Etiket: Üretildi

  • Yerli Türk traktör üretildi

    Uzun yıllar çeşitli traktör markalarının bayiliğini başarı ile yürüten Mehmet Şimşeker, yerli traktör üretimine başladı. Şimşeker, kapanan Uzel traktörün eski çalışanlarını kadrosuna katarak ürettiği traktör ile 5 yıl içinde yılda 10 bin adet satış hedefliyor.

    Yozgat’ta 1984 yılından bu yana babası ile birlikte çeşitli traktör markalarının bayiliğini başarı ile yürüten Mehmet Şimşeker, yerli sermaye ile ürettiği traktör markasını hayata geçirdi. Tarla ve bahçe işlerinde kullanılacak olan Mehmet Şimşeker markasını verdiği traktörü İstanbul Esenyurt’taki tesislerde üreten Şimşeker, şimdilik yılda bin adet olan üretim kapasitesini 5 yıl içinde 10 bine çıkarmayı hedefliyor. Mehmet Şimşeker traktörleri düzenlenen basın toplantısı ile ilk kez görücü karşısına çıktı.

    Kapanan Uzel’in çalışanları işe alındı

    Yapılan bilgilendirmede; Türk sermayesi ile üretilen ve Uzel’in 2008’de ürettiği modelin devamı olan Mehmet Şimşeker traktörleri şimdilik iki model olacak, daha sonra ise talebe göre modeller çeşitlendirilecek. Kapanan Uzel fabrikasının 22 personeli ile hayata geçirilen, 08 serisi Perkins motora sahip 240 beygirlik traktör, kendi segmentinde en uyumlu senkromeç şanzıman modifikasyonuna sahip.

    “Çiftçi hâlâ mekanik istiyor”

    Mehmet Şimşeker, çevresindeki insanların Türkiye’de tarımın bittiğini söylemesinin aksine traktör üretimi kararı aldıklarını belirterek, “Türkiye’de tarım bitmez, daha yeni başlıyoruz. 1995’te toplam ülkemizde yılda 30 bin traktör satılıyordu. Şimdi 73 bin adet satılıyor” diye konuştu.

    Mehmet Şimşeker, çiftçinin hâlâ eski kasa traktör istediğinin de altını çizerek, “Ülkemizde traktör bakımlarında kalifiye eleman yetersiz. Çiftçi, mekanik traktör arıza yapsa bile kendisi yürütebilir. Elektronik traktör için bazen İngiltere’den servis bekleniyor. Dokuz yaşımdan bu yana babamın yanında traktör bayiliği yapıyorum. Elimizden altı marka geçti. Hepsinin artılarını ve eksilerini değerlendirerek çiftçinin talebi doğrultusunda en iyi traktörü ortaya çıkardık” dedi.

    “Çiftçinin gerçek ihtiyacına yönelik traktör ürettik”

    Yaklaşık 3 bin 500 parçadan oluşan traktörün Avusturya’daki TÜV testlerini başarıyla geçtiğini belirten Şimşeker, “Kaliteniz iyiyse kimse size engel olamıyor. Biz çiftçinin gerçek ihtiyacına yönelik traktör ürettik” dedi.

    “Yüksek beygire kota şart”

    Şimşeker, traktör kullanımında ise çiftçinin bilinçlendirilmesi gerektiğini ifade ederek: “Eskiden arazi aynı, nüfus daha azdı. Nüfus 60 milyondan 80 milyona çıktı. Araziler bölündü. Tarlaların bölünmesi traktör satışının artmasına sebep oldu. Bir ailede baba ölünce çocukların hepsi kendi traktörünü aldı. Bu şekilde bakarsanız, şu anki traktör sayısı gerçek ihtiyaç değil. Şu an yılda yaklaşık 73 bin traktör satılıyor. Bunun ise yüzde 90’ı ithal. Bu sayı normalde 40 bin olması lazım. Eskiden 50 beygirli bir traktör üç köyün işini görürdü. Ayrıca çiftçiler, ihtiyacının dışındaki yüksek beygir motora 60 bin euro ödüyor. Halbuki dörtte bir fiyatına ihtiyacı olanını alabilir. Falan komşu çift çeker almış, ben de alacağım anlayışı var. Traktörde beygir güçlerine kota getirilmesi lazım. En büyük yanlışlardan biri de yüksek beygirli traktörlerin banka kredilerine teşvik verilip, düşük beygir gücüne bu teşvikin verilmemesi. Biz Cumhurbaşkanımıza bu yanlışı anlatacağız”.

  • Hafif ticari araçlar için özel yağ üretildi

    Madeni yağ üreticilerinden Mobil Oil Türkiye’nin, hafif ticari araçlar için özel olarak yağlar geliştirdi. Geliştirilen motor yağı Mart ayı itibariyle Türkiye’de satışa sunulacak.

    Madeni yağların üretimi ve pazarlanması konusunda faaliyetlerini sürdüren Mobil Oil, hafif ticari araçlar için özel olarak yağlar geliştirdi. Yapılan açıklamada, hafif ticari araçlar için geliştirilen yeni ürünleri ile hafif ticari araçlar dünyasının ihtiyaçlarını karşılayarak önemli bir boşluğu doldurması hedefleniyor.

    Ayrıca, Mart ayıyla birlikte Türkiye’de 5 ve 7 litrelik ambalaj seçenekleriyle satışa sunulacak F 5W-30, M 5W-30, 5W-30 ve 10W-40 ismindeki yağlar, çamur gibi zorlu doğa şartlarında temizlik ve yüksek performans göstereceği bildirildi.

  • Bor madeniyle dünyanın en sert çeliği üretildi

    Dünya rezervlerinin yüzde 72’si Türkiye’de bulunan bor madeni, son yıllarda ülkemizde ileri teknoloji ile işlenerek farklı alanlarda süper güçlü maddelere dönüştürülüyor.

    NASA’nın on yıllardır uzay teknolojileri alanında kullandığı ve gelişmiş ülkelerde ileri teknolojiyle işlendikten sonra dünya piyasalarına sunduğu bor madeni artık Türkiye’de ileri seviyede işlenerek dünya pazarına çıkartılıyor. Edremit ilçesindeki Ar-Ge firması, boru saflaştırarak yaptığı çalışmalarıyla Amerika’dan bilim ödülü almayı başardı. Bor madeninin, insanlığa fayda sağlayacak 11 farklı bileşeninden 9’unu ileri düzeyde işlemeyi başaran firma, istenilen mikron değerlere sahip ‘Bor Karbür’ isimli bor türevini elde etti. Türkiye’nin en gelişmiş, ileri teknolojili özel bor işleme tesisi durumundaki Ar-Ge firması, ‘Bor Karbür’ isimli bor türevi ham maddesiyle, Osmanlı döneminde dünyayı kendine hayran bırakan Osmanlı çeliğinin kalitesinde çelik üretimi gerçekleştirdi. Aylar süren Ar-Ge çalışmasını ileri teknolojiye sahip yetkili laboratuvarlarda test ettiren firma, ‘Bor Karbür’ ham maddesiyle Osmanlı çeliğiyle birlikte, yüksek seviyede kaymazlık sağlayan araç lastiği maddesini de üretti.

    “Dünyanın en sert çeliğini üretmeyi başardık”

    Amaçlarının, geleceğin teknolojisini içinde barındıran bor madeninin Türkiye dışına çıkmadan işlenebilmesini sağlamak olduğuna vurgu yapan Ar-Ge firması yetkilisi ve Türk bilim adamı Faruk Durukan, “Son Ar-Ge projemiz, dünyanın en kaliteli çeliğini elde etmek adına çalıştığımız bir projeydi. Zaten Osmanlı Devleti döneminde dünyanın en kaliteli çeliğini yine bizim milletimiz üretiyordu. Fakat zaman ile bu teknolojimizi kaybettik. Sonunda da yurt dışından çelik alır hale geldik. Dünyanın en kaliteli çeliğini bor ham maddesi ile üretmeyi başardık. Bor madenlerinin yüzde 72’lik rezervi ülkemizde. Boru ileri teknolojiyle işleyerek içinden Bor Karbür maddesini aldık. Bu maddeyi çeliğe yedirdik ve bu kaliteyi yakaladık. Dünyanın kabul ettiği düzeyde test ve analizlerimizi yaptırdık ve bunu resmi olarak onaylattık. 70 Rotver düzeyine kadar çeliğin sertleşmesini sağladık. Normal çelikten 3 kat daha güçlü bir çelik elde ettik. Bu çalışma ülkemiz için çok önemli bir çalışmadır. Bu proje sayesinde ülkemizde çelik ihracatında yeni bir kapı açılmış oluyor. Burada en dikkat edilmesi gereken konu da bu malzemenin bor ile elde edilmesidir. Osmanlı İmparatorluğu yıllardır dünyaya eşsiz sertlikteki çeliği ile nam salmıştır. Çelik, 2 bin civarında alanda kullanılıyor. Artık dünyaya çelik satacağız. İşlenmiş ürün halinde dünyaya en kaliteli çeliği satmayı kendimize hedef belirledik. bor madenini olduğu gibi değil, işledikten sonra bir ürüne dönüştürerek satmak, ülkemizi çok farklı noktalara taşıyacaktır. Bunu yaptığımızda Türkiye’nin önünde hiçbir ülke duramayacaktır. O zaman düşmanlarımız bile dost olarak yaklaşacaktır” dedi.

    Araç lastiklerinde devrim niteliğinde buluş!

    Bor ham maddesinden elde ettikleri Bor Karbür karışımıyla ileri düzeyde kaymazlık özelliğine sahip lastik üretimi de gerçekleştiren Ar-Ge firması, bu teknoloji ile otomotiv sanayinde yeni bir dönem başlayacağını belirtti. Faruk Durukan, “Bor Karbür ile üretmeyi başardığımız çok faydalı bir ürün daha oldu. Bu çalışma da otomotiv sektöründe yeni bir dönem açacaktır. Normal araç lastiklerine göre çok yüksek oranda kaymazlık özelliğine sahip lastik ürettik. Bu elimde tuttuğum kaymayan kauçuk maddedir. Bu çalışmamız da dünyada bir ilktir. İçerisinde, çelikten daha güçlü düzeye getirilmiş katrilyonlarca Bor Karbür karışımları vardır. Bu maddeyle üretilecek olan araç lastikleri yollarda, karda, buzda kaymayı yüksek düzeyde önler. Normal kauçuklara oranla yıpranması, aşınması kat kat daha azdır. Devrim niteliğindeki bu ürünü ve diğer ürünlerimizi, ülkemizdeki ileri düzeyde gelişmiş Ar-Ge tesislerimizde, Türk mühendisler ve Türk bilim heyetiyle üretiyoruz. Dünyanın rekabet edemeyeceği ürünleri üretmekteyiz. Bu çalışmalarla, bütün dünyaya Türkiye’nin teknolojide ne kadar ileri düzeye eriştiğini göstermekteyiz. Bundan dolayı gurur duyuyoruz. Elde ettiğimiz bu ürünler, piyasada temin ettiğimiz ürünlerden daha ucuza mal olduğu için daha ucuza satılacaktır” şeklinde konuştu.

  • İlk yerli otomobil motoru Sivas’ta üretildi

    57 yıl önce Türkiye’nin ilk yerli otomobili olan Devrim’in motor bloğunu üreten Sivas, milli otomobile de ev sahipliği yapmaya aday.

    Türkiye’nin ilk yerli otomobili olarak bilinen Devrim’in 1961 yılında motor bloğu, Sivas’ta bulunan, yerli yük vagonu üreten TÜDEMSAŞ’ta üretilmişti. Devrim’de seri üretime geçilmemiş olsa da ilk yerli otomobilin motor bloğu kalıbı halen TÜDEMSAŞ’ın müzesinde sergileniyor. Milli otomobil motor üretiminde Türkiye’de 57 yıllık tecrübeye sahip olan Sivas şimdide, demir madenleri, demir çelik üretim fabrikası, dünya ya otomobil mili ihraç eden sanayisi ve Türkiye’nin askeri açıdan en güvenli yeri olması özellikleri ile yeni yerli otomobil üretimine ev sahipliği yapmak istiyor.

    Sivas Ticaret ve Sanayi Odası (STSO) Başkanı Osman Yıldırım, Sivas’ın yerli otomobil üretimi için en uygun il olduğunu belirterek, “Ülkemizin gündeminde olan yeli otomobilin Sivas’ta üretimi noktasında Cumhurbaşkanımızdan destek bekliyoruz. Bu yatırımı yapacak bey babayiğit özel şirketlerden oluşuyor. Özel sektöre devletin fazla karışmayacağının farkındayız ama sayın Cumhurbaşkanımızın referans olması halinde yerli otomobil konusunda Sivas’ta da yatırım yapılabilir. Sivas gerekli alt yapıya sahiptir. Bu potansiyeli var. Türkiye’nin en hazır illerinden birisidir. Türkiye’nin ilk yerli otomobilinin motor aksamı Sivas’ta TÜDEMSAŞ’ta üretilmişti. Metal sanayisinde ki tecrübesi ve sahip olduğu potansiyel ortada. Bu konuda bilgi birikimi alt yapımız var. Her şeyden önemlisi Sivas Türkiye’nin merkezindedir. Stratejik ve güvenlik açısından önemli bir noktadadır” dedi.

  • Her parçası belediyede üretildi, 3,5 milyon liralık proje 800 bin TL’ye mal edildi

    Antalya Kemer Belediyesi’nin 30 Ağustos tarihinde hizmete giren vizyon projesi 30 Ağustos Zafer Parkı yerli ve yabancı turistlerin akınına uğruyor. Normal şartlarda 3,5 milyon liralık proje bedeli olan park, belediye tarafından üretilen malzemelerin kullanımıyla 800 bin TL’ye mal edildi. Başkan Mustafa Gül, “Kemer’e böyle bir park kazandırmanın gururunu yaşıyoruz” dedi.

    Çok sayıda Kemerli Çamyuva 30 Ağustos Parkı’nda güneşlenmenin, denize girmenin ve eğlencenin tadını çıkardı. Sahile akın eden yerli ve yabancı turistler de gönüllerince bir tatil yapma fırsatı buldu. Hem Kemerliler için, hem de turizm adına vizyon bir projeyi hayata geçirdiklerini kaydeden Kemer Belediye Başkanı Mustafa Gül, “Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve aziz şehitlerimizin anısını yaşatmak için parkımıza Çamyuva 30 Ağustos Zafer Parkı adını verdik. Atamızdan aldığımız Cumhuriyet bayrağını inşallah çocuklarımıza ve torunlarımıza alnımızın akıyla bırakacağız” dedi.

    2,7 milyon TL’lik tasarruf

    Kemer Belediyesi olarak örnek bir proje ortaya koyduklarını kaydeden Başkan Mustafa Gül, “Çamyuva Zafer Parkı’ndaki hemen hemen her şeyi belediye çalışanı arkadaşlarımız ürettiler. Belediyemizi artık kendi ihtiyacını kendisi üretebilir duruma getirdik. Plajdaki parke taşlarını, kaldırım taşlarını kendi taş fabrikamızda ürettik. Altyapısını ve peyzajını da kendi personelimiz yaptı. İhale açmamız halinde bu düzenlemeler 3,5 milyon liraya mal olacaktı Biz belediye olarak kendi parkımızı kendimiz yaptık ve 800 milyon liraya mal ettik. Yani 2,7 milyon lira tasarruf ettik” diye konuştu.

    Neler yapıldı

    Toplam 25 bin metrekare alanda, 7 bin metrekare araç yolu ve araç otoparkı, bin metre uzunluğunda yaya yürüyüş yolu, 6 adet (2 ’si engelli kullanımına uygun) tuvalet, 9 adet büfe, 1 adet toplu duş alanı ve soyunma kabinleri ile 1 adet çocuk oyun alanı inşa edildi.

    Tesisin geri kalan kısmı yeşil alan olarak korunmuş ve düzenlendi. Ayrıca tesis, 29 adet dekoratif yüksek aydınlatma direği, 240 adet bodur aydınlatma direği ve 60 adet ağaç led ile aydınlatıldı.