Etiket: Unutulmaya

  • (Özel Haber) Unutulmaya yüz tutmuş mekanik saatlere talep artıyor

    Yüzyıllardır kullanılan ancak, teknolojinin ilerlemesiyle beraber unutulmaya yüz tutan mekanik saatlere talep artıyor.

    Dijitalleşen dünyayla mekaniğin tahtının sallanması, yüzyıllardır kullanılan mekanik saatleri de vurmuştu. Ancak, kalitesi ve uzun ömürlü olmasıyla öne çıkan mekanik saatlere son yıllarda talep tekrardan arttı. Nesiller boyu kullanılabilen dayanıklı mekanik saatlerin fiyatları 500 lira ile 10 milyon Türk lirası arasında değişirken, her zevke ve tarza göre özel yapım yaptırılabiliyor.

    Bursa Kapalı Çarşı’da 30 yıldır saat tamiri yapan Vedat Ergün, mekanik saatlere olan talep artışından memnun. Kurma saatleri ve cep saatlerini tamir ederken daha fazla keyif aldığını ifade eden Ergün, her cebe uygun kurma saatin mevcut olduğunu dile getirdi.

    Geçtiğimiz yıllarda mekanik saat fabrikalarının farklı amaçlarla kullanıldığını söyleyen Ergün, “Mekanik saat fabrikalarının bir zamanlar tavuk kümesi olarak kullanılmaya başlandığını duymuştuk. Şimdi mekanik saatlere talep tekrardan canlandı. Dünyanın her yerinde mekanik saate rağbet var” dedi.

    Mekanik saatlerin üretimindeki artışla beraber usta ihtiyacının da artacağını belirten Ergün, yeni nesil saat tamircilerinin yetişemediğini söyledi. Ergün, “Saat tamircisi artık yetişmiyor. Biz de bu işe gönül vermiş insan bulmakta zorlanıyoruz. Bulsak da bu işi öğretecek usta az. Biz zamanında birkaç arkadaşımıza öğrettik. Birkaç insan daha yetiştirmek nasip olur inşallah” diye konuştu.

    Kendi mesleğini çok sevdiğini ve para için yapmadığını söyleyen Ergün, ömrünün yettiğince kurma saat tamirciliğine devam edeceğini sözlerine ekledi.

  • Unutulmaya yüz tutmuş yemekler bu yarışmada

    Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Yöresel Yemek Yarışması’nda unutulmaya yüz tutmuş yemekler jüri üyelerinin beğenisine sunuldu. Festival kapsamında Sebze ve Meyve Oymacılığının tarihsel süreci de anlatıldı.

    Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı tarafından faaliyete geçirilen “Yemekte Şehrin Bilgeleri” Yöresel Yemek Festivali final programı İzmit’te özel bir alışveriş merkezinde başladı. Festivalde unutulmaya yüz tutmuş birçok yemek jüri üyelerinin beğenisine sunuldu. Vatandaşlarda hazırlanan yemekleri tadarak değerlendirmelerde bulundu.

    Festival kapsamında Osmanlı döneminde ahşap boyamacılığı olarak başlayan ve günümüze sebze ve meyve oymacılığı olarak devam eden sanatın gösterimi yapıldı. Birçok vatandaşın meraklı gözlerle takip ettiği sebze ve meyve oymacılık sanatının tarihsel ve kültürel süreçleri de anlatıldı.

    Sebze ve meyve oymacılık sanatının tarihi sürecinden bahseden sebze ve meyve oymacılığı ustası Yunus Karatay, “Osmanlı döneminde Ahşap Sebze ve Meyve oymacılığı bize Osmanlı döneminde Ahşap boyamacılığından kalmıştır. Osmanlı döneminde atalarımız ahşap oymacılığını ustalıkla yapmış oldukları için günümüze de bu şekilde gelmiştir. Bizim bu mesleğinde kullandığımız el hareketleri o dönemden gelmiştir. Şu an yurt dışında çok güzel bir şekilde sebze oymacılığı var ama bizim insanlarımız üstüne çok durmadığı halde biz de onlar kadar güzel yapabiliyoruz” dedi.

    2 gün sürecek olan Yöresel Yemek Festivali jüri üyeleri tarafından yapılacak değerlendirme ile seçilecek ve pazar günü düzenlenecek ödül töreniyle ödül alacak.

  • Çocuklar unutulmaya yüz tutmuş oyunları oynadılar

    Samsun Büyükşehir Belediyesi, unutulmaya yüz tutmuş çocuk oyunlarını hatırlatmak için bir etkinlik düzenledi.

    Samsun Büyükşehir Belediyesi Samsun Kent Müzesinde “23 Nisan ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” etkinlikleri kapsamında unutulmaya yüz tutmuş eski oyunlar çocuklara oynatıldı. Programın açılışında konuşan Samsun Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Necmi Çamaş, “Samsun karanlığın aydınlığa doğduğu, Türk milletinin esaret zincirlerini kırdığı, modern Türk Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yolda ilk adımın atıldığı kenttir. Bu kentin çocuklarına böyle coşkulu bir 23 Nisan yakışırdı. Aranızda benim yaşımda olanların özlemini duyduğu bayramlar var. Aramızda dedelerimizin, ninelerimizin, babalarımızın, ablalarımızın yaşadığı bayramların özlemini çekenler var. ‘Hani nerede bizim çocukluğumuzun bayramları’ diyenler için Samsun Büyükşehir Belediyesi Kent Müzesi olarak bu güzel etkinliğin 2’ncisini hep birlikte yapıyoruz. Umuyorum ve diliyorum ki, bu etkinlik sonsuza kadar devam edecektir. Her santimetre karesinde dedelerimizin kanının yoğrulduğu bu toprakların ve bayrağımızın kıymetini bilin. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere, yeryüzündeki bütün dünya milletlerinin çocuklarına armağan ettiği tek çocuk bayramıdır” dedi.

    Konuşmaların ardından çocuklara unutulmaya yüz tutmuş oyunlardan çuval yarışı, ip atlama, sek sek, uzun eşek, yakar top, topaç ve halat çekme gibi oyunlar oynadı.

  • Trabzon’da unutulmaya yüz tutmuş meyve türleri yeniden üretilecek

    Trabzon’da unutulmaya yüz tutmuş bazı meyve çeşitlerinin yeniden üretilmesi için Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu ile İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Cahit Gülbay arasında bir işbirliği protokolü imzalandı.

    İmza töreninde konuşan ve unutulmaya yüz tutmuş meyve çeşitlerinin üretilmesi için yapılacak çalışmaları sıralayan İl Müdürü Gülbay, il genelinde unutulmaya yüz tutan meyve türlerinden olan ağaçları tespit ettiklerini ve bu ağaçlardan fidan alarak üretimi sağlayacaklarını kaydetti. Gülbay, “18 ilçemizin çok farklı bölgelerinde tespit etmiş olduğumuz meyve çeşitlerimizden gerek çelik alma yöntemiyle gerekse tohumla ve aşılama yöntemiyle bu çeşitleri alacağız. İnşallah önümüzdeki süreçte bunları köklendirdikten sonra fidan uygun hale geldiğinde inşallah vatandaşlarımıza dağıtacağız. Bizlerden her zaman diğer bölgelerde yetişen meyvelerin fidanları değil de, bu bölgeye has meyvelerin fidanları talep edilir. Bu nedenle üreteceğimiz fidanlara ciddi bir talep olacağını öngörüyoruz. Bu işleri profesyonel yapan fidancıların bu işi örnek alarak daha yüklü miktarda üretim yapacağını tahmin ediyoruz. Bölgemizde Bakanlığımızın Tarımsal Araştırma Enstitüsü var. Bu enstitüde görev yapan uzmanlarımızı da projeye dahil edeceğiz. İleri ki aşamalarda ticari değeri olan birkaç çeşidi de ön plana çıkarmayı düşünüyoruz. Örnekleri aldığımız ağaçların koordinatlarına kadar her türlü bilgilerini kayıt altında tutacağız. Meyve dönemlerinde de takibini yapacağız ve bu çalışmayı devam ettireceğiz. Bu çalışmada görev alan tüm arkadaşlarımıza ve Sayın Büyükşehir Belediye Başkanımıza teşekkür ediyorum” diye konuştu.

    “Yaylalarımıza çıktığımızda, ormanlarımıza yürüdüğümüzde öyle endemik türlerimiz var ki dünyanın hiçbir yerinde yok”

    Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu da yaptığı değerlendirmede, söz konusu projenin kendisini çok mutlu ettiğini söyledi. Gümrükçüoğlu “Trabzonumuz 5 bin yıllık tarihiyle tarımda, gıdada, hayvancılıkta çok özel türlere sahip olan farklı bir bölgedir. Yaylalarımıza çıktığımızda, ormanlarımıza yürüdüğümüzde öyle endemik türlerimiz var ki, dünyanın hiçbir yerinde yok. Bir bakıyoruz bazı meyve türlerimizde onlardan. Ben bu projeyi gördüğümüzde çocukluğumu ve büyüklerimizin bize anlattıklarını hatırladım. Çok sembolik isimler var, mesela Demir elması. Zamanında bizim köyümüzde, arazimizde Demir elması vardı. Bu elma buzdolabı kullanılmadan yaza kadar evimizde dururdu ve tüketilirdi. Yomra elması, Laz elması, kış armudu, kokulu üzüm, kiraz armudu, orak armudu, bayrak armudu, değirmen armudu gibi çeşitlerimiz bizim çok önemli varlıklarımız. Hem bunların yaşatılması ve bazı türlerinin de ticari değerinin arttırılması projesidir bu. Bunun ötesinde de büyük bir adımı daha var. Burada bazı yerel çeşitler ve yabanı türler, ekonomik değeri olan bitki ve hayvanların gen rezervi durumundalar. Onlar yaşatılmazsa diğer değerlerde kaybolabiliyor. Yerel türlerin yok olması gen havuzunun daralmasına yol açıyor. Tüm bu çalışmalardan ötürü gerek Belediyemizin ve İl Tarım Müdürlüğümüzün görevlilerine İl Müdürümüze, Genel Sekreter Yardımcımıza, Daire Başkanımıza teşekkür ediyorum. Bu çalışmayla gurur duyuyorum” ifadelerini kullandı.

    Trabzon’da Unutulmaya Yüz Tutmuş Bazı Meyve Çeşitlerinin Üretilmesi İşbirliği Projesi işbirliği protokolü, gerçekleştirilen konuşmaların ardından Başkan Gümrükçüoğlu ile İl Tarım ve Hayvancılık Müdürü Gülbay arasında imzalandı.

    Proje kapsamında yerel meyve türlerine ait çelik ve gözler, İl Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü ziraat mühendisleri tarafından Trabzon’un değişik bölgelerinden toplanacak. Yabani çöğürler Büyükşehir Belediyesi tarafından satın alınıp yine aşılama işlemleri Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılacak. Tüm bu çalışmalar Büyükşehir Belediyesi’nin Esiroğlu Mahallesi’ndeki fidanlığında gerçekleştirilecek. Üretilen fidanlar ilk etapta belediyelerin park ve bahçelerine dikilecek ardından vatandaşlara ücretsiz olarak dağıtılacak. 3 yıl sürecek olan proje kapsamında 2017 yılı içinde 8 bin meyve fidanının üretilmesi planlanıyor.

  • Unutulmaya yüz tutmuş kalaycılık, kurbanda kavurma ile hayat buluyor

    Mutfaklarda bakırın yerini çelik, alüminyum, teflon ve granit gibi malzemelerden yapılan eşyaların alması kalaycılık mesleğine olan ilgiyi her geçen gün azaltırken, kurban bayramlarında kavurmanın bakır tencerelerde yapılma isteği bu mesleği biraz da olsa canlı tutuyor.

    Teknolojinin gelişmesiyle beraber, mutfaklarda bakırın yerini çelik, alüminyum, teflon ve granit gibi malzemelerden yapılan ev eşyalarının her geçen gün daha fazla kullanılması, yaklaşık milattan önce 3 binli yıllara dayanan kalaya, bakıra olan ilgiyi iyice azalttı. Ancak Denizli’de kalaycılık, bakırcılık mesleğiyle uğraşanlar ustalar, yaz aylarında salça yapımı, düğün, mevlit ve özellikle kurban bayramlarında kavurmanın bakır kaplarda yapılma isteği, kullanılan kazanların kalaya ihtiyaç duyması az sayıda kalan bu işi yapan ustaların yüzünü güldürüyor. Eski tatları özleyenler, yoğurt yapmak isteyenler ve kurban kavurmasını bakır kaplarda yapmayı isteyenlerin sayesinde, kalay ustaları bugünlerde fazladan mesai yapıyor.

    Kalaydan yapılan kaplardaki yoğurdun tadı için tabak kalaylatmaya geldiğini belirten 52 yaşındaki Ali Demiray, “Yoğurdu çok güzel olur içerisinde annemiz yoğurt çalardı zamanında çocukluğumuzda zamanında. Lezzeti bir başka olur yani diğer normal plastik kapların içerisinde çalınan yoğurda hiç benzemez. Tavsiye ederim bunu da. Mesela ben geçen hafta çaldırdım bu yoğurttan şeyin içerisinde mesela bilmeyenler şaşırdı bu yoğurdun lezzeti nereden geliyor gibisinden, hiç yemedik bu şekilde gibisinden dedim bu bakır kap bunun içerisinde de çalınan yoğurtlar, çok lezzetli olur. Herkes de ilgi duydu bundan gerçekten de çok lezzetli olur bununla yapılan ne bileyim içerisinde keşkek yapardı annemiz, aşure yapardı çocukluğumuzda çok başka olurdu yani. Tabi ki şimdi artık bunlar bitti, devir değişti ama tabi ki bunu zamanında bilenler hala daha devam ettiriyor” dedi.

    “3-5 usta kaldık”

    Koskoca çarşıda sadece elle sayılır ustanın kaldığını, bu mesleğin bitmeye doğru gittiğini belirten 63 yaşındaki kalay ustası Ali Akın, “Eskiden buralarda kulaklarını tıkıyordu insanlar girdiği zaman. her dükkanda 3- 5 tane kişi oluyordu. Bu arastanın içinde şimdi yok bir tane işte. Eskiden iyiydi güzeldi eskiden. O zaman maden yoktu alüminyum falan yoktu, yeni şeyler yoktu. Vardı da hani buralarda yoktu belki. Buralara düştü ondan sonra bu işte bitti yani. Şimdi işte gördüğünüz gibi birer ikişer tane şeyle vakit geçiriyoruz burada. Öyle bir şeyli iş yok yani devamlı” diye konuştu.

    “Eskiden bu çarşıdan herkes kulaklarını tıkayarak geçerdi”

    Eskiden bu çarşıdan kalabalıktan geçilmediğini, şimdi ise kimsenin pek uğramadığını belirten 65 yaşındaki bakır ustası Ali İhsan Orhan ise, “63 senesinde geldik, 78’e kadar çıraklık yaptık. Askerden geldik başladık bakırcılığa 85’e kadar bakırcılık yaptık. 85’e kadar çok güzel işlerimiz vardı, çok güzel bakır satılıyordu. 85’te cam sanayi fabrikası kuruldu, bizim bakır düştü gitti. Herkes alüminyum alıyor, paslanmaz alıyor, çelik alıyor derken bizim de yaş geçti işte buralarda böyle vakit geçiriyoruz. Meslek çok güzel bir meslek idi eskiden yani bir dükkanda 10 çırak- 15 çırak vardık takırtıdan buralardan millet kulağını tıkayarak geçiyordu şimdi artık herkes kendi başına çalışıyor bizim yaş olmuş 65 bundan sonra bitiyor yani yavaş yavaş biz de gittik mi bakırcılığın nesli kalmıyor artık. 80 tane usta vardı belki 110 -120 tane çırak vardı bunların hepsi bitti artık şimdi 2 kişi kaldık, 2 kişi bakırcı var, dört kişi kalaycı var, bu kalaycı bakırcı bitti miydi her şey bitiyor artık” diye belirtti.

    “Bayram önü olması nedeniyle biraz güzel işler”

    Herkes alüminyum, paslanmaz, çelik malzeme kullanmaya başladığını ama eski tadını bu eşyalarda bulunmadığını ifade eden bakır ustası Orhan, “Şu anda bayram önü iyi güzeldir. Şu bir ay için güzel çünkü neden güzel salça zamanı, ekşi zamanı efendim aşçılar yemek yapıyor bunlar bu bir iki ay işimiz güzel olur ondan sonra yatarız artık. İş biter yani iş olmaz yani. Tabi şimdi bayramlarda kavurma için bakır deriz biz ona bakırda kavrulan pişen yemek tadından yenmez. Alüminyum da pişir, paslanmaz da pişir bir tadına bak hangisi daha tatlı hangisi daha güzel. Bakır daha güzeldir yani. Eski nesillerimiz, eski nenelerimiz devamlı bakırda yerdi, bakır getirirdi bakır kalaylattırırdı ama şimdiki nesil bulaşık makinesi var ya tabi bakır bulaşık makinesinde yıkanmadığı için hani paslanmaz, melamin hemen yemeği yiyecek makineye atacak keyfine bakacak ama eski insanlarımız öyle değildi eski insanlarımız küllen yıkardı bulaşığı. Şimdi artık bulaşık ilaçları çıktı bulaşık ilaçları yemeğin yağını çıkarmıyor bile. Yani şimdi kavurma leğenleri var en çok bayramda kalaya gelen kavurma leğenleri. Çanak çömlek bunlar bitti artık da kavurma leğeni geliyor en çok yani. İhtiyarladığın zaman zor geliyor, gençlikte hiç geliyordu. Gençlik bitti ihtiyarlık başladı zor gelmeye başladı yani bu yani. Gençlikte her şey kolay oluyor ama yaş geçtiğinde her şey zor geliyor” dedi.