Etiket: Vardı

  • Zanlı koca: “Eşimle ilişkisi vardı, o yüzden bıçakladım”

    Adana’da bir kişiyi bıçakladıktan sonra yakalanan zanlının, “Eşimle ilişkisi vardı o yüzden bıçakladım, namusumu temizledim” dediği öğrenildi.

    Edinilen bilgiye göre olay, 20 Mart günü Çukurova ilçesi Huzurevleri Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, Can K. (30), eşi Derya’nın (30) Yücel Ö. (55) ile ilişki yaşadığını öğrendi. Can K. eşi ile konuşup Yücel Ö.’nün nerede oturduğunu sordu. Ancak eşi Yücel Ö.’nün nerede yaşadığını söylemedi. Bunun üzerine Can K. eşini darp etti. Ancak buna rağmen Derya K., Yücel Ö. ile ilişkisi olduğunu inkar edip adresini vermedi. Can K. bunun üzerine Derya K.’yi darp edip iple bağladı ve daha sonra evden çıkarak eşinin arkadaşı Kibar K.’yi (27) buldu. Can K., kadına durumu anlatıp Yücel Ö.’nün adresini sordu. Yücel Ö. ile ilişkisi olduğu ileri sürülen Kibar K. de Can K.’den korkup Yücel Ö.’nün adresini söyleyip onu eve kadar götürdü. Can K. eve girip Yücel Ö.’yü bıçakladıktan sonra evden ayrıldı.

    Genç kadın ipi çözüp pompalı tüfeği de alıp kaçtı

    Can K. tekrar evine gelerek iple bağladığı eşini öldürmek istedi. Ancak genç kadın ipi çözüp evdeki pompalı tüfeği de alarak kaçtığı için Can K. onu bulamadı. Can K. bunun üzerine evden kaçtı. Bu sırada çevredeki vatandaşların haber vermesiyle olay yerine gelen sağlık ekipleri Yücel Ö.’yü hastaneye kaldırdı. 7 yerinden bıçaklanan Yücel Ö. hastanede tedavi altına alındı. Durumu ağır olan Yücel Ö. ölüm tehlikesini atlattıktan sonra polise verdiği ifadede Can K.’nin evine gelip kendisini bıçaklayarak 500 lirasını gasp ettiğini ileri sürdü. Polis olaydan sonra geniş çaplı araştırma başlattı. Polis önce Can K.’nin eşi Derya K.’yi buldu. Derya K.’nin, eşinin kendisinin Yücel Ö. ile ilişkisi olduğunu ileri sürüp kendini darp edip bağladığını, daha sonra da arkadaşı Kibar K.’yi bulup Yücel Ö.’nün adresini öğrenerek onu bıçakladığını, bu sırada kendisinin elini ayağını çözüp evden kaçtığını belirterek, “Eşim yanlış düşünüyor ben Yücel Ö.’yü tanırım ama ilişkim yok” dediği öğrenildi.

    Polis, Derya K.’yi ifadesinin ardından serbest bıraktı. Daha sonra da Can K.’ye Yücel Ö.’nün adresini veren Kibar K.’yi yakaladı. Adliyeye sevk edilen Kibar K., “Derya ve Yücel benim arkadaşımdı. Can K.’ye sadece evini gösterdim. Olayla ilgim yok” diyerek kendini savundu. Mahkemeye çıkartılan kadın tutuklandı.

    “Namusumu temizledim”

    Polis bir süre sonra Belediyeevleri Mahallesi’ne yaptığı baskında Can K.’yi yakaladı. Zanlı, emniyete getirilerek sorguya alındı. Zanlının sorgusunda, eşinin Yücel Ö. ile ilişkisi olduğunu öğrendiğini, bunu öğrenince çılgına döndüğünü, eşine Yücel Ö.’nün adresini sorduğunu ancak vermediğini, arkadaşı Kibar K.’den öğrenerek evine gittiğini, daha sonra da bıçakladığını ancak gasp yapmadığını, namusunu temizlediğini söylediği öğrenildi.

    Zanlı, ifadesinin ardından adliyeye sevk edildi.

  • Bakan Faruk Özlü, “Atatürk ile İsmet Paşa arasında bile uyumsuzluk vardı”

    Bolu’da Ak Parti İl Teşkilatı’nın 65. İl Danışma Meclisi Toplantısı’nda konuşma yapan Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, “Özellikle Gezi olaylarından itibaren Türkiye üzerinde çok büyük oyunlar oynanıyor. İşte bütün bu oyunları artık tamamen boşa çıkaracağımız bir referanduma doğru gidiyoruz” dedi.

    Ak Parti Bolu İl Teşkilatı 65. İl Danışma Meclisi Toplantısı geniş katılımla Karaçayır Nikah salonunda gerçekleştirildi. Ak Partili Belediye Başkan’ları, meclis üyeleri, teşkilat başkanları ve partililerin katıldığı toplantıda konuşma yapan Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, “Bu anayasa değişikliğinin en önemli getirilerinden birisi, bir daha Türkiye’de koalisyon dönemi yaşanmayacak olmasıdır” ifadelerini kullandı.

    “Türkiye yarım kalmış projeler ülkesiydi”

    Türkiye’nin geleceğine damga vuracak olan bir referandum sürecinin arefesindeyiz diyen Özlü, “Ekonomi yerlerde sürünüyordu, siyasetin itibarı dip yapmıştı, devletin içeride veya dışarıda bir etkinliği kalmamıştı. İnsanlar, hele hele gençlerimiz, artık bu ülkeden umutlarını kesmeye başlamışlardı. Eskiden bu ülkede sürekli temel atma törenleri yapılır, ama o atılan temeller yıllarca yapılmazdı. Türkiye, adeta bir yarım kalmış projeler cennetiydi. Bolu bunun en yakın şahitlerinden birisidir. İşte Bolu Dağı Tüneli şurada duruyor. İhalesi 1990’da yapılan projenin temeli bile ancak 1993’te atıldı. Sonraki 10 yılda ise inşaatın ancak yarısı tamamlanabildi. AK Parti göreve geldikten sonra ise sadece 4 yılda, projenin kalan kısmı süratle tamamlandı. Binlerce tünel ve yol yaptık. Nereye gitseniz Ak Parti’nin tünellerini ve bölünmüş yollarını görürsünüz” şeklinde konuştu.

    “Seçimlerden sonra bir sürü sorun ortaya çıkıyordu”

    Normalde seçimler soruların cevabı olur. Bizde ise seçimlerden sonra ortaya bir sürü soru çıkıyordu şeklinde konuşan Bakan Özlü, “Hükümet kurulacak mı kurulmayacak mı? Hükümet kurulsa bile ömrü ne kadar olacak? Bakanlar Kurulu toplanabilecek mi? Şaka yapmıyorum, 90’lı yıllarda, Bakanlar Kurulu’nun toplanması, daha doğrusu toplanabilmesi, gerçekten de haber değeri taşıyordu. Şu anda güçlü bir lider, güçlü bir parti var. Bu güçlü lider sayesinde 14 yıldır koalisyon dönemi yaşamadık. Ancak buna köklü bir çözüm bulmak gerekiyor. Bunu sistem üzerinden çözmek gerekiyor. Bu anayasa değişikliğinin en önemli getirilerinden biri işte bu olacak. Bir daha Türkiye’de koalisyon dönemi yaşanmayacak” dedi.

    “İki başlılık kalkacak”

    Tarihte Cumhurbaşkanları ile Başbakanlar arasında uyumsuzluk olduğunu belirten Özlü, “Bir başka önemli konu da yürütmedeki iki başlılığın kalkacak olmasıdır. Cumhuriyet tarihimizde sürekli Cumhurbaşkanları ile Başbakanlar arasında sürtüşmeler oluyordu. Ahmet Necdet Sezer, Süleyman Demirel, Turgut Özal döneminde oldu. Tarihe bakarsak Atatürk ile İsmet Paşa döneminde bile çok iyi bir uyum olduğunu söyleyemeyiz.

    Yeni sistemde referandum sonrasında daha güçlü bir yürütme geçecek. Daha doğru ve daha hızlı kararlar almak ve bunları daha iyi uygulamak mümkün olacak. Sadece yürütme değil, yasama da çok daha etkin bir işlev üstlenecek. Yasamanın kanun yapıcı özelliği daha fazla pekişecek. Yargı gerçek anlamda bağımsız ve tarafsız bir yapıya kavuşacak.

    Yani yasama, yürütme ve yargı Kamu otoritesini oluşturan bu üç kuvvet arasında bir denge oluşacak. Bunların her biri daha güçlü hale gelirken, hiçbiri bir diğerinin görev alanını ihlal etmeyecek. Böylece Türkiye, güçlü bir sisteme kavuşacak, yeni bir atılım dönemi yaşayacaktır” dedi.

  • Riekerink: “Statta garip bir atmosfer vardı”

    Galatasaray Teknik Direktörü Jan Olde Riekerink, ligin 18. haftasında deplasmanda oynadıkları ve 2-1 mağlup oldukları Kardemir Karabükspor maçına ilişkin, bu tip maçları kazanmanın kolay olmadığını söyledi.

    Karşılaşmanın ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Riekerink, defansif olarak çok organize, koşan fazla mesafe kat eden bir takıma karşı oynayacaklarını bilerek geldiklerini kaydetti.

    Bu tip takımlara karşı bazı anların maçın kaderini belirlediğini belirten Jan Riekerink, “Maçtan önce odaklandığımız iki nokta vardı. Oyunun yönünü çabuk değiştirmek ve defans arkasına yapacağımız koşular ve boşluklar. Bu şekilde şans bulacağımızı biliyorduk. Bu şekilde ilk golü bulduk. Defans arkasına yapılan koşuyla geldi. Ondan sonra garip bir atmosfer vardı statta. Penaltı pozisyonuna gelirsek bence orada kendi lehimize bir faulü hak ettiğimizi düşünüyorum. Hakemin vermiş olduğu penaltı kararı beni çok şaşırttı. Stattaki atmosferden mi böyle bir karar verdi bilmiyorum. Onu öyle düşünmek istemiyorum çünkü çok tecrübeli bir hakem” dedi.

    İkinci yarı maçı bitirecek net bir fırsat yakaladıklarını da kaydeden Riekerink, “Ama değerlendiremedik, gole çeviremedik. Belki kendimizi suçlamamamız lazım. Bu tip maçlarda bu fırsatlar geldiği zaman mutlaka değerlendirip maçı bitirmeniz gerekiyor. Kesinlikle takımımı istediğimiz oyunu oynamadık diye suçlayamam. Nasıl pozisyona gireceğimizi zaten konuşmuştuk. O şekilde pozisyonlara girdik. Takımımda o noktalara odaklandı. Baskı yapılacağında doğu zamanda baskıları yaptık. Bazı anlar bizim aleyhimize anlardı. Bu penaltı pozisyonu mesela. Başka anlarda vardı. Bizim de maçı çevirecek anlarımız oldu ama kullanamadık. Ne kadar iyi oynarsan oyna girdiğin pozisyonları değerlendiremezsen ve bazı durumlarda senin aleyhine gerçekleşirse bu tip maçları kazanmak kolay olmuyor” diye konuştu.

    Riekerink, Josue ve Podolski’nin performansı ile ilgili soruya, “Kötü top oynadığını düşünmüyorum. Podolski’yi daha etkili kullanmamız lazımdı. Josue için daha az alan bıraktı rakip” şeklinde cevap verdi.

    Riekerink, soru üzerine Eren Derdiyok’u oyuna geç almadığını da belirti.

  • Düşen uçakta Kızıl Ordu Korosu mensupları da vardı

    Rusya’nın Soçi kentinden havalanan uçak Karadeniz’e düştü. Kızıl Ordu Korosu mensuplarıyla birlikte toplam 93 kişinin içinde olduğu uçağın enkazına ulaşıldı.

    Noel kutlaması için Suriye’nin Lazkiye kentindeki Rus üssüne giden ve aralarında Kızıl Ordu Korosu’ndan 65 kişi ve 9 basın mensubunun da bulunduğu toplam 93 kişiyi taşıyan uçak, bilinmeyen bir sebeple kalkıştan kısa süre sonra Karadeniz’e düştü. Tupolev Tu-154 tipi uçağın enkazı, Soçi açıklarında yaklaşık 50 metre derinlikte bulundu. Çalışmalar sırasında 1 de cesede ulaşıldı.

  • Muhtara pusu kuran sanık: “Öldürmek isteseydim elimde birçok fırsat vardı”

    Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde geçen Haziran ayında babasına ateş ettiği iddiasıyla köy muhtarına pusu kuran tutuklu sanığın yargılanmasına devam edildi. Muhtarın oğlunun durumu fark etmesi üzerine aracını yolun ortasına sürerek babasını kurşunlardan korumaya çalıştığı olayda, tutuklu sanık ise olayda öldürme kastının olmadığını iddia etti.

    Olay geçen Haziran ayında Kdz. Ereğli ilçesine bağlı Çaylıoğlu köyünde meydana geldi. İddiaya göre, Şanver Aktağ ile Ahmet D. arasındaki husumet arazi anlaşmazlığı yüzünden başladı. İhtilaflı oldukları arsa yüzünden mahkemelik olan taraflar davayı Şanver Aktağ’ın kazanması ve mahkeme masraflarının Ahmet D.’ye çıkarılması üzerine, aralarındaki husumet daha da büyüdü.

    Olaydan iki gün önce babası Ahmet D.’yi silahla elinden vuran Çaylıoğlu Köyü Muhtarı Şanver Aktağ’a pusu kuran Birol D., silahıyla birkaç el ateş etti. Bu sırada 67 LR 472 plakalı hafif ticari kamyonetle olay yerine gelen Savaş Aktağ, babasına ateş edildiğini görüp aracıyla yolun ortasında ilerleyerek kurşunların babasına isabet etmesini engellemeye çalıştı. Bu sırada silahtan çıkan kurşunlar araca isabet etti. Birol D. olay yerinden kaçmaya çalıştığı sırada jandarma tarafından dere yatağında yakalanarak gözaltına alındı. Olaydan yara almadan kurtulan Şanver Aktağ ise karakola gelerek şikayetçi oldu. Jandarma olay yeri inceleme ekipleri köye gelerek olay yerinde inceleme yapmaya başladı.

    Zonguldak Adliyesi 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya Şanver Aktağ’ın yanı sıra taraf avukatları da katıldı. “Öldürmeye teşebbüs”, “6136 sayılı yasaya muhalefet” ve “silahla tehdit” suçlamalarından tutuklanan Birol D. ise hava muhalefeti nedeniyle Beycuma M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndan SEGBİS yöntemiyle duruşmaya katıldı.

    Bilirkişi raporuna fizik kuralı itirazı

    Duruşmada araç üzerinde yapılan keşfin bilirkişi raporları okundu. Bilirkişi raporunda kullanılan silahın niteliği ve mermi ile aracın; gerek kapı saçı gerekse saç içerisindeki takviye malzemeleri değerlendirilerek merminin delerek içeri girme olasılığına ilişkin bir değerlendirme yapılmadığı belirtildi. Şanver Aktağ’ın avukatı ise bilirkişinin fizik kurallarını tam uygulamadığını öne sürdü. Bilirkişi raporuna itiraz eden Aktağ’ın avukatı tutuklu sanığın iradesinin öldürme kastında olduğunu düşündüklerini söyledi.

    Sanık: “Öldürseydim elimde birçok fırsat vardı”

    Şanver Aktağ’ın avukatının savunmasına itiraz eden tutuklu sanık Birol D. ise SEGBİS bağlantısı ile katıldığı duruşmada, “Benim öldürmeye kastım yoktur. O esnada benim aracım da oradaydı. Öldürmek isteseydim elimde birçok fırsat vardı. Benim ateş ettiğim yerler aracın alt kısmındadır. Müşteki avukatının beyanlarını kabul etmiyorum” dedi.

    Mahkeme, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’nden ek bilirkişi raporunun alınmasına ve tutuklu sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Duruşma ise ileri bir tarihe ertelendi.