Etiket: Üretildi

  • Türkiye’nin ilk mobil koyun banyoluğu Van’da üretildi

    Doğu Anadolu Projesi (DAP) Bölge Kalkınma İdaresi tarafından Türkiye’nin ilk mobil koyun banyoluğu Van’da üretildi.

    Bölgede hayvancılığın özellikle altyapısının iyileştirilmesi noktasında çalışmalarını aralıksız sürdüren DAP Bölge Kalkınma İdaresi, bu kapsamda birçok projeyi çiftçilerin hizmetine sundu. Meralarda hayvan içme suyu göletleri ve sıvatların yanı sıra birçok proje yapan DAP Bölge Kalkınma İdaresi, bu çalışmalar kapsamında Türkiye’nin ilk mobil koyun banyoluğunu da Van’da üretti.

    İHA muhabirine açıklamalarda bulunan DAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanı Adnan Demir, idare olarak meralarda hayvan içme suyu göletleri ve sıvatların yanında bitkisel üretimi arttırmaya yönelik sulama projeleri yaptıklarını belirtti. Türkiye’deki küçükbaş hayvan varlığının yüzde 26’sını Doğu Anadolu Bölgesinin barındırdığını ifade eden Demir, Van’ın da bölgedeki iller arasında birinci sırada yer aldığını belirtti. Özellikle küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinde çok önem arz eden ve deri hastalığına neden olan bazı haşeratların var olduğuna dikkat çeken Demir, “Kene, pire ve kan emen sinekler gibi asalak hayvanların, hayvan yetiştiricileri üzerinde oluşturduğu olumsuz etkileri bertaraf etmek için mücadele edilmesi gerekiyor. Şu anda geleneksel yöntemlerle yapılan mücadele, özellikle banyo şeklinde yapılıyor. Kimisi elle, kimisi de püskürtme şeklinde yapmaktadır. En önemli olan banyo şeklinde olan mücadeledir. Bu banyo mücadelesi geleneksel yöntemlerle meralarda ya da bazı köy meydanlarında oluşturulan havuzlar vardır. Bu havuza ilaçlı su konulduktan sonra hayvanlar bu suyun içine daldırılarak çıkarılıyor. Bunu daha mobilize bir şekilde bölgedeki bütün hayvan yetiştiriciliği yapan çiftçilerimizin ayağına götürme noktasında, yurt dışında var olan bir makineyi üniversite, kamu ve özel sektör işbirliği konseptinde DAP’ın sağladığı finansmanla Van’da yaptık. İnşallah ileriki süreçte her ile birer tane yapıp dağıtmayı düşünüyoruz” dedi.

    Türkiye’de olmayan bir makineyi mühendislik projesi ile ülkeye kazandırmanın mutluluğunu yaşadığını ifade eden Demir, “Bu makinenin tanıtımını sağlamak adına 15 tane üretmeyi hedefliyoruz. Bölgemizdeki her koyun, keçi yetiştiriciliği birliklerine birer adet teslim edeceğiz. Sadece ilaç parası karşılığında bu hizmeti çiftçilerimize sunmuş olacağız” şeklinde konuştu.

  • Kök hücreden kemik üretildi, çene kemiğine nakledildi

    İstanbul (İHA) – 17 yaşında çene kemiği tümörü teşhisi konulan ve defalarca ameliyat olmasına rağmen hiçbir sonuç alamayan Neslihan Karakışlar’ın, Türk doktorların 7 yıllık çalışması yeniden hayata tutunmasına sebep oldu.

    Karakışlar’a kadavra kemiğine yağdan elde edilen kök hücreleri eklendi ve canlandırıldı üç boyutlu simülasyonla birebir çene kemiği üretilerek nakil yapıldı. Sağlığına kavuşan genç kız, “İyileşeceğime inanıyordum gözüm arkamda kalmadı” dedi. Çalışma çeşitli nedenlerle kemik kaybına uğramış milyonlarca hastaya da umut kapısını araladı.

    Bursa’da 2005 yılında geçirdiği kaba kulak hastalığı sonrasında çene kısmında teşhis edilen tümör sonrasında hayatı kabusa dönen Neslihan Karakışlar, henüz 17 yaşındayken çene kemiği tümörü nedeniyle defalarca bıçak altına yattı, önce alt çene kemiğinin 17 cm’lik kısmını kaybetti ardından leğen kemiğinden alınan parça ile kemik nakli yapıldı ancak enfeksiyon kaptı. Tam umudunu kaybettiği anda “biyokemik” projesi genç kızın yüzünü güldürdü.

    “Gözüm arkamda kalmadı”

    Türk doktorların devrim niteliğindeki çalışmalarının sonucu hayata yeniden tutunan genç kız, düzenlenen basın toplantısıyla yaşadığı süreci anlattı. Sağlığına kavuştuktan sonra geleceğe umutla bakarak evlilik hazırlıkları yapan genç kız, “Herkese canı gönülden tek tek teşekkür ediyorum. 14 yaşında bu hastalıkta tanıştım. Bursa’da tedavi gördüm ama hastalığımın adı ne bilinmiyordu. Mehmet hocam hastalığımı anlattı ve neler yapacağımız anlattı. Hiçbir şekilde gözüm arkamda kalmadı. Ameliyatlara başladık tabi ki aksaklıklar oldu benden kaynaklanan ama hepsini atlattım onların sayesinde ve bugünlere geldim. Önce leğen kemiğinden parça alındı ama o olmadı. Enfeksiyon kaptım ve uzun süre bekledim. Hiç geçmeyecek gibi geçti ama zorlu süreçti. Artık alışmıştık. Bana ilk yeni bir çene kemiği yapılacağını söylediklerinde biraz bekleyeceğimi söylediler ben de kabul ettim. Gözle görünür şekilde bir değişiklik var. Turizmciyim. Artık çalışıyorum ve evlendim de” diye konuştu.

    Gelecek için ilham kaynağı

    Bugüne kadar yalnızca 3 cm’lik kemiklerin nakil edilebildiğini 17 cm’lik geliştirilen bir yarım çenenin doku uyumunu nasıl sağladığını ise operasyonu gerçekleştiren ekip anlattı. Prof. Dr. Mehmet Veli Karaaltın’ın çalışmanın da önce hayvanlar üzerinde pilot olarak denendiğini belirterek Dünya’da örneğinin olmadığını belirtti. Prof. Dr. Mehmet Veli Karaaltın özellikle doku mühendisliğinin gelecekte bir çok tedavide alternatif sunacağını söyleyerek, “Hayatlarını kaybeden insanların organlarını bağışladığını ve bir de dokularını bağışladıklarını düşünün. Doku bankası gibi ihtiyaç halinde istediğinizde bunu tekrar canlandırmak için hastanın kendi kök hücrelerini kullanarak iskeleye yüklenerek tekrar canlı hale gelen dokulu canlandırıyorsunuz. Bunu karaciğer, kalp, göz de olabilir. Bu gelecek için temeller atılmalı Neslihan’da o ilhamın başlangıcı” diye konuştu.

    Ne yapıldı?

    Prof. Dr. Mehmet Veli Karaaltın’ın yapılan operasyon hakkında şu bilgileri verdi: “Dünyada bu örnek ta başına dönecek olursak çene kemiği açısından ilk. 7 yıl uğraştık ve 5 yılda da başarıyı elde ettik. Toplam 12 ameliyat geçirdi Neslihan Karakaşlılar. Şimdi burada hastalıklı bir kemik vardı. Tedavi etmek için de neredeyse çenenin yarısını aldık. O süre içerisinde de leğen kemiğinden aldık fakat başarısızlıkla sonuçlandı. Sonra bu fikirle ilham kaynağı oldu Neslihan’ın başka bir yerinden kemik almadan kadavradan alınan kemikle tekrardan kök hücresiyle canlandırarak çcok şükür başardık. Bence en önemli nokta Neslihan’ın başka bir yerinden parça almadan bu işlemi gerçekleştirdik.

    “İlk insan oldu”

    Prof. Dr. Ercüment Ovalı da kemik kayıplarının önemli bir sorun olduğunu canlı kemik naklinin halen daha uygulanmadığına dikkat çekerek, “Canlı kemik nakli yapılamamakta. Ancak doku mühendisliği ile hastanın sorununa çözüm üretmek istedik. Laboratuvar sürecinde kemiğin üzerinde değişik kanallar açarak yapay damar kanalları açarak hastadan alınan kök hücreleri kemiğin içine yerleştirerek canlanmasını sağlamak istedik. Elde edilen pıhtı kaynağını kemiğin içine yerleştirmek istedik. Dolayısı ile bir araya gelerek ilk insan uygulamasına başladık.”

  • 2016 yılında 1 milyon 299 bin ton yaş çay üretildi

    Doğu Karadeniz Bölgesi’nde 2016 yılında 1 milyon 299 bin ton yaş çay üretildiği belirtildi.

    Rize Ticaret Borsası 2016 yılı verilerine göre, Doğu Karadeniz Bölgesi’nde önemli bir kısmı Rize’de olmak üzere Rize, Trabzon, Giresun ve Artvin illerinde 1 milyon 299 bin ton yaş çay üretildi. Üretilen bu çayın 653 bin tonunu ÇAYKUR, kalan kısmını ise özel sektör işletmeleri müstahsilden satın aldı. 2016 yılında alınan yaş çay ile 253 bin 300 ton kuru çay üretildi. Stoklarda 130 bin ton civarında kuru çay bulunuyor. 2016 yılında kuru çayda 5 bin ton ihracat, 15 bin ton ithalat gerçekleştirildi.

    Öte yandan Doğu Karadeniz Bölgesi’nde 830 bin dekar alanda 212 bin üretici tarafından yaş çay üretimi yapılıyor. Çay sektöründe üretim yapan toplam 197 fabrika bulunuyor. Bunların 46’sı ÇAYKUR’a, 151’i özel sektöre ait. Bu fabrikaların 154’ü Rize’de, 29’u Trabzon’da, 10’u Giresun’da ve 4’ü Artvin’de faaliyet gösteriyor.

  • Raman’da 102 milyon varil petrol üretildi

    Türkiye Petrollerince (TP) 1945 yılında çalışmalara başlanan Batman’ın Raman sahasında 2016 yılı sonu itibariyle 102 milyon varil ham petrol üretildi.

    Maden Teknik Arama (MTA) tarafından 1940 yılında Batman’ın Raman-1 sahasında petrole rastlanmasının ardından, bölgede ticari anlamda ilk petrol keşfi 1945 yılında açılan Raman-8 kuyusunda yapıldı. Kuyuda, 8 Mart 1948’de dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün katılımıyla petrol üretimine başlandı. 68 yıldır devam eden çalışmalar çerçevesinde, 2016 yılı sonu itibariyle, bölgede 102 milyon varil ham petrol üretimini gerçekleştirildi.

    TP Genel Müdürlüğü yetkilisi, Raman sahasının Türk petrolcülük tarihi açısından önemli bir dönüm noktası olduğuna dikkat çekerek, “Açılan ilk 7 kuyudan sonra sahanın terk edilmesi gündeme gelmiş ancak mühendis ve işçilerimizin üstün gayretleriyle Raman-8 kuyusu ile başlayan ticari petrol keşfi zamanla sahanın tamamına yayıldı. Batman’ın büyüyerek bir petrol şehrine dönüşmesinde Raman’ın büyük etkileri oldu. 1959 yılında TP Batman Bölge Müdürlüğü’nün kurulması ile Batman hem bölgenin hem de ülkemizin büyümesinde adeta lokomotif bir şehir oldu. Raman’da 2016 yılı sonu itibari ile 102 milyon varil ham petrol üretimi gerçekleşti. Ayrıca, 2016 yılında bir arama, 12 üretim olmak üzere toplam 13 yeni kuyunun sondajı yapıldı” dedi.

  • 30 kuruş ile 80 kilometre giden yerli elektrikli bisiklet üretildi

    Akülü olarak üretilen bisikletle 30 kuruş ile 80 kilometreye kadar yol katedilebilecek. Üretici firmanın genel müdürü yaptığı açıklamada ’Cixpet’ adını verdikleri akülü bisikletin ekonomi konusunda olduğu kadar hız konusunda da sürücüleri tatmin edeceğini belirtti.

    Kasımpaşa Bisiklet’in Genel Müdürü Bilal Topluoğlu, yeni ürettikleri ve yüzde 100 yerli ürünleri olan elektrikli bisiklet Cixpet’i tanıttı. Cixpet’in ucuz ulaşımın yeni adı olacağını söyleyen Topluoğlu, “Sadece 30 kuruş ile 75 -80 kilometre arası yol gidebilen elektrikli bisiklet ’Cixpet’, ekonomi konusunda olduğu kadar hız konusunda da sürücüleri tatmin edecek” dedi.

    “3 buçuk saatte şarj oluyor”

    Elektrikli bisikletin 45 kilometreye kadar sürat yapabildiğini belirten Topluoğlu, “Cixpet, 3 buçuk saat gibi bir sürede elektrik ile şarj olabiliyor. Tam dolu şarj ile 80 kilometreye kadar mesafe katedebilen elektrikli bisiklete birden fazla akü takılabiliyor. Böylelikle yanınızda yedek akü taşıyarak daha uzun mesafeye gidebilirsiniz. İthal ürünlere nazaran hem elektrik tüketimi, hem kullanım, hem de performans olarak fark atıyor” diye konuştu.

    Cixpet’in kullanışlı olduğunu ve insanların hayatını kolaylaştıracağını ifade eden Topluoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “Oldukça zarif bir tasarıma sahip olan Cixpet, portatif yapısı ile dikkat çekiyor. Cixpet’i ister ayakta sürebilir, isterseniz de aksesuarlar ile oturma yeri eklenerek de sürülebilir. Alışveriş merkezlerinde, havalimanlarında ve birçok büyük çaplı alanlarda da hızlı ulaşım için, ayrıca arkasına takılabilen mini taşıma sepetiyle rahatlıkla kullanılabilir. Gece güvenli sürüş için ışıklandırma sistemi de gelişmiş bir şekilde yer alıyor. Cixpet hakkında detaylı bilgilere web sitemizden ulaşılabilirler”.