Etiket: Vergisinde

  • Emlak vergisinde ikinci taksit ödemeleri başladı

    2018 yılı emlak vergisi 2. taksit ödemeleri Şehzadeler Belediyesi veznelerinden alınmaya başladı. İsteyen vatandaşlar ödemeleri internet üzerinden online olarak yapabileceği gibi kredi kartı ya da nakit olarak 1 Kasım-30 Kasım 2018 tarihleri arasında belediye veznelerinden de yapabilecek.

    Şehzadeler Belediyesi 2018 yılı emlak vergisi 2. taksit tahsilatlarını almaya başladı. Emlak vergisi tahsilatlarının www.sehzadeler.bel.tr sitesi üzerinden online olarak da yapılabileceğini belirten Şehzadeler Belediye Başkanı Ömer Faruk Çelik, “Şehzadeler Belediyesi olarak 1 Kasım itibarı ile 2018 yılı emlak vergilerinin 2. taksitlerinin tahsilatlarına başladık. 30 Kasım’a kadar tahsilat işlemlerimiz devam edecektir. Bu noktada ödeme yapmak isteyen vatandaşlarımız belediyemizin internet sitesi üzerinden online işlemlere girerek ödemelerini yapabilecekler. Bunun yanı sıra belediyemizin veznelerinden nakit ya da kredi kartı ile taksit ödemelerini yapabilecekler. Ayrıca belediyemizin 12505915 numaralı posta çeki hesabına da ödemeler yapılabilecektir. Ayrıca dileyen vatandaşlarımızın istediği şehirden anlaşmalı bankalarımızdan online veya veznelerinden yatırabilir. Belediye binamızda bulunana tahsilat veznelerimizin yanı sıra beldelerden mahalleye dönüşen yerleşim merkezlerimizde de emlak vergisi tahsilatlarımız yapılacaktır. Görevlendirdiğimiz personelimiz haftanın 5 günü mahallelerimizdeki belediye hizmet binalarında 30 Kasım tarihine kadar tahsilat yapacaklar” dedi.

    Şehzadeler ilçesinde yaşayan vatandaşların mağdur olmamaları için gerekli tüm çalışmaları yaptıklarını ifade eden Başkan Çelik gerekli görüldüğü takdirde mobil tahsilat aracıyla da tahsilat yapılacağını belirtti.

  • Selçuklu Belediyesinden emlak ve çevre temizlik vergisinde son gün uyarısı

    Konya’nın merkez Selçuklu İlçe Belediyesi, Emlak ve Çevre Temizlik Vergisi’nin ilk taksitlerinin ödeme süresi 31 Mayıs Perşembe günü sona ereceği uyarısında bulundu.

    Selçuklu Belediyesi’nce yapılan açıklamada, Emlak ve Çevre Temizlik Vergisinin Mayıs ve Kasım aylarında olmak üzere 2 taksitte ödendiği hatırlatılarak; “ Vatandaşlarımız 31 Mayıs Perşembe günü mesai bitimine kadar emlak vergisinin ilk taksitini, TC kimlik numarası veya mükellef sicil numarası ile Selçuklu Belediyesi hizmet binası, Koski hizmet binası içerisinde yer alan veznelere, nakit veya kredi kartı ile ödeyebilecekler. Ayrıca kredi kartı ile yapılan işlemlerde isterlerse anlaşmalı bankaların (Ziraat kredi kartlarına 6, diğer anlaşmalı kredi kartlarına 3 ay olmak üzere) kredi kartlarına hiçbir vade farkı oluşmadan taksitle ödeme imkanından faydalanabilirler. Yine Türkiye’nin her yerindeki postanelerden 474142 nolu posta çeki hesabına mükellef sicil numarası ve T.C kimlik numarası eklenerek ödeme yapılabileceği gibi, isteyen mükelleflerimiz e-belediyecilik uygulaması kapsamında internet üzerinden www.selcuklu.bel.tr web adresinden de kredi kartı veya banka kartı ile vergilerini ödeyebilirler. İnternet üzerinden yapılan ödemelerde Ziraat Maximum kredi kartına 6 taksit imkanı bulunuyor” denildi.

    Atm ve internetten vergi ödeme kolaylığı

    Vergi ödemeleri için ATM ve İnternet bankacılığı uygulamasıyla mükelleflere kolaylıklar sağlandığına dikkat çekilen açıklamada, Halk Bankası, Ziraat Bankası ATM ve internet bankacılığı sisteminden de mükellef sicil numarası ile vergi ödenebileceği belirtildi. Sunulan hizmetlerle vatandaşların zaman kaybetmeden, hızlı bir şekilde ödeme yaptığı belirtilerek; “Geçmiş dönemlerde veznelerde oluşan uzun ödeme kuyrukları da artık oluşmuyor ”denildi. Açıklamada, mükelleflerimizin gecikme zammına maruz kalmamaları için belirtilen süre içinde vergilerini ödemeleri menfaatlerine olacaktır. Ödeme süresi içinde ödenmeyen vergiler için 6183 sayılı kanun gereğince gecikme zammı uygulanacak” denildi.

  • Zamlı emlak vergisinde son hafta

    Emlak vergisi ilk taksidinin son ödeme tarihi için son haftaya girildi. Altın Emlak Genel Müdürü Mustafa Hakan Özelmacıklı, “Yapılan düzenleme ile 2018 yılı için takdir edilen değerlerin, 2017 yılında uygulanan değerin yüzde 50’sini aşmayacağı belirlendi. Bu oran bazı belediyeler tarafından üst sınır kabul edilince emlak vergilerindeki artış yüzde 50’ye yaklaştı” dedi.

    Belediyeler tarafından bina, arazi ve arsalar için tahsil edilen servete dayalı vergi türü olan emlak vergisinin ilk taksitin ödenmesi için son haftaya girildi. Konu ile ilgili açıklamada bulunan Altın Emlak Genel Müdürü Mustafa Hakan Özelmacıklı, “Dört yılda bir cadde ve sokak rayiçlerini belirleyen takdir komisyonları geçen yıl, 2018 yılı için asgari metrekare değer takdirleri yapmışlardı. Yapılan düzenleme ile 2018 yılı için takdir edilen değerlerin, 2017 yılında uygulanan değerin yüzde 50’sini aşmayacağı belirlendi. Bu oran bazı belediyeler tarafından üst sınır kabul edilince emlak vergilerindeki artış yüzde 50’ye yaklaştı” dedi.

    Örnek olarak birkaç cadde belirten Özelmacıklı, “Örneğin Beşiktaş Barbaros Bulvarında 2017 rayiç değer 6 bin 727 TL’den, 2018’de 10 bin 90 TL’ye, Bakırköy İncirli Caddesinde rayiç değer 2017’de 2 bin 242 TL’den, 2018’de 3 bin 363 TL’ye, Üsküdar Bulgurlu Caddesinde 2 bin 802 TL’den, 4 bin 204 TL’ye yükseldi. Her taşınmazın topraktaki pay oranı yani arsa payı da bu değerden etkilendi. Konutlardaki emlak vergileri de yükselmiş oldu” ifadelerini kullandı.

    “İmar Barışında bile önemli”

    Emlak vergisine esas değerlerin gayrimenkulün geliştirme ve yönetim sürecinde çok etkili olduğunu belirten Özelmacıklı, “İmar barışında ödenecek olan yapı kayıt belgesinden, tapu harçlarına, veraset ve intikal vergilerinden, konut teslimlerindeki KDV oranına hatta emsal kira bedeline kadar pek çok husus emlak vergi değerine bağlı. Emlak vergisi Büyükşehirlerde ise yüzde 100 artırımlı uygulanıyor. Yeni inşa edilen bina veya binaların vergisi ise arsasının veya arsa payının vergisinden de az olamıyor. Bu hüküm binaların inşalarının sona erdiği yılı takip eden bütçe yılından itibaren dört yıl uygulanıyor” dedi.

    Emlak vergisini kimler ödemez?

    Altın Emlak Genel Müdürü, “Hiçbir geliri olmayanlar, gelirleri sadece kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları aylıktan ibaret bulunanlar, ayrıca gazilerin, özürlülerin, şehitlerin dul ve yetimlerinin Türkiye sınırları içinde brüt 200 metrekareyi geçmeyen tek meskeni olması halinde emlak vergisinden muaftır” şeklinde konuştu.

  • Memur-Sen İl Temsilcisi Kalkan: “Gelir vergisinde oran değil matrahlar artırılmalı”

    Memur Sen Kayseri İl Temsilcisi Aydın Kalkan; “Gelir vergisine ilişkin düzenlemede oranların artırılması yönünde ortaya konan iradenin geri çekilmesi ve gelir vergisine esas matrahların özellikle yüzde 15’lik dilim açısından geçmiş dönem kayıplarını da telafi edecek şekilde yükseltilmesi gerekmektedir” dedi.

    Sendika binasında basın toplantısı düzenleyen Kalkan gelir vergisi ile ilgili kısa bilgiler vererek, “Bilindiği üzere gelirini ücretle elde eden çalışanların kazançlarının vergilendirilmesinde ölçüt olarak kullanılan tarifeler, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 103. maddesinde yer almaktadır. Maddede yer alan tarife tutarları ise her yıl güncellenmektedir. Ücret gelirinin vergilendirilmesinde iki temel parametre olduğu görülmektedir. Birincisi oran, ikincisi ise oranın uygulanacağı matrahtır. İçinde bulunduğumuz süreçte her iki parametre açısından ücretli çalışanlar aleyhine sonuçlar doğuracak gelişmeler söz konusudur. Bunlardan birincisi oranla ilgilidir ki; yüzde 27 oranının uygulandığı ikinci dilimde oran yüzde 30’a çıkarılmak istenmektedir. İkinci sorun geçmişten bugüne gittikçe derinleşen matrah sorunudur ve bu sorun oran artışına denk gelecek mağduriyetler üretmiştir ve eğer gereken müdahale yapılmazsa üretmeye de devam edecektir” dedi.

    Ücret kazancına dayalı olarak gelir vergisi mükellefi olan kişiler için uygulanması gereken endeks, tüketici fiyat endeksi olması gerektiğini vurgulayan Kalkan, “Verginin hesaplanmasına esas matrah, her yıl güncellenmektedir. Bu güncelleme Vergi Usul Kanunu’nun 298’inci maddesine göre hesaplanan ’Yeniden Değerleme Oranı’ üzerinden yapılmaktadır. Yeniden Değerleme Oranı, ticari kazanç erbabının kazançlarının vergilendirilmesinde amortismana tabi olan kıymetlerin yıllar itibari ile kıymetlerini belirlemek için Maliye Bakanlığı’nca kulanılan bir katsayıdır. Yeniden Değerleme Oranı’nın, hesaplanıp belirlenmesine ilişkin ayrıntılı bir açıklamaya girmeksizin, temel parametresinin üretici fiyat endeksi olduğunu belirtmekle yetinelim. Esasen gelir vergisi matrahlarının belirlenmesine ilişkin sıkıntı ya da bizim ifademizle matrah oyunu da burada başlamaktadır. Gelir vergisi matrahlarının belirlenmesine etki eden yeniden değerleme oranında, TÜFE (bir anlamda tüketici enflasyonu) değil ÜFE (üretici kesimin enflasyonu) esas alınmakta bu yolla, gelirleri üretici fiyatlarına göre vergilendirilen fakat giderleri TÜFE’ye göre artan çalışan-ücretli kesim tablosu ortaya çıkmaktadır. Bu tablonun özeti ise gelir vergisine esas matrahlarda cari enflasyondan daha düşük artış ve buna dayalı olarak da daha yüksek vergi ödeme yükümlülüğünün oluşmasıdır. Bu anlamda, gelir vergisi noktasında yapılacak ilk değişiklik ve mağduriyeti gidermeye dönük hamle, gelir vergisi matrahlarının, ÜFE’ye göre değil TÜFE esas alınarak belirlenecek yeniden değerleme oranıyla artırılmasıdır. Özellikle, ücret kazancına dayalı olarak gelir vergisi mükellefi olan kişiler için uygulanması gereken endeks tüketici fiyat endeksi olmalıdır” ifadelerini kullandı.

    Düzenlemenin sadece memurlar için geçerli olmadığını, neredeyse asgari ücret ile çalışan herkesi kapsadığını sözlerine ekleyen Kalkan, “Matrah oyununu ve matrahların TÜFE üzerinden güncellenmesi teklifimizi somutlaştırmak amacıyla; yıllık gelir vergisi tarifelerini güncellenme olayını belirli bir endekse tabi tutarak hesaplamak ve ortaya çıkan sonucu değerlendirmek yararlı olacaktır. Örneğin; 2010 yılını temel baz yıl olarak alırsak; yüzde 15 oranının uygulandığı vergi diliminde matrah 2010 yılında 8 bin 800 TL idi. O tarihten bu güne yeniden değerleme oranı esas alınsaydı 2017 yılında yüzde 15’lik vergi dilimi matrahı 14 bin 132 TL olacaktı. Oysaki 2017 yılı yüzde 15’e tekabül eden vergi dilimi matrahı 13 bin TL’dir. Aynı dönemde yeniden değerleme oranı ÜFE yerine TÜFE üzerinden belirlenseydi 2017 yılında yüzde 15’lik dilimde uygulanacak matrah 15 bin 62 TL olacaktı. Peki, yüzde 15’lik vergi diliminin 13 bin TL yerine 14 bin 132 olsa ne olacaktı? Gelir vergisi artan oranlı olarak uygulandığından 13 bin TL den sonraki her kazanç için alınan yüzde 20’lik oran, eğer yıllık güncelleme yeniden değerleme oranına göre yapılmış olsa 14 bin 132 olacak ve ücretli çalışan da 1 bin 132 TL için yüzde 5 az vergi ödemiş olacaktı. Kısaca, devlet geliri 2017 yılı içerisinde 14 bin 132 TL olan herkesten 56 bin 60 TL fazla vergi almış oldu. Aynı hesaplama bir de tüketici fiyat endeksine tabi olarak yapılırsa; (15 bin 62 – 13 bin =2 bin 62 TL) vergi dilimi 2 bin 62 TL daha az hesaplanmış ve sonucunda da devlet ücretli çalışandan aynı hesap ile 103 bin 10 TL fazla vergi tahsil etmiştir. Sadece alınan bu fazla vergi ya da aleyhe düzenleme, sadece memur için mi geçerlidir? Tabi ki hayır, yıllık kazancı 15.000 TL olan her bir çalışanı kapsamaktadır. Yani neredeyse asgari ücret ile çalışan herkesi kapsamaktadır. Toplamda 3 milyon memur olduğu düşünülürse meselenin ciddiyeti anlaşılır” şeklinde konuştu.

    “Gelir vergisi matrahının tespitinde statüler arası farklılıklarla vergi adaletsizliği zirve yapıyor” diyen Kalkan sözlerini şöyle sürdürdü;

    “Kamu görevlisi noktasında ortak sıfata sahip olmalarına karşın farklı statülerde istihdam edilen kamu görevlilerinin varlığı, gelir vergisi uygulamasında da farklılıklara yol açmaktadır. Aynı unvan altında ama farklı statülerde çalışan kamu görevlileri arasında, gelir vergisi matrahı ve dolayısıyla ödedikleri gelir vergisi tutarı yönüyle küçümsenmeyecek farklılıklar bulunmaktadır. 657 sayılı Kanuna tabi mühendis ile 399 sayılı KHK’ye tabi olarak KİT’lerde görev yapan mühendisin ’eşit işe eşit ücret’ anlayışıyla gelirleri eşitlenmeye çalışılırken ’aynı unvana ya da eşit gelire eşit vergi’ yaklaşımının ortaya konmasından ısrarla kaçınılmaktadır. Herhangi bir kamu iktisadi teşekkülünde 399 sayılı KHK hükümlerine tabi bir mühendisin Ocak ayı vergiye tabi matrahı; 4 bin 246,68 TL iken 657 sayılı Kanuna tabi olarak çalışan mühendisin ise 1 bin 282,26 TL’dir. Aralık ayında ise KİT personeli olan mühendisin kümülatif vergi matrahı 46 bin 713,48 TL, dolayısıyla yıl bazında kendi kazancından kesilen vergi tutarı 8 bin 472,46 TL’dir. Ayrıca gelir vergisi oranında yüzde 27’lik olan oranın yüzde 30 olarak uygulanması durumunda da 399 sayılı KHK kapsamında çalışan mühendis için ayrıca 501,40 TL ek vergi yükü gelmektedir. Aynı hesaplama 657 sayılı Kanuna tabi olan aynı şartlarda sahip mühendis için yapılsa aylık vergiye tabi matrahı bin 282,26 yıllık matrahı ise 15 bin 919,46 TL olacaktır. 2017 yılı içerisinde ödediği gelir vergisi ise bin 903,90 TL olacaktır. Aynı hesaplama büro memuru için yapılacak olsa; KİT personeli olan memurun aylık gelir vergisi matrahı, 3 bin 116,64 ve yıllık matrahı ise 34 bin 283,04 TL, 657 sayılı Kanuna tabi olan memurun ise aylık gelir vergisi matrahı bin 302,35 TL yıllık ise 16 bin 168,92 TL’dir. Yıl boyunca ödenen gelir vergisi ise sırasıyla, 3 bin 991,50 ve bin 953,78 TL’dir. KİT personeli olan memur vergi matrahına kazançlarının çoğunun dahil edilmesi nedeni ile ayrıca yüzde 27’lik dilimden vergilendirilmeye de başlanmıştır. Yeni düzenleme ile ayrıca 2017 yılı verileri esas alındığında 30 bin TL’nin üzerindeki kazancı için ekstra yüzde 3 vergi daha ödeyecektir.”

    Gelir vergisinde yeniden değerleme oranında ÜFE yerine TÜFE’nin esas alındığı sistemin hayata geçirilmesi tekliflerini karşılayacak düzenlemeler gerçekleştirilmesi gerektiğini kaydeden Memur-Sen İl Temsilcisi Aydın Kalkan sözlerini şöyle noktaladı; “Bu örneklerden hareketle şunu ifade etmek gerekiyor; aynı unvanla farklı statülerde kamuda görev yapan ve kamu hizmeti sunan kamu görevlileri arasında vergi kaynaklı farklılığın, bir tarafın aleyhine gelir kaybının oluşturulmasının hukuki açıdan dayanağını bulmak ve üretmek de imkansızdır. Sosyal güvenlik hakkı yönüyle aynı ölçütlere, emekli maaşı ve ikramiyesi açısından yanı oran ve tutarlara, ek ödeme noktasında birbirlerine eşitlenmeye çalışılan bu kamu görevlilerinin konu vergi olduğunda farklı matrahlara tabi tutulması kesin bir adaletsizliktir. Bu adaletsizliğin de bir an önce giderilmesi gerekmektedir. Yöntemi çok basittir. Gelir vergisi matrahına dahil edilecek gelir kalemleri boyutuyla, KİT personelinin 657 sayılı Kanuna tabi kamu görevlileriyle aynı duruma getirilmeleri gerekmektedir. Daha açık bir ifadeyle, gelir vergisi matrahında KİT personelinin matrahı, 657 sayılı Kanuna tabi personelin tabi olduğu tutara göre belirlenmelidir. Tıpkı, ek ödemede olduğu gibi, tıpkı emekli maaşı ve ikramiyesinde olduğu gibi. Bu noktada, gelir vergisine ilişkin mevcut adaletsizliklerin giderilmesi yönünde adım atılmasını beklerken, aksi yönde bir irade ile yüzde 27’lik oranın yüzde 30’a yükseltilmesi yönünde düzenleme yapılması; adaletsizliğin sona ermesine değil derinleştirilmesine çaba sarf edildiği kanaati uyandırmaktadır. Bu çerçeve, gelir vergisine ilişkin düzenlemede oranların artırılması yönünde ortaya konan iradenin geri çekilmesi ve gelir vergisine esas matrahların özellikle yüzde 15’lik dilim açısından geçmiş dönem kayıplarını da telafi edecek şekilde yükseltilmesi gerekmektedir. Bu yöntemle, gelir vergisinin, kamu görevlileri başta olmak üzere emekleriyle gelir elde edenler açısından ’gelir azaltıcı’ vasfı önemli oranda sona erecektir. ’Vergilendirilmiş kazanç kutsaldır’ sloganının yanına ’vergide adalet esastır’ afişinin eklenmesi için içinde bulunduğumuz süreç iyi değerlendirilmeli; yüzde 27’lik oranın 3 puan artışla yüzde 30’a çıkarılması yanlışından vazgeçilmeli ve gelir vergisinde yeniden değerleme oranın da ÜFE yerine TÜFE’nin esas alındığı sistem hayata geçirilmeli tekliflerimizi karşılayacak düzenlemeler gerçekleştirilmelidir.”

  • Kurumlar Vergisinde ‘Şampiyonlar Aynı Aileden’

    Samsun’da, Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından açıklanan Kurumlar Vergisi Rekortmenleri sıralamasında YEDAŞ ve YEPAŞ, zirveye ortak oldu.

    Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın imzası bulunan teşekkür belgesi ile onurlandırılan YEDAŞ’ın Genel Müdürü Nurettin Türkoğlu, “Önümüzdeki 5 yıl için rakiplerimiz ‘şampiyonluk’ hedefi koymasın. Üçüncülük için yarışabilirler” dedi.

    Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından açıklanan Samsun İli 2015 Yılı Kurumlar Vergisi Rekortmenleri sıralamasında ‘şampiyonlar’ aynı aileden oldu. Enerji sektöründe 2011-2015 yılı dönemini başarıyla tamamlayan ve ‘Sürdürülebilir Yönetim Modeli’ ile Samsun Vergi Dairesi’nce ‘Kurumlar Vergisi Rekortmenleri’ olarak lanse edilen Yeşilırmak Elektrik Perakende Satış A.Ş. (YEPAŞ) ve Yeşilırmak Elektrik Dağıtım A.Ş. (YEDAŞ), 2015 yılında zirveyi birlikte paylaştı.

    BAKAN AĞBAL’DAN TEŞEKKÜR BELGESİ

    YEDAŞ ve YEPAŞ’ın başarısını paylaşmak ve Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın imzası bulunan teşekkür belgesini takdim etmek üzere YEDAŞ Genel Müdürü Nurettin Türkoğlu’nu ziyaret eden Samsun Vergi Dairesi Başkanı Zeki Yumbul, “27. Vergi Haftası etkinlikleri kapsamında rekortmenlerimize teşekkür ziyaretleri yapıyoruz. Bu bağlamda 2011 yılından itibaren her yıl zirvenin sahipleri olan YEDAŞ ve YEPAŞ, şehrimize ekonomik katkı sağlamalarının yanı sıra örnek yönetim modelleri ile Samsunumuzun markası haline gelmiştir. En büyük mükelleflerimiz olan YEDAŞ ve YEPAŞ’ın şehrimize kattığı değerlerden ve başarılarından dolayı gurur duyuyoruz” dedi.

    “5 YIL DAHA ZİRVEDE OLACAĞIZ”

    YEDAŞ Genel Müdürü Nurettin Türkoğlu ise, “Operasyonel ve kurumsal mükemmellik alanında uyguladığımız ‘Sürdürülebilir Yönetim Modelimiz’ ile kesintisiz vergi şampiyonu oluyoruz. Kimse zirveye hedef koymasın. Önümüzdeki 5 yılda da şampiyon biz olacağız” diye konuştu.

    Şampiyonların aynı aileden olması ve zirveyi paylaşmasından duyduğu memnuniyeti dile getiren Genel Müdür Türkoğlu, “Sürdürülebilir ve rol model yönetim modelimiz her alanda ‘lider’ olduğu gibi vergi şampiyonluğunda da ‘lider’ konumdadır. 2011 yılında başarılarımızın asla tesadüf olmayacağını, 2015 yılına da kadar ‘şampiyonluk apoletinin’ biz de kalacağını söylemiştik ve öyle de oldu. Önümüzdeki 5 yılda da yine şampiyon biz olacağız. Kimse zirveye hedef koymasın. Rakiplerimiz üçüncülük için yarışabilirler. Bizi ‘rol model’ olarak alabilirler, şehrimize daha çok vergi ödeyebilirler” ifadelerini kullandı.

    “BAŞARILAR, ‘TESADÜF SİSTEMLER’ ÜZERİNE KURGULANMAZ”

    “Yönetim modelimizin amacı ‘rol model’ olmaktır” diyen Türkoğlu, “Bu yıl şampiyon oldun. İkinci yıl olmadın. Bunun yönetim modeliniz için hiçbir anlamı yok. Başarılar, ‘tesadüf sistemler’ üzerine kurgulanmaz. Başarılı şirketler, operasyonel ve kurumsal iş süreçlerinde dünyanın kabul ettiği yönetim sistemleri bütününe entegre olmak zorundadır. Biz bunun adına Toplam Kalite Yönetim Modeli diyoruz. Yönetim modelinizi uygularken, paydaşlarınızın yön birliği oldukça önemlidir ve bu yön birliğini aynı sinerji de her daim mümkün kılabilirsen ‘sürdürülebilir’ başarıların sahibi olursun. Biz bunu başarıyla yerine getirdik, getiriyoruz. Teknolojik, inovatif ve kurumsal yapısıyla, sürdürülebilirlik temalı kurumsal sosyal sorumluluk projeleriyle, kalite yönetim sistemleri, rol model yönetim modeli ve lider şirket unvanıyla Avrupa’nın ve dünyanın en önemli şirketlerinin yer aldığı ‘devler liginde’ anılıyor iseniz, Toplam Kalite Yönetim Modeli ile yönetiliyorsunuz demektir. YEDAŞ, 2019 yılı için hedeflediği vizyonu gereği tam da bu noktadadır ve sürdürülebilir başarısındaki sırrı ‘mükemmellik’ algısının tüm paydaşlarıyla birlikte içselleştirilmesidir” şeklinde konuştu.