Etiket: Verilen

  • Çavuşoğlu: “Sırp katile verilen ceza bizlerin yüreğini soğutacak bir karar”

    İnegöl Bosna Hersek Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği ziyaretinde, Srebrenitsa soykırımından suçlu bulunan “Bosna Kasabı” eski Sırp komutan Ratko Mladiç’e soykırım, insanlığa karşı suç ve savaş kanunlarını ihlalden müebbet hapis cezası verilmesi ve Rasim Ozan Kütahya’nın sözlerini değerlendiren Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, “Boşnak kardeşlerimiz ile son günlerde yaşanan katliam nedeniyle, soykırımın tescillendiği mahkeme ile bir katile verilen cezanın bizlerin yüreğini soğutacak bir karar olduğu için sizlerle bir arada olmak istedik” dedi.

    Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, İnegöl Bosna Hersek Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneğini ziyaret etti. Ziyarete, Kaymakam Ali Akça, AK Parti Bursa İl Başkanı Ayhan Salman, Bosna Hersek Fahri Konsolosu Muzaffer Çilek, İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban, AK Parti İnegöl İlçe Başkanı Adem Demirel ve yönetim kurulu üyeleri ile Bosna Hersek Türkleri katıldı.

    İnegöl Bosna Hersek Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Adli Kavukçu’nun ardından konuşan Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, “Tam 6 yıl süre ile Bosna Hersek Türkiye parlamentolar arası başkanlık yapmış, orasını kendisine ait bir bağ kurmuş bir kardeşiniz olarak bu süreçte sizlerle beraber olmak, dayanışma ruhumuzu pekiştirmek için sizlerle bir araya gelmeyi düşündük. Dün İstanbul’da sabah, 150 ülkeden arkadaşlarımı ile bir araya geldik. Ondan bulduğum fırsatla Bayrampaşa’daki Bosna-Sancak Kültür derneğini ziyaret ettim. Onların sizlere selamını getirdim. Dün malumunuz Bosna Hersek milli günüydü. Hem milli gününe bir farkındalık oluşturmak, Boşnak kardeşlerimiz ile son günlerde yaşanan katliam nedeniyle, soykırımın tescillendiği mahkeme ile bir katile verilen cezanın bizlerin yüreğini soğutacak bir karar olduğu için sizlerle bir arada olmak. Balkanların efsane belediye başkanı olarak bildiğimiz rahmetle Şemsettin Husiç’in vefatı nedeniyle hem bir başsağlığı dilemek, hem de sizlerle burada olmak istedim. Sayın Cumhurbaşkanımızın bundan birkaç hafta evvel Sırbistan ziyaretinde Boşnak kardeşlerimizin liderimize göstermiş oldukları muhteşem kucaklamayı, ilgiyi görmüş bir arkadaşınız olarak bir yerde bu noktada size minnet duygularımı ifade etmek için buraya geldim” dedi.

    “Bu bir ahlaksızlıktır”

    Rasim Ozan Kütahyalı’nın Boşnaklara yaptığı hakaret dolu sözleri de isim vermeden değerlendiren Çavuoğlu, “Bu sırada bir tatsız da hadise meydana geldi, artık onu bir tarafa bırakıyoruz. Dün de ifade ettim. Üslubu beyan aynı ile insan. Edep yahu deyip geçelim kardeşlerim, tamam mı? Bunun üzerinden Boşnak kardeşlerimizin hassasiyetlerini kaşıyan, farklı bir mecraya taşıyanları görünce Boşnak kardeşlerimizin bu konu üzerinde istismar edilmelerine fırsat vermeyeceğimizi söylemek istiyorum. Tekrar söylüyorum, telin ediyor, kınıyorum. Bu bir ahlaksızlıktır, bu şekilde bilinmesini istiyorum” diye konuştu. Çavuşoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Balkanlar deyince Bosna, Bosna deyince Aliya Izzetbegoviç akla gelir. Ben eserlerini okumuş bir kardeşiniz olarak söylüyorum ki, savaşta bile düşmanların davrandığı gibi davranmamayı kendine şiar edinmiş bir şahıstan bahsediyoruz. Onun i bir kitabında bahsettiği husus şudur, der ki; Müslümanlar ile İslam arasındaki mesafenin kapanması lazım der. Aynı şekilde siyaset, ekonomi gibi tüm alanlarında tüm çıkış noktası ahlak olmalı der. Boşnak kardeşlerimiz ile ilgili edindiğim tecrübe, kitaplarına yansıttığı o ilkeleri şahsın bir ayna olarak Boşnak kardeşlerimize yansıtmasıdır. Naif, haksızlık karşısında direnç gösteren, olgun, vatan ve millet aşığı, bayrağı için her şeyini feda edebilecek bir toplumdan bahsediyoruz. Bosna Hersek, Bal-Göç gibi dernekler sıradan bir hemşehricilik faaliyeti yapan dernekler değil. Bu derneğin kurulduğu tarih bir ateşin bir vahşetin yaşandığı tarih. O zaman bu dernek ulvi amaçlar ile ortaya çıktı, gerçekten de orada bırakıp buraya gelen kardeşlerimize yardımcı olan dernek, özetle bir davanın takipçisi bir dernek. Bu dernekler böyle dernekler. Bizim bakış açımıza göre, eğer küresel barışı istiyorsanız Balkanlarda ki barışı tesis etmek gerekir. Eğer orada barış tesis edilmezse küresel barışın tesis edilmesi mümkün değildir. O bölgelerde bulunan akrabalarımız ve egemen toplumlar kardeşçe ve huzur içinde yaşamalarını istiyoruz, tüm çabamız bu yönde.

    2002’den beri iktidarlarımızın Balkanlara bakış açısı çok farklı

    Sayın Cumhurbaşkanımız Balkan coğrafyası ile yakinen ilgilenen hem de o coğrafya ile ilgili yaptığı çalışmalarla kendine bir görev yükleyen lider olarak karşımızda duruyor. AK Parti kurulmadan önce, cezaevinde çıktıktan sonra soluğu Balkanlarda almıştır. Orada kardeşçe yaşamanın nasıl mümkün olduğunu görmek ve politikalarını bu şekilde şekillendirmek üzere oraya gitmiştir. Kendisine bir mefkure oluşturmuştur. 3 Kasım 2002’den itibaren bizim iktidarlarımızın Balkanlara bakış açısı çok farklıdır.

    Benim doğduğum yer arasına Lozan anlaşması ile birlikte bir sınır çekilmiş. Lozan’ın vermiş olduğu imkanlar ile çift dilde eğitim aldım. Üzerinden çok bir zaman geçmeden 1983’te Türkiye bana kapılarını açmış ve Türkiye’de bulunmak üzere ortaöğretim okulumu devam ettirdim. 1983 yılında geldiğimde okul ve yurtta arkadaşlarımın bana manalı gözlerle baktığını ve sen şimdi Türk müsün, Müslüman mısın, sen ne güzel konuşuyorsun gibi sözler söylerlerdi. Halbuki benim doğduğum yer ile Türkiye arası 240 kilometre idi. Biz birimizden bu kadar habersiz yaşadık. Benim bir yaşıtım orada böyle bir varlıktan haberdar değildi. Elhamdülillah, Kırcaali’ye Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra hiçbir başbakan gitmemiş. Orası bizim, bizim insanımız yaşıyor. İlk defa Recep Tayyip Erdoğan gitmiş. Niye gitmezsiniz, niye onlar için ağzınızdan bir iki kelam dökülmez. Şimdi çok ciddi çalışmalar var. Bir yandan TİKA, bir yandan Yunus Emre Enstitüsü gibi kurumlar. Baktığımız zaman TİKA yılda 2 bin proje yapıyor. 85 milyonluk bütçe, şuanda çıkmış 5-6 milyar. İnsani yardım anlamında konuşuyorum. Oradaki eserleri yeniden ayağa kaldırıyor. Gidiyor Üsküp’te Mustafapaşa Cami yapıyor. Atatürk’ün babası Ali Rıza efendinin ana evini inşa ediyor. 2009 yılında Sayın Cumhurbaşkanımızın Başbakanlığı döneminde Karadağ’a bir ziyaret gerçekleştiriliyor. Orada bizim bir şehitliğimiz var. Orayı ziyaret ediyorlar. Rıfat Feyziç diyor ki yakın yerde bir cami var size orayı göstermek istiyorum. 1935 yılında kapısına kilit vurulmuş. Bu caminin imamı 1913 yılında şehit edildi diyor. Bu cami için 1911 yılında caminin ihtiyacını karşılamak üzere caminin mütevelli heyeti bir mektup yazdı. Sayın Cumhurbaşkanımızın orada bir talimat veriyor. Diyor ki 2011 yılının Kadir Gecesinde bu camiyi açacaksınız. Cami tamamlandığında Başbakan yardımcımız Bekir Bozdağ açılışa gidiyor. Orada konuşma yaptığında bir Boşnak diyor ki ‘ey sayın başbakan yardımcısı bizim mektuplarımıza cevap vermek için bizi bir daha 100 sene bekletmeyin’.”

    Bizim derdimiz var

    Bizim derdimiz var. Gönül coğrafyamız, mazlum ve mağdurlar ile ilgili, Boşnak kardeşlerimiz, Arnavut kardeşlerimiz ile ilgili derdimiz var. Çünkü biz, aynı vücudun farklı bir organları gibiyiz. Bizim inancımız bunu söylüyor bize. Kimimiz buradan, kimimiz orada. Bakın Bursa tam bir balkan şehri. Bizim ufkumuz, mefkuremiz nerede bir mağdur varsa onun yanında olmak, haksızlık ve adaletsizlik karşısında haykırmak ve ne olursa olsun tüm unsurlarımız ile onurlu bir millet olarak yaşamlarını sürdürmek. Boşnakların çekmiş olduğu acılar ile ilgili bana ilginç gelen bir şey var. Bazı evler var, evler metruk vaziyette. Evlerin içinde incir ağaçlar var. Savaş sırasında yabani incir dikmişler. O zincirde öyle bir özelliğe sahip ki, toprağı kazısan bile o ev oturulamaz hale geliyor. İnanılır gibi değil, hiç kimsenin aklına gelmez, gitsinler diye yapmışlar. Bir şey daha var, fincanlar sapsızdır. Boşnakların kendini farklı olduğunu hissettirmek için, fincanın altına yıldız koymuş, tuttuğumuzda elimiz ay altına yıldız çıkıyor. Biz et ve tırnağız. Saflarımızı çok sıklaştıracağız, birlik ve beraberlik içinde olacağız. Hep beraber güçlü bir Türkiye’yi daha güçlü bir hale getireceğiz. Sizleri seviyoruz, Allah sizlere sağlık ve afiyet versin.”

    Konuşmanın ardından Bosna yöresine ait PİTA böreği ikram edildi.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan Varşova’da onuruna verilen yemeğe katıldı

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, çeşitli temaslarda bulunmak üzere geldiği Polonya’nın başkenti Varşova’da onuruna verilen akşam yemeğine katıldı.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, çeşitli temaslarda bulunmak üzere geldiği Varşova’da Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda tarafından onuruna verilen akşam yemeğine katıldı. Polonya Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki yemek basına kapalı gerçekleştirildi.

  • Şehit polisin ailesi suikast timine verilen cezayı değerlendirdi

    15 Temmuz darbe girişiminde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik suikast girişimi sırasında şehit olan polis memuru Nedip Cengiz Eker’in ailesi, davada verilen cezaları memnuniyetle karşılayarak, sanıkların idam edilmesini istedi.

    Mahkemenin Cumhurbaşkanına suikast timine verdiği kararı memnuniyetle karşılayan olayda şehit olan polis memuru Nedip Cengiz Eker’in babası Nihat Eker, dava sürecini başından bu yana takip ettiğini söyledi. Sürecin iyi işletildiğini belirten Eker, “Bu hainlere gereken süreler tanındı. Cumhuriyeti ve devleti yıkmaya çalışan bu hainlere gereken cezalar verildi. Bunların dünyada yaşamalarına bence gerek kalmadı. Onlar da bunu biliyorlar, bu nedenle hapse geri döndüler. Ülkem ve milletim sağ olsun. Vatan sağ olsun, başka diyeceğim bir şey yok. Ben şehitlerimizin intikamının alındığını düşünüyorum ama bunların milletin ödediği vergilerle beslenmesini istemiyorum. Hükümetimiz bunları değerlendirip KHK ile bunları yok etme yoluna gitmelerini arzu ediyorum. Bu darbeci hainlerin bir an önce idamları, geride kalan akrabalarının ise sürgün edilip FETÖ tarafından beslenmelerini, ülkemde hiçbir mal varlıklarının kalmaması şartıyla ülkemden atılmasını, kimlik verilmemesini istiyorum” diye konuştu.

    Sanıklara verilen kararları gözyaşları arasında dinleyen anne Güzel Eker ise, duruşma salonu çıkışında suikast timinin salondan çıkarıldığı kapıya gitmek istedi. İki bayan polis memurunun yardımıyla ayakta durabilen anne Eker, uzaktan seslendiği sanıklara, “Çok güzel yerinde bir karar verildi. Daha da beter olsunlar. Onların hakkı ölüm” diyerek tepki gösterdi.

  • Kayıp ilanı verilen kişi bir arabada ölü olarak bulundu

    Adana’da ailesi tarafından polise kayıp ihbarında bulunan kişi, bir akrabasına ait otomobilde bıçaklanarak öldürüldü.

    Edinilen bilgiye göre, olay, Sarıçam İlçesi Bayramhacılı Mahallesi göl kenarında meydana geldi. Çevrede devriye atan polisler, göl kenarında park halindeki bulunan araçların yanına giderek kimlik kontrolü yapmak istedi. Söz konusu araçlardan 01 KN 889 plakalı otomobile yaklaşan polis ekibi, sürücü mahallindeki kişinin hareketsiz olduğu fark etti. Polis ekiplerince olay yerine çağrılan sağlık ekipleri yaptığı incelemede, Kazım Fidancı’nın (69) öldüğünü belirlendi. Olay yerine gelen yakınları sinir krizi geçirdi.

    Olay yeri inceleme polislerinin, araçta ve Fidancı’da yaptığı incelemede, göğüsüne aldığı bıçak darbesi sonucu öldüğü belirledi. Polisler, araç ve çevresinde yaptığı geniş çaplı araştırmada suç aletine rastlamadı.

    Fidancı’nın ailesinin dün akşam polise kayıp ihbarında bulunduğu ortaya çıktı. Cesedin bulunduğu aracın ise Fidancı’nın bir akrabasına ait olduğu öğrenildi. Kazım Fidancı’nın cesedi otopsisi yapılmak üzere Adana Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı.

    Öte yandan, 69 yaşındaki Kazım Fidancı’yı bıçaklayan kişi ve kişileri yakalamak için cinayet büro amirliği geniş çaplı soruşturma başlattı.

  • Şehit aileleri tarafından verilen Türk bayrakları Cumhurbaşkanına gönderildi

    AK Parti Mersin İl Gençlik Kolları Başkanlığı tarafından düzenlenen “Bu Bayrak Bize Emanet” etkinliğinde şehit aileleri tarafından gençlere verilen 6 Türk bayrağı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a verilmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) gönderildi.

    15 Temmuz 2016’da gerçekleştirilen hain darbe girişiminin yıl dönümü kapsamında AK Parti Mersin Gençlik Kolları İl Başkanlığı “Bu Bayrak Bize Emanet” programı düzenledi. Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen programda, şehit aileleri 6 gence Türk bayrağı vererek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a gönderdi. Programda konuşan Gençlik Kolları İl Başkan Vekili Orhan Özcan, 15 Temmuz’da Türk milletine silah doğrultanlarla Çanakkale’de millete silah doğrultanların hedefinin aynı olduğunu söyledi. Düşmanların 100 yıl öncede aynı amaç içinde olduğunu vurgulayan Özcan, “Oda şanlı bayrağımızın dalgalandığı vatanımızı parça parça bölmek. Ecdadımız Çanakkale’de yedi düvele karşı nasıl mücadele verdiyse, aynı amaçla milletin iradesini gasp etmek için 15 Temmuz gecesi ihaneti kurgulayanlara karşı mücadele ettik. Tarihimizin en uzun gecesi olan 15 Temmuz gecesi, uçaklara, tanklara ve silahlara karşı göğüs gerdik. Asla pes etmedik. İhanet ne denli büyük olursa olsun, ne kadar kanlı olursa olsun asla yılmadık ve yıkılmadık. Milletin adamı üzerinden millete yapılan suikastte müsaade etmedik. Başkomutanın emriyle meydanlarda ihanete sel olduk” diye konuştu.

    Türk milletinin hainleri planlarıyla birlikte yerle bir ettiğinin altını çizen Özcan, “O gece vatan parçalanmasın diye 250 kahraman şehit oldu. 2 binden fazla kahraman gazimiz oldu. AK Parti Gençlik Kolları olarak düzenlediğimiz bu programda, 15 Temmuz gecesi, Çanakkale ruhuyla verilen mücadelenin şehitleri anısına 81 ilden belirlenen 250 gence, şehit aileleri tarafından, altında yaşamak için ölmeye yemin ettiğimiz bayrağımızı emanet edilecektir. 15 Temmuz gecesi düzenlenecek olan TBMM özel programında 81 ilden gençlerin getirdiği bayraklar, Cumhurbaşkanımıza takdim edilecektir” şeklinde konuştu.

    Konuşmaların ardından şehit aileleri tarafından bayraklar gençlere teslim edildi.