Etiket: Unsurları

  • AK Partili Şahin: “Türk Silah Kuvvetleri’nin unsurları Suriye’de kalıcı değildir”

    AK Parti Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin, Suriye’nin toprak bütünlüğü çerçevesinde terörle mücadele etmek için sınır ötesinde operasyon başlatıldığını söyleyerek, “Türk Silah Kuvvetleri’nin unsurları Suriye’de kalıcı değildir. Teröre haddini bildirmek için, terör örgütlerine yaptıkları mezalimin, yanlışın hesabını sormak için oradalar” dedi.

    Karabük’te “Şehitlere Saygı Yürüyüşü ve Mehmetçikle El Ele Mitingi” düzenlendi. Atatürk Anıtı önünde ellerinde Türk bayraklarıyla toplanan binlerce vatandaş, belediye bandosu eşliğinde “Ne mutlu Türküm diyene” sloganlarıyla kent meydanına kadar yürüdü. Karabük Valisi Mehmet Aktaş, AK Parti Karabük milletvekilleri Mehmet Ali Şahin ve Burhanettin Uysal, Garnizon Komutanı Jandarma Kıdemli Albay Cihan Ulukaya, Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Mehmet Ceylan, Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Fatih Ağca, Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Refik Polat, İl Emniyet Müdürü Serhat Tezsever, kurum amirleri, askeri erkan, akademisyenler, Sağlık, Orman ve İl Emniyet Müdürlüğü personeli ile KARDEMİR işçilerinin de katıldığı yürüyüşe çok sayıda Off-Road araçları eşlik etti. Yaklaşık 2 kilometrelik yürüyüşün ardından kent meydanında halka hitap eden AK Parti Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin, ihtilaf devletlerinin 94 yıl önce imzaladıkları Sevr Antlaşması’nı büyük bir zaferle yırtarak kabul etmediklerini, Kurtuluş Savaşı ve cumhuriyeti kurarak bu anlaşmayı yırttıklarını ancak bazı ülkelerin bunu hala yırtmadığını ve çekmecelerinde muhafaza ettiklerini söyledi. “PKK terör örgütü bize niye saldırıyor? Pensilvenya’dan yönetilen FETÖ, 15 Temmuz’da neden darbe girişiminde bulundu? Bu IŞİD, DAEŞ denen örgüt bize niye saldırıyor biliyor musunuz?” diyen Şahin, “Onlar taşerondur. Onlar Sevr’i yeniden hortlatmak isteyenlerin taşeronudur. 94 yıl önce kendi orduları ile geldiler bize diz çöktüremediler. Şimdi taşeronları ile o terör örgütleri ile geldiler, bize diz çöktüreceklerini zannediyorlar. Başaramayacaklar. 94 yıl önce de başaramadılar, şimdi de başaramayacaklar” diye konuştu.

    “Türk Silah Kuvvetleri’nin unsurları Suriye’de kalıcı değildir”

    Suriye’nin toprak bütünlüğü çerçevesinde terörle mücadele etmek için sınır ötesinde operasyon başlatıldığını kaydeden Şahin, “Çünkü, bu terör örgütleri oradan sürekli olarak sınır köylerimize bomba atıyorlar, füze fırlatıyorlar. Dolayısıyla BM’nin şartları ve yazılı metinleri gereği sınırlarımızı korumak bizim görevimiz. Türk Silah Kuvvetleri’nin unsurları Suriye’de kalıcı değildir. Teröre haddini bildirmek için, terör örgütlerine yaptıkları mezalimin, yanlışın hesabını sormak için oradalar. Bir şehidimiz oldu, inşallah arkası gelmez. Oradaki görevimizi tamamlar ve Silahlı Kuvvetlerimiz kazasız belasız ülkemize geri döner. 780 bin kilometre vatan toprağını korumak ve bir tek çakıl taşının kimseye verilmemesi konusunda milletçe güvenlik güçlerimizle inançlıyız, kararlıyız. Geleceğe güvenle bakalım. Sevr’i bize yeniden dayatmak isteyenler var. Geçmişte başaramadılar, şimdi de başaramadılar” dedi.

    “Tercihte bulunacaksınız, ya siyaset ya silah”

    Milletvekili Şahin, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Bizim üzüntümüz, bizim içimizden çıkan insanları kandırarak, onların kafalarını ve gönüllerini infial ederek bize karşı onları kullanıyorlar. Ne diyelim, biran önce akılları başlarına gelsin. Hangi milletin, hangi ülkenin bölünmesi için bir eylem içerisinde olduklarını fark etsinler. Onların fark edecekleri yok, işte siyasi uzantılarının eş başkanlarından bir tanesi TSK Mendiç’e girmesin diyor, içeride hadiseler olur. Siz nasıl bir milletvekilisiniz. Senin oy aldığın insanların yaşadığı köyler, kasabalar, oradan atılan füzelerle bombalarla zarara uğruyor. Onları susturmak için Silahlı Kuvvetler oralara giriyor, sen onların yanında yer alıyorsun. İstanbul Yenikapı’da şehitleri anma ve demokrasiye sahip çıkma mitingi yapıldı. 3 siyasi parti lideri Cumhurbaşkanımızın daveti ile oradaydı. Dediler ki parlamentoda başka bir parti daha var HDP, onun genel başkanı niye orada yok. Oradaki 3 siyasi parti ve onların genel başkanları sırtlarını millete dayamış partilerdi. Sırtlarını terör örgütüne dayamış olanların orada tabii ki yeri olamayacaktır. Sizde terör örgütlerine sırtlarınızı dayamış olduğunuz o görüntüden vazgeçin. Tercihte bulunacaksınız, ya siyaset ya silah. Hem siyaset, hem silah olmaz. Böyle olursan Yenikapı’ya da davet edilmezsin, hiçbir yerde hükmün olmaz. O bakımdan bütün bu yaşananlardan herkes gerekli sonuçları çıkarmalıdır.”

    Mitingde Vali Aktaş, Milletvekili Usal ve Bakan Yardımcısı Ceylan da birer konuşma yaptı.

  • İlahiyatçı, Sosyolog Erdoğan: “Camilerdeki Reklam Unsurları Kaldırılmalı”

    İlahiyatçı ve Sosyolog Erol Erdoğan, huşu ve estetik için cami içleri ve bahçelerin reklam alanı olmaktan kurtarılması gerektiğini söyledi.

    Erol Erdoğan, CF dergisindeki yazısında, büyük şehirlerdeki selâtin camilerinden köy camilerine hatta yollardaki mola mescitlerine kadar irili ufaklı her ibadet mekânının reklam alanı olarak kullanılmasının üzücü olduğunu belirterek, “Camilerdeki en masum reklam aracı saat ve takvimler. Minber ve mihrabın yanına veya dış cemaat yerine asılan saat ve takvimler estetik olmadığı gibi kasap dükkânından AVM’ye, otobüs firmasından kuyumcu esnafına kadar çeşit çeşit reklamlar içeriyor. Bazen küçücük bir camide 2-3 takvim yan yana asıldığı oluyor. Camilerdeki reklam araçları takvim, imsakiye, saatle sınırlı değil. Mesela namaz vakitlerini gösteren çizelgeler var. Bakıyorsun altında bir bilgisayar firması reklamı var. Bir köşede 32 farz tablosu var; altında bir manav veya elektrikçi reklamı. 54 farz kâğıdının altında da bir yayınevi logosu. Başka bir yerde bir hilye tablosu var. Onun da altında bir çiğköfteci ya da esnaf lokantası adresi” dedi.

    Camilerde klimanın cemaati rahatlattığını belirten Erdoğan, “Fakat altındaki ‘Bu klimayı filan bağışladı’ ibaresi olmasa daha güzel olacak. Başka bir duvarda, altında bir tur şirketinin adresi olan Kâbe fotoğrafı. Peygamber aleyhisselam “Dünyaya veda eden kişinin namazı gibi namaz kıl” buyurmuş. Biz ise bazı dünyalıkların namaz mekânına ‘bir şekilde’ iliştirilmesi ile karşı karşıyayız. Bir de her yerde ‘görünür’ olmayı prensip edinmiş belediyelerimizin camileri reklam alanı gibi kullanma alışkanlıkları var. Mesela tarihi camiler. Belki Mimar Sinan’ın, belki Sedefkâr Mehmet Ağa’nın ya da Atik Sinan’ın eseri bir cami düşünün. Yaptıranı bir padişah veya ona eş bir tarihi şahsiyet. Her birine emek verilmiş kocaman kocaman eserler. Her biri sanat eseri, her biri asırlardır koruna koruna bugüne kadar gelmiş. Bazısı iki minareli, bazısı dört minareli. Milyonlarca insan asırlardır o camilerde saf tutmuş, namaz kılmış. Bu camilerin çoğunda mimarının veya yaptıranının kim olduğuna dair avuç içi kadar bile tabela yer almazken, caminin avlusuna kondurulmuş tente güneşliğin üzerine büyük harflerle “filan belediye” yazılmış. Hem de tentenin her yerine; sağına, soluna, direğine, cıvatasına” dedi.