Etiket: Üretimde

  • Bakan Elvan: “Rusya’ya olan ihracatımız iyiyse üretimde de çiftçimizin yüzünün güldüğünü görüyoruz”

    Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, “Rusya’ya olan ihracatımız iyiyse üretimde de çiftçimizin yüzünün güldüğünü görüyoruz. Ancak pazarları çeşitlendirmemiz, bizim açımızdan son derece önemlidir” dedi.

    Bir dizi toplantıya katılmak üzere Mersin’e gelen Bakan Elvan, Akdeniz Meyve Sineği Zararlısı ile Mücadele Eylem Planı Tanıtım Toplantı’sına katıldı. Orkide Kafe’de gerçekleşen toplantıya Elvan’ın yanı sıra Mersin Valisi Özdemir Çakacak, Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, il protokol, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, çiftçiler ve muhtarlar katıldı. Toplantıda konuşan Bakan Elvan, projede görev alan bütün kurum ve kuruluşlar ile odalara teşekkür ederek, “Bu böyle bir güzel birliktelik ki Mersin’imizin bu konuyla ilgili sivil toplum kuruluşlarının, kamu kurum ve kuruluşlarının içinde yer aldığı bir projedir. Bu birlikteliği, dayanışmayı her alanda devam ettirmeliyiz. Bu projeyle özellikle tarımsal üretimde verimlilik önemli ölçüde artacak, ürünlerimizin kalitesi daha fazla iyileşecek, hastalık konusunda yaşadığımız problemleri artık inşallah yaşamayacağız” diye konuştu.

    Çiftçilerin kendileri için son derece önemli olduğunu vurgulayan Elvan, “Alınlarının teriyle aş için, ekmek için mücadele veriyorsunuz. Sizlerle ne kadar gurur duysak azdır. Bir taraftan ekmeğinizi, aşınızı temin etmeye çalışıyorsunuz, bir taraftan vatanınıza, devletinize, milletinize, ay yıldızlı bayrağımıza sonuna kadar sahip olan insanlarsınız. Sizler bizim dayanak noktalarımızsınız, sizler bizim güç kaynağımızsınız. Çiftçilerimiz, muhtarlarımız olmasa bugün biz bu kadar rahat konuşamazdık, bu kadar rahat bir şekilde ülkemizi bu noktalara getiremezdik” ifadelerini kullandı.

    “Yaş sebze ve meyve ihracatında ağırlıklı olarak Rusya’ya bağımlı üretimimiz sürdürüyoruz”

    Mersin’i yaş sebze ve meyve üretiminde marka şehir haline getirecek adımları ilerleyen süreçlerde atacaklarının altını çizen Elvan, “Mersin yaş sebze ve meyve ihracatında Türkiye’nin önemli illerinden biridir. Ancak bizler ağırlıklı olarak Rusya’ya bağımlı bir yapıda üretimimiz sürdürüyoruz. Eğer Rusya’ya olan ihracatımız iyiyse üretimde de çiftçimizin yüzünün güldüğünü görüyoruz. Ancak pazarları çeşitlendirmemiz bizim açımızdan son derece önemlidir. O nedenle geçtiğimiz haftalarda özellikle körfez ülkelerinin yaş sebze ve meyve ithalatçılarını Mersin’imize getirdik. Misafirlerimiz Mersin’imize hayran kaldılar. İnşallah pazarımızı daha çok çeşitlendireceğiz ve Mersin’imizi çok daha iyi noktalara götüreceğiz” şeklinde konuştu.

    “Kalıcı bir siyasi istikrara son derece büyük önem veriyoruz”

    Türkiye’de kalıcı bir istikrar olursa ülkenin yolunun açık olduğunun altını çizen Elvan, “Ama siyasi istikrarın olmadığı bir ortamda ne ekonomik istikrar olur, ne insanların mutluluğu daha da artar, ciddi sıkıntılar yaşarız. Geçmişte de öyle olmuştur. Ne zaman bir siyasi istikrarsızlık ortaya çıksa Türkiye zor günler geçirmiştir. Türkiye’nin karanlık yılları olmuştur. Onun için biz kalıcı bir siyasi istikrara son derece büyük bir önem veriyoruz. O nedenle yeni anayasa değişikliği ile bizler güçlü bir hükümet alt yapısını oluşturmayı amaçlıyoruz ki toplumda uzlaşma kültürü gelişsin, bir anlamda artık yüzde 50’in üzerinde oy alacak bir hükümet yapısı olsun. Eğer biz bugünü düşünseydik böyle bir girişimde bulunmazdık. Türkiye’nin geleceği için, kalıcı bir şekilde büyümesi ve kalkınması için güçlü bir hükümet alt yapısına ihtiyacımız var. Allah’ın izni ile bu ülkenin evlatları olarak sizler, alın teriyle ekmeğini kazanan değerli kardeşlerimin Türkiye’nin önünü açacak bu yolda ciddi bir destek vereceksiniz” dedi.

    Konuşmaların ardından eylem planıyla ilgili sunum gerçekleştirildi.

  • Bursa Raylı Üretimde Türkiye’nin Gururu

    Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin danışmanlığında üç yıl önce raylı sistem araçları üretimine başlayan Durmazlar firması, Türkiye’yi raylı sistem araçları üreten 6 ülkeden biri haline getirirken, tramvay ve metro vagonlarının yanı sıra hızlı tren ekipmanları üretimiyle de Türkiye’nin gururu oldu.

    Bursa’yı daha sağlıklı ve yaşanılabilir bir kent haline getirmek amacıyla alt yapıdan ulaşıma, tarihi mirastan çevreye kadar her alanda örnek yatırımları hayata geçiren Büyükşehir Belediyesi, teknoloji ve tasarıma dayalı sanayinin gelişimine yönelik attığı adımların meyvesini de toplamaya başladı. Büyükşehir Belediyesi’nin danışmanlığında 3 yıl önce Türkiye’nin ilk yerli tramvayını üreten Durmazlar fabrikası, yine Büyükşehir Belediyesi’nin metro vagonlarının ve hızlı trenlerin bazı ekipmanlarının üretimiyle bu alanda Avrupa’nın en donanımlı ve modern fabrikalarından biri haline geldi.

    Bursa’nın raylı sistem ağında kullanılacak metro vagonlarının üretimi hızlı devam ederken, Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Durmazlar Holding Yönetim Kurulu Bakanı Hüseyin Durmaz ile birlikte fabrikayı gezdi. Metro vagonlarının üretimini yerinde inceleyen Başkan Altepe, yeni vagonların içini gezerek, yetkililerden bilgi aldı.

    Bir yandan Bursa’yı raylı sistem ağıyla örerken, bir yandan da tramvay ve metro vagonu üretiminin hızla devam ettiğini ifade eden Başkan Altepe, “Bursa’da yerli imalatın yapıldığı Durmazlar fabrikası Avrupa’nın en modern, en donanımlı fabrikalarından biri oldu. Dünya kalite ortalamasının üzerinde araçlar üretiliyor. Maliyetlerdeki avantajlar kaliteye yansıtılarak, dünyanın en kaliteli araçlarını Bursa’da üretiliyor. Bir yandan tramvay vagonları yapılırken, bir yandan metro kabinleri de burada yapılıyor. Burası çok yönlü imalat ve montaj ile birlikte 4-4’lük son sistem fabrikaya dönüşmüş oldu. Burası hem Bursa’nın hem Türkiye’nin gururu oldu. Burada üretilen araçlar yakında Kocaeli ve Samsun başta olmak üzere Türkiye’nin değişik şehirlerinde ve inşallah da Avrupa caddelerinde boy gösterecek. Ben Bursa’yı bu alanda da bir adım öne çıkaran tüm yetkilileri kutluyorum” diye konuştu.

  • Esenlik Süpermarketleri, Üretimde Standartları Yükseltiyor

    Üretim alanlarının tamamında kalite ve güveni ilk madde olarak benimseyen Esenlik Süpermarketleri, Türk Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından birçok belge almaya hak kazandı.

    Kalite yönetim sistemi, çevre yönetimi sistemi, iş sağlığı ve güvenliği yönetim sistemi, gıda güvenliği yönetim sistemi ve helal gıda belgeleri TSE Belgelendirme ve Koordinasyon Grup Başkanı Mesut Duru ve TSE Malatya İl Müdürü Eraslan Yılmaz tarafından Genel Müdür Hulusi Boyraz’a takdim edildi. Esenlik Süpermarketlerinin TSE yönetim sistemi alanında güvence aldığını ifade eden TSE Malatya İl Müdürü Eraslan Yılmaz, “Helal gıdada et ürünlerinde, haşlanmış et ürünlerinde belge alan bir firmamız oldu. Daha önce kalite yönetim sistemi, çevre yöntemi sisteminde ve iş sağlığı ve güvenliği yönetim sisteminde belgelerimiz vardı. Kimya bölümünde yaklaşık 17 tane belgemiz var, yapı sektöründe belgelerimiz birçok üretim alanında belgemiz var. Böyle olunca Esenlik firmamız standartlarını yükseltmeye başladı” şeklinde konuştu.

    TSE Belgelendirme ve Koordinasyon Grup Başkanı Mesut Duru, bu belgeleri alırken Esenlik’in önemli bir vizyon ve misyon ile üretimlerini devam ettirdiğini söyledi. Duru, “Kuruluşumuzun en son aldığı belgeleri takdim etmek üzere bizde buradayız. Gerçekten çok önemli bir vizyon ve misyon ortaya koyarak çok ciddi bir emek vererek oluşturulmuş sistemler. Bu belgelerin hem Esenlik kuruluşumuza hem Malatya’ya hem ülkemize hayırlı olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı.

    “KALİTE BİZİM İÇİN BİR TARZ VE ÇİZGİDİR”

    Üretilen ürünleri sahiplenmenin çok önemli olduğuna vurgu yapan Esenlik Genel Müdürü Hulusi Boyraz ise kaliteye çok önem verdiklerini aktardı. Boyraz, “TSE artık bir kamu şirketi ve artık önemsenen ulusal değil artık uluslararası birçok kuruma da standart getiriyor. Biz bir belediye kurumuyuz ve birçok üretimimiz var. Hem hizmet hem ürün üretiyoruz. Bu nedenle kalite bizim bir tarz ve çizgidir. Ürettiğimiz ürünler için TSE’nin standartlarını alıyoruz. Ondan sonra kimya fabrikamızdaki tüm üretimlerimizde yine sizinle birlikte çalıştık, şimdi Nergis gıdada yine sizin helal gıda sertifikasını alıyoruz, Nergis gıdamızı çok önemsiyoruz. Nergisi’n sadece Malatya değil Türkiye çapında bir marka olmasını arzuluyoruz ve bütün gayretimiz bu yönde. Et ürünlerinden tere yağına, baharatlardan bakliyata ve yenilebilir, içilebilir bütün gıdanın üretebildiği bir marka olarak tasarlıyoruz. Bundan sonra sürekli üretimlerimizde helal gıda ve TSE’ye müracaat edeceğiz, bunlar önemli şeyler insanlarımız bu standartları görünce daha güvenli bir şekilde alıyor, özellikle ülkemizde ara ara et ve et ürünleri ile ilgili sıkıntılı haberler çıktıkça bu işin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha görüyoruz. Esenlik ve helal sertifikası bize ve kurumumuza hayırlı olsun” diye konuştu.

  • Üretimde Örtü Altı Zamanı

    Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, sebze meyvede üretimin örtü altına kaydığını bildirerek, “Örtü altı sebze meyve üretimi son 5 yılda yüzde 18,8 artarak 5 milyon 525 bin tondan 6 milyon 564 bin tona çıktı” dedi.

    Bayraktar, yaptığı açıklamada, ülkemizin yaş sebze ve meyve tarımında seracılık olarak da adlandırılan örtü altı yetiştiriciliğinin özel bir yere sahip olduğunu belirtti. Şemsi Bayraktar, örtü altı yetiştiriciliğinin birim alandan alınan ürün miktarının artırılması, yıl boyu üretim yapılabilme olanağı, istihdama olan katkısı, yıl içinde düzenli bir işgücü kullanımı sağlaması, diğer sektörlerdeki gelişmeye olan katkıları nedeniyle önemli bir üretim kolu olduğunu vurguladı. Ülkemizde örtü altı yetiştiriciliğinin 1940’lı yıllarda Antalya’da kurulan seralarla başladığını belirten Bayraktar, şunları kaydetti:

    “Seracılığımızın gelişimi, 1960’lı yıllara kadar yavaş olmuş ancak 1960’lı yıllardan itibaren plastiğin örtü malzemesi olarak kullanılmaya başlanmasıyla hızlı bir gelişme dönemine girilmiştir.1960 yılında 10 bin 30 dekar alanda örtü altı yetiştiriciliği yapılırken, 2009 yılında 567 bin 180 dekara ulaşmıştır. 2013 yılında ise süs bitkileri de örtü altına dahil edilmiştir. Süs bitkileri dahil örtü altı alanı 2014 yılında 649 bin 118 dekara ulaşmıştır. Örtü altı alanında sürekli bir artış söz konusudur. Toplam örtü altı yetiştiriciliği yapılan alanın yüzde 12,5’inde cam sera, yüzde 46’sında plastik sera, yüzde 24’ünde alçak tünel, yüzde 17,4’ünde ise yüksek tünel bulunuyor. Örtü altı yetiştiriciliği alanında ilk sırayı Antalya ilimiz alıyor. Toplam örtü altı alanının yüzde 38,2’si Antalya’da bulunuyor. Antalya ilimizi yüzde 24,5 ile Mersin, yüzde 14,6 ile Adana illerimiz takip ediyor. Toplam örtü altı tarım alanının yüzde 77,3’ü bu üç ilimizde yer alıyor.”

    ÜRETİMİN BÜYÜM BÖLÜMÜ SEBZELERDEN OLUŞTU

    Sera alanlarının yüzde 95,3’ünün sebzelere, yüzde 1,2’sinin meyvelere, yüzde 3,5’inin kesme çiçek ve iç mekan bitkilerine ayrıldığına dikkati çeken Bayraktar, şu bilgileri verdi:

    “2009 yılında 5 milyon 525 bin ton olan örtü altı sebze meyve üretimi, yüzde 18,8 artışla 2014 yılında 6 milyon 564 bin tona çıktı. Bu üretimin yüzde 94,8’ini, 6 milyon 224 bin tonu sebzelerden oluştu. Örtü altı sebze üretiminin yüzde 52,8’i domates, yüzde 17,6’sı salatalık, yüzde 10,5’i karpuz, yüzde 8,5’i biber, yüzde 4,2’si patlıcan, yüzde 2,3’ü kavun, yüzde 1,7’si kabak, yüzde 1,4’ü de marul üretiminden meydana geldi. Bu türlerin yanı sıra örtü altında taze fasulye, taze soğan, ıspanak, semizotu, roka, maydanoz, tere, lahana, börülce, pırasa, pepino, dereotu, kırmızı turp, bezelye, nane, taze sarımsak, enginar, brokoli ve bamya da yetiştiriliyor. Örtü altı meyve üretimi 2014 yılında 340 bin tona çıktı. Örtü altı meyve üretiminin yüzde 53’ünü muz, yüzde 46,7’sini ise çilek oluşturmaktadır. Son yıllarda örtü altında üzüm, kayısı ve şeftali (nektarin) gibi meyve türlerinin yetiştiriciliği de yapılıyor.”

    Bazı ürünlerde örtü altında üretimin çok büyük boyutlara ulaştığını, muz ve salatalıkta örtü altı üretimin tarla, bahçe üretimini geride bıraktığını bildiren Bayraktar, “Üretimin muzda yüzde 71,5’i, salatalıkta yüzde 59,4’ü, sivri biberde yüzde 42,7’si, çilekte yüzde 42,2’si, sofralık domateste yüzde 41,4’ü, kabakta yüzde 36’sı, patlıcanda yüzde 31,7’si örtü altından sağlanıyor” dedi.

    Bugün gelinen noktada örtü altı yetiştiriciliği yapan üreticilerimizin çeşitli sorunları olduğunu belirten Bayraktar, şunları kaydetti:

    “İşletmelerin küçüklüğü, pazarlama sorunları, tarımsal girdilerde dışa bağımlılık ve girdi fiyatlarındaki artış nedeniyle üretim maliyetlerinin yüksekliği, üreticinin maliyetin altında ürün satmak zorunda kalması gibi ülkemiz tarımında karşılaşılan genel sorunlar, örtü altı yetiştiriciliğinin de temel sorunlarıdır. Ülkemiz seraları işletme yapısı ve sera büyüklüğü yönünden aile tipi işletmeler şeklinde olup genelde küçük alanlara sahiptir. Aile tipi küçük işletmelerin yaygınlığı, sermaye yetersizliğini beraberinde getirmekte, üretici serasına gereken yatırımı yapamamakta ve modern teknolojilerin kullanımı da buna bağlı olarak sınırlı kalmaktadır. Kontrollü örtü altı üretim alanlarında Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerince düşük faizli işletme ve yatırım kredisi kullandırılsa da işletmelerin yenilenmesinde ve modernizasyonunda arzu edilen seviyeye gelinememiştir. Bu açıdan hükümet programında yer alan çiftçilerimize seraların modernizasyonu için faizsiz kredi verileceğine yönelik kararı önemlidir.”

    Daha verimli ve kaliteli bir üretim sağlanabilmesi için mevcut seraların modern seralara dönüştürülmesi gerektiğine dikkati çeken Bayraktar, şu bilgileri verdi:

    “Örtü altı yetiştiriciliğinde maliyeti etkileyen en önemli faktörlerden biri de elektrik giderleridir. Maliyetlerin düşürülerek işletmelerin rekabet gücünün artırılabilmesi bakımından seralar, ticarethane kapsamından çıkarılmalı, daha uygun fiyatla elektrik alması sağlanmalıdır. Yine seraların modernizasyonuna faizsiz kredi sağlanması kararında olduğu gibi maliyetleri düşürmek amacıyla seralara ticarethane elektrik fiyatı yerine sulama suyu elektrik fiyatı uygulanacağına ilişkin kararın hükümet programında da yer almasından memnuniyet duyuyoruz. Seralarda kullanılan elektriğin yanı sıra seracılıkta temel üretim girdileri olan gübre, örtü malzemesinde uygulanmakta olan KDV oranları indirilmelidir. Ülkemiz örtü altı yetiştiriciliği iklim koşulları, mevcut pazarlara olan yakınlığımız, jeotermal enerji potansiyelimiz gibi önemli imkanlara sahiptir. Bu imkanların eğitim, yayım ve denetim faaliyetleriyle birleştirilmesi; gıda güvenliği ve izlenebilirliğin sağlanmasına yönelik üretim sistemleri ve tarım teknolojileriyle entegrasyonunun artırılmasıyla sahip olduğumuz potansiyel daha etkin bir şekilde değerlendirilebilir.”

    RUSYA’NIN AMBARGO KARARI

    Ancak son günlerde Rusya’nın portakal ve mandalinanın yanı sıra domates ve salatalık, çilek gibi ürünlere ambargo kararının üreticilerimizi zor durumda bıraktığını belirten Bayraktar, “Üretimin sürdürülebilir kılınması bakımından üreticilerimizin uğradığı maddi kayıplar telafi edilmelidir. Alınan bu kararın birtakım çevreler tarafından suiistimal edilmesi önlenmelidir. Üreticilerimizin mağduriyetinin giderilmesi bakımından tüm bankalara olan tarımsal kredi borçları, elektrik borçları, SGK’ya olan prim borçları faizsiz olarak ertelenmelidir” dedi.

    Bayraktar, örtü altında üretimin arttığını, Rusya’nın ambargo kararının portakal, mandalina gibi turunçgillerin yanı sıra en fazla örtü altında yetiştirilen domates, salatalık, çilek gibi sebzeleri etkileyeceğini, bu sorunun çözümü için acilen yeni pazarların bulunması gerektiğini vurguladı.