Etiket: Üretecek

  • Kadınlar çilek üretecek

    İzmir Büyükşehir Belediyesi, kırsaldaki tarımsal üretimi çeşitlendirmek ve kaliteyi artırmak için sadece kadın üreticilere yönelik yeni bir projeye imza attı. Urla’nın üç köyünde eğitim verilen kadınlara 20 bin çilek fidesi dağıtılarak bölgede alternatif üretimin önü açıldı.

    “Kırsalda gelir getirici faaliyetlerin desteklenmesi” kapsamında yürüttüğü çalışmalarla üreticiye büyük destek veren; ikinci ürün ve yüksek gelir getirici ürünlerin yetiştirilmesine öncülük eden İzmir Büyükşehir Belediyesi, şimdi de çilek üreticilerine el uzattı. İzmir Büyükşehir Belediyesinin Urla Belediyesi ve Bornova Rotary Kulübü ile ortaklaşa geliştirdiği projeyle, sadece kadın üreticilere yönelik çilek yetiştiriciliğine başlandı. Yarımada bölgesinde sınırlı araziler üzerinde, kısıtlı imkanlarla yapılan üretimden daha yüksek gelir elde edilmesini hedefleyen proje kapsamında, Urla’nın Özbek ile Kuşçular ve İçmeler Mahallelerinde kadın üreticilere bilgilendirme eğitimi verildi ve 20 bin adet çilek fidesi desteği sağlanarak dikimleri gerçekleştirildi. Projenin Yarımada bölgesinde yaygınlaştırılması hedefleniyor.

    Ekonomiye katkı, bütçeye ek gelir

    İlk mahsullerini nisan ayında hasat edecek olan kadın üreticiler, bölgede ilk defa çilek yetiştiriyor olmanın heyecanını yaşarken, halen hayvancılık ve sebze yetiştiriciliği yaptıklarını hatırlatarak pazar değeri yüksek olan çileğin yeni sezonda bütçelerine ek gelir sağlayacağını söyledi. İzmir Büyükşehir Belediyesinin “Kırsalda gelir getirici faaliyetlerin desteklenmesi projesi” kapsamında, 2008 yılında başlayan meyve fidanı dağıtımı çalışmalarında bugüne kadar 24 ilçede 649 mahalle/köyde 2 milyon 250 bin adet meyve fidanı dağıtımı gerçekleştirildi. Ayrıca Yarımada bölgesindeki Urla, Karaburun ve Seferihisar’da ürün çeşitliliğini artırmak ve alternatif sebze üretimini yaygınlaştırmak amacıyla üreticilere fasulye ve börülce tohumları dağıtıldı. Yine Yarımada bölgesindeki ilçelerde ikinci ürün olarak üreticilere dağıtılan kırmızı marul ve mor karnabahar fidesi ile kırmızı soğanın ise hasatları yapıldı.

  • Denizli jeotermal kaynaktan elektrik enerjisi üretecek

    Denizli’nin Sarayköy ilçesi Tekke Mahallesi’nde yer alan 3 bin 470 hektar alanda jeotermal kaynağa dayalı elektrik enerjisi üretilmesi için kiralama ihalesi gerçekleştirildi.

    Denizli Büyükşehir Belediyesi’ne her yıl 3 milyon TL değerinde gelir sağlayacak Sarayköy jeotermal kaynağa dayalı elektrik enerjisi üretim sisteminin kiralama ihalesi, Denizli Büyükşehir Belediyesi tarafından yapıldı. Belediyenin öz kaynaklarından geleceğe bırakacak en güzel işlerden birisi olacağını aktaran Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, projenin tamamlanmasıyla Büyükşehir’e 50 milyon liraya ulaşabilecek gelir sağlanabileceğinin altını çizdi.

    Denizli Büyükşehir Belediyesi, Sarayköy ilçesinin Tekke Mahallesi’nde yer alan 3 bin 470 hektar sahanın jeotermal kaynağa dayalı elektrik enerjisi üretilmesi için kiralama ihalesi gerçekleştirdi. Denizli Büyükşehir Belediyesi Encümen Salonu’nda Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Mustafa Ünal başkanlığında yapılan ihale için 3 firma başvuru belgelerini sundu. 2 firmanın teklif verdiği ihaleyi, Zorlu Holding kazandı. İhaleyi kazanan firma, Büyükşehir Belediyesi’ne yıllık KDV hariç 3 milyon TL ödeyecek ve yıllık işletme cirosundan yüzde 19 pay verecek. İhalenin ardından yapılacak incelemenin sonunda proje kısa sürede hayata geçirilecek. 25 yıl süreli yapılan anlaşma isteğe bağlı olarak 35-45 yıla kadar çıkarılabilecek. Her yıl ödenen bedel ise yıllık TÜFE ve ÜFE oranlarına bağlı olarak artış gösterecek.

    “Geleceğe bırakacağımız en güzel işlerden biri”

    Denizli Büyükşehir Belediye Meclisi toplantısı 3’üncü birleşiminde ihale ile ilgili açıklama yapan Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, “Sarayköy’deki jeotermal alanımız kiralanmasıyla ilgili oy birliğiyle aldığımız karar doğrultusunda ihaleyi gerçekleştirdik. 11 firma şartname aldı, 3 firma ihalemize katıldı. 3 milyon TL her yıl ödeme tutarı var. Tabii ki bu miktar TÜFE ve ÜFE oranında artış yapılarak devam edecek. Şu anda 25 yıllık anlaşma hakkımız var. Uzatılması durumunda bu süre 35-45 yıla doğru çıkacak. Bununla birlikte üretilen elektriğin satışında elde edilen ciro üzerinden Büyükşehir Belediyesi’ne yüzde 19 pay verilecek. Artı 3 milyon TL’de bedel alacağız. Bu, belediyemize uzun vadeli gelir getirecek, öz kaynaklarımızdan geleceğe bırakacağımız en güzel işlerden birisi olacak” dedi.

    İhaleyle belediyeye gelecek gelirin yaklaşık 30-40 yıl süreceğini belirten Başkan Zolan, “Biz ihaleyi alacak firmaya, burada minimum 35 megavatlık üretim yapmak zorundasın, üretmesen de 35 megavatlık üretim yapıyormuş gibi belediyeye pay vereceksin şeklinde bir şart koyduk. Ama burada hesaplanan ve beklenen değer 80-90 belki de 100 megavatlık elektrik üretimi. 100 megavatlık elektrik üretimi yapıldığında bunun 19 megavatı Denizli Büyükşehir Belediyemize gelecektir. 19 megavat çok büyük bir rakam. 35 megavat ile birlikte baktığımızda Büyükşehir Belediyemize yıllık 25 milyon TL’ye yakın getiri sağlayacaktır. 90-100 megavat noktasında ise 50 Milyon TL’nin üzerinde gelir sağlanacak. Bu gelir en az 25 yıl, belki 35-45 yıla varan sürece akacak. İhalemize en yüksek teklifi veren Zorlu Enerji, bu işi sahada yapan bir firma. İnşallah şehrimize, belediyemize, geleceğimize hayırlı olur. Bu güzelliği bugün yaşadık ve bunu hep birlikte başardık” diye konuştu.

  • Bu arabayı Bursa üretecek dünya kullanacak

    Yeni Megane Sedan, tüm dünyaya Bursa’dan ihraç edilecek.

    Renault Grubu üretim platformları içinde M1 segmentinde sedan kasa üretiminden sorumlu fabrika olan Oyak Renault Otomobil Fabrikaları, Yeni Megane Sedan’ı dünyada üreten ve ihraç eden tek fabrika olacak. Yeni Megane Sedan’ın üretiminden duyduğu mutluluğu dile getiren Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Ali Çelik, “Bugün Türkiye’de satılan her dört otomobilden üçünü ithal ettik. Ülkemizde üretilen binek modellerin sınırlı olması nedeniyle otomobil pazarındaki artış bize büyük bir ithalat yükü getiriyor. Her geçen gün artan bu talebin Türkiye yapılan üretimden karşılanması sektörde ticaret dengesini korumamızı sağlayacaktır. Bu nedenle özellikle binek otomobil alanındaki yatırımlar bizleri çok mutlu ediyor. Geçen yılın aynı dönemine göre otomobil üretimi yüzde 7, otomobil ihracatımız ise yüzde 10 oranında artış gösterdi. Ağustos ayında ise, 1 milyar 680 milyon ihracat ile tarihinin rekorunu kırdık” diye konuştu.

    Otomotiv Test Merkezi için bu yıl fren testi merkezinin ihalesini tamamlamayı hedeflediklerini belirten Çelik, “Böyle bir test merkezinin varlığı sektörde yeni tasarım ve teknolojiler geliştirmemizde önemli bir rol oynayacaktır. Yerli otomobil projesinin de otomotiv sektörüne büyük güç katacağını düşünüyoruz. Yerli otomobil projemizin amacı bir otomobil yapmaktan öte bir Türk markası oluşturmaktır. Güçlü bir Türk markasının oluşması otomobil sektörüne ve bu sektörün büyük aktörlerine güç katacaktır. Bursa’daki Otomotiv Test Merkezi’de en geç bu ay sonunda projesi onaylanmış olacak. İmalatı için ise ihalesi 3 ay içerisinde tamamlanmasını hedefliyoruz” dedi.

    Çelik son olarak ise tasarımı gerçekleştirenlere müjde verdi. Çelik, “Tasarımın merkezleri ve mevzuatları ile birlikte Türkiye’nin en önemli konularından birisi olmasını istiyoruz. Çalışanların her birinin buluşu çok değerli olarak görüyoruz. Bunların her birisine yeni kanunda yer verdik. Bu işten işi azaltan buluşlar olduğu zaman, üretimi daha verimli hale getiren ve katkı veren buluş ise, bu kim olursa olsun onların her birinin emeği olarak bunları da koyduk. Önümüzdeki dönem ilk yasa ile patent yasasını onaylayacağız” şeklinde konuştu.

    Yeni Megane Sedan’ın Oyak Renault Otomobil Fabrikaları’ndaki bu endüstriyel lansmanı, karşılıklı saygı ve güvene dayanan Renault ve OYAK ortaklığı için yeni bir adım olduğunu ifade eden Renault Grubu Avrasya Başkanı Denis Le-Vot, “Öncelikle Türkiye pazarında ve ihracat yaptığımız ülkelerde başarısıyla tanınacağından emin olduğumuz bu güzel otomobil için Oyak Renault çalışanlarını kutluyorum. Biz, Renault Grubu olarak Türk ekonomisine ve Türkiye pazarına inanıyor ve güveniyoruz. Bu vesileyle Yeni Megane Sedan’a ticari hayatında başarılar diliyorum” dedi.

    Oyak Renault Genel Müdürü Tunç Başeğmez, “Yeni Renault Megane Sedan’ın Bursa’daki Oyak Renault Otomobil Fabrikaları’nda üretilmesi için 200 Milyon Avro yatırım yapıldı. Bu yatırımlar, gerek fabrikamızda, gerekse tedarikçilerimizde yapılan yeni kalıp, ekipman ve makine yatırımları, AR-GE ve mühendislik yatırımları ile test giderlerini kapsıyor. Yeni Megane Sedan üretimi, Oyak Renault Otomobil Fabrikaları’nda 700 kişilik ek istihdam oluşturuyor. 250’den fazla çalışanımız projenin ilk aşamalarından itibaren görev aldı. Fabrikamızın mühendislik, satınalma, kalite, finans ve üretim bölümlerinde görevli onlarca arkadaşımız, projenin ürün geliştirme ve devreye alma sürecinde önce Fransa’da, sonra da fabrikamızda farklı görevler aldı. Sonuçta, altmıştan fazla yerli imalatçımızın da katıldığı yoğun, stresli ama bir o kadar da keyifli bir çalışma ortamında, bu ürünü ortaya çıkardık. Yeni Megane Sedan, tüm dünyaya Oyak Renault’dan üretilecek. Hedeflenen toplam üretim miktarımız 500 bin adet. Ürettiğimiz araçların yüzde 80’ini ihraç ediyoruz. Diğer tüm ürünlerimizde olduğu gibi, Yeni Megane Sedan’ın da motor, vites kutusu ve yürüyen aksamları fabrikamız hatlarında üretiliyor. Bu bakımdan da, Türkiye’de hem karoseri hem de mekanik aksamın birlikte üretildiği tek binek otomobil fabrikasıyız. Bu da bize ayrı bir güç ve otonomi veriyor” dedi.

    OYAK Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Taş ise, “Bizler, OYAK olarak Türkiye’ye güveniyor, dünyanın ilk 10 büyük ekonomisi içine gireceğine inanıyoruz. Ortağımız Renault ile daha çok değer üreten, daha çok yatırım ve istihdam sağlayan, hakkaniyet esasına dayalı uzun vadeli ortaklık ilişkisine önem veriyoruz.Hiç şüphe olmamalıdır ki ülkemizin ekonomisinin güçlenmesinde OYAK’ın yatırımları öncü rol oynamaktadır. Bugün üretime başlamasına hep birlikte şahit olduğumuz Megane Sedan otomobilinin de ülke ekonomisine yeni bir ivme vereceğine inanıyorum” diye konuştu.

    OYAK Genel Müdürü Savaş Erdem, Yeni Megane Sedan’ın Bursa Oyak Renault Fabrikaları’nda üretime başlamasından duyduğu heyecanı dile getirerek, “Ekonomimizin lokomotif sektörlerinin başında yer alan otomotiv sektörü bizim için büyük önem taşıyor. Oyak Renault ile üretim, Renault MAİS ile satış ve pazarlama, Orfin ile oto finansmanı alanlarında sektörümüze yön veriyor olmaktan gurur duyuyoruz. Oyak Renault’nun 5 kıtada 80’den fazla ülkeye gerçekleştirdiği ihracat ile ekonomimize her yıl 3 milyar dolara yakın katkıda bulunuyor olması bizleri ayrıca gururlandırıyor.Bugün bantlardan inmeye başlayan Yeni MEGANE Sedan’ın gerek üretim gerek ihracat ve iç pazar olarak ortaklığımıza daha büyük ivme katacağına yürekten inanıyorum” şeklinde ifade etti.

    9 renk tercihiyle piyasaya sürülen Yeni Megane Sedan’da bir önceki modele göre aracın dizaynına uygun 6 yeni renk geliştirildi. Boya tesisleri, bu yeni üründen özel olarak beklenen görünüm performansını sağlayacak çeşitli yatırımlarla modernize edildi.

    Yeni Megane Sedan’ın seri üretim başlangıç töreni, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Ali Çelik, Bursa Valisi İzzettin Küçük, Renault Grubu Avrasya Başkanı Denis Le-Vot, OYAK Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Taş, OYAK Genel Müdürü Savaş Erdem, Oyak Renault Otomobil Fabrikaları Genel Müdürü Tunç Başeğmez ve davetlilerin katılımı ile gerçekleşti.

  • İAÜ, kimyasal madde içermeyen gıda ambalajı üretecek

    İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Gıda Mühendisliği Bölümü, gıda ambalajlarındaki kimyasal tehlikeye karşı harekete geçti. Üniversite, kimyasal madde içermeyen, sağlıklı ve düşük maliyetli ambalajlar geliştirmek için çalışmalarına hız verdi.

    Gelişen gıda teknolojisiyle birlikte ambalaj sanayisi de son yıllarda önemli aşamalar kaydediyor. Ancak gıdaların korunmasını ve tüketicilere ulaşmasını sağlayan ambalajlar, zararlı maddelerden üretildiği takdirde insan sağlığı için büyük bir tehdit oluşturuyor. Uzmanlar ise gıda ambalajlarında kullanılan kimyasalların kansere yol açabileceği konusunda uyarıyor.

    İstanbul Aydın Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Gülay Baysal, ambalajların gıda ile temas ettiğinde reaksiyona geçerek yapısındaki insan sağlığına zararlı maddeleri gıdaya geçirmemesi, gıdanın tadını, görüntüsünü ve kokusunu etkilememesi gerektiğini vurguladı.

    “Gıda ambalajlarında kullanılan kimyasallar kanser, beyin tümörü ve diyabete yol açıyor”

    Kullanılacak ambalajların yüzeyinin kir tutmayan ve mikroorganizma üremesine karşı savaşabilme özelliğine sahip bir yapıda olması gerektiğini belirten Yrd. Doç. Dr. Baysal, “Gıda ambalajlarında kullanılan kimyasallar, ambalajların yıkamaya veya sıcaklığa maruz kaldıklarında beyin tümörü, kanser ve diyabet gibi çeşitli hastalıklara yol açıyor. Bu kimyasalların başında ise başlıca plastik ambalajlarda kullanılan ‘bisfenol’ gelmektedir. Bu sebeple gıda ile temas eden madde ve malzemeler kesinlikle sağlığa zararlı olabilecek hammadde ve yardımcı maddelerden üretilmemeli. Sıcaklık değiştikçe, zamanla gıdaya geçmemelidir” dedi.

    “Kimyasaldan uzak, düşük maliyetli gıda ambalajları üretme çalışmalarımız sürüyor”

    İAÜ’de düşük maliyetli gıda ambalajı üretimleri için çalışmalarının tüm hızıyla sürdüğünün altını çizen Yrd. Doç. Dr. Gülay Baysal şunları söyledi:

    “İstanbul Aydın Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü’nde yapmış olduğumuz çalışmalarla sentetik polimerlerden ve kanserojen kimyasallardan uzak, tamamen biyouyumlu ve biyobozunur malzemeler kullanarak tüketiminde sağlık riski taşımayan düşük maliyetli, anti-bakteriyel gıda ambalajları üretme çalışmalarını sürdürmekteyiz. Bu konuda patent başvurularına en kısa zamanda başvurmayı hedefliyoruz.”

  • (Özel Haber) Tamamen Yerli…hem Çamur Yakacak, Hem Elektrik Üretecek

    Bursa Büyükşehir Belediyesi, yerli tramvay, metro ve yerli uçaktan sonra elektrik üreten yerli çamur yakma tesisini de hızla hayata geçiriyor. Bursa’da 70 milyon liraya mal olacak akışkan yataklı atık çamur yakma tesisi 2,5 megavat saat elektrik üretme özelliğiyle Türkiye’de tek olacak. Başkan Recep Altepe, tesisin tek kazanda 96 ton çamur yakacağını, üretilen elektrik sayesinde tesisin 10 yılda kendisini amorti edeceğini söyledi.

    Bursa’nın daha sağlıklı ve yaşanabilir bir şehir olması gayesiyle çevre yatırımlarına ağırlık veren Büyükşehir Belediyesi, metan gazından elektrik üretimi, ana içme suyu hattı üzerine kurulan tribünler ile sudan elektrik üretimi ve güneş panellerinden elektrik üretiminin ardından şimdi de arıtma tesislerinde toplanan çamurlardan elektrik üretimi için önemli bir adım attı.

    Kısa süre önce Buski tarafından projelendirilip Doğu Atıksu Arıtma Tesisi’nde temeli atılan tesis 2017 yılının ilk aylarında faaliyete başlayacak. İnşaat alanında incelemelerde bulunan ve İhlas Haber Ajansı’na açıklama yapan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, uzun süre fizibilite çalışmaları yaptıklarını ifade ederek, “Gerçekten özellikli bir proje. Özellikle çevre konusu bizim en çok önem verdiğimiz yatırımlar. Ülke olarak da değer veriyoruz ve çevreye de sahip çıkmaya özen gösteriyoruz. Arıtma tesisi atığı olan çamurların yok edilmesi ve bertaraf edilmesi gerekiyor. Bu uzun yıllardır büyük bir sorundu. Çamurlar üretiliyor, fakat bu çamurlar bertaraf edilemiyordu. Bunların yakılması da büyük sorun oluşturuyordu. Şimdi artık bu çamuru ürettiğimiz yerde direk olarak yakıp yok edebiliyoruz. Sonunda “yaptığımız yatırım boşa gitmesin, doğru bir yatırım yapalım” diye uzun yıllar bu işin araştırmasını yaptık. Yaptığımız araştırmaların en sonunda Amerika’da bu işin sonuçlandığını burada en verimli çalışan sistemin kurulduğunu ve arıtma tesisi çamurundan aynı zamanda elektrik üretildiğini, çok verimli çalışıp, kolay başlatılıp kolay durdurulabilen sistem olarak yerinde gördükten sonra “Artık Türkiye’de uygulamasına geçelim” dedik. “Bunu biz burada yerli yaparız” dedik. Diğer konularda olduğu gibi önce biraz tartışıldı sonra kabul edildi” diye konuştu.

    10 YILDA AMORTİ EDECEK

    Bursa’nın tramvayları, metro vagonları, uçaklarını artık kendisinin ürettiğini hatırlatan Başkan Altepe, “İşte bu arıtma tesisinin, çamurunu yok etme sistemi de artık yerli olarak üretilebiliyor. Burada özellikle bizim 400 ton sıvı çamurumuz var, biz bunu katı maddeye çevirdiğimiz zaman 96 ton yapıyor. Bununda 3 bin 600 kalorisi var. Yani linyit kömürlerinin bazılarından daha da zengin. Bunu biz avantaj olarak kullanıyoruz. Bu akışkan yataklı kazanlarımızda ilk etapta sistemi çalıştırmak için doğalgaz kullanıyoruz. Startı doğalgazla verip kazanımız 850 dereceye kadar yükseliyor. 850 dereceden sonra sistem normal rejime giriyor. Proses çalışıyor ve bundan sonra 3600 cal olan çamur aynı bir kömür gibi yanmaya başlıyor. İçeriye üflenen 600 derecelik hava ile birlikte kendi kendini yakıyor. Ve güzel bir sistem oluşuyor. Burada çamur kendi kalorisiyle yanıyor ve saatlerce, günlerce aylarca bu yanma devam edebiliyor. Kazanın sıcaklığını direk eşanjörlere vererek buhar üretiyoruz. Atık ısıda üretilen buhar burada tribünlere giderek elektrik enerjisine dönüşüyor. 2.5 megavat saat burada günlük elektrik üretiliyor ve tesisin yaklaşık maliyeti 70 milyon lira. Ürettiği elektrikle aynı zamanda 10 yada 12 yılda kendisini amorti etmiş oluyor” diye konuştu

    TÜRKİYE’NİN DİĞER ŞEHİRLERİNE ÖRNEK OLACAK

    Tesisin çok verimli ve kaliteli olduğunu kaydeden Başkan Altepe, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çevre dostu olan bu uygulamayı diğer şehirlerde de uygulayacağız. Burada en önemli kısmı baca emisyonu. Baca emisyonundaki karbon gibi diğer ağır metaller devamlı ölçülüyor. Buradaki ölçülenlerin AB standartları ve Şehircilik ve Çevre Bakanlığının standart ve kriterlerine uyması gerekiyor. Bu konuda devamlı olarak kontrol sistemimiz var. Oturduğumuz yerden online kontrol sistemiyle birlikte baca gazını ölçüp gözlemleyebiliyoruz. Çevreye zarar vermeyecek şekilde burada yanma sağlanıyor. Gerektiği zaman çok sıkıntı çekilirse doğalgaz takviyesi de yapılmış olunuyor. Bu sistem çevre dostu olan çok verimli bir sistem. İnşallah Ocak ayında burada denemeler başlamış olacak. Denemelerden sonra da üretime geçmiş olacağız. Artık günlük ürettiğimiz 60 ton çamuru burada yakmış olacağız. Bir yandan da elimizdeki diğer çamur rezervini de burada tüketmiş olacağız. Örnek bir uygulama, yüksek bir teknoloji. Bu uygulama daha sonra Tüm Türkiye’ye yayılacak. Ve tüm dünyaya da artık aynı teknolojiyi satacağız. Artık dünyaya döviz vermeyeceğiz. Bizler kazanmış olacağız, yurt içinde kazandığımız dövizlerimiz de yurt dışına gitmeyecek. Bu yüksek teknolojik ürünü burada gerçekleştirmek ve bunu başarmak önemliydi. Şimdiden tüm ülkemiz ve tüm çevre dostları için tüm kurumlarımız için hayırlı olsun diyoruz “