Etiket: Yaklaşık

  • Elma hasat sezonunda yaklaşık 20 bin kişiye istihdam sağlanması bekleniyor

    Elma hasat sezonunda yaklaşık 20 bin kişiye istihdam sağlanması bekleniyor

    Isparta’da elma hasat sezonu başlarken, Vali Ömer Seymenoğlu düzenlediği toplantıda üreticileri korona virüs tedbirlerine uymaları konusunda uyardı.

    800 bin ton elma rekoltesi beklenen Isparta’da 2020 yılı elma hasat sezonu başladı. Yaklaşık 20 bin kişinin 1,5 ay süreyle elma bahçelerinde çalışması bekleniyor. Bununla birlikte mevsimlik işçi sirkülasyonun artmasının beklendiği Isparta’da korona virüs pandemisiyle mücadelede herhangi bir aksaklık yaşanması istenmiyor. Bu kapsamda alınacak ek tedbir ve önlemler Vali Ömer Seymenoğluu başkanlığında yapılan toplantıda ele alındı. Toplantıya Eğirdir, Gelendost ve Senirkent Kaymakamları ve Belediye Başkanlarının yanı sıra ilgili kamu kurum ve kuruluş müdürleri ve meslek odası temsilcileri katıldı.

    Tedbirler Elden Bırakılmayacak

    Toplantıda, elma bahçelerinde çalışacak işçilerin; bahçelere ulaşımında, elma toplama esnasında ve elma tasnifleme merkezlerinde kontrollü sosyal hayat kurallarına uyup uymadıkları en üst seviyede denetlenecek. Denetlemelerde başta kaymakamlar ve diğer kamu görevlilerinin sahada olmasını isteyen Vali Seymenoğlu, pandemi sürecinin başından beri Isparta’da tarımla ilgili bir kısıtlamaya gitmediklerini belirterek ancak tedbirleri de elden bırakmayacaklarının altını çizdi.

    Vaka Sayılarında Artış Var

    Vali Seymenoğlu, “Tedbirleri elden bırakmamız lazım aksi takdirde salgın son haftalarda hızlı bir artışta. Salgın bu hızla devam ederse belki de elma toplayacak sağlıklı çalışacak insan bulamayabiliriz. Böyle de bir sıkıntımız var. Onun için ciddi kararlar alacağız, aldığımız kararlara da sonuna kadar alanda hem kamu kurum ve kuruluşları hem belediyeler hem de yereldeki bahçe sahiplerinin uymasını talep edeceğiz ve takibini, denetimini yapacağız.” dedi.

    Çalışanların Birinde Vaka Çıkması Tüm Çalışanları Etkiler

    Elma bahçesine çalışan bir işçide bile covid-19 çıkmasının o bahçede çalışan herkese filyasyon uygulanacağı anlamana geleceğini söyleyen Vali Seymenoğlu, “Elma hasadı için gelen işçilerin büyük bir kısmı il merkezinden veya komşu il ve ilçelerden şehrimize geldiği yönünde bilgiler var. Buradaki birinci hedefimiz bu İşçilerin bahçelere ulaşımını en sağlıklı bir şekilde sağlamak. İkinci hedefimiz de bahçelerde hasat sırasında birbirleriyle olan teması en aza indirmek. Bu grupların içerisinde bir kişide bile pozitif vaka çıkması durumunda İlçe Sağlık Müdürlüğü veya İl Sağlık Müdürlüğü kesinlikle orada filyasyon çalışmasına giriyor. Bahçede bir kişide, iki kişide pozitif vaka tespit edilmesi demek belki de o bahçenin hasadını üç gün, beş gün, bir hafta, on gün öteye geciktirmek demektir. Başta tedbirimizi alalım.” dedi.

    Tüm Görevliler Bahçelerde Olacak

    İlçelerde yapılacak çalışmalardan kaymakamların sorumlu olacağını kaydeden ve İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nde çalışan personelin tamamının elma hasadı süresince sahada olması konusunda talimat veren Vali Seymenoğlu, “Her ilçe kaymakamı bu işten birinci derecede sorumlu olacak. Kaymakamlarımız İlçe Hıfzıssıhha Kurulu başkanı oldukları için yeri gelecek o sabah evinden çıktığı gibi bir bahçeye gidecek. Artık rutin işleri bir tarafa bırakacak, ziyaretler gerçekleştirecek. Bütün arkadaşlar çiftçi ziyaretleri yapacak, bahçede, elma toplanan hasat yapılan neresi varsa; şoförü de dahil hizmetlisi de dahil hepsi alanda olacak. Maske mesafe ve aldığımız diğer kararların alanda takibinde mutlaka yer almış olacaklar. Odalarda, ofislerde, hükümet konaklarında, İlçe Tarım Müdürlüklerinde veya İl Tarım Müdürlüğünde kimseyi görmek istemiyorum. Denetlemeye geldiğimde sadece bir kişi olsa yeterli. Bu bir fedakarlık işidir, görev işidir bu arkadaşların hepsi bahçelerde olacak.” dedi.

    Toplantıda belediye başkanlarına tek tek söz veren Vali Seymenoğlu alınması gereken ek tedbirlere yönelik önerileri dinledi.

    Toplantıda söz alan İl Sağlık Müdürü Dr. Mehmet Karakaya ise pandemi başındaki verilere göre 6 aylık süreçte karşılaşmayı planladığımız sayılara son 1.5 ayda ulaşıldığının altını çizerek alınan tedbirlerden asla taviz verilmemesini istedi.

  • Genç KOMEK Çevrimiçi Yaz Okulu’nda yaklaşık 10 bin öğrenciye sürpriz hediye

    Genç KOMEK Çevrimiçi Yaz Okulu’nda yaklaşık 10 bin öğrenciye sürpriz hediye

    Yeni tip korona virüs nedeniyle bu yaz uzaktan eğitimle öğrencilerle buluşan Konya Büyükşehir Belediyesi Genç KOMEK Yaz Okulu’nda öğretmenlerin verdiği ödevleri yerine getiren, Online Bilgi Yarışmalarında başarılı olan ve derslere devamlılık gösteren yaklaşık 10 bin öğrenciye sürpriz hediyeler veriliyor.

    Konya Büyükşehir Belediyesi Genç KOMEK Yaz Okulu, yeni tip korona virüs (Covid-19) nedeniyle uzaktan eğitimle 6 Temmuz – 28 Ağustos tarihleri arasında gerçekleştirildi. Covid-19 nedeniyle bu yaz çevrimiçi olarak “Eğitim Eve Sığar” sloganıyla evlere misafir olan Genç KOMEK Yaz Okulu’na aileler ve öğrenciler yoğun ilgi gösterdi. Yurt içinden ve yurt dışından binlerce öğrencinin derslere katıldığı Yaz Okulu’nda öğretmenlerin verdiği ödevleri yerine getiren, Online Bilgi Yarışmalarında başarılı olan ve derslere devamlılık gösteren yaklaşık 10 bin öğrenci birbirinden güzel sürpriz hediyeler kazanmanın sevincini yaşadı.

    Öğrenciler hediyelerini Başkan Altay’dan aldı

    Genç KOMEK Yaz Okulu’nu temsilen belirlenen dört öğrenci, hediyelerini Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay’ın elinden aldı. İşitme engelli Feyla ve Aybüke Coşar kardeşler ile Buğra Sedakatlı ve Aylin Karabulut’a hediyelerini veren Başkan Altay, minik çocuklarla keyifli sohbetler ederek, gelecek hayatlarında başarılar diledi. Pandemi nedeniyle Yaz Okulu’nu ilk kez uzaktan eğitimle öğrencilerle buluşturduklarını belirten Başkan Altay, “Yaz tatili boyunca çocukların eğitim öğretimden uzak kalmalarını istemedik. Hem Genç KOMEK hem de Bilgehanelerimizde uzaktan eğitimle çocuklarımızın verimli bir tatil geçirmelerini sağladık. Katılan bütün çocuklarımıza ve ailelerine teşekkür ediyorum” dedi.

    Yurt içinden ve yurt dışından öğrenciler katıldı

    7-16 yaş grubu arasındaki öğrencileri kapsayan Yaz Okulu’nda 15 kişilik sınıflarda Kur’an-ı Kerim ve Değerler Eğitiminin yanı sıra yaş ve cinsiyet gruplarına göre; el işi faaliyetleri, el sanatları, Türk işaret dili, İngilizce, Arapça, kodlama, resim, müzik, kağıt telkâri ve pratik mutfak derslerine giren öğrenciler oldukça faydalı bir yaz tatili dönemi geçirdi. Çocuklar ayrıca ders saatleri dışında katıldıkları Online Bilgi Yarışması, Online Çat Kapı Tiyatro ve Bu Akşam Yemekler Genç KOMEK’ten faaliyetleriyle de aileleriyle birlikte eğlenceli zamanlar geçirdi. Etkinliklere Konya ile birlikte; Ankara, İstanbul, Eskişehir, İzmir, Afyon, Antalya, Mersin, Karaman, Manisa gibi illerin yanı sıra Amerika ve Fransa’dan da öğrenciler katılarak Yaz Okulu’ndan faydalandı.

    Bilgehanelerde de uzaktan yaz etkinliklerinde ödüller sahiplerini buldu

    Öte yandan, Konya Büyükşehir Belediyesinin öğrencilere yönelik faaliyetleri arasında bulunan Bilgehaneler de uzaktan eğitimle gerçekleştirdiği yaz etkinliklerini tamamlayarak başarılı olan öğrencileri ödüllendirdi. 3 Temmuz – 14 Ağustos tarihleri arasında yaklaşık 900 öğrencinin katıldığı Bilgehaneler Yaz Etkinliklerinde, 6 haftalık eğitim süresi boyunca 5-6 ve 7. sınıf kategorisindeki öğrencilere Milli ve Manevi Eğitimler kapsamında; Kur’an-ı Kerim, Siyer, İlmihal dersleri verildi. Felsefe, Kudüs, Çizim, Hayal, Drama, Sinema, Bir Kıssa Bin Hisse, Yazarlık, Bilim gibi farklı atölyelerin yanında Robotik Kodlama, Görsel Sanatlar, İşaret Dili Eğitimi gibi etkinlikler de çocukların gelişimine katkı sağladı. Ayrıca 8. sınıf öğrencilerine de LGS’ye hazırlık kapsamında Ders Destek başlığı altında Türkçe, Matematik, Fen Bilgisi, İngilizce ve Sosyal Bilgiler alanlarında öğrencilere yaz boyunca destek olundu. Yaz Etkinliklerinin sonunda 5-6-7 ve 8. sınıf düzeyinde her kategoride ilk 5’e giren öğrenciler bisikletle; ikinci 5’e giren öğrenciler de akıllı saat ile ödüllendirildi.

  • ’’Türkiye’de yaklaşık 1 milyon 400 bin taşıyıcı ve 4 bin 500 talasemi hastası var’’

    ’’Türkiye’de yaklaşık 1 milyon 400 bin taşıyıcı ve 4 bin 500 talasemi hastası var’’

    Kronik bir hastalık haline gelen talasemi yani Akdeniz anemisine değinen Prof. Dr. Sema Anak, “Hastalar 3-4 haftada bir kırmızı kan hücresi almak zorundadır. Artık dalak alınması çok nadir gerekiyor. Etkin ve başarılı kan ve demir atıcı tedavilerle artık hastalar 50-60 yaşlarına kadar yaşayabiliyor. Ancak iyileştirici tedavi kök hücre nakli ve son zamanlarda deneysel nitelikte yapılan gen naklidir” dedi.

    Medipol Mega Üniversite Hastanesi Çocuk Hemotoloji ve Onkoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sema Anak, halk arasında Akdeniz anemisi olarak da bilinen talasemiye ilişkin önemli bilgiler verdi. Prof. Dr. Anak, “Talasemi dünyada ve Türkiye’de en sık görülen kalıtsal kan hastalığıdır. Akdeniz çevresindeki ülkelerde sık görülmesine rağmen güneydoğu Asya’ya kadar uzanan bir band üzerinde sık görülür. Alfa ve Beta Talasemi olarak sınıflanabilir. Alfa talasemi güneydoğu Asya’da daha sıktır. Beta talasemi ise Akdeniz çevresi ülkelerde sıktır ve bir adı da Akdeniz anemisidir (kansızlığı)” dedi.

    Taşıyıcı anne ve babadan gelen genlerle hastalığın ortaya çıktığına dikkat çeken Prof. Dr. Anak, ’’Bu nedenle akraba evliliklerinin sık olduğu ülkelerde talasemi daha çok görülüyor. Ayrıca çevresel faktörler olarak sıtmanın sık olduğu bölgelerde talaseminin daha çok görüldüğü söyleniyor” şeklinde konuştu.

    ’’En az 1 milyon taşıyıcı var’’

    Prof. Dr. Anak, Türkiye’deki beta talasemi taşıyıcısı oranının yüzde 2,1 düzeylerinde olduğunu belirterek, ’’Bu oran farklı bölgelerde, özellikle güney-batı bölgelerimizde, Ege, Akdeniz bölgesinde ve Trakya’da sıktır. Bu bölgelerde sıklık artmakta, yüzde 12’e kadar yükselmektedir. Türkiye’de yaklaşık 1 milyon 400 bin taşıyıcı ve 4 bin 500 talasemi hastası vardır. Beta talasemide, kansızlık belirtileri genellikle doğumda yoktur. Yaşamın 3 ila 6’ncı ayından sonra başlar, yaklaşık ayda bir sürekli kan verilmesini gerektiren ağır bir hastalıktır. Bu çocuklar kendileri için gerekli olan hemoglobini (kan düzeyini) yeterli miktarda yapamazlar ve halsizlik, solukluk, iştahsızlık, huzursuzluk, karaciğer ve dalak büyümesi, büyüme-gelişme geriliği ve özellikle yüz, kafa kemiklerindeki anormallikler hastalığa ait ana bulgulardır. Verilen kanların içindeki fazla demir vücuttan atılamaz ve deride, kalp, karaciğer, beyin, endokrin organlarda birikir ve bu organları bozarak kalp yetmezliği, karaciğer yetmezliği, diyabet ve diğer biriktiği bölgelerde sorunlarla gider. Demir vücuttan uzaklaştırılamazsa erken yaşlarda sıralanan organların yetmezliği ile kaybedilirler. Talaseminin sık görüldüğü bölgelerde, aile hikayesi ve akraba evlilikleri de varsa, çocukta erken kansızlık geliştiğinde ve bulgular ortaya çıktıysa gerekli Tam Kan Sayımı, Periferik Yayma, Biyokimya, Hemoglobin elektroforezi, genetik testler yapılmalıdır’’ açıklamasında bulundu.

    ’’Kök hücre ve kemik iliği nakliyle tedavi mümkün’’

    Hastaların 3-4 haftada bir eritrosit süspansiyonu yani kırmızı kan hücresi almak zorunda olduğuna işaret eden Prof. Dr. Anak, ’’Sürekli demiri vücuttan atmaya yönelik kelatörleri derialtı, damardan veya ağızdan (en sık kullanım) kullanmak zorundadırlar. Artık dalak alınması çok nadir gerekmektedir. Etkin ve başarılı kan ve demir atıcı tedavilerle artık hastalar 50-60 yaşlarına kadar yaşamaktadırlar. Talasemi artık kronik bir hastalık haline gelmiştir. Ancak iyileştirici tedavi kök hücre nakli ve son zamanlarda deneysel nitelikte yapılan gen naklidir. Doku grubu uygun özellikle kardeş (taşıyıcı da olabilir) veya bankadan akraba dışı vericilerden çok gecikmeden (3-10 yaş) yapılan nakillerde başarı yüksektir. Başarı alıcı ve verici özelliklerine göre yüzde 60 ila 90 sağkalım şeklindedir. Vericisi olmayan hastalarda doku grubu uygun verici kardeş IVF yöntemleriyle oluşturulabilir. Aynı yöntemle sağlıklı çocuk sahibi olmak da mümkündür. Nakil sonrası nadiren verici kemik iliği oturmaz veya reddolur; tekrar nakil gerekebilir. Gen nakli hızla gelişmekteyse de halen deneyseldir’’ diye konuştu.

    ’’Lösemiye dönüşme riski yok’’

    Prof. Dr. Anak, talaseminin ileride lösemiye dönüşüp dönüşmeyeceğini ise şu şekilde değerlendirdi: ’’Talasemi için lösemiye dönüşüm riski yoktur, lösemi toplumdaki görülme sıklığında görülebilir. Talasemi taşıyıcılarının önemli bir kısmı kansızlık sorunu ile karşılaşırlar. Diğer kansızlık nedenleri tedaviyle düzelse de hemoglobin düzeyleri düşüktür. Bu kişilere gereksiz demir verilmesi sakıncalıdır. Folik asit takviyesi yararlı olsa da tartışmalıdır. Bunun dışında yaşa uygun normal beslenme yapılmalıdır’’.

  • Kerevitaş’ın konsolide cirosu yılın ilk yarısında yaklaşık 1.4 milyar TL oldu

    Kerevitaş’ın konsolide cirosu yılın ilk yarısında yaklaşık 1.4 milyar TL oldu

    Türkiye’nin taze dondurulmuş gıda ve margarin pazarının lider şirketi Kerevitaş’ın 2020 yılının ilk altı ayında konsolide cirosu, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7,9 oranında artışla 1.382,3 milyon TL olarak gerçekleşti.

    Yıldız Holding bünyesinde faaliyet gösteren, Türkiye’nin taze dondurulmuş gıda ve margarin pazarının lider şirketi Kerevitaş, 2020 yılının ikinci çeyrek finansal sonuçlarını Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) açıkladı. Buna göre, şirketin konsolide cirosu yılın ilk yarısında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7,9 oranında artarak 1.382,3 milyon TL olarak gerçekleşti. Konsolide brüt kâr 327,4 milyon TL’ye yükselirken, FAVÖK ise 195,2 milyon TL oldu.

    Superfresh yılın ilk yarısında yeni ürünlerin desteğiyle pazar payını yükseltti

    Kerevitaş’ın markalarından, dondurulmuş gıda sektörünün lider markası SuperFresh, yılın ilk yarısında inovatif ürünleriyle büyüme stratejisini sürdürdü ve pazar payını üç puan artırdı. Unlu ürünler segmentinde Türkiye’de ilk ‘Taş Fırın Pizza’ ve ‘Tava Böreği’ alternatiflerini tüketicinin beğenisine sunan SuperFresh’in, tost makinesinde pişen inovatif ürünü Pizza Tost, yerel lezzetlerde Talaş Böreği, tatlı segmentinde ‘Çikolatalı Pasta’ ve dünya mutfağından ‘Falafel’ ürünleriyle öne çıktı. Dondurulmuş sebze segmentinde ise brokoli, brüksel lahanası, karnabahar ve kış türlüsü lansmanları gerçekleştirildi.

    Besler son üç yılın en yüksek pazar payına ulaştı

    Sektörünün açık ara lider firması olan Besler, ikinci çeyrekte Türkiye’de toplam pazarda yüzde 57, markalı ürünler pazarında yüzde 67 ciro payıyla son üç yılın en yüksek pazar payına ulaştı. Pazar, geçen yılın aynı dönemine göre ciroda yüzde 29 büyürken, Besler yüzde 33 büyüme oranıyla başarılı bir performans gösterdi. Besler’in bu dönemde elde ettiği bu başarının itici gücü, Bizim Yağ ve Teremyağ’ın yüksek performansı oldu. Toplam pazarda ve paket pazarında lider olan Bizim Yağ, bir önceki döneme göre cirodaki payını yüzde 42’ye yükseltirken, kase margarin pazarının lideri Teremyağ ise ciroda yüzde 49,3’lük paya ulaştı.

    “İnovatif ürünlerimiz ve geniş portföyümüzle pazar liderliğimizi koruyoruz”

    Kerevitaş ve Yağ İş Birimi CEO’su Şükrü Çin, ilk altı aylık performansa ilişkin şunları söyledi:

    “Pandemi etkilerinin yoğun olarak görüldüğü dönemde, üretim, satış ve dağıtım faaliyetlerimize kesintisiz şekilde devam ettik. Yine bu dönemde ev dışı tüketim ve ihracat pazarlarında konsolide olarak yaşanan ciddi düşüşlere rağmen geçen senenin aynı dönemine göre büyüme elde etmeyi başardık. Özellikle tüketicilerimizin beğenisine sunduğumuz inovatif ürünlerimiz ve markalarımızla pazar liderliğimizi korumayı sürdürdük. Bunların yanı sıra Kovid-19 tedbirleri kapsamında alınması gereken tüm önlemleri eksiksiz bir şekilde yerine getirmemiz sayesinde, Kerevitaş ve Besler fabrikalarımız, Türk Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından ‘TSE Kovid-19 Güvenli Üretim Belgesi’ne layık görüldü. Böylece hijyen konusundaki güvenilirliğimizi de bir kez daha kanıtlamış olduk.”

  • Bakan Koca: “Kısıtlamayla 65 yaş üstünün hastalığa yakalanma oranı yaklaşık yüzde 50 oranında azaldı”

    Bakan Koca: “Kısıtlamayla 65 yaş üstünün hastalığa yakalanma oranı yaklaşık yüzde 50 oranında azaldı”

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “65 yaş üstü büyüklerimize sokağa çıkma yasağı konmadan önce, vakaların yüzde 15.7’si bu yaş grubundandı. Sokağa çıkma yasağından sonra bu oran yüzde 7.5’e düştü. Bu dönem içinde, bu yaş grubunda, hastalığa yakalanma oranı yaklaşık yüzde 50 oranında azalmıştır” dedi.

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Koronavirüs Bilim Kurulu Toplantısı’nın ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Bakan Koca, bu süreçte fedakarlık gösteren 65 yaş üstü vatandaşlara, gençlere ve sağlık çalışanlarına teşekkürlerini iletti. Bakan Koca, salgının seyrini günbegün takip eden il sağlık müdürlüklerini, 81 ilde hastalığın izini süren filyasyon ekiplerini de gelinen nokta için kutladığını söyleyerek, “Salgınla mücadelede 83 milyon, birlikte sahip olduğumuz başarı, temeli bugüne kadar gerçekleştirilmiş büyük sağlık yatırımları olan vizyoner bir liderlikten güç alan bir başarıdır” diye konuştu.

    “Virüs musibetinin kökü tamamen kazınana kadar hayatımızı maske, mesafe, temizlik ilkeleri çerçevesinde düzenlememiz’ şart”

    Devletin, salgınla mücadelenin kahramanlarına gerekli bütün imkanları sağladığını vurgulayan Koca, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsında, devletin bütün kurumlarına ve kabinenin üyelerine saygı ve teşekkürlerini sunduğunu aktararak, “Teşekkürlerimizin arzı, uzun sürer. Bu duyguların en isabetli ve güzel ifadelerini bulmaksa şu an için kolay değildir. Fakat son derece önemli bir nokta var. Sizlere teşekkürlerim, tam bir zaferle sona ermiş, mutlak surette kazanılmış bir mücadelenin teşekkürü değildir. Bu teşekkürler, neticesi kuvvetle öngörülen bir savaşta, birbirimize güç veren teşekkürlerdir” şeklinde konuştu.

    Türkiye’nin korona virüs sebebiyle uygulanan kısıtları, bu kısıtların yerini, tedbirlere tam uyumun alacağı inancıyla büyük oranda kaldırdığını belirten Koca, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dünkü kabine toplantısı ardından yaptığı açıklamaları hatırlatarak, “Bu açıklamada üzerinde durulan şart, ’Korona virüs musibetinin kökü tamamen kazınana kadar hayatımızı maske, mesafe, temizlik ilkeleri çerçevesinde düzenlememiz’ şartıdır” ifadelerini kullandı.

    “65 yaş üstü, vücut direncinin düşüklüğü ve kronik hastalıklar sebebiyle Kovid-19’a karşı zayıftır”

    Bugüne kadar sokağa kısıtlı şekilde çıkabilen 65 yaş üstü vatandaşların artık haftanın her günü, sabah 10.00 ile akşam 20.00 arasında dışarı çıkabileceklerini anımsatan Koca, “Bu grubun bugüne kadar evde kalmasının sebebi, Kovid-19 hastalığına karşı ciddi bir dezavantaja sahip olmalarıdır. Dolayısıyla, kısıtın neredeyse tümden kalkmış olmasının anlamı, dezavantajın ortadan kalkması değildir. Bilindiği gibi, 65 yaş üstü, vücut direncinin düşüklüğü ve kronik hastalıklar sebebiyle Kovid-19’a karşı zayıftır. 65 yaş üstü büyüklerimize sokağa çıkma yasağı konmadan önce, vakaların yüzde 15.7’si bu yaş grubundandı. Sokağa çıkma yasağından sonra bu oran yüzde 7.5’e düştü. Bu dönem içinde, bu yaş grubunda, hastalığa yakalanma oranı yaklaşık yüzde 50 oranında azalmıştır. Bu bilgiler akılda tutulmalıdır. Evde kalarak elde edilen bu sonuçlar, dışarıda tedbirlere tam uyumla sürdürülmelidir” uyarısında bulundu.

    “Kısıtlar, yayılıma ve kayıplara engel oldu”

    Dünkü kabine toplantısı sonrası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan kararlarla, 18 yaş altıyla ilgili kısıtlamaların tümünün de kaldırıldığını hatırlatan Bakan Koca, “Bu yaş grubu, başta çocuklarımız olmak üzere, hastalığı belirtisiz taşıyan, ama bulaştırıcılıkta potansiyeli olan gruptur. Kısıtlarla birlikte vaka sayımızın, kayıplarımızın etkileyici düzeyde azalması, gençlerimizin ve büyüklerimizin fedakarlığına büyük oranda bağlıydı. Kısıtlar, yayılıma ve kayıplara engel oldu. Umarım gençlerimiz ve büyüklerimiz, bu serbestliği, hem bir hak hem de hak edilmiş bir teşekkür olarak görürler” ifadelerini kullandı.

    65 yaş üstü büyüklere seslenen Koca, riskin hala devam ettiğinin de altını çizdi.

    “Aktif mücadelede iki koruyucu silahımız var”

    Hastalıktan korunma yollarının gelinen noktada iyi bilindiğine dikkat çeken Koca, ”Salgınla mücadelede pasif mücadele günlerinden kontrollü sosyal hayat ilkelerine uyarak aktif mücadele günlerine geçtik. Mücadeleyi, evlerimizden çıkıp sosyal, kültürel hayata katılarak işimize dönerek vermeye başladık. Aktif mücadelede iki koruyucu silahımız var. Bunlardan ilki, korona virüs maskesidir. Bunlardan ikincisi, korona virüs riskine bir buçuk metre mesafedir. Bu ili tedbirden biri tek başına yeterli değildir. İki tedbir, birlikte tam tedbirdir. Bunlarla birlikte elzem olan üçüncü bir husus var. El temizliğine önem gösterilmelidir” açıklamasında bulundu.

    “Uzun zamandır uyguladığımız kısıtlamaların kalkmasının zemini, sağladığımız başarıdır”

    Korona virüse karşı etkili bir ilaç ya da aşının henüz bulunmadığının altını çizen Bakan Koca, “Fakat ilaç gibi etkili tedbirler, elimizde hazır bulunmaktadır. Evimizin dışında her ortamda virüsten korunmanın çaresini zikrettiğimiz bu tedbirlerde arayalım. Geride bıraktığımız dönemi, özellikle Avrupa ülkelerine kıyasla, en az kısıtlama, can kaybı ve ekonomik sıkıntıyla atlattığımız malumunuzdur. Uzun zamandır uyguladığımız kısıtlamaların kalkmasının zemini, sağladığımız başarıdır” diyerek, tedbirlere uyumun, kayıplara saygının da bir gereği olduğunu vurguladı.

    1 Haziran’da başlayan normalleşme sürecini anımsatan Koca, “Dünya çapındaki salgın, ölüm-kalım endişesiyle insanların evlerine kapanmasına yol açmakla kalmadı; üretime, ticarete, ekonomiye, eğitime, kültür hayatına, kısacası insan hayatı başta olmak üzere tüm hayata darbe vurdu. Türkiye, bu süreci en az hasarla yaşayan ülkeler arasında. Şimdi, tedbirlere uymanın, normalleşme sürecini kurallara uyarak geçirmenin önemi sağlığımız yanı sıra bu bakımdan da büyüktür. Tedbirlere uymak, şimdi devletimize, milletimize karşı da birer ödevdir. Kontrollü sosyal hayatın amacı geriye dönüş yolunu kapatmaktır” diye konuştu.

    “Bugünkü toplam vaka sayısı 922”

    Günlük vaka tablosunu kamuoyu ile paylaşan Bakan Koca, “Bugünkü toplam vaka sayısı 922. Hayatını kaybeden vatandaşların sayısı 17. İyileşen vaka sayısı 2 bin 241. Toplam test sayımız 36 bin 521. Yoğun bakımda tedavisi devam eden hasta sayımız 631. Entübe edilen, cihaza bağlı hasta sayımız ise 280” dedi.

    “Avrupa ülkeleri, DSÖ dahil olmak üzere hava limanlarında test yapılmasını önermedi”

    Açıklamaların ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Koca, yarın başlayacak yurt dışı uçuşlarda alınacak tedbirlere ilişkin soruya, “Avrupa ülkeleri, DSÖ dahil olmak üzere hava limanlarında test yapılmasını önermedi. Biz Türkiye’de özellikle turizmin yoğun olduğu bölgelerde, oteller dahil olmak üzere Kültür ve Turizm Bakanlığı ile yoğun çalışarak, nasıl hareket edilmesi gerektiği, bu anlamda bütün detayları belirlenmiş oldu. Bu noktada biz Avrupa’dan farklı olarak şunu yapmak istiyoruz, yurt dışından gelen bütün vatandaşları sağlık taramasından geçirmek istiyoruz. Eğer hastalık bulgusu varsa, gerektiğinde hastanesinde tedavisini planlıyor olacağız. Ülkelerden gelen, hangi ülkelerin salgın durumunu da göz önüne alarak hangi takvimle, bu seferlerin, izinlerin verilebileceğini de belirlemiş olduk. Bunu, ülkelerle belirlemiş olduk. Özellikle o ülkelerdeki bulaştırıcılığın ne olduğunu bilmek istiyoruz, yani test yapmak istiyoruz” şeklinde yanıt verdi.

    “65 yaş üstü kısıtlamadan son derece büyük fayda gördük”

    65 yaş üstü vatandaşlara yönelik uygulanan kısıtlama ve ölüm oranlarını değerlendiren Koca, “Bizi yanıltan daha doğrusu yanlış algıyı oluşturan oranın yüksekliği. 1 Nisan öncesi 65 yal üstü büyüklere kısıtlama uygulandı. 1 Nisan öncesi, toplam vakanın içindeki, 65 yaş üstü oranı, yüzde 15,7 idi. Kısıtlama sonrası ise bu oran yüzde 7,5’e düştü. Yani yarı yarıya azalmış oldu. Biz, Türkiye olarak 65 yaş üstü kısıtlamadan son derece büyük fayda gördüğümüzü özellikle söylemek istiyorum” dedi.

    Soru üzerine Toplum Bilim Kuruluna ilişkin bilgi veren Koca, “Toplum Bilimi Kurulu, yeni normal, kontrolü sosyal hayat için çok büyük bir fonksiyon icra edecek. Bilim Kurulumuz daha çok tıbbi boyutuyla büyük fonksiyon gördü ve görmeye devam ediyor, edecek. Bundan sonraki süreçte özellikle vatandaşımızın, psikolojik ve sosyolojik etkilerini de konuşacağımız ve bunları da değerlendireceğimiz bir dönem olduğunu görüyoruz. Yer yer bir takım çalışmalarla bu etkileri de görmek istiyoruz. Bu dönemde iletişimi dilinin de basıl olması gerektiği de önemli. Bu çerçevede de toplum bilimleri kurulumuzdan beklentimiz var” ifadelerini kullandı.

    “Orta Anadolu, Doğu ve Güney Doğu Anadolu’da giderek kısmi artışın olduğunu söyleyebiliriz”

    Bir basın mensubunun, “Diyarbakır ilinde vaka sayılarında artış olduğunu görüyoruz. Zorunlu maske kullanımı gibi bir tedbir var. Bilim Kurulunda başka tedbirler konuşuldu mu? Vaka sayılarının arttığı başka iller var mı?” sorusu üzerine Koca, “Özellikle vaka sayısının yüzde 60 oranında olduğu İstanbul gibi, İzmir gibi illerimizde vaka sayılarının daha azaldığını, hastane yükünün de azalmaya doğru gittiğini ve bu illerimizde daha kontrollü olduğunu rahat söyleyebilirim. Ama her geçen gün özellikle bayram ve sonrası dahil olmak üzere, Orta Anadolu, Doğu ve Güney Doğu Anadolu’da giderek kısmi artışın olduğunu söyleyebiliriz. Bu hareketliliğin getirdiği, özelikle maske ve el hijyeni noktasında hassasiyet göstermediğimizin bir sonucu. Diyarbakır’da son 3-4 gün bir yükseliş içinde. Burada da genel bir artıştan öte daha çok, kültürel, sosyal, nişan gibi etkinlikler sonrası artışın daha fazla olduğunu görüyoruz. Bugün de bir yükseliş içinde. Burada da filyasyon çalışmalarımızı yoğunlaştırmış durumdayız. Ankara için, son 3 günde bir yükseliş söz konusu idi. Bugün itibariyle Ankara da düşüşe geçmiş oldu. Konya’mız da bir fabrika ve iki yerleşim yerinde yapılan tarama sonrası bir yükselişin olduğunu gördük. Bugün itibariyle Konya’da da düşüşün olduğunu söyleyebilirim. Bu bir salgın. Bu salgında, sağlığımız değil, bütün toplumun sağlığı önemli” ifadelerini kullandı.

    Geçtiğimiz hafta sokağa çıkma kısıtlaması kararında değişiklik yaşanmasına ilişkin soruya Bakan Koca, “Hafta sonu özellikle bu anlamdaki karar, hükümetimizin bir kararıydı. Bu çerçevede bilim kurulumuzun gündemine gelmemişti ama bilim kurulumuzda genel olarak hareket serbestliğinin artık büyüklerimiz için gerekli olduğunu söylemişti. Dolayısıyla Sayın Cumhurbaşkanımızın toplumdaki genel beklenti doğrultusunda bütün detaylarıyla açıkladığı açıklamasını hepimiz görmüş olduk” şeklinde yanıt verdi.

    “Çalışanlarımızın, böyle bir şiddet olayıyla karşı karşıya kalmış olmaları kabul edilebilir bir durum değil”

    Esenyurt ve Gaziantep’te sağlık çalışanlarına yönelik şiddete ilişkin değerlendirmede bulunan Sağlık Bakanı Koca, “Bu pandemi döneminde sağlık çalışanımızın bu kadar özveri ve gayretinden sonra doğrusu şiddeti asla duymamamız gerektiğine inanıyorum. Daha öncesi için de aynı şeyi söylüyorum ama özellikle bu dönem fedakarca hayatlarını ortaya koyarak gayret içine girmiş olan çalışanlarımızın, böyle bir şiddet olayıyla karşı karşıya kalmış olmaları kabul edilebilir bir durum değil. Yüce yargımızın gereğini yapacağına inanıyorum” dedi.

    “Ayın 15’inde bütün Türkiye’de 81 ilde devam ediyor olacak”

    81 ilde uygulanacak antikor testine ve testin amacına ilişkin bilgi veren Koca, “Bugün DSÖ Avrupa Bölge Direktörü ile bir dönemi değerlendirme görüşmemiz oldu. Bahsettim, bu konuyu. Avrupa bölgesinde bu derece büyük çaplı bir çalışmanın olmadığını ve sonuçlarını merakla beklediklerini ifade ettiler. Aileler tespit edildi. Kimlere bu testlerin yapılacağı şu an belli. Burada yapılmak istenen sadece PCR değil, aynı zamanda kanları da alınarak antikor düzeyine de bakılmış olacak. Yani aktif vaka olup olmadığı ve veya geçirip geçirmediğini de bağışık durumunu da biz biliyor olacağız. Bütün Türkiye için bu planlandı. Şu an 8 ilde başladı. Yarın 5 ilimiz daha ilave olacak. Ayın 15’inde bütün Türkiye’de 81 ilde devam ediyor olacak” diye konuştu.