Etiket: Ustasının

  • Çatı ustasının aldığı önlem ’Pes’ dedirtti

    Rize’nin İyidere ilçesinde 4 kişinin çıktıkları çatının tamiri için aldıkları güvenlik önlemi pes dedirtti.

    İlçenin Büyük Çiftlik köyünde meydana gelen olayda köyün camisine ait olduğu öğrenilen binanın çatısını onarmak üzere çatıya çıkan 4 kişiden biri çatının en ucuna kadar geldi. Aşağıya düşmemesi için güvenlik önlemi alması gereken kişinin önlemi ise “pes” dedirtti. Kendisini tehlikeye atan çatı ustası beline uzun bir ip bağladı ve diğer ucunu kendisini bekleyen 3 kişiye bıraktı. Usta çatının oluğunu temizleyerek, onarımını gerçekleştirirken, arkasında bekleyen 3 kişi ise ipi sıkıca tutarak usta için güvenlik önlemi aldı. Çatı ustasının çalışması herhangi bir olumsuz durum yaşanmadan sonuçlandı.

  • Kayıp olarak aranan mermer ustasının cesedi bulundu

    Osmaniye’nin Düziçi ilçesinde yaklaşık 40 gündür kayıp olarak aranan 35 yaşındaki mermer ustası Mehmet Abalak, Düziçi ile Kadirli ilçesi arasındaki Karatepe köyü yakınlarında ölü olarak bulundu.

    Bir televizyon kanalında yayınlanan programda da kayıp olarak aranan mermer ustası Mehmet Abalak (35), 23 Ekim günü Düziçi ilçesindeki evinde babası Halil Abalak ile kahvaltı yaptıktan sonra ortadan kaybolmuştu. O günden beri kayıp olarak aranan Mehmet Abalak’ın cesedi Kadirli ilçesine bağlı Karatepe köyü yakınlarında bulundu. Jandarma ekiplerinin olay yerinde yaptıkları incelemenin ardından Abalak’ın cenazesi kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için Adana Adli Tıp Kurumu’na gönderilmek üzere Düziçi Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Olayla ilgili soruşturma sürüyor.

  • Mobilya ustasının hayalleri yandı

    Antalya’nın Alanya ilçesinde mobilya ustasının 17 yıllık hayalini gerçekleştirerek birikimleriyle aldığı lüks aracı kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce kundaklandı.

    Olay, geçtiğimiz 23 Temmuz tarihinde saat 04.00 sıralarında Kadıpaşa Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, park halinde bulunan mobilya ustası Ömer Yavuz’a ait 07 NS 320 plakalı lüks otomobil kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce ateşe verildi. Otomobilin yandığını gören vatandaşlar ise durumu polis ve itfaiye ekiplerine bildirdi. Kısa sürede olay yerine intikal eden ekipler yanan araca müdahale etti. Kundaklandığı iddia edilen araçta büyük çaplı maddi hasar meydana gelirken ekipler, aracı kundaklayan kişi ya da kişilerin yakalanması için çalışma başlattı. Aracın alevlere teslim olduğu o anlar ise güvenlik kamerasına saniye saniye yansıdı. Kameraya yansıyan görüntüde bir kişinin elinde poşetle yaklaştığı ve bir süre sonra araç alev alınca hızla uzaklaştığı görünüyor.

    “Koşarak gittiğimde aracım söndürülmeye çalışılıyordu”

    Olay gecesi yaşadıklarını anlatan sanayide mobilya ustası 3 çocuk babası Ömer Yavuz, “04.05 sıralarında zil çaldı. Bu saatte kim zile basar, onun için saate bakma gereği duydum. Kapıyı açtığımda kapının önünde kimse yoktu. Aşağıdan çığlıklar geliyordu. İtfaiye ve polis ekiplerin araçlarındaki tepe lambaları görünüyordu. Hanımım benden önce koştu. Daha sonra ’bizim arabada bir şey yok’ dedi. ’Yan tarafındaki araba yanıyor. Bizim aracın da kapıya sıçramış bu sebepten dolayı arabanın anahtarlarını istiyorlar’ dedi. Tansiyon hastası olduğum için beni olayın gerçekleştiği yere yaklaştırmadılar. İtfaiye söndürüyor ama kimin arabasını söndürdüğünü o an görmedim. Polis gelip ‘geçmiş olsun araba sizin miydi?’ deyince ben anladım aracımın yandığını. Koşarak gittiğimde aracım itfaiyenin çabalarıyda söndürülmeye çalışılıyordu. Yapacak tek bir şey kalmıştı, oturdum arabamın başında bir sigara içtim” dedi.

    “Kamera kayıtları olduğu için bu kadar emin konuşuyorum”

    Bakmakla yükümlü 3 çocuğu ve küçük bir mobilya atölyesi olduğunu dile getiren Yavuz, “Aşağı yukarı 17 yıldır çalışıyorum. Bu arada kazançlarımla biriktirerek aldığım araç kundaklanarak, yakıldı. Kamera kayıtları olduğu için bu kadar emin konuşuyorum” diye konuştu.

    Yavuz, olay gerçekleştiren kişilere isyan ederek şunları söyledi:

    “Sizin çocuğunuz yok mu? Siz ekmek parası için çalışmıyor musunuz? Bir sıkıntınız varsa benle niye halletmiyorsunuz? Yakan veya yaktıran şahıslara sesleniyorum gelin adalete teslim olun.”

  • Demirci ustasının Ramazan’da sıcakla imtihanı

    Kars’ta kaybolmaya yüz tutmuş mesleklerden olan demircilik zanaatını icra eden usta, Ramazan’da hem oruç tutuyor, hem de ateşe karşı demir dövüyor.

    Kars’ta yaklaşık 40 yıldır dede, baba mesleği demircilik yapan Yavuz Poskorlu, Ramazan ayında aşırı sıcağa rağmen çalışarak oruç tuttuğunu belirtti.

    Demircilik mesleğinin Kars’ta neredeyse kaybolmak üzere olduğuna dikkat çeken Poskorlu, kendi çocukları da dahil olmak üzere çalıştıracak çırak bulamadığını, kendilerinden sonra demircilik mesleğinin kaybolacağını söyledi.

    “40 yıldır bu işi yapıyorum”

    Ramazan’ın sıcak havaya denk geldiğini, demir döverken ateşe maruz kaldığını ifade eden Yavuz Poskorlu, “Demircilik dede, baba mesleğim. 40 yıldır bu işi yapıyorum. 7 yaşından beri, çatı işleri yapıyorum, oluk yapıyorum. Sabah saat 08.00’de geliyorum. İftara kadar çalışıyoruz. İftarımızı yapıyoruz. Tekrar geliyoruz işimize bakıyoruz” dedi.

    Demircilik mesleğinin Kars’ta ölmek üzere olduğunu belirten Poskorlu, “Demircilik mesleği hemen hemen ölmek üzere, biz yaşatıyoruz. Dede, baba mesleği olduğundan dolayı bu işi de seviyoruz, yapıyoruz, elimizden geldiği kadar da ayakta tutmaya çalışıyoruz. Bizden sonra yapacak kimse yok” diye konuştu.

    Kendi çocuklarının dahi baba mesleğini yapmadığını hatırlatan Yavuz Poskorlu, çocuklarının ‘baba bu bize göre değil, biz yapmıyoruz. Biz okuyacağız’ dediklerini sözlerine ekledi.

    Sıcak nedeniyle kimi zaman zorlandıklarını dile getiren Poskorlu, buna rağmen oruç tuttuğunu, oruç tutmaktan mutluluk ve huzur duyduğunu ve 40 seneden bu yana demirci olduğunu, bu süreçte hep oruç tuttuğuna dikkat çekti. Poskorlu’ya bazen de en küçük yeğeni gelerek yardım ediyor.

  • Asırlık saat, ustasının rahatsızlandığı gün durdu

    1900’lü yıllarda Fransızlar tarafından posta binası olarak inşa edilen ve 1939 yılında Hatay’ın Türkiye’ye ilhakından sonra adliye olarak hizmet veren tarihi binanın çatısındaki tarihi saat, artık çalışmıyor. Saatin tamirini 47 yıl boyunca gönüllü olarak yapan ve halen İstanbul’da tedavi gören 74 yaşındaki emektar saatçi, “Saatin yeniden çalıştığını görmek istiyorum” dedi.

    İskenderun’un simgesi olan tarihi binanın üzerindeki asırlık saatte zaman çoktan durdu. 1960 yılından bu yana tarihi saatin bakım ve onarımını, yılların deneyimli saat tamir ustası ‘Saatçi Kamil’ namıyla anılan kentin simge esnaflarından Kamil Karagözoğlu yapıyordu. Saatçi Kamil ustanın 2007 yılında geçirdiği kalp rahatsızlığından sonra tarihi saatin bakımı da aksadı. Bu işi yapabilecek başka usta da olmadığı için bir anlamda tarihi saat ilgisiz ve babasız kaldı. Kentte eskiden insanlar binadaki saate bakarak saatlerini ayarlarken, artık bunu yapan pek kimse de kalmadı.

    Bir İskenderun sevdalısı olarak 1960 yılında 16 yaşında iken ’kente hizmetim olsun’ şiarıyla o zamanki dönemin başsavcısıyla görüşerek gönüllü tamir ve bakımını üstelenen saat tamir ustası 74 yaşındaki Kamil Karagözoğlu, 2007 yılına kadar kesintisiz olarak tam 47 yıl bu hizmeti gördü. Rahatsızlığı sebebiyle İstanbul’da tedavi gören duayen saatçi Kamil usta, mesleğine olan sevgisi ve kendi adıyla özdeşleşen kentin simgesi konumundaki bu tarihi saat ile ilgili 50 yıllık serüvenini duygulanarak ifade etti.

    Rahatsızlığından dolayı konuşmakta bile zorlanan Kamil usta, memleket özleminin yanı sıra ve tarihi saatin çalışmasına yönelik çaba ve isteklerini de belirterek şunları söyledi:

    “İskenderun’un simgesi olan bu tarihi saatin düzenli çalışması benim için çok önemliydi. Öyle ki ben yine İskenderun’da askerliğimi yaptığım yıllarda bile komutanımdan izin alarak bakımı ve kurulmasını ihmal etmiyordum. Tarihi saati haftada bir 400 kilogram ağırlık kullanarak kurmak gerekiyor. 50 yıl hiç üşenmeden, seve seve bir evladım gibi ilgi gösterdim, gözüm gibi baktım ve ihmal etmedim. Ama ne yazık ki yıllar geçtikçe yaşım ve sağlık nedenlerimden dolayı istemeden de olsa ihmal etmiş oldum. Şu anda tedavim için İstanbul’da doktor olan oğlumun yanındayım. Ama kalbim o çok sevdiğim İskenderun’da, her an dostlarıma kavuşacağım günü sabırsızlıkla bekliyorum. Şu an sizden duyduğum kadarıyla tarihi binanın tadilatı yapılıyor ve bitiminde kaymakamlık binası olarak faaliyete girecekmiş. Temennim o ki o saati yeniden faaliyete sokarlar, çünkü o saat İskenderun’un sembolüdür” dedi.

    Restorasyon bitince kaymakamlık binası olacak

    İskenderun’da 1900’lü yıllarda Fransızlar tarafından postane binası olarak Ayvazyan adlı bir Ermeni’ye yaptırılan tarihi bina 1939 yılında Hatay’ın Türkiye’ye ilhakından sonra ise 2011 yılına kadar İskenderun Adliyesi olarak kullanıldı. 2016 yılının Aralık ayında ise tarihi binaya restore çalışmaları başlanırken, yaklaşık iki yıl sürecek çalışmaların bitiminde İskenderun Kaymakamlığı olarak hizmet verecek. Tadilatının ardından ise asırlık saatin yeniden çalıştırılması bekleniyor.