Etiket: Vegan

  • BUÜ’de vegan ürün tesisi görüşmeleri başladı

    BUÜ’de vegan ürün tesisi görüşmeleri başladı

    Modern laboratuvar imkânları ve deneyimli akademik kadronun çalışmalarından daha fazla yararlanmak isteyen Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) yönetimi, farklı bir projeyi daha hayata geçirmeye çalışıyor.

    Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz öncülüğünde üretim imkânlarının geliştirilmesi ve yeni yatırımlar ile üniversitenin topluma açılması konusunda önemli projelere imza atan BUÜ’de yeni bir proje gündeme getirildi. Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlhan Turgut ile Bilim, Teknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi (BİTUAM) Müdürü Prof. Dr. Utku Çopur’un ön çalışmalarını yürüttüğü ‘Vegan Üretim Merkezi’ konusunda görüşmelere başlandı.

    Üniversite ve Türkiye kazanacak

    Ön görüşmelerin ardından düzenlenen ikinci toplantıya katılan Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz; güçlü fakültelere, deneyimli akademisyenlere ve donanımlı laboratuvarlara sahip olduklarının altını çizdi. Üniversitenin bu imkânlar ile daha fazla projeye imza atabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz; “Vegan Ürün Tesisi projesi de bizim bu anlayışımız ile birebir örtüşen, bizleri memnun edecek bir girişim örneğidir. Burada önemli olan hukuki alt yapının ve tesis imkânlarının iyi araştırılması ve mevzuata uygun adımlar atılmasıdır. Eğer bu projeyi doğru bir şekilde hayata geçirilebilirsek, buradan hem üniversitemiz hem de ülkemiz kazançlı çıkacaktır” diye konuştu.

    Toplantıda hazır bulunan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Adem Doğangün ise tesis projesinin bir Ar-Ge merkezi anlayışıyla çalıştırılmasını planladıklarını aktardı. Prof. Dr. Adem Doğangün, sektörde hizmet veren deneyimli bir firma ile işbirliğine giderek oluşturulacak vegan üretim tesisinin hem üniversiteye hem de akademik çalışmalara önemli bir zemin oluşturacağına inandığını kaydetti.

    Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlhan Turgut da projenin Ar-Ge ve inovasyon anlamında fakültenin gelişimine katkı koyacağını, bunun yanı sıra da eğitim öğretim olanaklarına da fayda sağlayacağını vurguladı.Gerçekleştirilen ön çalışmalar hakkında bilgi veren BİTUAM Müdürü Prof. Dr. Utku Çopur davegan ürünlerine dünya genelinde her geçen gün daha fazla ilgi duyulmaya başlandığına işaret etti.

    Çopur, talep edilen ve kaliteli vegan ürünlerinin üretilmesi konusunda tüm donanımlara sahip olduklarını belirterek, hazırladıkları numune ürünleri katılımcıların beğenisine sundu. Ceviz suyundan yapılan süt, yoğurt ve diğer ürünler test edenlerden tam not aldı.

  • Vegan beslenmede ölüm riski

    Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Gastroenteroloji Bölümü Öğretim Üyesi Erol Çakmak vegan türü beslenenlere uyarılarda bulunarak, “Çok şiddetli bir alım yetersizliği olursa hasta kendini çok fazla sınırlarsa çeşitli ruhsal ve nörolojik problemlere neden olabilmektedir” dedi.

    Vegan beslenenlerin bitkisel besin tercihleri de farklı inanışlara göre şekilleniyor. Bazı veganların beslenmesinde sadece sebze, meyve, tahıl ve kuru baklagiller yer alırken bazıları sadece tahıl ürünleriyle besleniyor. Hayvansal ürünler tüketmeyen veganlar hayvansal gıdalardan elde edilen vitaminleri almıyor. Veganlar bu vitaminleri dışarıdan almak zorunda kalıyor. Uzmanlar ise vegan beslenmenin riskli olduğunu ifade ederek ölümle sonuçlanabileceği konusunda uyarılarda buluyor.

    Cumhuriyet Üniversitesi Gastroenteroloji Bölümü Öğretim Üyesi Erol Çakmak vejetaryen ve vegan beslenme arasında bazı farklar olduğunu ifade ederek, “Vejeteryanlık halk söylemiyle et yememe hastalığı veganlık ise et yememe ile beraber diğer hayvansal gıdaların yenmemesi hadisedir. Vücutta dengeli bir beslenme gerekiyor. Dengeli beslenmediğimiz zaman vücuttaki çeşitli fonksiyonlar bozulmalar meydana geliyor. Özellikle et ve diğer hayvansal gıda türlerinde proteindir çeşitli vitaminlerdir, minerallerdir, yağ dahil olmak üzere bir sürü maddeler var bu maddeler de vücut için ihtiyaç olan maddelerin alımının yetersizliğinde bir takım problemlere ve hastalıklara neden olmaktadır. Özellikle çocuklarda, yaşlılarda, gebelerde, emziren kadınlarda bu daha da önem arz etmektedir. Bunların eksikliği çeşitli problemlere neden olabilmektedir. Bu tür beslenmede bizim en çok gördüğümüz şeylerden birisi demir eksikliği anemisi onu çok sık görmekteyiz. Diğer mental ve nörolojik problemleri sık görmekteyiz. Özellikle çocuklarda büyüme ve gelişme bozukluğunu sık görmekteyiz. Bazıları süt ürünlerini yemiyor. Bazıları yumurta yemiyor, bazılar diğer hayvansal gıda ürünlerini tüketmiyor. Kendi içerilerinde çeşitli gruplara ayrılıyorlar” dedi.

    “Ruhsal problemlere yol açabilir”

    Çakmak vegan türü beslenenlere uyarılarda da bulunarak, “Çok şiddetli bir alım yetersizliği olursa hasta kendini çok fazla sınırlarsa çeşitli ruhsal ve nörolojik problemlere neden olabilmektedir. Bu beslenme türü eskilerden olan bir beslenme 1950’lerde yüzde 1 oranlarındayken günümüzde yüzde 10’lara çıkmış durumda. Birazda insanlar arasında popülarite kazandıkça bunlara meyilli olanların sayısı daha da artmaktadır. Kişilerin özellikle bu tür gıdaları alması gerekiyor” diye konuştu.

  • “Vegan deri” akımı, imitasyonculara pazar sağlayabilir

    Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Zandar, İzmir’den Almanya’ya ayakkabı ihracatında önemli bir artış yaşandığını, önümüzdeki süreçte Avrupa Birliği (AB) üzerinde yoğunlaşacaklarını söyledi. Zandar ayrıca, özellikle AB ve Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) ’vegan deri’ akımının olduğunu belirterek, “İmitasyon ürün üretenler genelde ihracat yapmıyor. Ancak şu anda imitasyon ürün üretenlerin ihracat yapma şansı var. Hatta bugünkü kurlarla Çin’le rekabet edecek şekilde imitasyon ayakkabı satma ihtimalimiz de var. Bu niş pazarda firmalarımız vegan ürün koşullarına dikkat ediyorsa pazarda yer bulabilir” dedi.

    Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Erkan Zandar, İzmir Medya Platformu üyeleriyle bir araya gelerek sektör hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Birlik olarak AB ülkeleri üzerinde yoğunlaşacaklarını kaydeden Zandar, Almanya’nın son dönemlerde İzmir’den ciddi şekilde ayakkabı aldığı bilgisini verdi. Zandar ayrıca, AB ve ABD’de ’vegan deri’ akımının yaygın olduğunu, bu sebeple vegan ürün koşullarına uygun imitasyon ürün üretenlerin de pazar bulabileceğini söyledi.

    Zandar, AB ve ABD’de vegan deri akımının olduğunu ifade ederek şunları söyledi:

    “Deri ile temas etmemiş ürünü tüketmek isteyen veganlar bulunuyor. Bununla ilgili Avrupa genelinde ve ABD’de bir ’vegan deri’ akımı var. Türkiye’de zaten imitasyon ayakkabı üretimi var. Bu akım bize bir zarar getirmez. Çünkü Türkiye imitasyon ayakkabıyı da çok iyi üreten bir ülke. Hatta bugünkü kurlarla Çin’le rekabet edecek şekilde imitasyon ayakkabı satma ihtimalimiz de var. İmitasyon ürün üretenler genelde ihracat yapmıyor. Ancak şu anda imitasyon ürün üretenlerin ihracat yapma şansı var. Onları da teşvik etmeye çalışıyoruz, fuarlara katılmalarını söylüyoruz. Dünya üzerinde satılan 10 ayakkabının belki 7’si imitasyon ve talep elbette var. Bu bir niş pazar. Bu niş pazarda yer bulabiliyorsanız pazarda yeriniz vardır. Ancak her ayakkabı vegan deri olarak elbette satılmıyor. ’Vegan ürün’ diye bir trendle ortaya çıkıldığında, eğer firma bunun koşullarına dikkat ediyorsa pazarda yer bulabilir. Örneğin eğer vegan ürün olarak ihracat yapılacaksa o ayakkabının üretildiği tesiste deri ayakkabı üretilmemesi, ayakkabının yapıştırıcısında hayvansal ürün kullanılmamış olması gerekiyor. Özellikle saraciyede vegan ürün kullanımı çok daha fazla. Bunun için, İngiltere’de yapacağımız fuara imitasyon ürün üreten firmalarımızla da gitmeyi düşünüyoruz.”

    Hedef pazarlar İngiltere, İtalya ve Fransa

    Birlik olarak bundan sonraki süreçte AB üzerinde yoğunlaşacaklarını kaydeden Zandar, “Önce İngiltere ve İtalya’ya yoğunlaşacağız. 2020’den itibaren bu iki ülkeden sonraki etap Fransa olacak. Deri birliğine Fransa’dan müşteri çekmek istiyoruz” diye konuştu. Birlikte Nisan ayında göreve geldiklerinde ihracatçı firma sayısını bir yıl sonunda 500’e çıkarma hedefleri olduğunu dile getiren Zandar, 7 aylık sürenin sonunda 520 ihracatçı firmaya ulaştıklarını, ifade etti. Zandar, “Ayakkabının payı İzmir’de yüzde 48. Deri ve postlar yüzde 20, deri konfeksiyon yüzde 20, saraciye üretimimiz ise yüzde 8. Bölge olarak ihracatta ilk sırada Almanya, ikinci sırada Hindistan var. Bunu Fransa ve Rusya izliyor. Almanya İzmir’den çok ciddi şekilde ayakkabı alıyor. Ancak Almanya’daki iç pazardaki sıkışıklık önümüzdeki dönemlerde Türkiye’ye yansıyabilir. Almanya’da perakende satışlarda yüzde 30’a yakın düşüşler var. Bu, talepte azalmaya yol açabilir” açıklamasında bulundu.

    Konkordato ilan eden şirketler hakkında da değerlendirmede bulunan Zandar, “Konkordato iyi niyetli yapılırsa doğru bir uygulama. Bu işte en çok üreticiler etkileniyor. Türkiye’de en uzun vadeyi veren sektör ayakkabıdır. Üreticiden perakende zincirine yapılan satışlarda 17-18 aya varan vadeler vardı. Bunun devam etmemesi gerekiyordu. Bankaların finanse etmediği firmaları üreticiler finanse ediyordu. Bu işin bu şekilde yürümeyeceği belliydi. Üretici boyutunda konkordato, en büyük korkumuz. En büyük sorunu önümüzdeki dönemlerde üreticiler yaşayabilir” ifadelerini kullandı.

    “Deri konfeksiyona ivme kazandırmaya çalışıyoruz”

    Zandar, deri konfeksiyon sektörü ilgili de şunları söyledi:

    “Deri konfeksiyon maalesef kanayan yaramız. İzmir genelinde en çok kayıp verdiğimiz sektör. Deri konfeksiyona ivme kazandırmaya çalışıyoruz. Bunun için önümüzdeki ay deri konfeksiyon ve saraciye sektörlerimiz için Hollanda’ya heyet olarak giderek organizasyon yapacağız. Çünkü deri konfeksiyon pazar bulmada sorun yaşıyor. Saraciye sektöründe de firma sayımız fazla olsa daha iyi işler olabilir.”

    Zandar, Türkiye’de ayakkabı üretiminde kapasitemizi de tam olarak kullanmadığımızı kaydetti. Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Zandar, “Türkiye’de 600 milyon çift ayakkabı üretme kapasitemiz var. Bunun 400 milyonunu üretiyoruz. Bu 400 milyonun da 200 milyonunu ihraç ediyoruz. Normal kapasitemizin 3’te 1’ini ihraç ediyoruz” dedi.

    Ege’de 140 milyon dolar ihracat

    Türkiye, 2017 yılında 1.5 milyar dolarlık deri ve deri mamulleri ihracatı yaparken bu yılın ilk 9 ayında ise 1.3 milyar dolarlık bir ihracat gerçekleştirdi. Ege Bölgesi ise 1.5 milyar dolarlık geçen yıl yapılan ihracatın 140 milyon dolarlık kısmını gerçekleştirdi. Bu sayının yüzde 37’si ayakkabı ihracatı, yüzde 30’u deri ve postlar, yüzde 23’ü konfeksiyon ve yüzde 10 saraciye oldu. 2018 yılının ilk 9 ayında ise 118,5 milyon dolarlık deri ve deri mamulleri ihracatı gerçekleştirildi. Ege Bölgesi’nde 2017 yılındaki toplam ihracat 547 firma ile gerçekleşti.

  • Didim Vegan Festivalinde Zeynep Casalini rüzgarı

    Didim Vegan ve Vejetaryen Festivalinin ilk gün etkinlikleri Zeynep Casalini konseriyle tamamlandı.

    Didim Belediyesi, Türkiye Vegan ve Vejetaryen Derneği, Turizm Araştırmaları Derneği ve Didim Turizm Altyapı Hizmet Birliği işbirliğiyle Türkiye’deki ilk vegan dostu kent olan Didim’de düzenlenen Vegan Festivalinin ilk günü Zeynep Casalini konseriyle tamamlandı. Konsere Didimliler ile festivala katılanlar büyük ilgi gösterdi.

    Konser öncesinde sahneye yerel gruplar sahne alarak alandakileri coşturdu. Festivali alanında kurulan platformda sahne alan ve aynı zamanda Vegan olan Zeynep Casalini söylediği parçalarla hayranlarını müzik dolu bir gece yaşattı.

    Konserde sevenleriyle sohbette eden Casalini “Neden vegan olmak gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bence insan dünyaya zarar veren tek canlı zaten; insan olmadığı zaman gezegen 100 yıl içerisinde bambaşka harika bir şey haline geliyor. İnsan, insanlığını bilse zaten her şey çözülecek. İşte hep böyle ben ego daha ne kadar ileri İleri yok falan yani topraksın başka yok yani topraktan geldik toprak olacaksınız başka yok yani. Bunu unutmamak lazım… Yok proteini nereden alacağım, yok vegan olmak çok pahalı, bunlar boş şeyler yani. Bunlar okumamaktan bilmemekten gelen şeyler; benim beş buçuk yaşında bir kızım var o da vegan hiç yaniBen de veganım. Çok mutluyum ve iyi de bir hayatım olduğunu düşünüyorum. Hem ruhsal olarak hem de bedensel olarak o yüzden sizlere tavsiye ediyorum” dedi.

    Casalini yaklaşık 2 saate yakın sahnede kalarak sevenlerini coştururken, konserin sonunda Belediye Başkanı A. Deniz Atabay, Casalini’ye çiçek verip teşekkür etti.

  • (Özel Haber) Eskişehir’in ilk vegan kafesi Anadolu Üniversitesi’nde

    Eskişehir’in kapsam olarak ilk vegan kafesi, Anadolu Üniversitesi’nde açıldı.

    Hayvan kullanımını ve hayvansal herhangi bir ürünü tüketmeyi reddetme olan veganlık, her geçen gün artıyor. Veganlar, hayvanlardan türetilen ve üretilmesi için hayvanların kullanıldığı yiyecek ürünlerini tüketmemekle birlikte, yapımında deri, kürk, kemik, yün, ipek gibi hayvansal maddelerin kullanıldığı yiyecek dışı maddeleri de tercih etmiyor. Ancak son yıllarda büyük bir hızla yaygınlaşan veganlığa, gereken ölçüde önem gösterilmiyor.

    Eskişehir Anadolu Üniversitesi Yunus Emre Yerleşkesi içerisinde Anadolu Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu mezunu Bircan Herdan, vegan kişilerin yaşadığı beslenme sorununu dikkate alarak, Avokado isimli kafeyi açtı. Eskişehir’in kapsam olarak ilk vegan işletmesini hizmete sunan Herdan, hazırladığı ağırlıkta vegan olmak üzere, vejeteryan ve sporcu besinlerini, başta öğrenciler olmak üzere tüm kampüsün beğenisine sunuyor.

    Konuyla ilgili konuşan işletmecisi Bircan Herdan, “Üniversitenin içinde böyle bir yer açmak istedim. Daha çok sağlıklı bir beslenme üzerinden gidiyoruz. Kendim de daha önce beslenme konusunda danışmanlık veriyordum. Vejetaryan, vegan ve sporcu beslenmesi gibi protein ağırlıklı şekilde çalışıyorum. Vegan yemek yapan yer yok. Genelde yemek bulamıyorlar, arkadaşlar bundan şikayetçiler. Sporcular için ise, spor sonrası ve öncesi yemeleri gereken yemekler de, düzenli bir şekilde alıp, yiyebilecekleri bir yer yok. Böyle bir ihtiyaç vardı daha doğrusu. Zaten sevdiğim ve mesleğimle alakalı bir iş beslenme” şeklinde konuştu.

    “Tarif paylaşıp daha fazlasını istiyorlar”

    Herdan, işletmesini açalı 4 gün olduğunu, ancak kulaktan kulağa yayıldığını belirterek, “Hiç kimseye bahsetmedim böyle bir kafe açacağımı, direk vegan kafe açıyorum demedim. Ağızdan ağza dolaşarak, vegan arkadaşlar kendi gruplarında paylaştılar ve düzenli olarak geliyorlar. Hatta tarif paylaşıp daha fazlasını istiyorlar. Çorbamız tamamen vegan sebze çorbası, mercimek tabanlı çok doyurucu ve katı kıvamda oluyor. Onun dışında şuanda çok popüler ürün olan çiyalı puding yapıyoruz tatlı olarak. Kısır var, yine bulgur besin değeri yüksek bir tahıl, meyveli salata var, sebzeli makarna var yine tamamen sebzeden oluşuyor. Bu şekilde yemek taleplerini karşılıyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Türkiye’de vegan beslenme deyince ekmek arasında domates ve salatalık sadece anlaşılıyor”

    Ayrıca Bircan Herdan, ülkede veganlığın yanlış bilindiğini söyleyerek, “Türkiye’de vegan beslenme deyince ekmek arasında domates ve salatalık sadece anlaşılıyor, aslında değil. Gün içinde beslenme ihtiyaçlarını karşılamaları, protein almaları gerekiyor bu insanların o yüzden kampüsün içinde olması da ayrıca güzel oldu. Eskişehir’de vegan mutfağı hiç yok diyebilirim. Bazı kafeler var onlar da haftanın bazı günleri bu yemekleri çıkarıyor günlük olarak değil. Bizim işletmemize daha kapsamlı olduğu için Eskişehir’in ilk vegan kafesi diyebilirim” dedi.