Etiket: “Ülkemiz

  • MÜSİAD Başkanı Ülkü, “Ülkemiz de ekonomimiz de büyüyor”

    Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) İzmir Başkanı Ümit Ülkü, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Ocak-Mart 2018 dönemi büyüme rakamları hakkında değerlendirmede bulunarak, “Türkiye ekonomisi bir kez daha takdire şayan bir gelişme gösterdi” dedi.

    TÜİK raporlarını değerlendiren MÜSİAD İzmir Başkanı Ümit Ülkü, “Türkiye ekonomisi, 2017 yılı geneline yayılan güçlü büyüme performansını, 2018 yılına da taşımayı başarmıştır. Yılın ilk çeyreğinde yüzde 7,4 oranında büyüyen Türkiye ekonomisi, böylece OECD ülkeleri içerisinde ilk sırada yer alırken, G20 ülkeleri arasında ise yüzde 7,7 oranında büyüyen Hindistan’dan sonra 2. sırada yer almıştır. ABD’nin yüzde 2,8, Avro Bölgesi’nin yüzde 2,5, Almanya’nın yüzde 2,3, Endonezya’nın yüzde 5,1 ve Çin’in yüzde 6,8 büyüdüğü bu dönemde; Türkiye ekonomisinin göstermiş olduğunu bu gelişme takdire şayandır” dedi.

    “Büyümenin kompozisyonuna baktığımızda, iç talebin ekonominin lokomotifi olma niteliğini sürdürdüğünü ifade edebiliriz” diyen Ülkü, “Önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 11,0 oranında gelişim kaydeden hane halkı tüketimi, büyümeye en büyük katkıyı veren değişken olmuştur. Bununla birlikte bu dönemde, yatırım tarafından da güçlü sinyaller gelmeye devam etmiştir. Önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 9,7 oranında artış kaydeden toplam yatırımlar, reel sektörün Türkiye ekonomisine duyduğu güvenin sürdüğüne işaret etmesi bakımından çok önemlidir. Ayrıca yalnızca yüzde 12,3 oranında artış kaydeden inşaat yatırımları değil, aynı zamanda yüzde 7 gibi güçlü bir oranda genişleyen makine ve teçhizat yatırımları da ekonomide çarkların dönmeye devam ettiğini göstermiştir” şeklinde konuştu.

    “İhracat performansımızda gözlenen rekor artışlara rağmen, ithalatımızın ihracatımızdan daha hızlı bir şekilde artış kaydetmesi, net dış talebe olumsuz yansımıştır” ifadelerini kullanan Ülkü, açıklamasını şu şekilde sürdürdü: “Böylece bu dönemde, mal ve hizmet ihracatında gözlenen 0,5 puanlık artışa karşın ithalatın 15,6 puan artması, büyümeyi negatif etkileyen faktörlerin başında yer almıştır. Bu bağlamda, ihracatçımızı teşvik edecek ve yüksek oranlı aramalı ithalatımızı daha makul düzeylere çekecek olan politikalara hız verilmesi gerektiğini yineliyoruz. Yüzde 7,4 gibi güçlü büyüme oranları, Türkiye ekonomisi için kalıcı bir seviye olmalıdır. Son yıllarda kendisine yöneltilen her türlü tehdit ve saldırıya karşın ekonomimizin göstermiş olduğu bu performans, daha üst büyüme oranları için birer umut kaynağı olmaktadır. 24 Haziran Seçimleri sonrasında siyasi belirsizliğin ortadan kalkacak olması, yeni ekonomi yönetimince atılacak adımlar ve yapılacak reformlar neticesinde, 2018 yılı için OVP’de hedeflenen yüzde 5,5’lik büyüme hedefini aşacağımıza inanıyoruz.”

  • Hakkarili engelliler ülkemiz için dua etti

    Hakkari Gençlik ve Engelliler Derneği üyeleri, Hakkari Üniversitesinin desteği ile Şemdinli ilçesine bağlı Nehri köyündeki Seyyid Abdullah Hazretleri ve Seyyid Taha hazretlerinin türbelerini ziyaret ederek, ülkemizin birlik ve beraberliği ile EKPSS katılacak olan tüm engelliler için dua etti.

    Hakkari Gençlik ve Engelliler Derneği Başkanı Yavuz Aydoğdu, Başkan Yardımcısı Yıldız Tatlı öncülüğündeki 20 dernek üyesi, Hakkari Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Pakiş’in sağladığı destekle ilk defa il merkezinin dışına çıkmanın mutluluğunu yaşadı. Şemdinli ilçesi ve Nehri bölgesini ilk defa gören engelliler, buradaki doğal güzellikleri görmenin heyecanını yaşadı.

    Nehri Alabalık Tesislerinde öğle yemeği yiyen engelliler, daha sonra Nehri Şelalesi ve akabinde köyündeki Seyyid Abdullah Hazretleri ve Seyyid Taha Hazretleri türbelerini ziyaret etti. Burada 22 Nisan 2018 tarihinde yapılacak olan EKPSS’ye katılacak tüm engelliler için dua eden engelliler, ülkemizin birlik ve beraberliği için de ellerini semaya kaldırarak dua etti.

    Bugüne kadar Hakkari ilçeleri başta olmak üzere il merkezi dışına bile çıkmadıklarını ifade eden engelliler, kendilerine bu imkanı sağlayan Hakkari Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Pakiş’e teşekkür etti. Engelliler, “İlk defa Şemdinli ilçesi ve Nehri bölgesini görme fırsatı bulduk. İl dışına ise hiç çıkmadık. Derneğimizin girişimi ve Hakkari Üniversitesinin desteği ile Seyyid Abdullah Hazretleri ve Seyyid Taha Hazretlerinin türbelerini gördük ve burada dua ettik. Aramızda gözleri görmeyen, kulakları duymayan engelli kardeşlerimiz de var. Buna rağmen burayı görmenin mutluluğunu yaşadılar. Bize bu imkanı sağlayan Rektör Prof. Dr. Ömer Pakiş’ten Allah razı olsun” dedi.

    Hakkari Gençlik ve Engelliler Derneği Başkanı Yavuz Aydoğdu ise, derneklerine üye olan engellilerin ilk defa il merkezi dışına çıkmanın mutluluğunu yaşadığını söyledi. Aydoğdu, “Hakkari Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Pakiş’in sağladığı desteklerle Şemdinli’deki Nehri bölgesini ziyaret geldik. Engelli kardeşlerimiz ilk defa Nehri bölgesini görme fırsatı buldu. 22 Nisan 2018 tarihinde yapılacak olan EKPSS katılacak engellilerimiz, burada stres attılar. Umutla geldik, umutla gideceğiz. Seyyid Abdullah Hazretleri ve Seyyid Taha Hazretlerinin türbelerini ziyaret ederek hem ülkemin birlik ve beraberliği hem de EKPSS’ye girecek tüm engelli kardeşlerimizin başarılı olması ve umutlarına kavuşması için dua ettik. Bize bu imkanı sağlayan Hakkari Valiliği ve Hakkari Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Pakiş’e teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.

    Nehri’den sevinçle dönen engelliler, Van başta olmak üzere birçok ili görmek istediklerini ifade ederek, yetkililerden kendilerine bu imkanı sağlamaları ricasında da bulundu.

  • KTO Başkanı Hiçyılmaz, “İş kazaları ülkemiz için büyük sorunlar teşkil ediyor”

    Kayseri Ticaret Odası Başkanı Mahmut Hiçyılmaz, ’Yapı İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Programlı Teftişi’ konulu toplantıda yaptığı konuşmasında, “İş kazaları ülkemiz için büyük sorunlar teşkil ediyor” dedi.

    Kayseri Ticaret Odası’nda düzenlenen toplantıya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Ankara Grup Başkan Yardımcısı Erdem Tosun, İş müfettişi Hayati Mehmet İnam, İş müfettişi yardımcısı Hamdi Recep Doğan, İŞKUR İl Müdürü Ahmet Ayçicek ve sektör temsilcileri katıldı.

    Toplantıda konuşan KTO Başkanı Hiçyılmaz, “İnşaat Sektörü, ülkelerin ekonomilerine sağladığı katma değer ve istihdam olanaklarıyla her zaman lokomotif bir sektör olmuştur. Türkiye’de inşaat sektörü, üretim alanlarını etkileyen, ülke kalkınmasına ve ekonomisine önemli katkıda bulunan bir iş koludur” dedi. Başkan Hiçyılmaz, “İnşaat sektöründe meydana gelebilecek kazaların ve zararlı sonuçlarının en aza indirgenmesi için gerekli tedbirlerin alınması önem arz etmektedir” diyerek şunları söyledi:

    “Sektörde yaşanan iş kazaları dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi ülkemiz için de büyük sorunlar teşkil etmektedir. Sosyal Güvenlik Kurumu istatistiklerine göre inşaat sektörü ülkemizde en çok iş kazasının yaşandığı sektörlerden birisidir. İş kazalarına bağlı can kayıpları dikkate alındığında ise sektör, birinci sıradadır.

    Her yıl birçok çalışan, çalışma alanlarında meydana gelen kazalar sonucunda ölmekte, yaralanmakta veya hastalanmaktadır. Bu nedenle, iş kazası ve meslek hastalıklarının azaltılması konusunda toplumsal bilinçlenme büyük önem taşımaktadır. Son yıllarda Türkiye’de inşaat sektöründe işçi sağlığı ve güvenliği konusu ön plana çıkmaktadır. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girme isteği ve bu konudaki uyum çalışmaları ve inşaat sektörünün uluslararası platformda birçok projede yer alması işçi sağlığı ve güvenliği konusundaki çalışmaları olumlu yönde etkilemektedir.”

    Başkan Hiçyılmaz, “İnşaat sektörü, yüksek oranda riskli bir çalışma grubu olup, bu riskleri mümkün olan en aza indirmek için devlet, işveren ve işçilere düşen bir takım görevler bulunmaktadır. Devlet, iş sağlığı ve güvenliği konularında iş sahalarını sık aralıklarla denetlemeli ve aksi durumlarda caydırıcı yaptırımlar uygulamalıdır” dedi.

    İşverenlerin iş güvenliği konusunu sürekli gündemde tutması gerektiğinin altını çizen Hiçyılmaz, “İşçilerin güvenlik kurallarına uyup uymadığını kontrol etmeli, iş güvenliği konusunda uzman kişileri çalıştırmalıdır. İşçilerimiz ise öncelikle kendi hayatlarını her şeyin üstünde tutmalı, iş güvenliği ile ilgili tüm kurallara hassasiyetle uymalıdır. İş sağlığı ve güvenliğine ilişkin yasal düzenlemeler teorik olarak Avrupa Birliği standartlarında olsa da uygulamada çıkan aksaklıklar mutlaka giderilmelidir. Sıkı denetimler, taviz verilmeyen tutum ve caydırıcı cezalarla sorunun üstesinden gelinmeye çalışılmalıdır.

    Yapılan tüm yasal düzenlemelere ve denetimlere rağmen inşaat sektöründe iş kazalarının varlığı, konuya daha farklı yaklaşılması gereğini ortaya koymaktadır.” ifadesinde bulundu.

  • Başkan Aşut: “Ülkemiz otomobilini de, uçağını da yapacak güçtedir”

    Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Şerafettin Aşut, yerli otomobilin üretileceği en verimli yerin Mersin olduğunu vurgulayarak, “Biz yerli otomobilin üretilmesi konusunda kendimize, milletimize ve devletimize güveniyoruz, talipli firmalarımıza güveniyoruz. Türkiye bu başarı hikayesini yazmak zorundadır. Ülkemiz otomobilini de, uçağını da yapacak güçtedir” dedi.

    Başkan Aşut, yaptığı açıklamada, Türkiye’nin 1980’den sonra yaptığı liberal ekonomi atılımlarıyla üreten, arzu edilen seviyede olmasa da katma değer oluşturan bir ülke olma yolunda ilerlediklerini söyledi. Ancak son 40 yıla yakın zamandır ekonominin Türkiye’nin birinci gündemi olmadığını belirten Aşut, “Her zaman siyasi gündemlerin gölgesinde kaldı. Ekonominin birinci gündem olduğu dönmeler zaten ülkemizin sıçrama yaptığı dönemler oldu. 2002’den sonraki 7-8 yıl bu sıçramaları gerçekten yaşadığımız, ekonomik büyümenin, ihracatın rekorlar kırdığı yıllar oldu. Elbette bizim elimizde olmayan küresel finans krizleri, Arap Baharı, küçülen dünya ekonomisi gibi dış etmenlere bir de ülke içindeki hain bir darbe teşebbüsü ve sınırlarımızdaki sıkıntılar eklenince ekonomi ister istemez ikinci, üçüncü planda kaldı. Bizler Türk iş dünyası olarak her zaman şunu söyledik. Söz konusu ulusal güvenliğimiz ise her şey ikinci plandadır. Ve bir bedel ödenecekse, bir fedakarlık yapılacaksa bunu düşünmeden yaptık. Ancak, şunu da unutmadık, güçlü ülke aynı zamanda ekonomisi güçlü ülkedir. Eğer bugün bölgemizde yumruğumuzu masaya vurabiliyor ve ülkemizin haklarını savunabiliyorsak, bunun arkasında bir buçuk milyon girişimcisi ile güçlü Türk ekonomisinin etkisi göz ardı edilemez. Kendi, göbeğini kendi kesen bir ekonominiz varsa, askeri anlamda da cesur adımlar atarsınız, küresel politik tartışmalarda da masaya yumruğunuzu vurursunuz” diye konuştu.

    Türkiye’nin başarı hikayelerinden birinin de yerli otomobil olacağını kaydeden Aşut, “Çağımız bilgi çağı, dijitalleşme çağı, otomobil mi kaldı’ diyerek bu önemli hamleyi yok etmeye, milletimizin moralini ve bu işe talipli olan firmalarımızın motivasyonunu bozmaya kimsenin hakkı yok. Teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin, otomobil bizce daha uzun yıllar hayatımızda olacaktır ve önemli bir uluslararası ürün olmaya devam edecektir. Bu noktada önemli olan yerli otomobilin donanımları ve kullanacağı yakıtıdır. Bu noktada yerli otomobilin elektrikli bir model olacağı açıklaması sürecin ne kadar doğru yöne gittiğini göstermiş ve bizi daha da umut vermiştir” şeklinde konuştu.

    “Mersin yerli otomobilin üretileceği en verimli yerdir”

    Şu anda yerli otomobilinin nerede yapılacağı sorusunun sıklıkla gündeme geldiğini kaydeden Aşut, “Elbette birçok il ve bölge buna talipli olacaktır ama bu noktada bu işe talipli olan firmalarımız ülkemizin büyük kurumsal firmalarıdır ve en verimli, en uygulanabilir bir araştırmayı yapacaklardır. Ancak, MTSO olarak, Mersin iş dünyası olarak biz de bu üretimin yer olarak Mersin’in ideal noktalardan biri olduğunu düşünüyoruz. Bunun çeşitli nedenleri var. Öncelikle Mersin ve hinterlandı Mersin, Adana, Tarsus daha önce birçok kez tekerlekli araçların, paletli iş araçlarının, kamyon ve otobüslerin imalatlarının başarıyla yapıldığı, tecrübesi olan bir kent ve bölgedir. Yan sanayi sorunu yoktur ki bu anlamda hinterlandında Gaziantep, Kahramanmaraş, Konya ve Kayseri yan sanayinin güçlü olduğu, tecrübeli illerden oluşmaktadır. İşe bölgesel iş birliği açısından bakılmalıdır. Ana hammadde olan yassı çelik anlamında İskenderun ülkenin yassı çelik üretim merkezidir. Üretilecek olan araç daha çok Afrika, Orta Doğu ve Asya pazarına hitap edeceğine göre Mersin Limanı ki ülkemizin en büyük ikinci ithalat ve ihracat limanıdır, transit hatlarıyla yerli otomobili en ucuz ve en kısa zamanda taşıyacak lojistik alt yapıya sahiptir. Doğu Akdeniz Bölgesi’nde 25 üniversite, 10 teknopark var ve Ar-Ge’nin, vasıflı insan kaynağının olduğu bir bölgeyiz. Tek sıkıntımız yatırım arazisi sorunuydu. Ancak, Kalkınma Bakanımızın müjdeleri ile bu sorunun yakın zamanda çözüleceğine eminiz. Kısaca yerli otomobil üretim yeri olarak Mersin, her potansiyele sahiptir, her desteğe hazırdır. Biz yerli otomobilin üretilmesi konusunda kendimize, milletimize ve devletimize güveniyoruz, talipli firmalarımıza güveniyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Ülkemiz otomobilini de, uçağını da yapacak güçtedir”

    Türkiye’nin bu başarı hikayesini yazmak zorunda olduğunun altını çizen Aşut, “Biz yokluk zamanımızda, küllerinden doğan bir devlet olarak 1925-1945 arasında 400 farklı model uçak yapmışız. Bundan korkan küresel güçler ’siz yapmayın, ne gerek var, biz size veririz’ demiş ve bu üretimi bir şekilde durdurmuşlardır. Kendi otomobilimizi ve trenimizi yapmışız onu da aynı oyunlarla durdurmuşlar. Yıllarca ulusal savunma sanayimizin gelişmesine izin vermemişler. Bu sefer bunun ucunu bırakmamalıyız. Bu sefer bu başarı hikayesinin yarım kalmasına izin vermemeliyiz. Bu sadece bir otomobil değil, bir moral meselesidir. İşte bugün sınırlarımızı kimseye ihtiyacımız kalmadan koruyabiliyorsak, Kıbrıs Harbi sonunda bizi uygulanan ambargoların sonucu kurulan Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı iştiraklerinin vizyonu vardır, milli savunma sanayimizi kurma çabası vardır. Bugün bu çaba daha da sahiplenilmiş ve olağanüstü başarılara imza atılmaktadır. Ülkemiz otomobilini de, uçağını da yapacak güçtedir. Yeter ki, ekonomi ülkemizin birinci gündemi olsun. Yeter ki, eğitim sistemi buna göre revize edilsin. Yeter ki, bizi içte tek yürek olalım. Başka Türkiye yok, başak vatan yok” dedi.

  • Karamercan: ”Ülkemiz, dünya arenasında her alanda hiç bu kadar önemli yerlere gelmemişti”

    Konya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (KONESOB ) Başkanı Ali Osman Karamercan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın son Afrika gezisinin yankıları, ekonomik büyüme, Kudüs toplantıları ve kararlarıyla birlikte gündemi değerlendirerek, “Ülkemiz, dünya arenasında her alanda hiç bu kadar önemli yerlere gelmemişti” dedi.

    Başkan Karamercan yaptığı açıklamada, “Sudan, Çad ve Tunus gezilerinde Cumhurbaşkanımıza gösterilen sevginin coşkuya dönüşmesi, ülkemizin dünya üzerinde geldiği gücü, samimiyeti ve kardeşliği göstermiştir. Büyüyen ekonomimiz, İslam ülkeleriyle İstanbul’da verilen fotoğraf en fazla İsrail’i, ABD’yi ve içimizdeki bazı muhalif eski ve yeni siyasileri rahatsız etmesinin ötesinde 80 milyonun hatta nüfusu 1.7 milyarı bulan İslam ülkelerinin gururu olmuştur” diye konuştu.

    Karamercan, Türkiye ekonomisinin dünya klasmanında önemli bir büyüme gösterdiğini, son çeyrekte de aynı büyüme görüleceğini belirterek , “Elbette ki esnafımızın, tüccarımızın, sanayicimizin sorunları var, bu sorunlarda önümüzdeki yıl ve yıllarda hal yoluna konulacak. Başbakanı, İlgili bakanlıkları ve hatta Cumhurbaşkanımızı esnafın sorunları ve çözümleri başlığı adı altında hazırladığımız raporlarla bilgilendiriyoruz. Yeni yılda esnafımızla ilgili daha iyi düzeyde çalışma yapılacağını umuyor ve bekliyorum. Büyük fotoğrafa baktığımızda ülkemiz son yılların en büyük büyüme ve gelişmesini göstermekle kalmamış, gönül coğrafyamızda göğüs kabartan gelişmelere de şahit olmuştur. Bu vesile ile yeni yılımızın başta esnafımız, odalarımız, tüccar ve sanayicimizin, kısacası 80 milyon halkımızın göğsünün daha da kabaracağı bir yıl olmasını diliyor, bu gelişimde esnafımızın her zaman sorumluluk ve görev bilincinde olduğunu bir kez daha belirtmek istiyorum” şeklinde konuştu.