Etiket: Üretici

  • Üretici tarım ürünlerinde ithalatın önünü açan vergi indirimlerine tepkili

    Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru, tarım ürünlerinde gümrük vergisi oranlarının düşürülmesine ilişkin, “İthalata değil, gümrük vergilerinin hasat dönemindeyken düşürülmesine karşıyız” dedi.

    Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru, Bakanlar Kurulunun tarım ürünlerinde gümrük vergisi oranlarının düşürülmesine ilişkin kararını değerlendirdi. Konunun Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci tarafından Mayıs ayından bu yana gündeme getirildiğini beliren Doğru, Bakan Zeybekci’nin gıda enflasyonundan dolayı yıllık enflasyon oranlarının yükselme seyrine girdiğini, bunun için bilhassa et, ekmek ve yumurta gibi bazı gıda fiyatlarına müdahale edileceğini, bunun da ithalat yoluyla yapılacağını ifade ettiğini hatırlattı. Üreticiler olarak “ithalat hiç olmasın, ithalata tamamen karşıyız” gibi bir yaklaşım içerisinde olmadıklarının altını çizen Doğru, “Bu ülkenin ihtiyacı varsa, arzın olmadığı dönemlerde tabii ki ithalatın olması gibi doğal bir şey yoktur. Mesela arpa üretimimiz yıldan yıla düşüyor. Arpa açığını tabii ki ithalatla karşılayacağız. Mısır bir zamanlar 2 milyon ton üretiliyordu, bugün 6 milyon tonun üzerinde üretiliyor ama hala yetmiyorsa bu açığı ithalatla karşılayacağız. Ama tam Haziran ayının sonunda ülkemizde arpa ve buğday hasat edilirken, mısır hasadına da Adana’da yaklaşık 25-30 gün sonra başlanacak, tam hasat dönemindeyken bu fonların düşürülmesi açıkçası çiftçimizin piyasalardaki beklentilerini oldukça aşağı çekmiş ve moralleri bozmuştur” diye konuştu.

    “Çiftçiyi olumsuz etkileyecek”

    Alınan kararın hasat döneminde olan çiftçiyi olumsuz etkileyeceğini vurgulayan Mutlu Doğru, şöyle devam etti:

    “Gümrük vergilerinin düşürülerek tarım ürünleri ithalatının önünün açılması lafı bile tarım piyasaları kırılgan bir piyasa olduğu için piyasayı aşağı yönde etkiliyor. Buğday, arpa ve mısır ithalatı ile yem fiyatlarının düşürülmesi gibi bir beklenti varsa buradan şunu söylemek istiyorum ben; biliyorsunuz KDV yemde ve gübrede sıfırlandı. Ama bu KDV düşüşü yem ve gübre fiyatlarına yansımadı. Yani piyasada bazı dengelerle bu şekilde oynandığı zaman maalesef olan hep üreticiye oluyor, çiftçiye oluyor.”

    “Alınan kararla tavan fiyat belirlenmiş oldu”

    Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru, gümrük vergisi oranının mısırda yüzde 25, buğdayda yüzde 45, arpada yüzde 35’e çekildiğine işaret ederek, “Bu oran yüzde 130’du, yani uygulayabileceğimiz gümrük vergisinin en üst sınırıydı. Ve yerli üreticiyi korumak için dışarıdan bu ürünleri getirmek yasak gibi bir hal alıyordu yüzde 130 oranıyla. Yeni gümrük vergi oranları o kadar hassas hesaplanmış ki TMO’nun kendi satış fiyatları olarak belirlediği fiyatların altına düşmeyecek şekilde ayarlanmış. Yani bir üst tavan fiyat belirlendi ve bu tavan fiyatın üzerine, bu emtiaların fiyatlarının çıkmasına, bu indirilen gümrük vergisi oranlarıyla mani olundu. Ton fiyatı olarak söylüyorum; ‘mısır için 850 liranın üzerine çıkmasına, buğdayın 950 liranın üzerine çıkmasına, arpanın 800-850 liranın üzerine çıkmasına müsaade etmem şeklinde alınan bir karardır bu” ifadelerini kullandı.

    “Tavan fiyat olacaksa girdilerde de olsun”

    Sürekli artan üretim maliyetlerine de dikkat çeken Doğru, “Dünyanın en pahalı mazotunu, gübresini kullanan çiftçimizin bu işte hiçbir günahı yok. Eğer bir müdahale ile çiftçinin ürettiği ürünlere tavan fiyat belirliyorsak, o zaman çiftçinin girdilerine de bir tavan fiyat belirleyelim. Yani çiftçinin mazotunun, gübresinin, zirai ilaçlarının, tohumunun ve hatta tarla kirasının bile bir tavan fiyatı olsun, rakiplerimizin maliyet fiyatları ve desteklemeleri ile aynı düzeye gelelim, o zaman gümrük vergilerinin sıfırlanmasını bile gündeme getirebiliriz” şeklinde konuştu.

    “Ette yüzde 40’a düşürülen vergi oranları yerli besiciliği bitirir”

    Ette yapılan gümrük vergisi indiriminde de bir gariplik olduğunu belirten Doğru, şunları söyledi:

    “Karkas et ithalatında yüzde 100 olan gümrük vergisi, şu anda yüzde 40’a düştü. Bu oranlarla Avrupa’dan Türkiye’ye 19-20 lira aralığında karkas et ithal etmek mümkün. Halbuki erkek dana karkas et fiyatı şu anda piyasada 27 lira civarında. Şimdi bu karar yerli besiciyi iflasa sürükler, erkek danalarını besiciye satan ve zaten düşük süt fiyatlarıyla can çekişen süt çiftliklerini de beraberinde iflas ettirir. Yani hayvancılığa vurulmuş bir darbe olur. Ama burada da şöyle bir soru işareti var aslında. Ekonomi Bakanlığı ithalat yetkisi verecek, ithalat belgesi verecek. Acaba bu yetkiyi özel sektöre kullandıracak mı? Yoksa bu sadece piyasa spekülatörlerine gözdağı için alınmış bir karar mı? Bunu da merak ediyoruz.”

    Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru, piyasa spekülatörlerinin alınan bu kararları çiftçinin malını alırken fiyatları daha da düşürmek için kullanacağını dile getirerek, “Biz açıkçası üretici olarak heyecanla desteklediğimiz milli tarım projesinin açıklandığı bir dönemde çiftçimize, milli üretime daha fazla destek olmak yerine ithalat yolunun açılmasına üzülüyoruz” dedi.

  • Patates fiyatları düştü, üretici ne yapacağını şaşırdı

    Türkiye’nin patates üretiminde önemli merkezlerinden biri olan İzmir’in Ödemiş ilçesinde 70-80 kuruştan açılan piyasa, 20 kuruşa kadar düşünce, üretici ne yapacağını şaşırdı. Havaların ısınması ile tarlada yanma tehlikesi baş gösterdiğini belirten üreticiler, üretim maliyete 40 kuruş civarında olan patatesi zor günlerin beklediğini söyledi.

    Patatesin önemli üretim yerlerinden biri olan Ödemiş’te patates üreticisi sıkıntı yaşıyor. 70-80 kuruştan açılan piyasa, 20 kuruşa kadar düştü. Patates üreticilerinden Mutlu Cengiz, fiyatların beklenmedik bir şekilde düşüşe geçtiğini belirterek, “Şimdi satarsak zararına satış yapmış olacağız. Eğer beklersek, havanın ısınmasıyla birlikte toprak altında yanma (çürüme) tehlikesi var. Ne yapacağımızı bilemez durumdayız” dedi.

    “Zararına da olsa tarladan sökmek zorundayız”

    Bahar dönemi patateslerin ekiminin bu yıl geç başladığını belirten Cengiz, “Şubat başına kadar etkili olan yağışların ardından tarlaların suyla dolması nedeniyle ekim yapamadık. Güz dönemi ürününde umduğu fiyatı bulamayan üreticiler, mayıs ayında hasada başlamayı umarken, yağışlı havanın haziran başına kadar devam etmesi nedeniyle sökümde de geç kaldı. Patateste en büyük maliyet; tohum, mazot ve gübredir. Bu da kiloda 40 kuruşa kadar maliyet demektir. Kar elde edip yeniden ekim yapabilmemiz için en az 60 kuruştan satış yapabilmemiz gerekir. Şimdi söküm zamanı. Havalar aniden ısındı, fiyatlar kötü. Söküm yapamıyoruz. Zararına da olsa üretici patatesi tarladan sökmek zorunda yoksa çürür” ifadelerini kullandı.

    Fiyatlar 15 gün sonra yükselebilir

    Adana’da sökümlerin tamamlandığını, Niğde’de ise yeni ekim yapıldığını belirten Mutlu Cengiz, fiyatların 15 gün sonra değişebileceğini hatta yükselebileceğini belirtti. Cengiz, “Patates üreticisi ne yazık ki büyük tüccarların eline bakıyor. Bu konuda spekülatif hareketler oluyor. Patates stoklanıyor. Düşük fiyattan alınıp depolara konuluyor. Daha sonra aniden fiyatlar yükseliyor ama bu kez bizim elimizde patates kalmıyor” diye konuştu.

  • Karademir: “Üretici anızla birlikte parasını da yakıyor”

    TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Adana Şube Yönetim Kurulu, üreticileri ziyaret ederek, buğday hasadı sonrası tarlada kalan anızı yakmamaları için uyardı. Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Semih Karademir, anız yakan üreticinin sonraki ürün ekimlerinde daha fazla gübre, zararlılara karşı daha fazla kimyasal ilaç kullanmak zorunda kaldığına dikkat çekti.

    Hasat sezonunun başlamasıyla birlikte yasak olmasına rağmen Adana başta olmak üzere Çukurova genelinde bazı çiftçiler anızları yakmaya başladı. Ürünlerini hasat ettikten sonra ikinci ürün ekebilmek için yapılan anız yakılmasına karşı uyarmak için Mürseloğlu Mahallesi’nde üreticilerle bir araya gelen ZMO Adana Şube Başkanı Semih Karademir’e, Şube Yönetim Kurulu Üyeleri Ayten Dolançay, Abdullah Doğan ve Hacer Sönmezateş eşlik etti. Üreticilerin anızla birlikte verimli toprağı ve içindeki canlıları da yaktığını söyleyen Karademir, bunun çoraklaşmaya neden olduğunu belirtti.

    Karademir, “Anız yakımı topraktaki mikroorganizmaları öldürerek, toprak içindeki organik madde miktarını düşürüyor. Bunun sonucunda topraklarımızda çoraklaşma ve verim düşüklüğü baş gösteriyor. Topraklarımızda geçmiş yıllarda organik madde miktarı yüzde 2-3 seviyelerindeyken, bugün yapılan analiz sonuçlarında, organik madde miktarı yüzde 0,8’lere kadar gerilediğini görüyoruz. Bu sürdürülebilir tarım adına gelecekte bize çok büyük sıkıntılar yaşatacaktır” dedi.

    “Üretici anızla birlikte parasını da yakıyor”

    Anız yangınlarının önüne geçilebilmesi için Valilik nezdinde Bütün Şehir Yasası gereği yerel yönetimler, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının koordinasyonuyla anız yakımının önüne geçilebileceğini belirten Karademir, şöyle konuştu:

    “Özellikle hububat hasadında büyük bir tehlikeyle karşı karşıyayız. Önceden teknoloji bu işe uygun değildi ve anız yakılarak bu iş çözülmeye çalışılıyordu. Ancak anız yakıcının toprak ve çevreye zararı var. Sap parçalama aletleri son dönemde piyasaya çıktı. Üreticiyi sap parçalama aletlerini kullanmaya çağırıyoruz. Yakılan ateşle ölen mikroganizmalar ve toprak mineralleri yüzünden üretici, sonraki ürün ekimlerinde daha fazla gübre, zararlılara karşı daha fazla kimyasal ilaç kullanmak zorunda kalıyor. Bu yüzden daha fazla masraf ettiği için anızını yakan, aslında cebindeki parayı da ateşe vermiş oluyor. Bunun arkasına çiftçinin toprağı verimsizleştiği ve organik madde kaybı yaşandığı için çiftçilerimiz her yıl daha fazla kimyasal gübre kullanmak zorunda kalıyor. Orada kendi bitkilerini büyütecekleri canlıları, toprak minerallerini yakıyorlar. Anız yandığı zaman bitki materyallerinin külleri de savruluyor. Bu da büyük kentlerimizdeki yaşayan insanlarımızın alanlarını kirletiyor. Çocukların, yaşlıların sağlıkları zarar görüyor.”

  • Üretici yeniden pamuğa yöneldi

    Turgutlu’nun en önemli geçim kaynaklarından olan pamukçuluk yeniden canlanmaya başladı. Pamuğa destek ve prim verilmemesi dolasıyla pamuk üreticiliğinden vazgeçerek mısır üreten çiftçiler, 2 sezondur pamuğa yeniden prim verilmesiyle beyaz altını topraklarıyla buluşturdu.

    Pamukta prim ve desteklemenin olmaması nedeniyle üreticiler pamuktan vazgeçerek alternatif ürünlere yönelirken, yeniden prim döneminin başlaması yeni sezonda pamuk ekim alanlarının artmasına neden oldu. Manisa’nın Turgutlu ilçesinde uzun yıllardır prim düşüklüğü nedeniyle ekimi yapılmayan pamuk, geçtiğimiz yıl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının primleri arttırması ile yeniden çiftçiler tarafından ekilmeye başlandı.

    Turgutlu’da çiftçilik yapan Mehmet Eralp, geçen yıl bakanlık tarafından arttırılan pamuk primleriyle birlikte, yeniden pamuk ekimine başladıklarını söyledi. Geçen yıl 75 kuruş olan pamuk primlerinin, bakanlık tarafından bu yıl artmasını beklediklerini söyleyen Eralp, “Geçen sene 40 dekar ektiğimiz tarlamızı bu sene pamuk alanını çoğaltarak 90 dekar yaptık. Geçen sene 75 kuruş verilen primin, bu sene artmasını bekliyoruz. Bakanlığımızın böyle bir çalışması olduğunu duyduk. Bu sene 90 dekar olarak arttırdık. Gayet bitkilerimiz sağlıklı çıktı havaların sıcak olmasından dolayı. Mısır kadar su ihtiyacı olmamasına rağmen, gayet güzel ve ürünlerimiz sağlıklı. Bundan sonra ara işlemelerine başlayacağız” dedi.

  • Üretici ve ihracatçının gözü kulağı Rusya’da

    Rusya ile Türkiye arasında bazı tarım ürünlerine yönelik yasağın kalkması üzerine dün imzalanan anlaşma üretici ile ihracatçıları umutlandırdı.

    Dün Başbakan Binali Yıldırım ve Rusya Başbakanı Dmitri Medvedev’in ihracat yasağıyla ilgili telefon görüşmesinin ardından yine Rus Başbakan Medvedev’in imzaladığı ihracat kararnamesi, Türkiye’nin örtü altı sebze ve meyve yetiştiriciliğinde başkent konumunda bulunan Antalya’daki üretici ve ihracatçıları umutlandırdı. Bugün ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rusya’da bulunacağı temasların ardından ihracat yasağı kaldırılan ürünlerin hangileri olacağı çiftçi ve ihracatçılar tarafından merak konusu oldu. Çiftçiler özellikle iç piyasada birikmiş durumda olan domates yasağının kalkmasını beklerken, ihracatçılar ise kaldırılan yasağın ardından direkt satış yapıp yol maliyetlerini düşüreceklerini ümit ediyor.

    “Çiftçinin önü açılır, eli para görür”

    Yasağın kalkmasıyla fiyatı 80 kuruş ile 1 liraya satılan domateste fiyat yükselişi olacağını belirten Salih Koyun isimli üretici, “Ambargo kalkarsa fiyatlarımız yükselir. İhracat olmadığından dolayı çok büyük sıkıntılarımız var. Eğer kapılar açılırsa bizim açımızdan çok iyi olacak. İhracat açılırsa domates fiyatı 2-2,5 lira olur” dedi.

    Üretici Ramazan Körk ise “Akşam televizyondan izledim. Bizi çok etkileyecek. Zaten buradaki tek sıkıntımız dış pazarın açık olmamasıydı. 50-80 kuruştan domates satılıyordu, çiftçi çok perişan oluyordu. Tüm sebzelere yasağın kalkması lazım. Bu çiftçinin önü açılır, eli para görür. Çünkü bu fiyatları da etkiler” ifadelerini kullandı.

    İhracatçılar da memnun

    Yapılan anlaşmanın ardından yol güzergahlarında aktarma yapmadan direkt satış yapacaklarını söyleyen ihracatçılardan Erol Yavuz ise, “Arabalarımız aktarmalı gidiyor. Belarus’a gidiyor, oradan tekrar Rus tırlarına yüklenip ondan sonra Moskova’ya gidiyor. Tabi bu belirli bir maliyet ve mallar aktarılırken zarar görüyor mallarımız. Önceden 6 günde gidiyordu şimdi 10 günde gidiyor. İnşallah açılır kapı da burada sardığımız gibi Moskova’ya göndeririz. İnşallah domates geçer. Çünkü maliyet oluyor. Çiftçi de mağdur oluyor. Malı bekletiyor fiyat görsün diye, tabi zaman geçince kızarıyor bir müddet sonra da yumuşuyor” diye konuştu.