Etiket: Üreticisi

  • Taşköprü’de en iyi sarımsak üreticisi ve en iyi buzağı yetiştiricisi yarışması düzenlendi

    Taşköprü Belediyesi’nin 16-19 Ağustos tarihlerinde 32’ncisini düzenlediği Uluslararası Taşköprü Kültür ve Sarımsak Festivali etkinlikleri kapsamında “En İyi Sarımsak Üreticisini Seçme” ve “En İyi Buzağı Yetiştiricisini Seçme” yarışmaları yapıldı.

    Taşköprü’de Cuma Pazarında gerçekleştirilen Sarımsak Üreticisi Yarışması’na 50 üretici, Buzağı Yetiştiricisi Yarışması’na da 50 hayvan yetiştiricisi katıldı. Yarışmaya Taşköprü Kaymakamı Ahmet Nuri Demir, Belediye Başkanı Hüseyin Arslan, Tarım İl Müdürü Osman Yaman, daire amirleri, üreticiler ve çok sayıda vatandaş katıldı.

    Programda konuşan Taşköprü Belediye Başkanı Hüseyin Arslan, amaçlarının vatandaşları ve üreticileri Uluslararası Taşköprü Kültür ve Sarımsak Festivalinin esas sahipleri olarak festivale katmak istediklerini belirterek, “Bizler de bu konuda üreticilerimizi ve vatandaşlarımızı teşvik etmek için bu yarışmaları düzenliyoruz” dedi.

    Arslan, üreticinin “Beyaz Altın” olarak taçlandırdığı Taşköprü Sarımsağı’nı kendilerinin de baş tacı yaptıklarını ve bunun bir göstergesi olarak ta festival etkinlikleri kapsamında açılışını yaptıkları Sarımsak Heykeli’ni Taşköprü girişine diktiklerini kaydetti.

    Konuşmanın ardından En İyi Sarımsak Üreticisi’ni Seçme Yarışmasına geçildi. Birbirinden iri ve güzel sarımsakların yer aldığı yarışmada 74 numaralı sarımsağı ile Danalar köyünden Bayram Tozan birinci, 56 numaralı sarımsağı ile Alatarla köyünden Mehmet Gökmen ikinci, Karnıaçık köyünden de Ramazan Akça 70 numaralı sarımsağıyla üçüncü oldu.

    2018 yılının en iyi sarımsak üreticisi seçilen Danalar köyünden Bayram Tozan, 1 yıllık emeğinin sonucu olarak yetiştirdiği sarımsakların birinci seçilmesinden dolayı sevinç yaşadığını belirtti. Tozan, Taşköprü sarımsağının her türlü derde deva olduğunu kaydetti.

    En Güzel Buzağı Yarışmasında da Sedat Poyraz birinci oldu

    Veteriner ve ziraat mühendislerinin jüri üyeliğini yaptığı En iyi Buzağı Üreticisi’ni Seçme Yarışmasında ise 8 numarayla yarışmaya katılan Sedat Poyraz birinci seçilirken, 7 numarayla yarışan Namık Yıldız ikinci ve 19 numarayla yarışan Mehmet Semerci ise üçüncü oldu.

    En İyi Kuzu Yarışmasında da 14 numarayla yarışan Tuğba Şatır birinci seçilirken, 2 numarayla yarışan Saime Gümüş ikinci ve 12 numarayla yarışan Ahmet Güney üçüncü seçildi.

    Her iki yarışmada da dereceye girenlere çeşitli ödüller verildi.

  • Nohut üreticisi verimden bu yıl memnun

    Eskişehir’de nohut üreticileri, bu yıl verimin fazla olmasını bekliyor.

    Seyitgazi ilçesine bağlı İdrisyayla Mahallesi’nde nohut üreten Sami Başkaya, ilk hasat ürünlerini almaya başladı. Tam olarak hasadın 10-15 gün sonra gerçekleşeceğini belirten Başkaya, verimden umutlu olduklarını dile getirdi. Verimde yaşanacak artışın fiyatlara da yansıyacağını kaydeden Başkaya, “Biz aslında tam olarak ticaret amaçlı ekmiyoruz. Ama ürün fazla olunca satışını da gerçekleştiriyoruz. Yıllardır az da olsa yeşil nohut ekiyoruz. Diğer köylerimizde çok eken oldu. Fakat verim alınamadığı için onlar bu yıl ekmedi. Geçen yıllarda da ektik ve 2-3 sene boyunca verim alamadık. Yağışlardan ve ters rüzgarlar nohudu kurutuyor. Çok yağış nohudun tuzunu yıkıyor ve nohut gelişemiyor, kuruyor. Bu sene daha iyi olacak, bunu görebiliyoruz. Geçen sene çok ürün alamadığımız için sadece çevremizdeki insanlara satabildik ve 12-13 liradan gitti. Bu sene fazla üretim olursa fiyatlar da düşebilir. Fakat buralarda yeşil nohut üretmek gerçekten çok meşakkatli bir iş. Yaban hayvanlarından dolayı nohudun başını bekliyoruz. Beklemezsek zaten ürün alamıyoruz. 2 ay boyunca tarladan çıkmadık. Verim almamız için yaban hayatının kontrol altına alınması gerekiyor. Bizim burası kırsal zaten, çok verim alamıyoruz, bir de üstüne yaban hayvanları geliyor. Bu sorunlar çözülse verim de, eken de artacak. Şimdi nohutlar yeşerdi ve hasadı 10-15 gün sonra başlayacak” dedi.

  • Tekstil üreticisi girdi maliyetlerinin düşürülmesini istiyor

    Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 38 No’lu Tekstil, Konfeksiyon ve Ayakkabı Sanayi Meslek Komitesi Başkanı Ali Şimşek, yüksek girdi maliyetleri ve sürekli değişkenlik gösteren döviz kurları sebebiyle rekabetçi yapıyı korumakta güçlük çektiklerini belirterek, girdi maliyetlerinin düşürülmesini istediklerini söyledi.

    Sektöre ilişkin değerlendirmelerde bulunan Şimşek, sürekli değişkenlik gösteren döviz kurları nedeniyle hammadde fiyatlarında artış yaşandığını belirterek, yüksek işçilik maliyetinin de sektörde sıkıntılar oluşturduğunu kaydetti.

    “Rekabetçi yapıyı korumakta zorlanıyoruz”

    Rekabetçi yapının korunmasının önemli olduğunu, fakat gün geçtikçe rekabetteki güçlerini korumakta zorluk çektiklerini savunan Şimşek, bunda en önemli etkenin ise döviz kurları olduğunu kaydederek, “Dolar 3.5 TL iken müşterimize bir fiyat veriyoruz, kısa süre sonra dolar 4 liraya çıkınca fiyatlarımızı güncelliyoruz ama çok geçmeden bu kez dolar 4.5 TL’ye yükseliyor ve biz bir daha fiyat güncellemesi yapamıyoruz. Çünkü müşterimiz de bizden aldığı ürünü başkasına satıyor ve onun da fiyatlarına bu güncellemeyi yansıtma imkanı olmuyor. Bu durumda ciddi sıkıntılar yaşıyoruz” dedi.

    “İşçi maliyetleri azalırsa işsizlik sorunu da çözülür”

    Sektörün en önemli sorunlarından birinin girdi maliyetini personel giderlerinin oluşturduğunu ifade eden Şimşek, “Bilindiği üzere tekstil, konfeksiyon sektörü emek yoğun bir sektör. Çok sayıda işçi çalışıyor olması nedeniyle işçilik maliyetlerinin minimum düzeyde olması rekabetçi yapımızın güçlenmesi adına büyük önem taşıyor. Oysa ülkemizde mevcut durumda işçinin eline geçen asgari ücret oldukça düşük olmasına rağmen işverene maliyeti oldukça yüksek. İşçi belki bin 600 TL maaş alıyor ve aldığı bu ücretten hoşnut kalmıyor ancak bunun işverene maliyeti en azından 2 bin 500 TL’ye denk geliyor. Maalesef sanayicinin bu kadar yükü kaldırabilecek bir gücü yok. Yeni dönemde hükumetten beklentimiz bu maliyetleri aşağı çekebilecek çalışmalara öncelik vermeleri olacak. Maliyetlerin aşağı çekilmesi halinde yalnızca sanayicinin rekabetçi yapısı güçlenecek, işsizlik sorunuyla mücadeleye de önemli katkılar sağlanmış olacak” ifadelerini kullandı.

    “Mersin dünya markalarına üretim yapıyor”

    Deneyimsiz personel sorununu ise İçel Sanayi Araştırma Teknoloji Geliştirme ve Eğitim Vakfı (İSGEV) gibi kurumların verdiği eğitimlerle çözme yoluna gittiklerini belirten Şimşek, bu yöndeki eğitimlerin artırılması gerektiğini dile getirdi. Mersin’de tekstil ve konfeksiyon sektörünün oldukça güçlü olduğunu vurgulayan Şimşek, özellikle Mersin Serbest Bölge’sindeki imalatçıların tümünün yurt dışındaki dünya markalarına üretim yaptığını bildirdi. Dünya markalarının çalıştıkları firmalardaki denetimlerini çok sıkı tutması nedeniyle kalitenin her geçen gün yükseldiğini ve diğer illerin bu alanda önüne geçtiklerini belirten Şimşek, bunun dünyadan ek talepler olarak geri döndüğünü söyledi.

  • Turşuluk salatalık üreticisi yeni ürün arayışında

    İzmir’in Ödemiş ilçesinde, turşuluk salatalık olarak bilinen ve halk arasında kornişon olarak anılan salatalıklar bu yıl üreticiyi memnun etmedi.

    Temmuz ayının ikinci yarısında ekimleri yapılan kış salatalığı öncesinde üreticinin isteksiz olduğunu belirten salatalık üreticileri, birkaç yıldır fiyatların yerinde seyretmesi nedeniyle masrafı bile zor karşılayabildiklerini ifade etti. Ödemiş’in Kaymakçı Mahallesi’nde salatalık üretimi ile uğraşan Yusuf Şahan, son yıllardaki istikrarsız fiyat seyri nedeniyle turşuluk salatalık denilen ve kornişon olarak isimlendirilen salatalıkların üretiminin bölgede birkaç yıla kadar bitebileceğini iddia etti. 2018 yaz salatalığında rekoltenin de düşük olmasına rağmen üreticinin istediği geliri elde edemediğini ifade eden Şahan, “Salatalık alıcısı tüccarlar, kalibreyi düşürdüler. Tarladan küçük kalibreli salatalık toplamak zorunda kaldık. Bu da toplamda kilo etmediği için mağdur olduk. Bu yıl birinci kalite en küçük salatalıkların tarla fiyatı 2.20, ikinci kalite salatalıkların fiyatı 90 kuruş, üçüncü kalite salatalık fiyatları da 40 kuruş civarında idi. Her şeye zam geldiği halde üreticinin eline geçen fiyatlar yerinde sayıyor” dedi.

    Hava şartlarının da olumsuz seyrettiğine ve nem nedeniyle bitkinin gelişemediğine dikkati çeken Yusuf Şahan, daha sonra şunları kaydetti:

    “Salatalıkta tohum ve işçilik maliyetleri yüksektir. Bu yıl havanın yağışlı geçmesi nedeniyle mildiyö hastalığı ile mücadele etmek zorunda kaldık. İlaç atamıyoruz; çünkü kalıntı nedeniyle ihracattan geri dönüyor. Yağışların ardından sıcaklar da aniden bastırınca bitki kavruldu. Böyle giderse salatalık üretimi bölgede iyice azalır.”

    Salatalık toplayan üreticiler de, salatalık üretiminin çiftçiye artık yük olmaya başladığını belirterek, çiftçinin üretimden para kazanamadığından yakındı.

  • Üzüm üreticisi taban fiyatların erken açıklanmasını istiyor

    Manisa Şehzadeler Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Altındağ, hasadına başlanan üzümde taban fiyatların erken açıklanması gerektiğini belirterek, “Üzüm, tüccarın eline düştükten sonra taban fiyatını açıklamanın bir anlamı kalmıyor. Yani üzüm kesmeye başlamadan önce müdahale alım fiyatı açıklanacak ki vatandaş ona göre tedbir alacak” dedi.

    Türkiye’de üzüm diyarı olarak bilinen Manisa’da üzüm hasadına bazı bölgelerde başlanırken, Şehzadeler Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Altındağ, üzüm fiyatları ve beklentileri hakkında açıklamalarda bulundu. Başkan Altındağ, dolu yağışlarının Manisa merkez başta olmak üzere Alaşehir, Saruhanlı, Sarıgöl’de etkili olmasının üzümde rekolteyi düşürdüğünü ifade etti. Alaşehir’de üzüm hasadının başladığını, yaş üzüm ihracatının ise önümüzdeki haftalarda başlayacağını belirten Altındağ, “Alaşehir’in ardından Sarıgöl’de üzüm hasadı başlıyor. Daha sonrasında ise il genelinde üzüm hasadımız başlayacak. Şu anda üzüm fiyatları iyi. Tabii bu her sene oluyor. İlk başta bir folyo çıkıyor, tavan yapıyor. Sonra iniyor. Bu sene böyle bir durumun yaşanmamasını diliyoruz. Bugüne kadar doların yüksek olmasını hep zarar olarak gördük ama bu sene inşallah doların yüksek olması çiftçiye iyi yönde yansıyacak. Geçen yıl üzümde sıkıntı yaşadık. İhracatta sıkıntılar yaşandı. Tabii yaş üzümün kilo fiyatı tarlada oldukça düşüktü. Ama bu sene iyi rakamlardan başladı. Şu zamanda kuru üzümün fiyatı 7 lira civarında. Bu fiyatların düşmeyeceğini düşünüyoruz” diye konuştu.

    Altındağ, çiftçilere açığa üzüm dökmemeleri konusunda uyarıda bulunmayı da ihmal etmedi. Altındağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Burada çiftçimize şu düşüyor. Hepsi birden bir anda açığa üzüm dökmesinler. İhtiyaçları olduğu kadar üzüm satarlarsa üzüm fiyatları düşmez. Bir anda çiftçimiz, açığa tüccara yüklenince tüccar da bundan kar elde edip fiyatları düşürmek zorunda kalıyor. Bu yıl üreticinin girdi fiyatları çok. Üretici yüksek maliyetle üretim yaptı. Fiyatlar gerilemediği takdirde çiftçi bu yıl rahat bir nefes alacak.”

    Taban fiyatlarının belirlenmesi noktasına da değinen Altındağ, “Bu sene rekolte yakından açıklanacak. Çalışmalar devam ediyor. Üzüm tüccarın elinde düşmeden bu fiyatlar açıklanmalı. Üzüm, tüccarın eline düştükten sonra taban fiyatını açıklamanın bir anlamı kalmıyor. Yani üzüm kesmeye başlamadan önce müdahale alım fiyatı açıklanacak ki vatandaş ona göre tedbir alacak. Bizim istediğimiz kuru üzüm hasadı başlamadan bu fiyatın açıklanması” şeklinde konuştu.