Etiket: Virüsü

  • AÇSH İl Müdürlüğü personeline Corona virüsü farkındalık semineri

    AÇSH İl Müdürlüğü personeline Corona virüsü farkındalık semineri

    Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler (AÇSH) İl Müdürlüğü personeli ve devlet korumasındaki çocuklara yönelik Corona virüsü konusunda farkındalık semineri düzenlendi.

    AÇSH İl Müdürlüğü konferans salonunda düzenlenen seminere AÇSH İl Müdür Yardımcıları Harun Akpınar, Celal Bilen, AÇSH Şube Müdürü Süleyman Duman, Palandöken Sosyal Hizmetler İl Müdürü Cevat Çimen, Çocuk Evleri Koordinasyon Merkezi Ünal Aksakal kurum personeli ve devlet korumasındaki çocuklar katıldı.

    Palandöken İlçe Sağlık Müdürlüğünde görevli Doktor Asena Nazlı Dumlu tarafından düzenlenen seminerde bağışıklık sistemi zayıf, ileri yaş kişilerin ve kronik hastalığı olanların virüsten çok daha çabuk etkilenebileceği paylaşıldı.

    Dumlu hastalık konusunda bilgi kirliliği olduğunu belirterek, insandan insana öksürük, aksırık, öpüşme ve el sıkışma sonucunda damlacık enfeksiyonu yoluyla bulaştığı düşünülen corona virüsün yol açtığı belirtileri baş ağrısı, boğaz ağrısı, öksürük, burun akıntısı, ateş olarak sıraladı.

    Hastalığa yakalanmamak için alınması gereken önlemlere değinen Dumlu, ‘’El hijyenine dikkat edilmelidir. Eller en az 20 saniye boyunca sabun ve suyla yıkanmalı, sabun ve suyun olmadığı durumlarda alkol bazlı el dezenfektanı kullanılmalıdır. Antiseptik içeren sabun kullanmaya gerek yoktur, normal sabun yeterlidir. Eller yıkanmadan ağız, burun ve gözlerle temas edilmemelidir. Hasta insanlarla temastan kaçınmalıdır, Özellikle hasta insanlarla veya çevreleriyle doğrudan temas ettikten sonra eller sık sık yıkanmalıdır. Öksürme veya hapşırma sırasında burun ve ağızın tek kullanımlık kağıt mendil ile örtülmesi, kağıt mendilin bulunmadığı durumlarda ise dirsek içinin kullanılması, solunum hijyen önerilerine dikkat edilmesi, mümkünse kalabalık yerlere girilmemesi, eğer girmek zorunda kalınıyorsa ağız ve yüzün kapatması, mümkünse tıbbi maske kullanması önerilmektedir’’ dedi.

    Seminer soru cevap kısmıyla sona erdi.

  • Fuhuş baskınında yakalanan kadında HIV virüsü çıktı

    Bolu’nun Göynük ilçesinde jandarma ekiplerinin fuhuş yapılan eve düzenledikleri operasyonda 15 erkek, 3 yabancı uyruklu kadın gözaltına alındı. Evde bulunan 3 yabancı uyruklu kadından C.R.’nin kanında HIV virüsü tespit edildi. Kadınlarla birlikte yakalanan kişilere C.R.’nin kanında HIV virüsüne rastlanıldığının bildirileceği aktarıldı.

    Edinilen bilgiye göre, geçtiğimiz günlerde Bolu’nun Göynük ilçesi Sünnet köyünde bulunan bir evde fuhuş yapıldığı ihbarı üzerine jandarma ekipleri operasyon düzenledi. Göynük İlçe Jandarma Komutanlığı ekiplerinin fuhuş yapıldığı iddia edilen eve düzenledikleri operasyonda 3 yabancı uyruklu kadın ile 15 erkek suçüstü yakalanarak gözaltına alındı.

    Evde yakalanan 15 erkek mahkemeye çıkarıldı. Mahkeme şüpheli ev sahibinin tutuklanmasına, diğer 14 kişiye idari para cezası uygulandıktan sonra serbest bırakılmasına karar verdi.

    HIV virüsü yazılı olarak bildirilecek

    Fuhuş baskını yapılan evde yakalanan Ukrayna, Moldovya ve Özbekistan uyruklu olduğu öğrenilen 3 kadın İzzet Baysal Devlet Hastanesi Köroğlu Ünitesi Zührevi Hastalıklar bölümünde sağlık kontrolünden geçirildi. Kan tahlilleri alınan kadınlardan Özbek uyruklu C.R.’nin kanında HIV virüsü olduğu tespit edildi. Kadınlar İl Göç İdaresi Müdürlüğü ekipleri tarafından sınır dışı edilirken, kadınlarla birlikte yakalanan 14 erkeğe C.R.’nin kanında HIV virüsüne rastlandığının yazılı olarak bildirileceği öğrenildi.

  • SEAH’ta ’Zika Virüsü’ sempozyumda tartışıldı

    Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı tarafından “Zika; Sivrisinek-Kene ile Bulaşan Viral Enfeksiyonlar Sempozyumu” düzenlendi.

    Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi (SEAH) Merkez Kampüs Konferans Salonunda gerçekleşen sempozyumda sırasıyla SAÜ Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Mustafa Altındiş “Zika Virüsü ve Kene-Sivrisinekle Bulaşan Enfeksiyonların Önemi”, SAÜ Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Tıbbi Viroloji Bilim Dalından Uzm. Dr. Gülay Şimşek “Sivrisinek ve Kene ile Bulaşan Viral Enfeksiyonlar”, Uzm. Dr. Semra Öz “Zika Virüsü Genel Özellikleri”, SAÜ Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Hilal Uslu Yuvacı “Gebelikte Zika Virüs Enfeksiyonu”, Uludağ Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Levent Aydın ise “Keneler, Vektörler ve Virolojideki Önemi” başlıklı sunumlar yaptı.

    Sağlık alanında akademisyen, uzman, aile hekimi, asistan hekim, hemşire, yardımcı personel ve üniversite öğrencilerinin katıldığı sempozyuma, alanında yetkin akademisyenlerin yaptığı sunumlar ile Zika virüsü başta olmak üzere sivrisinek ve kene ile bulaşan viral enfeksiyonlar farklı açılardan ele alındı. Zika virüs enfeksiyonu başta olmak üzere Türkiye’de ve dünyada kene ve sivrisinek ile bulaşan enfeksiyonların önemine dikkat çekilen sempozyumda, Türkiye’de 2017 yılı itibariyle 4 importe vakalarının görüldüğü belirtildi.

    Bulaşıcı olan vektör sivrisineklerin ülkedeki yayılımının, uluslararası seyahat imkanlarının gün geçtikçe artmasının ve önleyici tedbirlerin zamanında alınmamasının orta ve uzun vadede daha ciddi sorunlarla karşılaşılmasına neden olabileceği ifade edilen sempozyumda, söz konusu enfeksiyonların ciddi önem taşıdığına dikkat çekildi. Ayrıca aşı ve özel tedavisi olmayan zika enfeksiyonunun gebelikte geçirilmesi durumunda etkilenen bebekte mikrosefali (beyin gelişmemesi) ve dolayısıyla mental retardasyon ile seyreden ağır bir sürece neden olabileceği belirtildi.

    Konuşmacılar Türkiye’ye yapılan göçler başta olmak üzere dünyanın artık globalleştiğine, iklim ve yaşam koşullarının değişmesi ile kene ve sivrisinek türlerinin çeşitlendiğine dikkat çektiler. Daha önce toplumda görülmeyen türlerin görülmeye başlandığını ifade eden konuşmacılar, bu konuda daha hassas davranılması gerektiğini belirttiler. Özellikle yaz mevsiminin gelmesiyle sivrisinek ve kenelerden korunma öneminin arttığına dikkat çeken konuşmacılar, gerekli sinek ve kene ilaçlamaları için en ideal dönemlerin bahar ayları olduğunu vurguladı.

    Sempozyumda, kullanılan insektisidler ve sinek kovucuların çevreye ve insana zarar verebileceği, özellikle insanların korumak için lavanta, fesleğen, ceviz, zeytin ve defne bitkisinin etrafa dikilerek bölgesel korunma sağlanabileceği vurgulandı. Özellikle riskli bölgelere seyahat edecek olanlara da tavsiyelerde bulunan konuşmacılar, seyahat sırasında sivrisinek kovucu kullanılmasını, kolları ve bacakları örten giysiler giyilmesini, pencere ya da kapılarda sineklik olan klimalı ortamlarda bulunulmasını ve dışarıda uyunacaksa cibinlik kullanılmasını önerdiler.

    Konuşmacılar gerekli önlemlerin alınmasının sadece Zika virüs hastalığı için değil, Batı Nil Virüsü Ateşi, Sarı Humma, Dengue ateşi, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, Chikungunya gibi diğer vektörle bulaşan hastalıkların da ülkede yayılmasının önlenmesi açısından büyük önem arz ettiğini katılımcılara aktardılar.

  • WannaCry’ın yaraları sarılmadan Petya virüsü tehdidi

    Rus petrol devi Rosneft’a siber saldırı yapıldı. Saldırının ’Petya’ adlı bir virüs sebebi ile gerçekleştiği tespit edilirken, bilgisayarlardaki dosyaları kullanılamaz hale getiren virüs, saldırı sonunda sistem kullanıcısından fidye istiyor.

    Mart ayından beri var olduğu bilinen ama etkisizleştirilen ’Petya Virüsü’ artık etkin. Tüm dünyanın etkilendiği virüste Rusya ve Ukrayna en çok etkilenen iki ülke oldu. Rus petrol devi Rosneft’a yapılan saldırı buna bir örnek niteliğinde olduğu belirtiliyor. WannaCry gibi Ransomware (Fidye virüsü) olan bu virüs kullanıcıların dikkatiyle engellenebiliyor.

    Uzmanlar; Petya virüsü, bulaşma yöntemleri ve nasıl konuması gerektiği ile ilgili bilgi paylaştılar. Açıklama şöyle;

    Petya virüsü nedir?

    Petya virüsü bir Ransomware’dir (bilgisayardaki dosyaları kullanılamaz hale getiren, dosyalara erişimi engelleyen, şifreleyen zararlı yazılımlara verilen genel addır. Dosyaların tekrar erişilebilmesi için bulaştığı sistem kullanıcısından fidye istemektedir bu yüzden Ransomware Türkçe’ye fidye virüsü olarak çevrilebilir).

    Virüs nasıl bulaşır?

    Petya virüsü birçok zararlı yazılım gibi e-posta üzerinden bulaşıyor. E-posta ekinde bulunan herhangi bir dosya görünümünde karşınıza çıkabilir. E-posta ekindeki dosya açıldıktan sonra virüs aktif hale geliyor ve ağ üzerinde bulunan diğer sistemlere kendini bulaştırmaya çalışıyor. Güncellemesi olmayan sistemleri kendine hedef seçen virüs, hızlı bir şekilde tüm ağı kontrolü altına alabiliyor.

    2000’e yakın kullanıcının zarar gördüğü biliniyor, en çok zarar gören ülkelerin başında Rusya ve Ukrayna gelmesinin sebebi, virüsün ilk çıkış noktası olarak Ukrayna da kullanılan bir muhasebe yazılımını hedef alması olarak ifade ediliyor. Önceki aylarda yayılan Wannacry adlı zararlı yazılım ile ortak NSA’den (Ulusal Güvenlik Ajansı) çalınan EternalBlue adlı zarar kodları kullanmaktadır.

    Virüsten nasıl korunulur?

    Anti-virüs yazılımlarının kullanılması ve güncel olmasını sağlayarak, işletim sistemi güncellemelerini yaparak, e-posta iletişiminde güvenilmeyen e-posta’yı açmayıp, e-postanızdaki önemli verilerinizi sıklıkla dış ortama yedekleyerek, bilgisayarınızı Petya virüsünden koruyabilirsiniz..

  • ATSO Başkanı Çetin’den ’imar rantı virüsü’ uyarısı

    Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Davut Çetin, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki tarafından yapılan imar rantı ile ilgili tespitlerin son derece değerli olduğunu belirterek, imar düzenlemeleri ve sanayi yatırımlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

    ATSO Başkan Davut Çetin, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki tarafından yapılan imar rantı ile ilgili tespitlerin son derece değerli olduğunu söyledi. Çetin, “Çevre ve Şehircilik Bakanımız Sayın Mehmet Özhaseki’nin son dönemde yapmış olduğu imar rantı ile ilgili açıklamaları memnuniyetle karşıladığımızı ve Sayın Bakan’ın dile getirdiği reform düzenlemelerini sabırsızlıkla beklediğimizi paylaşmak istiyorum. Sayın Bakan, ’son 10-15 yıl içerisinde şehirlerimizin çok hızlı gelişmesi şehir rantlarını da doğurdu. Bu konuda imar planlarında bozulmalar meydana gelmeye başladı. Haksız yere birilerine menfaat sağlamalar, insanlardaki adalet duygusunu sarstığı gibi, bu işi yapan idarecilere karşı da öfke duyulmasına sebebiyet veriyor. En büyük hırsızlıklar, kötülükler, belalar imardan geliyor. O imarın bir an önce denetim altına alınması lazım’ ifadeleriyle büyük bir yaraya parmak basmıştır” dedi.

    ’İmar rantı virüsü’ çok sayıda sorunu beraberinde getiriyor

    İmar rantının çok uzun yıllardan bu yana devam eden ve plansız kentleşmeyle birlikte, ciddi ekonomik, sosyal, siyasi ve etik sorunlara da yol açan önemli bir sorun olduğunu savunan Çetin şöyle devam etti:

    “Ekonomide spekülasyon ve kayıt dışılık, gelir dağılımının adaletsiz hale gelmesi, enflasyonun düşürülememesi, sanayi yatırımlarında yavaşlama gibi bir çok hastalık rant virüsünden kaynaklanmaktadır. Sayın Bakan, ’İnsanlar sanayiden yüz çevirip gidip bir yerlerde en kıymetli yerlerde, en kıymetli semtlerde 50-100 kat yapmak için koşuşturuyorlarsa, bu bizim için bir tehlikedir. Eğer birileri en kısa kestirme yoldan, buralardan rant elde etmeyi düşünüyorsa bu bir tehlikedir’ sözleriyle konunun ekonomik yönüne de son derece isabetli bir biçimde dikkat çekmiştir.

    Hızlı kentleşme sonucunda kent ve imar rantlarının aşırı yükselişinin üretim odaklı sanayi yatırımları yerine tüketim odaklı AVM ve rezidans yatırımlarını özendirdiği açıktır. Son yıllarda sanayi istihdamındaki yavaşlama, sanayi sektörünün teknoloji yatırımlarında, Ar-Ge yatırımlarında geri kalması, yeni açıklanan İSO En Büyük 500 Sanayi Kuruluşu anketi sonucunda da bir kez daha ortaya çıkmıştır. Ankete göre en büyük 500 sanayi firmamızın yalnızca 239’u Ar-Ge yapmaktadır. Ar-Ge harcamalarının üretimden satışlara oranı yüzde 0,5, faaliyet karına oranı yüzde 5’dir. Yüksek teknolojiyle üretilen katma değer oranı halen yüzde 3.7’dir. Bu veriler uzun zamandır dile getirdiğimiz ve Sayın Bakanın da işaret ettiği sorunun boyutunu göstermektedir.”

    “İmar plan tadilatları ile kent planları sürekli değiştirilmemeli”

    “Çevre ve Şehircilik Bakanımızdan ve hükümetimizden artık bu konuda radikal reformlar beklediğimizi de belirtmek isterim” diyen Çetin, “Tarım alanını, turizm alanını konut alanına dönüştüren, kat yükseklikleri ve yoğunlaşma ölçüsü bırakmayan, büyük haksızlıklara neden olan imar tadilatları durmalı, kent planları sürekli olarak değişmemelidir. Arsa ve arazi spekülasyonunun ve rantının engellenmesi yatırım maliyetlerini de düşürecek, sanayi ve tarım yatırımlarının önü açılacak, Türkiye ekonomisi daha sağlıklı bir büyüme yoluna girecektir. Sayın Bakan’ın açıklamalarının kamuoyunda duyarlılığı da artırarak, bu yönde bir değişimi başlatmasını ümit ediyorum” ifadelerini kaydetti.