Etiket: Üretiminde

  • Vali Ayhan: “Çiçek balı üretiminde Türkiye’de 1’nci sıradayız”

    Vali Ayhan: “Çiçek balı üretiminde Türkiye’de 1’nci sıradayız”

    Sivas’ta bal üreten firmaları ziyaret eden Vali Salih Ayhan, Türkiye genelinde çiçek balı üretiminde Sivas’ın 1’nci sırada olduğunu söyledi.

    Sivas, tarım ve hayvancılıkta her geçen gün büyümeye devam ediyor. İnsan yaşamının devam edebilmesi için önem arz eden tarım ve hayvancılık, ilde ortaya konan başarılı çalışmalar ve üretim modelleriyle adından sıkça söz ettiriyor. Sivas Valisi Salih Ayhan,1’nci Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren bal firmalarına ziyaret etti. Vali Ayhan firmaların bal işlemi, ithalat ve ihracat çalışmaları hakkında bilgi aldı.

    Ziyarette konuşan Vali Salih Ayhan, “Tozanlı Vadisi’nde başlatılan çalışmalar ile organik arıcılık da Sivas marka olacaktır. Şehrimiz arıcılık işletme sayısı bakımından Türkiye’de 2’nci bal üretiminde de 4’üncü sırada yer almaktadır. Ayrıca ilimiz, çiçek balında da ülkemizde 1’nci sırada bulunmaktadır” dedi.

  • Oltu taşı üretiminde verimlilik artıyor

    Oltu taşı üretiminde verimlilik artıyor

    Oltu taşı ürünleri üretim sürecinde büyük oranda fire verilen hammadde, yürütülen proje ile birlikte artık daha etkin şekilde değerlendirilecek. Böylelikle, atık hammadde ekonomiye kazandırılmış ve sektörde kaynak verimliliğine önemli bir katkı sağlanmış olacak.

    T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı koordinasyonunda faaliyet gösteren Kuzeydoğu Anadolu Kalkınma Ajansı’nın (KUDAKA) Yerel Kapasitenin Geliştirilmesi Mali Destek Programı kapsamında desteklenen ve Atatürk Üniversitesi tarafından yürütülen “Oltu Taşı Atıklarının Geri Kazanım Yoluyla Ürüne Dönüştürülmesi; Mamul Oltu Taşı Üretilmesi” projesi başarıyla tamamlandı.

    Proje kapsamında; Oltu ilçesi ve çevresinin en değerli yeraltı zenginliklerinden biri olan ve ocaktan çıkarılıp atölyelerde işlenmesi sürecinde yüzde 95’lik kısmı değerlendirilemeyen Oltu taşının ekonomiye kazandırılması amacıyla yapılan araştırmalar ve geri kazanım işlemi için yürütülen çalışmalarda önemli sonuçlar elde edildi.

    Proje sonunda, iki adet prototip ürün geliştirildi. Bunlardan ilki; Oltu Taşı atıklarından, hiçbir katkı eklenmeksizin, “Birinci Kalite yüzde 100 Doğal, Mamul Oltu Taşı Ürünü” prototipi, ikincisi ise; Gürcü/Rus Taşına muadil “İkinci Kalite, yüzde 85 Doğal, Minimum Ek Katkı ile Mamul Oltu Taşı Ürünü” prototipidir. Bu iki ürün, doğal olarak çıkarılan Oltu taşına oranla daha büyük boyutlu ve istenilen formda olacağı için ürün yelpazesi ve kullanım alanları da genişlemiş olacak.

    Bunun sonucunda Oltu Taşı işlemeciliğinde yeni iş imkânlarının oluşmasıyla birlikte Oltu Taşı ticaretinin artması ve üretilen katma değerli ürünlerin bölge ekonomisine katkı sağlaması bekleniyor.

  • Milletvekili Güneş “Kaplıca Buğday üretiminde bu sene 470 ton verim bekliyoruz”

    Milletvekili Güneş “Kaplıca Buğday üretiminde bu sene 470 ton verim bekliyoruz”

    AK Parti Karabük Milletvekili Niyazi Güneş, yerli ata tohumu kaplıca (siyez) buğday üretiminde bu sene 470 ton verim beklediklerini söyledi.

    Güneş, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Karabük’ün bitkisel çeşitlilik zenginliğine işaret ederek, bu bitkisel çeşitlilik ve bitki genetik kaynaklarının çevresel ve diğer baskılarla erozyona uğradığını ve yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğuna dikkati çekti.

    Korumanın başkenti Safranbolu örneğinde olduğu gibi bitkisel çeşitlilikte de atalardan kalan mirası gelecek kuşaklara aktarmada üzerlerine düşen görevin bilinciyle hareket ettiklerini kaydeden Güneş, şunları söyledi:

    ” Karabük ilimiz, bitkisel çeşitlilik açısından oldukça zengin bir yöredir. Sahip olduğumuz bitkisel çeşitlilik ve bitki genetik kaynakları, çevresel ve diğer baskılarla erozyona uğramakta ve yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalmaktadır. Özellikle, tarımı yapılan türlere ait bitki genetik kaynaklarındaki genetik çeşitliliğin korunması, bitkisel üretimin sürdürülebilirliği bakımından son derece önemlidir.

    Tarihin sessiz kaldığı Safranbolu’yu yaşayarak koruyan kültürümüz, bitkisel çeşitlilikte üzerine düşen görevi fazlasıyla yapmıştır. Bu minvalde uygulamaya konulan ’Ata Tohumu, Ata Toprağında’ projesiyle yerel çeşitlerin kendi yetiştiği ortamda muhafazası ve gelecek nesillere aktarılması sağlanmaktadır. Tıpkı Safranbolu safranı, çavuş üzümü ve Maniye domatesinde olduğu gibi kaplıca buğdayı da ilimizde üretimi de kesintisiz devam etmiş yerel çeşidimizdir. Ata tohumumuz olup geçmişten geleceğe taşıdığımız kaplıca yani siyez buğdayında hasat başlamış durumdadır. Kaplıca yani siyez buğdayı kavuzlu bir yapıya sahiptir. Kavuz taneyi sıkıca sardığından, diğer buğday türlerinden farklı olarak hasat ve harman sırasında ayrılmamaktadır. Bu nedenle bu buğday türleri depolandığında ve tarlaya ekildiğinde zararlılara karşı kendilerini koruyabilirler. Kaplıca buğdayı soğuk ve sıcağa, hastalıklara, zararlılara ve besin maddesi az olan fakir topraklara karşı daha toleranslı bir türdür. İklim değişiklikleri ve küresel ısınmayı da dikkate aldığımızda diğer ekmeklik ve makarnalık buğdaylara göre verimi az olmasına karşın olumsuz şartlara daha dayanıklı olduğu tespit edilmiştir. Siyez buğdayı tam tahıl tanımına uygun, lif açısından zengin, protein değeri yüksek, sindirim ve sinir sistemi için gerekle B Vitaminleri içerin, diyet lif içeriği yüksek, kan şekerini düşürme yüzdesi düşüktür. İşlenmesi ile elde edilen bulguru yüksek protein değerine sahip, buğdaydan daha dayanıklı ve raf ömrü uzundur. Diyetisyenlerin önerdiği bir tahıl grubudur.”

    Ağırlıklı olarak Karabük’ün Eflani ilçesinde olmak üzere 2 bin 350 dekar alanda kaplıca ekiminin yapıldığını da kaydeden Milletvekili Niyazi Güneş, “Kaplıca üretiminde bu sene 470 ton verim bekliyoruz. Son yıllarda elde edilen ürün, un veya bulgura işlenerek tamamen gıda tüketiminde kullanılmaktadır. Kaplıca üretiminin desteklenmesi amacıyla önceki dönemlerde 30 ton siyez tohumu üreticilerimize yarı bedelli olarak dağıtılmıştır. Ayrıca Tarım ve Orman Bakanlığımızca uygulanan 13. Etap Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Projesi kapsamında Eflani ilçemize Kaplıca Kabuk Ayırma Tesisi kazandırılacaktır. 4 Mayıs 2020’de açıklanan hububat ve bakliyat alım fiyatları, sert ekmeklik buğday fiyatının 2020 yılında yüzde 22,2 artırılarak, ton başına 1650 TL olarak belirlenmiştir. Tıpkı Safranbolu örneğinde olduğu gibi bitkisel çeşitlilikte de atalarımızdan kalan mirası gelecek kuşaklara aktarmada üzerimize düşen görevin bilinciyle hareket etmekteyiz. Yerel çeşitlerimizi destekliyoruz. Siyez kaplıca buğdayını da destekliyoruz. Devam eden hasadımızın bereketli olmasını diliyorum.” dedi.

  • Yerli ve yenilebilir kaynaklardan elektrik üretiminde son 20 yılın rekoru kırıldı

    Yerli ve yenilebilir kaynaklardan elektrik üretiminde son 20 yılın rekoru kırıldı

    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, elektrik üretimine ilişkin, “2020 Nisan ayında yerli oran yüzde 79,6, yenilenebilir oran yüzde 66 olarak gerçekleşti. Bu değerler 2000 yılından bu yana aylık bazda en yüksek değerler olarak kayda geçti” dedi.

    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, iş adamları ile bakanlık binasında telekonferans toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan Dönmez, enerjide dışa bağımlı bir ülkede tam bağımsızlıktan ve ekonomik sürdürülebilirlikten bahsedilemeyeceğini belirterek, “Uygulaması devam eden projelerle birlikte toplam yatırım 210 milyon TL, destek ödemesi 52,5 milyon TL’ye ulaştı” dedi.

    Covid-19 pandemisinin Türkiye’nin ve dünyanın gündemini uzun zamandır meşgul ettiğini söyleyen Bakan Dönmez, “Dünyanın son 50 yılda geçirdiği değişimi, küreselleşmenin geldiği boyutu göstermesi açısından Covid-19 dünya için önemli bir sınav oldu. Bugün artık yerli üretimin, yerli teknolojinin, kendi kendine yetebilmenin önemi daha fazla öne çıkmaya başladı. Bu süreçte ülkelerin kendi öz yeterliliğini sağlama konusundaki en önemli başlıklarından biri de enerji oldu. Her ne kadar salgın sürecince hem Türkiye’de hem de dünyada enerji üretim ve tüketimlerinde yavaşlama meydana gelse de, salgın sonrası bu kayıpların telafisi için ülkeler daha agresif politikalar izleyecek” şeklinde konuştu.

    “2020 Nisan ayında yerli oran yüzde 79,6, yenilenebilir oran yüzde 66 olarak gerçekleşti”

    Enerji sektörü olarak salgın sonrasında artacak kısmi talebin karşılanması için hazırlıklara başladıklarını ifade eden Bakan Dönmez, “Elektrik ve doğal gazda pandemi süresince geçici olarak askıya alınan zorunlu olmayan bakım onarım çalışmalarımızı ve diğer yatırımlarımızı başlattık. Elektrik ve doğal gaz sektörümüz bu süreçte oldukça başarılı bir sınav verdi. Kesintisiz enerji arzı için ekiplerimiz kurallara riayet ederek sürekli sahadaydılar ve bu konuda hiçbir aksaklık yaşanmadı. Bu süreçte bizleri en çok sevindiren gelişme yerli ve yenilenebilir enerjideki üretim rakamlarımız oldu. Enerjide kendi öz yeterliliğimiz adına oldukça önemli rakamlara ulaştık. Bu yılın ilk 5 ayında yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimimiz yüzde 66’ya ulaştı. Bu rakamın yüzde 52’si yenilenebilir enerji kaynaklarından geldi. 24 Mayıs günü yüzde 90’a ulaşarak günlük bazda önemli bir rekora imza attık. Öte yandan 2020 Nisan ayında yerli oran yüzde 79,6, yenilenebilir oran yüzde 66 olarak gerçekleşti. Bu değerler 2000 yılından bu yana aylık bazda en yüksek değerler olarak kayda geçti” diye konuştu.

    “Hem yerli hem de yenilenebilir kurulu güç miktarları ve toplam oranları son 10 yılda sürekli artış gösterdi”

    Türkiye’nin çok genç, çok güçlü, çok enerjik bir ülke olduğunun altını çizen Dönmez, “Son 10 yılda yıllık ortalama yenilenebilir enerji kurulu güç artış oranımız yüzde 11, yerli kurulu güç artış oranımız ise yüzde 8,9 oldu. Hem yerli hem de yenilenebilir kurulu güç miktarları ve toplam oranları son 10 yılda sürekli artış gösterdi. Özel ve kamu sektörün sinerjisiyle bugün yenilenebilir enerji kurulu gücünde Avrupa’da altıncı, dünyada on üçüncü sıraya yerleştik. İnşallah yeni YEKA yarışmalarımızla ve lisanssız üretimimizle daha da yukarılara çıkacağız. Türkiye artık yüzünü güneşe dönmüş, rüzgârı arkasına almıştır. Her yıl bin MW rüzgâr ve güneş enerjisini portföyümüze ekleyeceğiz inşallah. Çok genç, çok güçlü, çok enerjik bir ülkeyiz. Bu durum sürekli, sürdürülebilir, kaynak çeşitliliği artan ve katılımcı bir enerji sektörünü herkesten çok bizim için vazgeçilmez kılıyor. Biliyoruz ki sürekli değişim ve gelişim, kesintisiz enerji ister” diye konuştu.

    “Dünyanın gözlerini Türkiye’nin rüzgârına ve güneşine çevirdik”

    Bakan Dönmez, şöyle devam etti:

    “Yenilenebilir enerjide hem lisanslı hem de lisanssız üretimi teşvik etmek için yoğun gayret gösteriyoruz, göstermeye de devam edeceğiz. Dünyaya örnek YEKA RES ve GES yarışmalarımızla ülkemize makro ölçekte etki edebilecek bir üretime hayat verdik. Dünyanın gözlerini Türkiye’nin rüzgârına ve güneşine çevirdik. Bin MW’lık bu yarışmaları Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen yatırımcılarının katılımıyla rekor fiyatlarla tamamladık. Şimdi ise bu dev adımlarımızı destekleyecek yeni atılımlarımızı Mini YEKA yarışmalarımızla gerçekleştireceğiz. Ülke çapında entegre bir sektör ve üretim hattı oluşturacağız. Mini YEKA GES’lerimizle Türkiye’nin güneşinden büyük, orta ve küçük ölçekli yatırımcılarımızın tümü yararlanacak. Mini YEKA’larımızın ilkini bu yılın ilk yarısında yapmayı planlıyorduk. Ancak pandemi nedeniyle sonbahara ertelemek zorunda kaldık. Sektörün bu konuda ne kadar heyecanlı ve istekli olduğunu biliyorum. Daha önce sektör temsilcileriyle benzer video konferans görüşmeleri yaptığımızda Mini YEKA konusu sektörümüzün kulak kesildiği hususların başında geliyordu.”

    “YEKA ve Mini YEKA projelerimizin yanında lisanssız üretimde de üreticilerimizin önünü açmaya devam ediyoruz”

    Lisanssız elektrik kurulu gücünün 6 bin 500 MW’i geçtiğini ve bu kurulu gücün yüzde 92’sini güneş enerjisi santrallerinin oluşturduğunu belirten Bakan Dönmez, “YEKA ve YEKDEM’lerin TL bazlı olması konusunda arkadaşlarımız bankalarla bir araya gelerek konuyu etraflıca ele aldılar. Fiyat güncellemesinin ne şekilde olmasıyla ilgili bankaların görüşlerini aldık. Bu görüşler sonrasında gerekli değerlendirmeleri yapıyoruz. YEKA ve Mini YEKA projelerimizin yanında lisanssız üretimde de üreticilerimizin önünü açmaya devam ediyoruz. Daha önce 1 MW olan lisanssız elektrik üretim üst limitini 5 MW’a yükselttik. Böylece yatırımcılarımıza hızlı, bürokratik süreçlere takılmayan ve vergiden muaf bir statü kazandırmış olduk. Lisanssız elektrik kurulu gücünde bu adımlarımızla birlikte ciddi bir ilerleme sağladık. Lisanssız elektrik kurulu gücümüz 6 bin 500 MW’i geçti. Bu kurulu gücün yüzde 92’sini güneş enerjisi santralleri oluşturuyor. Çatı ve cephe uygulamalarıyla kendi elektriğini kendi üreten bir yatırımcı profili geliştirmek istiyoruz. Otellerde, hastanelerde, kamu kurumlarında, okullarda, tarlalarda, sanayi kuruluşlarında çatıların güneş panelleriyle parlamasını istiyoruz. Hedefimiz, Türkiye’de çatı denildiğinde akla ilk gelen şeyin güneş paneli olması. Üretimin her alanında bu mantalitenin yerleştirilmesini arzuluyoruz” dedi.

    “Enerjide dışa bağımlı bir ülkede tam bağımsızlıktan ve ekonomik sürdürülebilirlikten bahsedemeyiz”

    Tüm üretici, yatırımcı ve girişimcilere kendi enerjisini, elektriğini üretmeye davet eden Bakan Dönmez, “Hepimiz biliyoruz ki enerjide dışa bağımlı bir ülkede tam bağımsızlıktan ve ekonomik sürdürülebilirlikten bahsedemeyiz. Aynı şekilde hangi sektörde olursa olsun, enerjide tam manasıyla dışa bağımlı bir yatırımın da uzun vadeli olarak sürdüremeyeceği kesin. Bu açıdan tüm üretici, yatırımcı ve girişimcilerimizi kendi enerjisini, elektriğini üretmeye davet ediyorum. Üreteceğiz ki daha güçlü olalım. Üreteceğiz ki yarınları daha güçlü kucaklayalım” şeklinde konuştu.

    “Uygulaması devam eden projelerle birlikte toplam yatırım 210 milyon TL, destek ödemesi 52,5 milyon TL’ye ulaştı”

    Enerji verimliliğinin de bir diğer önemli konuları olduğunu belirten Bakan Dönmez, “İş adamlarından bu yönde talepler geldiğini arkadaşlarım iletti. Bu yılın Ocak ayında ‘Enerji Kaynaklarının ve Enerjinin Kullanımında Verimliliğin Artırılmasına Dair Yönetmelik’te değişikliğe gittik. Enerji verimliliği danışmanlık şirketlerinin yetkilendirilmesi kapsamındaki kriterleri kolaylaştırdık. Eğitim ve etütler kapsamında da yine birtakım kolaylıklar sağladık. Süreleri ve karşılayacakları baz değerleri daha aşağı çektik. Sanayide enerji verimliliğinin yaygınlaştırılması için biliyorsunuz çeşitli teşvik ve destek mekanizmalarımız var. Bunlardan birisi de Verimliliği Artırıcı Projeler (VAP). Daha önce bin TEP ve üzeri endüstriyel işletmeler desteklerden yararlanabiliyordu. Kanuni yükümlülüklerine yerine getirmek kaydıyla artık 500 ila bin TEP tüketimi olan işletmeler de VAP’a başvurabilecek. Daha önce bu başvuruları belli dönemlerde alıyorduk bunu da artık sürekli hale getirdik. İşletmelerimiz yıl içerisinde istedikleri zaman başvuranlarını yapabilecekler. Bunun yanı sıra Bakanlık olarak enerji verimliliği destek ödemelerimizi beş kat artırarak 300 bin TL’den 1,5 milyon TL’ye çıkardık. Mayıs sonu itibarıyla Verimlilik Artırıcı Projeler ve gönüllü anlaşmalar kapsamında yapılan destek ödemeleri 27,7 milyon TL oldu. Uygulaması devam eden projelerle birlikte toplam yatırım 210 milyon TL, destek ödemesi 52,5 milyon TL’ye ulaştı” açıklamasında bulundu.

    Dönmez, “2019 yılı sonu itibarıyla Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı kapsamında yürütülen faaliyetlerle 960 milyon ABD dolarına denk gelen tasarruf sağladık. Ulaştırma ve binalarda kısmen gerçekleşme düşük olsa da yüzde 100’lük bir total gerçekleşmeyle hedeflerimize ulaştık” diyerek sözlerini sonlandırdı.

  • Kulp ilçesi ipek böcekçiliği üretiminde birinci sırada

    Kulp ilçesi ipek böcekçiliği üretiminde birinci sırada

    Terörün kökünün kazındığı Diyarbakır’ın Kulp ilçesi ipek iplik üretiminde Türkiye’nin yarısını geçti. Tek tesiste 5 tona yakın ipek ipliği üretilen ilçede hedef hem istihdamı hem de üretimi maksimum seviyeye çıkarmak.

    Diyarbakır’da geçmiş yıllarda bölgenin en önemli ekonomik gelir kapısı olan ancak 90’lı yıllarda artan terör olayları nedeniyle bir süre üretimi dahi yapılamayan ipek böcekçiliği, terörün kökünün kazınması ile yeniden şaha kalktı. Kulp ilçesinde fabrikanın tam zamanlı çalışması ile yılda 50 tona yakın kozadan 6 tona yakın ipek ipliği elde edilmeye başlandı. 5 yıl önce Kulp ilçesine bağlı Ağaçlı Mahallesi’nde kurulan ipek iplik üretim fabrikasında 30 kişi istihdam edilirken, ilçe genelinde bine yakın çiftçi ipek böceği üreticiliği yapıyor. 5 yıllık tesis, tek başına Türkiye üretiminin yarısından fazlasını elinde bulundurarak önemli bir gelir kapısı oluşturuyor. Çiftçilere, yıllık ortalama 2 milyon liradan fazla desteğin verildiği ilçede hemen her ailenin ipek böceği üretmesi için teşvik sağlanıyor. Önemli bir gelir kapısı olan ipek böcekçiliğinde hedef hem üretimi hem de istihdamı arttırarak ülke ekonomisine katkı sağlayıp işsizlik sayısını en aza indirmek.