Etiket: Üreticisi

  • (özel haber) Ceviz üreticisi değişen iklim karşısında taktik değiştirdi

    Değişen iklim şartlarına ayak uydurmaya çalışan ceviz üreticisi, Chandler ve Fernor cinsi ceviz ağaçlarından alınan verimden memnun kaldı.

    Eskişehir’de ceviz hasadı başlarken, değişen iklim şartları bazı üreticileri vurdu. Bu durumdan etkilenmek istemeyen üreticiler ise, Chandler ve Fernor cinsi ceviz ağaçlarını ekerek verim bekledi. Yeni cinslerden istenilen verim alınırken, Kaman, Yalova ve Bilecik cinsi ceviz ağaçları beklentinin altında kaldı. Bu ağaçların yerine ekilen Chandler ve Fernor cinsi ağaçlar geç meyve vermesi nedeniyle değişen olumsuz iklim şartlarından etkilenmedi.

    “Bu sene ürün iyi”

    Eskişehir’de gazetecilik yapan ve hobi olarak Danişment Mahallesi’nde ceviz üretimi ile uğraşan Uğur Özdemir, değişen iklim şartlarına karşı aldığı önlemden dolayı yüksek verim aldı. Verimin yanında ürün kalitesinin de arttığını kaydeden Özdemir, “Gazetecilik yapıyorum ve yan kol olarak ceviz bahçem var. Yaklaşık 25 yıldır ceviz yetiştiriciliği yapıyorum. 25 yıl önce yerli çeşitler vardı. Bunlardan o yıllarda meyve alabiliyorduk. Daha sonra mevsimlerin değişmesi nedeniyle bu yerli çeşitlerden Kaman, Yalova ve Bilecik cinslerinden erken açtıkları için meyve alamamaya başladık. Kırağı ve soğuktan dolayı meyve alamadığımız için bu ağaçların çeşitlerini değiştirdik. Özellikle Eskişehir’de geç açan cinsleri Chandler ve Fernor’u ceviz dikmek isteyenlere tavsiye ediyoruz. Bizim Eskişehir’de en önemli konu kırağıdır. Kırağıyı atlatırsa ceviz olur yoksa tüm o yıl yaptığın emeğin boşa gidiyor. Benim ektiklerim Chandler cinsi. Bu sene ürün de iyi. Geç açtığı için bunları kırağı da vurmadı. 12 senelik ağaçlarım da var onlara soğuk vurduğu için beklenen verimi alamadık” dedi.

    “Hasadı 15 günde bitiriyoruz”

    İthal ceviz konusunda da açıklamalarda bulunan Özdemir, “Ceviz Türkiye’ye yüzde 70 olarak ithal geliyor. Bunu daha aşağıya çekmemiz için ceviz üreticisinin işini takip etmesi lazım. Eğer ağaç meyve vermiyorsa hemen ne gerekiyorsa araştırarak başka bir ceviz dikmesi lazım. 120 ağaçtan bin 200 kilo ceviz aldım. Fakat hepsine tam anlamıyla bakamadım. Yaklaşık 10’ar kilo düşüyor ağaç başına. Bu İnegöl’de mesela ağaç başına 40-50 kiloya kadar çıkabiliyor. Bakım, toprak ve gübre çok etkiliyor. Doğal ve organik olmasına çok dikkat ediyorum. Gerekirse 3-4 kilo eksik ürün alayım, ama doğala doğru hepimizin gitmesi lazım. Hasadı 15 günde bitirebiliyorsun. 15 Eylül ve 15 Ekim arası yapılıyor hasat. Havaların sıcak gitmesi nedeniyle bu sene biraz erken oldu” diye konuştu.

  • Pancar üreticisi sıkıntılı

    Bursa’nın Karacabey Ziraat Odası Başkanı Erhan Erdem, pancarda yaşanan sıkıntılara dikkat çekti.

    Pancar eken çiftçilerin çok zor durumda olduğunu söyleyen Ziraat Odası Başkanı Erhan Erdem, “Pancar stratejik bir ürün. Pancar ülkemiz için önemli bir geçim kaynağı. Pancar devlet tarafından desteklenmeli. Pancar sadece çiftçiler adına değil, hayvancılar için de mühim. Yanı sıra pancar melası sanayiciler için önemli. Pancar ekolojik denge için önemli. Halk için de glikoz şurubu kullanmak yerine şeker pancarı kullanılması için önemli. Bu sebeplerden dolayı pancar sonuna kadar desteklenmeli. Ekonomik olarak pancar desteklenmiyorsa, pancar 14 polara sabitlenmeli. Çünkü bu yıl başımıza gelen iki türlü olay var. Birincisi poların düşük gelmesi. Geçen sene polar ortalamamız 12,5’lardayken bu sene 8 ila 10 arasında çıkıyor. İkincisi ise yüksek derece fire kesilmesi. Bu fire oranı geçen sene yüzde 6-7’lerdeyken bu yıl yüzde 20’lere çıktı. Çiftçiler bu şartlarda bırakın para kazanmayı işçilik ve nakliyeyi karşılayamayacak durumda. Buradan bütün yetkililere sesleniyorum. Bu durumun çaresi pancarın 14 polara sabitlenmesi. Ben kendim de pancar ekicisiyim. Bu şartlar altında yaptığım hesaplamalara göre, pancar şirketlerinin verdiği gübrenin parasını anca karşılarız. Karacabey çiftçileri olarak çiftçilerimizin her yıl pancar ekmeleri için önünün açılması gerekiyor. Bu da 14 polara sabitlenmesi olarak olur. Bu yıl bize 16 polara karşılık verilen 23,5 kuruş şu anki girdilerle mukayese ettiğimizde komik bir rakam olarak kalıyor. Fire oranının yüksek ve poların düşük olması canımızı acıtıyor” diye konuştu.

  • Sandıklı’da pancar üreticisi dertli

    Afyonkarahisar’ın Sandıklı ilçe merkez ve köylerindeki şeker pancar üreticisi polar üzerinden uygulanan fiyata ve kapanacağı söylenen kantarlara tepkili. Ziraat Odası Başkanı Süleyman Yıldız, kantarların kapanması durumunda üreticiye nakliye yükünün bineceğini ve polar üzerinden fiyatlandırma yapıldığında üreticinin verim düşüklüğü nedeni ile zarar edeceğini söyledi.

    Sandıklı merkez ve ilçelerde binin üzerinde şeker pancar üreticisine 160 bin ton şeker pancarı üretimi yapmasına izin verildi. Afyon Şeker Pancarı Fabrikasının özelleşmesi ile birlikte ise ilçede geçen yıllarda şeker pancarı teslim alan 4 kantardan 2 tanesinin yeni alım sezonunda kapanacağı söylentisi ve iklim nedeni ile rekolte ve polar düşüklüğüne bağlı fiyatlarda olası yaşanacak düşüklük üreticiyi korkutuyor.

    Geçen yıl 16 polar üzerinden kilogramı 23,5 kuruşa fiyatlandırma yapılırken üreticiler iklim koşulları nedeni ile bu yıl rekoltenin ve poların düşük olacağı, bu nedenle kilogramının 19 ya da 20 kuruşa kadar düşeceği endişesi ile fiyatın polar üzerinden değil kilogram üzerinden 30 kuruşa fiyatlandırılmasını istiyor.

    Ziraat Odası Başkanı Süleyman Yıldız, son gelen zamlar ile maliyetin daha da yükseldiğini söyleyerek, yetkililer üreticiyi desteklemediği takdirde üretimi bırakmak zorunda kalacaklarını söyledi. Şeker Pancarı Fabrikasının özelleşmesi ile sıkıntılar olduğunu dile getiren Ziraat Odası Başkanı Süleyman Yıldız, “Geçen sene devlet bu sene ekeceğimiz ürüne 16 polar üzerinden 23,5 kuruş fiyat açıkladı. Ancak bu yıl yaşanan yağış ve hastalıktan dolayı daha önce 17,18,19,20 polar şeker oranı gelen ürünler bu sene 12 ya da 13 polar oranlarında olacak. Yani bu 16 poların altında kalınca çiftçinin eline 23,5 kuruş para geçmeyecek. Çiftçinin eline 30 kuruştan para geçerse çiftçi ancak kurtarabilir.Tarımsal girdilerimiz dövize endeksli. Bunların sürekli artması üldığımız gübre, akaryakıt, tarımsal sulama, zirai ilaç, tarımsal makine bunlara gelen zamları da düşündüğün zaman şeker pancarına 30 kuruşun altında fiyat verilirse önümüzde ki sene biz pancar üretecek çiftçi bulamayız. Özel sektör bize bu sene geçiş dönemi olduğu için kantarların açık olacağını söyledi. Daha sonra ‘Sandıklı’da iki tane kantarı kapatacağız’ dediler. Ekinova ve Emirhisar kantarı açık olacak merkez ve Türk Akın yani bizim Ürküt olarak bildiğimiz iki kantarın kapalı olacağı söylendi. Başından kantarın açık olacak deyip sonradan kantar kapanacak denmesi de bir sıkıntı. O zaman kamyon nakliye yöntemi ile herkes şeker fabrikasına taşıyacağı için nakliye bulmada sıkıntı çekeceğiz. Kamyoncu çiftçiden toprak parası olarak kilogramın da 10 lira para alıyor. Biz pancarı 20 kuruşa satsak da 10 lirada toprak taşıma parasından düşüyoruz. Daha önce 40 ya da 50 lira yevmiye ile çalıştırdığımız bir kadın işçinin ücreti bu gün 70 ya da 75 liraya geliyor. Rekolte düşük, şeker oranı düşük, girdiler pahalı çiftçi şuanda zarar ediyor. Bu zararı en azından paylaşmak lazım. Yani üretici firmada paylaşacak. Çiftçide paylaşacak. Ancak zade çiftçiye yüklenirse önümüzde ki sene pancar üretimi sıkıntıya girer” dedi.

  • Şevkin: “Mısır üreticisi, serbest piyasaya mahkum edilmemeli”

    CHP Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin, hasadına başlanan mısırı üreten çiftçinin mağdur olmaması için ürün alım fiyatının geç kalınmadan açıklanması gerektiğini söyledi.

    Şevkin, yaptığı açıklamada, Türkiye’nin en önemli tahıl ürünleri arasında yer alan ve ülkemiz üretiminin yüzde 25’ini karşılayan Adana’da yüksek verim elde eden üreticinin alın teri kurumadan karşılığını alması gerektiğini belirtti. Şevkin, daha çok Yüreğir, Kozan, Ceyhan, Karataş, İmamoğlu ve Seyhan ilçelerinde 1.5 milyon tona yakın üretilen mısırın tüm dünyada stratejik öneme sahip tarım ürünleri arasında gösterildiğine dikkat çekti.

    Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da hasat döneminde ithal ürünlere ağırlık verildiğini söyleyen Dr. Şevkin, mısıra verilen destek miktarının arttırılmasının yanı sıra hasat döneminde hububat ve tahıl ürünleri ithalatının da kısıtlanması gerektiğini vurguladı.

    Şevkin, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) geçen yıl uyguladığı sıfır gümrükle ithalat izninin Çukurovalı çiftçiyi perişan ettiğini ve TMO’nun hasadın sürdüğü şu günlerde çiftçi lehine müdahale alım fiyatı açıklamasını istedi. Şevkin, “İthalat gerekiyorsa yerli üreticimiz mısırı elinden çıkardıktan sonra yapılmalı. Mısır, bilindiği üzere pamuk gibi stratejik ürünler arasında yer almaktadır. Yapılacak destekler ve maliyetler hesaplanarak oluşturulacak fiyatla çiftçimizin serbest piyasa koşullarına ezdirilmesinin önüne geçilmelidir” dedi.

  • Türkiye’nin ilk guava üreticisi

    Anavatanı Güney Amerika ve Batı Hindistan olan guava meyvesinin bu yıl ki hasadına Mersin’in Silifke ilçesinde başlandı. 5 yıl önce 5 fidan diken Ziraat Mühendisi Mustafa Levent, şimdi bin fidanla yılda 10 ton guava üreterek Türkiye’nin ilk guava üreticisi oldu.

    Anavatanı Güney Amerika ve Batı Hindistan olan guava meyvesini Silifke’de üretmeye başlayan Ziraat Mühendisi Mustafa Levent, kilogramını 5 liradan sattığı meyvenin kazancından son derece memnun olduğunu söyledi. Levent, guavanın kansere karşı koruyucu özelliği nedeniyle de ilgi gördüğünü belirtti.

    Guava meyvesinin gıda ve kozmetik sanayinde yaygın olarak kullanıldığını vurgulayan Levent, likopen oranı yüksek olan meyvenin kanser türlerine karşı koruyucu olduğu gibi birçok hastalığa da iyi geldiğinin yapılan araştırmalarla kanıtlandığını belirtti. Guavanın taze olarak tüketildiğini, sağlık açısından çok yüksek oranda içinde likopen barındırdığını ayrıca reçel, tatlı ve turşu üretiminde de kullanıldığını ifade eden Levent, güzel aroması nedeniyle meyve sularında da sıkça kullanılabildiğini kaydetti.

    Yurt dışındaki insanların çok beğenerek bahsettiği ve bildiği meyveyi ülkede tanıtmak için çok çaba harcadığını ifade eden Levent, “Silifke’nin iklimi müsait geldi. Bu yıl kış yumuşak geçtiği için verim yönünden çok büyük artış gösterdi. Yıllar içerisinde uğraşarak bin ağaca kadar çıktım. Bu yıl 10 ton ürün bekliyorum. Yurt içinde tanıtıp satmaya başladım. Daha önce hallerde satamıyordum. Çünkü ithal bir meyve olarak gözüküyordu. Geçen yıl Gümrük Dış Ticaret Müdürlüğüne başvurarak bu ürünü Türkiye’de yetiştirildiğini ispatladım. Türkiye hallerinde şu andan itibaren satışına başladık. Güzel doğal bir meyve lezzeti güzel. Vitamin ve minareller yönünden zengin içeriğe sahip bir meyvedir. Her meyve gibi bu da bazı hastalıklara iyi gelmektedir. İçinde likopen oranı yüksek. İçinde bulunan mineral ve vitaminlerin vücuttaki prebiyotikleri destekliyor. Bu sayede hastalıkları geçirmesi açısından önemli. Kanser hastaları da tercih ediyor. Zayıf düşmüş hastalar da tercih ediyor. Sağlıklarına kavuşmasında yardımcı olan bir ürün. Hoş keskin bir kokusu var. Dünyada en çok bunun meyve suyu tutuluyor. Bu yıl deneyeceğiz. Antalya Akdeniz Üniversitesi bu meyve için bahçemizde doktora çalışmasına Üniversite Senatosundan izin alarak başladı. 3-4 yıl sürecek bir doktora çalışması yapılacak. Bu yıl melezleme çalışması yapıldı. Ürünün Türkiye şartlarına daha çok adapte ve gelişmesi için bizlere yardımcı oluyorlar. Çiçek döneminden hasadına kadar ilgileniyorlar” diye konuştu.