Etiket: Üretti

  • Soba zehirlenmelerine karşı jel üretti

    Soba zehirlenmelerine karşı jel üretti

    Erzurumlu Elektrik Teknisyeni Ebubekir Taşbaşı, kışın yaşanan soba zehirlenmelerini önleyecek jel üretti.

    Kış mevsiminin gelmesiyle sobaların kurulduğu Erzurum’da soba zehirlenmesinin önüne geçilecek jel üretildi. Beton tavana sürülme şartı olan jel, karbondioksit gazını çekerek zehirlenme riskini ortadan kaldırıyor. İçeriğinde özel maddelerin yer aldığı jelle özellikle kış mevsiminde yaşanan soba zehirlenmelerinin azaltılması hedefleniyor.

    Jeli üreten Elektrik Teknisyeni Ebubekir Taşbaşı, “Kış mevsiminde doğalgazın olmadığı yerlerde soba kurup ısınıyorlar. Bu ısınmanın sonucunda da zehirlenme riski oluyor sobalarda genellikle karbondioksit gazından dolayı. Bu jeli sobayı kurduğumuz yerin beton tavanına, ağaç tavan olmaması gerekiyor yoksa ilacı emiyor, sürdüğümüzde karbondioksit gazını yukarı çekiyor, sıcağı da aşağıya veriyor. Bu jel zehirlenme riskini ortadan kaldırmış oluyor. Deneyini de yaptık, herhangi bir sıkıntı çıkmadı. Genelde sobalı evlerde kullanmalarını öneririm” şeklinde konuştu.

  • “Yapabilir miyim” diye başladı, 60 çeşit çikolata üretti

    “Yapabilir miyim” diye başladı, 60 çeşit çikolata üretti

    Erzurum’da iş kadını Şeyda Sönmez Ebren, çikolata üretmek için ’Madame Mai’ isminde mütevazı bir işletme açtı. Şu anda 60 çeşit çikolata ürettiklerini belirten Ebren, “Yapabilir miyim diye başladığım bu işte çok güzel çikolatalar elde ettim. Belçika çikolatasından yaptığımız 60 çeşit çikolatamız bulunmakta” dedi.

    Erzurum’da yaşayan 2 çocuk annesi Şeyda Sönmez Ebren, çikolata üretmek için imalathane açtı. Daha önceki üç yıllık çikolata hayatında sadece çikolata satan Ebren, hem üretip hem satabilmek için işletme açtı. Ebren gerekli eğitimleri aldıktan sonra dükkanında kendi çikolatalarını üretmeye başladı. Belçika çikolatası ile el yapımı çikolata üreten Ebren, şu an 60 çeşit çikolata üretiyor. Yakutiye ilçesi Kurtderesi Mahallesi’nde bulunan ‘Madame Mai’ adındaki çikolata işletmesinin açılışını ise geçtiğimiz günlerde Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen yaptı.

    Ürettikleri çikolataların tamamen el yapımı olduğunu söyleyen Şeyda Sönmez Ebren, “Üç yıllık çikolata hayatımda zaten çikolata satıyordum. Bir kadın işletmeci olarak kendi çikolata dükkanımı açsam yapabilir miyim dedim. Kadın kooperatif kuruluna da üyeyim. Yapabilir miyim diye başladığım bu işte çok güzel çikolatalar elde ettim. Belçika çikolatasından yaptığımız 60 çeşit çikolatamız bulunmakta. Çikolatalarımız tamamen el yapımıdır. Burada bir istihdam oluşturduk ve halkımıza hızlı şekilde hizmet vermeye devam ediyoruz” diye konuştu.

    “Erzurum ve Türkiye için büyük bir marka olacağız”

    Dünyanın en iyi kakao çekirdeği toplayan firmasıyla çalıştıklarını kaydeden Ebren, “İleride büyüyeceğiz, Erzurum ve Türkiye için büyük bir marka olma hayalimiz var. Markamızı tescilli markamız ve çalışmalarımızda aynı hızla devam edecek. Çalışıyorum üretiyorum ve arkamdaki en büyük destekçim olan eşime teşekkür ediyorum. Pandemi nedeniyle şu an 4 personelimiz var. İleride bu sayının artmasını planlıyoruz. Dünyanın en iyi kakao çekirdeğini toplayan bir firmayla çalışıyoruz. Bu malzemeyi en iyi şekilde işlemlerden geçirip lezzetli çikolatalar haline getiriyoruz. İşletmemin adının ‘Madame Mai’ olmasının nedeni mavi rengini çok sevmemden kaynaklanıyor. Bu kelime mavi kadın anlamına geliyor” açıklamalarında bulundu.

  • Palandöken Belediyesi maske makinası üretti

    Palandöken Belediyesi maske makinası üretti

    Palandöken Belediyesi, pandemi sürecinde yüz binlerce maske üreterek katkıda bulunduğu salgınla mücadeleyi maske imalat makinasıyla taçlandırdı.

    Piyasa fiyatı 60 bin lira olan maske imalat makinasını atık malzemeleri değerlendirerek tamamen kendi imkanlarıyla tasarlayan Palandöken Belediyesi, Recep Tayyip Erdoğan Kültür Merkezi’nde devam eden maske üretimini kendi makinasıyla yapıyor. Belediye, günlük ortalama 2 bin-2 bin 500 arasında maske üreterek ilçe sakinlerine ulaştırıyor. Envanterine eklediği makinanın sağladığı kolaylıkla salgın sürecinde 500 bini aşkın maske üreterek ilçe sakinlerine ulaştıran Palandöken Belediyesi, vatandaşların maske talebine fazlasıyla cevap veriyor.

    Palandöken Belediye Başkanı Muhammet Sunar, “Pandemi döneminin başında maske üretmek ve temin etmek zordu. Biz Palandöken Belediyesi olarak giysi tasarım merkezimizde önce yıkanabilir maskeler ürettik. Tek kullanımlık maske üretimine de gerekli malzemeleri temin ederek geçtik. Seri üretim için bir makinaya ihtiyaç duyuyorduk. Makinayı temin etmek için araştırmaya başlayınca satın almanın gayet güç ve maliyetli olduğunu gördük. Buna ilaveten piyasa fiyatı 60 bin lira civarında olan makinanın teslimatı ise yoğun talepten dolayı birkaç ayı bulacaktı. Yaptığımız istişareler sonucunda belediyemizde görevli mimar ve Fen İşleri Müdürlüğümüzdeki arkadaşlarımızla beraber kendi makinamızı tasarlamaya karar verdik. İnternette gördüğümüz bir takım örnekler üzerinden çalışmalar yaptık. Çok kısa süre içerisinde bu makinayı tasarladık, çalıştırdık ve seri üretime geçtik” dedi.

    “60 bin liralık makinayı bin 900 TL’ye mal ettik”
    Belediye envanterine kaydedilen makine ile günlük ortalama 2 bin-2 bin 500 arasında maske ürettiklerini ifade eden Başkan Sunar, “Tamamen kendi imkanlarımızla tasarlayarak sadece bin 900 liraya mal ettiğimiz makinanın sağladığı kolaylıkla bugüne kadar 500 bin civarında maske üretme imkanına kavuştuk. Böylece hem üretim kapasitemizi arttırdık, hem de maliyetimizi büyük ölçüde azaltmış olduk. Bunun yanında maske imalatı yapan makinenin temininin çok güç olduğu bir dönemde kendi ihtiyacımızı kendimiz temin etmiş olduk. Dolayısıyla kendi maskelerimizi üstelik de kendi tasarımımız olan makinamızla üretebiliyor olmayı çok anlamlı buluyorum” diye konuştu.
    Önce insan ve insan sağlığından hareketle ilçe halkına yeteri kadar maske temin ederek yardımcı olabilmeyi amaçladıklarını aktaran Başkan Sunar, maske talep eden ilçe sakinlerini asla geri çevirmediklerini söyledi. Sunar, “Belediyemizden maske isteyen herkese maske temin ettik, pazarlarda, çeşitli gezilerde maskelerimizi halkımıza ulaştırdık” dedi.
    Süreçte ayrıca yıkanabilir yetişkin ve çocuk maskesi ürettiklerini hatırlatan Sunar, “Yıkanabilir maskelerimizi de tematik ürettik. Çocuklar için çeşitli çizgi film karakterlerinin işlenmiş olduğu maskeleri çocuklarımıza dağıttık. Ürettiğimiz 15 Temmuz, Erzurumspor ve Ayasofya temalı maskeler yoğun ilgi gördü” ifadelerini kullandı.

  • Diş hekimi öğrencisi Covid-19’a karşı jeneratör üretti

    Diş hekimi öğrencisi Covid-19’a karşı jeneratör üretti

    Atatürk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi 3. sınıf öğrencisi Enes Albayrak, Covid-19 virüsüne karşı OzonoTürk adını verdiği cihaz üretti. Genç Diş Hekimi adayı, Japonya ve Çin’den esinlenerek yerli üretimle Korona virüsle mücadeleye katkı sağladığını söyledi.

    Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinden biri olan Atatürk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi 3. Sınıf öğrencisi Enes Albayrak, üniversite eğitiminden arta kalan zamanlarında işletmesini yürüttüğü Doğu Solar Enerji üzerinden farklı sektörlerde yenilikçi projeler ve AR-GE çalışmalarını sürdürüyor. Genç Diş Hekimi Adayı Albayrak, Korona virüs (Covid-19) pandemisinde virüsün yok edilmesinde etkili olan yerli üretim gerçekleştirdi. Erzurumlu genç yetenek OzonoTürk adını verdiği jeneratör üretti. Diş Hekimi Fakültesi öğrencisi, kamuoyundan destek görmeleri karşısında virüs, mikrop, mantar, bakteri, mikrop, küf gibi yok etmede yüzde 99 oranında etkili olan cihazı seri olarak ürete bileceklerini söyledi.

    “250 metrekareye kadar etkili”

    Türkiye’de Mart 2020’den itibaren etkili olmaya başlayan Korona virüs (Covid-19) virüsüne karşı Mart ayında ilk prototipi gerçekleştirdiğini ve çalışmalarını tamamlayıp OzonoTürk adını verdiği cihazı yapan Albayrak, bu önemli projesinde ortaya çıkan OzonoTürk cihazının seri üretimini yapmaya hazırlanıyor. Genç Diş Hekimi Adayı olan girişimci Enes Albayrak, özellikle hiçbir sarf malzemenin kullanılmadığı OzonoTürk jeneratörünün havada bulunan oksijen ile ozon üretimi gerçekleştirdiğini ve havanın dezenfeksiyonunu sağladığını belirtti. Albayrak, “Bu cihaz kapalı ortamda 250 metrekareye kadar etkili. Havadaki rahatsız edici kötü kokular, bakteriler, virüsler, mikroplar, küf ve mantar gibi zararlıları yüzde 99 oranında yok ediyor. Sağlıkta terapi ve tedavi yöntemi olan ozon havanın dezenfeksiyonunu sağlayan en güçlü dezenfektandır. Klordan 3 bin 125 kat daha hızlı ve etkili dezenfekte etkisi gösterir. Covid-19’un havayolundan da bulaştığından yola çıkarak böyle bir projeyi geliştirmeyi uygun gördüm. Çeşitli dezenfeksiyon yöntemlerini araştırdığımda ozonun Korona virüse karşı en güçlü silah olduğu için OzonoTürk Jeneratörünün ortaya çıkmasına yoğunlaştım” dedi.

    Erzurum Atatürk Üniversitesi Diş Hekimliği 3. Sınıf Öğrencisi Enes Albayrak, Japonya ve Çin’in Korona virüs tedavisinde bağışıklık sistemini güçlendirmek ve virüsün etkilerini yok edecek tedaviyi hızlandırdığını ölüm oranlarını sıfıra indirdiğini gözlemlediklerini vurguladı. Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinden biri olan Atatürk Üniversitesi’nde eğitim gören bir birey olarak övünç duyduğunu belirten Diş Hekimi Fakültesi Öğrencisi Albayrak, “Üniversitemiz her alanda çığır açan bir eğitim ve bilim yuvası. Rektörümüz Prof. Dr. Ömer Çomaklı da, sağlık alanındaki projelere çok büyük önem veren bir isim. Rektör hocamızdan ve Üniversitemizin yönetiminden OzonoTürk test ve seri üretimi için destek bekliyorum. Bir süre önce Veterinerlik Fakültesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Şeyda Cengiz’in destekleriyle Mikrobiyolojik test çalışmalarımız devam etmektedir. Şeyda hocamıza destekleri için teşekkür ediyorum” diye konuştu.

    Albayrak, OzonoTürk jeneratörünün okul, hastane, otel, kafe, ofis, hayvan barınağı, fabrika, üretim tesisleri, seralar, eczaneler, klinikler, muayenehaneler ve yurtlar gibi daha bir çok kapalı ortamlarda temiz hava ve dezenfeksiyon ihtiyacını karşılamada rahatlıkla kullanılabileceğinin altını çizdi.

  • Annesinin kırmızı ruju ve işitme engellilerden ilham aldı, şeffaf maskeler üretti

    Annesinin kırmızı ruju ve işitme engellilerden ilham aldı, şeffaf maskeler üretti

    Ünlü balerin ve film oyuncusu Alev Baymur, korona virüs salgını nedeniyle dünyada her bireyin kullanmasının zorunlu hale geldiği maskelere şeffaf bir boyut kazandırdı.

    Dudak okuyarak iletişim kuran milyonlarca işitme engellinin maske kullanımı nedeniyle zorluklar yaşamaya başlamasından ilham alan Alev Baymur, öte yandan da kırmızı ruj kullanmayı çok seven annesinin kağıt maskeler yüzünden ruj kullanamadığını söylemesiyle harekete geçerek birbirinden şık tasarımlardan oluşan çok amaçlı şeffaf maskeler üretti. Kendisine ait Baymur TV ile Hülyaca Tasarımlar isimlerini taşıyan ortak girişimle Bagmur ID markasını ortaya çıkaran Baymur, ürettiği birbirinden şık tasarımlı maskelerle Amerika’dan ödül de kazandı. Amerika’da sahne ve sinema yönetmenliği yapan ve Türkiye’ye dönerek yeniden film sektöründe yerini almaya hazırlanan ünlü yıldız, internet üzerinden pazarlanan şeffaf maskeler hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu.

    Devlet Opera ve Balesi’nin eski baş balerinlerinden olan Baymur yaptığı açıklamada, “Covid 19 pandemisi sürecinde olduğumuz bu zamanda görsellik bizim işimiz olması ve annemin de kırmızı ruju kullanmayı çok sevmesi üzerine bu konuda kafamda bir şeyler şekillenmeye başlamıştı. Sonrasında işitme engelli bireylerin pandemi nedeniyle zorunlu olarak takılan kağıt maskeler nedeniyle diğer insanlarla iletişim kuramadıklarını fark ettim. ‘Nasıl olurda sosyal iletişime devam edebiliriz?’ diye düşünürken şunu anladık ki, işitme engellilerin ihtiyacı olduğu kadar biz sağlıklı bireylerin de birbirini görmeye, dudak ve mimik okumaya ihtiyacımız varmış. Benim için bu maskeler işte bu yüzden büyük bir tecrübeydi” dedi.

    Uluslararası patente sahip bir ürün

    Estetik kaygıları ve sosyal iletişim adına bir ihtiyaç olduğunu düşündüğü maske üzerine yoğunlaşan Alev Baymur, kendisine ait Baymur TV ve bir arkadaşına ait Hülyaca Tasarımlar isimlerini taşıyan ortak girişimle Bagmur ID markasını ortaya çıkardıklarını anlatarak, “Bu patentli bir üründür. Maske çantası, maske formunda yüz koruyucu bir maske kabı olarak düşündük. Ama sonrasında şunu anladık ki, maskenizi kullanmadığınız anlarda bile o maske her zaman yanınızda. Her zaman boynunuzda taşıyorsunuz. Koruyuculuğu konusunda da son derece güvenli ve uluslararası patente sahip bir ürün” ifadelerini kullandı.

    Toplum olarak birçok alanda her bireyin olmazsa olmazlarının bulunduğunu belirten Baymur, “Mesela bizim tasarımımız olan maskelerle bir haber sunan spiker bu ürünü kullandığı zaman hem kendisini ifade edebilecek, hem de aynı zamanda da işini yaparken kendini virüsten korumuş olacak. Birçok güzellik programları yayınlanıyor televizyonlarda. Onlar bu programlarda siperlik kullanıyorlar ama zamanla siperliklerin yeterince virüsten korumadığı gözlemleniyor. İşte bu noktada bizim ürün maske yerine de geçebiliyor. Bu ürün aynı zamanda da okulların açıldığı bu günlerde öğrenciler için de büyük bir kolaylıktır. Mesela maske çantası haline gelebiliyor. Çocuklar maskelerini çıkardıktan sonra maskelerini oraya buraya koymadan direkt boynunda saklayabiliyor. Bu sayede artık maskesi kolunda, dirseğinde ya da kolunda bulunmamış oluyor” dedi.

    Maskeye ABD’den ödül

    İlginç maske tasarımına Amerika’dan bir de ödülün geldiğini anlatan Alev Baymur, “Aslında bu ödül ABD’de yaşayan bir Türk kızı sayesinde geldi. Bu ürünün üretiminden 6 ay sonra tesadüfen Türkiye’de de yapıldı. Yani Türkler dünyanın neresinde olursa olsun süper fikirlerle buluşuyor. Bizim tasarımlarımızın bazıları da Küçük Prens temalı ürünlerden oluşuyor” diye konuştu.

    Ünlü yıldızın annesi memnun

    Emekli öğretmen olan Alev Baymur’un annesi Ziynet Varol a kızının tasarlayıp ürettiği maskelerden son derece memnun olduğunu söyledi. Varol yaptığı açıklamada, “Benim evden çıkarken yanımda bulundurduğum üç şey var. Gözlüğüm, maskem ve telefonum. Bu maskeyi ilk kez denedim. Daha önce normal maskeler kullanıyordum ama pek memnun değildim. Bu maske bana çok rahat ve kullanışlı geldi. Mesela boynuma asıyorum çanta oluyor, yüzüme takıyorum maske oluyor. Temizlemesi çok kolay. Islak mendil veya sabun ile çok basit bir şekilde temizlenebiliyor. Her şeyden önce devamlı kullanılabiliyor. Diğer maskeler gibi iki kez kullanıldıktan sonra atılmıyor. Korona virüse karşı daha sağlıklı koruyor. Bana güven veriyor. Rahat nefes alabiliyorum. Konuşurken yüzüm, mimiklerim ve gülümsemem görünüyor. Bunlar önemli benim için. Bu yüzden de mutluyum. Maskemi yıkıyorum, takıyorum ve çıkıyorum” ifadelerini kullandı.

    “Güler yüzler ortaya çıkıyor”

    Ayvalık Sarımsaklı’da turizm işletmeciliği dalında faaliyet gösteren İsmail Varol ise ilginç maskelerle kuzeni Alev Baymur sayesinde tanıştığını kaydederek, “Turizm sektöründe bu tip bir maskenin son derece önemli olduğunu, bu maskeyi kullandıktan sonra anladım. Bizim sektörde gelen misafirlerimiz için önemli olan güler yüzdür. Bu yüzden de benimle birlikte personelimin de bu maskeyi kullanmasından son derece memnunum. Tabii bunun dışında turizm sektöründe faaliyet göstermek yoğun bir tempo içerisinde çalışmayı da beraberinde getiriyor. Bu yoğun tempo esnasında ise sıradan maskeleri kullanırken, nefes alabilmek oldukça güçleşebiliyor. Ama bu maskede öyle bir sıkıntı yaşanmıyor. Ayrıca normal maske ile birlikte güneş gözlüğü de kullandığımızda, insanların birbirlerini tanıyabilme şansı neredeyse hiç yok. Ama bu maskeyle herkes birbirini tanıyor ve ismiyle hitap edebilme şansı olabiliyor. Üstelik asla terletmiyor. Gözlük kullanınca da buğu yapmıyor. Tüm bunların dışında bu maskenin psikolojik olarak da insanları rahatlattığını düşünüyorum. Çünkü normal hayatta maskeyi genelde hasta olan insanlar kullanırdı. Pandemi nedeniyle şimdi herkes kullanıyor. Ama bu maskenin psikolojik olarak da hasta görünümü gibi bir olumsuzluğu da ortadan kaldırdığına inanıyorum” diye konuştu.