Etiket: Üreticilerinin

  • Bozyazı’da muz üreticilerinin sorunları ele alındı

    Mersin’in Bozyazı ilçesinde Kaymakam Hayatı Taşdan başkanlığında yapılan toplantıda, muz üreticilerinin sorunları ve muzun geleceği ele alındı.

    Bozyazı Öğretmenevinde düzenlenen toplantıya, Bozyazı Belediye Başkan Vekili Tarık Toklu, İlçe Jandarma Komutan Vekili Kd. Bçvş. Güngör Ketboğa, İlçe Emniyet Müdürü Ertuğrul Ekici, kurum amirleri, muhtarlar, sivil toplum örgütü temsilcileri, muz paketleme tesisi sahipleri, zirai ilaç ve gübre bayileri ile muz üreticileri katıldı.

    Toplantıda konuşan Kaymakam Taşdan, muz üretimi ile ilgili sorunlar, ihtiyaçlar ve önerileri masaya yatıracaklarını söyledi. Taşdan, toplantıda dile getirilecek öneri ve isteklerin, bu alanda yapılacak çalışmalara olumlu katkı sağlayacağını belirtti. İlçede muz üretiminin yanı sıra şu anda çöpe giden muz kütüklerinden muz lifi üreterek, özellikle tekstilde kullanılmasını sağlamaya çalıştıklarını vurgulayan Taşdan, “Bu konuda tanıtım yapmaya çalışıyoruz. Projemizin finansmanı tam olarak sağlandığı zaman çalışmalarımızı yoğunlaştıracağız. Buraya yatırımcı davet ederek, hazine arazilerinden yer göstererek burada bu işin fabrikasyona dönüşmesini sağlayabilirsek amacımıza ulaşmış oluruz. Hem istihdam sağlanmış olur hem de çöpe giden kıymetli ara maddenin ekonomiye kazandırılması söz konusu olur. Anamur ile birlikte düşündüğümüzde büyük bir potansiyel var; bunu da mutlaka ekonomiye kazandırmak lazım” dedi.

    Toplantıda, Bozyazı Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü tarafından yapılan sunumda, Türkiye’nin muz ihtiyacının yüzde 52’sinin Anamur, yüzde 19’unun Bozyazı ve yüzde 29’unun Antalya tarafından karşılandığı bilgisi verildi. Bozyazı’da yıllık üretilen muz karşılığında ortalama 136 milyon lira para girişinin gerçekleştiği de kaydedildi.

    Toplantıda söz alan muhtar, muz üreticisi ve muz paketleme tesisi sahipleri, yaşadıkları sorunları dile getirerek, beklentilerini ifade ederken, Anamur Ziraat Odası Başkanı Ahmet Şeref Gümüş ise muz pazarında üretici ile tüketici arasında açık bir fiyat aralığı olduğuna dikkat çekti. Gümüş, bunun aradaki yapısal sorunlardan kaynaklandığını belirtti.

  • Bafralı fındık üreticilerinin sorunları

    Samsun’un Bafra ilçesinde kırsal kesimde fındık üreten çiftçiler, orman vasfını yitirmiş arazilerinin 2B’ye dönüştürülerek tapularının verilmesini istiyor.

    Bafra Ziraat Odası Yönetim Kurulu üyeleri ve odanın ziraat mühendisleri ile birlikte yüksek kesimlerde fındık üretimi yapan çiftçileri ziyaret ederek sorunlar hakkında bilgi aldı. Fındık üreticileri arazilerinin büyük bir kısmının hazine arazisi olduğu ve Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıtlı olmadığından Toprak Mahsulleri Ofisine fındık veremediklerini, bu nedenle de tüccara daha düşük fiyattan vermek zorunda kaldıklarını ifade ettiler.

    Fındık üreticisi Yeşilköy Mahallesi Muhtarı Güngör Yurttaş, “Verimlerimiz iyi, fiyatlarımız düşük olduğundan çiftçi mağdur. Devletimizin buna bir el atması gerekiyor. Bu da nasıl olacak bilemiyoruz. 8,5 lira tüccarda gerçekten düşük. Herkesin tapusu yok. Kırsal kesimde çoğunun tapusu yok. Benim bile 60 dönüm fındıklığım var, 27 dönüm tapum var. Ofise verebileceğim fındık 2 ton, gerisini ne yapacağım? Mecburen tüccara vermek zorundayım. Tüccara verdiğin zaman da eziliyorsun. Çiftçinin durumu pek iyi değil” dedi.

    Dikencik Mahallesi Muhtarı Erol Andınç, “Bu sene ürünlerimiz çok güzel ancak tapulu arazilerimiz olmadığından vatandaşlarımız çok mağdur. Mağduriyetimizin giderilmesi için devletimizin bir an önce tapularımızı 2B’ye çevirmesi lazım. Halkımız bu konuda sıkıntılar yaşıyor” diye konuştu.

    Ziraat Odası Başkanı Osman Tosuner ise, “Bafra’da fındık üreticilerinin birçoğu tapuları olmadığı için kayıt dışı fındık yapıyor. Yıllar önce dedeleri, babaları buralara yerleştiklerinde orman vasfını yitirmiş yerleri fındık tarlalarına çevirmişler. 40 yıldır bu arazilerde Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) ile yapılacak arazi yok. Tamamen araziler orman üzerine kayıtlı ama araziye geldiğimizde en az 35-40 yıldır orman vasfını kaybetmiş. Tamamen fındık alanına dönüşmüş. Devletimiz bir an önce bu bölgelerdeki arazileri orman vasfından çıkartılarak 2B arazisine döndürmeli. Çiftçilere maliyetinin altında bir fiyat belirleyip bu araziler verilmeli ve herkes arazisine tapu almalı. Bu nedenle vatandaşın yüzde 80’i destek alamıyor” şeklinde konuştu.

  • (Özel haber) Kayısı üreticilerinin işini kolaylaştıracak makine tasarlandı

    Malatya’nın Battalgazi ilçesine bağlı Adagören Mahallesi’nde çiftçilik yapan aynı zamanda İnönü Üniversitesi Malatya Meslek Yüksekokulunda Öğretim Görevlisi olan Sıddık Doğan ’Mobil Kayısı Sınıflama ve Kasalama Makinesi’ tasarladı.

    Öğretim Görevlisi Sıddık Doğan’ın, İnönü Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ergün Doğan ve Alptekin Makine A.Ş.’nin de desteğiyle tasarladığı özel makine hem her türlü arazide çalışabilmesi hem işçi sayısını yüzde elli azaltması hem de hasat süresini kısaltmasından dolayı kayısı üreticilerinin işini kolaylaştırıyor.

    Yaklaşık 3 yılda hazırlanan makine traktör veya çapa yardımıyla çalışıyor. Ağaçtan toplanan kayısılar ilk olarak makineye dökülüyor. Kayısılar daha sonra makine yardımıyla kalibresine göre en küçük, orta ve en büyük olarak ayrılıp kasalara toplanıyor.

    Kayısının çöplerden de arındırıldığı işlemden sonra kayısılar kurutulmaya hazır hale getirilirken makine sayesinde hem 5 işçinin en az 1 saate yapacağı iş en fazla 5 dakikada yapılarak maliyet azalıyor hem de zamandan tasarruf sağlanıyor.

    “Amacımız kayısıdaki mekanizasyonun artmasına katkıda bulunmak”

    Çocukluğundan beri kayısının içinde olduğunu ve kayısı hasadının zorluğunu bildiğini ifade eden makinenin tasarlayıcısı Sıddık Doğan, “Biz bu makineyi kayısı için yaptık, hedefimizde kayısı var, makine değil. Kayısıda şu an mekanizasyon çok ilkel bir düzeyde. Dünyada gelişmiş birçok ülkede tarımda mekanizasyon ileri düzeydeyken biz kayısıda maalesef mekanizasyonda çok geride kaldık. Biz de bu noktada mücadeleler vererek üç yıl içinde bu makineyi tasarladık. Bu makine mevcut sistemlerin bir araya getirilmesi ile oluşmuş, lastikli bantlarla çalışan ve yaş meyveleri sınıflayan bir makine” şeklinde konuştu.

    “Bu makinenin en önemli farkı arazide çalışabiliyor olması”

    Tasarladıkları makinenin sisteminin birçok fabrikada kullanıldığını ancak kendi makinelerini diğerlerinden ayıran en büyük özelliğinin arazide çalışabilir olması olduğunu kaydeden Doğan, “Bu sistemler fabrikalarda sabit olarak kullanılıyor. Biz bunların birçoğunu bir araya getirerek arazide çok rahat ve çok enerji tüketmeden çalışabilecek mobil olanını yaptık. Bilindiği gibi kayısı yarı mamulden mamule arazide dönüşen bir ürün. Yani kayısının en büyük işi arazidedir. Bunun için arazide birçok işçiliği bitirmeniz gerekiyor. Biz hem çiftçinin elini güçlendirmek hem de kayısının kalitesini artırmak için bu makineyi tasarladık. Makine ile en küçük kayısıyı en başta ayırma imkanına kavuşuyoruz. Böylelikle az ücret verilen kayısıyı daha az güneşte bekletiyorsunuz ve harcadığınız emek daha az oluyor. Normal yöntemlerle büyük, küçük bütün kayısılara aynı işçilik veriliyordu ancak alınan ücret çok azdı. Yani arada bir ters orantı vardı. Şu an yaptığımız makineyle bu ters orantı ortadan kalkmış oluyor. Çiftçimiz için çok büyük bir avantaj bu makine” ifadelerini kullandı.

    “Makine basit gelebilir ama kayısı için büyük bir adım”

    Tasarladıkları makinenin kayısı için büyük önem taşıdığını dile getiren Doğan, “Makine insanlara çok basit gelmiş olabilir ama kayısı için büyük bir adım. Zaten burada asıl mesajımız tarımda mekanizasyonun önemine vurgu yapmak. Zira geldiğimiz nokta itibariyle kayısıda sadece tahta kasalardan plastik kasaya, toprak islim damlarından da betonarme islim damlarına geçtiğimiz düşünülürse bu makinenin önemi on kat daha artar. Çünkü çiftçinin kaybedecek zamanı yok. İşlerini hızlıca bitirip yoluna bakmalı. Ben önümüzdeki yıllarda bu makinenin bütün bahçelerde olacağını düşünüyorum. Makinenin yaklaşık maliyetinin de bir ton kayısı fiyatında olacağını tahmin ediyoruz. Yani çiftçilerimiz bunun daha donanımlı ve modern halini uygun fiyata alabilecekler. Ayrıca ‘Makinemiz sadece traktörle çalışıyor’ diye bir şey yok. Bunun çapa makinesi modülü de tasarlandı, isteyen çapa ile çalıştırır, isteyen traktör ile” dedi.

    “Daha büyük bir projemiz var”

    Kayısıdaki işçiliği azaltmak için daha büyük bir proje tasarladıklarını aktaran Doğan, “Bizim aslında amacımız kayısıda biçerdöver yapmak. Bunun projesini hazırladık, destek görürsek bu projeyi ayağa kaldırmayı düşünüyoruz. Bu makinemiz ile bir çiftçi bahçeye girdiği zaman kayısını silkeleyecek, sınıflayacak, kasalayacak ve römorklara istifleyecek. İşçilik hemen hemen hiç olmayacak. Bu makine bütün işleri kendi yapacak” diye konuştu.

  • Başkan Kayda’dan kiraz üreticilerinin yanında

    Salihli Belediye Başkanı Zeki Kayda, aşırı yağmur ve dolunun etkili olduğu Allahdiyen Mahallesini ziyaret ederek kiraz üreticilerine geçmiş olsun dileklerini iletti.

    Allahdiyen Mahalle Muhtarı Hüseyin Önal ve mahalle sakinleri tarafından karşılanan Salihli Belediye Başkanı Zeki Kayda, dolu yağışından zarar gören üreticilerle kahve toplantısı yaparak isteklerini dinledi. Başkan Kayda, aşırı yağış ve doludan etkilenen Allahdiyen ve Gökköy Mahallelerinin zararının giderilmesi için Salihli Belediyesi ekiplerinin seferber edileceğini belirtti.

    Başkan Kayda’nın Allahdiyen Mahallesine gerçekleştirdiği ziyarete Başkan Yardımcıları Nuri Kaya ve Mahmut Süreyya Karaoğlu da eşlik etti.

  • (Özel Haber) Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Putin’e Gönderdiği Mektup Şeftali Üreticilerinin Umudu Oldu

    Suriye krizi, Türk hava sahasını ihlal ettiği için düşürülen Rus jetinin sebep olduğu Rusya gerginliği derken Güneydoğu’daki terör ve devam eden terör operasyonları da Bursa şeftalisini vurdu. Suriye’de devam eden iç savaş, Rusya’nın Türk mallarına uyguladığı ambargo sebebiyle ihracat yapamayan Bursalı şeftali üreticileri, Güneydoğu’daki terör olayları sebebiyle bölgeye ürün gönderemeyince, rekoltesi geçtiğimiz yıllara oranla düşük olmasına rağmen iç piyasada tüketilemeyen ürünlerini bayramdan sonra fiyatları artar ümidiyle soğuk hava depolarında bekletiyor.

    Türkiye’nin en verimli ovaları arasında yer alan Bursa ovasında şeftali hasadı başladı. Gürsu ilçesinin Kumlukalan Mahallesi’nde gece yarısı evlerinden çıkıp sahuru tarlalarında yapan köylüler, sabahın alacakaranlığında merdivenle çıktıkları ağaçlardan kovalarla şeftali topluyorlar. Rusya krizi ve Suriye’deki iç savaş nedeniyle ihraç edilemeyip köylünün elinde kalan tonlarca şeftali iç piyasada da tüketilemeyince soğuk hava depolarında toplanıyor.

    Çiçeklenme dönemindeki aşırı soğuk ve don olaylarının verdiği hasar hasatla birlikte ortaya çıktı. Bursa’nın simge ürünü şeftali ağaçları meyve tutmayınca bu sezon rekolte de neredeyse yarı yarıya düştü.

    Şeftali üretiminin yoğun olduğu Gürsu ilçesine bağlı Kumlukalan Mahallesi’nde, ağaçların büyük bölümü meyve tutmadı. Üreticilerden Güray Başkurt, çiçeklenme döneminde yaşanan don olayları nedeniyle az olan çiçeklerin ardından yaşanan dolu felaketiyle büyük bir kısmının döküldüğünü, ağaçlar meyve tutmadığı için bu sezon rekoltede büyük bir düşüşün yaşandığını söyledi. Başkurt, “Ağaçlarda dallar bomboş. Koca dalda bir nektarin meyvesi var. Ürün sıkıntısı çok yoğun. Bazı bölgelerde özellikle Ağaköy, Gürsu, Kazıklı tarafları bizim gibi meyveci bölgelerde büyük sıkıntılar yaşanıyor. Mesela tek bir ağaç en kötü 40-50 arası meyve yapması gerekirken şuan hiç meyve yok” dedi.

    “CUMHURBAŞKANININ MEKTUBU TÜM ÜMİDİMİZ”

    Tarlasından topladığı şeftaliyi iç piyasada tüketemediği için soğuk hava deposuna getiren şeftali üreticisi İsmail Uzun, yaşanan krizlerin ihracatı tamamen durma noktasına getirdiğini söyledi. Bölgede üretilen şeftalinin yüzde 70’inin Rusya tarafından alındığını dile getiren Uzun, “Rusya ile olan bu uçak krizinin ardından Rusya tek kalem mal almıyor. Bizim için sıkıntı oldu. İnşallah kriz bir an önce düzelir. İç piyasada satış olmadığı için malları soğuk hava depolarına koymak zorunda kalıyoruz. Soğuk hava deposunda da bir mal en fazla 25 gün kalabiliyor. Sonra meyve suyu oluyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın Putin’e gönderdiği mektup var. İnşallah bu mektup ilişkileri düzeltir. İhracat açılır da rahatlarız biraz” diye konuştu.

    Suudi Arabistan’a Suriye üzerinden karayoluyla yapılan şeftali ihracatının Suriye’deki iç savaş nedeniyle artık hava yoluyla yapıldığını anlatan İsmail Uzun, “Havayoluyla yapılan ihracat bize kar bırakmamaya başladı. Daha önce bölgeden Suudi Arabistan’a yapılan ihracat yüzde 50’lileri bulurken, savaşın ardından 20’lere geriledi dedi.

    HASAT SIKINTILI BAŞLADI

    Yaşanan soğuk hava ve don olaylarıyla birlikte sezonun sıkıntılı başladığını belirten Gürsu Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı Kamil Dönmez, “Aslında meyve az fakat, İzmir ve Mersin bölgelerindeki şeftalilerle bizim şeftaliler birbirine girdi, piyasada bu nedenle bir bolluk oluştu, Ramazan ayı ile de birlikte talep azaldı. İhracat sıkıntısı var, Güneydoğu’da terör olayları var. Hal böyle olunca da haliyle piyasada iyi değil. Çiftçi şu anda topladığı ürünü ’Bayramdan sonra fiyatlar biraz daha değişir mi?’, ’Beş kuruş daha fazla para yapar mı?’ diyerek ağırlıklı olarak depolarda saklıyor. Şu anda şeftali ve nektarin tarlada 1 lira, bayramdan sonra fiyatların artması konusunda bir beklenti var. Yaşanan soğuklardan dolayı meyvelerde sıkıntılı onun için durum hiç iç açıcı değil” dedi.

    “RUSYA’YA 1 KİLO BİLE ŞEFTALİ GÖNDEREMİYORUZ”

    Yaşanan Rusya krizinin Bursalı şeftali üreticisini zor durumda bıraktığını belirten Gürsu Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı Kamil Dönmez, krizin ardından Rus turistler nedeniyle Antalya’ya yapılan sevkiyatların da kesildiğinin altını çizdi. Krizden önce bölgeden Rusya’ya sezonda 6 bin ton ürün gönderildiğini belirten Dönmez, “Son bir yıla baktığımızda Rusya krizi, Suriye’deki iç savaş, Güneydoğu’daki terör olayları Rusya krizinin Antalya’ya olan etkisi bizim ihracatımızı tamamen baltaladı. Son zamanlarda Rusya ile ilişkilerin düzelmesi için bir çaba gösteriliyor. İnşallah bunun sonuçları ileriki dönemlere çiftçiye ve ülkeye artı olarak döner. Siyasilere akıl verecek değilim ama siz komşularınızla iyi geçinmek durumundasınız. Tek başına bir şey yapılamıyor” dedi.

    Güneydoğu’da yaşanan terör olayları nedeniyle bölgeye ürün gönderememekten de yakınan Dönmez, “Terör olayları başladıktan yaklaşık 1 yıldan bu yana bölgeye inanın günde 1 TIR yerine 15 günde 1 TIR gidiyor. Güneydoğulu tüccar arkadaşlarımız var. Kendileri buradan her gün ya da iki günde bir 50-60 ton ürün gönderirken ayda 50 ton ürün gönderemez hale geldiler. Bundan 3-4 yıl önce Rusya krizi ve bu terör olayları olmadan önce sezonda komşu ülkelere 30 bin ton civarında bir ürün ihracatı yapıyorduk. Şuan en son geçen seneki rakam 3 bin ton civarında bu sene ise Rusya’ya 1 kilo bile şeftali ihraç edemiyoruz” diye konuştu.