Etiket: umut

  • 4 günlük yaşam mücadelesini kaybetti, organları 5 hastaya umut oldu

    4 günlük yaşam mücadelesini kaybetti, organları 5 hastaya umut oldu

    İzmir’in Konak ilçesinde merdivenden düşerek yaralanan ve kaldırıldığı hastanede 4 gün süren yaşam savaşını kaybeden şahsın organları 5 hastaya umut oldu.

    İzmir’in Konak ilçesinde yaşayan bir çocuk babası Mehmet Cüneyt Payzın, 23 Kasım’da akşam saatlerinde evine girdiği sırada merdivenden düşerek başından yaralandı. Payzın, ambulansla özel bir hastaneye kaldırıldı. Beyin kanaması teşhisi konulan Payzın’ın dün beyin ölümü gerçekleşti. Hastanenin Organ Nakli Koordinatörlüğü ekiplerinin görüştüğü Payzın’ın ailesi, organları bağışlama kararı aldı. Ailenin onayının ardından Payzın’ın kalbi, karaciğeri, akciğeri ve iki böbreği, nakledilmek üzere çeşitli kentlerdeki hastanelere gönderildi.

  • Erzurum İl Sağlık Müdür Bedir: “Organ nakli umut ışığımızdır”

    Erzurum İl Sağlık Müdür Bedir: “Organ nakli umut ışığımızdır”

    Her yıl 3-9 Kasım tarihleri arasında düzenlenen Organ Bağış Haftası programı Erzurum Palandöken’de bir otelde düzenlendi.

    Bu yıl dördüncüsü düzenlenen Organ Nakli Sempozyumunda konuşma yapan Erzurum İl Sağlık Müdürü Dr. Gürsel Bedir, “Organ nakli gelişen tıbbın artık umut ışığıdır. Hakikaten inanılmaz bir olay. Bir insanın hastalıklı organını alıyorsunuz, yerinden çıkarıyorsunuz, bir başka insandan sağlıklı bir organ alıp oraya taşıyorsunuz. Bu gerçekten müthiş bir olay. Bu bağlamda çok başarılı hizmetler ortaya koyan Atatürk Üniversite’mizin organ nakli bölümüne, başta Gürkan hocam olmak üzere tüm organ nakli camiasına şükranlarımı sunmak istiyorum” dedi.

    Organ nakli yeniden bir başlayış, yeniden bir hayat gibi diyen Bedir, “Biz de Erzurum İl Sağlık Müdürlüğü olarak üzerimize her ne görev düşüyorsa yapmaya hazırız. Gerek donöre(vericiye) ulaşmak gerekse de organların bir yerden bir yere nakli gibi durumlarda ambulans uçakların kullanımı gibi hizmetlerde üzerimize ne düşüyorsa bu camianın emrindeyiz” şeklinde konuştu.

  • Bodrum ve Milas’a turist çekmek için umut kültür ve doğa turizminde

    Bodrum ve Milas’a turist çekmek için umut kültür ve doğa turizminde

    Rus’ya ve Ukrayna’dan Bodrum ve Milas yöresine turist çekmek için girişim başlatıldı. Rus ve Ukraynalı turistlerin faklı bir turizm anlayışıyla Bodrum ve Milas’a çekilmesi ve gelecek turistlerin otelden çıkarak bölgeyi gezerken harcama yapması hedefleniyor.

    Türkiye’ye Rusya’dan gelen ve çoğunlukla Antalya’da her şey dahil tesislerden çıkmadan tatilini geçirmekte olan turistlerin farklı bir turizm seçeneğiyle Bodrum ve Milas yöresine çekilmesi için araştırma başlatıldı. Araştırma kapsamında Bodrum ve Milas yörede incelemelerde bulunan bir Rus turizm kuruluşu temsilcisi Milas Ticaret ve Sanayi Odası’nı da ziyaret ederek Rus ve Ukraynalı turistlerin bölgeye çekilebilmesi için yapılabilecekler konusunda görüş alışverişinde bulundu.

    Rusya ve Ukrayna’dan Türkiye’ye turist getirmek üzerine faaliyetlerini sürdüren ve Bodrum’daki turizm ofisinde çalışmalarını yürüten Rus Turizm Organizatörü Igor Pasynchuk, Milas Ticaret ve Sanayi Odası’nı ziyaret ederek yörenin turizm potansiyeli hakkında bilgi edindi. MİTSO Yönetim Kurulu Başkanı Reşit Özer ile görüşen Rus Turizm Organizatörü Igor Pasynchuk, Rusya ve Ukrayna için Türkiye’nin çok önemli bir turizm ülkesi olduğunu belirterek amaçlarının Rusya ve Ukrayna’dan daha çok turistin Türkiye’ye gelmesini sağlamak ve Türkiye’ye gelen turistlerin de Bodrum – Milas yöresine gelmesini sağlamak olduğunu söyledi.

    Rus Turizm Organizatörü Igor Pasynchuk, Rusya’nın 143 milyon, Ukrayna’nın 45 milyon nüfuslarıyla Türkiye için turizmde çok önemli ülkeler olduğunu belirterek “Bizim de amacımız Rusya ve Ukrayna’dan Türkiye’ye daha çok turist getirmek, gelen turistleri de farklı bir turizm konseptiyle Milas – Bodrum yöresine çekmek” diye konuştu. Rusya’dan her yıl Türkiye’ye 4 milyon 500 bin turistin geldiğini, bunların 3 milyon 500 bininin Antalya’ya, 1 milyonunun ise İstanbul’a gittiğini, ancak 500 bin kadarının Marmaris ve Fethiye’ye geldiğini anlatan Rus Turizm Organizatörü İgor Pasynchuk “Antalya’ya gelen Rus ve Ukraynalı turistler 5 yıldızlı, her şey dahil tesisleri tercih ediyorlar. Tesisten de dışarı çıkmıyorlar. Turistler kaldıkları tesislerden dışarı çıkmalılar ki, turizmciler para kazanabilsinler. Biz, Bodrum ve Milas yöresinde bunu yapmak istiyoruz” dedi. Rus ve Ukraynalı turistlerin Antalya’yı tercih edip Bodrum’a gelmemelerinin nedeninin Bodrum’daki inşaat kalitesinin düşük olması ve pahalılık olduğunu belirten İgor Pasynchuk “Oysa Bodrum, turizmde bir dünya markası. Fakat Rus turistlere göre değil. Rus turistler Bodrum’daki inşaat kalitesini beğenmiyorlar. Yapı standartları Rus turistlere uymuyor. Rus turistler kaliteli inşaatlar ve yüksek tavanlı odalar istiyorlar. Fakat Bodrum’daki tesislerin yapı kalitesi iyi değil ve odaların tavanları basık. Rus turistler bunu beğenmiyor. Üstelik Bodrum’daki fiyatlar da onlar için çok pahalı geliyor” dedi.

    Kendilerinin yeni bir konseptle Bodrum ve Milas yöresine Rusya’dan ve Ukrayna’dan turist çekmeyi amaçladıklarını anlatan Rus Turizmci İgor Pasynchuk “Biz doğa ve kültür turizminin öne çıkararak Rusya ve Ukrayna’dan gelecek turistleri bölgemize çekmek istiyoruz. Bu proje için Milas ve çevresi çok uygun. Milas’ta halı var, deve güreşi var, İncirliin Mağarası var, Hekatomnos Anıtmezarı var ve pek çok tarihi eser ve kent kalıntısı var… Gelen turistler bunları görmek için otelden çıkmalı. Turist otelden çıkarsa turizmci para kazanır, yöre halkı da kazanır” diye konuştu.

    MİTSO Yönetim Kurulu Başkanı Reşit Özer, Rus Turizmci İgor Pasynchuk ile beraberinde ziyarete katılan Harita ve Kadastro Mühendisi Ogün Aydın’ın ziyaretinden duyduğu memnuniyeti ifade ederek “Biz de Milas’ta kültür turizminin gelişmesini istiyoruz. Bu konuda işbirliğine hazırız. Milas’ta UNESCO’nun Dünya Mirası Geçici Listesi’nde iki yerimiz var. Bunlar Hekatomnos Anıtmezarı ve Beçin Ortaçağ kenti kalıntıları. Ayrıca halı dokuyan köylerimiz var. Buraların tanıtımını yapmak için işbirliğine hazırız” dedi.

  • DES Genel Başkanı İshak Çelebi: “Geleceğe umut dolu, nitelikli, özgüven sahibi çocuklar yetiştirmeliyiz”

    DES Genel Başkanı İshak Çelebi: “Geleceğe umut dolu, nitelikli, özgüven sahibi çocuklar yetiştirmeliyiz”

    Çocuklarının sorununu çözememiş bir Türkiye’nin barış ve refah üretemeyeceğini belirten Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkanı İshak Çelebi, çocuk hakları eğitimi ve öğretimi okul öncesinden başlayarak ilk ve ortaöğretimden yüksek öğretime kadar, yaygın eğitim programları dahil tüm çerçevede ve bütünsellik içerisinde gerçekleştirilmesi gerektiğini söyledi.

    DES Genel Başkanı İshak Çelebi mesajında şu görüşlere yer verdi; “Çocuk hakları konusunda geleneksel değerleri evrensel ölçütlerle örtüşen Türkiye’nin açılım ve devrim niteliğinde bir çocuk politikası hazırlaması ve ivedilikle aileden başlayarak uygulamaya geçirmesi gerekir. Türkiye’nin nitelikli ve iyi yetişmiş çocuklar aracılığıyla Dünyada barış tohumlarının atılmasına katkıda bulunabilir. Millet iradesini temsil eden Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının yıldönümünü çocuklara bayram olarak armağan eden Mustafa Kemal Atatürk’ün cumhuriyeti muasır medeniyet düzeyine çıkarmaları için emanet ettiği çocuklarımızın ve dünya çocuklarının katılımıyla 23 Nisanı kutlayan, barış ve kardeşlik gibi yüce değerleri içtenlikle paylaşarak, dünyaya yayılmasına, farklı kültürlerin ortak düzlemde buluşmasına ve kaynaşmasına aracılık eden Türkiye’nin çocuklarını ruhsal ve bedensel olarak en iyi biçimde yetiştirmiş, yüreklerindeki sevgiyi yaşatmış ve eğitim başta olmak üzere tüm haklardan yararlanmalarını sağlamış bir Türkiye geleceğe güvenle bakabilir ve barış dolu bir dünya kurulmasına hizmet edebilir.

    Çocuklarımızın nitelikli, özgür düşünen, yenilikçi ve girişimci bireyler olarak yetiştirilmesi için eğitim sisteminin iyileştirilmesi ve müfredatın uygun hale getirilmesi gerekiyor. Çocukların eğitimi ve öğretimi için hızla mevzuat ve uygulamaya ilişkin düzenlemelerin yapılmasına ihtiyaç vardır. Çocuk eğitiminde yıpranan aile kurumunun saygınlığının tekrar oluşturulması ve ailenin eğitilmesi ile birlikte çocuğa saygı ve çocuk hakları kültürünün gelişmesi sağlanabilir. Türkiye’nin çocuğa yönelik medeni, ekonomik ve toplumsal haklar bağlamında açılım gerçekleştirmesi gerekir.

    Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın başarılarının ve mutluluğunun daim olması dileklerimle, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızı en içten duygularımla kutluyorum.”

  • Yuvada yetişen Ayşe Öğretmen yuvadaki çocukların umut ışığı

    Yuvada yetişen Ayşe Öğretmen yuvadaki çocukların umut ışığı

    Adana’da Çocuk Esirgeme Kurumunda büyüyen müzik öğretmeni Ayşe Atam, Erzurum’daki Nenehatun Çocuk Evleri’nde kalan çocukların umut ışığı oldu. Sevgi evlerinde kalan çocuklara müzik dersi veren Ayşe Öğretmen, “Benim yetişmiş olduğum yerde başlamak istedim. Sonuçta bir insan kurtarmak bile bizim için önemli” dedi.

    Erzurum Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Müzik Öğretmenliği Bölümü’nü mezunu olan Ayşe Atam, 0-18 yaş grubu 60 çocuğun kaldığı Nenehatun Çocuk Evleri’nde müzik dersi vermeye başladı. Müziğin kendisi için sığındığı liman olduğunu belirten Ayşe öğretmen, yetenekli öğrencilere umut ışığı oldu.

    Önce Çocuk Esirgeme Kurumu’nda daha sonra Sevgi Evleri’nde olduğunu ifade eden Ayşe Atam, “Eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı İmren Aykut sayesinde. Daha sonra ilerlemem eğitimim açısından, geleceğim açısından benim için çok iyi oldu. İlk keşfedildiğim zaman öğretmen marşını söylemem istenmişti. Öyle gelişti olaylar. Çocuk evlerine geçince İmren Aykut beni dinlemek istedi. Sonra da beni Güzel Sanatlar’a yönlendirdi. Ben hep istiyorum. Müzik benim sığındığım liman. Benim için çok önemli” dedi.

    “Bize dokunuldu, elimizden tutuldu, bunu ben de yapabilirim”

    Sahne anlamında, müzik anlamında ilerlemek istediğini kaydeden Ayşe Öğretmen, “Mezun olduktan sonrada buraya gelip gidiyordum. Daha sonra dışarıdaki çocuklara değil de buradaki çocuklarla başlayayım işe. Çocuklara faydam olsun. En azından bir insan kurtarmak bile bizim için çok önemli. Çünkü bize dokunuldu, elimizden tutuldu. Bunu ben de yapabilirim. Bu böyle devam edebilir. Biz onlar için çok güzel bir örneğiz. Nasıl yaklaşırsanız çocuklara o şeklide dönüş alırsınız. Çocuğun şu özel durumu var, annesi yok, babası yok şeklinde bakıldığı için dışarıdan da çok farklı görülüyor zaten. Burada kalan çocuklar çok şanslılar, manevi anlamda biraz eksikler ama bizler bunu oldukça tamamlamaya çalışıyoruz” şeklinde konuştu.