Etiket: Ustası

  • Erzurum’un son tandır ustası

    Erzurum’un son tandır ustası

    Erzurumlu tandır ustası Kerem Gökgöz, kaybolmaya yüz tutmuş tandırcılık mesleğinin son temsilcilerinden. Eşiyle birlikte tandır yapan Kerem Gökgöz, kendinden sonra tandır yapımının tarih olacağını söyledi.

    Yeteri kadar arazisi ve hayvanı olmadığı için yıllardır geçimini topraktan kazanıyor. 35 yıldır tandır yapımı ile uğraşan Gökgöz, eşiyle birlikte yaptığı tandırlarla geçimini sağlıyor.

    Tandırın her topraktan yapılamadığın belirten 66 yaşındaki Kerem Gökgöz, “Tandır toprağı içerisinde büyük parçalar olduğu için erimesi lazım. Toprağı 15 ile 20 gün beklettikten sonra suladığımızda şeker gibi erimesi lazım. Tandır yapılacak toprağı yani çamuru 1 gün güneşte bekletiyoruz. Daha sonra elekten geçiriyoruz ve toprak havuzuna koyuyoruz. Toprağı havuzda 4 ile 5 saat bekletiyoruz. Keçi kılı ve samanla 1 saat boyunca basıyoruz. Tandırı yaparken kalıba alıyoruz ve kalıp boyutunu geçtikten sonra 4 parmak çalışarak tandırımızı kaldırıyoruz. Bizim yöremizde Mayıs ve Nisan ayında tandır yapımına başlanıyor. Ekim ayının sonlarına kadar tandır yapıyoruz. Çünkü yağmur başladığı zaman bizim işler durur. Tandır ekmeği çok beğeniliyor. Biz burada emek harcıyoruz. 4 boyutta tandır bulunuyor. Tandırı yapıp kullanılır hale getirilmesi sizin elinizde, ne kadar iyi sıvama yapılırsa tandırın ömrü o kadar uzun olur. Tandır yapımını bilmeyen ve kulaktan dolma yapanlar içini çamur yapıyor, dışını çamur yapıyor. Tandırın kurulum aşamasında ateşi yavaş yavaş yakacaksın. Gerekirse 2 gün boyunca ateş yakacaksın ki uzun ömürlü olsun” diye konuştu.

  • 25 yaşında maket ustası oldu, taleplere yetişemiyor

    25 yaşında maket ustası oldu, taleplere yetişemiyor

    Erzurum’da marangozluk yapan Lokman Kalaycı bin bir zahmetle ağaçları sanat eserine dönüştürüyor. Örneklerinin aksine daha 25 yaşında maket ustası olan genç marangoz ürettiği birbirinden güzel ürünlere olan taleplere yetişmek için gece gündüz çalışıyor.

    Erzurum’un Uzundere ilçesinde yaşayan 25 yaşındaki marangoz Lokman Kalaycı mütevazi atölyesinde ağaçları sanat eserine dönüştürüyor. Kalaycı, çocuk yaştan berri bulunduğu atölyesinde boş zamanlarında ağaçlardan maket evler, gece lambaları ve mumluklar yapıyor.

    Yaklaşık 10 yıldır babasına ait olan atölyede çalışan Kalaycı, örneklerinden farklı olarak daha 25 yaşında maket ustası olma başarısı gösterdi. İlginç maket ürünleri günlerce çalışmanın ardından tamamlayan genç marangoz yaptığı ürünlere olan taleplere adeta yetişemiyor. Çocukluğundan berri mesleğini aşkla yapan Kalaycı yeni fikirler üreterek maket çalışmalarını çeşitlendirmek istiyor.

    Maket ustalığını aşkla yaptığını ifade eden Lokman Kalaycı, “Bu işe çocuk yaşta başladım. Çekirdekten yetişmeyim. Bu mesleği babamla birlikte yapıyoruz. Normalde hobi olarak başladım şimdi kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Şuanda imkanlarım maalesef kısıtlı. Elimde ki malzemeler ile ancak bu ürünleri çıkartabiliyorum. Ürünlerim de doğal malzemeler kullanıyorum. Şatolar yapıyorum, ve buralarda doğal taşlar kullanıyorum. Bu işi genellikle 50 yaşın üzerindekiler yapıyor. Bu ustalar bana güzel tepkiler veriyor. Bu iş benim hayat tarzım bu işi ölene kadar yapacağım. Kendi fikirlerim var. Daha güzel şeyler yapacağıma inanıyorum” dedi.

  • 10 metre yükseklikten düşen kaynak ustası hayatını kaybetti

    10 metre yükseklikten düşen kaynak ustası hayatını kaybetti

    Denizlide çatı tamiratı yapan kaynak ustası yaklaşık 10 metre yükseklikten düşerek ağır yaralandı. Hastaneye kaldırılan adam tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

    Olay, Serinhisar ilçesi Cumhuriyet Mahallesinde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, kaynak ustası Mehmet Dal, bir işyerinin çatı bölümünde çalışıyordu. Henüz bilinmeyen bir nedenle yaklaşık 10 metre yükseklikten düşen Dal, ağır yaralandı. Çevredeki vatandaşlarım ihbarı üzerine bölgeye polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlık ekipleri, ağır yaralanan kaynak ustasını Serinhisar Devlet Hastanesine kaldırdı. Hastanedeki tüm müdahalelere rağmen Dal, hayatını kaybetti.

    Olayla ilgili başlatılan soruşturma devam ediyor.

  • Vali Cüneyt Epcim, dede mirası mesleğinin son ustası Recai Purutoğlu’nu ziyaret etti

    Vali Cüneyt Epcim, dede mirası mesleğinin son ustası Recai Purutoğlu’nu ziyaret etti

    Vali Cüneyt Epcim, geçimini dede mirası purutçulukla sağlayan ve Bayburt’ta mesleğinin son ustası konumunda olan Recai Purutoğlu’nu ziyaret etti.

    Geleneksel fırın türü tandırın yanı sıra çömlekten ürettiği gündelik ve hediyelik birçok eşyayı yurtiçi ve yurtdışı birçok noktaya ulaştıran Purutoğlu, Vali Epcim’e çalışmalarını anlattı.

    Babasının vasiyeti üzerine mesleğini bıraktığını ve ata mirası purutçuluğa başladığını aktaran Purutoğlu, bir zamanların gözde mesleği purutçuluğu zor şartlarda yaşatmaya çalıştığını söyledi.

    Purutoğlu, çeşitli nedenlerle bir bölümü yıkılan Veysel Mahallesi’ndeki puruthanede, geçmişte Ulu Camii ve Bayburt Kalesi gibi önemli yapılar için çini üretimi yapıldığını aktardı.

    Üretimini çeşitlendirme ve mesleğini gelecek kuşaklara aktarma gayesinde olduğuna dikkat çeken Purutoğlu, “Şimdilik sadece tandır yapıyoruz. Ürünlerimiz birçok ilden ve yurt dışından alıcı buluyor. Tandır gönderdiklerimiz arasında milletvekilleri, bürokratlar var. Geçmişte Ulu Camii minaresinin tuğlaları, şerefe altındaki çinileri ile Bayburt Kalesi’nin çinileri burada üretilmiş. Büyüklerimizden bizlere aktarılan bilgi bu şekilde. Ben çocukluğumdan hatırladığım kadarıyla bu bölgede onlarca puruthane vardı. Şimdi bir tek burası kaldı. Bizde dedemizden aldığımız mirasa sahip çıkıp yok olmasını önlemek istiyoruz. Bizlere bu imkân verilirse buradan 40 kişiye ekmek kapısı açılır. Bizim de üretimimiz çeşitlenir.” diye konuştu.

    Purutoğlu, bir bölümü yıkılan puruthaneyi yeniden eski günlerine kavuşturmanın özlemi içerisinde olduğunu kaydetti.

    Çalışmaları dolayısıyla Purutoğlu’nu tebrik eden Vali Epcim ise destek sözü verdi.

    Geleneksel el sanatlarının yaşatılmasında Purutoğlu gibi ustaların hayati öneme sahip olduğunu belirten Vali Epcim, “Büyük medeniyet olmanın önemli alametlerinden biri bıraktığınız eserlerdir. Bizim kültürümüz, yaşam biçimimiz ve düşünce dünyamız bu anlamda oldukça zengin bir birikime sahip. Baktığınız zaman gerek dini, gerek sivil mimari örneğinde tarihe nasıl değerler kazandırmışız bunu açıkça görebiliyoruz. İşte tüm bunları başarabilmenin ön koşulu ahlaken ve zihnen iyi yetişmiş, mesleğini düşünce dünyası ve kalbi ile harmanlayarak yaşadığı zamana neler katabilirim ya da nasıl kalıcı olabilirim idraki içerisinde fertlere sahip olabilmek. Bunu başarabildiğiniz zaman estetik ve zarafetiyle asırlara meydan okuyan nadide eserler ortaya koyabiliyorsunuz. Bu da her yönüyle nasıl bir medeniyet olduğunuzu en güzel şekliye ifade ediyor. İşte bu noktada bu büyük medeniyetlerin temellerini Recai usta gibi kadim el sanatlarımızın emektarları yoğuruyor. Bu bakımdan, bu meslekleri yapan ve yaşatanlar o zengin kültürel birikimin geçmişten bugüne aktarılmasında da büyük rol oynuyor. Eğer bir medeniyet inşa etme iddiamız var ise bizlere düşen kendilerini bu çalışmalarında desteklemek, bu mesleklerin gerek yaşatılması gerekse ihya edilmesi hususunda üzerimize düşüne yapmaktır. İnşallah bizlerde bu noktada üzerimize düşeni yapacağız. ” değerlendirmesinde bulundu.

    Vali Epcim, Purutoğlu ile yaptığı sohbetin ardından ziyaretini sonlandırdı.

  • Kadın cam sanatı ustası, mesleği yaşatıyor

    Kadın cam sanatı ustası, mesleği yaşatıyor

    Erzurum’da cam sanatı ilgilenen tek kadın zanaatçı Aynur Bayram, cama şekil vererek birbirinden farklı hediyelik eşyalar üretiyor.

    Erzurum’da unutulan meslek grupları arasında cam sanatı da bulunuyor. Bu mesleği seçerek unutulmaya yüz tutmuş bir sanatı yaşatmaya çalışan Aynur Bayram, mesleğini severek yaptığını söyledi.
    Erzurumlu tek kadın cam sanatı ustası Aynur Bayram yaptığı işten büyük zevk aldığını belirterek, “Doğma büyüme Erzurumluyum, yaklaşık 5 yıl önce kendi mesleğimden istifa ederek cam sanatı ile ilgilenmeye başladım. Cam sanatına nasıl başladığım konusunda daha doğrusu böyle bir mesleği neden seçtiniz derseniz, aslında içimde olan ne varsa bunu dışa vurdum. Kendimi tutsak hissettiğim hayattan özgürleştirme yoluna geçiş yaptım. Bu mesleği seçmem elbette kolay olmadı, aksine çok zor oldu. Çok mutluyum çünkü kendi istediğim mesleği şu an yapıyorum” dedi.

    Cam sanatının unutulmaya yüz tutmuş meslek grupları arasına girdiğini dile getiren Bayram, “Geçmişine bakılırsa ta Milatta öncesine dayanıyor. Özellikle biz gençler tarafından keşfedildi. Bu meslek ileri ki zamanlar daha iyi yerlere geleceğinden eminim. İlerlemeye devam eden bir sanat grubu. Benim yaptığım nesnelere alevle şekil vermek. Üfleme ile cama şekil vermede deriz. Bu işle uğrayan kişilerin bir kere yetenekli olmaları şart. En önemli yanı kişilere sabrı da öğretiyor. Sabır şart. Bu mesleği kendi adıma konuşursam her kesin yapabileceğini düşünmüyorum. Bu mesleğin ince ayrıntı ve detayları çok var. Bu mesleği yapmak isteyenlere elbette yardımcı da olurum. Kişinin zaten yeteneği varsa ilerleme sağlar. Her kes yapar mı elbette isterse yapar ama önemli olan o çalışacağı sanatı bilmesi ve çalışması lazım. Ama sırf para kazanayım diye yapmak değil de sevdiğiniz için yaparsanız başarıda arkasından gelir” diye konuştu.
    Tek kadın olmanın zorluklarını yaşadığını anlatan Aynur Bayram, “Malzeme temini konusunda malzemeler yurt dışından geliyor. Kendi atölyemde gelen siparişlere cevap veriyorum” dedi.

    İHA