Etiket: Ürünlerde

  • Güler: “Dental ürünlerde de yerli üretime geçilmeli”

    Adana Diş Hekimleri Odası Başkanı Dt. Fatih Güler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Sağlıkta yerli ve milli atılım yapmalıyız” sözünü desteklediklerini, dental sektörünün de unutulmadan bu hamlenin içerisine alınmasını istedi.

    Güler, yaptığı açıklamada, son dönemde her alanda başlayan yerli ve milli üretim hamlesinin dental sektörü de kapsaması gerektiğini belirterek, “Adana Diş Hekimleri Odası olarak milli üretimi destekliyoruz. Şu an Türkiye’de dişhekimliği fakültelerinde birden beşe kadar okuyan öğrenci sayısı yaklaşık 23-24 bin civarındadır. Bu öğrenciler 5 yıl içerisinde mezun olunca demek oluyor ki 23-24 bin dental ürün satılacaktır. Bu sayının içerisinde mevcut diş hekimlerinin yenileme ihtiyacı duyup, alacaklar yoktur. Bu mevcudiyet ciddi bir pazar oluşturmaktadır. Dental ürünlerin yüzde 90’ında dışa bağımlılığımız sürmektedir” dedi.

    Türkiye’de dental ünite yapan 1-2 firma olduğunu, kapasitelerinin bu aşırı talebi karşılayamadığını söyleyen Dt. Güler, “Yerli ve milli üretimin yaşam bulması için dental sektörü alanına mutlaka destek, teşvik verilmelidir. Dental sektörde hastalarımızın tedavisinde kullandığımız dolgu maddelerinde, protetik materyellerde de ciddi anlamda dışa bağımlıyız. Sadece implantta kabul gören yerli üretimimiz giderek ilerlemektedir. Ama makine ekipmanı ve temel olarak kullandığımız tedavi edici, restore edici malzemelerde büyük oranda dışa bağımlıyız. Bu durumda dental sektörü cari açık veren bir sektör haline dönüştürülmektedir. Bu anlamda Cumhurbaşkanımızın ’Sağlıkta yerli ve milli atılım yapmalıyız’ sözünü destekliyor, dental sektörünün de unutulmadan bu hamlenin içerisine alınmasını talep ediyoruz” diye konuştu.

  • Danone Türkiye Sütlü Ürünler’de atama

    Danone Türkiye Sütlü Ürünler İnsan Kaynakları Direktörlüğü’ne Pınar Batur atandı.

    Danone Türkiye Sütlü Ürünler İnsan Kaynakları Direktörü olarak Pınar Batur 1 Ocak 2017 tarihi itibariyle atandığı açıklandı. 2008 yılından bu yana Danone ailesinde farklı şirketler ve görevlerde bulunan Batur, son olarak Nutirica Medikal Beslenme şirketinde Organizasyonel Gelişim & Erişkin Kategori İK İş Ortağı olarak görev alıyordu.

    Ortadoğu Teknik Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden mezun olan Batur, kariyerine eğitim & gelişim uzmanı olarak başladı. İnsan Kaynakları alanında kariyerini farklı kurumsal şirketlerde sürdüren Batur, 2008 yılında katıldığı Danone ailesinde Nutricia Anne Bebek Beslenmesi ve Nutricia Medikal Beslenme şirketlerinde çeşitli görevlerde bulundu.

  • Bayraktar: “Tarımsal Ürünlerde Kayıp Büyük”

    Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tarımsal ürünlerde kayıpların büyük olduğunu bildirerek, “Tüketemeden, ihraç edemeden kaybediyoruz. Ürün yetişirken, hasat ve hasat sonrasındaki taşıma, muhafaza, pazarlama ve tüketim aşamalarında kayıplarımız büyük boyutlarda. Tahılda kaybımız 1,8 milyon tonu buğday olmak üzere 2,9 milyon tona yaklaşıyor. 45,7 milyon ton yaş sebze meyve üretimimizin hesaplamalara göre en az 9 milyon tonu sofraya ulaşmadan çöpe gidiyor” dedi.

    Şemsi Bayraktar, yaptığı açıklamada, ülkemizde tarımsal ürünlerin tarladan sofraya ulaşıncaya kadar önemli kayba uğradığını belirtti. Kayıpların önemli bir kısmının hasat ve depolama aşamasında gerçekleştiğini vurgulayan Bayraktar, zamanında ve uygun araç gereçle yapılmayan hasat işlemleri ve yeterli şartları sağlamayan depolama sistemleri sonucu ürünlerin önemli bir kısmının ziyan olduğuna dikkati çekti.

    “36,6 MİLYON TON TAHILIN 2,9 MİLYON TONU KAYBEDİLİYOR”

    2013-2014 döneminde pirinç hariç 36,6 milyon ton olan tahıl üretiminin yüzde 7,85’i olan 2,9 milyon tonunun üretim ve kullanım aşamasında kaybedildiğini bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:

    “Toplam 2,9 milyon tonluk kaybın, 1,9 milyon tonu üretim, 1 milyon tonu kullanımda meydana geliyor. Tahılın 17,7 milyon tonunu tüketiyoruz, 13,9 milyon tonunu yemlik olarak kullanıyoruz, 2 milyon tonunu tohumluğa ayırıyoruz. Endüstriyel kullanım 458 bin tonu geçiyor. Kaybedilen tahıl, tohumluğa ayrılan tahıldan 900 bin ton daha fazla. Bu çok fazla ve kabul edilebilir bir durum değil. Sadece buğdayda 1 milyon 212 bin tonu üretimde, 621 bin tonu kullanımda olmak üzere 1 milyon 833 bin ton kayıp var. Durum bizde böyleyken, nüfusu 11,3 milyon olan Belçika 1,8, 10,9 milyon nüfuslu Yunanistan ve 8,6 milyon nüfuslu Avusturya 1,6 milyon ton, 18 milyonluk Şili 1,5 milyon ton, 16,9 milyon tonluk Hollanda 1,3 milyon ton buğday üretiyor. Bizim kaybettiğimiz buğday onların üretiminden fazla. Bu israfı durdurmamız lazım. Buğdaydaki ekonomik kaybımız 1,6 milyar lira düzeyinde bulunuyor. Tahılda toplam kayıp 2,5 milyar liraya yaklaşıyor.”

    “YAŞ SEBZE MEYVEDE KAYIP 9-11 MİLYON TON”

    Yaş sebze ve meyvede kaybın tahıla göre çok daha yüksek boyuta ulaştığını belirten Bayraktar, şu bilgiyi verdi: “Yapılan araştırmalara göre, tür ve çeşitlere göre değişmekle birlikte yaş sebze ve meyvedeki kayıp oranı yüzde 10 ile 30 arasında değişiyor. Yaş sebze meyvede ortalama kaybın yüzde 20-25 dolaylarında olduğu tahmin ediliyor. Toplam yaş sebze ve meyve üretimimizin 45,7 milyon ton olduğu dikkate alındığında her yıl toplam yaş sebze ve meyve üretimimizin en az 9 milyon tonu sofraya ulaşmadan çöpe gidiyor. Bu rakamın, 11-11,5 milyon tona kadar ulaşabileceği belirtiliyor.

    Tahılda kayıpların maddi karşılığının 2,5 milyar liraya yaklaştığını anlatan Bayraktar, şunları söyledi:

    “Yaş sebze meyvede kayıp en az 11 milyar lira. Kaybın 13-14 milyar liraya ulaşabileceği tahminler arasında. Türkiye, bu kadar büyük bir parayı çöpe atacak kadar zengin bir ülke değil. 2014 yılında 3,5 milyon yaş sebze meyve ihracatı yaptığımız ve 2,3 milyar dolar döviz kazandığımız düşünüldüğünde kaybın boyutları daha iyi anlaşılıyor. Binbir emekle üretilen tarımsal ürünlerdeki kayıpların en aza indirilmesi temel politika olmalıdır. Milyarlarca doların tüketim ve ihracatta yöneleceğine, çöpe gitmesine neden olan kayıplar en aza indirilirse, milyonlarca ton tarımsal ürünün ithalatı önlenmiş olur.”

    “KAYBIN SEBEBİ”

    Yapılan araştırmalara göre, yaş sebze meyvede derim sırasında yüzde 4-12, taşıma sırasında yüzde 2-8, pazara hazırlık evresinde yüzde 5-15, depolamada yüzde 3-10, tüketici evresinde yüzde 1-5 kayıp meydana geldiğini bildiren Bayraktar, “Üreticilerimizin bin bir emekle ürettiği ürününü zayi olmamasının yanı sıra ülke ekonomisinin de kayba uğramaması bakımından bu kayıpların mutlaka önlenmesi gerekir” dedi.

    “NE YAPMALI?”

    Tahıl, hasat ve biçerdöverlerden kaynaklı kayıpların önemli boyutta olduğunu vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti: “Biçerdöverler minimum düzeyde dane kaybına göre üretiliyor. Arazinin durumu, biçerdöverlerin ayarlarının iyi yapılmaması, biçerdöverlerin ürün çeşidine ve arazi yapısına göre uygun çalışma hızında gitmemesi hasatta dane kaybını artırıyor. Biçerdöverlerde dane kaybının yüzde 3’ü aşmaması gerekirken, ülkemizde bu oran yüzde 5,5 seviyesinde seyrediyor. Biçerdöver sahipleri, biçerdöverlerini operatör belgesi olmayan sürücülere kullandırmamalı, biçerdöver operatör belgesi olmayan sürücüler biçerdöverle ürün hasadı yapmamalı, belgeli olanlar eğitime tabi tutulmalı,

    biçerdöverlerinin tamir, bakım ve ayarları tekniğine uygun bir şekilde yapılmalı, biçerdöver uygun hızda çalıştırılmalı, arazi tesviyesi iyi olmalı. Dane kayıplarını en aza indirmek için hasatta, üründeki rutubet durumu dikkate alınmalı, çiğ kalkmadan hasada başlanmamalı ve çiğ düşmeden önce hasada son verilmelidir. Özellikle arazilerin engebeli olan bölgelerde kayıpların azaltılması amacı ile engebeli arazilerde ve yatık ürünlerde, biçerdöverlere sap ayırıcı ve başak kaldırıcı monte edilmeli. Diğer taraftan depolamadan kaynaklanan kayıpların en aza indirilmesi için lisanslı depoculuğun ülke genelinde yaygınlaştırılması gerekmektedir. Kayıpların azaltılması için önem taşıyan bir konu da depolamada ambar zararlılarıyla mücadeledir. Ülkemizde, özellikle depolamadan kaynaklanan kayıpların en aza indirilmesi için lisanslı depoculuğun teşvik edilmesi gerekmektedir. Depolanacak tahılın nem içerikleri düşük olmalıdır. Buğdayda yüzde 12-14 gibi. Gerekirse depolamadan önce kurutulmalıdır. Ürün depoya konulmadan önce tahıllar kırık, hasar görmüş taneler, yabancı tohum ve tanelerden arındırılmalıdır. Haşere ve enfekte olmuş tane içeren tahıl kitleleri fumigasyon (gazlama) yoluyla ilaçlanmalıdır. Üreticilerimiz depo seçimini yaparken tahılın ve yöre ikliminin özellikleri göz önünde bulundurarak; depo olarak kullanılacak alanın nemsiz, kuru, havadar ve aydınlık bir yer olmasına dikkat etmelidir. Ayrıca depolar için en iyi sıcaklık değeri +4°C’dir. Sıcaklık yükseldikçe silolara aktarma yapılmalıdır. Özellikle buğday depolamada, bir ton ürüne en az 1,5 metrekare alan hesap edilmelidir ve depolara zararlıların girmesini engelleyecek tedbir alınmalıdır.”

    Yapılacak eğitim faaliyetleri ile üreticilerimizin yetiştirme tekniklerinin yanı sıra hasat teknikleri konusunda da bilgilendirilmesinin sağlanması gerektiğine dikkati çeken Bayraktar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ürün zamanında ve doğru şekilde hasat edilmelidir. Üreticilerimiz üretim sırasında yanlış uygulama yapmamalı, hastalık ve zararlılarla mücadele konusunda dikkatli davranmalıdır. Ürünü olgunlaşmadan önce veya aşırı olgunlaşmış şekilde toplamamalı, bahçede uygun meyve ve sebze toplama kapları bulundurmalı, ürünü güneşten korumalı ve paketleme tesislerine teslim veya pazara taşımada gecikmemelidir.”

    Hasat edilen sebze ve meyvelerin uygun şekilde paketlenmesi, taşınması ve depolanmasının sağlanması gerektiğini belirten Bayraktar, bu amaçla soğuk hava depolarının sayısı ve kapasitesinin artırılması ve bu tesislere verilen desteklerin artırılarak devam etmesi, ürünlerin uygun araçlarla ve özelliğine göre ayrı ayrı taşınması gerektiğini kaydetti.

    Paketleme tesisinde sınıflandırmanın iyi yapılması, havalandırma ve soğutmanın yeterli olmasının bir zorunluluk olduğuna dikkati çeken Bayraktar, “Ürüne bahçede, hasattan sonra yüklemeden önce muhakkak ön soğutma yapılmalıdır. Hijyen koşullarına dikkat edilmelidir. Tüketici ürünü, kayba ve israfa uğratmayacak miktarda ihtiyacı kadar satın almalı; sebze ve meyveye uygun saklama ve kullanma şartlarına uymalıdır.” ifadelerini kullandı.

  • Yöresel Ürünlerde Kadın Eli Projesi

    Ardahan Belediyesinin SODES kapsamında alınan destekle açılacak olan yöresel ürünlerde Kadın Eli Projesi kapsamında, Ardahan Belediyesi yalnızçam salonunda yapılan kura çekimi Belediye Başkanı Faruk Köksoy, Belediye Meclis üyeleri Kamile Göktaş ve İbrahim Bozkurt’un katılımlarıyla yapıldı.

    Ardahan Belediyesinin SODES kapsamında alınan destekle açılacak olan yöresel ürünlerde Kadın Eli Projesi kapsamında, halı dokumacılığı ve makinede geleneksel Türk işlemeleri kursları için 52 kişi müracaat etti. Alınacak kursiyer sayısı 36’ya ulaşamayınca, Belediye Başkanı Faruk Köksoy; tarafından katılımcıların tamamı kurs öğrencisi olarak alındı.

    Projeyle Ardahan Belediyesi bünyesinde 2010 yılında kurulan ve bütün altyapısı Belediye tarafından tamamlanan “Kadın Eğitim Merkezi” nin devam eden faaliyetlerini güçlendirmek ve faaliyetlere yeni kalemler ekleyerek merkezin devam etmesini sağlamak amacıyla söz konusu projenin hazırlandığını anlatan Başkan Köksoy, “2012.2013.2014 yıllarında SODES kapsamında alınan destekle ve Belediyemizin kendi eş finansman desteğiyle faaliyetlerini devam ettiren merkezimiz Ardahanlı kadınlarımız için umut merkezi olmuştur. Ardahan İlinde yaşayan eğitim düzeyi düşük ve ekonomik açıdan yetersiz koşullara sahip kadınların merkezimizde yaptıkları yöresel motiflerle halı dokumacılığı ve yöresel simgeleri barındıran el örmesi işlemelere ek olarak, yöresel motifleri yansıtan ve Tiftik kullanılarak yapılan; yün çorap, yöresel motifli danteller, yöresel motifli patik, eldiven, bere, yine yöresel simgeleri barındıran ve yörenin gelir kaynaklarından biri olan kaz tüyünden yastık, yorgan yapımı, koyun ve keçi tüyünden yöresel keçe ve kilim dokumacılığı gibi mesleki eğitim kurslarına yönlendirilerek hem ilimizde kaybolmaya yüz tutmuş yöresel ürünlerin yaşatılması sağlanacak hem de kadınlarımıza mesleki eğitim becerileri kazandırılarak istihdam edilebilirliklerine katkı sağlanacaktır. Bunun yanı sıra Belediyemizin çok amaçlı kültür merkezinde kadınlara yönelik konferanslar, seminerler, sinema ve tiyatro günleri, kadın hakları konulu paneller gibi sosyal ve kültürel etkinlikler düzenlenecek olup, kadınlarımızın öğrenirken bilinçlendirilmesi, sosyalleşmesi ve topluma kazandırılması sağlanacaktır. Böylece sosyo ekonomik gelir düzeyi düşük kadınlarımızın kendi yaşamlarından başlayarak ailenin ve toplumun yaşamlarını etkilemeleri sağlanacak ve yerel düzeydeki işletmelerinde ihtiyaç duydukları nitelikli insan kaynağının yetiştirilmesine katkı sağlanacaktır.” Dedi.