Etiket: Üniversitenin

  • FETÖ’den kapatılan üniversitenin tabelaları indirildi

    Konya’da FETÖ operasyonları kapsamında kapatılan Mevlana Üniversitesi’nin tabelalarının yerine Selçuk Üniversitesi tabelaları takıldı.

    Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin ve beraberindekiler, kapatıldıktan sonra binaları Selçuk Üniversitesi’ne devredilen Mevlana Üniversitesi’ne gelerek mühürlenen kapıyı açarak binayı ve derslikleri gezdi. Üniversitenin bahçesinde basın açıklaması yapan Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin, “Burası bir eğitim kurumudur. Devletin ve milletin imkanlarıyla oluşturulmuş olan bir kurum. Hem devletimize, hem milletimize hizmet etmesi gerekirken, karanlık emellere ve hedeflere hizmet ettiler. Devletin ve milletin zararına çalışmaya başlayan bir kurum haline dönüştüler. Bu çerçevede devletimiz bir takdir kullandı, kurumu lağvederek bize teslim etti. Biz de yine milletimizin imkanlarıyla, dişinden tırnağından arttırarak oluşturmuş olduğu bu kurumu en iyi bir şekilde, en hayırlı bir şekilde milletimiz ve devletimiz için hizmet edecek nesiller yetiştirmeye kullanacağız. Bu yapı insanlık ve dünya tarihinde eşine benzerine az rastlanan bir hıyanet şebekesine dönüşmüştür. Bu kurumları da hem para temini için, hem de insan temini için kullanır hale gelmişler. Biz bunları aslına döndüreceğiz. Üniversite eğitimi, evrensel bir eğitim değerlerine oturması gereken kurumlardır ama maalesef saptırılmıştır. Ve yine bu yapı milletin en zeki çocuklarını toplayarak beyinlerini dumura uğratmıştır. Bu yapının içerisinden çıkan bir sanatçı yoktur, bir bilim adamı yoktur. Başarılı olmuş bir siyasetçi yoktur. Tamamen çocuklarımızı alıp beyinlerini dumura uğratarak dünyanın dört bir tarafına kendileri için fedai olarak göndermişlerdir. Artık bu milletin evlatlarının bu millete hizmet eder hale gelmesi için Selçuk Üniversitesi olarak tüm yönetim kadromuzla birlikte elimizden gelen gayreti ortaya koyacağız ve gerçekten çok daha verimli bir hizmet üreteceğimize inanıyorum” dedi.

    “Bir dönem eski öğrencilerle devam edilecek”

    Devredilen üniversitede hangi bölümlerle ilgili derslerin verileceği konusunda da konuşan Rektör Şahin, “Daha henüz karar vermedik. Binanın kapasitesini değerlendireceğiz. Belki bu dönem için de mevcut öğrencilerin bizim hocalarımız tarafından burada eğitim öğretimlerini sürdürmelerini planlayabiliriz ilk başta. Daha sonraki dönemlerde de şu olayın sıcaklığı geçtikten sonra bu çocukların Selçuk Üniversitesi’nin 90 bin öğrencisiyle karışmasını temin etmemiz lazım. Çünkü bunlar da vatan evladı, ötelemeye, dışlamaya hakkımız yoktur. Hem toplumumuza, hem de milletimize kazandırmamız gerekiyor. Yani geçici bir dönem, yarım dönem, bir sene burada mevcut haliyle eğitim öğretimi sürdürür, daha sonraki yıllarda da kendi öğrencilerimizle karıştırırız, planlamamız bu şekildedir” ifadelerini kullandı.

  • Gazi Üniversitesi Rektör Adayı Prof. Dr. Aytaç Üniversitenin Sorunlarını Değerlendirdi

    Gazi Üniversitesi Rektör Adayı Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. A. Bülent Aytaç, “Eğer ben bu süreci tamamlarsam öğrencilerin, öğretim üyelerinin, çalışanların ve herkesin lehine olacak. İnsanlarla ve kurumlarla iyi geçinecek, olumlu olarak mutlaka üniversitenin birkaç adım daha ileri gitmesi için çaba sarfedeceğim” dedi.

    Gazi Üniversitesi Rektör Adayı Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Bülent Aytaç, Gazi Üniversitesi’nin sorunlarını ele alarak, yönetime gelirse neleri düzelteceğini anlattı. Prof. Dr. Aytaç, Gazi Üniversitesi’nin hem öğretim üyesi bakımından hem öğrenci sayısı bakımından Türkiye’nin en büyük üçüncü üniversitesi olduğunu hatırlatarak, “Son yıllarda üniversitemiz büyük oranda sahipsiz kaldı. Tıp Fakültesinin asansörü yok, hastalar, hasta yakınları, öğretim üyeleri ve bütün asistanlar bu şekilde çıkıyor. Aşağı yukarı 7 aydır 3 tane asansörü bitiremediler, o yüzden de böyle bir sıkıntımız oldu. Zaten üniversitemiz uzun zamandan beri sahipsiz olarak sadece ideolojik yapılanmayla kendisini götürüyor. Gelen rektör kendi siyasi yapısına uygun öğretim üyelerini kaliteye, niteliğe bakmaksızın sadece sayı olarak doldurarak aşırı derecede bir öğretim üyesi yığılmasına yol açılmıştır. Şu anda alt yapısı olmayan birçok yüksekokul ve fakülte bulunmaktadır” diye konuştu.

    “450 KİŞİ ŞU ANDA KADRO BEKLİYOR DURUMDA”

    “Son 2 yıldır da üniversitemizin yönetimi ile YÖK arasında problemler çıkınca üniversitemizde 2 yıldır öğretim üyeleri kadroya alınamamaktadır” diyen Prof. Dr. Aytaç şöyle devam etti:

    “Yaklaşık olarak 450 tane öğretim üyesi, doçent veya profesörlük hakkı olduğu halde YÖK’ten kadro verilmediği için ve yönetimde buna karşılık üniversitenin önünü açmak için herhangi bir girişimde bulunmadığı için 450 kişi şu anda kadro bekliyor durumda. Aynı zamanda üniversitemizin en büyük sorunlarından biri fiziki yapı sorunu, üst üste binalar yapılıyor, öğrencilerin veya çalışanların nefes alacakları yer kalmadı. Aynı bina içerisinde birden fazla fakülte bulunmaktadır. En büyük sorunlarımızdan biri de burada sosyal alanların son derece az olması. Hiçbir zaman bir kampüs alanı olmadığı için de öğretim üyeleri ve öğrencilerin birlikte vakit geçirecekleri hiçbir alan bulunmamaktadır.”

    “EN BÜYÜK SORUNUMUZ İDEOLOJİK YAPILANMAYI KIRMAK”

    En büyük sorunun ideolojik yapılanma olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Aytaç, “Bu ideolojik yapılanma sadece bu dönem değil daha önceki dönemlerde de hangi rektör geldiyse, hangi fikre hizmet edecekse o fikre uygun olan öğretim üyeleri doldurdular üniversiteye. Bunun sonucu olarakta şu anda 2 binin üzerinde öğretim üyesi var. Bazı yerlerde çok ihtiyaç olduğu halde bazı yerlerde hiç ihtiyaç yok ama sayı fazlalığı bulunmaktadır. Bunları bu şekilde mutlaka halletmemiz gerekiyor ve niteliği, kaliteyi yükseltecek tedbirler almamız gerekir. Burası bir parti koruma merkezi veya il başkanlığı değil, tabii mutlaka akademik seviyesi yüksek olan öğretim üyelerini almak gerekiyor. Dolayısıyla öğrencilerin, öğretim üyelerinin rahat edebileceği, hiçbir kavganın olmayacağı, rahat çalışabileceği bir ortam hazırlamak gerekiyor” ifadelerini kullandı.

    “BU SÜRECİ TAMAMLARSAM HERKESİN LEHİNE OLACAK”

    “Tabii en önemli şeylerden biri de eğer böyle bir göreve talipseniz mutlaka YÖK ile ilgili kuruluşlarla aranızı mutlaka iyi tutmanız gerekiyor, aksi halde üniversite bu işten çok kaybediyor” diyen Prof. Dr. Aytaç, “Üniversitede olması gereken hiçbir şey olamıyor. Onun için eğer ben bu süreci tamamlarsam öğrencilerin, öğretim üyelerinin, çalışanların ve herkesin lehine olacak. İnsanlarla ve kurumlarla iyi geçinecek, olumlu olarak mutlaka üniversitenin birkaç adım daha ileri gitmesi için çaba sarfedeceğim” şeklinde konuştu.

  • Üniversitenin Resim Sergisi Sanatseverlerle Buluştu

    2006 yılında kurulan ve 10. kuruluş yıldönümünü çeşitli etkinliklerle kutlayan Adıyaman Üniversitesi, kültür ve sanat etkinlikleri kapsamında resim sergisi açtı.

    Adıyaman Valisi Mahmut Demirtaş, Adıyaman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Talha Gönüllü ve akademisyenler tarafından Güzel Sanatlar Fakültesi Sergi Salonunda açılışı yapılan resim sergisi sanatseverlerle buluştu. Resim sergisi akademisyen ve öğrencilerden büyük ilgi gördü. Çeşitli üniversitelerden gelen karma resimlerin yer aldığı sergiyi gezen Vali Mahmut Demirtaş, sergide yer alan resimler hakkında bilgi aldı.

    Açılışın ardından üniversite kampüsü içerisinde yer alan Adıyaman Evi’ne geçen Vali Mahmut Demirtaş ve Rektör Gönüllü, burada hattatların eserlerinden oluşan hat ve resim sergisini gezdi.

  • (Özel Haber) Üniversitenin Geyik Fabrikası

    Doğal yaşam parklarında en dikkat çekici hayvan cinslerinden olan geyikler Uludağ Üniversitesi’nde üretilip ülkenin dört bir yanına gönderiliyor. 100 hektarlık devasa alanda bulunan geyikler doğal yaşamlarından farksız şekilde yetiştiriliyor.

    Yaklaşık 100 hektarlık çit ile çevrili alanda doğal yaşamlarından farksız olarak üretilen geyikler güzellikleri ile dikkat çekiyor. 2004 yılında Uludağ Milli Parkı’ndan alınan 10 geyik ile başlayan proje istenilen başarıya ulaştı. 12 yılda sayıları 65’e çıkan geyikler istenilen ortam şartları sağlandığında ülke içindeki parklara gönderiliyor. En son 2013 yılında 6 adet geyik Giresun’a gönderilirken gerek resmi kurumlardan gerekse özel kişi ve kurumlardan talepler artarak devam ediyor.

    Öte yandan, geyiklerle beraber yaşayan 10 tavuk, 3 sülün, 2 domuz, 13 ördek ve yaklaşık 200 adet güvercin doğal yaşam alanına güzellik katmaya devam ediyor.

    “HER BİR GEYİK ÜLKEMİZ İÇİN YETİŞTİRİLİYOR”

    Uludağ Üniversitesi Doğal Yaşam Alanı hakkında bilgi veren Orman ve Su İşleri Bakanlığı Bursa Bölge Müdürü Yahya Güngör, “Orman ve Su İşleri Bakanlığımızın Uludağ’da 1966 yılında kurulmuş bir geyik üretim istasyonu vardı. Burada bir süre üretim yapıldıktan sonra doğurganlıkları azalan geyiklerin daha uygun bir alana taşınması planladı. Bu sebeple 2004 yılında Uludağ’dan alınan 10 geyik buraya getirilerek üretim çalışmalarına başlandı. Buradaki geyiklerin üretimi sağlanarak gerek yaban hayatı gelişim sahalarına gerekse sayıları azalmış olan diğer sahalara gönderilerek popülasyonun korunması amaçlanıyor. Geçmiş tarihlerde üretim istasyonumuzda üretilen geyiklerin bir kısmı uygun görülen tesislere verildi. En son 2013 yılında 6 adet geyik Giresun’a yerleştirildi. Ticari bir amacımız olmadığında burada üretilen geyikler yalnızca ülkemizdeki tesislere gönderiliyor. Yurt dışına herhangi bir gönderim ya da satışımız olmuyor. Karacabey’de bulunan ve ülkemizdeki tek merkez olan Yaban Hayatı Koruma Ve Rehabilitasyon Merkezi’nde de Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi ile işbirliği içerisinde çalışıyoruz” diye konuştu.

    “ÖNCELİĞİMİZ ORTAMLARININ DOĞAL OLMASI”

    Özel kurumlardan ve kişilerden sıklıkla talep aldıklarını fakat doğal ortam koşulu yerine gelmediği sürece geyik verilemediğini vurgulayan Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hüseyin Yıldız, “2004 yılında 10 adet geyikle başladık. Şu an 65 adet geyiğe ulaştık. Talepte bulunan özel kişiler ve ya kurumlar da oluyor. Biz ilk olarak doğal ortam şartı öne sürüyoruz. Çünkü bu hayvanların ruhlarında, yapılarında bu var. Dolayısıyla önce gidip kontrol ediliyor. Bu kontrolün sonunda eğer alan uygun görülmezse biz oraya geyik vermiyoruz. Sadece mevsimsel değişim süreçlerinde geyiklere ek besin sağlıyoruz. Bunun dışındaki zamanlarda 100 hektarlık alan içerisinde kendi ihtiyaçlarını karşılayabiliyorlar. Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü ile yaptığımız protokol gereği buradaki geyiklerin tüm sağlık problemleri ile biz Veteriner Fakültemizde ilgileniyoruz” dedi.

  • 72 Üniversitenin Öğrenci Konseylerinden Akademisyenlere Ortak Tepki

    72 üniversitenin öğrenci konseyleri, Güneydoğu’daki olaylarla ve sokağa çıkma yasaklarıyla ilgili olarak imza kampanyası başlatan bin 128 akademisyenin görevden alınmaları için YÖK’ü göreve davet etti.

    72 üniversite öğrenci konseyi, Güneydoğu’daki olaylarla ve sokağa çıkma yasaklarıyla ilgili imza kampanyası başlatan bin 128 akademisyene “1128 Vatan Haini Üniversitelerden Defol” başlıklı ortak basın açıklaması ile tepki gösterdi. Milliyetçi Öğrenci Konseyleri Platformu adına yapılan açıklamada, “Bin 128 PKK propagandacısı üniversitelerde ilmi faaliyetlerle uğraşmak yerine Türk devletinin ve milletinin birliğine, bütünlüğüne kast etmenin yarışına girmişlerdir. Bu Sevr artığı sözde akademisyenler, üniversitelerde eğitim öğretim hakkını gasp eden dağ kaçkınlarının hamileridir. ’Devlet doğuda katliam yapıyor’ naraları atarak, bir de bildiri yayınlayıp altına imzalarını atan bu vatan hainlerinin biz de öğrenci temsilcileri olarak üniversitelerdeki kadroları işgal etmelerini istemiyor, gerekli yaptırımların uygulanmasını, derhal görevlerine son verilmesini istiyoruz. YÖK’ü ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilgili diğer makamlarını göreve davet ediyoruz” denildi.