Etiket: Üretimi

  • Antalya’da avokado üretimi 10 yılda 12 kat arttı

    Kalp ve dolaşım sistemine faydalı, gıda endüstrisinde taze salata meyvesi olarak tüketilmesinin yanında yağ içeriklerinden dolayı kozmetik endüstrisinde güneş koruyucu ve güzellik kremleri, sağlık sabunları ve kozmetik içerikli şampuanlar yapılarak kullanılan avokado üretiminin Antalya’da 10 yılda 12 kat arttığı bildirildi.

    Antalya İl Tarım ve Orman Müdürü Mustafa Özen, dünya üzerinde 5 kıt’ada 50’ye yakın ülkede tarımı yapılan avokadonun her zaman yeşil, subtropik bir meyve türü olduğunu belirterek, “Ekolojik koşullardaki seçiciliği nedeniyle yetiştirilen alanların sınırlı olmasından dolayı sadece Akdeniz sahil şeridinde ticari amaçla avokado yetiştiriciliği yapılmaktadır. Ülkemizde avokado üretiminin 4 bin 705 da alanda 2 bin 242 ton ile yaklaşık yüzde 81’i Antalya’da gerçekleşmektedir. Antalya’da ise en fazla üretim Alanya, Gazipaşa, Manavgat ve Aksu İlçelerimizde yapılmaktadır” dedi.

    2017 yılı TUİK verilerine değinen Özen, Türkiye’de avokado üretiminin 1997 yılında 225 ton iken bu rakamın 2017 yılında yaklaşık 12 kat artarak 2 bin 765 tona ulaştığı bilgisini paylaştı. Dünyada ortalama ağaç başına verimin yaklaşık 40-45 kilogram iken Türkiye’de bu değerin 50-60 kilogramlara kadar çıkabildiğini söyleyen Özen, “Avokado yetiştirilen alanların sınırlı olması, yüksek besin değerinin bulunması, kendine özgü tadının olması nedeniyle pazarda yüksek fiyatla alıcı bulabilmektedir. Avrupa ülkelerinde bol tüketilen, E ve C vitamini açısından zengin bir meyve olan avokado 10 yıl öncesine kadar belli manavlarda ve belli semtlerde satılırken, son dönemlerde ülkemiz tarafından tanınması, alışkanlıklarımızın ve damak tadımızın değişmesi ile sadece ulusal market zincirlerinde değil, mahalle marketlerinde ve pazarlarda satılmaya başlandı” dedi.

    Avokadonun esas olarak taze salata meyvesi olarak tüketildiğini belirten Özen, yüksek besin değeri ve tekli doymamış oleik yağ asidi içeriğiyle kalp ve dolaşım sistemine faydalı olduğunu ayrıca A, C ve E vitaminlerince, potasyum, kalsiyum ve magnezyum açısından da oldukça zengin bir meyve türü olduğuna da dikkat çekti. Özen, üreticilerin talebi üzerine İl Müdürlüğünün girişimleriyle Batem tarafından yıllık 10 bin adet avokado fidanı üretilerek üreticilerin hizmetine sunulduğunu da sözlerine ekledi.

  • Antalya da Avokado üretimi 12 kat arttı

    Antalya İl Tarım ve Orman Müdürü Mustafa Özen, Türkiye’deki avokado üretiminin yüzde 81’inin Antalya’da üretildiğini söyledi.

    Antalya İl Tarım ve Orman Müdürü Mustafa Özen, dünya üzerinde 5 kıtada 50’ye yakın ülkede avokado üretiminin yapıldığını söyledi. Avokado’nun yeşil, subtropik bir meyve türü olduğunu belirten Özen, “Ekolojik koşullardaki seçiciliği nedeniyle yetiştirilen alanların sınırlı olmasından dolayı sadece Akdeniz sahil şeridinde ticari amaçla avokado yetiştiriciliği yapılmakta. Ülkemizde avokado üretiminin 4 bin 705 da alanda 2 bin 242 ton ile yaklaşık yüzde 81’i Antalya’da gerçekleşmekte. Antalya’da en fazla üretim Alanya, Gazipaşa, Manavgat ve Aksu İlçelerinde yapılmakta’’ dedi.

    2017 yılı TUİK verilerine değinen Özen, “Türkiye’de Avokado üretimi 1997 yılında 225 ton iken bu rakam 2017 yılında yaklaşık 12 kat artarak 2 bin 765 tona ulaşmış durumdadır. Dünyada ortalama ağaç başına verim yaklaşık 40-45 kilogram iken Türkiye’de bu değer 50-60 kilogramlara kadar çıkabilmekte.”

    Avokado’nun esas olarak taze salata meyvesi olarak tüketildiğini belirten Özen, yüksek besin değeri ve tekli doymamış oleik yağ asidi içeriğiyle kalp ve dolaşım sistemine faydalı olduğunu ayrıca A, C ve E vitaminlerince, Potasyum, Kalsiyum ve Magnezyum açısından da oldukça zengin bir meyve türü olduğunu söyledi.

    Özen, “Üreticilerimizin talebi üzerine İl Müdürlüğümüzün girişimleri ile Batem tarafından yıllık 10 Bin adet Avokado fidanı üretilerek üreticilerimizin hizmetine sunulmakta’’ dedi.

  • ASO ve TÜBİTAK’tan yüksek teknoloji üretimi için işbirliği

    Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), yüksek teknolojili üretim için Ankara Sanayi Odası (ASO) ile işbirliğine gidiyor.

    TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal, ASO’yu ziyaret ederek ASO Başkanı Nurettin Özdebir ve Yönetim Kurulu üyeleriyle bir araya geldi. Ziyarette TÜBİTAK’ın çalışmalarıyla ilgili bilgi veren Mandal, 2017 yılında 1,7 milyar TL’lik fon kullandırdıklarını, bunun 500 milyon TL’sinin sanayi desteklerine harcandığını hatırlatarak, “Sanayi kesimine verilen desteğin düşük olmasının nedeni taleple ilgili. Oransal olarak baktığımızda akademik proje başvurularının yüzde 14’ünü desteklerken, sanayi proje başvurularının ise yüzde 60’ına destek vermişiz. Sanayiden daha fazla talep gelmesi durumunda bütçemizi ona göre kullanabiliriz” dedi.

    15 Temmuz’da en çok zarar gören kurumlardan birinin TÜBİTAK olduğuna dikkat çeken Mandal, “Kurum olarak hızla toparlanıyoruz. Hedefimiz sürdürülebilirlik. Sanayi odalarımızla birlikte çalışarak, üretime ve özellikle de yüksek teknolojili üretime nasıl katkı verebileceğimizi bulmamız lazım. Neyi ne kadar iyi yapıyoruz ya da yapamıyoruz sizlerle birlikte tespit edeceğiz. Bu işbirliklerini yaparken de çıktılarına bakacağız” ifadesini kullandı.

    Mandal, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Başlarken herkes iyi bir şey yapacağını söylüyor ama sonrasına bakmıyoruz. Bu nedenle her şeyin ölçülebilir olmasına bakacağız. Özellikle ‘ileri teknoloji’ deyince aynı şeyi mi konuşuyoruz, onu tespit edeceğiz. Aynı dili oluşturduktan sonra da yüksek teknolojili üretimi artırmak için sizin önerilerinizle ve işbirliğinizle katkı vermeye çalışacağız.”

    ASO Başkanı Özdebir ise, TÜBİTAK’la birlikte birçok çalışma yürüttüklerini ve bu dönemde bu işbirliğinin geliştirilmesini önemsediklerini belirtti. Özdebir, sanayi ve üniversite arasında çeşitli ara yüzlere ihtiyaç olduğunu vurguladı. Türkiye’nin yüksek teknoloji üretimini artırabilmesi için önce orta ve orta yüksek teknoloji seviyesini yükseltmesi gerektiğine dikkat çeken Özdebir, “Emeklemeden yürünmez. Dolayısıyla orta ve orta yüksek teknoloji üretimini mutlaka geliştirmemiz lazım. Bunun için de gerçek anlamda üniversite-sanayi işbirliğine ihtiyaç var” dedi.

    Özdebir, akademisyenlerin üretimle ilgili alanlara yönlendirilebilmesi için doçentlik kriterleri içine sanayi ile ilgili proje kriterleri getirilmesi gerektiği önerisinde bulundu.

  • Manisa’nın bitkisel üretimi 4 milyar TL’ye ulaştı

    Manisa Tarım ve Orman İl Müdür Vekili Metin Öztürk, “Bitkisel üretimimiz 2002 yılında 1,4 milyar TL iken 2017 yılında bu rakam yüzde 185’lik bir artışla 4 milyar TL’ye ulaşmıştır” dedi.

    Manisa’nın katma değeri yüksek ürünlerinden olan; pamuk, domates ve üzüm hakkında değerlendirmelerde bulunan Manisa Tarım ve Orman İl Müdür Vekili Metin Öztürk, önemli açıklamalar yaptı. Tarımsal üretim kaynakları, gelişmiş sanayisi, bereketli toprakları, yüksek üretim gücü ve çeşitliliği ile Manisa’nın ülkemizin önemli şehirlerinden bir tanesi olduğuna dikkat çeken Öztürk, “Manisa’da, yaklaşık 515 bin hektar tarım alanında üretilen pek çok tarım ürününden ortalamanın üzerinde verim alınmaktadır. İlimiz, bitkisel üretim yönünden ülkemizde üst sıralarda yer almaktadır. Manisa yıllık 4 milyar TL’den fazla üretimiyle ülke genelindeki bitkisel üretimin yüzde 3,03’nü gerçekleştirmektedir. Bitkisel üretimimiz 2002 yılında 1,4 milyar TL iken 2017 yılında bu rakam yüzde 185’lik bir artışla 4 milyar TL’ye ulaşmıştır” dedi.

    Manisa’da 2017 yılında 58 bin 525 dekar olarak gerçekleşen pamuk ekiliş alanlarının, 2018 yılında 100 bin dekarı aşacağı ve kütlü pamuk üretiminin de 60 bin tonu geçeceğini tahmin ettiklerini ifade eden Öztürk, açıklamasına şöyle devam etti: “Bu artış pamuk ekiliş alanları ve üretiminin bir önceki yıla nazaran yüzde 70 oranında arttığını göstermektedir. Artışın en büyük nedenlerinin başında pamuğun havza bazlı destekleme kapsamına alınması gelmektedir. Kütlü pamuğa 2018 yılında ürün bazlı olarak kilogramına 80 kuruş ürün prim desteği verilmektedir. Ayrıca alan bazlı olarak dekara 40 TL mazot ve 4 TL gübre desteği verilmektedir. Geldiğimiz noktada beyaz altın olarak tabir edilen pamuğun Manisa Ovasına geri döndüğünü ifade etmek mümkündür”

    Manisa, salçalık domates üretiminde 2. sırada

    Manisa’nın salçalık domates üretiminde Türkiye’de 2. sırada olduğunu vurgulayan Öztürk, “İlimizde sofralık, salçalık ve kurutmalık domates üretiminin her biri yapılmaktadır. 2017 yılında 132 bin 16 dekar alanda gerçekleştirilen üretimin, 2018 yılında ise yaklaşık 125 bin dekar alanda gerçekleştirildiği tahmin edilmektedir. Alan bazındaki düşüşün önemli bir nedeni pamuk alanlarındaki artış olarak gösterilebilir. Bugün itibari ile ilimizde kurutmalık, sofralık ve salçalık domatesin hasadı halen devam etmektedir. Manisa’da bağ alanları 800 bin dekarı geçmiş durumdadır. Bağcılık açısından en önemli çeşit elbette ki Sultani Çekirdeksiz Üzüm çeşididir. Manisa, ülkemiz çekirdeksiz kuru üzüm üretiminin yüzde 85-90’lık kısmını gerçekleşmektedir. Ayrıca Sultani üzüm, sofralık olarak da üretime ve ticarete konu olmaktadır. 2018 yılı üretim sezonunda üzüm alanlarında hasatta 15 güne varan erkencilik göze çarpmaktadır. Sultani üzümün sofralık olarak hasadı ve ihracı Ticaret Bakanlığı Batı Anadolu Bölge Müdürlüğü bünyesinde oluşturulan bir komisyonun iznine tabidir. Komisyonun 2018 yılı kesim izin tarihi 22 Temmuz, ihracat izin tarihi ise 23 Temmuz olarak belirlenmiştir. İlimizde Ağustos ayı ile beraber kurutmalık üzüm hasadı da başlamıştır. Manisa’mız ülke ihracatına yapmış olduğu katkılarıyla da göz doldurmaktadır. 2017 yılı içerisinde ilimizden başta kuru üzüm ve taze üzüm olmak üzere toplam 519 bin 869 ton tarım ürünü ihracı gerçekleşmiştir. İlimizden gerçekleşen tarımsal ihracatın parasal değeri 537 milyon 167 bin dolar olmuştur” diye konuştu.

  • Bursa üretimi ilk elektrikli otomobil Hacıwatt yollarda

    Bursa Teknik Üniversitesi mühendislik öğrencilerinin tasarladığı elektrikli otomobil Hacıwatt 120 kilometre hıza ulaşıp 100 kilometre gidebiliyor.

    Makine mühendisi, elektrik elektronik mühendisi, mekatronik mühendisi ve metalurji ve malzeme mühendisi olmak üzere 13 öğrenci aylar süren çalışmalar sonunda aküsü hariç tüm parçalarını kendileri üreterek elektrikli otomobil yapmayı başardı. 300 kilo ağırlığındaki otomobil 120 kilometre hıza ulaşıyor, 100 kilometrede 1 lira 30 kuruş yatık sarf ediyor. Aracın aküsü 2 saatte şarj olurken, bu şarjla 150 kilometre mesafe gidiyor. Bu yıl ikinci otomobillerini yapan öğrenciler 6-12 Ağustos tarihleri arasında düzenlenecek TÜBİTAK Elektrikli Araçlar Yarışması’nda Uludağ Üniversitesi ile birlikte Bursa’yı temsil edecek. Yaptıkları elektrikli otomobilin yapım aşamasını anlatan Bursa Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği 3. sınıf öğrencisi Buğra Aydoğdu, “Bu aracın yapımına 2018 yılı başında başladık. İlk önce bilgisayarda aracın çizimini yaptık. Montajını yaptıktan sonra iki aylık bir süreçte aracımızı somut hale getirdik. Bursa’nın değerli sanayicileri bu aracı yapmamızda bize çok yardımcı oldular. Aracımızda Bursa’yı temsil ettiği için yeşil ve beyaz renkler kullandık. Aracımız 300 kilo ağırlığında, tamamen alüminyumdan oluşan şasiden yapıldı. Aracı 13 kişilik bir ekiple yaptık. Araç iki kişilik, saatte 120 kilometre hıza ulaşabiliyor. 100 kilometrede 1 lira 30 kuruş elektrik harcıyor. Aracı 2 saatte şarj edebiliyoruz. Bu şarjla 150 kilometre yol kat edebiliyor. Araçta akü hariç hepsi bizim el emeğimizle yapılmış malzemeler. Takımda 9 makine mühendisi, 2 elektrik elektronik mühendisi, mekatronik mühendisi ve 1 metalurji ve malzeme mühendisi öğrencisi arkadaşımız var” dedi.

    Üniversitenin Elektromobil Takımı Akademik Danışmanı Öğretim Üyesi Dr. Kemal Sökmen, “Genç bir üniversite olmamızdan dolayı elektromobil yarışmalarına 2017 yılında ilk defa katıldık. İlk katıldığımızda yaptığımız araç bu yılkinden daha amatördü. Takım da daha küçüktü. Bu yıl takım daha da büyüdü. Farklı mühendislik bölümünden öğrencilerimiz geldi. Üniversite olarak öğrencilerin üniversitede aldıkları teorik bilgiyi pratiğe aktarmalarını hedefliyoruz. Bizim geçen yılki elektromobil takımımızın üyeleri okulu dereceyle bitirdi. Buradan mezun olan öğrenciler hiç iş arama sıkıntısı çekmeden hemen iş buldu. Çünkü burada işi en ince detayına kadar pratik yaparak öğreniyor” şeklinde konuştu.