Etiket: Üreticilerine

  • Pancar üreticilerine müjde

    AK Parti Şereflikoçhisar İlçe Başkanı Sait Başaran pancar üreticilerilerinin yaşadıkları zorlukların ardından müjdeyi verdi. Başaran, pancar üreticilerinin yıllardır birbirleri ile devir işlemi yaparak geçimini sağladıklarını ifade ederek; “Şereflikoçhisar’da 160 ve İç Anadolu bölgesi özellikle Konya, Kırşehir, Aksaray ve Kayseri gibi illerimizde binlerce adet pancar üreticisi var. Bu kişiler fazla gelen kotaları birbirlerine kotayı rızai devir işlemi yaparak yıllardır geçimini sağlıyorlar ve bu yönde arazi kiralayıp tohum techisat alarak sezona giriyorlar” dedi.

    AK Parti İlçe Başkanı Sait Başaran pancar üreticisinin yaşadığı sorunlardan bahsederek;

    “Bu yıl Türkiye Şeker Fabrikaları Genel Müdürlüğü A.Ş şöyle bir yönetmelik çıkarmış; ’devir işlemleri sadece birinci derece akrabalar arasında olacak demiş’ ve bunu 18.01.2017 tarihinde bildirmiş. Böylelikle pancar üreticileri aldıkları kotaları ekemez hale geldikleri için tohuma, malzemeye harcadıkları para ve kiraladıkları araziler boşa gitti. Şubat ayının başında sözleşme olacağından bu nedenle de devir işlemlerinin eskisi gibi devam etmesi gerekiyordu. Konuyla ilgili AK Parti Ankara İl Başkanımız Mustafa Nedim Yamalı, bölge milletvekillerimiz ve maliye bakan yardımcımız ile bir hafta süren irtibatlı çalışmalarımız sonucu bakanlığımızdan gelen direktifler doğrultusunda ve Türkiye şeker fabrikaları genel müdürlüğü tekrardan eski sisteme dönme kararı almıştır” ifadesini kullandı.

    “Türkiye’de üretilen pancardaki şeker oranı yüzde 8 ile yüzde 23 arasında değişmektedir” diyen Başaran şöyle devam etti:

    ” İlçemizde yetişen pancar ülkemizin en kaliteli pancarı olması sebebiyle şeker oranı 16 ile 23 arasında değişim göstermektedir. Bu nedenle ilçemizde kota artırımı yapılmasının ülke katma değeri açısından önemli etki yapacağını düşünüyorum. Referandum öncesi ve sonrası bunun üzerinde büyük bir proje kapsamında siyasi büyüklerimle görüşmeler yapmayı planlıyorum. İleriyi çok iyi görebilen siyasi büyüklerimle ve halkımızın desteği ile de ülkemizin kazanımı olabilecek en büyük hizmetlerde küçükte olsa bir katkı sağlayacağıma inanıyorum. Allah yardımcınız olsun.” (AYŞ-GD)

  • Bayramiç’te bal üreticilerine seminer

    Çanakkale’nin Bayramiç ilçesinde, Prof. Dr. Muhsin Doğaroğlu modern arıcılık üzerine Kazdağları bölgesinde arıcılık yapan üreticilere seminer verdi.

    Bayramiç’te, Prof. Dr. Muhsin Doğaroğlu Avrupa birliği destekli proje kapsamında 3 yıllık bir araştırma için bölgede yöresel arıcılık ve modern arıcılık konulu araştırma öncesi yörede arıcılık yapan üreticilere seminer verdi.

    Bayramiç Öğretmen Evi salonunda gerçekleştirilen seminere Çanakkale Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Cahit İleri, Bayramiç İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü Cahit Uydaş, Bayramiç Bal Üreticileri Birliği Başkanı Zekeriya Sezen ve birlik üyeleri katıldı.

    Modern arıcılık ve yöresel arıcılık konusunda katılımcılara bilgi veren Prof. Dr. Muhsin Doğaroğlu, arıcılıkta doğru bilinen yanlışların olduğunu, dededen ve babadan arıcılık döneminin bittiğini ve bu yöntemle arıcılık yapmayı sürdürenlerin yeterli verimi alamayacağını ifade etti.

    Modern arıcılık teknikleri, ana arı yetiştiriciliği, genel kaynaklarının korunması, ıslah, ürün çeşitlendirme ve arıcılık faaliyetlerinde bulunanların temel hatalarını anlatan Doğaroğlu, “Ülkemiz dünya arı yetiştiriciliğinde 2’nci sırada bulunuyor. Kazdağları bal üretimi için çok önemli bir bölge. Arıların en büyük düşmanı tarım ilaçlarıdır. Bu bölgede meyvecilik bir hayli yoğun yapılmakta bu haşeratla mücadele tarım ilaçlarının çok kullanıldığı gerçeğini ortaya çıkarıyor. Tarım ilaçları arıların yön bulma duyularını köreltiyor. Bu nedenle ana arı çok önemli. Bu bölgede katlı arı yetiriciliği en uygun olan sistem. Ana arı ne kadar güçlü olursa kovan o denli ayakta kalır” dedi.

    Prof. Dr. Doğaroğlu, ana arının nasıl korunacağı ve bölgede Avrupa Birliği destekli projenin yöresel arıcılık ve modern arıcılık sistemlerinin deneneceği 3 yıllık çalışma ile ilgili bilgi verdi.

  • Kivi üreticilerine “Hasat için sabırlı olun” uyarısı

    Rize Ziraat Odası Başkanı Nevzat Paliç, kivi üreticileri hasat için sabırlı olmaları konusunda uyardı.

    Rize Ziraat Odası Başkanı Nevzat Paliç, yaklaşan kivi sezonu öncesi üreticileri, hasatta acele edip mağdur olmamaları için sabırlı olmalarını istedi. Paliç, Rize kivisinin 6.5 şeker oranına ulaştıktan sonra hasat olgunluğuna ulaştığına dikkat çekerken, dalından toplanan kivinin en geç 48 saat içerisinde soğuk hava depolarına ulaştırılması gerektiğini hatırlattı.

    “Şeker ölçümü yaptırmayı unutmayın”

    Paliç, şeker ölçümü yapılmadan kivi hasadının doğru olmayacağını vurgulayarak “Biz Ziraat Odası olarak ilimizdeki hasat takvimini belirlemek için Kasım ayı içerisinde tüm bölgelerden gelecek numune kiviler üzerinde şeker ölçümü yapacağız. Yapılacak bu ölçüme göre ilimizdeki en uygun hasat tarihini belirleyeceğiz. Ancak isteyen üreticilerimiz istedikleri zaman numuneleri odamıza gelerek kivilerinin şeker ölçümünü yaptırabilirler. Biz yapacağım genel şeker ölçümü ile ilimizdeki genel hasat tarihini tespit edeceğiz. Hasat takvimi belirlendikten sonra alıcıları ilimize davet edeceğiz. Alıcılar ile üreticilerimizi buluşturup mağduriyetleri önleyeceğiz. Üretici kivisini ne zaman hasat edeceğini bilecek, alıcı da ne zaman bölgeden kivi alabileceğini bilecek” diye konuştu.

    “Erken hasat mağdur eder”

    Paliç, şeker ölçümü yapmadan veya belirlenecek genel hasat takviminden önce yapılacak kivi hasatlarının üreticiyi mağdur edeceğine dikkat çekerek “Toplanan kivilerin en geç 48 saat içerisinde soğuk hava depolarına ulaştırılması gerekiyor. Eğer üreticilerimiz belirlenecek genel hasat takvimini beklemeden kivilerini hasat ederse, alıcı bulmakta zorlanacakları için kivileri ellerinde kalacaktır veya çok düşük fiyatlardan kivilerini satmak zorunda kalacaklardır. Şeker ölçümü yapılmadan yapılacak hasatta, şeker oranının çok düşük olması halende ürünün satışı mümkün olmayacaktır. Biz üreticilerimizin mağdur olmasını istemiyoruz. Bu nedenle hasat için sabırlı olsunlar. Genel şeker ölçümü ve açıklanacak tarihi beklesinler. Büyük bir ihtimalle hasat tarihi Kasım ayı içerisinde olacaktır” şeklinde konuştu.

    Düşük rekolte beklentisi

    Rize’de yaklaşık 10 bin tonluk kivi üretim potansiyeli bulunmasına rağmen son 2 yıldır hava şartlarındaki olumsuzluklardan dolayı rekolte 6 bin tonlara kadar gerilemişti. Paliç bu yıl da düşük bir rekolte beklediklerini ancak rekoltenin son 2 yıldan biraz daha iyi olmasını umduklarını söyledi. Paliç, 2016 yılı kivi alım fiyatının ise Tarım Kredi Kooperatifleri’nin belirleyeceği alım fiyatından sonra netleşeceğini sözlerine ekledi.

  • CHP’den fındık üreticilerine çağrı

    CHP Ordu İl Başkanı Atila Şahin, fındık fiyatlarının bir türlü istenilen seviyeye gelmemesi üzerine üreticilere çağrı yaparak, “Fındıklarını emanete bırakmasınlar. İhtiyaçları kadar satsınlar” dedi.

    2015 sezonunun üreticiler açısından verimli geçmediğini, fındık sektöründe bilinçli dalgalanmalar yaşandığını, fındık piyasasını kontrol eden güçlerin istedikleri fiyattan fındık alım satımı yaptığını belirten CHP Ordu İl Başkanı Atila Şahin, üreticinin emeğinin sömürüldüğünü ve alın terinin heba edildiğini belirtti.

    Fındığın tekelci piyasanın insafına bırakıldığını savunan Şahin, “Oynanan oyunlar sonucunda başta üretici ve esnaf olmak üzere mağdur olmayan kimse kalmadı. Doğrudan iç piyasanın belirleyicisi konumuna gelmiş olan birkaç yabancı şirketin kazancı uğruna, ülkemize en çok döviz kazandıran tarım ürünü olan fındığa sahip çıkılmadı. Devletin müdahil olması gerektiği konusunda yapılan tüm uyarılarımıza iktidar sahipleri kulaklarını tıkadı. Ve bu tutum sonucunda Ordu ili de, Karadeniz Bölgesi de, ülkemiz ekonomisi de kaybetti” diye konuştu.

    “Fındık fiyatı neden artmıyor?”

    Bu yılki rekoltenin çok düşük olduğuna dikkat çeken Şahin, “Şu anda tüccarlar üreticinin elindeki fındığı almak için kapılarına arabalar gönderiyorlar. Fındığın yaş yada kuru olduğuna bile bakmıyorlar. Peki fiyatlar niye artmıyor? Fındığın fiyatı hala 10-11 TL seviyelerinde olmasının sebebi nedir? Bu işten ne üretici ne de tüketici karlı çıkıyor. Çünkü üretici ucuza satıyor, tüketici ise pahalı yiyor. Aradaki bu para kimin cebine gidiyor? Aradaki fark ne yazık ki birkaç yabancı şirketin cebine giriyor. Fındık üzerinde oyun oynanıyor” açıklamasında bulundu.

    “Üreticiler emanete fındık bırakmasın”

    Şahin, şöyle devam etti: “2014 yılında don afetine uğrayan fındık kadar bir üretim gerçekleşecek bu sene. 2014 yılında fındık 20 liranın üstüne çıkmıştı. Peki, şimdi fiyat niye yükselmiyor. İktidara buradan bir kez daha sesleniyorum. 2016 fındığını da heba etmeyiniz. Üreticiyi perişan etmeyiniz. Fındığımızı, üreticimizin alın terini birkaç yabancı şirkete peşkeş çekmeyiniz. Bin bir zahmetle üretilen fındığımızı gerçek değerine ulaştıralım. Fındığa devletin müdahalesi şart olmuştur. Bu aşamada Fiskobirlik devreye sokulmalıdır. Biz sonuna kadar, üreticimizin hakkını ve hukukunu korumaya devam edeceğiz. Geçen sene üreticimiz üzerine düşeni fazlasıyla yaptı. Fındığını pazara indirmedi. Ancak bunca kumpastan sonra mağdur oldu. Üreticilerimize buradan bir kez daha sesleniyoruz. Fındıklarını emanete bırakmasınlar. İhtiyaçları kadar satsınlar. Hükümetin temsilcilerine sesleniyorum. Bu oyunu bozacak olanlar sizsiniz. Piyasayı kontrol edici mekanizmaları oluşturun. Fındık üreticisine kumpas kuranların oyunlarını boşa çıkarın. Bunu her yıl ülkemize 3 milyar dolar döviz getirisi sağlayan fındık üreticisine borçlusunuz. Bu gelir devletin kasasına girdiğinde üretici ve esnafımız bundan yararlanacak, aksi halde birkaç tane büyük fındık alıcısı bu durumdan karlı çıkacaktır. Geçen sene mağdur olan üreticimizi bu sene mağdur etmemek için gerekli önlemler alınmalı aksi taktirde gerek üreticimiz ve esnafımız dolayısıyla bölge ekonomimiz bundan büyük zarar görecektir.”

  • Fındık Üreticilerine Uyarı

    Samsun İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Kadir Güven, külleme hastalığı ve kozalak akarı zararlılarına karşı üreticilere uyarılarda bulundu.

    Fındık zararlılarına karşı vatandaşlarda uyarılarda bulunan Kadir Güven, “Son yıllarda meydana gelen iklim değişiklikleri ve uygun hava koşullarının da etkisiyle İlimiz fındık üretim alanlarında külleme hastalığı (erysiphe sp.) görülmektedir. Üreticilerimizin fındık bahçelerini kontrol etmeleri ve hastalık görülen bahçelerde gerekli önlemleri almaları gerekir. Külleme hastalığı ilk önce fındık yapraklarında tozlu beyaz koloniler şeklinde görülür. İlerleyen zamanlarda iyice yayılır, yaprak yeşil rengini kaybeder, matlaşır, kahverengine döner. Yapraklar gevrekleşmeye kıvrılmaya ve dökülmeye başlar. Hastalık nedeniyle vaktinden önce dökülen yapraklar kalite düşüklüğüne sebep olabilir. Ayrıca hastalıklı yapraklar sağlıklı yapraklar gibi fizyolojik faaliyetlerini sürdüremeyecekleri için o yılın sürgünleri olumsuz etkilenebilir ve hastalığın uzun yıllar devam etmesi halinde dallarda gelişme geriliği görülebilir. Fındık bahçelerinde kültürel tedbirler üretimin sürdürülebilirliği için önemlidir ve alınması gerekir. Külleme hastalığına karşı enfeksiyon kaynaklarının azaltılması için yere dökülen yapraklar ile hastalıklı bitki artıkları toplanmalı, bulaşık dip sürgünleri kesilerek imha edilmelidir. Budama işlemleri zamanında ve iyi bir hava sirkülasyonu ve güneşlenme sağlayacak şekilde yapılmalıdır. Ayrıca yabancı ot mücadelesinin de aksatılmadan yapılması gerekir. Külleme hastalığının mücadelesi için 2015 yılında bazı bitki koruma ürünlerinin geçici tavsiyesi yapılmıştır. Buna göre hastalığın bir yıl önce görüldüğü bahçelerde çotanak bağlama döneminde, diğer bahçelerde ise belirtiler görülür görülmez ilaçlamaların yapılması gerekir. Hastalık için uygun koşulların devam etmesi ve tekrarlaması halinde bitki koruma ürününün etki süresi dikkate alınarak ikinci ve diğer ilaçlamalara devam edilmelidir. Kimyasal mücadele iyi bir kaplama sağlayacak şekilde yapılmalıdır. İlaçlama esnasında tüm koruyucu önlemler alınmalıdır” diye konuştu.

    “KOZALAK AKARI EKONOMİK KAYIPLARA NEDEN OLUR”

    Fındık kozalak akarı zararlılarına değinen İl Müdürü Kadir Güven, “Fındık kozalak akarı çok önemli bir fındık zararlısı olup; fındığın meyve, yaprak ve sürgün gözlerini tahrip ederek ekonomik kayıplarına neden olmaktadır. Fındık kozalak akarları sadece fındık çeşitleri üzerinde beslenirler ve iki değişik formu bulunmaktadır. Gal oluşturan formu sadece generatif tomurcuklar üzerinde beslenerek kozalak oluşturmakta ve böylece verim kaybına neden olmaktadırlar. Diğer formu ise fındığın hem generatif hem de vejetatif kısımlarında beslenerek meyvelerin ve tomurcukların dökülmesine deformasyonlu bitki organlarının oluşmasına neden olmakta, verimi olumsuz yönde etkilemektedir. Ayrıca her iki türünde beslenmesi sonucunda dişi ve erkek çiçekler, tomurcuklar, kozalaklar dökülerek kuru sürgünlerin oluşmasına neden olurlar. Fındık kozalak akarlarının birçok doğal düşmanı bulunmaktadır ve bunlardan (verticillium lecanii) bazıları akarlar üzerinde yüksek etki gösterebilmektedir. Öncelikle çevrenin ve faydalıların gözetildiği Entegre mücadele prensipleri dahilinde mücadele faaliyetleri sürdürülmeli, kimyasal mücadele en son çare olarak düşünülmelidir. Zararlıya karşı mekanik ve kimyasal mücadele uygulanmaktadır. Mekanik mücadele kozalak akarlarına karşı etkili bir yöntemdir. Kışın yapraksız dönemde kozalaklar toplanıp bahçe içinde bir yere toplu olarak bırakılmalıdır. Sürekli Mekanik mücadele yapılan bahçelerde kimyasal mücadeleye gerek duyulmaz. Mekanik mücadele yapılmayan bahçelerde kimyasal mücadeleye karar vermek için bir ön sayım yapılmalıdır. Bu amaçla 1-10 da büyüklükteki bahçelerde 10 ocak, 11-30’da büyüklükteki bahçelerde 20 ocak ve 30’dan büyük olan bahçelerde de 30 ocak tesadüfi olarak işaretlenir. İşaretli her ocağın 1’er dalındaki kozalaklar sayılarak kaydedilir. Bulunan rakamlardan yararlanarak, bir daldaki ortalama kozalak sayısı hesaplanır. Bir dalda ortalama 5 kozalak varsa kimyasal mücadele gerekir. En uygun kimyasal mücadele zamanı akarların göçünün yoğun olduğu nisan sonu mayıs başındaki bir haftalık süredir. Bu dönemde uç sürgünler 4-4,5 yapraklı, yeni tomurcuklar toplu iğne başının yarısı büyüklükte ve yeni gelişen meyveler mercimek büyüklüğüne geldiğindedir. İlaçlamalar bir hafta içinde bitirilmelidir” şeklinde konuştu.