Etiket: umut

  • (Özel Haber) 40 Yıl Önceki Vasiyeti 2 Aileye Umut Oldu

    Batman’da 40 yıl önce “Ölürsem organlarımı bağışlayın” vasiyetinde bulunan ve önceki gün 77 yaşında hayatını kaybeden Şaban Nergis adlı vatandaşın organları iki aileye umut oldu.

    Batman’da 20 gün önce beyninde kan pıhtısı oluşun 77 yaşında Şaban Nergis, fenalaşınca özel bir hastaneye kaldırıldı. Nergis, hastanede yapılan tüm müdahalelere kurtarılamadı. Nergis’in organları ise 40 yıl önce ailesine yaptığı, “Ölürsem organlarımı bağışlayın” vasiyeti üzerine Diyarbakır ve Malatya’daki iki aileye umut oldu.

    Babasının karaciğeri ve böbreğinin başka insanlara hayat bulacağını ve bunun için çok mutlu olduklarını anlatan Emel Nergis, “Babam 40 yıl önce annemlere organlarının bağışlanması için vasiyet etmişti. Vasiyetini yerine getirdik” dedi.

  • Organlarıyla 3 Kişiye Umut Oldu

    Bursa’da geçirdiği beyin kanaması nedeniyle beyin ölümü gerçekleşen 71 yaşındaki hastanın iki böbreği ve karaciğeri, 3 kişiye umut oldu.

    Geçtiğimiz cuma günü beyin kanaması geçirerek ambulansla Çekirge Devlet Hastanesi’ne kaldırılan 71 yaşındaki Necati A., iki gün yoğun bakımdaki gerçekleşen tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Bunun üzerine aile ile görüşen Organ Nakli Merkezi Koordinatörleri, ailenin de organ naklini onaylamasının ardından gece saatlerinde operasyonu başlattı.

    Ameliyat öncesi gazetecilere bilgiler veren Çekirge Devlet Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Timur Didinen, “71 yaşında erkek hastamızın, geçirdiği beyin kanaması neticesinde beyin ölümü gerçekleşti. Hiç vakit kaybetmeden aile ile görüştük. Aile bilinçli bir aileydi, organları bağışlamayı hemen kabul etti. Böylece organ bağışı operasyonuna girmek üzereyiz. Organları çıkaracağız. Böbrekleri ve karaciğeri kullanılacak, 3 tane hayat kurtaracaklar. Bir böbrek ve karaciğer Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne diğer böbrek de Bursa’da özel bir hastanemize gönderilecek.” dedi.

  • Otizimli Bireyler İçin Güçlü Bir Umut ’Değer Otizm’

    Türkiye’de sayılarının en az 450 bin olduğu tahmin edilen otizmli bireylerin ihtiyaç duydukları her tür eğitim, gelişim ve rehabilitasyon olanağını bütünsel bir biçimde sağlamak üzere çalışmalar yapmayı hedefleyen Değer Otizm Yardımlaşma Derneği kuruldu.

    Türkiye’de sayılarının en az 450 bin olduğu tahmin edilen otizmli bireylerin ihtiyaç duydukları her tür eğitim, gelişim ve rehabilitasyon olanağını bütünsel bir biçimde sağlamak üzere çalışmalar yapmayı hedefleyen Değer Otizm Yardımlaşma Derneği kuruldu. Kişinin dil gelişimi, algılama, öğrenme, fiziksel koordinasyon gibi pek çok alanda yetersiz gelişim göstermesine yol açan otizmle ilgili toplumsal farkındalık ve eğitim olanaklarının son derece yetersiz olduğunu belirten Değer Otizm Yardımlaşma Derneği Başkanı Nihat Boztepe, “Ülkemizde yüz binlerce otizmli çocuk, yetersiz eğitim ve eksik rehabilitasyon nedeni ile ömür boyu engelli ve başkalarının yardımına bağımlı halde kalıyor. Bu durum otizmli bireye sahip aileleri de çocuklarının bu üzücü durumuna çaresizlik içinde katlanmak zorunda bırakıyor. Oysaki otizmli çocuklara erken yaşlardan itibaren yeterince eğitim, tıbbi, psikolojik ve sosyal destek imkanı sağlandığında çoğu zaman kendi kendilerine yetebilecekleri gelişim seviyesine gelebiliyorlar” dedi.

    HİZMETLER HEM YETERSİZ HEM PAHALI

    Fiziksel görünüm açısından dışarıdan bakıldığında normal çocuklardan ayırt edilmeleri özel bir dikkat gerektirse de aslında otizmli çocukların dil gelişimi, fiziksel koordinasyon, davranış gelişimi, nörolojik gelişim gibi pek çok açıdan gelişim yetersizlikleri bulunduğunu belirten Boztepe, “Dolayısıyla yaygın gelişim sorunları yüzünden bu çocukların rehabilitasyonu çok sayıda uzmanın bir arada çalışmasını gerektiriyor. Özel eğitim öğretmeni, psikolog, fizyoterapist, çocuk psikiyatristi veya nöroloğu, dil terapisti, beden eğitimi öğretmeni ve diyetisyen bu sürecin olmasa olmaz uzmanları arasında yer alıyor. Ülkemizde tüm bu hizmetleri otizmli çocuklara bir arada sunabilecek kurum sayısı yok denecek kadar azdır. Tam olmasa bile bu hizmetleri belli ölçüde sağlayabilen kurumların ücretleri ise velilerin ezici çoğunluğu için astronomik durumda. Bu koşullar altında her aile kendi imkanı ölçüsünde çocuğuna bu hizmetlerin bir kısmını sağlamaya çalışıyor. Fakat çoğu zaman sağlanan destek yetersiz ve kalitesiz düzeyde kaldığı için de çocuklar topluma kazandırılamıyor” ifadelerini kullandı.

    DEĞER, UMUT IŞIĞI OLACAK

    Türkiye’de otizm gerçeğinin farkında olan ve bu konuda bir şeyler yapmanın en anlamlı bireysel ve sosyal sorumluluk örneklerinden birisi olacağına inanan bir grup gönüllünün bir araya gelerek Değer Otizm Yardımlaşma Derneğini kurduklarını söyleyen, Dernek Başkan Yardımcısı Şule Gökırmak, “Bu dernek, otizmli bireylerin gelişimi ve bu çocuklara sahip olan ailelerin desteklenmesi konusunda ihtiyaç duyulan tüm hizmetleri bilimsel standartlar doğrultusunda bir arada sağlamak için çaba harcamayı amaçlıyor. Derneğe üye olan veya gönül veren kişilerin büyük çoğunluğunun otizmli çocuk sahibi olmaması dikkat çeken bir özellik. Özellikle otizmle ilgili olmayan bireylerin dikkatini bu soruna çekmek ve sorumluluk üstlenmelerini teşvik etmek açısından bu yolu tercih ediyorlar” diye konuştu.

    Otizmli bireylerin rehabilitasyonu ve topluma kazandırılması için devlete ve bu bireylerin aileleri dışında kalan kesimlere de görevler düştüğünü belirten Gökırmak, bu alanda evrensel ve bilimsel kabullere uygun standartlara ulaşmak, bu çocuklar için güvenli ve destekleyici bir ’şemsiye’ olabilmek için ’Yaşamına ve yaşama Değer kat’ sloganıyla çalışmalarına başladığını söyledi ve herkesi bir çocuk için dünyayı daha yaşanılır kılmak için destek vermeye çağırdı.

  • Sulama Tesisi Çiftçiye Umut Oldu

    Manisa Büyükşehir Belediyesi Kırsal Hizmetler Daire Başkanlığı Selendi’nin Tavak Mahallesinde tarım arazilerinin sulanması için su kuyusu açıldı.

    Manisa Büyükşehir Belediyesi tarımsal üretimin artırılmasına yönelik desteklerini sürdürüyor. Kırsal Hizmetler Daire Başkanlığı tarafından Selendi’nin Tavak Mahallesinde tarımsal arazilerin sulanması kapsamında sondaj kuyusu açıldı.

    Bostanalan mevkiinde yapılan çalışmalarda 200 metre derinliğindeki ilk sondajdan 14 lt/sn su elde edildi. Çıkarılan su, 310 dekar kuru tarım arazisinin sulamasında kullanılacak. Bu arazilerde turşuluk salatalık ekimi planlanıyor.

    Kırsal Daire Başkanlığı’nın yaptığı çalışmalar kapsamında geçimini çiftçilikle sağlayan 22 aile yararlanacak. Büyükşehir Belediyesinin yaptığı çalışmalarla bölgedeki çiftçilerin yaklaşık 340 bin TL gelir sağlaması hedefleniyor.

  • Mikro Akışkanlı Çip, Bebek Özlemi Çekenler İçin Umut Oldu

    Tüp bebek uygulamalarında, santrifüj (genellikle elektrikli bir motor yardımıyla sabit eksenli, dairesel dönme hareketi gerçekleştiren bir laboratuvar aleti) ve pipetle karıştırma gibi geleneksel yöntemlere karşı yeni bir teknoloji olan mikro akışkanlı çip, bebek özlemi çekenler için umut oldu.

    Türkiye’de İstanbul, İzmir, Ankara, Adana , Bursa, Muğla, Konya, Eskişehir, Kayseri, Manisa, Samsun, Antalya, Kırklareli, Van, Mersin ve KKTC’deki merkezler ile birçok gelişmiş ülkede başarıyla uygulanan mikro akışkan mikro çipler, Ege Üniversitesi Tüp Bebek Merkezi’nde başarıyla uygulanıyor.

    İLK TÜP BEBEĞİN UYGULANDIĞI MERKEZ

    Türkiye’de 27 yıl önce ilk tüp bebek işleminin yapılarak, canlı doğumun sağlandığı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Tüp Bebek Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ege Tavmergen Göker, “Kurulduğu günden bu yana Tüp Bebek Merkezi’nde görev yapıyorum. İlk tüp bebek bizim ellerimize doğdu. Her zaman yenilikler peşinde koşan bir merkez olduk. Mikro akışkan çipi Türkiye’de ilk kullanan merkezlerden biriyiz. Yurt dışıyla bağlantılı bir çalışma başlattık. Burada üzerinde çalıştığımız vakaları, yurt dışında yapılanlarla karşılaştırıyoruz” dedi.

    ERKEK KISIRLIĞINA BÜYÜK ORANDA ÇÖZÜM

    Eski sperm seçme yöntemlerinde, kaliteli spermlerin doğal olmayan sarsılma ve stres artırıcı ortamlar sebebiyle bozulduğuna dikkati çeken Prof.Dr. Ege Tavmergen Göker, “Eski yöntemlerle spermlerdeki DNA hasarı sebebiyle döllenme sonrasında embriyo kalitesi üzerinde negatif etkiler tespit ettik. Akışkan mikro çiplerde, sperme dışarıdan herhangi bir müdahalede bulunulmuyor. Spermler doğal seleksiyonları ile ayıklanıyorlar” ifadelerini kullandı.

    Sperm hücrelerinde, çıplak gözle görülemeyen DNA hasarlarına da bu yöntemle müdahale edildiğini ve en iyi embriyoların oluşturulduğunu belirten Göker, “Bizim beklentimiz, çiftlerin evlerine bebekle dönmelerdir, gebe kalıp düşürmeleri değil. Şu an yüzde 40’larda kalan tüp bebek başarısını bu yöntemle ciddi oranda artıracağımıza inanıyoruz. Bu zamana kadar elde ettiğimiz veriler bu yönde” diye konuştu.

    “TÜP BEBEK TEDAVİSİNDE, MERKEZ İYİ SEÇİLMELİ”

    Tüp bebek tedavisi denemiş veya denemek isteyen çiftler için çeşitli uyarılarda bulunan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Tüp Bebek Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ege Tavmergen Göker, şunları kaydetti:

    “Doğal yollarla çocuk sahibi olamayan çiftler, bütün uygulamaların yapıldığı kapsamlı merkezleri tercih etmelidirler. Aksi takdirde, başarılı sonuçlar elde edemedikleri merkezlerle yollarını ayıran çiftler, her defasında aynı işlemleri tekrarlayarak sadece zaman kaybetmiş, süreci uzatmış olurlar. Bebek sahibi olmak isteyenler iyi araştırıp, kendilerine en uygun merkezi seçmeliler.”