Etiket: Vurgusu

  • ABB’den “Güçlü Türkiye” vurgusu

    ABB’den “Güçlü Türkiye” vurgusu

    Anadolu Basın Birliği (ABB) Erzurum Şube Başkanı Mehmet Musa Çakır, Milli Uzay Programı’nın, Türkiye’nin ulaştığı konumu gözler önüne serdiğini söyledi.

    Anadolu Basın Birliği (ABB) Erzurum Şube Başkanı Mehmet Musa Çakır, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan Milli Uzay Programı’nın, Türkiye’nin büyük düşünme anlamında ulaştığı konumu gözler önüne serdiğini söyledi. Büyük hedeflere ancak ve ancak büyük düşünen beyinlerle ulaşılabileceğini dile getiren Çakır, “Bu mesele siyaset üstü bir meseledir. Türkiye’nin hem de küresel salgınla mücadele döneminde ortaya koyduğu bu duruş, toplumun istisnasız tüm kesimleri tarafından takdir görmeli ve mutlaka desteklenmelidir. Ancak görüyoruz ki, Türkiye’nin büyük düşünmesinden rahatsız olanlar var, geldiğimiz noktayı hazmedemeyenler var. Ülkemizin gözünü ve yönünü uzaya çevirmiş olmasından rahatsızlık duyanlara tavsiyemiz; herhangi bir akli fonksiyon kaybı yaşayıp yaşamadıklarını bir an önce kontrol ettirmeleri olacaktır” ifadelerini kullandı.

    Milli meselelerde hangi siyasal görüş ve ideolojiye sahip olursa olsun toplumun tüm kesimlerinin bir araya gelmesi ve ortak bir duruş sergilemesi gerektiğini vurgulayan Anadolu Basın Birliği Erzurum Şube Başkanı Mehmet Musa Çakır, “Milli Uzay Programı da, adından da anlaşılacağı üzere milli bir meseledir. Bu bayrak altında yaşayan ve bu ülkenin kendilerine sunduğu her türlü imkandan istifade eden herkesin bu mesele karşısında yapması gereken şey şapka çıkarmaktır, sürece destek olmak ve atılan bu adımların arkasında durmaktır. Aksi tavır sergileyenlerin durumu ise, karışık ve karmaşık demektir. Her milli mesele karşısında ağız birliği etmişçesine içi boş muhalefet sergileme yarışına girenler şunu bilmeli ki; başlarını hangi taşlara vururlarsa vursunlar, hangi boş ve beyhude çabanın peşine düşerlerse düşsünler, büyük ve güçlü Türkiye hedefinin önünde kesinlikle duramayacaklar” diye konuştu.

    “Milletimiz Birçok Zorluğu Aştı“

    Dünyada yaşanan her türlü gelişmeden Türkiye’nin uzakta kalması ya da bu gelişmelerin geriden takip edilmesinin kabul edilemez bir durum olacağını dile getiren Başkan Mehmet Musa Çakır, “Bu millet bugünlere inancıyla, özgüveni ve sahip olduğu potansiyelleriyle geldi. Çok badirelerden geçti, zorlu, çetin ve sıkıntılı süreçler yaşadı. Türkiye için bundan sonrası artık selamete çıkma, etkin olma ve gücünü gösterme zamanıdır. Milli Uzay Programı da, işte duruşun bir parçasıdır. Ülkemize ve milletimize hayırlar getirsin, uğurlu ve bereketli olsun” dedi.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan DAG vurgusu

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan DAG vurgusu

    Türkiye’nin uzay politikaları alanındaki 10 yıllık vizyon, strateji, hedef ve projelerinin belirlendiği “Milli Uzay Programı”nın tanıtımı, Cumhurbaşkanlığı Millet Kongre ve Kültür Merkezinde yapıldı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının öncülüğünde Türkiye Uzay Ajansı (TUA) tarafından hazırlanan programı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kamuoyu ile paylaştı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, programın Türkiye’nin uzaydaki yol haritası olduğunu ifade ederek “Milli Uzay Programındaki birinci ve en önemli hedefimiz, Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında aya ilk teması gerçekleştirmektir. Böylece, medeniyet coğrafyamızın da sembolü olan hilali, al bayrağımızla aya göndermenin gururunu milletimize yaşatacağız” dedi.

    Yaptığı konuşmada ayrıca Doğu Anadolu Gözlemevine de (DAG) yer veren Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Erzurum’da, Karakaya Tepeleri üzerinde, 3 bin 170 metre yükseklikte Doğu Anadolu Gözlemevini inşa ediyoruz. Bu tesis tamamlandığında, 4 metre çapındaki Türkiye’nin en büyük optik ve ilk kızılötesi teleskobunu devreye almış olacağız” şeklinde konuştu. Sunum ve program sırasında, DAG’dan alınmış güncel fotoğraf ve videolar da paylaşıldı.

    Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı ile Astrofizik Araştırma ve Uygulama Merkezi (ATASAM) Müdürü ve DAG Koordinatörü Prof. Dr. Cahit Yeşilyaprak’ın da hem Atatürk Üniversitesi hem de DAG’ı temsilen özel davetli olarak katıldıkları Milli Uzay Programında DAG’ın önemi ve hedefine vurgu yapıldı.

    “Ülkemizin 2023 Yılı Vizyon Projeleri Arasında Yer Alıyor”

    Milli Uzay Programının, Dünya’daki gelişmeleri dikkate alarak, ülkemizdeki mevcut potansiyeli değerlendirmek üzere ülkemizin uzay politikaları alanındaki vizyonunu, stratejilerini, hedeflerini ve projelerini, koordineli ve entegre olarak yürütülmesine yönelik hazırlanmış kapsamlı bir proje olduğunu ifade eden Rektör Prof. Dr. Ömer Çomaklı, bu kapsamda: “Uzaydaki varlıklarımızın güvenliğini sağlamak, uydularımızın yörüngelerini yüksek doğrulukla bağımsız olarak tespit etme yeteneğini kazanmak, gezegen keşfi ve uzay cisimlerine yönelik bilimsel analiz çalışmaları gerçekleştirmek hedefleniyor” dedi.

    DAG’ın da bu kapsamda ulusal çaplı bir Ar-Ge altyapısı olduğunu ve devlet imkânlarıyla hayata geçirildiğini bildiren Çomaklı, ülkemizin 2023 yılı vizyon projeleri arasında yer alan gözlemevinin, ülkesi ve bölgesi için son derece önemli olduğunu ifade ederek, kurulması planlanan Optomekatronik Araştırma Laboratuvarı ve Ayna Kaplama Sistemi’nin, özellikle büyük çaplı optik sistemlere ve uzay teknolojilerine hizmet vereceğini bildirdi.

    DAG’ın gerek sahip olduğu özellikler ve teknolojiler gerek getirdiği yenilikler ve farklılıklar gerekse de konumu itibarıyla sadece uzay bilimlerinde değil uzay teknolojileri ve atmosfer bilimlerinde de büyük atılımlar yapılmasına fırsat sağlayacağına inandığını belirten Rektör Çomaklı, Doğu Anadolu Gözlemevinin uzay bilimleri ile farklı disiplinlerle yürütülen projeler kapsamında çalışan ve aynı zamanda akademik kariyer yaparak uzmanlaşan yetişmiş insan gücüne de katkı sağlayacaktır” şeklinde konuştu.

  • Naim Karataş’tan yeni yılda Mekke’nin fethi vurgusu

    Naim Karataş’tan yeni yılda Mekke’nin fethi vurgusu

    MHP Erzurum İl Başkanı Naim Karataş yayımladığı yeni yıl mesajında Mekke’nin fethine dikkat çekerek günümüzde Müslüman topraklarda yaşanan olumsuzlukların son bulması için dua edilmesine işaret etti.

    MHP İl Başkanı Karataş 2021 yılının tüm insanlığa ve ülkemize hayırlar getirmesi temennisinde bulunarak Mekke’nin fethinin önemine işaret etti.

    Tarihsel olarak bu olayın hatırlanması gerektiğine işaret eden Karataş, “İslam peygamberi Hz. Muhammed, Hicret’in 8. yılı, Ramazan ayının 10. günü, 10 bin kişilik bir ordu ile Medine’den çıktı (1 Ocak 630). 20 Ramazan’da (11 Ocak 630) Hz. Muhammed ordusunu 4 kola ayırdı ve ordusuna şu emri verdi: “Size karşı konulmadıkça, size saldırılmadıkça, hiç kimseyle çarpışmaya girmeyeceksiniz, hiç kimseyi öldürmeyeceksiniz.” İşte bizle bu tarihsel olayın dönümü içerisinde ve bilincinde olmamız gerekiyor.

    İslamiyet’in ilk savaşlarından bir tanesi olan Mekke’nin fethi, Müslümanların kesin zaferi ile sonuçlanmıştır. Mekke’nin şirkten, putperestlikten ve bütün diğer hurafelerden arınmasını sağlayan Mekke’nin fethi bu anlamda bugün bizlere ışık olmaya devam ediyor.

    Yeni yıl bütün insanlığa ve ülkemize barış, kardeşlik ve huzur getirsin. Yeni yılda birlik ve beraberliğimizin daha da çok artmasını, dünyadaki hepimizi yaralayan insanlık dışı manzaraların son bulmasını, İslam dünyası üzerindeki kara bulutların dağılıp barış ve huzura kavuşmasını diliyorum” ifadelerine yer verdi.

  • KKTC Cumhurbaşkanı Tatar’dan “yeni bir sayfa” ve “yeni bir süreç” vurgusu

    KKTC Cumhurbaşkanı Tatar’dan “yeni bir sayfa” ve “yeni bir süreç” vurgusu

    Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, BM Genel Sekreteri Kıbrıs Geçici Özel Danışmanı Jane Holl Lute ile görüşmesinin ardından açıklamalarda bulundu. Tatar , “yeni bir sayfa” ve “yeni bir süreç” vurgusu yaptı.

    Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin Kıbrıs için görevlendirdiği Geçici Özel Danışmanı Jane Holl Lute, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile bir araya gelerek, 5+1 konferans zeminin oluşturulması konusunda görüş alışverişinde bulundu. Yaklaşık 2 saat süren görüşmenin ardından Cumhurbaşkanı Tatar açıklamalarda bulundu.

    Görüşmede Lute’ye Kıbrıs Türk tarafının pozisyonunu anlatma fırsatı bulduğunu belirten Tatar, Lute’nin kendisine BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in mesajını ve iyi dileklerini ilettiğini belirtti. Halkın desteğiyle kendisinin Cumhurbaşkanı seçildiğini ve şu anda Kıbrıs’ta artık yeni bir dönemin başladığına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Tatar, 52 yıldır federal temelde yapılan görüşmelerde herhangi bir sonucun çıkmadığını aktardı. Tatar, bunu en iyi bilenlerden bir tanesinin de Crans-Montana’da süreci en iyi yaşayan ve orada büyük tecrübe kazanan BM Genel Sekreteri’nin olduğunu Lute’ye ilettiğini aktardı.

    Cumhurbaşkanı Tatar, “Artık egemen eşitliğe dayalı yan yana yaşayan ve iş birliği içerisinde olan iki devletin bu şekilde bir müzakere sürecini böyle bir noktaya taşıması bakımından önemli olabileceğini ilettik” dedi.

    Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun çağrısı üzerine 5+1 gayrıresmi bir toplantının yapılması ve orada artık Kıbrıs’ın yeni gerçeklerini ifade etme şansının ortaya çıkmasının önemini Lute’ye aktardığını ifade eden Tatar, “Dolayısıyla ondan sonra başlayacak olan müzakere süreçlerine yeni bir zeminin kazandırılması için bütün bunların gerekçelerini detaylı bir şekilde kendisine ilettik” ifadelerini kullandı.

    Kıbrıs Türk halkının barış, huzur ve güvenlik içerisinde yaşama hakkı olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk halkının 1960 Uluslararası anlaşmasının iki tarafından bir tanesi olarak tarihten gelen ve anlaşmalardan ortaya çıkan egemenlik hakkı olduğunu kaydetti.

    Cumhurbaşkanı Tatar, “Diğer tarafın domine etmeyeceği ve gerçekten self-determinasyon hakkımızı da kullanabileceğimiz bir ortamın yaratılması için böyle bir sürecin başlatılması gerektiğini kendisine detaylı bir şekilde ifade ettik” dedi.

    Kıbrıs Türk halkının 1974’ten beridir süregelen müzakere süreçlerinde iyi niyet, esneklik ve anlayış göstermelerine rağmen Annan Planı zamanında olduğu gibi Crans-Montana’da da karşılık bulamadıklarını belirten Tatar, böyle bir zemindeki müzakere sürecinin bundan sonra da netice vermeyeceğini vurguladı.

    “Yeni bir sayfa, yeni bir sürecin başlatılması noktasında Kıbrıs Türk halkının bunu hak ettiğini” belirten Cumhurbaşkanı Tatar, esas mağdur olanın Kıbrıs Türk halkı olduğunun altını çizdi. Direkt uçuşların engellenmesi gibi Kıbrıs Türk halkına ve gençliğine uygulanan spor, kültürel ve siyasi alanlardaki haksız izolasyonlara değinen Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk halkının ve gençlerinin artık dünyaya açılması gerektiğini açıkladı. Cumhurbaşkanı Tatar, Doğu Akdeniz’de son yıllarda yaşananlarla Kıbrıs’ın artık eski Kıbrıs olmadığına işaret ederek, bölgenin hidrokarbon araştırmaları ile stratejik olarak gelişmekte olduğunu ifade etti.

    “Eğer Kıbrıs’ta sürdürülebilir adil ve kalıcı bir anlaşma olacaksa, tüm bu gelişmelere bağlı olarak yeni birtakım süreçlerin de değerlendirilmesi gerektiğini kendisine ifade ettik” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, Lute’nin bunları dinlediğini, not aldığını ve sorular sorduğunu kaydetti. Tatar, Lute’nin Rum lider Nikos Anastasiadis ile yapacağı görüşme sonrasında açıklama yapabileceğini veya tekrar liderlerle görüşme isteyebileceğini belirti.

    “5+1 konferans mutlaka olmalı”

    Lute’nin görevinin iki tarafı yoklamak olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Tatar, Lute’nin daha sonra Yunanistan’a geçeceğini ve Türkiye’ye de gidebileceğini kaydetti. Lute’nin araştırmaları sonrası 5+1 konferansı için zemin olup olmayacağını BM Genel Sekreteri’ne ileteceğini ve orada alınacak karara bağlı olarak bu süreci yöneteceğini ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, Lute’ye mutlaka 5+1 konferansın olması gerektiğini ifade ettiğini vurguladı.

    Cumhurbaşkanı Tatar, Lute’nin anlattıklarını 5+1 konferansta da paylaşma imkanı bulmak istediklerini belirterek, Kıbrıs’ın gerçeklerinin ve konjonktürünün son gelişmelere bağlı olarak yan yana yaşayan iki devlet olduğunun altını çizdi. Cumhurbaşkanı Tatar, Lute’ye teşekkür ederek, Kıbrıs’ta tüm taraflara fayda sağlayabilecek adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir anlaşma istediklerini sözlerine ekledi.

  • Aydemir’den ‘Ticaret Ahlakı’ vurgusu

    Aydemir’den ‘Ticaret Ahlakı’ vurgusu

    Milletvekili Aydemir, ‘Hukuka, hukukun üstünlüğüne hepimiz riayet edeceğiz ve o hâl üzeri olmazsak zaten dikiş tutmaz hiçbir şey, biz bunu biliyoruz, biz bunu biliyoruz ve biz zeminde adaleti inşa etmiş, temin etmiş bir yapıyız; göğsümüzü gere gere söylüyoruz bunu’ kaydını düştü.

    ‘Önce milli olacaksınız’

    AK Parti Milletvekili Aydemir, muhalefete tepki göstererek, Türkiye’nin adaleti temin ve tesis eden bir yapısı bulunduğunu belirterek, ‘Siz, Türkiye’de oturup vesayetçi anlayışı hâlen daha zihniyetinizde raptedip saklarsanız ve bu anlayışı Amerika’nın seçilen Başkanından demokrasi medetiyle, demokrasi talebiyle dillendirirseniz piyasayı alt üst eden bu olur. Siz önce millî olacaksınız, vesayetçi anlayıştan uzak duracaksınız. ‘

    ‘Sözü senet gören bir milletiz’

    AK Parti Erzurum Milletvekili Aydemir, ‘Ticaret Bakanlığı odağında belki en önde, hatta belki değil muhakkak en önde tutmamız gereken husus ticaret ahlakıdır. Biz, sözü senet hükmünde gören bir milletiz “Söz verme borçlanırsın.” anlayışını ifade eden bir milletiz. Buna rağmen, özellikle şu sanal zemin açıldıktan sonra çok daha faullü bir hâl var içeride. ‘ dedi.

    Aydemir Ticaret Bakanlığı Bütçesinde Konuştu

    AK Parti Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi Ticaret Bakanlığı görüşmelerinde değerlendirmelerde bulundu. Sunumunun önemli bir bölümünü ticaret ahlakının korunması ve bu odakta toplumsal duyarlılığın güçlendirilmesi konusuna ayıran Milletvekili Aydemir, ‘Biz sözün namus olduğu bir medeniyetin çocuklarıyız.

    Biz sözü senet olanların çocuklarıyız. ‘ ifadelerine yer verdi.

    Siyasette Kadın Ağırlığı

    Sunumunun başında Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’a annesinin vefatından dolayı başsağlığı dileklerini sunan Milletvekili Aydemir, AK Parti dönemiyle birlikte siyasette kadın Bakan ve temsilci sayısının arttığına işaret ederek, ‘Burada, bu HDP’liler özellikle “Kadın bakan, kadın bürokrat yok mu?” diye hep feveran ederler. Kadın bakanlara dönük de teşyîd edici, onore edici, onları tebcil edici, yüceltici hiçbir ifadelerini görmedim bugüne kadar. Bu, şunu gösteriyor: Samimiyet yok. ‘ vurgusunu yaptı.

    Ticaret Ahlakı

    Konuşmasında ticaret ahlakının tesisi ve muhafazasının hayati önemde olduğuna işaret eden Milletvekili Aydemir, Biz, millet olarak her zaman söylüyoruz ki “Ahlaklı bir milletiz, ahlaken tebarüz etmiş bir milletiz.” En önemli vasfımız bu bizim ancak son yıllarda özellikle, bu anlamda bir sıkıntılı hâl yaşıyoruz. Ticarette faullü kazanç peşinde olanlar çok fazla. Oysa biz, sözü senet hükmünde gören bir milletiz “Söz verme borçlanırsın.” anlayışını ifade eden bir milletiz. Buna rağmen, özellikle şu sanal zemin açıldıktan sonra çok daha faullü bir hâl var içeride. ‘ diye konuştu.

    Ahlaki Temele Dayalı Zemin Oluşturmak Mecburiyeti

    “Hırsıza beyler borçlu.” şeklindeki deyimi paylaşan Milletvekili Aydemir, ‘Siz ne kadar kanun yaparsanız yapın. işte, tüketiciyi koruma adına 2 defa yaptık, ama buna rağmen sıkıntılı hâl var. Siz bu sıkıntıyla çok yakın ilgileniyorsunuz ve Meclisimiz ilgileniyor. Şu anda, Dilekçe Komisyonunda bir alt komisyon oluşturulmuş bahsettiğiniz mevzuyla ilgili, insanlar ilgileniyor, araştırıyor ve şunu da ben biliyorum ki size yansısa, size kadar gelse ne yapacaksınız? Oraya geldiğinde yapacak neyiniz var? Bir soruşturma, şirketle ilgili cezai müeyyide neyse onları yapmak, ardından da hukuka havale etmek, onun dışında yapacak bir şey yok. Öyleyse bizim yapmamız gereken insanların vicdanına hükmetmek, o vicdanda hususi bir zemin oluşturmak, ahlaki temele dayalı bir zemin oluşturmak. Bu olursa problem olmaz. ‘ dedi.

    Aydemir’den Allah Korkusu Hatırlatması

    Ticaret ahlakının Allah korkusuyla ilintili olduğunu belirten Milletvekili Aydemir, ‘Bu anlamda Akif’imiz öyle güzel kayıtlar düşmüş ki bir tanesini okumak isti yorum müsaade ederseniz? “Ne irfandır veren ahlaka yükseklik, ne vicdandır/Fazilet hissi insanlarda Allah korkusundandır/Yüreklerden çekilmiş farz edilsin havfı Yezdân’ın/Ne irfanın kalır tesiri katiyen, ne vicdanın.” diyor. Allah korkusu, mühim olan bu ve yarın endişesi, yarın hesap verme endişesi. Bu olduğu takdirde bütün bunlar izale olur diye düşünüyoruz. ‘ diye konuştu.

    Mal ve Para Hırsı

    Ticaret ahlakına mugayir durumların para ve mal hırsından kaynaklandığına işaret eden Milletvekili Aydemir, ‘Yahya Kemal gibi bayrak bir ismimiz bu anlamda not düşmüş. Özellikle “Yarın adına neyin hesabını yapıyoruz?” diyenlere kayıt düşüyor ki bakın yarın orta yerde hiçbir şey kalmayacak, dikkat edelim. Yahya Kemal bizim irfanımızı ifade ediyor, bizim vicdanımızı ifade ediyor; bir bayrak isim, onun da bir tespiti var bu bağlamda, özellikle söylemek istiyorum, kayıtlara geçsin. Yani her şey teknik zeminde halledilir değil, diyorum ki vicdanları temizlemek lazım, ahlaki bir yürüyüşümüzün olması lazım, ben buna vurgu yapıyorum. “Hırsıza beyler borçlu.” dedim. Bunlar irfanımızdan gelen, imbikten süzülüp gelen tespitler. Dolayısıyla, burada konuşurken insanlar, oradaki makam sahiplerine bütünüyle yöneldikleri zaman haksızlık ederler, bunu söylüyorum. Önce kendimize bir bakalım, ne yapıyoruz? Ben, işte, burada bir tespiti bu bağlamda yaptım. İşte, bakın, yarına ait, Yahya Kemal diyor ki: “ Devretse muradınca bu cihanın sonu ne/ Hatmetse eğer o destanın sonu ne/ Yüzyıl emelince geçse mesut olsan/ Yüzyıl dahi zammolsa zamanın sonu ne?” Yani diyor ki: “Yüz yıl yaşasan, üzerine bir yüz yıl daha yaşasan bitecek bu.” Dolayısıyla faullü yaşamanın bir anlamı yok, dik durmak lazım, dürüst olmak lazım, haysiyet sahibi olarak hayatı götürmek lazım; bunu söylüyor, ben bunu kayıt düşüyorum. ‘ mesajını verdi.

    Aydemir’den Ziya Paşa’nın Dizeleriyle Helal Kazanç Vurgusu

    Ticaret ahlakının önemi kaydında Erzurumlu Ziya Paşa7nın dizeleriyle vurgu yapan Milletvekili Aydemir, ‘ Ve yine bir Erzurumlu, Ziya Paşa, dadaş kıvamlı birisi; haksız kazanç için bir şey söylüyor, muhtevası o kadar yüksek ki, ben onu da kayıt altına alacağım, diyor ki: “Lanet ola ol mala ki tahsiline anın / Ya din ola ya ırz u ya da namus ola alet.” Yani “Bir malı din göstererek, ırz göstererek, namus göstererek kazanırsan ona lanet olsun.” diyor. Bizim irfanımız bunu ifade ediyor, bizim inancımız bunu ifade ediyor. Dolayısıyla helalin peşinde olalım diyoruz. ‘ dedi.

    Sanal Ortam ve Ticaret

    Sanal ortamda yapılan ticaret kaydında zaman zaman tüketicinin aldatıldığına dair duyum ve şikayetler alındığını belirten Milletvekili Aydemir, ‘Çok sayıda sıkıntı yaşayanlar var. Ben de Doğu Anadolu Sanayici ve İşadamları Derneğinin Başkanlığını yaptım, oradan dolayı ben biliyorum. Zeminin içerisindeyim, hayatın içerisindeyim, bize de yansıyor bunlar ve biz de hâliyle alıyoruz Bakanlığa gidiyoruz, ilgililerle görüşüyoruz. Ve takip ediyoruz ki orada komisyon oluşturulmuş, bir alt komisyon, Mecliste; takip ediliyor ve Bakanımızın burada bir yaptırım, bir müeyyide şeyi yok, Bakanlığın var. Ceza kesiliyor ilgililere, o kadar. Onun dışında da hukuken yargı takip ediyor. ‘ diye konuştu.

    ‘Bakkallarımızı korumalıyız’

    Konuşmasında, ticaret bağlamında Bakkalların hem kültürel hem de ekonomik manada önemli bir işlevi olduğu, market, süper market yaygınlaşmasıyla bu kesimin ayakta duramadığının altını çizen Milletvekili Aydemir, ‘ Mahallenin vicdanını ifade eden hatta, hatta “mahallenin namusu” diye tarif gören bakkallarımız var bizim. Bunların sayısı hayli azaldı, oysa o zemine bereket yayan kurumlar bunlar. Dolayısıyla, bu zincirler bence zapturapt altına alınmalı. Bunu biz sivil yapı içerisindeyken de broşürlerle filan anlattık. Ta, o günden bugüne bu sıkıntı devam ediyor. Bunun devam etmemesi lazım ve ilçelerde mesela; ilçelere gidiyoruz, en küçük ilçelere bile girmişler. Dolayısıyla evet, hukuken bir faul yok ama vicdanen bana göre de bir faullü hâl var. Bakkalların yaşatılması lazım.’ dedi.

    Esnaf Kredileri

    Ticaret Bakanlığı bütçesi kaydında muhalefetin “Esnaf yok” iddialarına cevap veren Milletvekili Aydemir, ‘Muhalefet “Esnafın bütçede hiç yeri yok.” gibi şeyler öne sürdü. Oysa, ben aldım, inceledim, çalıştım. Dahasını söyleyeyim, işte bakın, Erzurum Sanayi ve Ticaret Odasından(ETSO) aldığım bilgiler, Doğu Anadolu İhracatçılar Birliğinden(DAİB) aldığım bilgiler. “Problemleriniz nedir kardeşim, talebiniz nedir? Bakanımız buraya geliyor kadrosuyla beraber, ne söyleriz?” diye çalışıp geliyoruz biz buraya ve Bakanlıktan alıyoruz. İşte, şimdi Bakanlığın vermiş olduğu bilgiler var. Halkbank kanalıyla kullandırılan kredilerin faizlerinin yüzde 50’si, bazı kredilerin yüzde 100’ü mali bütçeden ayrılmış. Bunu Ticaret Bakanlığımız organize ediyor. Esnaf için enva türden çalışma yapılmış. Değerli Bakanım, size, ekibinize minnettarız; esnafımız minnettar onu söyleyeyim. İşte, söyledim ya odalardan aldığım bilgiler. Talepleri de var, ama teşekkürleri de var, yapılanlar var. Özellikle şu pandemi döneminde yapılanlara müthiş bir minnettarlık var, teşekkür duyguları var; bunları yansıtıyorum. ‘diye konuştu.

    Ticaret Hukuku

    Ticaret zemininin olmazsa olmaz temelinin hukuk olduğuna vurgu yapan Milletvekili Aydemir, muhalefetin yaklaşımına tepki vererek, ‘Ticaret zeminini de hukuk dizayn ediyor. Elbette ki hukuka, hukukun üstünlüğüne hepimiz riayet edeceğiz ve o hâl üzeri olmazsak zaten dikiş tutmaz hiçbir şey, biz bunu biliyoruz. Biz zeminde adaleti inşa etmiş, temin etmiş bir yapıyız; göğsümü gere gere söylüyoruz bunu. Eğer zemine… Siz efendim, Türkiye’de oturup vesayetçi anlayışı hâlen daha zihniyetinizde raptedip saklarsanız ve bu anlayışı Amerika’nın seçilen Başkanından demokrasi medetiyle, demokrasi talebiyle dillendirirseniz piyasayı alt üst eden bu olur. Siz önce millî olacaksınız, vesayetçi anlayıştan uzak duracaksınız. Vesayetçiliği de geçtik, aleni bir biçimde Amerika’dan, başka kanallardan, yurt dışından talepte bulunup medet ummayacaksınız; bunu yaparsanız kaybederiz. Bu anlamda, buna tepki veren herkese şükran duyuyorum, teşekkür ediyorum.’ dedi.