Etiket: Verilerini

  • Vali Dirim FETÖ soruşturmasının son verilerini paylaştı

    Bartın Valisi Nusret Dirim, FETÖ/PDY terör örgütünün 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili il genelinde toplamda 375 kişi ve 22 kurum hakkında işlem yapıldığını açıkladı.

    Bartın Valisi Nusret Dirim, FETÖ/PDY terör örgütünün 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Bartın’da gerçekleştirilen soruşturmalarla ilgili bilgilendirmede bulundu.

    Vali Dirim, “Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde yapılanmış illegal örgüt mensuplarınca cebir, şiddet kullanılarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmek amacıyla FETÖ/PDY terör örgütünün darbe yapmaya kalkışması sonucu ilimizde soruşturmalar yürütülmektedir” dedi.

    “8 firari aranıyor”

    15 Temmuz tarihinden bu yana gerçekleşen soruşturmalar kapsamında 375 kişi hakkında işlem yapıldığını ifade eden Vali Dirim, soruşturmaların resmi kurum dağılımlarını da sıraladı. Vali Dirim, şu bilgileri verdi: “Soruşturma kapsamında 10.08.2016 tarihi itibariyle ilimiz kamu kurumlarında işlem yapılan personele ilişkin olarak; Bartın Adliyesi; 3 tutuklu, 11 adli kontrol, 2 serbest bırakılan, 1 il dışı sevk, toplam 17 kişi, askeri personel; 1 tutuklu, 1 adli kontrol, 4 serbest bırakılan, toplam 6 kişi, Bartın Üniversitesi; 47 açığa alınan, toplam 47 kişi, Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü; 4 açığa alınan, toplam 4 kişi, Defterdarlık; 2 açığa alınan, toplam 2 kişi, İl Emniyet Müdürlüğü; 15 tutuklu, 83 açığa alınan, 2 firari, toplam 100 kişi, Liman Başkanlığı; 1 açığa alınan, toplam 1 kişi, İl Milli Eğitim Müdürlüğü; 2 tutuklu, 96 açığa alınan, 1 firari, toplam 99 kişi, Müftülük; 6 tutuklu, 3 açığa alınan, 1 il dışı sevk, toplam 10 kişi, Orman İşletme Müdürlüğü; 2 açığa alınan, toplam 2 kişi, Sağlık Müdürlüğü; 31 açığa alınan, toplam 31 kişi, Sahil Güvenlik Komutanlığı; 8 tutuklu, 2 adli kontrol, toplam 10 kişi, Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü; 5 açığa alınan, toplam 5 kişi, SGK İl Müdürlüğü; 2 açığa alınan, toplam 2 kişi, Karayolları; 1 il dışı sevk, toplam 1 kişi, İl Özel İdaresi; 1 açığa alınan, toplam 1 kişi, valilik; 1 açığa alınan, toplam 1 kişi, hakim; 2 tutuklu, toplam 2 kişi, savcı; 1 tutuklu, toplam 1 kişi, vali yardımcısı; 1 tutuklu, toplam 1 kişi, kaymakam; 1 tutuklu, toplam 1 kişi, sivil (Esnaf/Emekli); 19 tutuklu, 4 adli kontrol, 2 gözaltında bulunan, 5 firari, 1 il dışı sevk, toplam 31 kişi olmak üzere; 59 tutuklu, 18 adli kontrol, 6 serbest bırakılan, 2 gözaltında bulunan, 278 açığa alınan, 8 firari, 4 il dışı sevk, toplam 375 kişi hakkında işlem yapılmıştır.”

    Vali Dirim ayrıca 22 kurumda da işlem gerçekleştiğini söyledi.

  • Vali Dirim FETÖ soruşturmasının son verilerini paylaştı

    Bartın Valisi Nusret Dirim, FETÖ/PDY terör örgütünün 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili il genelinde toplamda 375 kişi ve 22 kurum hakkında işlem yapıldığını açıkladı.

    Bartın Valisi Nusret Dirim, FETÖ/PDY terör örgütünün 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Bartın’da gerçekleştirilen soruşturmalarla ilgili bilgilendirmede bulundu.

    Vali Dirim, “Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde yapılanmış illegal örgüt mensuplarınca cebir, şiddet kullanılarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmek amacıyla FETÖ/PDY terör örgütünün darbe yapmaya kalkışması sonucu ilimizde soruşturmalar yürütülmektedir” dedi.

    “8 firari aranıyor”

    15 Temmuz tarihinden bu yana gerçekleşen soruşturmalar kapsamında 375 kişi hakkında işlem yapıldığını ifade eden Vali Dirim, soruşturmaların resmi kurum dağılımlarını da sıraladı. Vali Dirim, şu bilgileri verdi: “Soruşturma kapsamında 10.08.2016 tarihi itibariyle ilimiz kamu kurumlarında işlem yapılan personele ilişkin olarak; Bartın Adliyesi; 3 tutuklu, 11 adli kontrol, 2 serbest bırakılan, 1 il dışı sevk, toplam 17 kişi, askeri personel; 1 tutuklu, 1 adli kontrol, 4 serbest bırakılan, toplam 6 kişi, Bartın Üniversitesi; 47 açığa alınan, toplam 47 kişi, Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü; 4 açığa alınan, toplam 4 kişi, Defterdarlık; 2 açığa alınan, toplam 2 kişi, İl Emniyet Müdürlüğü; 15 tutuklu, 83 açığa alınan, 2 firari, toplam 100 kişi, Liman Başkanlığı; 1 açığa alınan, toplam 1 kişi, İl Milli Eğitim Müdürlüğü; 2 tutuklu, 96 açığa alınan, 1 firari, toplam 99 kişi, Müftülük; 6 tutuklu, 3 açığa alınan, 1 il dışı sevk, toplam 10 kişi, Orman İşletme Müdürlüğü; 2 açığa alınan, toplam 2 kişi, Sağlık Müdürlüğü; 31 açığa alınan, toplam 31 kişi, Sahil Güvenlik Komutanlığı; 8 tutuklu, 2 adli kontrol, toplam 10 kişi, Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü; 5 açığa alınan, toplam 5 kişi, SGK İl Müdürlüğü; 2 açığa alınan, toplam 2 kişi, Karayolları; 1 il dışı sevk, toplam 1 kişi, İl Özel İdaresi; 1 açığa alınan, toplam 1 kişi, valilik; 1 açığa alınan, toplam 1 kişi, hakim; 2 tutuklu, toplam 2 kişi, savcı; 1 tutuklu, toplam 1 kişi, vali yardımcısı; 1 tutuklu, toplam 1 kişi, kaymakam; 1 tutuklu, toplam 1 kişi, sivil (Esnaf/Emekli); 19 tutuklu, 4 adli kontrol, 2 gözaltında bulunan, 5 firari, 1 il dışı sevk, toplam 31 kişi olmak üzere; 59 tutuklu, 18 adli kontrol, 6 serbest bırakılan, 2 gözaltında bulunan, 278 açığa alınan, 8 firari, 4 il dışı sevk, toplam 375 kişi hakkında işlem yapılmıştır.”

    Vali Dirim ayrıca 22 kurumda da işlem gerçekleştiğini söyledi.

  • TİM, ihracat verilerini Burdur’da açıkladı

    Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), temmuz ayı ihracat verilerini Burdur’da açıkladı. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, “İhracatın temmuz ayında gerilemesinde Ramazan Bayramı tatilinin 9 gün olması ve ihracat fiyatlarında yaşanan düşüş etken oldu” dedi.

    Burdur Ticaret ve Sanayi Odası’nda 15 Temmuz Demokrasi Şehitleri anısına saygı duruşunda bulunulması ile başlayan toplantıya Burdur Valisi Şerif Yılmaz, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, Burdur Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Yusuf Keyik, BAİB Başkanı Mustafa Satıcı ve Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz katıldı.

    “Darbe girişiminin ihracata etkisi sınırlı”

    TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, ihracat rakamlarını açıklarken, 15 Temmuz gecesi yaşanan darbe girişimini bir kez daha kınadı. TİM ve tüm ihracatçı birlikleri olarak 15 Temmuz sonrasında Türkiye’deki yabancı misyon şeflerinden kredi derecelendirme kuruluşlarına kadar birçok kuruma Türkiye’deki demokrasi mücadelesini anlattıklarını belirten Büyükekşi, “Uluslararası iş dünyasına, sosyal medya üzerinden Türkçe, İngilizce, Fransızca ve Almanca olmak üzere ’Türkiye kazandırmaya devam edecek’ çağrısı yaptık. 2 günde tüm dünyada yaklaşık 850 bin kişiye ulaştık. Biz, 65 bin ihracatçının temsilcisi olarak, her şeye kaldığımız yerden devam ediyoruz. Dolayısıyla darbe girişiminin de ihracata etkisi sınırlı oldu” dedi.

    “Ramazan bayramı tatili ihracatı etkiledi”

    İhracatın temmuz ayında gerilemesinde 9 günlük Ramazan Bayramı tatilinin ve ihracat fiyatlarındaki düşüşün etkili olduğunu ifade eden Büyükekşi, “Önümüzdeki dönemde ihracat fiyatlarındaki gerilemenin son bulmasını bekliyoruz. Sayın Başbakanımızın dediği gibi ’Dostlarımızın sayısını artırıp düşmanlarımızın sayısını azaltarak’ ve çevre ülkelerle yaşadığımız sorunların da son bulmasıyla, ihracatımızın sürekli bir artış trendi yakalayacağını öngörüyoruz” ifadelerini kaydetti.

    “Anadolu’dan çıkan ihracatçılar dünya arenasında”

    Büyükekşi, İsrail ve Rusya ile ilişkilerini olumlu bir trende girmesi ve Merkez Bankası’nın piyasaları rahatlatma yönünde pozitif adımlar atmasının ihracatçıları memnun ettiğini dile getirdi. TİM olarak ihracatın Anadolu’ya yayılması konusunda yıllardır çalışmalar yaptıklarını ifade eden Büyükekşi, “Bu çalışmalar, artık sonuç vermeye başladı. 2003’te ihracatımızın yüzde 59’a yakınını İstanbul firmaları tarafından yapılırken, 2015’te bu oran yüzde 53’e indi. İlk 5 ilimizin toplam ihracatımızdan aldığı pay yine aynı dönemde yüzde 83’ten yüzde 75’e geriledi. Artık Anadolu’dan çıkan ihracatçılarımız dünya arenasında boy gösterebiliyor” diye konuştu.

    Burdur’un da ihracatta başarılı Anadolu kentleri arasında olduğuna vurgu yapan Büyükekşi, “Son 10 yılda ihracatını 21 milyon dolardan 210 milyon dolara yükselten bu ilimiz, dış ticarette sürekli fazla veriyor. Burdur’un ihracatı ithalatının neredeyse 7 katı. Bu ilimiz de ihracatın Anadolu’ya yayılmasında önemli bir örnek” şeklinde konuştu.

    2016’nın ihracatçılar için gelecek dönemlere ışık tutacak bir tecrübe yılı olacağını aktaran Büyükekşi, Ar-Ge, inovasyon, tasarım ve markalaşmanın önemine bir kez daha değindi. Büyükekşi, “Ülkemizin ekonomik temelleri güçlü. Nitekim siyasi istikrarımız ve milletimizin desteği ile daha da güçlüyüz” ifadelerini kullandı.

    Temmuz ayı ihracatı 8 milyar 779 milyon dolar oldu

    TİM verilerine göre temmuz ayında ihracat önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 18,7 azalışla 8 milyar 779 milyon dolar oldu. Temmuz ayında en fazla ihracatı 1 milyar 727 milyon dolarla otomotiv endüstrisi gerçekleştirirken, bunu hazır giyim ve konfeksiyon ile kimyevi maddeler sektörleri takip etti. Yılın ilk 7 ayında da 2015’in aynı dönemine göre yüzde 4,9 düşüşle 80 milyar 447 milyon dolar ihracat yapılırken, son 12 ayda da bir önceki döneme göre yüzde 6,1 düşüşle 139 milyar 723 milyon dolarlık ihracat oldu.

    “Otomotiv ve hazır giyim ihracatı sırtlıyor”

    Sektörel bazda rakamları açıklayan Büyükekşi, “Sektörel bazda da temmuz ayında otomotiv endüstrisi yüzde 5,2 yükselişle 1 milyar 727 milyon dolarla en fazla ihracata imza atarken, bunu 1 milyar 252 milyon dolarla hazır giyim ve konfeksiyon ile 968 milyon dolarla kimyevi maddeler sektörleri takip etti” dedi.

    İhracat pazarları

    İhracat pazarlarına yönelik verileri paylaşan Büyükekşi, “Pazarlar incelendiğinde ise temmuz ayında 62 ülke ve bölgeye ihracat artarken, 168 ülke ve bölgeye ihracatta azalış gerçekleşti. En fazla ihracat yapılan ilk 5 ülkedeki değişimde ise Almanya’ya yüzde 12,9, İngiltere’ye yüzde 28,3, İtalya’ya yüzde 10,8, ABD’ye yüzde 26,5 ve Fransa’ya da yüzde 9 düşüş yaşandı. En fazla ihracat yapılan 20 ülke arasında da en yüksek artış yüzde 8,9 ile Hollanda yapıldı. Bunu 0,2 büyümeyle Polonya izledi. İhracat, temmuz ayında ülke grubu bazında AB ülkelerine yüzde 10,6, BDT ülkelerine yüzde 40 , Ortadoğu’ya da yüzde 24,7 azaldı. Yılın ilk 7 ayında ise AB ülkelerine yüzde 4,9 ve Kuzey Amerika’ya ihracatta yüzde 0,2 oranlarında büyüme oldu. Temmuz ayında 13 ilin ihracatı artarken, 65 ilde de gerileme meydana geldi. En fazla ihracat yapan ilk 3 il İstanbul 4,8 milyar dolar, Kocaeli 931 milyon dolar ve Bursa 927 milyon dolar olarak sıralandı” şeklinde konuştu.

  • Çandır, Haziran ayı enflasyon verilerini değerlendirdi

    Antalya Ticaret Borsası (ATB) ve Batı Akdeniz Ekonomisini Geliştirme Vakfı (BAGEV) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, Haziran ayında meyve ve sebzede yaşanan bolluğa rağmen Ramazan ayındaki talep nedeniyle fiyatların askıda kaldığını kaydetti. Çandır, son aylarda enflasyon belirleyicisinin gıda ve tarım fiyatları olduğunu belirterek, enflasyonla mücadelenin tarımdaki yapısal reformlara bağlı olduğunu söyledi.

    ATB ve BAGEV Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Haziran ayı enflasyon verilerini değerlendirdi. TÜİK’in açıkladığı verilere göre, ülke genelinde tüketici fiyatlarının Haziran ayında yüzde 0,47 artarak beklentinin üzerinde gerçekleştiğini kaydeden Çandır, aylık bazda yurt içi üretici fiyat endeksinde de yüzde 0.41 oranında artış gerçekleştiğini belirtti. Enflasyonun yıllık bazda Haziran ayında TÜFE’de yüzde 7,64, ÜFE’de yüzde 3,41 artış gösterdiğine dikkat çeken Çandır, “Uzmanların tüketiciler açısından aylık bazda yüzde 0,10 civarında, yıllık bazda ise yüzde 7,60 civarında bekledikleri fiyat artışları, hem aylık hem de yıllık bazda beklenenin üzerinde yer alırken, yıllık bazda 2 ay aradan sonra yeniden yüzde 7 seviyelerini aştı. Bunda geçtiğimiz yılın aynı döneminden hareketle elde edilen baz etkisi etkili oldu. Ancak bu gerçekleşmelere karşın Merkez Bankası’nın son dönemlerde faiz oranlarını aşağı yönde güncellemesi, fiyat artışı beklentilerinin Merkez Bankası nezdinde günden güne iyiye gittiğinin bir göstergesi” değerlendirmesinde bulundu.

    “Batı Akdeniz en ucuz 2. bölge”

    Antalya, Burdur ve Isparta’nın yer aldığı Batı Akdeniz Bölgesi’nde Haziran ayında tüketici fiyatlarında artış görülürken, aylık fiyatların artış oranının yüzde 0,26 olduğunu belirten Ali Çandır, tüketici fiyatlarının da bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 7,30 arttığını kaydetti. Çandır, “Geçtiğimiz ay Batı Akdeniz’in aylık ve yıllık bazda Türkiye ortalamalarının altında bir enflasyona sahip olduğu söylenebilir. Haziran ayında manşetin artış oranı bakımından bölgemiz en ucuz 2. bölge olmuştur. Bunda tarla ve tezgahta yaşanan bolluk etkili olmuştur. Ramazan ayında artan talebe rağmen elde edilen bu sonuç sevindiricidir” dedi.

    “Tarladaki bolluk fiyatlara yansıdı”

    Türkiye genelinde Haziran ayındaki fiyat artışlarını ürün bazında değerlendiren Çandır, yüzde 28,43 artışla sivri biberin, harcama grubu bazında yüzde 1,16 artışla gıda ve alkolsüz içecekler grubunun ilk sıralarda yer aldığını kaydetti. Çandır, ürün gruplarında eğitim ve sağlık fiyatlarının önemli ölçüde artış gösterdiğine dikkat çekti.

    Son aylarda özellikle gıda ve tarım ürünleri üretiminin artmasının enflasyona olumlu yansıdığını belirten Çandır, “Ramazan ayında yaşanan talep artışı bu olumlu etkiyi sınırladı” dedi. Gıda fiyatlarındaki yüksek seyrin, enflasyonun gevşemesinin önündeki en büyük engel olduğunu söyleyen Ali Çandır, “Bu nedenle bizler tarımsal ürünlerin, üretiminden tüketimine geçen süre zarfındaki tüm zincirin kontrol altında tutulması ve fiyat artışına neden olacak tüm etmenlerin bertaraf edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Ayrıca her Ramazan ayında yaşanan fırsatçılığın önüne geçebilmek için de denetimlerin sıklaştırılmasının tüketiciye olumlu yansıyacağına inanıyoruz” diye konuştu.

    “Üretimin önü açılmalı”

    Ülkenin içerisinde bulunduğu durumun, özellikle de turizmdeki tıkanıklığın olumsuz etkisine dikkat çeken Ali Çandır, “Ekonominin üzerindeki gri renk özellikle sanayi sektörü girişimcilerinin üretimlerini artıramaz hale getirdi. Bu durum, bir yandan arzı olumsuz etkilerken, diğer yandan da fiyatları askıda tuttu. Gelinen noktada ise enflasyon yılsonu hedefinin oldukça uzağında bir görüntü sergiledi” dedi. Geçtiğimiz ay yaz sebze ve meyvedeki arz artışının enflasyona olumlu yansıması beklenirken Ramazan ayındaki talep artışının bu gelişmeyi dizginlediğini söyleyen Çandır, “Batı Akdeniz’in tarımsal üretimde öncü olması, bölgemizin gelecekte oluşacak manşet enflasyona katkısını ortaya koyması bakımından önemlidir. Bu nedenle tarım ve gıdada yaşanan fiyat katılığının önüne geçilmesi ve hedeflenen enflasyonun elde edilmesi için tarım sektörün sorunlarının ortadan kaldırılmasına, üretiminin önünün açılması zorunludur” diye konuştu.

    “Enflasyonla mücadele tarımdaki yapısal reforma bağlı”

    Türkiye’de son zamanlarda tarım gıda fiyatları nispeten yavaş şekilde hareket ederken, tüm dünyada son 4-5 yılın en düşük seviyelerini gördüğüne dikkat çeken Ali Çandır, “Bir yandan talep düşüklüğü, bir yandan da güçlü stok, güçlü dolar, zayıf petrol fiyatlarının etkisiyle dünyadaki tarım fiyatları sürekli bir düşüş yaşıyor olması, dünyada, başta tahıl olmak üzere güçlü üretim beklentisinin oluşmasına da katkı sağlamakta. Bizde ise tarım ve gıda ürünleri sektörlerinde, başta enerji olmak üzere tüm üretim maliyetlerinden oluşan baskının düşük seviyelere çekilememiş olması, fiyatların asılı kalmasına ya da yavaş hareket etmesine yol açmakta” dedi.

    Tarımda yapısal reformların en kısa zamanda uygulanması gerektiğini vurgulayan Çandır, “Küresel ölçekte enerji fiyatlarındaki aşağı yönlü ivme gelecek açısından her ne kadar olumlu görünse de, enflasyonla kalıcı mücadele ancak ve ancak tarımda gerçekleşecek yapısal reform kanallarıyla mümkün olabilecektir. Ayrıca sanayi ve hizmetler sektörlerine sağlanacak destekler topyekun üretim artışıyla sonuçlanacaktır ki bu da enflasyonu yumuşatacaktır” diye konuştu.

    Rus vatandaşlarının Türkiye’ye seyahat edebileceği yönünde atılan adımları geç kalınmış ancak olumlu adım olarak değerlendiren Çandır, “Gün artık ekonomiye odaklanma ve birbirini besleyen tarım, sanayi ve hizmetler sektörlerinin bütünleşmesini sağlama günüdür. Üretimin sürdürülebilirliği ancak bu üç sektörün bütünleşmesine bağlıdır ki bu da enflasyonun belini kıracak yegane anahtardır” dedi.

  • MÜSİAD, Sameks Nisan Ayı Verilerini Açıkladı

    Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Nail Olpak, Satın Alma Müdürleri (SAMEKS) nisan ayı verilerine göre, bileşik endeksin bir önceki aya göre 4,4 puan artışla 55,7 değerinde olduğunu ve oldukça olumlu olduğunu söyledi.

    MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak, SAMEKS’in nisan ayı verilerini Elazığ’da düzenlenen basın toplantısında açıkladı. Organize Sanayi Bölgesi’nde düzenlenen toplantıya Vali Murat Zorluoğlu, Belediye Başkanı Mücahit Yanılmaz, AK Parti Elazığ Milletvekilleri Ömer Serdar ile Metin Bulut, Fırat Üniversitesi Rektörü Kutbeddin Demirdağ ve işadamları katıldı.

    İşadamları olarak bir şey söylediklerinde o söylediklerinin bir altyapısının, sağlam bir dayanağının olmasının önceliklerinden olduğunu belirten MÜSİAD Genel Başkanı Olpak, “Bizim için kişisel görüşlerimiz değil de veriler üzerinden konuşmaya gayret etmek en rasyonel uygulamalardan birisidir. 4 yıl önce dünya üzerinde bir grup tarafından uygulaması gerçekleştirilen Türkiye’de daha dar çerçevede aynı grubun yaptığı satın alma müdürleri endeksini hayata geçirmeye karar verdik. Biz işadamları olarak geçmişi yorumlamaktan çok geleceğe bakmayı hedefleriz. Bunu yapabilmek için kimlerden sağlam veriler alırız diye bakıldığında şirketlerin satın alma müdürleri geleceğin en yakın planlayıcılarıdır. Satın Alma Müdürleri Endeksinde bin 100 firmadan oluşan bizim veri tabanımız var. 5 soru hizmet sektörüne 6 soru da sanayi sektörüne soruyoruz. Her ayın 22‘si ile 25’i arasında kendi içimizde oluşturduğumuz çağrı merkezimizde, arkadaşlarımız bilfiil o firmaların satın alma müdürlerini arayarak bu sorulara cevap bulmaya gayret ediyorlar. Her ayın son iş gününde verileri açıklıyoruz. TÜİK’le veri örtüşmemiz yüzde 70’ler seviyesinin üstündedir. Bizim endeksimizde yatay bir çizgi vardır. 50 endeksi olarak ifade edilir. Bu 50’yi yüzde 50 gibi görmeyin. 50’nin üzerindeki her rakam o endeks için artı değerdir. Ekonomideki değerlerin pozitif gittiğini gösterir. Eğer 50’nin altına doğru bir inme söz konusuysa orada bir sinyal vardır. Bunun aşağıya doğru gitmesi tedbirlerin arttırılması gerektiğini gösterir” dedi.

    “NİSAN AYI VERİLERİ SON DERECE OLUMLU”

    Nisan ayının bileşik endeksini açıklayan Olpak, “Nisan ayında bileşik endeksimizin 55, 7 değerinde olduğunu görüyoruz. Grafiğin yönü yukarıya doğru. Bizim bileşik endeksiniz bir önceki aya göre 4,4 puanlık bir artış göstermiş durumda. Bu oldukça olumlu bir yaklaşımdır. Bunun altındaki en önemli faktör sanayi ve hizmet sektörüdür. Sanayi sektöründeki artış 7,7 puan. Sanayi sektörü 60,2’ye ulaşmış Nisan ayı endeksinin içerisinde. Hizmet sektöründeki artış ise 3,1 puan. Hizmet de 53,2’ye ulaşmış. Her ikisinin de 50’nin üzerinde olması zaten olumlu. Sanayinin de 7,7 puan ile 50,2’ye ulaşmasını biz son derece olumlu olarak değerlendiriyoruz” diye konuştu.

    “ÜRETİM 9.4, SİPARİŞ 11.4 PUAN ARTTI”

    Nisan ayındaki artışta en önemli faktörün, sanayi üretimin kendisi olduğuna vurgu yapan Olpak, üretimin Mart ayına göre 9,4 puan artmış ve 65,2’ye geldiğini kaydetti. Uzun zamandır yakalayamadıkları bir değeri yakaladıklarını aktaran Olpak, şunları kaydetti:

    “Son derece olumlu bir yaklaşım olarak görüyoruz. İkinci önemli konu yeni siparişler. Yeni siparişler de 11,4 puan artmış Mart ayına göre. Bu da uzunca bir zamandır görmediğimiz bir artış değeriydi. O da 65,5 değere ulaşmış. Satın alma ise 14,6 artmış. Mal stoklarında 3,5 puanlık bir azalma ve 47,2 var. Bir sanayici olarak, bir tüccar olarak stoğumuzun aşağıya gitmesini arzu ederim. Stoka çalışarak gitmek yerine minimum stokla maksimum ciroyu hedeflerim. Bu endeksi olumlu yönde etkileyen faktörlerden bir tanesidir. Tedarikçilerin teslim süresi de 4,5 puan azalmış ve 47’ye inmiş. Bu da olumludur. Teslim sürelerinde tedarikçiler daha hızlı gelebiliyorsa bu da endeksi olumlu yönde etkileyen bir şeydir. Sanayi sektöründe istihdam ise geçen aya göre çok fazla değişmemiş. Ama çok küçük bir artış var. 0,6 puanlık bir artış yaşanmış istihdamda. İstihdamda da 56,4 değerine ulaşılmış. Bütün bunların ortalamasında sanayi endeksimiz 7,7 puanlık bir artışla 60,2’ye ulaşmış.”

    “HİZMET SEKTÖRÜNDE İŞ HACMİ 5,5 PUAN ARTTI”

    Hizmet sektörü ile ilgili de bilgi veren Olpak, şu ifadelerde bulundu:

    “Turizm, benzeri alanlar gibi daha duyarlı, daha değişimin olduğu bir hizmet sektörüdür. Hizmet sektörünün toplamında da elde ettiğimiz 3,1 puan artarak 53,2’ye ulaşmış durumda. Hizmet sektöründe İş hacmi 5,5’lik bir artışla 53 puan. Bir önceki ayda 50’nin altında bir çizgisi vardı. Bu ay 53’e ulaştı. Hizmet sektörünün satın almaları ise 5,2 arttı ve 60,8 değerine ulaşmış durumda. Nihai mal stoku çok değişmemiş, 47,7 seviyesinde. Tedarikçilerin teslim süresi sanayi sektöründe olduğu gibi 3 puan teslim süresi azalmış, bu 49,3 değerinde olmuş. İstihdama baktığımızda hizmet sektörü 3,1 puanlık bir artış göstermiş ve 52,3 puan serisine gelmiş. Ana hatlarıyla baktığımızda Nisan ayı satın alma müdürlerimizin genel tablosu böyle ifade etmek isterim.”

    “2016 YILI FIRSAT YILI OLABİLİR”

    5,8’lik bir büyüme ile son çeyrekte bu yıla giren Türkiye’nin, ilk çeyrek büyümesinin de iyi olacağını açıkladıkları verilerle çerçevesinde ifade eden Olpak, farklı bir tablo ortaya çıkmazsa 2016 yılının bir altın yılı, bir fırsat yılı olabileceği kanaatinde olduklarının altını çizdi. Hükümetin özellikle piyasa reformlarına çok fazla odaklandığı dile getiren Olpak, “Belirli periyotlarla hem ilan edip daha sonra da gerçekleşmesini kamuoyuna açıkladığı bir dönemde, biz bu yılı ülkemiz açısından bir altın yılı ve bir fırsat yılı olarak değerlendiriyoruz. MÜSİAD olarak üzerinde durduğumuz bir iki husus var. Ülkeyi el birliği ile yatırımlarla büyüteceğiz. Yatırım demek, para demek” dedi.

    “TAŞINIRLARIN TEMİNATI VE TOKİ’NİN FABRİKA YATIRIM PROJESİ”

    Paranın nereden sağlanacağı ile ilgili piyasada sıkıntıların olduğuna da değinen Olpak, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Bizim mevcut bankacılık sistemi ile ilgili tapu teminat bankacılığının da proje finansmanına geçilmesi gerekir diye uzun yıllar söylediğimiz hususun bir ayağı önümüzdeki günlerde hükümetin tasarrufuyla Meclise getirilecek. Sadece tapuların teminat olarak alınmasının dışında taşınırların da teminat olarak alınması hükümetin gündeminde. Makine teçhizatlarımız, patent gibi bazı haklarımız, stoklarımız ve piyasa alacaklarımızın da tapular gibi emlak kapsamına alınabilmesi finansman sorununun çözümünde çok önemli ayaklardan birisi olacak. Birde TOKİ’nin uygulamalarını hep birlikte izliyoruz. Vatandaşlarımızın uzun vadeli ödemelerle TOKİ kanalıyla konut sahibi olmalarının sonuçlarını yaşadık. Bizim önerimiz sanayicilerimizin de benzer bir uygulamadan faydalanmasını sağlamalıyız. Çünkü Türk milletinin gayrimenkule karşı aşırı bir düşkünlüğü var. Yabancı kuruluşlar Türkiye’de yatırım yaptıklarında şirketi satın alıyorlar ama gayrimenkulünü almıyorlar. Ama benim milletim öyle değil. Önce arsasını alacak. Üzerine binasını dikecek. Sonra borç, harç makine, teçhizatı içerisine koyacak, işletme sermayesine geldiği zaman harç bitti yapı paydosla karşı karşıya kalabiliyorlar. Bu noktada çok uzun zamandır dile getiriyorduk. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın koordinasyonunda son aşamaya doğru gelmiş durumda. Yani uzun vadeli kiralama ya da uzun vadeli satma şeklinde. Ben bunları piyasanın ihtiyacı olan son derece önemli uygulamalar olarak görüyorum.”