Etiket: Üretecek

  • Ege Üniversitesi kendi enerjisini üretecek

    Ege Üniversitesi (EÜ) Güneş Enerjisi Enstitüsü tarafından hazırlanan proje ile kampüsün ve hastanenin enerji ihtiyacının önemli bir kısmı otonom olarak çözülecek. Sistemin kurulması ile yıllık 10 milyon TL tasarruf sağlanarak bu kaynağın bilimsel projelere aktarılması sağlanacak.

    Ege Üniversitesi 24,5 milyon TL civarında olan yıllık enerji giderlerini minimize etmek ve doğa dostu kaynaklara yönelmek için harekete geçti. Ege Üniversitesi’nin tükettiği enerjinin yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanması için Rektör Prof. Dr. Necdet Budak’ın isteği ile hazırlanan proje, yatırım planına alınmak üzere Kalkınma Bakanlığına gönderildi. EÜ Güneş Enerjisi Enstitüsü tarafından hazırlanan proje ile kampüsün ve hastanenin enerji ihtiyacının önemli bir kısmı otonom olarak çözülecek ve sistemin kurulması ile yıllık 10 milyon TL tasarruf sağlanarak bu kaynağın bilimsel projelere aktarılması sağlanacak. Hazırlanan proje ile güneş enerjisinden elektrik üretiminin yüksek maliyetleri ve kesikliliği göz önüne alınarak hibrit bir seçeneğin hayata geçirileceğini kaydeden EÜ Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, “Bu sayede hem ilk yatırım maliyetlerinin, hem de geri ödeme sürelerinin oldukça uygun olduğu sonucuna vardık. Maliyeti 34,5 milyon TL, geri ödeme süresi 4,4 yıl civarında olan projenin başarıyla gerçekleştirilmesi durumunda, Ege Üniversitesi’nin yıllık yaklaşık 24,5 milyon TL olan enerji harcaması en az yüzde 40 düşürülecek. Bu da her yıl en az 10 milyon TL’nin, üniversitemizin diğer ihtiyaçları için harcanabileceğini gösteriyor” diye konuştu.

    Türkiye’ye örnek hibrit sistem kurulacak

    Projenin kendileri için çok önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Necdet Budak şöyle konuştu:

    “Bu kazanç ileride, Çeşme, Menemen, Mordoğan ve diğer üniversite yerleşkelerinde rüzgar enerjisi santrali, güneş enerjisi santrali ve biyogaz üretim santrali kurulmasında kullanılabileceği gibi, öğrencilerin ve araştırmacıların fiziksel ve sosyal altyapısının güçlendirilmesi amaçlı olarak kullanılabilecek bir kaynak anlamına gelmektedir. Böyle hibrit bir sistem ülkemizde tek olacaktır. Bu sayede sunulan proje, ülkemizdeki enerji yatırımlarında da öncü ve örnek olacaktır. Böylece hem üniversitemiz hem de ülkemiz kazanacaktır.”

    “Teknoloji ihraç eden bir ülke haline gelmeyi amaçlıyoruz”

    Projede kullanılacak malzemelerin EÜ Güneş Enerjisi Enstitüsünde, hücreden modüle ve panele kadar üretim hattı kurularak destekleneceğini belirten Prof. Dr. Necdet Budak, “Yapılan projelerde özellikle yerli ve milli sistemlere önem veren üniversitemiz, bu anlamda diğer üniversitelere de örnek olmayı amaçlamaktadır. Günümüzün enerji savaşları içerisinde, üniversitemiz, kalemiyle, bilgisiyle, birikimiyle yer almaktadır. Devletin sağladığı bu imkanların getirdiği büyük sorumluluğun bilinciyle, teknolojik dışa bağımlılığı yok etmek, ülkemizi teknoloji ihraç eden bir ülke haline getirmek, kendi yaşamlarını hiçe sayarak bu ülke için her türlü özveriyi gösterenlerin hatırasının önünde bizim için bir borçtur. Gerçekleştirilen her projede, ülkemizi her alanda bir adım daha ileri götürebilmek, gerçek hedefimiz olmalıdır. Üniversitemiz diğer alanlarda olduğu gibi enerji alanında da, çalışmaları sadece rafları süsleyen, uygulamadan kopuk, kişisel çıkarları ön planda tutan çalışmalar yerine, ülke sorunlarına ve ihtiyaçlarına dokunan, yerli sanayinin gelişmesini öncelik haline getiren, ülke ve dünya çapında projelere imza atacaktır” ifadelerini kullandı.

    “Türkiye’de ilklere imza atan enstitü”

    Ege Üniversitesi Güneş Enerjisi Enstitüsü’nün Türkiye’nin bu alanda faaliyet gösteren ilk ve tek enstitüsü olduğunu belirten Enstitü Müdürü Prof.Dr. Günnur Koçar ise, “Bu yıl enstitümüzün 40. kuruluş yılını kutluyoruz. Bizim için anlamlı olan bu yıl içerisinde ülkemizdeki diğer kurumlara da örnek teşkil edebilecek bir projeye imza atacak olmanın gururunu yaşıyoruz. Dünyada yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelim konusunda da bir dönüşüm söz konusu. Bu dönüşümü kampüsümüzde hibrit teknoloji ile gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Bir diğer projemiz ise yenilenebilir enerji ile kampüste bir otobüsümüzün çalışabilmesini sağlamak. Yine bu kapsamda 10 engelli aracının güneş enerjisi ile çalışabilmesini ve havuz, kütüphane gibi sosyal alanlarımızın da güneş enerjisi ile aydınlatılmasını amaçlıyoruz. Bu projelerin hayata geçirilmesinde bize imkan sağlayan ve bizleri motive eden Rektörümüz Prof. Dr. Necdet Budak’a teşekkür ediyorum” dedi.

    Merkez projesi devam ediyor

    Güneş, biyokütle, rüzgar ve jeotermal enerji gibi yenilenebilir enerji kaynakları ile ilgili uygulamaya yönelik lisansüstü öğrenim vermek ve araştırma çalışmaları yürütmek amacıyla 1978 yılında kurulan enstitü, yine Türkiye’nin ilk ve tek olan Biyokütle Enerji Sistemleri ve Teknolojileri Merkezi (BESTMER) tamamlanarak yeni binasında faaliyete geçti. Enstitü bünyesinde güneş enerjisinden elektrik üretimiyle ilgili son teknolojilerin takip edildiği ve geliştirildiği, 10,5 milyon bütçeli bir merkez projesi de halen devam ediyor.

  • TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu: “Beş babayiğidi çıkarttık, Türkiye inşallah 2019’da yerli ve mili otomobilin prototipini üretecek”

    Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde “Karadeniz Ereğli Ekonomisinin Yıldızları” ödül törenine katılan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, ’’Beş babayiğidi çıkarttık. Türkiye inşallah 2019’da yerli ve mili otomobilin prototipini üretecek” dedi.

    Büyük Anadolu Otel’de düzenlenen programa AK Parti Zonguldak Milletvekilleri Faruk Çaturoğlu ve Özcan Ulupınar, CHP Milletvekili Ünal Demirtaş, Zonguldak Vali Yardımcısı Nevzat Taşdan, Kdz. Ereğli Kaymakamı Nazım Madenoğlu, Kdz. Ereğli TSO Başkanı Sertan Yalçın, Kdz. Ereğli Belediye Başkanı Hüseyin Uysal, Alaplı Belediye Başkanı Nuri Tekin ve oda başkanları ile üyeler katıldı. Program saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Kdz. Ereğli TSO Başkanı Sertan Yalçın’ın konuşmasından sonra kürsüye çıkan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, odalar ve borsaların yanı sıra TOBB’un çalışmaları hakkında bilgi verdi. Hisarcıklıoğlu, Kdz. Ereğli TSO’nun beş yıldızlı hizmet verdiğine ve Berlin ile Londra gibi şehirlerdeki odalar ile aynı standartta hizmet verdiğine dikkat çekti. Hisarcıklıoğlu, “Kdz. Ereğli TSO Zonguldak’taki diğer odalarla birlikte Teknopark’ın ortağı olmuşlar. Bunlar aslında şehirlere yatırım yapmak. Son dönemde yapılan iki tane değişiklik. Eskiden oda belgesi almak için odaya gelmek mecburiyetindeydin, şimdi artık bu bitti. Bundan sonra gece 12’de ihaleye gireceksin, oda sicil kaydın lazım. Evinde yatağında bilgisayarından sisteme girip belgeni alabiliyorsun. Artık odaya geleceğim, vakit kaybedeceğim, masraf edeceğim yok. Üyeye artık yatağında hizmet var. Kdz. TSO bunlardan bir tanesidir” diye konuştu.

    “Şirket kurmak artık aylar, haftalar değil bir saat sürüyor”

    Şirket kurmanın artık sadece bir saat sürdüğünü anlatan Hisarcıklıoğlu, “Şirket kurmak bizde büyük bir meseleydi. Şimdi artık şirket kurma noktasında notere gittin, bankaya git, Maliyeye git, SGK’ya git numara al, odaya gel. Bundan sonra şirket kurmak istiyorsan aylar, haftalar değil bir saat içinde bir imza ile bütün işlemleri yapıp odadan çıktıktan sonra da faturanı kesebilir hale geldin. Fedakarlık yaptık. Bugün şirket kuruluşunda eskiden maliyetiniz 2 bin 250 lira iken, şimdi 650 liraya düştü. Dörtte bir oranında indirim sağlandı. Bizler tasarruflarımızla bunları sağladık. Bu kapsamda bütün oda ve borsa başkanlarıma Türkiye’de bu sisteme geçtikleri için teşekkür ederim. Sertan kardeşim de göreve geldiğinden itibaren hızlı başladı. Aynı Yaşar Tetiker gibi aynı şekilde Sertan kardeşim de yönetimiyle beraber meselelere sahip çıkma noktasında her türlü meseleyi bize anlatıyorlar. Allah kendilerinden razı olsun” diye konuştu.

    “Kardeş kardeşe kefil olmuyor, Kredi Garanti Fonu kefil oluyor”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde oda ve borsa üyelerine imkanlar sağlandığını aktaran Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti:

    “TOBB olarak ne yaptık dersek biraz da kendi reklamımızı yapalım. 2017 başında 365 oda ve borsa başkanıyla beraber müşterek toplantı yaptık. 2016 hain darbe teşebbüsünden sonra ekonomide karamsarlık havası vardı. Üyelerimiz finansmandan müthiş sıkıntı çekiyorlar dediler üyelerimiz bana geldi. Bende dedim ki önce iğneyi kendimize batıracağız. Önce biz öncülük yapacağız, sonra devletten bir şey isteyeceğiz dedik. Başbakanımıza gittik destek talep ettik. Toplanan paraları havuza koyup, yıllık 9.9 faizle üyelerimizle tam 5 milyar lira kredi kullandırdık. Sonra devletimize gittik, destek talep ettik. Sağ olsun Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız ve bakanlarımız olmak üzere Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanımızla orada üyelerimize 50 bin lira faizsiz, üç yıl vadeli, bir yıl ödemeli kredi imkanı çıkarttık. Son bir yılda KOSGEB’ten bu krediyi kullandırdık. Kredi Garanti Fonunu üyemize kefil olmak için kurduk. Bugün kardeş kardeşe, baba oğula, komşu komşuya kefil olmuyor. Senin kuruluşun sana kefil oluyor. Şimdi diyorlar ki odalar ne iş yapıyor. Daha ne yapsın canını mı versin. Sana kefil oluyor işte. Böyle bir şey dünyada yok. Sağ olsunlar bizim kefil olma miktarımızı 250 milyar liraya çıkardılar. 364 bin üyemize kefil olmuşuz. Zonguldak’ta faaliyette bulunan yüzde 50’sine kefil olmuşuz. Dünyada böyle kuruluş yok. Ondan sonra bilen bilmeyen de ne iş yapıyor burada. Daha ne yapsın. Toplam 681 bin üyemize bir türlü ya ucuz kredi kullandırttık, ya faizsiz kredi kullandırttık yada kefil olduk. Bu kapsamda inşallah Başbakanımızla konuştuk. TOBB nefes kredisi yapıyoruz. 15 Mart’tan sonra duyuracağız.”

    “2017’de 1 milyon 500 bin kişiyi istihdam ettik”

    Her platformda işçilerin üzerindeki istihdam maliyetine dikkat çektiklerinin altını çizen Hisarcıklıoğlu, “Her platformda bir araya geldiğimiz zaman en büyük şikayetimiz işçilerin üzerindeki istihdam maliyeti. Bugün 100 lira ödüyorsak, 50 lira da devlete veriyoruz” dedi.

    Dünyada bir ilki yaparak 2017’de toplam 1 milyon 500 bin kişiye ilave istihdam sağladıklarını söyleyen Hisarcıklıoğlu, ABD’den sonra Türkiye’nin ikinci olduğunu ifade etti. Devletin 100 liralık asgari ücret desteğinin bu yıl da devam edeceğini hatırlatan Hisarcıklıoğlu, bir önemli işi daha yaptıklarını belirterek, “İş mahkemesine gitmeden önce arabuluculuk müessesesine gidersin. Bir de orada hakem olur, sizi uzlaştırmaya çalışır. Bu modern Batı’nın tamamında var. Bizde de olsun dedik. Ocak-Şubat rakamlarını veriyorum. Bugüne kadar arabulucu müessesesi 1 Ocak’tan itibaren devreye girdi. 10 bin dava gitmiş, 7 bininde uzlaşma sağlanmış, 3 bininde uzlaşma sağlanamamış, onlar da mahkemeye gidiyorlar. 2017’de bir devrim daha yaptık. Fikir yine bizden çıktı. Her platformda çeklerin karşılıksız çıkmasından şikayet ediyorduk. Gittik hükümetimize anlattık. Bankalar kredi verirken geçmişimi her şeyi görüyor. Hangi bankalarla çalışmışım, ne kadar kredi kullanıyorum. Karekod çıktı, karşılıksız çek oranı yüzde 19 düştü. Zonguldak’ta karşılıksız çekler yüzde 47’ye düşmüş. Zonguldaklı bir iş adamının başarısını gidin anlatın” şeklinde konuştu.

    Üretim Reform Paketi

    Üretim Reform Paketi’ni de anlatan Hisarcıklıoğlu, “Yıllardır mücadele ettiğim TOBB olarak sanayinin üzerindeki bizden yaptıkları TRT için, her kesilen faturada yüzde 2 TRT’ye finanse ediyorduk. Geçen Haziran reform paketiyle beraber bize destek verdiler. TRT kesintisi bitti. OSB’lerden emlak vergisi bitti. Damga vergisi dünyada kalktı. Sanayi Üretim Reform Paketi’yle üzerinizden kalkan yük bütün Türkiye’de 1 milyar lira. Sırf asgari ücretle ilgili aldığımız destek toplam Türkiye’deki aldığımız tutarın rakamı 10 milyar lira” dedi.

    “Yerli otomobil için beş babayiğidi bulduk”

    Türkiye’nin yerli ve milli otomobilini üretmesi için beş babayiğidi bulduklarını ve Türkiye’de 2020 ila 2022 tarihleri arasında yerli otomobilin üretileceğini belirten Hisarcıklıoğlu, “Babayiğit aranıyor diyor Cumhurbaşkanı 7 yıldır. Bizim genel kurulda dedi ki yaklaşık 3 bin delegeyle beraberiz, ’Odalar Birliği Başkanı sana görev veriyorum, babayiğitleri çıkart’ dedi. Biz de ’Arkamızda durursanız çıkartırız’ dedik. Beş babayiğidi çıkarttık. Türkiye inşallah 2019’da yerli ve mili otomobilin prototipini üretecek. 2020 veya 2022’de tamamen elektrikli olacak. Dünya ile aynı noktada yarışıyoruz. Türkiye’nin ekonomik, teknolojik dönüşümünü de sağlayacak. Hedefimiz bugün fert başına düşen milli gelir 10 bin dolar, 25 bin dolara çıksın istiyoruz. Hepimizin bugüne göre 2.5 kat daha zengin olmasıdır. Adam bir cep telefonuyla tonlarca gönderdiğimiz sacın parasını ödüyor. Bu işi Allah razı olsun 81 il sahiplendi. İnşallah buna sizin de talebiniz var. Zonguldak’ın, Ereğli’nin hepsinin talebi var. Bunun inşallah çalışmalarını yapıyoruz. Bittikten sonra bu bizim vereceğimiz karar değil. Hükümetimiz ona karar verecek. İnşallah el birliğiyle de bir an önce Türkiye ilk defa kendi yüzde 100 elektrikli, bugün kullandığımız en ucuz akaryakıtla elektrikli otomobilin gittiği yolu mukayese ettiğiniz zaman 10’da 1 oluyor. Artık dünya ile bizde aynı noktada olacağız” şeklinde konuştu.

    “Türkiye’de iş yapma kolaylığı endeksinde daha cazip hale getirmek için çalışıyoruz”

    Türkiye’nin iş yapma kolaylığı endeksinde 140 ülke arasında 60. sırada olduğuna vurgu yapan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, “2018 başından beri yaptığımız iki tane şey. Türkiye’de iş yapma kolaylığı endeksinde daha cazip hale getirmek için çalışıyoruz. Türkiye 140 ülkede 60. mırada. Hepimize zorluk çıkıyor. Recep Akdağ ile çalıştık. Hükgmetimize de sunduk. Şimdi yasalar geçtikten sonrasında icra ve iflas yasası devrim niteliğinde bir yasadır. 40 yıllık aynı hükümler geçerliydi. Bir eylem planı oluşturduk. Yasası çıktı. Şirket kuruluş, icra, iflas, inşaat izinleri, tapu işlemleri, belediye uygulamaları, vergi ödemeleri bizden daha kolay 59 ülke var. Hem bir taraftan iş yapıyor bir taraftan da bunlarla uğraşıyor. İnşallah bu yasayla beraber Türkiye ilk 20’nin içinde olacak. KDV ile ilgili bundan sonra devletten KDV alacağımız kalmayacak. İnşallah Meclise sevk olan yasa ile beraber 140 milyar lira bize belli bir takvim içinde ödenecek. Kanun çıktığı günden itibaren 3 ay içerisinde alacaklarımızı devletten isteyeceğiz. Ödemezse devlet de faiz verecek. Güzel bir uygulama. Ama bunlar için önce milletvekillerimizi alkışlayın. Yasanın çıkması için onları alkışlayın. Birlik ve beraberlik içerisinde aşamayacağımız sorun yok. İş adamları, sıkıntısı olacak. Aklını sıkıntıyı nasıl çözerim diyecek. Sistemi değiştirmek noktasında aklımızı kullanacağız. Burada da ortak akıl, diyalog. Formülü bu. Aklınızda olsun. Ben bilirim derseniz kaybederiz. Farklı düşüneceğiz. Allah hepimizi ayrı yaratmış, farklı düşünelim diye yaratmış. Farklı düşüneceğiz, zenginliğimiz bu zaten. Farklı düşüneceğiz, farkındalığımızı ortaya koyacağız. Ortak akıl ve diyalogla meseleleri çözeceğiz. Allah ülkemizdeki bu birlik ve beraberliği devam ettirsin. Nasıl Afrin’de 80 milyon birleştik. Bütün meselelerde farklı düşüneceğiz ama birleşeceğiz. Tartışacağız, doğruyu bulacağız. Ülkemizi ilk 10 ekonomi arasına sokacağız” şeklinde konuştu.

    “Yaşar Tetiker ile 30 yıllık dostluğumuz vardı”

    Afrin’de süren Zeytin Dalı Operasyonu’nda TSK’ya muzafferiyetler dileyen ve şehitlere de rahmet dileyen Hisarcıklıoğlu, hayatını kaybeden eski Kdz. Ereğli TSO Başkanı Yaşar Tetiker’i andı. Rifat Hisarcıklıoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

    “Afrin’deki Zeytin Dalı Harekatı’nda şehit olan kahraman askerlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Allah ordumuzu da muzaffer etsin. Kdz. Ereğli güçlü çeliği, Osmanlı çileği, asırlık çınarlarıyla geleceğin şehrinde sizlerle birlikte olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Aslında buraya 2017 Eylül’de gelecektik. Rahatsızlığımdan dolayı programı ertelemek zorunda kalmıştık. O gün bugün rahmetli olan Yaşar Tetiker bizden söz almıştı. Biz de O’na verdiğimiz söz dolayısıyla bu ödül törenine geldik. Yaşar Tetiker’e verdiğimiz sözü yerine getirelim diye. Özellikle bir şeyi ifade etmek istiyorum. Yaşar Tetiker ile 30 yıllık dostluğumuz vardı. O zaman ben bir delegeydim. Hepiniz biliyorsunuz Yaşar Tetiker mertti. Haklı olduğunda sözü hiç kimseden çekinmez, kavga etmeden işi söylerdi. Hep beraber onun ruhuna Fatiha okuyalım. Yaşar Tetiker Konferans Salonu’nun da açılışını yapacağız. Bu makamlar mevkiler gelip geçici. Allah her kuluna da nasip etmez, her kuluna da nasip etsin. İyi iş yapıldığı zaman arkanızdan hayırla yad ediliyorsunuz. Sonuçta ölüm var. Göz açtık kapadık, ömür bitiyor. Onun için kırmaya dökmeye gerek yok. Birbirimizi sevelim. Allah birbirinizi sevin diyor. Mükemmel insan olabilmenin önemi de odur. birbirimizi sevelim. İki farklı görüşten milletvekillerimiz buradalar. Bu aslında Türkiye’nin özlediği tablo, bu tablo da Zonguldak’ta var. Buradan Zonguldak kazanır, Kdz. Ereğli kazanır, Alaplı kazanır. Allah hepsinden de razı olsun. Batı Karadeniz’in itici gücü Kdz. Ereğli’dir. Hem tarım var, hem sanayi hem de turizm var. Demirçelik sanayi burada, tersanecilik burada, balıkçılık burada, Osmanlı çileği burada. Zonguldak 2018’e nasıl başladı. Bakın bakalım Zonguldak’ın durumu neymiş? Devletin resmi rakamları. Türkiye’de açılan şirket sayısı 2017-2018 mukayesesi yaptığımız zaman yüzde 35 artış. İhracat Zonguldak’ta yüzde 116 artmış. Bu 2018’e girişiniz. Daha sene sonu gelmedi. Bugün Türkiye’nin en büyük bin şirketi arasında 4 tane Ereğli’li şirket var. Zonguldak’ta tahsil edilen vergi gelirlerinin yüzde 53’ünü kurumlar vergisinin yüzde 90’ınını Kdz. Ereğli ödüyor. Ülkenin çelik ihtiyacının yüzde 43’ünü tek başına Kdz. Ereğli karşılıyor. Kdz. Ereğli parlayan yıldız. Böyle başarılı bir Ereğli’ye aslında ne yakışıyor. Yeni bir liman istiyorlar. Ulaştırma Bakanımızla görüştük, iş bundan sonraki kamu kurumlarına kaldı. Onları da inşallah açacağız. İsteyen Ereğli demirçeliğin limanından, isteyen tersaneler bölgesinden limanı kullanabilir. O zaman daha rahat ihracat ve ithalat yapılabilir hale gelinecek. Ereğli’nin en büyük talebi, aslında Zonguldak’ın en büyük talebi yeni bir teşvik sistemine geçilmesidir. Düzce ile mukayese ettiğimiz zaman farklılıklar var. Aslında bunun bir çalışmasın yapıyoruz. Artık il merkezli teşvik yerine ilçe bazlı teşvike geçilmesi lazım. Devletimiz de aslında bunu prensip olarak kabullenmiş durumda. Yalnız verilerde biraz eksiklik var, biz de TOBB olarak her türlü katkı ve desteği sağlamaya çalışıyoruz. Ereğli’nin eksiği üniversite. Kdz. Ereğli’ye üniversite yakışmaz mı? İskenderun’un, Bandırma’nın varken niye Kdz. Ereğli’nin olmasın.”

    Program ödül töreni ile devam etti.

  • Gümüşhane Üniversitesi kendi elektriğini kendisi üretecek

    Gümüşhane Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Halil İbrahim Zeybek, toplam kapasitesi 3 bin 568 kWp olan Güneş Enerji Santrali için çalışmaların başlatıldığını söyledi.

    Şehirde uygun olan ilçelerden birisine yenilenebilir enerji kaynaklarından güneş enerjisi santrali kurmak için gerekli çalışmanın tamamlandığı Gümüşhane Üniversitesinde kurulacak santralle üniversitenin ihtiyacı olan elektrik üretilecek, fazlası da satılarak öğrencilere yemek bursu ve akademik çalışmalara destek olması amacıyla projelere aktarılacak

    Konuyla ilgili çalışmayı yapan Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Talat Özden ve özel sektör temsilcisi Dr. Harun Güzeldere, Rektörlük toplantı salonunda projenin kapsamı ve maliyeti hakkında üniversite yönetimine bir sunum gerçekleştirdi.

    Gümüşhane Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Halil İbrahim Zeybek, 31 Ekim 2017 tarihinde üniversitede ‘Yenilenebilir Enerji Geleceğimizdir’ konulu konferans düzenlendiğini hatırlatarak, güneş enerjisinin üniversite olarak kendileri için büyük önem arz ettiğini, gelinen süreçte büyük bir heyecanla çalışmaları hızlandırdıklarını söyledi.

    “Gerekli araştırmalar yapıldı”

    Gümüşhane Üniversitesinin enerji ihtiyacının kendi imkanlarıyla karşılaması konusunun göreve başlarken akıllarında olan bir proje olduğuna değinen Zeybek, “Birkaç ay önce Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültemizde Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Güneş Enerjisi Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Raşit Turan, Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Talat Özden ve özel sektör temsilcisi Dr. Harun Güzeldere’nin katıldığı ‘Yenilenebilir Enerji Geleceğimizdir’ konulu bir konferans düzenlenmişti. Orada yenilenebilir enerji hakkında katılımcılarımızın tecrübelerinden, birikimlerinden faydalanmıştık. Biz de bu çerçevede Gümüşhane şartları içerisinde enlem itibariyle daha güneyde yer aldığı, kapalı gün sayısının daha düşük olduğu, güneşli gün sayısının ve gün içerisinde güneşlenmenin daha uzun olduğu güneydeki ilçelerimizin bulunduğu bir alanda, üniversitemizin enerji ihtiyacını güneş enerjisi ile karşılamak düşüncesiyle bir hazırlık yaptık. Bu kapsamda da Özden ve Güzeldere birlikte çalışarak enerji santralinin kurulacağı alanda araştırmalar yaptı” dedi.

    “Projeyi her şey yolunda gitmesi dâhilinde 1 yıllık bir sürede bitirme gayreti içerisinde olacağız”

    Yapılan çalışma sonucunda üniversitenin elektrik enerjisi harcama verileriyle birlikte yaklaşık 45-50 dönümlük bir alanda kurulacak 3,5 megavatlık güneş enerji santralinin hazırlığının tamamlandığını ifade eden Zeybek, “Gümüşhane Üniversitesi olarak buradan üretilecek elektrik enerjisi ile üniversitemizin enerji ihtiyacını karşıladıktan sonra kalan enerjiyi de satarak gelir elde etmiş olacağız. Elde ettiğimiz bu gelirlerle birlikte önceliğimiz olan öğrencilerimize yemek bursu ve akademik çalışmalara destek olması amacıyla BAP projelerine aktarma gayreti içerisinde olacağız. Projeyi her şey yolunda gitmesi dâhilinde 1 yıllık bir sürede bitirme gayreti içerisinde olacağız. Üniversite olarak da gerçekten hem bir ihtiyacımızı kendi kaynaklarımızla karşılamış olacağız hem de Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü öğrencilerimiz için bir uygulama alanı oluşturmuş olacağız. Böylelikle atıl bir araziyi değerlendirmiş olmanın yanı sıra üretilecek elektrik enerjisinden kazandığımız öz değerlerimizle öğrencilerimize burs imkânını, Bilimsel ve Araştırma Projeler (BAP) birimimizdeki projelerimize verilen desteği, yurtiçi ve yurtdışı programlara katılım desteğini iki katına artırmış olacağız” diye konuştu.

  • Türkiye ileri teknoloji üretecek

    Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü amaçlarının Türkiye’nin ileri teknoloji üretmesi olduğunu belirterek, “İmalat sanayimizdeki ileri teknoloji ürünlerin payı yüzde 4 mertebesinde. Bunu yüzde 8, yüzde 16, yüzde 20’nin üzerine çıkarmak istiyoruz. Avrupa Birliği ortalaması yüzde 20’dir. Hem ihracatımızda hem de imalat sanayimizdeki ileri teknoloji ürünlerinin payını artırmak için Ar-Ge merkezlerine büyük önem veriyoruz. İnşallah bu sene Ar-Ge merkezi sayısı bini geçecek” dedi.

    Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Manisa ziyareti kapsamında Manisa OSB’de faaliyette bulunan Toyo Mürekkep fabrikasında incelemelerde bulundu. Fabrikanın Ar-Ge birimini de gezen Bakan Özlü, hükümet olarak Ar-Ge’ye büyük önem verdiklerini ve bu sene Türkiye’deki Ar-Ge merkezlerinin sayısının binin üzerine çıkacağını söyledi.

    Tüm gelişmiş ülkelerde Ar-Ge harcamalarının yaklaşık 3’te 2’sini özel sektörün yaptığına dikkat çeken Bakan Özlü, “Sanayi Ar-Ge yapıyor. Biz de Türkiye’de sanayimizin Ar-Ge yapmasına, teknoloji üretmesini istiyoruz. Bu maksatla şirketlerimizin araştırma geliştirme merkezleri kumalarını teşvik ediyoruz, destekliyoruz. Bugüne kadar çabalarımızla yaklaşık 800 Ar-Ge merkezi açıldı. Bunların büyük bir kısmı 2017 yılı içerisindedir. Çalışmalarımız devam ediyor. İnşallah bu senenin ilk altı ayı içerisinde araştırma geliştirme merkezi sayısını bine tamamlayacağız. Türkiye’de bin Ar-Ge merkezi olacak ve bu sene içerisinde bu Ar-Ge merkezlerimizin niteliklerini yükseltilmesi yönünde bir çalışma yürütüyoruz. Bunu hayata geçireceğiz. Buradaki maksadımız Türkiye’nin ileri teknoloji üretmesi. İmalat sanayimizdeki ileri teknoloji ürünlerin payı yüzde 4 mertebesinde. Bunu yüzde 8, yüzde 16, yüzde 20’nin üzerine çıkarmak istiyoruz. Avrupa Birliği ortalaması yüzde 20’dir. Hem ihracatımızda hem de imalat sanayimizdeki ileri teknoloji ürünlerinin payını artırmak için Ar-Ge merkezlerine büyük önem veriyoruz. İnşallah bu sene Ar-Ge merkezi sayısı bini geçecek” dedi.

    Bakan Özlü’ye daha sonra fabrika yönetimi tarafından bir sunum yapıldı.

  • Kayserili kadın girişimci, 2023’e kadar CERN’e parça üretecek

    İsviçre ve Fransa sınırında bulunan dünyanın en büyük parçacık fiziği laboratuarı CERN (Avrupa Nükleer Araştırmalar Merkezi)’ne Türkiye’den tedarikçilik yapan tek kadın girişimci Gözüküçük Makine Yönetim Kurulu Başkanı Zuhal Gözüküçük, yeni yapılan anlaşmalarla, 2023 yılına kadar tedarik sürecinin devam edeceğini söyledi.

    Üretiminin yüzde 75’ini Batı ve Kuzey Avrupa ülkelerine yapan, yerli iş gücü ve son teknoloji üretim makineleri kullanarak enerji, elektrik, elektronik, medikal ve makine sektörlerine metalden mamul hassas parçalar imal eden Gözüküçük Makine, girdiği ihaleyi kazanarak, 2017 yılı Mart ayında, CERN deneyinde kullanılan koruma kalkanı için 3 farklı tipte 4 bin 480 adet parça üretti. CERN’e tedarikçilik sürecinin, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Cern Sanayi İrtibat Ofisinin açtığı ihalelere katılmalarıyla başladığını dile getiren Zuhal Gözüküçük, bu güne kadar Türkiye’den CERN’e tedarikçilik yapan 11 firma arasında, tek kadın girişimci olmasının kendileri için ayrıca gurur vesilesi olduğunu belirtti.

    2023’ kadar tedarikçilik süreci devam edecek

    6 ay devam eden ilk üretim sürecinden sonra, yaptıkları anlaşmalarla 2023 yılına kadar CERN’e parçaları üretmeye devam edeceklerini kaydeden Zuhal Gözüküçük, “CERN’e tedarikçi olmak Türkiye için de firmamız için de bir prestij. Ayrıca kadın girişimci olarak tedarikçiler arasında yer almaktan dolayı da gurur duyuyorum. İlk üretim yaptığımız 6 aydan sonra karşılıklı görüşmeler sonucu yeni işler aldık, bu ay için de o üretimlerimizi teslim edeceğiz. 2023 yılına kadar da tedarikçi olmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

    Bu güne dek 11 firma CERN için üretim yaptı

    Türk firmalarının CERN’e tedarikçi olma süreci 2015 yılında kurulan TOBB CERN Sanayi İrtibat Ofisinin kurulmasıyla başladı. Şu ana kadar Türkiye’den CERN’e tedarikçi olan, 5’i İstanbul, 2’si Kocaeli, diğer 3’ü ise Bursa, Ankara ve Kayseri’de üretim yapan 11 firma bulunuyor. Ayrıca, 3 farklı firma daha yakında CERN için üretim yapmaya başlayacak.