Etiket: Ücrette

  • Olpak’tan “Asgari Ücrette 200 Lira Formülü” Değerlendirmesi

    Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Nail Olpak, bin 300 TL olması planlanan asgari ücretin 200 TL’lik kısmının kamu tarafından karşılanarak işverene maliyetinin azaltılması yönündeki çalışmalara hükümetin sıcak baktığını ifade ederek, “Bize bu anlamda elimizdeki yükü kamunun belirli bir kısmını karşılamasını arzu ediyoruz” dedi.

    MÜSİAD Tokat Şubesi’nin açılışı Tokat Valisi Cevdet Can, AK Parti Tokat Milletvekili Celil Göçer, Tokat Belediye Başkanı Eyüp Eroğlu, GOÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin, MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak, Tokat Şube Başkanı Fatih Aksoy, Tokat TSO Başkanı Ahmet Arat, AK Parti İl Başkanı Metin Polat ve davetlilerin katılımı ile yapıldı. Törende MÜSİAD Genel Başkanı Olpak, programın elde olmayan nedenlerden dolayı planlanan saatten gecikmesinden dolayı duyduğu üzüntüyü dile getirdi. AK Parti Tokat Milletvekili Celil Göçer ise konuşmasında bazı kurumların ülkenin birliğinin beraberliğinin teminatı olduğunu ifade ederek, “MÜSİAD şüphesiz bunlardan birisi. Ülkemiz zor zamanlardayken herkes doğruyu konuşamaz, zor zamanlarda herkes dik duramaz ama MÜSİAD bu ülke için doğru olan neyse zor zamanlarda söylemiştir” dedi.

    OLPAK, RUSYA KRİZİNİN İŞ ADAMLARINA YANSIMASINI DEĞERLENDİRDİ

    Açılış sonrasında düzenlenen programda basın mensuplarının Rusya ile Türkiye arasında yaşanan krizin iş adamlarına yansıması ile ilgili sorularına MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak şöyle cevap verdi:

    “Rusya kriziyle ilgili hükümetimizin çözüm için görüşmeleri var. Ticaret açısından değerlendirdiğimizde bizim Rusya’ya toplam ihracatımız 3 milyar dolarlar seviyesinde. Az demek istemiyorum ama Rusya’nın bize ihracatı bunun 3 katından fazla bizim oradan ithalatımız. Bunu iki taraflı değerlendirmemiz lazım. Bu krizin bize yansımasını orta vadede çok uzatılmadan çözülebileceği kanaatindeyim. Rusya bize uyguladığı konuları özellikle domates gibi belirli noktalarda tedirgin edecek. Belki bir miktar çiftçiyle muhatabı artırmaya yönelik şeyler seçiyor ama uzun vadede kendisinin de bize yaptığı ihracat kaybından dolayı onların da etkileneceğini düşünüyoruz. Dolayısıyla biz Rus pazarını tamamen kaybedip ondan sonra başka pazar arama şeklini birinci öncelik olarak görmüyoruz. İkinci olarak bakıldığında Türkiye 150 milyar dolar müracaat gerçekleştiriyorsa 3 milyar dolar bunun içerisinde elbette önemlidir. Bu da yüzde ikiye gelir ve bunu bir şekilde telafi edebiliriz.”

    ASGARİ ÜCRETTE 200 TL FORMÜLÜ

    İş dünyası temsilcileriyle düzenlenen zirvede yeni yılda 1300 TL olması planlanan asgari ücretin işverene maliyetin azaltılması için hükümetin 200 liralık aile yardımı yapabileceği yönünde basına yansıyan haberlerle ilgili sorulara Olpak, “Geçtiğimiz hafta ve ondan önceki hafta içinde hem ilgili bakanlarımızla hem sayın başbakanımızla görüşmeler yaptık. Bu görüşmelerde Başbakanımızın ifade ettiği çalışan eline geçecek olan net bin 300 lira bizim aramızda da herhangi bir tartışma konusu değil. Ama takdir edilir ki yüzde 10’lar civarında bir zam beklentisi varken bir anda yüzde 30‘luk biz zam beklentisi özellikle küçük ve orta işletmelerimizi çok büyük şekilde zora sokacak. Sayın Başbakanımıza sayın bakanlarımıza, başbakan yardımcılarımıza ifade ettiğimiz rakamlara girmek istemiyorum ama ücretin verilmesi ve bunun sürdürülebilirliği önemlidir. Bize bu anlamda üzerimizdeki yükü kamunun belirli bir kısmını karşılamasını arzu ediyoruz. Rakam telaffuz etmek doğru olmaz. Çünkü görüşmeler henüz tamamlanmadı. 200 lira idi 250 lira idi demeyi doğru bulmuyorum. Hükümet de bu konuya sıcak bakıyor. Hükümet de bu artışın hızlı bir artış olduğundan dolayı piyasayı farklı bir şekilde etkileyebileceğini, istihdam kaybı yaşayabiliriz, bunu bir tehdit olarak söylemiyorum, kayıt dışına kaçış olabilir. Bu gerçekleri ciddi bir şekilde değerlendiriyorlar. Ben makul bir çözüm bulunacağını düşünüyorum. Eğer hiçbir şekilde işverenin üzerindeki bu yükün azaltılması söz konusu olmazsa özellikle küçük işletmelerimiz ve orta işletmelerimiz bundan en büyük zararı görecektir” diye cevap verdi.

    DOĞU VE GÜNEYDOĞU BÖLGESİNDE TERÖRÜN TİCARETE ETKİSİ

    Ticaretin olabilmesi için doğu ve güneydoğu bölgesinde huzur ve güvenliğin olabilmesi gerektiğini ifade eden Olpak, “O bölgede şuan insanların önceliği ticaretten önce insanların canlarıyla ilgili. Sokağa çıkma yasağı dönem dönem uygulanıyor biliyorsunuz. Böyle bir dönemin olduğu yerde orada ticaret etkilenmedi diye bir şey demek söz konusu değil, etkilendi. Etkilenmekten çok daha ileri orada şubelerimiz var üyelerimiz var onlarla görüşüyoruz. Yapılabilen nakit satışın dışında zaten vadeli satışların tahsilatı gibi konuları da kalmamış durumda. Burada olayın çözümü yapılırken iki yönlü de gidilmesi lazım evet teröre karşı etkin bir şekilde mücadele sürdürülürken, yöre halkına insanlara karşı yapılmaya çalışıldığı gibi şefkatli gidilmeli. Yani eğer terör şehirlere inmişse o mücadelede sivil halka zarar vermeyecek şekilde hareket edilmelidir. Bizim görebildiğimiz kadarıyla da hükümet ve güvenlik güçleri bunu yapmaya çalışıyorlar. Yani bu mücadeleyi sürdürürken sivil halk bundan en az şekilde etkilenen tarafında olsun diye. Zor bir süreç ticaret evet kötü bir şekilde etkileniyor” açıklamasını yaptı.

  • Asgari Ücrette İşadamları Temkinli

    Ocak ayından itibaren asgari ücretin bin 300 TL olacağının açıklanmasının ardından iş adamları bu konuda devletten destek beklerken, işçileri ise artışın sevindirici olduğunu söyledi.

    1 Kasım’da AK Parti tarafından vaat edilen asgari ücretin bin 300 TL olacağı açıklamasının ardından işçiler büyük sevinç yaşarken, işadamları konuya temkinli yaklaşıyor. Denizli Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren Neşe Tekstil’in sahibi Arif Şensöz, 100’e yakın işçisi olduğunu ve genellikle ihracata dayalı çalışmalarını olduğunu ifade etti.

    Şensöz, “Biz firma olarak elbette işçilerimizin daha yüksek ücretler almasını isteriz. Ancak bu ücret yükseldiğinde maliyetlerimize bu aradaki farkı eklediğimizde diğer ülkelerle rekabet edebilecek miyiz? Satamazsak bu ülkelerdeki pazarlarımızı kaybedebiliriz. Bunların iyi düşünülmesi lazım. Biz isteriz ki çalışanlarımız 2 bin TL maaş alsın. Biz devletten aradaki SGK primlerinin, vergilerin süspanse edilmesini istiyoruz. Bu sistemin daha sağlıklı olmasını sağlar’’dedi.

    Tekstil fabrikasında pazarlama bölümünde çalıştıklarını kaydeden Kıvanç Tek, “Asgari ücretin bin 300 TL olması ekonominin canlanması açısından önemli. Ancak bu ücret artışı sadece işverene yüklenmemeli. Elbette asgari ücretlinin maaşına zam çok yerinde. Bunu herkes böyle düşünüyor. Bu konuda devletin işverene yardımcı olması gerekir’’ şeklinde konuştu.

    Fabrikada dokuma şefliği yapan işçi Erdoğan Ünal ise şunları söyledi:

    “Elbette biz işçiler olarak asgari ücretin artmasından memnun oluruz. Ama bu artış işveren ek bir külfet getirecekse bunun sıkıntıları olabilir. Bizim için olumlu olsa da eğer işverenimiz pazarlarını kaybederse işsizlik olması bizi zora sokar. Bu konuda devletimiz de yardımcı olmalı.”

  • İTO Başkanı Çağlar’dan Asgari Ücrette SGK Prim İndirimi Önerisi

    İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar, asgari ücretin bin 300 liraya çıkarılması çalışmalarını desteklediklerini belirterek oluşacak ilave kazanç piyasaya tekrar dönene kadar, asgari ücretteki SGK primi işveren payında 3 puanlık bir indirim yapılması önerisinde bulundu.

    İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar, asgari ücretin bin 300 liraya çıkarılması çalışmalarını desteklediklerini açıkladı. Çağlar, “Asgari ücretin artması hem çalışana hem iç piyasaya can verir. Öte yandan borcunu düzenli ödeyen mükellefe asgari ücret üzerindeki SGK primi işveren payında üç puanlık indirim sağlanarak yüzde 12.5 oranı uygulanması işverene nefes aldırır. Biz yatırımımıza, ticaretimize devam edeceğiz, bundan kuşku olmasın. Ancak hükümetimiz tulumbaya su koyarsa, biz de yatırımlarımızı daha rahat yaparız” dedi.

    Asgari ücretin net bin 300 liraya yükseltilmesinin işverene kişi başı aylık 437 lira ilave maliyeti olacağını belirten Çağlar, şunları söyledi: “Asgari ücretteki bu artışın özel sektöre toplam 16 milyar lira yıllık ek maliyeti olacağını tahmin ediyoruz. Tabi asgari ücret artınca, şirket içinde diğer çalışanlar da ücretlerine artış isteyecek. Yani gerçekte bu maliyetlerin daha üstüne çıkılacak. Zincirleme artışların getireceği yük çok fazla. Asgari ücrette elbette artış yapılsın. Ancak bu paranın harcama şeklinde piyasaya dönmesi bir süre alacaktır. Her KOBİ’ye de eşit derecede elbette dönmeyecek. Ayrıca dünyada rekabet üstünlüğümüzü de etkiler.

    Bu nedenlerle hükümetimizden bir destek beklentimiz var. Borcunu düzenli ödeyen mükellef için SGK primi işveren payı şu anda yüzde 15,5. Bu oran üzerinde 3 puanlık bir indirim sağlanması büyük katkı olur. Bu katkıyı da sürekli değil, belirli bir süre için istiyoruz. Ticaretin çarkları dönmeye başlayınca işveren prim payı yüzde 15,5’e tekrar çıkarılabilir. İşverenin bütçesi akamete uğramasın ki, ülkemizin de büyüme hedefleri devam edebilsin. Hükümetimizin bu konuda gerekli hassasiyeti göstereceğine inanıyoruz.”