Etiket: Üniversitede

  • Üniversitede yangın paniği

    Giresun Üniversitesi Gazipaşa Yerleşkesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu’nda bir atölyede çıkan yangın paniğe neden oldu.

    Edinilen bilgilere göre, öğrencilerin derste olduğu esnada C Blok’ta bulunan atölyede yangın çıktı. Yoğun dumanı fark eden görevliler sınıfları tahliye ederek itfaiye ekiplerine haber verdiler. Olay yerine gelen ekipler tarafından yangın büyümeden kısa sürede söndürüldü. Yangının atölyede bulunan bir makinedeki elektrik kontağından çıktığı belirlendi. Olayda maddi zarar oluşurken herhangi bir yaralanma meydana gelmedi.

  • (Özel haber) Anne ve kızları üniversitede

    Diyarbakır’dan İzmir’e gelin gelen Remziye Erdem (50), kızlarına örnek olabilmek için 37 yaşında üniversiteye başladı. Kızları büyüdükten sonra da eğitim hayatına son vermeyen Erdem onlarla birlikte sınavlara hazırlanarak okuduğu üniversite sayısını üçe çıkardı. Şimdi halk eğitim merkezinde 5 bin yıllık kazaziye sanatını icra eden Erdem, “Kızlarıma ‘okuyun’ demektense onlara canlı model oldum” dedi.

    1988 yılında lise mezunu iken Cahit Erdem ile tanışarak Diyarbakır’dan İzmir’e gelin gelen Remziye Erdem, azmin örneği oldu. İlk gözağrısı hasta çocuğuna bakmak için 10 yıl boyunca iş hayatına girmeyen Erdem, onu toprağa verdikten sonra o yıllarda 9 ve 7 yaşlarında olan kızları Gülnur ve Berfin Selin’e örnek bir anne olmak için kolları sıvadı. Erdem, 37 yaşında Anadolu Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü’ne girdi. Bir yandan okumaya devam ederken, bir yandan da el sanatlarına olan ilgisi sayesinde Buca Halk Eğitim Merkezi’nde Dekoratif Boyama öğretmenliği yapan Erdem, 2011 yılında da Dokuz Eylül Üniversitesi Kuyumculuk ve Takı Tasarımı Bölümü’ne girerek bölümü birincilikle bitirdi. Kızları büyüyüp üniversiteye hazırlanırken, onlarla birlikte ders çalışan Erdem’in üçüncü üniversitesi Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümü oldu. Şimdi son sınıfta olan azimli anne, Osman Nuri Saygın Eğitim Merkezi’nde 5 bin yıllık ve sadece Türkiye’de icra edilen kazaziye sanatını 40 kursiyer kadına öğretiyor. Kazaziyeyi dünyaya tanıtmayı hedefleyen Erdem, ortaya çıkardıkları ürünleri yurt içi ve yurt dışına satmak için kooperatif kurmak istiyor.

    “Beni takdir ediyorlar”

    İlk çocuğu vefat etmeden önce 10 yıl boyunca ona baktığını söyleyen Erdem, “Kızlarıma örnek olmak için 37 yaşında üniversiteye başladım. Şuanda kızlarımla birlikte okuma sürecine devam ediyorum. Üçüncü üniversitemi okuyorum ve son sınıftayım. Kızlarım, Erciyes Üniversitesi’nde Biyomedikal Mühendisliği ve Diş Hekimliği okuyor. Onlarla okumak, yeniden öğrenci olmak güzel bir duygu. Kızlarım da beni takdir ediyor. ‘Okuyun’ demektense onlara canlı model oldum. Onlara azmi, mücadeleyi, her yaşta başarılı olabilmeyi gösterdim. Bunu yaparken eşim de bana her zaman destek oldu” diye konuştu.

    Kooperatif kurmak istiyor

    Halen öğrenci olduğu için kızlarını çok daha iyi anladığını belirten Erdem, “Kızlarım ‘anne ben bu dersten kalacağım’ dediklerinde öğrencilikte her şeyin olabileceğini biliyorum. Onlar da beni arayıp sınavlarımın nasıl geçtiğini soruyor” ifadelerini kullandı. Kadınların iş hayatında olmaları gerektiğini vurgulayan Erdem, Osman Nuri Saygın Eğitim Merkezi’nde 5 bin yıllık ve sadece Türkiye’de yapılan kazaziye sanatını 40 kursiyer kadına öğretiyor. Kazaziyeyi dünyaya tanıtmak için çalışmalar yapmak istediğini belirten Erdem’in hayali ise kursiyer kadınlarla birlikte ürünlerini satabileceği bir kooperatif kurmak.

  • Ortaokul öğrencilerinin projeleri üniversitede sergileniyor

    TÜBİTAK Bilim İnsanı Destek Programı Başkanlığı’nca yürütülen “Ortaokul Öğrencileri Araştırma Projesi Bursa Bölge Sergisi” Uludağ Üniversitesi’nde açıldı.

    Görükle Yerleşkesindeki Mete Cengiz Kültür Merkezi’nde gerçekleşen sergi açılışına Rektör Prof. Dr. Yusuf Ulcay, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanvekili Abdülkadir Karlık, Nilüfer İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Muharrem Tüfekçi, öğrenciler, öğretmenler ve aileleri katıldı. Bursa Bölge Koordinatörü Prof. Dr. Mustafa Özkan, sergiye Bursa, Bilecik, Balıkesir, Çanakkale, Eskişehir, Kütahya ve Yalova illerinden biyoloji, fizik, kimya, matematik olmak üzere dört farklı alandan 322 projenin başvurduğunu, yapılan jüri değerlendirmelerinden sonra 50 projenin sergiye davet edildiğini söyledi.

    Nilüfer İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Muharrem Tüfekçi, öğrencilerin okuldan aldıkları birikimi inovatif bir yaklaşıma dönüştürmelerini Türk insanının gelecek iddiası bakımından önemsediklerini belirterek, “Tarihte nesne değil özne olmak istiyorsak, devletin sunduğu imkânları, yarınları kuracak şartları sağlamak için, hepimiz karanlığı yırtmak azmi ile değerlendirmeliyiz. İnovasyon yolculuğunda emek harcayan çocuklara, öğretmenlere, çocukları yalnız bırakmayan velilere, milli eğitim ve milletim adına teşekkür ediyorum” dedi.

    Rektör Prof. Dr. Yusuf Ulcay da konuşmasında, 11. Ortaokul Öğrencileri Araştırma Projesi Bursa Bölge Sergisine ev sahipliği yapmaktan duyduğu mutluluğu dile getirerek, çocuklara bilgiye dayalı özgüveni aşılamanın önemine vurgu yaptı. Türkiye’nin orta gelir seviyesinden refah seviyesine yükselebilmesi için gençlerin fikir üretip projelendirmeleri gerektiğinin altını çizen Ulcay, sergide projeleriyle yer alan ortaokul öğrencilerinin umut verici olduğunu söyledi.

    Bursa Büyükşehir Belediye Başkanvekili Abdülkadir Karlık da, daha iyi bir Bursa daha iyi bir gelecek için gece gündüz çalıştıklarını ve Üniversite ve TÜBİTAK’la ortak çalışmalar yaptıklarını, Bilim ve Teknoloji Merkezi’nin de bu ortak çalışmalardan biri olduğunu kaydetti.

    Konuşmaların ardından konuklar, proje sergisini gezdi. Sergi perşembe günü yapılacak ödül törenine kadar açık olacak.

  • Türkiye’de 3 bin 473 Suriyeli öğrenci üniversitede okuyor

    Yüksek Öğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç, eğitimin mültecilerin yaşam umudunu ve verimini destekleyen en önemli unsur olduğunu söyledi.

    Prof. Dr. Saraç, Yüksek Öğretim Kurulu tarafından Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen “Türk Yüksek Öğretim Sisteminde Suriyeli Öğrenciler” konulu konferansta, ülkemizde eğitim gören Suriye uyruklu öğrenci sayısının 3 bin 473 sayısına ulaştığını belirterek, Suriye uyruklu öğrencilerin yoğun olarak bulundukları üniversitelerin Gaziantep Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Karabük Üniversitesi, Mersin Üniversitesi, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, İnönü Üniversitesi, Çukurova Üniversitesi, İstanbul Aydın Üniversitesi ve Sakarya Üniversitesi olduğunu belirtti.

    Bütün dünyanın, devlet ve millet olarak Türkiye’nin savaştan, savaşın getirdiği katliamdan, yokluktan, şiddetten kaçanları kardeş olarak kabul ettiğini ve kapılarını ardına kadar açarak karşıladığını bildiğini ifade eden Prof. Dr. Saraç, “Kadınların ve çocuklarının çoğunluğunu oluşturduğu ve sayıları 2017 yılının ilk ayları itibariyle 3 milyonun üzerinde tahmin edilen Suriyeli nüfus insanca yaşamak gayesiyle bugün ülkemizin bir parçası. Hepimiz bilmeliyiz ki, ülkemiz Suriyeli kardeşlerimize tüm imkanları ile sahip çıkmakta. Yaşananın basit bir mülteci krizi değil yaşanan ve bizler bunun insanlığın insan olmanın değerleriyle imtihan olduğunun farkındayız. Ve başka milletlerin kayıtsızlığını mazeret kabul etmeden üzerimize düşeni bütün imkanlarımızla yapmaya çalışıyoruz. Devletimiz bu kitlesel göçle ülkemize gelen Suriyelilere yönelik hizmetleri temel olarak 2013 yılında kabul edilen Uluslararası Yabancılar ve Koruma Kanunu ve geçici koruma yönetmeliğini de düzenlemiş ve aynı zamanda işleyişe yönelik göç politikaları gibi koordinasyon birimleri oluşturmuştur” dedi.

    “Suriyelilere verilen desteklerin en önemlisi eğitim”

    AFAD’ın özellikle aciliyet içeren durumlarda ve tüm bu süreçteki katkısının ise mutlaka büyük bir övgü ile anılması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Saraç, “Milli Eğitim Bakanlığımızda bu süreçte iki halkın eğitim bakanlığı rolünü üstlenmiş, yüzbinlerin eğitim ve öğrenimine katkı sağlamaktadır. Bu süreçte ilgili tüm kamu kurumlarımız yapılan düzenlemeler doğrultusunda Suriyeli kardeşlerimize yönelik sağlık, eğitim, iş piyasasına erişim sosyal yardımlar gibi kenar başlıklarda çok önemli görevler yerine getirmişler ve hizmet vermişlerdir. Tüm çabalarımızın mali arka planı bugün 26 milyar doları bulmuştur. Bu manda uluslararası arenada ülkemize verilen destek sözlerinin büyük ölçüde karşılık bulmadığını da hatırlatmak isteriz. Bütün olumsuzluklara rağmen ülkemiz sayın cumhurbaşkanımızın da altını çizdiği gibi ’Kardeşlerimize, mazlumlara, ben değil emin olmuştur bu ülke.’ Bu durum bu toprakların özelliği ve mazluma şefkat kucağını açmak bu milletin değişmez bir seviyesidir. Hepimiz biliyoruz ki, ülkemize yeni gelen ve insanca bir yaşamı inşa etmeye çalışan Suriyelilere verilen desteklerin geleceğe yönelik en önemlisi eğitim başlığı altında gerçekleşenidir. Yapılan çalışmalar Suriyeli kardeşlerimizin geçici olmaktan çok kalıcılık çerçevesinde uzun vadede de politikalar ile değerlendirilmesi gerektiğini göstermektedir. Bu nedenle eğitim başlığı güncel olarak çocuk ve gençlerinin eğitimine devam etmesinden öte geleceği beraber yarını etmek anlamını taşımaktadır” diye konuştu.

    Dil engelini aşmak için bazı üniversitelere misyon verildi

    YÖK Başkanı Prof. Dr. Saraç, eğitimin mültecilerin yaşam umudunu ve verimini destekleyen en önemli unsur olduğunu belirterek, “Ülkemizde kayıtlı verilere göre 18 yaş altı Suriyeli nüfus, 1 milyon 330 binin üzerindedir. Ülkemiz Milli Eğitim Bakanlığı tüm kadro ve paydaşlarıyla Suriyeli çocukların eğitim alabilmesi için çok üstün gayretler sarf etmektedir” dedi.

    YÖK olarak Suriyelilerin hem geleceğe dair umutlarını canlı tutmak hem de yaşama tutunmalarına yardımcı olmak ve içinde yaşadıkları topluma uyum sağlamaları için çalışmalarda bulunduklarını belirten YÖK Başkanı Prof. Dr. Saraç, şöyle devam etti:

    “Bu süreçte zorunlu göç hareketini takiben çeşitli adımlar attık. Bu adımları hızlandırmak toplantımızın temel amacıdır. İlgili süreçte 2013 itibariyle YÖK, şiddet olayları ve krizler nedeniyle eğitim öğretimin sürdürülemez olduğu tespit edilen ülkeler için YÖK tarafından çeşitli tedbirler geliştirildi. Öğrencilerin temel sorunu olan dil engelini aşabilmek ve onları sisteme dahil edebilmek için bazı üniversitelerimize misyon verildi. Bu çerçevede Çukurova, Gaziantep, Kahramanmaraş Sütçü İmam, Kilis 7 Aralık, Harran, Mersin, Mustafa Kemal ve Osmaniye Korkut Ata üniversitelerinde, yurtdışından öğrenci kabulü çerçevesinde öğretim dili Türkçe veya yabancı dille daha esnek bir şekilde program açabilmeleri için bir dizi mevzuat değişikliği yapıldı. Ayrıca bu ülkelerin öğrencileri içinde bulundukları durumdan ötürü denklik almış oldukları eğitim düzeyinin belirlenmesi de dahil, resmi belge teminiyle ilgili yaşadıkları sorunlara yönelik kolaylaştırıcı bir dizi tedbir de alındı. Suriyeli öğrencilerin yükseköğretime devamında öğrenim ücretleri konusu da devlet üniversitelerine yönelik düzenlemeyle çözüldü. Türkiye Bursları Programı Suriyeli gençlerin yükseköğretime dahil olmalarında büyük önem arz etmektedir. Bu program Suriyeli gençlere eğitmelerine devam etmeleri için 5 yılda 5 bin öğrenciye burs hedefiyle burs sağlamaktadır. Türkiye Bursları kapsamında, ülkemizde eğitim gören Suriye uyruklu öğrenci sayıları 2016-2017 öğretim yılında 3 bin 473 sayısına ulaştı, bu sayı önümüzdeki yıl daha katlanarak büyüme temayülündedir.”

    400’e yakın akademisyen üniversitelerde görev yapıyor

    YÖK Başkanı Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç, Suriye uyruklu öğretim elemanlarının 327’sinin devlet 65’inin ise vakıf üniversitelerinde görev yaptığını bildirdi.

    400’e yakın Suriye uyruklu akademisyenin üniversitelerde görev yaptığını belirten Prof. Dr. Saraç, “Bu sayı hizmete açtığımız Yap-Sis’le gittikçe artmakta. Suriyeli öğrenci ve akademisyenlere yönelik sayısal veriler uzun ve meşakkatli ama umut verici bir yolda olduğumuzu göstermekte. Sisteme dahil olan öğrenci ve öğretim elemanı sayıları yükselirken bize emanet olan bu gençlerin ihtiyaçlarını da dikkate alan, ülkemize uyum süreçlerini gözeten, gerektiğinde psikolojik destek ve rehabilitasyon imkanı da sağlayan bir mekanizmayı geliştirmek için buradayız” ifadelerine yer verdi.

    Hatay’da 117 geçici eğitim merkezi bulunuyor

    Hatay Valisi Erdal Ata ise, Hatay’ın yalnızca nüfus hareketliliğinin geçiş noktalarından birisi olmadığını yüzbinlerce Suriyeliye de ev sahipliği yaparak büyük Türkiye Cumhuriyeti’nin yüzü olduğunu ve Suriyeli mültecilere barınma, sağlık, gıda, olmak üzere tüm ihtiyaçlarının devlet tarafından karşılandığını söyledi.

    Vali Ata, Hatay’da 4’ü kamp içi, 113’ü kamp dışı olmak üzere toplam 117 geçici eğitim merkezi bulunduğunu belirterek şunları kaydetti:

    “Eğitimin temel ve evrensel bir insan hakkı olduğu bilinciyle bizler ilk andan itibaren Suriyeli çocuk ve gençlerin eğitimine devam etmelerini sağlamak adına tüm imkanlarımızı devlet olarak seferber ettik. İlimizde 4’ü kamp içi, 113’ü kamp dışı olmak üzere toplam 117 geçici eğitim merkezi bulunmaktadır. Kamp içinde 3 bin 482, kamp dışında 40 bin 953, bakanlığımıza bağlı okullarda 11 bin 198 olmak üzere toplam 55 bin 633 Suriyeli öğrenci ilimizdeki eğitim kurumlarında eğitim görmektedir. Bakanlığımıza bağlı 23 resmi okulumuz farklı zamanlarda kullanılmak üzere geçici eğitim merkezlerine tahsis edilmiştir. Geçici eğitim merkezlerine devredilen bu okullarda da 7 bin 442 Suriyeli öğrenci eğitim görmektedir. Bakanlığımız tarafından geçici eğitim merkezlerinde öğrenim gören Suriyeli öğrencilerin tamamına Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bastırılan ders kitapları, Arapça olarak bastırılmış ve ücretsiz olarak dağıtılmıştır. İlimizde yüksek öğrenim gören Suriyeli sayısı 154’ü Mustafa Kemal Üniversitesi, 30’u İskenderun Teknik Üniversitesi olmak üzere 184 öğrenci eğitim görmektedir” dedi.

  • Üniversitede sevgilisine satırla saldıran gence 15 yıl hapis

    Kocaeli Üniversitesi’nde 2014 yılında meydana gelen olayda kız arkadaşına saldırarak çektiği silah tutukluluk yapınca satırla yaralayan gence 15 yıl 3 ay hapis cezası verildi.

    Kocaeli Üniversitesi’nde 17 Nisan 2014 tarihinde Bilgisayar Programcılığı bölümünde öğrenci olan Serdar Karakuş, Mühendislik Fakültesi Kimya Mühendisliği Bölümü önünde eski kız arkadaşı Selma P. İle tartışmıştı. Tartışmanın büyümesi üzerine Karakuş yanında getirdiği silahı çekmiş ancak silahın tutukluluk yapması üzerine çantasındaki satırı çıkararak Selma P.’yi boynundan ve parmağından yaralamıştı. Olay sonrası yaralanan Selma P., KOÜ Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi edilmiş, Karakuş ise tutuklanmıştı. Tutuklu olarak yargılanan Karakuş, davanın karar duruşmasında 15 yıl 3 ay hapis ve 600 TL para cezasına çarptırıldı.

    Kocaeli Üniversitesi’nde meydana gelen saldırı sonrası tutuklanan Serdar Karakuş’un karar duruşması Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Duruşmada taraf avukatları ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı temsilcisi hazır bulundu. Duruşmada son kez ifadeleri dinleyen mahkeme heyeti, sanık Serdar Karakuş hakkında öldürmeye teşebbüs suçunun teşebbüs aşamasında kaldığı için 12 yıl hapis cezası verilmesine, silahla tehdit suçundan 2 yıl, yasak silah bulundurmak suçundan 1 yıl hapis ve 600 TL para cezası ile birlikte hakaret suçundan da 3 ay hapis cezası verilmesine karar verdi. Heyet son olarak iyi hal indirimi uygulamayan Karakuş’a toplamda 15 yıl 3 ay hapis cezası ve 600 TL para cezası verdi.