Etiket: Üretici

  • Dalında kalan tonlarca mandalina çürüdü, üretici perişan

    İzmir’in Seferihisar ilçesinde, üreticinin büyük umutlarla yetiştirdiği tonlarca mandalina dalında kalırken, 30 kuruşa bile satılmadı. Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer ise “Mandalinaları kurutmaya başladık. İlçemizde yeni bir sektör oluşacak. Bundan böyle ürünümüzü satamadık. ’Dolu yağdı ürün çürüdü, mevsim geçti yerlere döküldü’ sözlerini artık duymayacağız. Böylelikle üreticimiz daha çok kazanacak” dedi.

    Dünyanın en iyi Satsuma mandalinalarının yetiştiği Seferihisar’da, sezona büyük umutla başlayan üreticiler mandalinaların dalında kalması nedeniyle sıkıntıya düştü. Üretici toptan alıcı bulamazken, tonlarca mandalina da dalında kalarak çürümeye terk edildi. Geçtiğimiz sezon 50-60 kuruşa alıcı bulan mandalinaların toptan fiyatı 30 kuruşa düştü. Üreticiler, bu fiyatlara bile ürünlerini satmakta zorlanırken, tüccarlar tarafından satın alınan mandalinaların para etmemesinden dolayı dalından toplanmadı.

    50 bin tonun üzerinde olan üretimin yarısı dalda kaldı

    Seferihisar Mandalina Üreticileri Birliği Başkanı Cumhur Eriş, hava şartlarının mandalinaları etkilediğini söyledi. Eriş, “Yöremizdeki dünyanın en leziz mandalinası bu sene hava şartlarından bilhassa 30 kasım ve sonrasında ortaya çıkan hava şartlarından çok etkilenip bozulmuştur ve burada ciddi bir sıkıntı yaşamaktayız. Çok ciddi bir sıkıntı yaşamaktayız. Seferihisar’ımızın 50 bin tonun üzerinde olan üretiminin neredeyse yarısı ağaçlarda kesilmeden kalmıştır. Kötü bir sene artı ağaçta kalan ürünlerde gelecek sene bizi etkileyecektir, bu afatın görülmesi lazım, bu afat tabi ki tarım sigortaları ile çözülebilir ama bu kadar erken beklemiyorduk. Bu kadar erken tarihli 30 Kasım çok erken bir tarih bu iş için ve bizi perişan etti” dedi.

    “Alan yok, satan yok”

    Üretici Mehmet Özçelik de durumlarının hiç iç açıcı olmadığını söyledi. “Mandalina daha dalında duruyor alan yok, satan yok” diyen Özçelik, “Seferihisar doğumluyum, doğma büyüme Seferihisarlıyım. Seferihisar’ın mandalinalarının halini görün, tüccar Adana Antalya tarafından mal alır, Seferihisar’a bakmaz; artı çöplüğünü Seferihisar’a döker. Üretici perişan vaziyette her taraf yığın. Mandalina daha dalında duruyor; alan yok, satan yok, bunlara bir çare, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından önerimiz bu işe bir destek, bu çiftinin durumu perişan vaziyette. Her taraf böyle mandalina yığını, daha ne diyeyim. Gören göz kılavuz istemez, vaziyet böyle Seferihisar ovası böyle” şeklinde konuştu.

    Dalda kalan mandalinalara kurutmalı çözüm

    Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer ise dalında kalan mandalinaları değerlendirdi. Kurutmaya başlanan mandalinaların üreticiye büyük destek olacağını ifade eden Soyer, bir yıldır üzerinde çalıştıklarını ve mandalinaları kurutmaya başladıklarını söyledi. Soyer, “Sonunda tam kıvamını tam ısısını bulduk ve sonunda çıtır çıtır son derece lezzetli bütün vitamin özellikleri besleyici değerlerini koruyan bir ürüne kavuştuk. Hayalimiz aynı üzümde olduğu gibi ürünün çok büyük bir bölümünü kurutarak pazarlamak. Hem böylece raf ömrünü on iki aya uzatmış olacağız, hem de üreticisine bire dört, bire beş oranda daha yüksek bir bedel kazanmasını sağlamış olacağız. Çocuklarımıza on iki ay mandalinanın bütün besleyici özellikleri ile çocuklarımızı buluşturmuş olacağız. Termal enerji ile kurutuyoruz, jeotermal kaynakları bu üretim için kullanıyoruz, bu suyun ısısı ile kurutmayı gerçekleştirdik o anlamda da belki bir ilk. Jeotermal zenginliğin nelere fayda edebileceğini gösteren bambaşka bir örnek oldu bu. İlçemizde yeni bir sektör oluşacak. Bundan böyle ürünümüzü satamadık. ’Dolu yağdı ürün çürüdü, mevsim geçti yerlere döküldü’ sözlerini artık duymayacağız. Böylelikle üreticimiz daha çok kazanacak” dedi.

    “Fiyat en az dört misli, beş misli artmış olacak”

    Soyer, şöyle devam etti:

    “O anlamda enerji giderlerimizde çok düşük; çünkü doğrudan doğruya kuyudan çıkan suyun ısısı ile mandalinayı kurutuyoruz. Bu da tabi rekabet gücünü hem uluslararası pazarda hem iç pazarda arttıran bir unsur, güneşte kurutulmadığı içinde alfatoksin gibi zararlılardan da muaf tamamen doğal yıkandığı gibi kurutulan bir ürün. Fiyat en az dört misli beş misli artmış olacak; yani bir liraya satıyorsanız ürününüzü beş liraya satabilir hale geleceksiniz. Bu anlamda da üretici için çok büyük bir cazibe anlamını taşıyor ve tüm bölgede üreticinin yüzünü güldürecek bir sonuç bekliyoruz. Taneli ve kabuklu iki tür üretim yapıyoruz. Kabuğu soyulduktan sonra taneyi kurutmak bir yöntemdi onu denedik, birde kabuğu ile dilimleyip kurutmayı denedik, doğrusu benim tercihim kabukludan yana.”

  • Fındık fiyatları 9.75 TL’ye düştü, üretici tepkili

    Ordu’da sezon başında 15 liraya kadar yükselen kabuklu fındık fiyatı bugünlerde 9.75 liraya düşerken, bu duruma en yoğun tepki fındık bahçesindeki üreticilerden geldi.

    Türkiye’nin en önemli tarımsal ürünlerinin başında gelen fındıkta fiyat düşüşleri devam ediyor. Sezona 15 TL ile başlayan ve bu günlerde 9.75 TL’ye düşen fındık fiyatları başta üreticiler olmak üzere her kesimi kara kara düşündürürken, yaşanan fiyat düşüşlerine tepkiler ise artarak devam ediyor. Kış öncesi fındık bahçelerinde bakım yapan üreticiler yaşanan düşüşlerin bir an önce durmasını ve yükselişe geçmesini talep ediyor.

    “Üretici kaliteli ürün için çalışıyor, fiyatlar düşüyor”

    Ordu’da birçok üretici kış öncesi fındık bakımlarını aralıksız sürdürüyor. 20 yıldır fındık üreticisi olan Fatma Çimiç, yaşanan düşüşlerin üreticiyi mağdur ettiğini belirtiyor. Düzenli olarak fındık bakımlarını yaptıklarını ifade eden Çimiç, “20 yıldır fındık üretimi ile uğraşıyoruz. Elimizden geldiğince, bakımlarını yapmaya çalışıyoruz. Fındık fiyatlarının iyice düştüğünü öğreniyoruz. Bu günlerde fiyatların 10 TL’nin altına düştüğü söyleniyor. Durum böyle olunca yaptığımız masrafa da değmiyor, uğraştığımız emeğe de değmiyor, köyümüzü bırakıp mı gidelim, bu fiyatlarla. Biz elimizden geldiğince fındığımız verimli olsun diye bakımlarını yapıyoruz buna karşılık fiyatların en azından 15 TL fiyatlarında olmasını istiyoruz” dedi.

    40 yılı aşkın süredir fındık üreticiliği yapan Sefer Arzık ise fındık dışında alternatif hiçbir ürünlerinin olmadığını dile getirdi. Yetkililerden fındık fiyatları için yardım talep eden Arzık, “Biz fındığımıza güzel bir şekilde bakım yapıyoruz, ancak fındığa sahip çıkılmıyor. Fındık bugün 15 TL’den 9.75 TL seviyelerine indi. Biz fındığımızı satmadık ancak fiyatlar düştü. Biz devletten bu duruma duyarlılık göstermesini istiyoruz. Bizim başka bir alternatifimiz yok” diye konuştu.

    Sanayiciler de fiyat düşüşlerine tepkili

    Fındıkta yaşanan fiyat düşüşleri yalnızca üreticiyi değil esnaf ve sanayicileri de olumsuz etkiledi. Fiyatların düşmesi ile üreticinin fındığını satmadığını ve bu durumun piyasalarda durgunluğa sebep olduğunun altını çizen Ordu Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Ufuk Ünal, biran önce fiyatların toparlanması gerektiğini vurguladı.

    Ordu ve Giresun illerinin fındığa alternatif ürünleri olmadığı için ekonomik anlamda zor günler yaşadığını aktaran Ünal, “Tarımsal ürünler içerisinde ticaret rakamlarının 3 milyar doları geçerek en çok ihracat yaptığımız ürün fındık. Bu anlamda ülkemizin de stratejik bir ürünüdür. Türkiye’de en çok fındığı Ordu ve Giresun illeri üretiyor. Bu iki ilin ekonomisi tamamen fındıkla dönüyor. Diğer illerde fındık üreticileri var ancak alternatif ürünleri var. Dolayısıyla fındık düşüşlerinden Ordu-Giresun illeri kadar etkilenmiyor. Fındık rakamlarının geriye düşmesi otomatikman üreticiyi elindeki fındığı satmamaya yönlendirerek istediği fiyatın oluşmasını bekliyor. Bu durum ise piyasalarda dönmeyi zorlaştırıyor. Fındık sanayicileri, manavları ve üreticiler ekonomik anlamda olumsuzluklar yaşayabiliyor. Biz de bu sebeple fındık fiyatlarının biran önce toparlanmasını ve üreticilerin elindeki fındığı pazara indirip satmasıyla piyasaların hareketlenmesini bekliyoruz” şeklinde konuştu.

  • Mücahit Yıldız: “MÜSİAD ile üretici firmalar kendini tanıtabiliyor”

    Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (MÜSİAD) düzenlediği 16’ncı MÜSİAD EXPO kapılarını açtı. 700 şirketin katılım sağladığı fuarda Sultanlar Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Mücahit Yıldız, MÜSİAD’ın özellikle üretici firmaların kendilerini tanıtmaları için büyük bir fırsat olduğunu söyledi.

    Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (MÜSİAD) düzenlediği 16’ncı MÜSİAD EXPO kapılarını açtı. Katılımcı iş adamları ile yatırımcıları bir araya getirerek, ticari iş birliği ve küresel ortaklıklar için yeni fırsatlar sunan MÜSİAD Expo, büyük ticaret kapasitesi ve gönül birliği organizasyonuyla, Asya’dan Avrupa’ya, Afrika ülkelerinden Türkî Cumhuriyetlere kadar yabancı iş adamı, yerli ve yabancı katılımcı firmalarla her iki senede bir İstanbul’da yapılıyor.

    70 yıllık bir geçmişi bulunan ve Türkiye’de yakinen tanınan birçok markanın üretimini gerçekleştiren Sultanlar Şirketler Grubu da bu yıl 700’e yakın firmanın bulunduğu MÜSİAD’a katılım sağladı. MÜSİAD ile özellikle İslam coğrafyasında bulunan birçok iş adamı ile iyi bağlantıların geliştiğini vurgulayan Sultanlar Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mücahit Yıldız, MÜSİAD’ı Türkiye’deki iş adamları dernekleri arasında en iyi organize olmuş yapı olarak nitelendirdi. Mücahit Yıldız, “Organize edilen bu fuar aslında her yıl hem üretici firmalar açısından hem de ziyaretçiler açısından üstüne bir şeyler katarak ilerliyor. Bu yıl ilk gün bile çok iyi bir başlangıç yaptık. Gerek Türkiye içerisinden ama özellikle yurtdışından çok ciddi bir katılım söz konusu” şeklinde konuştu.

    “Üretici ve satış firmaları bir araya geliyor”

    Mücahit Yıldız, ürünler için tanıtımların çok önemli olduğunu da söyleyerek, “Ne kadar elinizde ürün olursa olsun bu ürünlerin eğer tanıtımlarını yapmazsanız herhangi bir kıymeti kalmaz. Bu tür fuarlar üretici firmaların kendilerini ön plana çıkarttıkları ve tanıttıkları ciddi bir yapı. Bu manada MÜSİAD kurmuş olduğu bu fuarla birlikte birçok üretici ve satış noktalarını bir araya getirme imkanına sahip oluyor. Bizler de temizlik, kozmetik ve gıda gruplarından 650’ye yakın ürünümüz ile fuarda ziyaretçilerimiz ile buluşuyoruz. Hepimizin aslında yakinen bildiği birçok markanın üretici olmakla birlikte 55 ülkeye de ihracat gerçekleştiriyoruz. O yüzden bu tarz yapılar bizim için çok önemli” diye konuştu.

  • Bakan Tüfenkci: “Üretici ile tüketici arasındaki fiyat farkını daraltacağız”

    Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, sabah namazını Antalya Sebze ve Meyve Halinde kılıp bereket duasına katıldı. Esnafı ziyaret eden Tüfenkci, üretici ile tüketici arasındaki fiyat farkının fazla olduğunu ve yeni çıkacak olan hal yasasıyla bu makası daraltabilmeyi umduklarını söyledi.

    Beraberinde Antalya Valisi Münir Karaloğlu, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, AK Parti Antalya İl Başkanı Rıza Sümer ve Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odası (AESOB) Başkanı Adlıhan Dere ile birlikte sabah namazı için Antalya Büyükşehir Belediyesi Sebze ve Meyve Haline gelen Bakan Tüfenkci sabah namazını burada kıldı. Tüfenkci, namazın ardından halde her sabah yapılan ’bereket’ duasına katıldı.

    Duanın ardından hal esnafını gezen ve sıkıntılarını dinleyip taleplerini alan Bakan Tüfenkci, incelemelerinin ardından açıklama yaptı.

    “Tarladan tezgaha fiyat farkı üçe katlanıyor”

    Bakanlığın yeni hal yasasıyla ilgili çalışmalar yaptığını hatırlatan Bakan Tüfenkci, gerek Antalya gibi üretici bölgeler, gerek bu işin daha çok tüketim boyutunda, ticaret boyutunda olan haller ile yine ihracatın öncelikli olduğu Antalya ve Mersin hallerini bizzat yerinde görerek çalışmalar yaptıklarını söyledi. Amaçlarının özellikle hem üreticinin kazanması hem de tüketicinin makul fiyatlarla sebze meyve tüketmesi olduğunu söyleyen Bakan Tüfenkci, sebze ve meyvede mevsimsel etkilerin ve taleplerin fiyatları belirlediğini söyledi.

    Bakan Tüfenkci, “Bu aralıktaki fiyatlarda oynaklık özellikle Türkiye’de çok fazla. Bu oynaklığı biraz daha daraltabilir miyiz çabası içindeyiz. Yerinde inceleme yaparak hem burada çalışan esnafı, hem pazara mal getiren çiftçiyi hem de bu işin ticaretini, ihracatını yapanlarla bir araya gelerek bu konularda neler yapılabilir onun için buradayız” dedi.

    Antalya halinin özellikle çiftçilerin ve tüccarların direkt olarak ürünlerini getirip pazarladıkları, fiyatın da arz ve talebe göre oluştuğu bir hal olduğunu söyleyen bakan Tüfenkci, fiyatlara bakıldığında gerçekten abartıldığı gibi olmadığını gördüklerini, fiyatların makul olduğunu ancak asıl problemin buradan çıkan ürünün tüketiciye ulaşırken ikiye üçe katlanması olduğuna dikkat çekti.

    Bunu çözme noktasında esnafın nakliye fiyatlarının yüksekliğinden, tüketiciye ulaşırken farklı zincirler olmasından şikayet ettiklerini kaydeden Bakan Tüfenkci “Bu nakliye sırasında tarladan hallere gelirken halden de manavlara ve marketlere giderken, pazara giderken farkların oluştuğu, bu farkların azaltılması halinde fiyatların düşeceğini dile getiriyorlar. Ancak mesela bir elmada 7-8 çeşit var ve her çeşidin fiyatı da kendi içinde farklı, biz genel anlamda elma, domates, mandalina diyoruz ama her bir ürün kendi içinde farklı cins ve farklı üretim çeşitlerine sahip. Fiyatlandırılırken buna da dikkat etmek lazım, her ürün cinsine göre sınıflandırılıyor ve hepsi birbirinden farklı fiyata satılıyor. Bu çalışmalar neticesinde inşallah edindiğimiz bilgileri gıda komitesinde değerlendirerek yeni bir hal yasasını hayata geçirmiş olacağız” şeklinde konuştu.

  • Üretici mısırı bırakıp pamuğa yönelecek

    Bir zamanlar Manisa’nın en önemli tarım ürünü olan beyaz altın olarak adlandırılan pamuk, tarımda yeniden yapılanma sayesinde devlet tarafından desteklenerek hem prim hem de alım garantisi verilecek. Üreticilerin mısır üretimini bırakıp pamuk ekimine yönelmeye başlayacağını kaydeden Manisa Ticaret Borsası Başkanı Sadık Özkasap 2017 yılı için Akhisar ve çevresinde ciddi bir pamuk ekimi beklediklerini söyledi.

    Türkiye’nin en kaliteli pamuğunun üretildiği Manisa’da dışarıdan ithalat ve artan maliyetler yüzünden alternatif tarım ürünlerine yönelen üreticiler tarımda yeniden yapılanma ve havza çalışmaları kapsamında yeniden pamuğa dönecek. Başbakan Binali Yıldırım tarafından 15 Ekim’de İzmir’in Ödemiş ilçesinde tarımla ilgili önemli açıklamalar yapacağını kaydeden Manisa Ticaret Borsası Başkanı Sadık Özkasap Tarım Bakanlığı tarafından ciddi çalışmalar sonrası havza çalışmalarının hayata geçeceğini söyledi.

    Pamukta prim 75 kuruş

    Bir dönem pamuk fiyatına iplik ithal edilmesi ve uygulanan kotalar yüzünden pamuğun Manisa’da ekiminin çok azaldığını ifade eden Özkasap, “2017 yılı için Akhisar bölgemizde ciddi bir pamuk ekimi yaşanacak. Şu an primi de 75 Kuruş olarak açıklandı. Üretici bu fiyatlardan memnun. Primle beraber pamuk fiyatlarından da memnun. Mısır, pamuktan sonra bir alternatif oldu ama mısırın katma değeri pamuk kadar yüksek değil. Tarım Bakanlığı bu konuda ciddi çalışmalar yaptı. Bu konuda da Sayın Başbakanımız Ödemiş’te açıklamalarını yapacaktır. Diyor ki ‘Mısır bu bölgeye ekilmeyecek. Eğer ekersen pirim vermeyeceğim ve ofis de senin mısırını almayacak. Bunun kararını sen ver’ diyor, ‘Ekersen ekebilirsin’ diyor. Ama ‘Pamuk ekersen 75 Kuruş pirim vereceğim sana, destekleme yapıp pamuğunu alacağım’ diyor. Yeni bir yapılanma havza çalışması başlıyor.” diyerek 2017 yılı için Akhisar, Akselendi ve Gölmarmara çevresinde mısırı terk eden üreticilerin ciddi anlamda pamuk ekimlerine başlayacağını belirtti.

    Arazi toplulaştırması

    Tarımda yeni yapılanmayla birlikte arazi toplulaştırmasının da gündeme geleceğini aktaran Özkasap, “Manisa bölgemizde topraklarımız makineli hasada uygun değil. Bunun için tarımda topraklarımızda bir toplulaştırma gerekiyor. Sayın Bakanımız da diyor ki bunları kendiniz de yapabilirsiniz. Benim 5 dönüm arazim var yanımda Mehmet’in 5 dönümüyle birleştireceğiz, 20-25 dönüm yapacağız, o oradan toplulaştıracak, bu buradan toplulaştıracak. ‘Bunu siz yapmazsanız biz yapmak zorunda kalacağız’ diyor. Bir taraftan pamuk ekelim diyorsun, makineli tarım yapamıyorsun. Onun için bu toplulaştırmanın da Manisa’mız için önemli olduğuna inanıyorum.” dedi.

    Tarım arazileri koruma altında

    Özkasap yeni dönemde tarım arazilerinin koruma altına alındığını da sözlerine ekleyerek şunları söyledi:

    “Manisa tarım arazileri koruma altında. Artık eskisi gibi kalkıp da bu bereketli topraklara arazilerin üzerine yolda görüldüğü gibi kalıp fabrikaları, ayakkabı fabrikaları, depolar yapılmayacak. Bunu her zaman söylüyoruz bunlar zaten büyük bir hataydı. Sayın bakan da bu konuda kesinlikle taviz vermiyor. Sadece bu arazilere yapılacak olan kamu yararına olan üzüm işletmesi olabilir, konserve fabrikası olabilir. Yani üreticinin kalkıp domatesini Manisa’ya getirecek hali yok. Çoğu zaman bunlar römorkla çekiliyor veya üzüm hepsi römorklarla geliyor. İşte kamu yararı burada devreye girecek ama siz burada ayakkabı fabrikası kurarsanız Karaağaçlı gibi Selimşahlar gibi bereketli topraklarda bunlar yanlış. Bu konudaki çalışmaları zaten toprak kurulu olarak yapıyoruz. Herhangi bir sıkıntımız da yok.”