Etiket: Üretici

  • MAY Tohum, üretici ve yetiştiricilere eğitim verdi

    MAY Tohum’un düzenlediği eğitim etkinliğinde, yem bitkileri, mısır ve ot silajları, sahip olması gereken besin değerleri ve kaliteli bir silajın nasıl olması gerektiği anlatıldı. Uludağ Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmet Türkmen, yonca, fiğ ve bezelye gibi baklagil grubu ot silajlarının kullanılmadan önce su kaybetmeleri için bekletilmesinin önemli olduğunu aksi takdirde Clostridia gibi dünyanın en güçlü zehrini üreten bakterinin oluşabileceğini söyledi.

    MAY Tohum’un Hatay, Gaziantep, Kahramanmaraş ve Adıyaman Bölgesi üreticilerine yönelik düzenlediği eğitim etkinliğinde, Prof. Dr. İsmet Türkmen, “Hayvan Beslenmesinde Mısır ve Yoncanın Önemi” ve “Kaliteli Mısır ve Yonca Silajlarının Sahip Olması Gereken Özellikler” konularında bilgi verdi.

    Etkinliğin açılış konuşmasını yapan MAY Tohum Mısır ve Yem Bitkileri Ürün Müdürü Lütfi Çiçek, MAY Tohum’un faaliyetlerini katılımcılara anlatarak, “Yerli bir firma olarak dünyadaki en büyük 8 ayçiçek firmasından bir tanesiyiz. Düşünün dünya devi firmalar var ama MAY Tohum Türkiye’den çıkmış bir firma ve dünyanın en iyi firmalarından biri” dedi.

    Mısır türündeki Ar-Ge çalışmalarına değinen Lütfi Çiçek, “1999 yılından bu yana gerçekleştirdiğimiz ıslah çalışmaları sonucunda FAO 500’den FAO 700’e kadar olan olgunluk gruplarında çok verimli yeni çeşitler geliştirdik ve geliştirmeye devam ediyoruz. Özellikle hayvan beslenmesinde önemli yeri olan silajlık mısır çeşitlerimiz hem verimlilikleriyle hem de besin değerleri açısından kaliteleriyle üreticilerimizin beğenisini kazandı. Silajlık mısır çeşitlerimiz, uygun bakım ekolojik şartlarda yetiştirilmeleri halinde, sahip oldukları sık ve geniş yaprak ayaları, iri koçan yapıları sayesinde kuru madde ve nişasta oranları bakımından zengin, besleyici, sindirilebilir silajlar yapılmasına olanak sağlıyor” diye konuştu.

    Lütfi Çiçek, MAY Tohum olarak son 2 yıldır Amerika’ya dahi mısır tohumu ihraç ettiklerinin altını çizerek, “Almanya’ya araba satmak ne ise Amerika’ya tohum satmak aynı derecede güç ve teknoloji isteyen bir durum” dedi.

    Prof. Dr. İsmet Türkmen ise dünyadaki en kolay üretilen ve en kaliteli silajının mısırdan yapıldığının altını çizerek, “Dünyada ilk silaj 1800’lü yılların sonlarında Avrupa’da üretildi. Türkiye’de ise 1927 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle Atatürk Orman Çiftliğinde üretilmişti. Hayvan Beslenmesinde son derece önemli olan mısır silajı uzun yıllar ülkemizde kullanılmadı. Yani biz 60 sene önce tanıştığımız silajı, 1980 yılına kadar üretmiyorduk” ifadelerini kullandı.

    Hasat zamanı, parça büyüklüğü ve saklama şeklidir önemli

    Türkiye’nin çeşitli illerinde yaptığı ziyaretlere değinen Prof. Dr. Türkmen, “Üzülerek görüyorum ki Türkiye’deki üreticiler silaj yapacağı mısırı boyu için yetiştiriyor. Ancak mısır silajında en önemli özellik içerisindeki tane oranı ve kuru madde oranıdır. Hayvanlardaki et ve süt verimini arttıran madde silajın içindeki nişastadır. Nişasta da silajın içinde bulunan taneden gelir. Kaliteli bir mısır silajında nişasta oranı yüzde 30-35 aralığında olması gerekmektedir. Eğer silajınızdaki oranlar bunun altındaysa rasyona ilave mısır ya da fabrika yemi eklemek gerekir ki bu da maliyetleri yukarı çıkartır” şeklinde konuştu.

    Mısır ve ot silajlarının hasat zamanının, silaj parça büyüklüğünün ve depolama şeklinin de öneminden bahseden Prof. Dr. Türkmen, “Silaj yapımında dikkat edilmesi gereken en önemli detaylar, hasat zamanı, parça büyüklüğü ve saklama şeklidir. Eğer doğru zamanda biçim yapılmazsa hayvanlar sindirme konusunda sorun yaşarlar. Silajlar doğru saklanmazsa, silaj içinde toksin oluşma ihtimali artar, bu da ciddi hayvan ölümlerine sebebiyet verir” dedi.

    Özellikle yonca, fiğ, bezelye gibi baklagil grubu ot silajlarının kullanılmadan önce su kaybetmeleri için bekletilmesinin önemini vurgulayan Prof. Dr. Türkmen, aksi uygulamada Clostridia gibi dünyanın en güçlü zehrini üreten bakterinin gelişmesine sebep olacağını belirtti. Prof. Dr. Türkmen, “Clostiridialar o kadar güçlü ve zehirli bir bakteridir ki ürettiği zehrin 1 gramı, bir fili öldürmeye yeterlidir. Clostridia’nın ürettiği toksin ile zehirlenen hayvanlar önce arka ayak felcine yakalanır, bir hafta içerisinde de ne yazık ki ölür” diye konuştu.

    Eğitime Adana ve çevre illerden yaklaşık 60 kişi katıldı.

  • Üretici bağların erken uyanmasından korkuyor

    Manisa’nın Saruhanlı ilçesinde hava sıcaklıklarının mevsim normalleri üzerinde seyretmesi nedeniyle adeta ’Yalancı Bahar’ yaşanıyor. Papatyaların ve meyve ağaçlarının çiçek açtığı Saruhanlı’da üzüm üreticileri bağların erken uyanmasından endişe ediyor.

    Saruhanlı ve mahallelerinde hava sıcaklığının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi sonucu badem ve meyve ağaçları çiçek açmaya başladı. İlçede nisan ayında görülmesi gereken bahar manzarasının şubat ayında yaşanması çiftçileri korkutuyor. Çevredeki papatyaların ve meyve ağaçlarının çiçek açması ile adeta yalancı bahar yaşandığını belirten Saruhanlı Ziraat Odası Başkanı Aydoğan Okur, “Bu yıl beklenen yağışlar az oldu. Hava sıcaklıkları da mevsim normalleri üzerinde seyrediyor. Böyle olunca çevredeki papatya ve meyve ağaçları erken açtı. Şu anki manzarayı ancak nisan ayında yaşamımız gerekirken, şubat ayında yaşamaya başladık. Tek endişemiz, üzüm bağlarının da erken uyanması. Üzüm bağları erken uyanırsa don tehlikesi ile her an karşı karşıya gelebiliriz” dedi.

    Başkan Okur, yalancı bahara aldanarak çiçek açan ağaçların hepsinin aşırı soğuklardan etkilenebileceğini belirterek, “Bu sıkıntılı dönemi inşallah en az hasarla atlatırız. Eğer bağlar erkenden uyanırsa bazı ağaçlar gibi, önümüzdeki günlerde yaşanacak soğuk ve don olayları nedeniyle etkilenebilir ve verim kaybına neden olabilir” diye konuştu.

    Önümüzdeki günlerde oluşabilecek don olaylarından etkilenebilecek bağlar için TARSİM sigortasının çok önemli olduğunu söyleyen Okur, “İnşallah çiftçilerimiz TARSİM sigortalarını yaptırmışlardır” dedi.

  • Üretici biber fiyatlarındaki yüzde 50’lik düşüşe çare arıyor

    Antalya’nın Kumluca ilçesinde biber fiyatlarının yüzde 50 civarında düşmesi sebebiyle geniş katılımlı toplantı düzenlendi. Toplantıda biberin kalitesinin artması ve raf ömrünün uzatılması için çuval yerine kasa ile taşınması talebi tartışmalara sebep oldu. Bir çiftçi yanında getirdiği çuval dolusu biberi tepki amaçlı yere döktü.

    İlçede Bey-Kent Hali adı verilen Mavikent ve Beykonak Hallerinde gerçekleştirilen toplantıya Kumluca Belediye Başkanı Hüsamettin Çetinkaya, Antalya Büyükşehir Belediyesi Haller Daire Başkanı Muharrem Kavurgacı, Kumluca Yaş Sebze ve Meyve Komisyoncuları Derneği (KUM -SEK -DER) Başkanı Ahmet Kaya, Kumluca Ziraat Odası Başkanı Süleyman Kayhan, Kumluca Ticaret Borsası Başkanı Fatih Durduaş, Mavikent Komisyoncular Derneği Başkanı Faik Öncel, Beykonak Komisyoncular Derneği Başkanı İbrahim Uğur Çakır, Finike Sahilkent Komisyoncular Derneği Başkanı Şükrü Açıkyürek, komisyoncular, tüccarlar ve üreticiler katıldı.

    Toplantının açılış konuşmasını yapan Beykonak Komisyoncular Derneği Başkanı İbrahim Uğur Çakır, geçtiğimiz yıla göre biber fiyatlarının düşük olmasının, hava sıcaklıklarının yüksek olması gibi birçok nedenden kaynaklandığını belirtti.

    “Biberde kriz yaşıyoruz”

    Kumluca Belediye Başkanı Hüsamettin Çetinkaya, belediye başkanı olduğu 1999 yılından sonra Kumluca Merkez Toptancı Halinde domates piyasasında açık pazar sistemine geçtiklerini, buna bağlı olarak Kumluca Toptancı Haline çevre ilçelerden domates getirildiğini, bu yüzden Kumluca domatesinin Türkiye’de marka haline geldiğini savundu.

    Başkan Çetinkaya, “Geçen yıl bu bölgede biber fiyatları tartışılmıyordu. Çünkü biber fiyatları beklediğimiz fiyatlarda satılıyordu. Bu yıl aynı tüccar, aynı komisyoncu, aynı üretici var. Ama biber beklediğimiz fiyatlardan satılmıyor. Yani biberde kriz yaşıyoruz. Gelin bu krizi fırsata çevirelim. Değişim gerçekleştirelim. Değişimin önünde engel olabilirsiniz. Ancak artık biber piyasasındaki sorunlar konuşulmaya başladı. Bu tartışılmaya başlamışsa değişim kaçınılmazdır. Siz engel olabilirsiniz. Ne olur. Değişim birkaç yıl ertelenebilir. Ama sonunda değişim gerçekleşir. Biz Kumluca Merkez Toptancı Halinde değişimi nasıl gerçekleştirdik. Büyük domates kasalarını daha küçük yani üstte biriken domateslerin alttaki domatesleri ezmediği kaslarla hale getirdik. İyi ürüne iyi ücretler belirlendi. Açık pazar dediğimiz olay buydu. Gelin aynı sistemi biberde de uygulayalım. Naylon çuvalda hale getirdiğiniz biberler eziliyor. Kalite düşüyor. Raf ömrü düşüyor. Bu yüzden düşük fiyatlarla satılıyor” dedi.

    Üreticiler, Mayıs ayında bir toplamada 100 çuval biber hasat ettiklerini, 100 çuval biberi 500 kasanın aldığını, 500 kasayı depolayacak bir yerlerinin bile olmadığını ve bu yüzden kasa ile hale biber getiremeyeceklerini belirtti.

    “Bu sistem mutlaka değişir”

    Üreticilerin sıkıntılarına cevap veren Başkan Çetinkaya “Tamam kasadan vazgeçtik. Ama kaliteli ürüne yüksek fiyat verildiği sisteme geçelim. Toptancı halimizde biber için bir fiyat belirlensin, ancak kaliteli ürün hasat edenler için fark yazılsın. Bu sisteme var mısınız?” diye üreticilere teklif sundu. Ancak üreticiler buna karşı çıktı.

    Başkan Çetinkaya, “Bakın arkadaşlar, hem ürünlerinizin para etmediğinden yakınıyorsunuz. Hem de her öneriye hayır diyorsunuz. O zaman aynı şekilde devam edelim. Ancak şunu unutmayın. Değişim tartışılmaya başlanmıştır. Bu böyle gitmez. Bu sistem mutlaka değişir” dedi.

    Şahin Köse adındaki bir çiftçi ise naylon çuvala konulan biberin ezildiğini, kasaya konulması gerektiğini anlatırken çuvaldaki biberleri toplantı yapılan meydana döktü.

    Toplantı net bir sonuca bağlanmadan sona erdi.

    Kumluca halinde geçtiğimiz yıl 4,5 TL ile 5 TL civarında satılan biberler, bu yıl 1,80 TL ile 2,80 TL arasında satılıyor.

  • MHP’li Karakaya: “Üretici bir nebze nefes alacak”

    Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Adana Milletvekili Prof. Dr. Mevlüt Karakaya, “Afetzedelerin borçlarının ertelenmesi üreticilerimize bir nebze de olsa nefes aldıracaktır” dedi.

    Karakaya, borç erteleme kararını üreticiler açısından sevindirici bulduğunu söyledi. Karakaya, “Adana, Mersin, Hatay, Osmaniye merkezli Çukurova bölgesinde bu yılın Ocak ayında şiddetli don, Mayıs ayında şiddetli yağmur ve dolu, Temmuz ayında 50 dereceyi bulan şiddetli sıcak ve poyraz; narenciye, pamuk, kavun, karpuz gibi birçok tarım ürününde büyük zararlara neden olmuştu. Ülkemizin diğer birçok yerinde de benzer afetler yaşanmış, üreticilerimiz ciddi zararlara uğramış, böylece kredileri ödeyemeyip, tefecilere muhtaç duruma düşmüşlerdi. Açıklanan kararla çiftçilerimiz inşallah yaşadıkları sıkıntıları atlatırlar” diye konuştu.

    Karakaya, kararın sadece üreticiler açısından değil, aynı zamanda ülke ekonomisi için de olumlu bir karar olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

    “Çünkü, borcunu çeviremeyip üretimden çekilecek olan on binlerce çiftçi nefessiz kalınca zincir etkisiyle küçük esnaf ve diğer sektörler de olumsuz etkilenecekti. Dolayısıyla geç de olsa açıklanan kararla üreticilerimiz bir nebze nefes alacaktır. ‘Yetmez ama evet’ kabilinden de olsa, kararı üretici açısından, ekonomi açısından olumlu bulduk. Duyarlılık gösteren Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba’ya ve diğer hükümet üyelerine teşekkür ediyorum.”

  • Üretici istedi sera sayısı 120’ye yükseldi

    Manisa Büyükşehir Belediyesi Kırsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı tarafından 2016 yılında yüzde 75 hibe desteği ile başlatılan 2017 yılında da devam eden Seracılık yetiştiriciliğinin geliştirilmesi projesi kapsamında kırsal kalkınmanın sağlanmasını hedefleyen seraların kurulumu için temel ankrajlarının yapılması için çalışmalar başladı.

    Manisa Büyükşehir Belediyesi Kırsal Hizmetler Dairesi tarafından 2016 yılında yüzde 75 hibe desteği ile başlatılan örtü altı yetiştiriciliğinin geliştirilmesi projesinin gelen yoğun talep üzerine 2017’de de devam etmesiyle birlikte kurulması planlanan 100’den 120’ye çıkartılan seraların kurulum çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor. Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün’ün talimatları ile başlatılan proje çalışmaları kapsamında Köprübaşı, Demirci, Gördes, Kırkağaç ve Soma’daki çalışmalar tamamlanmış olup, Selendi’de kurulacak seraların da yarısı tamamlandı. Toplamda 64 adet seranın kurulumu tamamlanarak üreticilere teslimi yapıldı. Proje kapsamında Alaşehir’de seraların konstrüksiyon montajı, Sarıgöl’de tamamlanan seraların ise örtü naylonlarının montajı yapılırken, Kula’da temel ankrajı yapımı ile çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor. Manisa Büyükşehir Belediyesi Kırsal Kalkınma Dairesi Başkanı Bircan Gençoğlu, yılsonuna kadar kalan 56 seranın tamamlanarak üreticilere teslimi yapılacağını duyurdu. Başkan Gençoğlu, teslimi yapılan ve yapılacak olan 120 seranın üreticilere bol kazançlar getirmesi temennisinde bulundu.