Etiket: Vergileri

  • Akaryakıt vergileri Sakaryalıyı nasıl etkiliyor?

    Akaryakıt vergileri Sakaryalıyı nasıl etkiliyor?

    Sakarya Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (SESAM)’ın destekleri kapsamında “Akaryakıt Üzerinden Alınan Vergilerdeki Olası Değişikliklerin Otomobil Kullanıcılarının Davranışlarına Etkisi: Sakarya İli Örneği” adlı bir yüksek lisans tezi araştırması yapıldı.

    Danışmanlığını Sakarya Üniversitesi öğretim üyelerinden Dr. Öğr. Üyesi Hakan Yavuz’un yaptığı araştırma, yüksek lisans öğrencisi Neslihan Çalışkan tarafından gerçekleştirildi. Geçmişte olduğu gibi bu günlerde de akaryakıt fiyatlarında önemli değişiklikler olmakta. Son dönemde koronavirüs salgını nedeniyle Brent petrol fiyatlarında meydana gelen ani gerileme, ülkemizde de pompa fiyatlarına doğrudan yansıdı. Bu doğrultuda benzin ve motorinin pompa fiyatı düştü. Fiyatların düşmesi ülkemizde akaryakıt tüketiminden elde edilen KDV gelirlerinin azalmasına neden olabilmekte.

    Günümüzde ekonomik açıdan oldukça önemli olan akaryakıtın, özellikle motorlu taşıt kullanıcılarının yakından takip ettikleri bir tüketim malı olduğunu söyleyen Yavuz, “Akaryakıt ürünlerinin tüketiminden vergi alınmasının birçok nedeni olabileceği gibi, Türkiye’de bu amaçlar içinde mali amaç ön plana çıkmaktadır. Çünkü bu vergiler devletimiz için önemli bir gelir kaynağıdır. Bununla birlikte, söz konusu vergiler ekonomik hayatı ve tüketici davranışlarını da doğrudan etkileyebilir. Bu çalışma ile petrol ürünlerinin ülkemizdeki önemini belirtmek, akaryakıt tüketiminden alınan vergilerin bütçe içerisindeki payını vurgulamak ve yapılan anket çalışması ile akaryakıt ürünlerinde meydana gelen vergi kaynaklı artış ve azalışlar karşısında otomobil kullanıcılarının tutum ve algılarını tespit etmeyi amaçladık” dedi.

    Çalışmanın üç bölümden oluştuğunu söyleyen Neslihan Çalışkan, “Birinci bölümünde Türkiye’deki akaryakıt üretim ve tüketim miktarları grafikler yardımıyla ele alınarak akaryakıt ürünlerinden alınan vergiler açıklanmıştır. İkinci bölümde akaryakıt vergilerinin bütçe ve vergi gelirleri içerisindeki payı tablolar yardımıyla gösterilmiş ve diğer ülke örneklerine yer verilerek OECD ülkeleri ile karşılaştırılması yapılmıştır. Üçüncü ve son bölümde ise ampirik uygulama aracılığıyla otomobil kullanıcılarının akaryakıt vergilerine karşı tutum, algı ve bakışları değerlendirilmiştir. Sakarya ilinde ikamet eden ve motorlu araca sahip olan 400 kişi ile anket yapılmıştır” diye konuştu.

    Sakaryalı, araç alırken yakıt tasarrufuna dikkat ediyor

    Türkiye’de akaryakıt fiyatlarının oluşumunda başlıca ham petrol fiyatları, döviz kurları, siyasi ve ekonomik şartlar ve akaryakıt üzerinden alınan vergilerin etkili olduğunu ve vergi oranlarındaki bir artışın tüketici fiyatları üzerinde önemli etkilere sahip olduğunu vurgulayan Çalışkan, “Yapılan analizlere göre otomobil kullanıcıları, akaryakıt üzerinden alınan vergilere karşı oldukça duyarlıdır. Katılımcıların akaryakıt fiyatlarını etkileyen akaryakıt vergilerinin farkında oldukları belirlenmiştir. Otomobil kullanıcıları için yakıt tasarrufunun, bir araç satın alırken en çok dikkat edilen özellik olduğu tespit edilmiştir. Vergilerdeki artış oranına bağlı olarak tüketicilerin araç kullanma sürelerini azaltma, daha yavaş araç kullanma, yakıt açısından daha tasarruflu olan araçları tercih etme gibi konulardaki kararlarını değiştirdikleri görülmüştür. OECD ülkeleri arasında Türkiye akaryakıttan en az vergi alan yedinci ülke konumunda olmasına rağmen, katılımcılar akaryakıt vergilerinin oldukça yüksek olduğu algısına sahiptir” şeklinde konuştu.

  • Çevre Temizlik Vergileri ile kamelya ve çöp sepetleri alınacak

    Melikgazi Belediye Başkanı ve AK Parti Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Dr. Memduh Büyükkılıç, ilçe sırları içerisinde yeni yapılan parklar ile bu yıl içerisinde yapımı tamamlanan parklarda ve yaya yollarında kullanılmak üzere panolu çöp sepetleri ile parklar için oturmalı kamelyalar satın alınacağını bildirdi.

    Melikgazi ilçesinin çok geniş bir alanda ve Kayseri nüfusunun yarısına hizmet verdiklerini hatırlatan Başkan Dr. Memduh Büyükkılıç, özellikle şehir merkezine uzak olan toplu konut alanları ile bölge yerleşim alanları için 250 panolu çöp sepeti, 100 adet masalı kamelyanın Çevre Temizlik Vergileri ile satın alınacağını belirtti. Şehrin merkezine uzak olan yerleşim bölgeleri ile toplu konut alanlarına özellikle halk ve çevre sağlığı açısından çöplerin çok önemli olduğunu, temiz çevreye büyük önem verdiklerini ifade eden Başkan Dr. Memduh Büyükkılıç, konu ile ilgili olarak şunları kaydetti;

    “İlçe sınırları içerisinde bulunan park, bahçe ve yeşil alanlara yerleştirilmek üzere belediye olarak çöp sepeti ile bank için ihale yapacağız. Bu ihale ile 3 ayrı modelde toplam 250 adet çöp sepeti ile 100 adet masalı kamelya alınacak. Satın alınacak malzemeler TSE belgeli ve sağlıklı malzemeden yapılmış halk ve çevre sağlığı ile güvenliğine öncelik verilmiş olan çevresi ile uyumlu ve son derece kullanışlı ürünler olacaktır. Bu malzemeler çevre temizlik vergileri ile satın alınacaktır. Dolayısı ile sizlerden toplanan vergiler yine size hizmet olarak geri dönmüş olacaktır. Çevre ve halk sağlığına büyük önem verdiğimizi bir kez daha icraatlarımız ile ortaya koyduk. Alınan malzemeler şimdiden bölge halkına hayırlı olsun.”

    Başkan Dr. Memduh Büyükkılıç, oturma bankları ile çöp sepetlerin şehrin ihtiyaç duyulan noktalarına yerleştirileceğini sözlerine ekledi.

  • KEMİAD Başkanı Kurga: “Şehir vergileri bölgeye büyük katkı sağlar”

    Kemer Turizmci ve İş Adamları Derneği (KEMİAD) Başkanı Özgür Kurga, katıldığı bir radyo programında turizmdeki gelişmeleri değerlendirerek, misafirlerden konaklama esnasında alınacak olan şehir vergisi uygulamasının bölgelere büyük katkısının olacağını söyledi.

    KEMİAD Başkanı Özgür Kurga, bir radyo programına konuk oldu. Turizmdeki gelişmeleri değerlendiren Kurga, şehir vergisi adı altında toplanacak çok cüzi rakamların kente büyük katkı sağlayacağını dile getirdi. Dünyanın birçok tanınmış ülkelerde şehir vergisinin uygulandığına dikkat çeken Kurga, “Yurtdışına gittiğimizde hepimiz kaldığımız şehirde, otelde resepsiyona gittiğimizde bir şehir vergisi adı altında günübirlik geceleme üzerinden kaldığınız şehre göre değişken bir ile 4 hatta 6 dolara kadar bir ekstra para ödüyoruz. Otel sizden bunu tahsil ediyor. Alınan bu ekstra para şehir vergisi olarak ödenmiş oluyor. Bu şehir vergisi de yerel yönetime gidiyor” dedi.

    “Türkiye’de bu uygulama yok”

    Belediye bütçesine giren şehir vergilerinin alt yapı, turizmin gelişmesi ve tarihi alanların restorasyonu için kullanıldığını ifade eden Başkan Kurga, “Türkiye’de bu uygulama yok. Bu halihazırda Türkiye’ye gelen 30 milyon üzerinde misafirden tahsil edilebilecek bir vergi uygulaması olabilir. Bu sistem ile devlet bunu tahsil ederken, otelleri aracı olarak kullanabilir. Buna şöyle bir örnek hesaplama yapabiliriz. Türkiye’ye bu yıl 40 milyon civarında bir turist geldiğini düşünelim. Ortalama yedi gün kalsalar, 280 milyon geceleme yapar. Bu gecelemelerden alınacak bir dolar 280 Milyon Dolar gibi bir gelir yapacaktır ki bu rakam o bölge adına çok büyük projelerin hayata gelmesi adına öneli bir rakamdır” diye konuştu.

    “2019 yılının Phaselis yılı olması için girişim başlattık”

    2019 yılının Phsaelis yılı olmasını istediklerini ve bu konuda KEMİAD olarak öncülük yaptıklarını dikkat çeken Başkan Özgür Kurga, “Bu yıl Kültür ve Turizm Bakanlığımızın Troia Yılı ile ilgili Uluslararası anlamda güzel bir tanıtım çalışması yaptı. Bu yıl Antalya’da Perge yılı. Perge yılı ile ilgili Antalya Valiliğimiz, Büyükşehir Belediyemiz, AKTOB ve ATAV ciddi çabalar harcadı ve Perge bu konuda ciddi bir atak yaptı. Bizde gelecek yıl Phaselis’i ön plana çıkarıp, Kemer’le ilgili 2019 yılının Phaselis yılı olması için girişim başlattık. Phaselis’i çok iyi pazarlamamız gerekiyor. Büyük İskender’in Phaselis’e geldiğini, Brütüs’ün Phselis’e geldiğini en iyi şekilde anlatıp, ciddi bir pazarlama desteği saplamalıyız” şeklinde konuştu.

    “Tahsis sürelerinin uzatılması kazanç sağladı”

    Turizm Bakanlığımızın yapmış olduğu yasa değişikliği ile tahsis süreleri uzatıldığına da dikkat çeken Başkan Kurga, “Kemer’de tesisleşme anlamında zaten geçmişte 1980’li yıllarda Dünya Bankası tarafından bir alt yapı çalışması yapılmıştı. Şu anda güncelde yatırımcıların yapmış oldukları tesislerin renevasyonu söz konusu. Turizm Bakanlığımızın yapmış olduğu yasa değişikliği ile tahsis süreleri uzatıldı. Bu Kemer’e de bir kazanç sağladı. Çünkü geçmişte 80’li yıllarda yapılmış olan tesisler tahsis sürelerinin uzatılması ile beraber renevasyon şansını elde etti. Kemer için de bu büyük bir şans oldu. Çünkü bölgemizdeki tesislerin birçoğu en az 30 yıllık. Bu süreler uzatıldığı için yatırımcılar rahatlıkla yenileme sürecine girecekler. Bu da pazarlama adına, bölgemizin tanıtımı adına çok büyük bir artı katacak” dedi.

    “KEMİAD olarak çalışmalarımız var”

    Kemer’de kentin yaşamında bir hikayenin olması için çalışmalar yaptıklarını belirten Başkan Kurga, bu hikayenin oluşması adına bölgede devam eden İdyros Antik Kenti kazılarına KEMİAD olarak sponsor olduklarını belirtti. KEMAİD olarak Kemer Bölgesi’nde çeşitli çalışmalar yaptıklarını aktaran Kurga sözlerine şöyle devam etti:

    “Bölgemizde bizimde KEMİAD olarak da bir takım girişimlerimiz var. Özellikle Kemer merkezde İdyros Antik Kenti’nin Kazı çalışmalarına destek veriyoruz. Bu da Kemer için ciddi anlamda bir katkı sağlayacak. Özellikle Kemer merkezimizdeki esnafımız için bu kazılar ilerleyen yıllarda büyük katkı sağlayacak. Yaklaşık 30 kişi kazıda görev yapıyor. Kazı alanında yapılan çalışmalarda M.Ö 4.YY’dan mozaik tabanlı, Zeugma dönemin ile aynı bir kilise var. Yine aynı bölgede antik yollar değer kalıntıların gün yüzüne çıkması adına çalışmalar devam ediyor. Bu uzun soluklu bir çalışma olacak. Tahmin ediyorum bir yada bir buçuk yıl sonra bu bölge ziyaretçilere açılabilecek bir düzeye gelecek. Böylece bölgemize gelen ve konaklayan birçok turistte daha istekli bir şekilde dışarıya çıkacak ve hem Antik Kenti hem de şehri gezecektir.”

  • “Anti damping vergileri ile tüketici cezalandırılıyor”

    Kraft türü kağıda getirilen anti damping vergileri oluklu mukavva sanayicilerini isyan ettirdi. Yerli üretim kapasitesinin düşüklüğü nedeniyle ihtiyacının büyük bölümünü yurt dışından temin eden oluklu mukavva sanayicileri, ABD’den sonra Finlandiya, Polonya, Rusya ve Brezilya’dan gerçekleştirilen ithalata da anti damping vergisinin getirilmek istenmesine karşı çıkıyor.

    Oluklu mukavva üretiminde kullanılan ‘kraft’ türü kağıt ithalatındaki anti damping vergileri oluklu mukavva sanayicilerini zor durumda bırakıyor. Ekonomi Bakanlığı’nın yaklaşık 3 yıl önce ABD’den yapılan kraftliner kağıt ithalatına yüzde 10 ile yüzde 20 arasında anti damping vergisi getirdiğini hatırlatan Oluklu Mukavva Sanayicileri Derneği (OMÜD) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Nuri Görenoğlu, ABD’den sonra şimdi de Finlandiya, Polonya, Rusya, Brezilya’dan gerçekleştirilen kraftliner kağıt ithalatına vergi uygulamasının gündeme getirilmesini eleştirerek, “Her getirilen ek vergi, girdi maliyetlerini artırarak enflasyonist etki yapıyor. Çünkü kraftliner kağıt, oluklu mukavva ambalaj maddesi olarak özellikle yaş meyve sebze ihracatında yaygın olarak kullanılıyor. Dolayısıyla bu vergilerle cezalandırılan son tüketici olacaktır” dedi.

    Oluklu mukavva üretiminde geri dönüşümden gelen kağıtlar belli oranda orijinal esaslı kağıtlarla karıştırılarak üretiliyor. Orijinal esaslı kağıtlar da ‘kraft’ olarak adlandırılıyor ve bunun yüzde 90’ı yurt dışından ithal ediliyor.

    Ekonomi Bakanlığı’nın 2015 yılında yerli üretici şirketin şikayeti üzerine ABD’den ithal edilen kraftliner kağıtlara yüzde 12,24 ile 12,19 oranlarında damping vergisi getirdiğini belirten OMÜD Başkanı Mehmet Nuri Görenoğlu, “Ekonomi Bakanlığı bu yerli üreticinin şikayeti üzerine şimdi de Finlandiya, Polonya, Rusya, Brezilya’dan ithal edilen kraft kağıtlara yüzde 11,42 ile yüzde 102,25 oranlarında vergi getirmeyi düşünüyor. Halbuki yerli firmanın oluklu mukavva sektörüne arzı yıllık 30-40 bin ton, Türkiye’deki oluklu mukavva sanayinin ihtiyacı ise yaklaşık 400 bin tondur (TÜİK verilerine göre 2017 yılında ithalatı 354.734 ton). Dolayısıyla yerli üreticilerin yurt içi talebi karşılama imkanı yok” diye konuştu.

    Ek vergiler rasyonellikten uzak

    Anti damping önlemlerinin sektörün dışarı bağımlılığını ortadan kaldırmadığı gibi azaltmayı dahi sağlamadığına vurgu yapan OMÜD Başkanı Görenoğlu, şunları söyledi: “Nihayetinde getirilen vergiler son tüketiciye yansıyacak. Ve bu da enflasyonist bir etki oluşturacaktır. Bu yönde alınacak bir kararın rasyonel olacağına inanmıyoruz. Zira Rusya başta olmak üzere Polonya, Brezilya ve Finlandiya ile bir taraftan ilişkilerimizi geliştirirken, diğer yandan getirilecek anti damping vergileri bu ülkeler ile olan ilişkilerimizi zedeleyebilir. Dolayısıyla; Bakanlığımızın sektörümüzün üzerine ek yükümlülükler getirmeden önce konuyu tüm boyutlarıyla gözden geçirmesinde fayda olduğunu düşünüyoruz”.

    Yerli kağıdın kalitesi düşük

    Yerli üretimin ihtiyacı karşılamamasının yanı sıra ‘kalitesi’nin de uluslararası standartlara uyum sağlamadığına değinen OMÜD Başkanı Mehmet Nuri Görenoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Yerli üreticinin ürettiği kraftliner kağıtlar ile yurt dışından ithal edilenler arasında çok ciddi anlamda bir kalite farkı bulunmaktadır. Yerli üreticinin kağıdı, patlama mukavemeti ve suya dayanıklılık değerleri bakımından açık bir şekilde daha zayıftır. Ayrıca yerli üretici kalite, çevre ve gıda ambalajı açısından önem taşıyan FSC ve FFDCA olarak adlandırılan uluslararası sertifikalara sahip değildir”.

  • Karaca: “Hasat zamanı gümrük vergileri düşürülmez”

    Karacabey Kırmızı Et Üreticileri Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Karaca, hububat, karkas et ve canlı hayvan ithalatındaki gümrük vergilerinin indirim kararının çiftçi ve hayvancılara bayramı zehir ettiğini söyledi.

    Dünyanın hiçbir ülkesinde hasat zamanı gümrük vergilerinin düşürülmediğini ifade eden Başkan Nuri Karaca, “Hasat zamanında indirilen gümrük vergileri, Türk çiftçisinin alın terini ve emeğini yabancı ülkelerin çiftçilerine yedirmektir. Enflasyonu düşürme gerekçesi hiç de tutarlı görülmemektedir. Yıllardan beri ekmek, un ve unlu mamullerin enflasyonu yükselten etkisi hiç görülmemiştir” dedi.

    Toprak Mahsulleri Ofisi’nin verilerine göre Ukrayna’da yemlik buğdayın tonunun 173 dolar, ABD’de ise ekmeklik buğdayın tonunun 230 dolar olduğunu dile getiren Nuri Karaca, bu ürünlerin gümrük vergileri sıfırlansa bile ülkemizdeki cari fiyatlardan daha pahalıya mal olduğunu belirtti.

    Karaca, “Et ve hububat fiyatları dünya fiyatları seviyesindedir. Verim artırıcı, maliyet düşürücü kısa, orta ve uzun vadeli politikalar geliştirileceğine, çiftçinin kafasında Demokles’in kılıcı gibi sallanan ithalat silahının gezdirilmesi Türk tarımını kaosun içine sokmaktan başka bir işe yaramayacaktır” şeklinde konuştu.