mesaj veriyor. Senin ağa baban bize gözdağı veremedi” şeklinde konuştu.

    Soylu konuşmasın şöyle sürdürdü:

    “Sandıkları öyle bir dolduracaksınız ki seçim bittikten sonra Tayyip Erdoğan yurtdışına gittiğinde o liderler haddini bilecek bir adım geriye çıkacak sizden istediğimiz budur. Bizim işimiz sandıkla oy ile diğer işi zaten askerimiz, polisimiz aslan gibi yapıyor aslan gibi.

    Mesele seçimi kazanmak değil, önümüzdeki 5 yıl şimdi her şey hazır sitem hazır eski vesayet siteminden kurtuluyoruz. Dışardaki o uluslararası faiz çetelerinden kurtuluyoruz. Bu sistem güçlü bir meclis güçlü bir hükümet çıkaracak. Öyle sandıkları doldurun ki şu 5 yılda Türkiye’yi dünyanın yıldız ülkesi haline hep birlik getirelim.

    Türkiye 2 bin dolarlık bin 500 dolarlık bir ülke değil, bir fiske ile ayakları ezilecek bir ülke hiç değil. Türkiye’nin fırsatları, güçlü adımlar var. Biz kuvvetli olmalıyız. 2-3 bin dolarlık değil 11 bin dolarlık bir ülkeyiz. Erdoğan 16 yıldır Türkiye’yi idare ediyor. Şunu söyleyeyim, uğraştıkları bu ülkenin lideri, onu tasfiye edelim gerisini hallederiz diyorlar. Erdoğan’ı parmak sallayarak korkutamadılar, ürkütemediler, sindiremediler. Muharrem İnce’ye parmağının ucunu gösterseler.. Anladınız değil mi?. Bu CHP’nin de hakikaten çok sıkıntısı var. Kılıçdaroğlu’ndan kurtulayım derken İnce’ye tutuldu Yağmurdan kaçayım derken doluya tutuldular.

    3 kelimeyi bir araya getirip konuşamayacaksın AK Parti’ye iftira edeceksin her türlü yalanı söyleyeceksin sonra bu ülkeyi yönetmeye kalkacaksın, hadi oradan”

  • Bakan Çavuşoğlu: “Yalanı da bitmiyor mübareğin”

    Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Hayır için çalışanlar 18 madde üzerinden gitmiyorlar da yalan söyleyerek kampanya yapıyorlar. Ben utanmaya başladım. Kılıçdaroğlu’nu, görünce dinleyince vallahi utanıyorum. Bir genel başkan, bir siyaseti bu kadar yalan söyler mi? Dua ediyorum yalanı bitsin belki doğruyu söyler diye. Yalanında bitmiyor mübareğin bitmiyor” dedi.

    Memleketi Antalya’da bulunan Çavuşoğlu, referandum çalışmaları kapsamında Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’ni(AESOB) ziyaret etti. AESOB Başkanı Adlıhan Dere tarafından karşılanan Çavuşoğlu, daha sonra toplantı salonunda esnaflara hitap etti. Burada konuşan Çavuşoğlu, her zaman esnafı can kulağıyla dinlediklerini ifade ederek, nutuk atıp gitmediklerini söyledi.

    Esnafa yapılan desteklerin devrim gibi olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, “KOBİ’lerin son derece dinamik olması ve devletin bu anlayışla esnafın yanında olmasıdır. Birçok borcun taksiti, vergi taksiti, tevellüd faizlerin silinmesi gibi bunların hepsi çok önemli desteklerdir. Vergilerini düzenli ödeyenlere yüzde 5’ine indirim uyguluyoruz. Taksi, minibüs ve servislerde ÖTV’nin kaldırılması. Buralarda hem esnaf hem de bu araçları kullanan vatandaşlarımız rahat ediyor. Esnafımızı güçlü ve dinamik tutmaya devam edeceğiz. Tüm kooperatiflerimiz kendilerine aktarılan paraları bitiriyor” diye konuştu.

    “Hani muhtarlık kapanıyordu”

    Muhtarların bundan sonra maaşları asgari ücret seviyesinde sigorta prim ve stopaj gibi vergilerini devlet tarafından karşılanacağını dile getiren Çavuşoğlu, “Her muhtar devletin güvencesinde olacaktır. Parası olsun olmasın. Silah vergisi vardı, onu da dikkate aldık. Antalya’da muhtarlar bir şey gündeme getiriyor, Cumhurbaşkanımız duyuveriyor hemen muhtarlara müjdeyi verdi. Hani muhtarlık kapanıyordu ne oldu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu öyle söylüyor. Diğer tarafa gidiyor televizyona çıkıyor, onun rakibi Yalova Milletvekili lokantaları kapatılacaklarmış. Kim kapatacak da kapattıracağız. Öylesine uyduruyorlar ki. Türkiye güçlendikçe hep birlikte güçleneceğiz. Türkiye’nin büyümesine hep birlikte katkı sağlayacağız. Geleceğimizden emin olalım” ifadelerine yer verdi.

    “İki sistem olmaz”

    Türk insanının çalışkan olduğunu sadece ayağındaki prangaları kırması gerektiğinin altını çizen Çavuşoğlu, “Kedimize ve devletimize güvenimizin tam olması lazım. Ne zaman hamle yapsak, ‘dur bakalım’, ne zaman mesafe katetsek kargaşa. Milletin seçmediği aktörler devreye giriyor. Kriz üstüne kriz. Biz bunları hak ettik mi, milletin ne suçu var. Bizde neden istikrar yok. Demokrasinin güçlü olabilmesi için sistemimizin net olması lazım. İki sistem olmaz, idarenin başına bir kişi olur. İki kişi aynı işi yaparsa kavga olur. Aile şirketleriniz var, kurumsallaşan büyür. Kurumsallaşmayan aile şirketlerinin yüzde 90’ı batıyor. Kimin görevi ne yapacağı belli olmazsa ülke de böyle battı battı. 50 tane banka battı. Son 15 yılda hiç banka battı mı? Bankacılar tefeci mantığıyla çalışamaz. Ama bizim bugün Türkiye’de yaptığımız en önemli şeylerden biri kredi kefalet fonları ile esnaf ve işletmelerimizi kefil aramamadan ipotek aramaktan kurtardık. Riski devlet üstleniyor” diye konuştu.

    “Kılıçdaroğlu okusa evet der”

    “Cumhurbaşkanlığı ve parlamenter sistem başbakanlık sistemi birlikte gitmez” diyen Çavuşoğlu, “Geçmişte kavgalar çok oldu. 15 yıldır kavga olmadıysa Sezer’e sabretmemizdir. Kolay olmadı. Ülkemizin geleceği için sabrettik. Kılıçdaroğlu ne güzel söyledi. Okumamış galiba, yarın Cumhurbaşkanı başka partiden, başbakan başka patiden çok büyük kriz olur, o yüzden hayır diyorum. Ah Kılıçdaroğlu ah. Bir anlasan bizim Türkiye için neler yapmaya çalıştığımızı, bir okusan, baştan sona okusun büyük olasılıkla Kılıçdaroğlu’da evet diyecek. Bir kere okusun, korkuyor. Okurlarsa içine girerlerse inanarak anlatamazlar” ifadelerine yer verdi.

    “Parti araçtır”

    Vatandaşın geleceğini düşünen herkesin Türkiye’nin geleceğinin başkanlık sisteminde olduğunu söylediğini kaydeden Çavuşoğlu, “Partili olmak tarafsız olmamak anlamına gelmez. Partiler araçtır. Seçildikten sonra tarafsız olacaksınız. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın , ‘Hizmet ederken partizanlık yapmayın yaparsanız affetmem” sözü var. Çünkü hizmet halka gider” diye konuştu.

    “Halkın koalisyonu olacak”

    Bu sistemde sistemi netleştirip, koalisyonları engelleteceklerini aktaran Çavuşoğlu, “Geçmişte koalisyonların faturası ağır oldu. Tekrar seçim tekrar koalisyon. Bu koalisyonlar olmasaydı, 40 bin doların üzerinde olurduk. Zenginliğimiz heba oldu gitti. Koalisyon olacak mı, olmayacak mı diye bu dertlere düşmemize gerek yok. Vatandaş yüzde 51’le hükümeti kuracak. Vatandaş seçimle iş başına getirecek, hükümeti kuracak. Halkın koalisyonu olacak” dedi.

    “Yalanı bitmiyor mübareğin”

    Hesap verilebilir bir sistemde tek adamlığın olmayacağını vurgulayan Çavuşoğlu, “5 seneden seneye vatandaşın huzuruna çıkılan yerde tek adamlık olmaz. Ama bu halkın huzuruna ömür boyu çıkacaksın anlamına gelmez. Parlamenter sistemde 20 kez başbakan olabilirsin, bir tek bizim partide olmazsın. Bizim partide 3 dönem kuralı var. Recep Tayyip Erdoğan kendisini ve arkadaşlarını kısıtlayan tek liderdir. Genel Başkanlık 3 dönem. Şimdi indir Kılıçdaroğlu’nu indirebilirsen. İndir başka bir partinin genel başkanını indirebilirsen. Kendi kendini sınırlayan adam diktatör mü, tek adam mı olur. Erdoğan, istişare etmeden hiçbir karar almaz. Yeni sistemde de milletin huzuruna iki dönem çıkabilirsin. Böyle sistemden tek adam olur mu? Bugün Türkiye tüm zorluklara rağmen yoluna devam ediyorsa, Recep Tayyip Erdoğan gibi bir liderimiz olduğu için dik durabiliyor” ifadelerini kullandı.

    “Yalanı bitmiyor mübareğin”

    Çavuşoğlu sözlerine şöyle devam etti:

    “Türkiye’nin geleceğinde sistem öne çıkmalı şahıslar değil. Bu sistemde kendini düşünen Cumhurbaşkanı, bu sistemi öper başına koyar. Vatanını ve milletini düşünen her siyasetçi de esas önemli olan sistem der kendisini değil, sistemi güçlendirir. Yeni sistem Recep Tayyip Erdoğan sonrası Türkiye için var. Bu sistem Türkiye’nin sigortasıdır Recep Tayyip Erdoğan sonrası. Neden hayır için çalışanlar CHP özellikle. Veya PKK veya Avrupalılar. Hayır için çalışıyorlar ne diyorlar, ‘Atatürk olsaydı hayır’ der. Atatürk’ün Nutuk’unda var. Sen nerden biliyorsun Atatürk’ün hayır diyeceğini. Niye Atatürk’ten geçiniyorsun, sen kimsin hem. Gazetelerine Almanya’da Avrupa’da başlık atıyorsun, ‘Atatürk olsaydı hayır derdi’ diye. Neden neden. Hayır için çalışanlar bu 18 madde üzerinden gitmiyorlar da yalan söyleyerek kampanya yapıyorlar. Ben utanmaya başladım. Kılıçdaroğlu’nu, görünce dinleyince vallahi utanıyorum. Bir genel başkan, bir siyaseti bu kadar yalan söyler mi? Dua ediyorum yalanı bitsin belki doğruyu söyler diye. Yalanında bitmiyor mübareğin bitmiyor. Çok zengin bir alanı var. Danışmanları da iyi çalışıyor galiba. İnsan biraz sıkılır. Neden bu 18 maddenin içine girmiyorsun.”

    Muharrem İnce’ye tepki

    CHP’lilerin Antalya’daki Ruslara giderek 16 Nisan’da evet çıkması durumunda farklı şeylerin yaşanacağını anlattığını aktaran Çavuşoğlu, Rus konsolosun endişeyle İl Başkanlığına geldiğini söyledi. Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

    “Ruslara gidip durumu anlattık. Bu kadar mı düştünüz, bu kadar mı acizleştiniz? Genel Başkan adayları var Muharrem İnce, yalanları artınca karşısındaki kişi dayanamadı. ‘Göster bana kardeşim bu söylediklerini’ dedi. Sağa sola baktı, ‘Ben yanımda değişikleri getirmedim’ dedi. Yine küstahlık yaptı ve ‘Ben okusam halk burada anlamaz’ dedi. Bunların bakışı hiç değişmedi, halk anlamaz, halkın kafası basmaz, halk cahil. Makarna verirsin oy alırsın diyor. Sen de iki kat makarna ver oy alabileceksen madem. Bir de Cumhuriyet elden gidiyor diyor. Cumhuriyet nereye gidiyor? Esas dertleri Cumhuriyet’in kendi tekellerinden gitmesi. O istiyor ki azınlık olarak çoğunluğu ben yöneteyim. Geçti bunlar, çalış, hizmet et, inandır milleti.”

    AK Parti Antalya İl Başkanı Rıza Sümer, dünyanın neresinde olursa olsun Bakan Çavuşoğlu’nun Antalya’nın sorunlarıyla yakından ilgilendiğini dile getirdi. İdeoloji partisi olmadıklarını dile getiren Sümer, “AK Parti hizmet partisidir. Proje ve hedeflerimizle hizmet siyaseti ile geldik Siyaset yeninden şekillenecek. 16 Nisan bu ülke için yeni bir milat. 18 maddede asıl değişiklikle istikrar ve çok başlılığın oradan kalkmasıdır. Milletimizin desteğiyle inşallah başkanlık sistemini hayata geçireceğiz. 16 Nisan’da istikrarı kalıcı hale getireceğiz” dedi.

    AESOB Başkanı Adlıhan Dere, Rusya ile yaşana uçak krizinin ardından yaşanan sorunların yavaş yavaş çözüldüğünü belirtti.

    Ukrayna ile vizesiz seyahat ve Rus krizinin çözülmesinin ardından Antalya’ya gelen turist sayısında ciddi bir artış olduğunu kaydeden Dere, hükümet tarafından esnafın sorunlarının çözülüp, taleplerinin dikkate alındığını vurguladı.

    Konuşmaların ardından Dere, Bakan Çavuşoğlu’na plaket takdim etti.

  • Gül ve Erdoğan hakkında ’sağlık problemi’ yalanı

    Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı (BAKA) Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Mehmet Sırrı Özen ile 5 BAKA personeli tutuklandı.

    Bazı çalışanlar arasında sohbet toplantıları yapıldığı, terörist başı Fethullah Gülen’in vaazlarının dinlendiği, 2013 yılından sonra ise dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sağlık durumları ve kalan ömürleriyle ilgili değerlendirmeler yapıldığı öne sürüldü

    15 Temmuz darbe girişiminin ardından başlatılan FETÖ/PDY soruşturması kapsamında BAKA Genel Sekreteri Mehmet Sırrı Özen ile birim başkanları A.G.B., K.D.D., M.M.V., Ö.M. ve L.P., ‘anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek’ ve ‘silahlı terör örgütüne üye olma’ suçlarından tutuklandı. Aynı soruşturma kapsamında Denizli Vali Yardımcısı ve eski BAKA Genel Sekreteri Tuncay Engin de Denizli’de tutuklandı. Soruşturma kapsamında savcılık ve mahkeme BAKA çalışanı İ.K.’nin tanık olarak ifadesine başvurdu.

    BAKA eski Genel Sekreteri ve Denizli Vali Yardımcısı Tuncay Engin döneminde BAKA uzmanlarının katılımıyla haftada bir sohbet toplantıları düzenlendiği, terörist başı Fethullah Gülen’in mesajlarının okunduğu, toplantıya katılanların aktif görevlere getirildiği, getirilmeyenlerin ise dışlandığı iddiası kayıtlara yansıdı. Tuncay Engin’den sonra BAKA’ya Genel Sekreter olan Mehmet Sırrı Özen’in göreve başladıktan sonra kadroda hiçbir değişiklik yapmadığı iddia edildi.

    BAKA çalışanı İ.K.’nın ifadesinde şunlar yer aldı:

    “BAKA’da 2010 yılı Haziran ayında uzman olarak göreve başladım o tarihte bölümler ayrılmadığından herkes aynı yerde görevli görünüyordu. Yaklaşık 3-5 ay sonra bölümler kurulması üzerine beni Destek Hizmetleri Birimi Başkanı olarak görevlendirdiler. Genel Sekreter Tuncay Engin idi. 5-6 ay sonra Tuncay Engin bana BAKA’da görevli arkadaşlar ile çayda toplanacaklarını benim de katılmamı istedi ben de kabul ettim. İlk kez Ö.M.’nin evine gittik. Tuncay Engin SDÜ’de öğretim görevlisi olan İ.A ile geldi, bize İ.A.’nu tanıştırdı. Bize ’bundan sonra bir araya gelinecek, İ.A. hoca zaman zaman sohbetlere katılacak’ dedi. O geceden sonra Tuncay Engin bizim bulunduğumuz sohbetlere hiç katılmadı.

    Ancak İ.A. 3-4 haftada bizim bulunduğumuz yere gelerek sohbetlere katıldı ve katıldığı sohbetlerde ders anlatıyordu. Bu grup daha sonraki sohbetlerde sırayla her hafta başka birisinin ikametine gidilerek devam etti. Sohbetlerde Fethullah Gülen’in vaaz kasetleri genelde bilgisayardan internet ortamında herkul.org isimli adresten ya da CD’lerde seyrediliyordu. A.G.B. orada bulunanlara Fethullah Gülen’in kitaplarından okuyordu, ayrıca dini bilgi ve Kur’an-ı Kerim okuyordu. İ.A. hoca cemaatin okuttuğu öğrencilerin ihtiyaçları için herkesin bir miktar yardım vermesini söyledi. Bu miktarın normalde maaşın yüzde 10’u olduğunu öğrendim. Ben 2013 yılına kadar sohbetlere katıldım. 2013’e kadar sohbetler hep dini bilgiler üzerine yapılıyordu.”

    Gül ve Erdoğan’ın sağlık sorunu iddiası

    İ.K. şöyle devam etti:

    “Bu toplantılar 2013 yılına kadar dini hassasiyetler üzerineyken 2013 yılı başlarından itibaren ise o dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ağlık durumları ve kalan ömürleriyle ilgili değerlendirmeler yapılıyordu. Ben sohbetlerin amacı dışına çıktığını gördüm ve 2013 yaz ayında bıraktım. Sonra da 17-25 Aralık denilen olaylar ortaya çıktı. Benim sohbetleri bırakmam üzerine sohbetlerde bulunanlar benimle konuşmamaya başladı. Beni dışladılar. Sadece iş nedeniyle konuşmam gerekiyorsa konuştum. Tuncay Engin’in genel sekreterliği döneminde sohbetlere katılan arkadaşlar birim başkanlığına getirildi. Tuncay Engin görevden ayrıldıktan sonra yerine Mehmet Sırrı Özen getirildi. Ancak beklediğim gibi olmadı. Sohbete katılanları birim başkanlığı görevinden almayarak, aynı kadroya devam etti. Ben Sırrı Özen göreve getirildikten 5 ay sonra görevden alındım” dedi.

    İfadeleri dinleyen Isparta Sulh Ceza Hakimliği, şüphelilerin FETÖ/PDY diye anılan terör örgütü üyesi oldukları hususunda kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin bulunması nedeniyle Genel Sekreter Mehmet Sırrı Özen ile K.D.D., M.M.V., A.G.B., Ö.M., L.P.’nin tutuklanmalarına, B.A, M.C ile S.D’nin de adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına karar verdi. Denizli’de gözaltına alınan eski BAKA Genel Sekreteri Tuncay Engin’in de bu dosya kapsamında tutuklandığı öğrenildi.