Etiket: Ürünlere

  • Hava sıcaklığı düştü, vatandaşlar bağışıklık sistemini güçlendirmek için doğal ürünlere yöneldi

    Hava sıcaklığı düştü, vatandaşlar bağışıklık sistemini güçlendirmek için doğal ürünlere yöneldi

    Diyarbakır’da vatandaşlar, hava sıcaklıkların düşmesi ile birlikte ortaya çıkan mevsimsel gripten korunmak için aktarların yolunu tuttu.

    Diyarbakır’da hava sıcaklığının düşmesi, beraberinde mevsimsel gribi de getirdi. Tüm dünyayı etkisi altına alan korona virüs semptomlarıyla benzerlik gösteren mevsimsel gripten korunmak isteyen vatandaşlar, aktarlarda satılan ıhlamur, zencefil, zerdeçal, tarçın, adaçayı gibi bitkilere yoğun talep gösterdi. Vatandaşlar sadece grip için değil, korona virüse karşı da bağışıklık sistemini güçlendirmek amacıyla üzüm ürünlerine bağlı pestil, sucuk ve helvalara da ilgi gösterince, satışlar patladı.

    Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde aktarlık yapan Yakup Yolcu, kış aylarında doğal ürünlerin vatandaşlar tarafından yoğun ilgi gördüğünü söyledi. Yolcu, “Korona virüs grip ile karıştırılıyor. Biz gribe çözüm bulabildik ama korona virüse hala çözüm bulamadık. Gribe çözüm karışımlarımız var 12 bitkiden oluşan çaylar, bunu kullanan hastalarımızın tamamı olumlu sonuçlarla dönüyor. Gribi tamamen çözüyoruz diyebiliriz. Onun yanı sıra çay kullanmak istemeyenler için zerdeçal ve zencefilin toz hali harnup pekmeziyle karıştırarak günde 3 defa kullanıldığında kesinlikle sonuç alınıyor. Bunu yıllardır deniyoruz, üzerinde çalışıyoruz, daha iyisini bulana kadar en iyisi bu. Kış aylarında bağışıklık sistemi düşüyor, korona virüse de davetiye çıkarıyor. Korona virüse karşı bağışıklık sistemi güçlendirmenin yolu, pestil, sucuk, pekmez, üzüm helvası gibi kendimizin yaptığı doğal ürünlerden geçiyor. Bu tarz doğal şireli ürünleri hastalarımıza verdiğimizde günü birlik kullanıldığında bağışıklık sistemi güçleniyor. Koronaya karşı savaş açmış oluyoruz, koronanın çözümü diyemem ama bağışıklık sistemini güçlendirdiğini söyleyebilirim. Rağbet çok yüksek eylül ve ekim aylarında taze ürünler gelmiş oluyor, bilen müşterilerimiz hemen gelip alıyor, bilmeyenlere ise tattırıyoruz, kesinlikle içerisine glikoz, şeker hiçbir şey katmadan kendi yaptığımız ürünleri satıyoruz” dedi.

    Müşterilerden Hacı Şık ise 7 yıldır karışım aldığını kaydederek, karışımların iyi geldiğini, ailece karışımı kullandıklarını söyledi. Şık, daha önce korona virüse yakalandığını ve aktardan aldığı doğal ürünlerle bağışıklık kazandığını ve hastalığı atlattığını sözlerine ekledi.

  • Devrilen elektrik direği sera ve ürünlere zarar verdi

    Antalya’nın Kumluca ilçesinde dün öğleden olumsuz hava şartları sebebiyle bazı seralarda yırtılmalar yaşanırken Beykonak Mahallesi’nde bir seranın üzerine elektrik direği devrildi.

    Beykonak’ta Ramazan Deniz (32) isimli üreticinin serasının bitişiğindeki elektrik direği şiddetli rüzgara dayanamayıp kırıldı. Kırılan ahşap direk seranın üzerine devrildi. Gece saat 23.00 sıralarında yaşanan olayda can kaybı yaşanmazken maddi hasar meydana geldi. Üretici Ramazan Deniz, “Gece gelip serama baktığımda elektrik direğinin seramın üzerine devrildiğini gördüm. Elektrik akımı olabilir diye seraya yaklaşmadım. Yetkililer gelip elektriği kestiler. 2 dönümlük alanda zararım var” dedi.

    Kumluca Ziraat Odası Başkanı Hidayet Gökçe ise,”Ağaç direk rüzgardan dolayı kopmuş. Seranın üzerine devrilmiş. Seranın çatısı da demir olunca şase yapmış. Seranın tümüne dağılmış. Seranın üzerindeki plastik yanmış. Yanan plastik seranın içindeki ürünleri ve sulama sistemini yakmış. Bu olayın tek sevindirici tarafı can kaybının olmamasıdır. Vatandaş serasını kendi imkanlarıyla tamir ediyor. Olayla ilgili Kumluca Ziraat Odası Başkanlığı, Tarım ve Ormancılık Bakanlığı Kumluca İlçe Müdürlüğü Ekipleri tarafından hasar tespiti yapılıyor” diye konuştu.

  • Bazı ithal ürünlere ek vergi geliyor

    Konya Genç Mali Müşavirler Platformundan yapılan açıklamada, Türkiye ile serbest ticaret anlaşması bulunmayan ülkelerden yapılacak bazı ürünlerin ithalatına yüzde 10-30 arasında değişen oranlarda ilave gümrük vergisi uygulanacağı açıklandı.

    Türkiye ile serbest ticaret anlaşması bulunmayan ülkelerden yapılacak ithalata değişen oranlarda ilave gümrük vergisi uygulanacağı belirtilen açıklamada, “Resmi Gazetede yayınlanan ithalat rejimi kararına ek karar olarak televizyonlar, oyuncaklar, PVC boru, banyo tefriş malzemeleri, su depoları, kapı-pencere montaj elemanları, kablolar, kağıt-karton malzeme, mermer ve granit, prefabrik yapı elemanları, tuhafiye malzemeleri, inşaat aksamı, sandviç panelleri kapsayan ürünlerin ithalatında yüzde 10-30 arasında değişen oranlarda ilave gümrük vergisi uygulanacaktır. Karara göre, kapsam dâhilindeki ürünlerin, genelleştirilmiş tercihler sisteminden yararlanacak ülkeler grubu, en az gelişmiş ülkeler, gelişme yolundaki ülkeler ile diğer ülkelerden yapılacak ithalatına yüzde 10 ila yüzde 30 arasında değişen oranlarda ek gümrük vergisi uygulanacak. Türkiye’ye sevk edilmek üzere taşıma belgesi düzenlenmiş ve yüklemesi yapılmış bu kapsamdaki ürünler, 45 gün içinde ithalatına ilişkin gümrük beyannamesi tescili veya özet beyanın verilmesi halinde, karar hükümlerinden muaf olacak” denildi.

  • Kış yaklaştı, bitki çaylarına ve doğal ürünlere rağbet arttı

    Havaların yavaş yavaş soğuduğu, sık sık sıcaklık değişimlerinin yaşandığı günler, soğuk algınlığı, nezle ve gribe de davetiye çıkarıyor. Vatandaşların hastalıklardan korunmak için başvurdukları ilk yöntem bitki çayları oluyor. Soğuk havaların gelmesi bitki çaylarına rağbeti artırırken, aktarlarda en çok ıhlamur, zencefil, zerdeçal, tarçın, adaçayı gibi şifalı bitkiler ile çeşitli bitkilerin bir araya getirildiği karışımlar satılıyor.

    Bu karışımı içen nezle olmuyor

    Soğuk algınlığı ve kış hastalıklarından korunmak isteyen vatandaşlar, bitkisel tedavilere başvuruyor. Özellikle aktarların önerdiği kuşburnu, adaçayı, ebegümeci, ekinezya, zencefil, havlıcan karışımı kış çayı ise büyük rağbet görüyor. Karışımı hazırlayan aktar Zekeriya Kayacan ise verdiği tarifle kış çayı yapanların nezle, soğuk algınlığı ve grip olmayacağını söyledi.

    Bitez Mahallesinde bulunan 30 yıllık aktar Zekeriya Kayacan kış çayının tarifini verdi. Kayacan nezle, grip, soğuk algınlığı geçirmek istemeyenlerin kış çayından günde 1 veya 2 kez içilmesi gerektiğini söyleyerek “Şu anda tam havanın geçiş dönemi. Yazdan, kışa geçiş dönemini yaşıyoruz. Bu dönemde insanların dikkat etmesi gereken şey soğuk algınlığıdır. Hava sıcaklığı çok değişken bu dönemlerde bir anda 5 derece düşüyor bir anda sıcaklık artış gösteriyor. Bu da insanları nezle dediğimiz soğuk algınlığı yapıyor. Ben bunun için kış çayı öneriyorum. Özellikle Kuşburnu, adaçayı, ebegümeci, ekinezya, zencefil, havlıcan kaynattığımız sıcak suya atarak 5 dakika dinlendikten sonra içilmesini öneriyorum. Günde iki defa içilmesi soğuk algınlığı almamızı engelleyecektir. Bu kış çayını içenler vücutlarına a,b ve c vitamini almış olacaklar, öksürük olmayacak, sıcak tutacak insanları” dedi.

    Kış çayının içerisinde bulunan bitkilerin faydalarını da belirten Kayacan “Havlıcan bitkisi kış çayının olmazsa olmazıdır. Astım ve bronşit hastaları bunu kullanabilir. Boğaz enfeksiyonuna çok iyi gelir ve nefes açar. Kuşburnu C vitaminidir. Ebegümeci karın ağrısından boğaz enfeksiyonuna, ağız yaralarına iyi gelir. Adaçayı bir antibiyotik etkisi vardır uzun süreli kullanılmaması gereken bir bitkidir. Farenjit olan bir insanın adaçayı ile gargara yapıp yavaş yavaş yutması gereken çok önemli bir bitkidir. Zencefil her derde deva olan, mide ağrısına iyi gelen bir doğal ilaçtır” ifadelerini kullandı.

    İnsanların sürekli normal siyah çay tüketmek yerine kış çayı tüketmelerini önere Kayacan, doğal bitkilerin yan etkisi olmadığını da sözlerine ekleyerek vatandaşların kış çayını günde 1 yada 2 bardak içmelerini, doğal bitlileir kullanırken de bu işte uzman olan aktarların tavsiyelerini dinlemelerini istedi.

  • TESK Başkanı Paladöken: “Lüks ve ithal ürünlere olan talebi azaltmalıyız”

    TESK Başkanı Bendevi Palandöken, “Yaşadığımız ekonomik sıkıntıyı tasarruf oranlarımızı yükseltebilmek için bir fırsat olarak görüyorum. Ülkece tasarrufa yönelmeli ve ihtiyaç fazlası olan tüm ürünlerden mümkün olduğunca kaçınmalıyız” dedi.

    İçinde bulunulan ekonomik koşulları tasarruf oranlarını artırmak için bir fırsat olarak gördüğünü belirten Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Bugün yaşadığımız ekonomik sıkıntının en önemli nedenlerden birisi kamu ve özel sektörün tasarruf oranlarının çok düşük olmasından kaynaklanıyor. Yeterince tasarruf oranına sahip bir ülke olsaydık maliyet enflasyonundan kaynaklanan fiyat artışları bizi bugün olduğu kadar etkilemeyebilirdi. Bu nedenle, yaşadığımız ekonomik sıkıntıyı tasarruf oranlarımızı yükseltebilmek için bir fırsat olarak görüyorum. Ülkece tasarrufa yönelmeli ve ihtiyaç fazlası olan tüm ürünlerden mümkün olduğunca kaçınmalıyız” dedi.

    Lüks ve ithal ürünlere olan talebin azaltılması gerektiğini ifade eden Palandöken, “Yeterince tasarruf oranına sahip bir ülke olsaydık vatandaşlarımızın satın alma gücü ve buna bağlı olarak marjinal tüketim eğilimi çok daha yüksek olabilirdi. Özellikle döviz kurlarında bu kadar dalgalanma yaşandığı bir dönemde, lüks ve ithal ürünlere olan talebi azaltır, bu kaynağı tasarrufa dönüştürebilirsek orta vadede ekonomimizi daha iyi bir noktaya taşımanın zeminini hazırlamış olabiliriz. Bunları hayata geçirirken şu noktayı da unutmamak gerek. Tasarruf için tüketimi azaltmak, belirli sektörlerde daralmaya neden olacaktır ve bunun olumsuz etkileri ekonomiye mutlaka yansıyacaktır. Ancak yüksek kurlardan ithal ve lüks ürünlere olan talebimiz hiç azalmadan devam ederse bunun yangına körükle gitmekten bir farkı kalmaz. Dışarıya olan döviz borcumuz artarken içeride tasarruf oranlarımız azalmaya devam eder” diye konuştu.

    Orta ve uzun vadede sürdürülebilir bir büyümeyi yakalamak için özellikle kamu ve özel sektörün tasarruf oranlarının artırılması gerektiğine vurgu yapan Palandöken, “Ekonomide konjonktürel bozulmalara karşı yapılan müdahalelerin mutlaka bir yan etkisi de olur. Ama bakmamız gereken nokta, yapılan müdahale ile elde edilen sonucun ekonomiyi bu müdahalenin yan etkilerinden daha olumlu bir noktaya taşıyıp taşımadığıdır. Bu nedenle kamu ve özel sektörün tasarruf oranlarının artırılmasını orta ve uzun vadede sürdürülebilir bir büyümeyi yakalamak için çok önemli buluyorum” ifadelerini kullandı.