Etiket: Verilmelidir”

  • Karaer; “Ebelerin seslerine kulak verilmelidir”

    Sağlık-Sen Aydın Şube Başkanı A. Baki Karaer, ebelerin anne ve bebek ölümlerinin azalmasında önemli bir paya sahip olduğunu belirterek, “Fedakarca çalışan sağlık çalışanlarının önemli bir oranını oluşturan ebelerimizin sorunları bir an önce giderilmeli, seslerine kulak verilmelidir” dedi.

    21- 28 Nisan Ebeler Haftası dolayısıyla bir açıklama yapan Sağlık-Sen Aydın Şube Başkanı Baki Karaer, “Hayata ilk adım attığımızda ve gözümüzü ilk onlara açtığımız ebeler, anne ve bebek ölümlerinin azalmasında önemli bir paya sahip olmasına karşın, çalışma şartları ve ekonomik sebeplerle tükenmişlik içinde yaşıyor. Ülkemizde bebek ölümlerinin önemli ölçüde azalmasında büyük bir paya sahip olan ebelerle ilgili yaptığımız araştırma raporundan çıkan sonuç çalışanlardaki tükenmişliği ve çalışma şartlarındaki memnuniyetsizliği ortaya koyuyor. Çalışma koşullarından memnun olmayan çalışan oranı yüzde 82,47, çalışma koşullarını bir önceki yıldan daha kötü olarak değerlendirenlerin oranı ise yüzde 47,24 olarak tespit edildi. Bu oranlar, üzerinde düşünülmesi gereken bir sonuçtur. Eldeki tüm bulgular birlikte değerlendirildiğinde, ebelerimizin çalışma şartlarının iyileştirilmediği, çalışma şartlarından memnun olmadıkları, mesleği isteyerek seçmiş olmalarına rağmen fırsatları olsa bu durumu değiştirmek istedikleri, ekonomik sıkıntılar sebebiyle aile içinde ve psikolojik olarak sıkıntılar yaşadıkları, kendilerine ve ailelerine yeterince zaman ayıramadıkları, sosyal hayatlarının yok olduğu ve bütün bunların yaşam kalitelerini ve memnuniyetlerini düşürerek tükenmişliğe yol açtığı görülmektedir” şeklinde konuştu.

    Ebelerin sorunlarına el atılmalı

    Ebelerin sorunlarına bir an önce el atılması gerektiğini vurgulayan Karaer, şöyle konuştu: “Fedakarca çalışan sağlık çalışanlarının önemli bir oranını oluşturan ebelerimizin sorunları bir an önce giderilmeli, seslerine kulak verilmelidir. Tüm ebelerin günlerini kutluyor, sorunlarının çözüldüğü, mesleğe olan sevgilerinin arttığı aydınlık bir gelecek diliyoruz. Kadınlarımızı, dünyanın en kutsal duygularından biri olan ‘annelik’ duygusuna kavuşturan fedakar ebelerimizin 21-28 Nisan Ebeler Haftasını kutluyoruz”

  • Memur-Sen İl Temsilcisi İrğat: “Ebelerin seslerine kulak verilmelidir”

    Memur-Sen Manisa İl Temsilcisi ve Sağlık-Sen Manisa Şube Başkanı Mustafa İrğat, ebelerin anne ve bebek ölümlerinin azalmasında önemli bir paya sahip olduğunu belirterek, “Fedakarca çalışan sağlık çalışanlarının önemli bir oranını oluşturan ebelerimizin sorunları bir an önce giderilmeli, seslerine kulak verilmelidir” dedi.

    Ebeler Haftası dolayısıyla Memur-Sen Manisa İl Temsilcisi ve Sağlık-Sen Manisa Şube Başkanı Mustafa İrğat açıklama yaptı. İrğat, “Hayata ilk adım attığımızda ve gözümüzü ilk onlara açtığımız ebeler, anne ve bebek ölümlerinin azalmasında önemli bir paya sahip olmasına karşın, çalışma şartları ve ekonomik sebeplerle tükenmişlik içinde yaşıyor. Ülkemizde bebek ölümlerinin önemli ölçüde azalmasında büyük bir paya sahip olan ebelerle ilgili yaptığımız araştırma raporundan çıkan sonuç çalışanlardaki tükenmişliği ve çalışma şartlarındaki memnuniyetsizliği ortaya koyuyor. Çalışma koşullarından memnun olmayan çalışan oranı yüzde 82,47, çalışma koşullarını bir önceki yıldan daha kötü olarak değerlendirenlerin oranı ise yüzde 47,24 olarak tespit edildi. Bu oranlar, üzerinde düşünülmesi gereken bir sonuçtur. Eldeki tüm bulgular birlikte değerlendirildiğinde, ebelerimizin çalışma şartlarının iyileştirilmediği, çalışma şartlarından memnun olmadıkları, mesleği isteyerek seçmiş olmalarına rağmen fırsatları olsa bu durumu değiştirmek istedikleri, ekonomik sıkıntılar sebebiyle aile içinde ve psikolojik olarak sıkıntılar yaşadıkları, kendilerine ve ailelerine yeterince zaman ayıramadıkları, sosyal hayatlarının yok olduğu ve bütün bunların yaşam kalitelerini ve memnuniyetlerini düşürerek tükenmişliğe yol açtığı görülmektedir” dedi.

    Ebelerin sorunlarına bir an önce el atılması gerektiğini vurgulayan İrğat, “Fedakarca çalışan sağlık çalışanlarının önemli bir oranını oluşturan ebelerimizin sorunları bir an önce giderilmeli, seslerine kulak verilmelidir. Tüm ebelerin günlerini kutluyor, sorunlarının çözüldüğü, mesleğe olan sevgilerinin arttığı aydınlık bir gelecek diliyoruz” diye konuştu.

  • Kansere Karşı Bilinçlenmeye Önem Verilmelidir

    Kanser günü nedeniyle bir mesaj yayınlayan Düzce Belediye Başkanı Mehmet Keleş, çağın hastalığına karşı erken tanıya ve bilinçlenmeye önem verilmesi gerektiğini belirtti.

    Her yılın 4 Şubat tarihinde kansere karşı bilinçlenmeye yönelik farkındalık kampanyaları düzenleniyor. Hastalıkların sıralamasında kanserli hastaların ilk sıralarda yer aldığı belirtilerek mücadele edilmesi gerektiğine dikkat çekildi. Düzce Belediye Başkanı Mehmet Keleş de yayınladığı mesajda kansere karşı erken tanıya değindi. Başkan Keleş yayınladığı mesajda özetle şu görüşlere yer verdi “ Günümüzde, milyonlarca insan kanserli veya kanseri tedavi edilmiş olarak yaşamaktadır. Kanser tanısı ne kadar erken konursa, tedavisi o kadar erken başlar ve kanser tedavisi ne kadar erken başlarsa tedavisinin başarıya ulaşma şansı da o kadar yüksek olur. Bunun için de kanser konusunda bilgi ve bilinçlendirmenin yaygınlaştırılması gerekir. Kanserde erken tanı programları toplumun, sağlık çalışanlarının ve politika oluşturucularının bilgisini arttırmayı hedeflemeli, erken tanı olanakları hakkındaki farkındalık arttırmalıdır. Kansere karşı mücadelede önemli bir adım olan doğru bilinen yanlışlardan kurtulmak ve doğruların herkese ulaşmasının sağlanması hedeflenmelidir.”

  • Eğitim-bir Sen Genel Başkan Vekili Selvi: “Yeni Anayasaya Ve Müfredat Değişikliğine Öncelik Verilmelidir”

    Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi, “Yeni anayasaya ve müfredat değişikliğine öncelik verilmelidir” dedi.

    Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi, yaptığı yazılı açıklamada, 2015-2016 eğitim-öğretim yılının birinci kanaat döneminin angaryaya son verilerek nöbete ücret ödenmesi, sınav ücretlerindeki adaletsizliğin ortadan kaldırılması, cuma namazı konusunda yaşanan mağduriyetin giderilmesi gibi sorunların çözüme kavuşturulması dolayısıyla eğitim çalışanları açısından ümit verici gelişmelerin yaşandığını belirterek, “Ancak hala çözüm bekleyen birçok sorun bulunmaktadır. Eğitim, bütün bir milleti, ülkeyi ilgilendirmektedir. Eğitim sisteminin temel sorunlarına çözüm aramak ve bulmak konusunda çaba harcanmalı, sonuç alıcı adımlar atılmalı. Çünkü temel meseleler çözülmediği takdirde pansuman tedaviler mesabesinden öteye gitmeyen ve gitmeyecek olan önerilerin bizi asıl amaca götürmediği anlaşılmıştır. Baştan beri Milli Eğitim müfredatının geciktirilmemesi gereken bir mesele olarak milli ruh, kültür ve hayatımıza uygun düzenlenmesi gerektiğini söyledik, söylüyoruz. Fiziki imkânlar ve araçlar bakımından bariz iyileşmeler yaşanan eğitim sistemimiz, ruh ve felsefe olarak da milli dokumuza uygun bir mahiyete sahip olmalıdır. Vesayetçi, totaliter anlayışları muhafaza eden, değerlerimizle çatışan paradigmaların belirgin olduğu müfredat programları ile ideal birey ve nesil yetiştirmek zordur. Bugün yaşanan kimi sıkıntıların temelinde yatan sebebin başında da bu meselenin milli bünyemize uygun çözüme kavuşturulmaması gelmektedir. Yeni anayasa tartışmalarının belli bir olgunluk düzeyinde sürmesi, yarının hak ve özgürlüklere dayanarak güçlenen Türkiyesi adına bizi ümitlendirmektedir. Eş zamanlı olarak müfredat meselesinin de çözüme kavuşturulması, ümidimizi gerçekliğe dönüştürecektir. Bu nedenle, sadece temel eğitimde değil, yükseköğretim de dâhil, eğitim ve öğretimin her kademesinde demokrasilerde ve çoğulcu bir yapıda olmaması gereken ve gerçekte herhangi bir etki de oluşturmayan ideolojik endoktrinasyonun sona erdirilmesini amaçlayan, çoğulcu düşünmeyi ve farklılıklara saygıyı, empatiyi hedefleyen bir müfredat değişikliği zorunludur” dedi.

    Kılık ve kıyafet dayatma ve sendikal hak ihlallerinin sona erdirilmesi gerektiğini savunan Selvi, “Yıllardır kamusal alan yalanıyla kadınlara ve kız öğrencilere yönelik uygulanan kılık ve kıyafet dayatmaları, Eğitim-Bir-Sen’in çeşitli eylem ve etkinlikleri neticesinde kamuda çalışan kadınlara yönelik ‘başı açık’ dayatmasına son verilerek, kadının kamu hizmetine katılımında önemli bir eşik aşılmıştı” dedi.

    Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Okul Öğrencilerinin Kılık ve Kıyafetlerine Dair Yönetmelik’te de yapılan değişiklikle öğrencilere kılık ve kıyafet dayatmasının kaldırılmasının son derece önemli bir adım olduğunu bildiren Selvi, bir yasağın daha tarihe karıştığını, kamu personelini ilgilendiren çerçeve yönetmelikte de acilen değişiklikler yapılarak, sivil itaatsizlik gerekçelerinden erkek kamu çalışanlarına da kılık ve kıyafet dayatmalarından vazgeçilmesi gerektiğini bildirdi. Selvi açıklamasında şunları kaydetti:

    “Öğretmen atamaları, ihtiyaç kalmayacak şekilde yapılmalıdır. Şubat ayında 30 bin öğretmen ataması yapılması beklenmektedir. Ara dönemde 30 bin öğretmen ataması azımsanacak bir rakam olmamakla birlikte öğretmen ihtiyacı dikkate alındığında bunun yeterli olmayacağı açıktır. Eğitim sistemindeki reformları kalıcı kılacak olan okullarda boş ders kalmaması ve sınıflarda sadece kadrolu öğretmenlerin olmasıdır. Bunun nedenle öğretmen ataması, imkânlar zorlanarak ihtiyaç kalmayacak şekilde yapılmalıdır. 2010 yılında yapılan 18. Milli Eğitim Şûrası’nda sendikamızın teklifleri doğrultusunda yeni eğitim sistemine geçiş, Milli Güvenlik Dersi’nin kaldırılması, Kur’an-ı Kerim, Siyer ve Temel Dini Bilgiler derslerinin müfredata girmesi gibi önemli kararlar alınmış ve kısa sürede yapılan düzenlemelerle hayata geçirilmişti. 19. Milli Eğitim Şûrası’nda alkollü içki ve kokteyl hazırlama dersinin kaldırılması, ilkokul 1, 2 ve 3. sınıflara da din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin konulması, ortaokulda hafızlık eğitimi alacak öğrenciler için ara verme süresinin 1 yıldan 2 yıla çıkarılması ve ara verilen sürelerde öğrencilere dışarıdan sınav hakkı verilmesi, değerler eğitimine öğretim programlarında etkin bir şekilde sarmallık anlayışla yer verilmesi, öğretmenlere 3600 ek gösterge verilmesi, öğretmenlere 4 yıla bir yıpranma payı verilmesi, Osmanlı Türkçesinin Anadolu İmam Hatip Liseleri ve Sosyal Bilimler Liselerinde zorunlu, diğerler liselerde ise seçmeli ders olarak okutulması, ortaokullarda 5, 6 ve 7. sınıflarda birer saat rehberlik dersinin konulması gibi önemli kararlar alınmıştır. Bu ve diğer kararlar bir an evvel hayata geçirilmelidir. ‘Karma’ dayatmasından vazgeçilmelidir. Avrupa’da sorgulanan ve bilimsel araştırma sonuçlarıyla da yüzyılın pedagojik yanlışı olarak nitelendirilen karma eğitim mecburiyetine son verilmelidir. 1739 sayılı Temel Eğitim Kanunu’nda yer alan ’Okullarda kız ve erkek karma eğitim yapılması esastır’ ibaresi değiştirilmeli, karma eğitim dayatması yerine demokratik, veliye ve öğrenciye seçme hakkı tanıyan bir düzenleme yapılmalıdır. “

    Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde devam eden çatışmalar sebebiyle ara verilmek zorunda kalınan eğitim-öğretim faaliyetlerine bir an önce başlanması gerektiğini bildiren Selvi, “Güven ortamı tesis edilerek, öğretmenlerin görevlerinin başına dönmesi sağlanmalı, çatışmalar nedeniyle eğitim-öğretim hakkından mahrum kalan öğrenciler için telafi eğitimi verilmelidir. Özellikle 8 ve 12. sınıf öğrencilerine yönelik kapsamlı eğitimlere süre gözetilmeksizin derhal başlanmalıdır” dedi.