Etiket: Üniversiteye

  • Üniversiteye yerleşemeyenler için ek kontenjan müjdesi

    ÖSYM, üniversitelerin 2016 boş kontenjanları listesi ve ek yerleştirme takvimini açıkladı. Harran Üniversitesi’nde boş kontenjan sayısının 917 olduğu öğrenildi.

    Üniversitelerde boş kontenjanların 2016 verileri ÖSYM tarafından açıklandı. Harran Üniversitesi LYS sonuçlarının açıklanmasının ardından açıkta kalan öğrenciler için 917 boş kontenjan kaldığını duyurdu. Harran Üniversitesi’nden yapılan açıklamada, boş kontenjanların 299’unun lisans, 618’inin ön lisans programları olduğu belirtildi.

    Ülke genelinde Devlet üniversitelerindeki boş kontenjan sayısı 34 bin 468 iken, vakıf üniversitelerindeki boş kontenjan sayısı 18 bin 538 oldu.

    Yerleştirme sonuçlarına göre, 4514 adayın tercih ettiği Harran Üniversitesine lisans ve ön lisans programlarına 3892 aday kayıt yaptırdı.

    Ek yerleştirme başvuruları ve başvuru ücreti

    Merkezi yerleştirmede kontenjanı dolmayan veya kaydolmama nedeniyle boş kalan kontenjanlara, ÖSYM tarafından ek yerleştirme yapılacağı bildirilirken, ek yerleştirme ücreti 15 TL olarak açıklandı. Tercihler 26 ile 30 Ağustos tarihleri arasında alınacak. Ek yerleştirmeye bir yükseköğretim kurumuna ilk merkezi yerleştirmede yerleşen adaylar katılamayacak. Bu adaylar yerleştikleri kurumlara kayıt yaptırmamış bile olsalar ek yerleştirmeye katılma haklarına sahip değiller. Ek yerleştirme kayıtları da 6 ile 9 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilecek.

  • 72 yaşında üniversiteye kayıt oldu

    72 yaşındaki Şevki Kılıç, Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nü kazanarak kaydını yaptırdı.

    Şevki Kılıç’ın kaydını Rektör Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu yaptı. Şevki Kılıç’ın Üniversiteye kayıt olması ile ilgili konuşan Rektör Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu, “72 yaşına rağmen okumaktan vazgeçmeyen, bu örnek davranışından dolayı kendisini kutluyorum” dedi. Prof. Dr. Tabakoğlu ayrıca üniversite yayınlarından oluşan bir paketi Kılıç’a hediye edip, bundan sonra da yayınlanacak olan kitaplardan kendisine hediye edileceğini belirtti.

    İkiz kardeşler de kayıt yaptırdı

    Trakya Üniversitesini kazanan ikiz kardeşler de kayıtlarını beraber gerçekleştirdi. İzmir’den Edebiyat Fakültesi Balkan Dilleri Boşnakça Bölümünü kazanan Harun Karagöz ve Arnavutça Bölümünü kazanan ikiz kardeşi Çağatay Karagöz ile İstanbul’dan İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümünü kazanan Ömer Çelik ve ikiz kardeşi Ekonometri Bölümünü kazanan Uğur Çelik de beraber kayıtlarını gerçekleştirdi.

  • Nevvar Salih İşgören Vakfı’ndan Üniversiteye Yurt Binası

    İzmir’de özellikle bilim, sağlık ve eğitim alanında önemli projelere imza atan Nevvar Salih İşgören Vakfı, Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) ile beraber büyük bir yatırım için çalışma başlattı. Üniversitenin Balçova’daki sağlık kampüsü içinde 8 katlı öğrenci yurdu ve bilim adamlarının konaklayabileceği merkezin yapımı için ilk imzalar, İzmir Valisi Mustafa Toprak’ın da katıldığı protokol töreninde atıldı. Yurda Nobel ödüllü bilim adamı Aziz Sancar’ın adının verilmesi planlanıyor.

    İzmir Valisi Mustafa Toprak’ın makamında düzenlenen imza törenine Nevvar Salih İşgören Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Ömer Şener, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Erol Urgun, Denetim Kurulu Başkanı Ünal Ödemiş, Genel Koordinatör Berna Şahin, DEÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Füzün, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Halil Köse, Rektör Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Kenan Kırkpınar ve Genel Sekreter Abidin Öztürk katıldı.

    DEÜ Rektörü Füzün yaptığı konuşmada, “Bu proje tamamlandığında gençlerimizi kendi bağrımızda tutabilme şansı bulacağız. Yurdun bir kısmında buraya doktora için gelen özellikle yabancı konuklarımızı misafir etme şansı yaratılacak. Hatta fırsat kalırsa bizim asistanlarımız da 4 yıllık ihtisasları döneminde buradan faydalanabilecek. Dolayısıyla böyle bir yapı Dokuz Eylül Üniversitesi’ne, oradaki sağlık kampüsüne çok büyük bir hizmet sunacak. Ben de kar amacı gütmeden bu çalışmaları yapan Nevvar Salih İşgören Vakfı yönetimine bir kez daha teşekkür ediyorum” dedi.

    “YURT PROJESİ İÇİN PROTOKOL YAPMANIN MUTLULUĞUNU YAŞIYORUZ”

    Nevvar Salih İşgören Vakfı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Erol Urgun da, Vali Mustafa Toprak’ın destekleri ile kısa sürede 8 önemli protokol imzaladıklarına dikkat çekerek şöyle konuştu: “Bu konuda bize verdikleri destek nedeniyle kendilerine bir kez daha teşekkür ediyoruz. Nevvar Salih İşgören Vakfı olarak yatırımlarımızın yüzde 90’ını kamuya yönelik yaparken, kalan yüzde 10’luk dilimi de yine kamudan gelen taleplere yönelik değerlendiriyoruz. Dokuz Eylül Üniversitesi ile son olarak geçtiğimiz günlerde sağlık kampüsü içinde Genom Merkezi’nin tamamlanmasına yönelik çok önemli bir projeye imza atmıştık. Şimdi de bu kampüste eğitim gören öğrencilere yönelik yurt projesi için protokol yapmanın mutluluğu yaşıyoruz. Burası bir öğrenci yurdu olmanın yanı sıra, bilim insanlarına da hizmet veren her türlü imkanıyla modern bir yaşam alanı olacak.”

    İzmir Valisi Mustafa Toprak ise son 10 günde özellikle DEÜ’ye, Nevvar Salih İşgören Vakı tarafından hayırseverlerin adlarının yaşatılmasına yönelik önemli katkılarda bulunulduğuna dikkat çekerek, “Bilginin teknik alanda, teknolojiye yönelik kullanılmasını çok önemsiyoruz. Bilginin iyi bir şekilde kullanılması ülkemizin, devletimizin var olma sebebidir. Aynı zamanda bu, insanlarımızı mutlu ve müreffeh yaşatmanın da temelini teşkil ediyor. Hayata geçirilecek bu proje Dokuz Eylül Üniversitesi sağlık kampüsüne yakışmıştır. Bu yurtla birlikte oradaki gençlerimiz, bilim insanlarımız inşallah gelecek için hayırlı projeler gelişmesi adına ciddi katkılar sunarlar. Son dönemde bu konulara daha da yoğunlaşan Nevvar Salih İşgören Vakfı’na da bu manada çok teşekkür ediyorum. Vakıflar kendi amaçları doğrultusunda hareket ederler ama siz bir taraftan rahmetli Nevvar ve Salih İşgören’in sizlere emanet ettiği kaynakları hem değerlendirebilmek adına, hem de değerlenen kaynakları faydalı; bilim yararına, ülke yararına, teknoloji yararına insanlık yararına işlere yönlendirebiliyorsunuz. Bu vesile ile rahmetli Nevvar ve Salih İşgören’imizi rahmetle, saygıyla anıyorum” şeklinde konuştu.

    İşbirliği protokolünün çok olumlu sonuçlar doğuracağına inandığını ifade eden Vali Toprak şunları söyledi:

    “Üniversitelerimizin iyi olması, vakıflarımızın verdiği destek İzmirimiz adına bir güzellik. Dolayısıyla İzmirimizde böyle üniversitelerin çalışmaları ve çabaları, öğretim üyelerimizin ve bilim insanlarıyla olumlu ve güzel işlere konu olması; aslında Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin 78 milyon onurlu, gururlu her bir ferdinin gurur kaynağıdır. Vakfımızı da tebrik ediyorum. Sadece 9 Eylül Üniversitesi değil, ilimizde desteklenmesi gereken, dokunulması gereken, kurumlara verdikleri desteğin yanı sıra isabetli projeleri de verdiğiniz destekle taçlandırıyorsunuz.”

    HEM ÖĞRENCİLER HEM BİLİM İNSANLARI KALACAK

    DEÜ’nün Balçova’daki sağlık kampüsü içinde yapılacak olan 8 katlı yurt binası 4 bin metrekarelik arazi üzerinde 10 bin metrekarelik mimari projeden oluşuyor. Proje tamamlandığında 1+1’lik bölümlerden 170 öğrenci yararlanabilecek. Ayrıca projede doktora öğrencileri, araştırmacılar ve bilim adamlarının konaklayıp çalışabilecekleri 23 süit daire bulunuyor. 3 adet konferans ve çok amaçlı salonun yanı sıra, tesiste kreş ile sosyal yaşam alanları da yer alıyor.

  • Levent Uysal: “Üniversiteye Giden En Kolay Yol Meslek Yüksekokulundan Geçiyor”

    Uzmanlar Türkiye’de meslek yüksekokulu stratejisini ve meslek yüksekokullarının durumunu değerlendirdi. Üniversiteye geçişteki en kolay yolun meslek yüksekokulları olduğunu söyleyen Nişantaşı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Levent Uysal, “Gençler, yüksekokuldan Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi’nin (ÖSYM) yaptığı Dikey Geçiş Sınavı (DGS) ile rahatlıkla üniversiteye geçebilirler aynı zamanda da meslek sahibi olurlar” dedi.

    Temel mesleki eğitimin lise sıralarından başladığını ve öğrencilerin aynı doğrultuda meslek yüksekokulları sayesinde eğitime devam edebildiklerini belirten Levent Uysal, “Meslek yüksekokulu mezunları uygulamalı teknikerlerdir. Uygulamayı yapan, operasyonları yöneten çekirdek kişilerdir. Bundan dolayı da bir şirket için çok önemlilerdir” dedi. Meslek yüksekokulu mezunlarının en önemli özellikleri aranan insan olmalarıdır” diyen Uysal, açıklamalarına şöyle devam etti: “Buradaki arkadaşlarımızın en önemli özelliği uygulama merkezlerinde aldıkları eğitimi iş dünyasına aktarmaları ve aranan insan olmalarıdır. Aranan insan olma özelliğini ikiye ayırıyoruz. Birincisi mutlak suretle uluslararası platformlarda söz sahibi olmak, bunun için iyi bir İngilizce altyapısı gerekiyor ikincisi ise çok iyi uygulama yapmak. Örneğin modada, sağlık bölümlerinde teknik analizleri iyi yaparak uygulayan kişi olduklarından dolayı sonuca gitmek zorundalar. Bir fabrikayı düşünün bir tane müdür var ama 5 tane teknik insana ihtiyaç var. Bir teknik müdürü düşünün altında 20 tane tekniker var. Yani iş bulma ve sürdürülebilirlik oranı çok yüksek olan mesleklerdir. Her şeyden önemlisi yaptıkları işi zaten çok iyi yaptıkları için sürekli ihtiyaç duyulan insan kaynağı demektir. Meslek yüksekokulundan DGS ile lisans bölümüne geçmek de çok kolaydır.”

    Meslek yüksekokullarının gelişimi için MYO’lar ile kurumlar arasında birçok anlaşma yapıldığını ifade eden Uysal, “İşbirliği anlaşmaları yaparak çocuklarımızın iş dünyasına hızlı girmesini sağlamalıyız. Şirketlerin de aranan insanlar bulmasını hızlandırmak için kurgulanan anlaşmalar var. Milli Eğitim Müdürlüğü ile yapılan anlaşmalar var. Yükseköğretim Kurumu ile yapılan anlaşmalar var. En hızlı şekilde sektörlere aranan insan kaynağı sunuyoruz. Ben üniversiteleri büyük insan kaynağı şirketleri olarak görüyorum” diye konuştu. Meslek yüksekokullarına geçiş hakkı kazanan gençlerin mutlaka bu haklarını değerlendirmesi gerektiğine, 2 yılın sonunda isterlerse DGS sayesinde lisans eğitimlerini tamamlayabileceklerine vurgu yapan Uysal, “Üniversiteye giden en kolay yol meslek yüksekokulundan geçiyor. Burada şöyle bir artı var hem okurken iş tecrübesi ve meslek ediniyorlar hem de daha sonra lisans diplomalarına sahip oluyorlar” açıklamalarında bulundu.

    “MESLEK YÜKSEKOKULU MESELESİ MEMLEKET MESELESİDİR”

    Meslek Yüksekokullarının sağladığı avantajlara değinen Nişantaşı Üniversitesi MYO Müdür Yardımcısı Mehmet Altuntaş ise şu açıklamalarda bulundu: “Meslek yüksekokulları sektöre en yakın uygulama alanlarıdır. Fakültedeki 4 yıllık müfredatın iki yıllığa yayıldığı ve uygulama derslerinin verildiği akademik bir birimdir ve iş hayatındaki önemi oldukça yüksektir. Yani kişi istediği kadar girişimci olsun, istediği kadar yatırım yapsın, fabrika kursun ama tekniker istihdamını sağlayamadığı ölçekte herhangi bir ticari faaliyette başarılı olamaz. Burada üniversite ile sanayiye ortak yük düşüyor. Meslek yüksekokulu dediğimiz önlisans eğitiminde üniversitenin uygulamalı eğitim vermesi gerekiyor. Ama burada da sektörün kapılarını sonuna kadar açması gerekiyor. Türkiye’de gördüğüm en büyük gerçek, öğrenciyi yetiştiriyorlar, uygulamadan derse öğretim elemanları getiriyorlar ama eğer firmalar kapılarını öğrencilerin staj yapmasına, uygulama faaliyetlerini gerçekleştirmesine açmazsa öğrencinin yetişmesinde büyük bir sorun ortaya çıkıyor. En büyük şey firma için zaman maliyetini ve eğitim maliyetini minimize ederek yetişmiş öğrenciyi istihdam etmesidir. Bu da şu şekilde oluyor, ben teorik eğitimi verdim, sahadaki insanlar geldi uygulamayı çocuklara derslikte anlattı. Sonra onlara firmalarda uygulama fırsatı sağlandığında yetişmiş insan kaynağı olarak firmalara gireceklerdir. İşte burada sektörle üniversiteler işbirliği içerisine gittiğinde herhangi bir pozisyon sorunu yaşanmayacaktır. Meslek yüksekokulu meselesi memleket meselesidir deniyor, hakikaten öyle. Çünkü istidamın ve ekonomik büyümenin önemli bir açılımı. Biz burada optimizasyonu firma ve üniversitelerle sağladığımız sürece herhangi bir sorun kalacağını düşünmüyorum.”

    İş dünyasının oluşan rekabet ortamı nedeniyle sürekli değişime uğradığını bu değişikliklerin meslek yüksekokulu müfredatlarına etkin şekilde adapte edilmesi gerektiğini belirten Mehmet Altuntaş, “Bunu 2010-2011 döneminde YÖK bir projeyle üniversitelere gönderdi. İnsan Kaynağının Mesleki Eğitim Yoluyla Geliştirilmesi (İKMEB) projesi geliştirildi. Ama 5 yıldır üretim ve iş süreçleri değişti. Bu dinamizmi gerçekleştirmek için üniversitelerin müfredatlarını geliştirmesi lazım. Üniversitelerin daha çok uygulamaya götürmesi lazım. Üniversitelerin derslere teorik açıdan kitaptan anlatacak öğretim elemanları yerine sahadan gelecek sektör temsilcileriyle işlemesi lazım ki buradaki firmaların ihtiyaçları karşılansın, öğrenci de sürdürülebilir iş sahibi olsun” dedi.

  • Üniversiteye Doğru

    AGÜ Rektörü Prof. Dr. Sabuncuoğlu, üniversite adayı öğrencilere üniversite ve meslek tercihlerinin nasıl yapılacağı ve nelere dikkat edilmesi gerektiğini anlattı.

    Abdullah Gül Üniversitesi (AGÜ) Rektörü Prof. Dr. İhsan Sabuncuoğlu, yaklaşan üniversite tercihleri öncesi, üniversite ve meslek tercihlerinin nasıl yapılacağı ve nelere dikkat edilmesi gerektiği konularında aday öğrencilere önemli bilgiler verdi.

    Üniversite adayı öğrencilerle Özel Erciyes Anadolu Lisesi’nde biraraya gelen Sabuncuoğlu verdiği seminerde öğrencilere, üniversiteye girmeden önce kariyerlerini nasıl planlayacaklarını ve nasıl yükseleceklerini, iş dünyasından örneklerle anlattı.

    Seminere, çok sayıda aday öğrenci katılarak ilgiyle dinledi. Öğrenciler seminerde, geleceğin meslekleri, kariyer ve profesyonel gelişim, iş yaşamı, üniversite ve meslek seçimi ile ilgili merak ettikleri sorularına yanıt buldu.

    Sunumunun ilk bölümünde, yükseköğretimdeki mevcut durumu anlatan Sabuncuoğlu, “İstihdamı olmayan bölümlere öğrenci alıyoruz. Üniversite değil yüksek lise. Araştırma yok. Üniversiteler eğitim kurumları gibi değil öğretim kurumları gibi hareket ediyor. Kişisel gelişim ve formal olmayan eğitime önem verilmiyor. Yanlış tercihler yapılıyor” diye konuştu.

    İstatistiklere göre, üniversite mezunu 3 gençten birinin işsiz olduğunu anımsatan Sabuncuoğlu, üniversite mezunu gençlerin yüzde 70’inin diplomasını aldığı mesleği yapmadığını dile getirdi.

    Sunumunun ikinci bölümünde ise öğrencilere üniversite tercihi ve meslek seçiminin nasıl yapılması gerektiğini anlatan Sabuncuoğlu, günümüzde hem şirketlerin hem de diğer kurum ve kuruluşların artık meslek sahibi diplomalı insanlar aramadığını esnek, her konu hakkında bilgili veya fikir yürütebilen, yaratıcı fikirler üreten, mesleğine tutkulu, hayal kurabilen insanlar aradığını belirtti.

    Öğrencilere öncelikle sevdikleri mesleği tercih etmelerini öneren Sabuncuoğlu, üniversite tercihi yaparken ise elde ettikleri puanlara ve çevre baskısına göre değil, hayalini kurdukları mesleği ve bölümü tercih etmeleri gerektiğini ifade etti.