Etiket: Üniversite-sanayi

  • Erciyes Teknopark ile üniversite-sanayi işbirliği çalışmaları

    Erciyes Teknopark bünyesinde 2010 yılında kurulan Erciyes Teknoloji Transfer Ofisi (ETTO), üniversite-sanayi işbirliğinin geliştirilmesi için çalışmalara devam ediyor.

    ETTO bünyesinde kurulu 5 farklı birim ve 20 uzman ile üniversite-sanayi işbirliği çalışmalarını hızlandırmaya çalıştıklarını belirten Erciyes Teknopark A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Murat Doğan, “Erciyes Teknoloji Transfer Ofisi (ETTO) olarak kurulduğumuz günden bu yana üniversitelerde üretilen bilginin yüksek katma değerli endüstriyel ürünlere dönüşüm sürecindeki bütün aşamalarda, akademisyenler ile sanayi arasında sürdürülebilir işbirliklerini sağlamaktayız. ETTO bünyesinde kurulu 5 farklı birim ve 20 uzmanımız ile ülkemizin etkili ve başarılı Ar-Ge ekosistemine destek olmayı hedeflemekteyiz. Bir fikrin doğuşundan itibaren, o fikrin ticarileşmesi noktasına kadar ihtiyaç duyulan bütün süreçlerde; Patent, Proje Destek, Üniversite Sanayi İşbirliği, Girişimcilik Destekleri ve Eğitim birimlerimiz ile ekosistemin bütün paydaşlarına destek olmaktayız” diye konuştu.

    100 Üniversite-Sanayi İşbirliği Projesi Gerçekleştirildi ve Devam Ediyor

    2014 yılından bugüne yüze yakın üniversite-sanayi işbirliği projesinin hayata geçirildiğini kaydeden Prof. Dr. Doğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Bu projelerde 110 akademisyen görev alarak 20 milyon TL’lik Ar-Ge proje bütçesine ulaşılmıştır. Bölgemizde kurulan Ar-Ge merkezlerinin üniversiteler ile sürdürülebilir işbirliği geliştirmeleri ve nitelikli Ar-Ge projeleri geliştirmeleri amacı ile Ar-Ge Merkezleri’ne özel hizmet paketleri Erciyes TTO tarafından geliştirilmiş ve şu anda hâlihazırda 2 Ar-Ge merkezinde başarı ile uygulanmaktadır. Kayseri sanayisinin cari açığı kapatmada fayda sağlayacak yüksek katma değere sahip, uluslararası pazarlarda rekabetçi ürünler üretebilmesi için üniversitelerde üretilen bilgiden istifade etmesi gerektiği inancındayız. Bu birlikteliğin uzun süreli ve kurumsal olarak gerçekleştirilmesinde Erciyes Teknoloji Transfer Ofisi olarak çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Bu kapsamda sanayicilerimizin problemlerinin nitelikli çözümü için ihtiyaç duyduğu akademik tüm çözümler tek noktadan kurumsal bir plan ile sunulmaktadır. Erciyes Teknoloji Transfer Ofisi olarak tüm sanayicilerimizin hizmetinde olduğumuzu bir kere daha hatırlatır, Üniversite-Sanayi işbirliğini tesis edip geliştirmek adına 2018 yılında da yenilikçi projelerle çalışmalarımıza devam edeceğimizi belirtirim.”

  • Üniversite-sanayi işbirliği hem Aydın’a hem ülkeye katkı sağlayacak

    Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Rektörü Prof. Dr. Cavit Bircan, üniversite-sanayi işbirliği çerçevesinde ASTİM Organize Sanayi Bölgesinde Aydın’ın önde gelen iş adamlarıyla bir araya geldi.

    OKT Trailer fabrikasında gerçekleşen ve Aydın’ın önde gelen sanayicilerinin ADÜ yönetimini ağırladığı toplantıya Rektör Prof. Dr. Cavit Bircan’ın yanı sıra Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Törün Özer, Prof. Dr. Halil Kırnak, Genel Sekreterimiz Yrd. Doç. Dr. Mustafa Aslan, ASTİM OSB Yönetim Kurulu Başkanı aynı zamanda OKT Trailer Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Maraş ve ASTİM OSB Bölge Müdürü Erdem Bilgili iş adamları katıldı.

    Üniversite – sanayi işbirliğinin öneminin ele alındığı toplantıda konuşan Rektör Prof. Dr. Cavit Bircan, AR-GE faaliyetlerinin önemine değinerek üniversite-sanayi işbirliğinin gerek sanayici, gerekse üniversite için kaçınılmaz olduğunu vurguladı. AR-GE yatırımları hakkında bilgiler veren Rektörümüz Prof. Dr. Bircan, Türkiye’nin 2023 yılında dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girme hedefi doğrultusunda Ar-Ge ve yenilik faaliyetlerinin daha yoğun bir şekilde yürütülmesinin zorunluluk haline geldiğini, buna bir de TEKNOKENT’in eklenerek hem ülke ekonomisine hem de Aydın’a büyük katma değer yaratılması için sanayinin ve Üniversitenin taşın altına elini koyması gerektiğini kaydetti.

    AR-GE harcamalarının, ülkelerin gelişmişlik göstergeleri açısından en önemli faktör olduğunun altını çizen Prof. Dr. Bircan, “Dünyadaki gelişmiş ülkeler ile gelişmekte olan ülkeler arasındaki farkı ortaya koyan en önemli gösterge AR-GE harcamaları ve çalışmalarıdır. 1 kg beton 1 sent iken, 1 mikro ve nano chip fiyatı milyon dolarları bulmaktadır. Ar-Ge Faaliyetleri Araştırması kapsamında kamu kuruluşları, vakıf üniversiteleri ve ticari kesim anket sonuçları ile devlet üniversitelerinin bütçe ve personel dökümlerine dayalı olarak yapılan hesaplamalara göre Türkiye’de gayrisafi yurtiçi Ar-Ge harcaması, 2015 yılında bir önceki yıla göre yüzde 17,1 artarak 20 milyar 615 milyon TL olarak hesaplanmıştır. Türkiye’de gayrisafi yurtiçi Ar-Ge harcamasının gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYİH) içindeki payı yüzde 1,06’ya yükselmiştir. 2023 hedefi ise yüzde 3’tür. Gayrisafi yurtiçi Ar-Ge harcamalarında özel sektör yüzde 50 ile en büyük paya sahipken, bunu yüzde 39,7 ile yükseköğretim sektörü ve yüzde 10,3 ile kamu sektörü takip etmiştir. TÜBİTAK’ın üniversitelere ayırdığı kaynak son 8 yılda 66 kez artmıştır. Dünyada hiçbir kurumun bunu yaptığını bilmiyorum, ancak daha da arttırmalıyız. Eksiklerimiz de var. Mesela uluslararası patent başvuru sayımız çok az. Araştırmacı sayımızın 300 binde olması lazım, ancak henüz orada değiliz. Yüksek teknolojik ürünlerin ihracattaki payı hala yüzde 3,4 seviyesinde. Üniversite sanayici işbirliğini henüz istenilen seviyeye getiremedik. Biz bugün bunun tohumunu attık, inşallah hem ülkemiz hem de Aydın için hayırlara vesile olacak” dedi.

    Prof. Dr. Bircan, Ar-Ge’ye yönelik projeler için ADÜ ile temasa geçilmesi durumunda büyük çaplı projelerin TÜBİTAK gibi birimlere verilmesinin, küçük çaplı projelerin ise Lisansüstü öğrencilere proje olarak verilip bu öğrencilerin ortak olarak çalıştırılmasının planlandığını belirterek “Fikir ve önerilerin samimi bir şekilde paylaşılması bizi memnun eder. Birlikte kafa yorar, ülkemiz ve kendi değerlerimiz için en iyisini nasıl yaparız bunun için var gücümüzle çalışırız. Ar-Ge faaliyetlerinin çoğu ihtiyaç ve problemlerden kaynaklanıyor. Bunların Üniversitemizle paylaşılarak proje haline getirilmesi her iki tarafında yararına olacaktır. Problemlerin çözümüyle ilgili önerilerinizi üst yönetimimize mutlaka bildirmenizin ve bu iş birliğinin kesintisiz sürdürülmesinin yararlı olacağına inanmaktayız. Merkez laboratuarımızda yapılmasını istediğiniz test analiz işlemleriyle ilgili önerileriniz ve destekleriniz bizim için çok değerli olacaktır” diye konuştu.

    Üniversite ile birçok ortak projelerinin olduğunu belirten sanayiciler açıklamalarında “Bizlerin sanayici olarak, üniversitelerin akademik kadrolarından, laboratuvarlarından ve hocalarımızın bilgi birikimlerinden daha çok istifade etmesi gerekir. Bir mühendisin tam donanımlı hale gelmesi işletmelerde alacağı eğitimle gerçekleşecektir. Gerçek laboratuvarlar şu anda bizim işletmelerimiz. Dolayısıyla biz hocalarımıza işletmelerimizin kapılarını açıyoruz. Akademisyen ve öğrencilerimizin branşı fark etmez, bir tesiste araştırma yapmak istiyorsa o işe uygun olan bir firmaya o hocamızı ve öğrencimizi yönlendirmede yardımcı oluruz. Biz Üniversite – Sanayi işbirliğini çok önemli görüyoruz. Bir taraftan öğrencilerimiz üniversitede eğitim alırken bir taraftan da fabrikalarda eğitim almalı. Bizler de hem ülke, hem de il olarak üniversite-sanayi işbirliğini geliştirmek durumundayız. Dünya Ekonomik Forumu Küresel Rekabetçilik Raporunda, Ar-Ge boyutu içerisinde kullanılan göstergelerden biri olarak Üniversite Sanayi İşbirliği verileri kullanılmaktadır. Üniversite sanayi işbirliğinde 144 ülke arasından ilk beş sırasıyla, Finlandiya, ABD, İsviçre, İngiltere ve Singapur’dur. Neden biz bu ülkelerin arasına ülkemizi sokmayalım? Bu toplantı bunun ilk adımı olarak gerçekleşti, inşallah hem Üniversitemiz hem de değerli akademisyenlerimizle birlikte, ülkemiz ve Aydın adına güzel işler başaracağız” ifadelerine yer verdi.

    Konuşmaların ardından toplantıya katılan ADÜ yönetimi ve ASTİM OSB sanayicileri organize sanayide bulunan fabrikaları gezdi.

  • YÖK’ten üniversite-sanayi iş birliğine yeni model

    Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ile ASELSAN arasında “ASELSAN Akademi Lisansüstü Eğitim Programı” iş birliği protokolü imzalandı.

    YÖK ile ASELSAN arasında “ASELSAN Akademi Lisansüstü Eğitim Programı” iş birliği protokolü, YÖK Başkanı Yekta Saraç, ASELSAN Anonim Şirketi adına Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. İbrahim Özkol ve ASELSAN Genel Müdürü Dr. Faik Eken tarafından imzalandı. YÖK’te gerçekleştirilen imza töreninde konuşan YÖK Başkanı Saraç, Türkiye’nin küresel rekabet ortamında 2023’te dünyanın en büyük ekonomilerinden birisi olma hedefinin başında Ar-Ge odaklı büyüme olduğunu kaydetti. Saraç, “Protokol kapsamında ASELSAN’ın insan kaynağının niteliğini bilgi ve bilim temelli olarak daha da artırılmasına yönelik ülkemizin alanlarında başarılı üniversitelerinde doktora yapabilmeleri mümkün olabilecektir” ifadelerini kullandı.

    Türkiye’nin 2023 hedefi dikkate alındığında, ülkenin hedefine ulaşabilmesinin nitelikli bilgi ve insan faktörü ile mümkün olabileceğinin altını çizen Saraç, “Ülkemizde yükseköğretime erişim ve yükseköğrenimin artırılması 2000’li yıllardan önce çözümlenmesi gereken en önemli sorun iken özellikle 2003-2014 arasında bu konu da sayısal açıdan çok önemli gelişmeler sağlanarak, bir sıçrama yaşandı ve yatay büyüme olarak adlandırabileceğimiz büyümeye ülke olarak şahit olduk. Yükseköğretim sistemimizdeki son 10 yılda yaşanan bu büyüme sürecinin bundan sonraki aşaması da nitelik ve kalite bakımından büyümedir” açıklamasında bulundu.

    Son iki buçuk yıl içinde YÖK’ün, ilgili tüm paydaşlarıyla gerçekleştirdiği ve kamuoyu ile paylaştığı girdi ve süreç odaklı pek çok yeniliği gerçekleştirdiğine dikkati çeken Saraç, bunların başında Kalite Kurulu’nun oluşturulması ve misyon farklılaşması odaklı ihtisaslaşma olduğunun ifade etti. Saraç, “Bugün imzalanacak protokolle bu girişimlerimizle bütünleşik bir yapı içerisindedir. Türk yükseköğretim sisteminde bu yapısal değişim sürecini başlatabilmek ve başarıyla sürdürebilmek için nitelikli insan kaynağına öncelikli ihtiyaç olduğumuz açıktır” şeklinde konuştu.

    YÖK’ün doktora derecesine sahip insan kaynaklarının nicelik ve niteliğinin artırılmasına yönelik olarak 100/2000 Doktora Projesini hayata geçirdiklerini hatırlatan Saraç, şunları kaydetti:

    “Yeni YÖK’ün stratejik yaklaşımı ile hayata geçirilen bu projeler Türk yükseköğretiminin keyfiliğe ve mühmelliğe bırakılmadığını göstermekte ve bilimsel bir metotta ve rasyonel bir tarzda yeniden şekillendirilmesine katkı sağlamaktadır. YÖK, bilim hayatını üniversitelerimizin bilimsel gücüyle tekrar şekillendirmeye ve yükseköğretimi kalite, ihtisaslaşma ve öncelikli alanlar, nitelikli kavramlarla yeniden yapılandırma gayreti içindedir.”

    “Üniversite-sanayi iş birliği sürecine yeni ve yenilikçi bir model daha dahil etmiş olacağız”

    YÖK Başkanı Saraç, ASELSAN ile yapılan protokolü önemsediklerinin altını çizerek, “Ülkemizin sadece savunma sanayiindeki liderliği ile değil, sanayi sektörünün öncü kurumu olan ASELSAN ile lisansüstü eğitim odaklı ASELSAN akademi sürecini başlatmak üzere bir protokol imzalayacağız” dedi.

    Saraç, protokolle ilgili ise şöyle konuştu:

    “Protokol kapsamında ASELSAN’ın insan kaynağının niteliğini bilgi ve bilim temelli olarak daha da artırılmasına yönelik ülkemizin alanlarında başarılı üniversitelerinde doktora yapabilmeleri mümkün olabilecektir. YÖK olarak bu süreçte koordinasyon ve yönlendirici bir rol üsteleneceğiz. Bu şekilde Yeni YÖK olarak akademi vasıtası ile ülkemizde uzun süredir konuşulan üniversite-sanayi işbirliği sürecine yeni ve yenilikçi bir model daha dahil etmiş olacağız.”

    “Çağı yakalayan insan kaynağını yetiştirirsek arkasından teknoloji ve sanayi kendi kendine yükselecektir”

    ASELSAN Elektronik Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Özkol ise “Ülkemizin 4 güzide üniversitesi bir araya gelerek ASELSAN gibi savunma sanayinin amiral gemisi kabul edeceğimiz bu kuruluşla birlikte sanayi-üniversite iş birliği yüksek lisans programını ortaya koydu” ifadelerini kullandı. Özkol, insan kaynağı yeterli değilse istenilen sistemlere sahip olunulsa bile gereken verimin alınamadığını söyleyerek, “Şunun farkındayız, biz yeterli, bilgili, donanımlı, çağı yakalayan insan kaynağını yetiştirirsek arkasından teknoloji ve sanayi kendi kendine yükselecektir” dedi.

    Proje kapsamında, ASELSAN personelinin Gazi Üniversitesi, ODTÜ, Gebze Teknik ve İstanbul Teknik Üniversitelerinde, ASELSAN’ın misyon ve vizyonuna uygun savunma sanayii alanında yüksek lisans ve doktora tez, araştırma konularında eğitim alması sağlanacak. Endüstriyel Lisansüstü Eğitim Programı ile ASELSAN’ın sahip olduğu teknoloji ve bilgi birikiminin geliştirilmesi ve sürekliliğinin sağlanması hedefleniyor. Akademik yeterliliğe sahip personelin savunma projelerinde görevlendirilmesi ile savunma sanayii alanında kritik teknolojilerin millileştirilmesi ve başarıyla sonuçlandırılmasına ivme kazandırılacak. ASELSAN Akademi Programı, ASELSAN’ın ve Türkiye’nin kritik teknolojilerinde gelişimini sağlayarak, rekabet gücünü artıracak. Programa katılan ASELSAN personeli, çalıştığı projelerini endüstriyel tez kapsamında gerçekleştirerek lisansüstü diploma sahibi olacak. Akademik tecrübeleri olan üniversite öğretim üyeleri, doğrudan endüstrinin projelerine dahil olarak endüstriyel tecrübeleri ile eğitim ve teknolojisine katkıda bulunacak.

  • Üniversite-sanayi işbirliği

    Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO), Uludağ Üniversitesi (UÜ) ve Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) arasında protokol imzalandı. Öğretim üyeleri, master ve doktora öğrencilerine yurt dışındaki fuarlar aracılığıyla teknolojik gelişmeleri inceleme fırsatı sunacak olan protokol, üniversite ile sanayinin bilgi temelli üretim modeline güç katmayı hedefliyor.

    BTSO, UÜ ve BTÜ yeni bir işbirliğine imza attı. BTSO’nun makro projelerinden birisi olan değişim programı çerçevesinde imzalanan protokol ile üniversitelerdeki öğretim üyeleri, master ve doktora öğrencileri, odanın destekleriyle yurt dışındaki sektörel fuarlara ve teknolojik gelişmelerin paylaşıldığı faaliyetlere katılacak. Akademisyenler, yaptıkları araştırmaları raporlayarak sektörlerin hizmetine sunacak.

    BTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İsmail Kuş, sahip olduğu bilgiyi ekonomiye kazandıran toplumların rekabette öncü olduğunu söyleyerek, “Üniversitelerimiz, şehrimizin en önem kurumlarındandır. Üniversitesindeki potansiyeli ve tecrübeyi kullanamayan şehirlerin ve ülkelerin kalkınması asla mümkün değildir. Biz bu akademik aklı, mutlaka ekonomiye dönüştürmeliyiz. UÜ ve BTÜ ile birlikte imzaladığımız bu protokolün kentimizdeki ileri teknoloji üretimine güç katacaktır” dedi.

    UÜ Rektörü Prof. Dr. Yusuf Ulcay, 41 yıllık köklü bir geçmişe sahip Uludağ Üniversitesi olarak üniversite-sanayi işbirliğinin laftan icraata geçmesi için önemli çalışmalara imza attıklarını kaydetti. Ulcay, “Üniversitelerimizdeki mevcut bilimsel çalışmaların mutlaka sanayi ile birleşmesi lazım. 3. Nesil Üniversite vizyonumuzun da ana hedefi bu. Ülkemizin 2023 yılı hedeflerine ulaşmasında üniversitelerin bilimsel fikirleri büyük önem taşıyor. Bu açıdan ‘Bilimden üretime üretimden ekonomiye’ mottomuz da bu hedefe öncülük ediyor. Genç ve dinamik üniversite olan BTÜ’nün de işbirliğinde yer alması büyük önem taşıyor. Çünkü üniversitelerimiz aynı şirketler gibi hem rekabet etmeli hem de ortak çalışmalar yürütmelidir. Çünkü rekabet üniversiteleri dinamik tutar. Bu anlamda üniversitelerimizin ve araştırmacılarımızın yanında yer alan BTSO’ya teşekkürlerimi sunuyorum” diye konuştu.

    BTÜ Rektörü Prof. Dr. Arif Karademir ise, üniversite sanayi işbirliğine liderlik eden BTSO’nun şehir ve ülke ekonomisine değer katan önemli projelere öncülük ettiğini belirtti. BTÜ’nün yeni kurulan dinamik bir üniversite olduğuna dikkat çeken Karademir, “Türkiye ekonomisinin kalbinin attığı bir kentte, BTSO ve UÜ ile birlikte işbirliği yapmak bizim için büyük bir güçtür. Bu protokol, kentimizdeki üniversiteler arasında koordinasyona ve işbirliğine dinamizm katacak. BTSO Başkanımız İbrahim Burkay’ın ‘standartlara uyan değil, standartları belirleyen bir şehir’ hedefi gibi biz de ‘teknolojiyi kopyalayan değil, üreten bir üniversite’ vizyonumuzla çalışmalarımızı yürütüyoruz. Bilimsel ve ekonomik mücadelede kol kola girmek zorundayız. Bu bir takım oyunu. Bu işbirliğine elimizden gelen her türlü desteği vermeye hazırız” ifadelerini kullandı.

  • İkitelli OSB ile İZU ’üniversite-sanayi’ iş birliği protokolü imzaladı

    Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü’nün, İkitelli Organize Sanayi Bölgesi (OSB) ziyareti sırasında İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Bulut ile OSB arasında üniversite-sanayi iş birliği protokolü imzalandı.

    OSB Müteşebbis Heyet ve Yönetim Kurulu Başkanı ve İstanbul Valisi Vasip Şahin ile İkitelli OSB Yönetim Kurulu Başkan Vekili Şaban Gülbahar ev sahipliğinde gerçekleştirilen ziyarette Bakan Özlü, 300 bin kişinin istihdam edildiği OSB’de çalışmaları yerinde görerek sorunları da dinledi.

    “Sanayici ülkenin kahramanıdır”

    Ziyarette sanayicilere seslenen Özlü, sanayicilerin yaptığı işin ülke için büyük önem taşıdığını, sanayicilerin ülkenin kahramanları olduğunu söyledi. 15 Temmuz darbe girişimine de değinen Özlü, “Türkiye, o gecenin etkilerinden çok hızlı bir şekilde sıyrıldı. Pazartesi günü, Ağustos ayına ait sanayi üretim verileri açıklandı. Biliyorsunuz, Temmuz ayında, o alçak darbe girişiminin de etkisiyle sanayi üretimimiz düşmüştü. Ancak Ağustos ayında, sanayicilerimize adeta bir destan yazdılar, Temmuz’daki kayıplarını süratle telafi ettiler. Ağustos’ta sanayi üretimi, temmuz ayına göre yüzde 9,4 oranında arttı. Geçen yılın aynı ayına göre ise, sanayi üretimindeki artış yüzde 2,2 oldu. Bu başarıya imza atan tüm sanayicilerimizi yürekten tebrik ediyorum. Başarılarınızın devamını diliyorum” diye konuştu.

    “Güçlü sanayinin olmazsa olmaz şartı ekonomik ve siyasi istikrardır”

    “Türkiye’nin büyümesi ihracata, ihracatın artması da sanayi üretimine bağlıdır” diyen Bakan Özlü, “Bu ülke için yatırım, üretim ve ihracat yapıyorsunuz. Kazandığınız parayla, mevcut yatırımlarınızı büyütmenin veya yeni yatırımlar yapmanın derdini taşıyorsunuz. Türkiye’nin büyümesi ihracata, ihracatın artması da sanayi üretimine bağlıdır. İhracatımızın yüzde 95’ini sanayi ürünleri oluşturuyor. Bu nedenle, sanayimizin rekabet gücünü artırmak, daha fazla ve daha nitelikli üretim yapmak, Türkiye için büyük önem taşıyor. Bunu biliyoruz ve sizlerin her anlamda önünüzü açmak için büyük bir gayret gösteriyoruz. Güçlü sanayinin olmazsa olmaz şartı ekonomik ve siyasi istikrardır. Ekonomik ve siyasi istikrarı, adeta gözbebeğimiz gibi koruyoruz. Güçlü yapımız sayesinde, çok kuvvetli fırtınalar karşısında bile dimdik ayakta kalabiliyoruz. 15 Temmuz süreci, bunun en iyi örneklerinden birisidir. Dünya, inanın bizim o gece yaşadıklarımızın binde birini yaşasa, yerle bir olacak olan ekonomilerle dolu” dedi.

    “Bizim için yeni bir başlangıç çok heyecanlıyız”

    İHA’ya imzalan protokolün önemi hakkında açıklama yapan İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Rektör Prof. Dr. Mehmet Bulut, “Bugün bizim için çok heyecan verici bir gün. Üniversitemiz ile İkitelli Organize Sanayi Bölgesi arasında işbirliği protokolü imzaladık. Türkiye’de en önemli eksikliklerden biri üniversite-sanayi işbirliği eksikliğidir. Türkiye’de üniversiteler daha çok teorik bilgide kalıyorlar. Bu teorik bilginin pratiğe yansıması ülke kalkınmasına dönüşebilmesi için üniversite-sanayi işbirliği son derece önemli. Bizim ülkemizde çok eksik. Biz üniversite olarak bunun hızlı bir şekilde telafisi için bütün fakültelerimizde, öğretim üyelerimizi teorik bilgi ile pratiği hayata geçirecek, ülke kalkınmasına büyümesine katkı sağlayacak bir sürece adım atmış oluyoruz. Öğrencilerimizin staj yapma imkanları da olacak. İnşallah hayırlı güzel bir başlangıç olur” ifadelerini kaydetti.