Etiket: Uçağının

  • Rus Uçağının Düşürülmesi, Domatesi Vurdu

    Türkiye’nin Rus uçağını düşürmesinin ardından, Rusya’ya domates ihracının durma noktasına gelmesi, üretici ve ihracatçıyı tedirgin ediyor. İhracatçı rotayı Kuzey Irak’a çevirdi.

    İhracatçılar, yeni pazar imkanları ararken, hükümetten acil çözüm üretmesini bekliyor. Fethiye Ziraat Odası Başkanı Kenan Karayiğit, Fethiye’de 2015 yılının 11 ayında Rusya’ya 130 bin ton ihracat gerçekleştirildiğini ve yaklaşık 1 milyar dolarlık döviz sağlandığını kaydederek, yeni hükümetin bu krizi çözeceğine inandığını söyledi. Karayiğit, “Rusya’ya ihracat yapılamadığı takdirde İran ve Irak’a, Romanya ve Ukrayna’ya ihracat yapabiliyoruz. Ancak şu anda Rusya yerine rota, Kuzey Irak’a ve iç piyasaya çevrildi. Bu durumda domatesin fiyatı yarı yarışa düşer. Domatesin kilo fiyatı 2 TL’nin altına düşünce üretici para kazanamamaktadır. Kriz çözülmediği sürece piyasa allak bullak olacaktır. İnşallah mevcut kriz bir an önce çözümlenir. Narenciye 30 senedir 30 kuruştan satılıyor. Onun için bu krizlerin atlatılması lazım. İnşat sektöründe de büyük bir payımız var. Turizm de var. Durduğu an her şey biter. Doğalgazın yüzde 60’ını Rusya’dan alıyorsun. Doğalgaz da sadece ısınmayla değil ki. Elektriği de biz doğal gazla ürettiğimiz için yüzde 49 elektrik kesintisi de meydana gelecek demektir. Onun için ben büyüklerimizden bir an önce yumuşak geçişlerle sağduyuyla bu krizlerin çözülmesini istiyoruz” dedi.

    İHRACATÇILAR ÇÖZÜM İSTİYOR

    15 yıldır ihracatçılık yapan Bayram Viran, “Şimdi Irak için paketleme yapıyoruz. Rotayı Irak’a çevirdik. Şu an Rusya’ya gönderilen domatesler Samsun Limanı’nda ve Rusya’da Limanı’nda TIR’larda bekletiliyor. Bu krizden dolayı içeri almıyorlar. Büyük bir sıkıntı var. Siyasi bir çözüm olmazsa çiftçiler ve biz çok büyük sıkıntı yaşayacağız. Şimdilik öyle görünüyor. Devlet yetkililerinden bir an önce krizin çözüme kavuşturulmasını bekliyoruz” dedi.

    İhracatçı firmasında çalışan Özgür Şahin de, Rusya ile yaşanan krizin toptan sebze halini ve çiftçileri etkilediğini belirterek, sorunun bir an önce çözümlenmesini beklediklerini söyleyerek, “Üreticiye ilaç, gübre, tohum ve fidan satanlara kadar bu işten herkes etkilenecek. Şu anda kulaktan dolma bilgiler var resmi bir açıklama yok ama Rusya’da Türk mallarının geri çevrildiği, bekletildiği, gemilerin denizde bekletildiği, yüzde yüz kontrol amaçlı yaptırımlar olduğu ve Türk mallarının orada çürümeye terk edildi hakkında duyumlar geliyor. Şu an ihracatçı belirsiz. Çünkü yatırımını yaptı. İşçisini getirdi. Kartonunu bastırdı. Ama şu anda herkes ne yapacağını bilemiyor. Resmi bir şey olunca da kimse ne yapacağını bilmiyor. Şu an beklemedeyiz. İhracat yapıyoruz ama onun gidip gitmeyeceği belli değil şu an. Rusya’ya mal göndermek için hazırlığa devam ediyoruz ama gidip gitmeyeceğini bilmiyoruz. Beklemede kalın diye bir yazı gelmedi ama telefonlarla görüşmelerde onların söylediğine göre mallar gümrükte bekliyor. Gemide bekleyenler gemide bekliyor. Mallar şu an Rusya’nın içine alınmıyor. Serbest bölgede bekliyor. Mallar Rusya olmazsa iç piyasada tüketilir. Şu an domatesin kilosu 2 TL. Eğer iç piyasaya dönersek 1-1.5 TL’ye satılır. İnşallah Türk hükümeti de bu konuda bir girişimde bulunur. Hep Rus hükümetini dinliyoruz. İnşallah kimse mağdur olmaz” dedi.

  • Şehit Babası, Rus Savaş Uçağının Türkiye Tarafından Düşürülmesini Değerlendirdi

    22 Haziran 2012’de Türkiye’ye ait F4 keşif ve eğitim uçağının Suriye tarafından düşürülmesi sonucu şehit olan Yüzbaşı Gökhan Ertan’ın babası Ali Ertan, angajman kuralları çerçevesinde Rus askeri uçağının düşürülmesinin devletin aldığı doğru bir karar olduğunu söyledi.

    22 Haziran 2012 tarihinde Genelkurmay Başkanlığı, Malatya Erhaç Havaalanı’ndan kalkan RF-4E Fantom F4 tipi askeri keşif uçağının Suriye tarafından ihtarsız olarak düşürülmesi sonucu pilotlar Hava Yüzbaşı Gökhan Ertan ve Hava Teğmen Hasan Hüseyin Aksoy şehit olmuştu. Düşürülen uçak Akdeniz’in bin 260 metre derinliğinde bulunmuştu. Uçağın düşürülmesi sonucu şehit olan Hava Pilot Yüzbaşı Gökhan Ertan’ın babası Ali Ertan, Rus savaş uçağının Türkiye tarafından düşürülmesini değerlendirdi.

    Angajman kurallarının oğlunun da içinde yer aldığı uçağın düşürülmesi sonucu değiştiğini hatırlanan Ertan, “2012’de oğlumun da içinde bulunduğu Türk askeri keşif uçağının düşürülmesinin ardından angajman kuralları değişmişti. Türk Hükümeti, sınıra yaklaşan, sınır ihlali yapan uçakların düşürüleceği belirtilmişti. Bir süre önce de bir helikopter düşürülmüştü. 24 Kasım’da da angajman kuralları çerçevesinde Rus askeri uçağı düşürüldü. Bu devletin aldığı doğru bir karardır” dedi.

    Ali Ertan, asla öç alma gibi bir hislerinin olmadığını belirterek,“Olayın üzerinden 3 yıl geçti ama oğlumun acısını unutmam mümkün değil. Çünkü bir ülkenin uçağı düşürülüyor ve bir can kaybı yaşanıyor, unutmak imkansız. Keşif amaçlı, silahsız bir uçaktı ve Suriye tarafından düşürüldü. Hiçbir uyarıda da bulunulmamıştı. Halbuki düşürülen Rus uçağına en az 10 kez uyarı yapıldığı açıklandı. Ama oğlumun içinde olduğu uçağa kesinlikle uyarı yapılmamıştı, bilerek düşürülmüştü. Rus uçağı ise uyarılara rağmen Türkiye sınırının içine geçtiği için düşürülmüştür. Bizim öç alma hissi gibi düşüncemiz yok. Bizim için önemli olan ülkenin çıkarlarıdır. Ülkemin çıkarları varsa göz yumulmaz. Biz vatanımız ve bayrağımız için yaşıyoruz. Oğlumun çocukları büyüdü. Birisi o şehit olduktan sonra dünyaya gelmişti. Büyük oğlu ise ilkokul 4’üncü sınıfta okuyor. Burak çok üzülüyor. İçine kapanık durumda, devamlı babasını arıyor. Şehitlik mertebesini de biliyor. Babasının kendisini manevi olarak gözlediğini düşünüyor. Çok çalışıyor, hep kendini derslerine veriyor. Babası onun da pilot olmasını istiyordu” ifadelerini kullandı.

  • Rus Savaş Uçağının Düşürülmesi

    Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, “Rus savaş uçağının düşürülmesi bölgede ve Suriye’de yaşanan hiçbir sorunu çözmeyecektir” dedi.

    Gezi ve incelemelerde bulunmak üzere Van’a gelen Figen Yüksekdağ, Rus savaş uçağının düşürülmesi ile ilgili açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin dış politikasında, özellikle Suriye politikasında çok yanlış bir çizgi izlediğini belirten Yüksedağ, “Özellikle Rus savaş uçağının düşürülmesinin ardından gelişen gerginlikte ve Rus uçağının düşürülmesine sebebiyet veren gelişmeler zinciri aslında yanlış dış politikanın ürünüdür. Artık birikmiş ve öbeklenmiş çok ciddi bir sorun var bölge politikası bakımından. O kadar öbeklenmiş katmanlı bir soruna dönüşmüş ki bunu düzeltmek, bunu gidermek şu an ki iktidarın yapmadığı, yapamadığı bir şeye dönüşüyor. Çünkü sorunlar bir değil, birden çok sorun yaşandı geride bıraktığımız süreç içerisinde. Biz bu son gelişmeleri de Suriye politikasındaki yanlışların ve Suriye politikasındaki o kötü yaklaşımın bir sonucu olduğunu düşünüyoruz. Bölgede bütün Türkiye halklarının ve bizleri oldukça zor duruma düşüren bir gelişmeye, çok yanlış ve isabetsiz bir sürece imza atmıştır Türkiye’deki siyasi iktidar. Çok hatalı bir yaklaşımdır. Çarpıcı bir durum var, Rusya ve Türkiye’de IŞİD’de karşı bir koalisyonun parçası. Koalisyonun resmi bir bileşeni başka bir bileşiminin uçağını düşürüyor. Bu her şeyden önce koalisyon mantığına uygun değil.”

    “UÇAĞIN DÜŞÜRÜLMESİ İLE BİRLİKTE BİRÇOK ŞEY TEPETAKLAK OLMUŞ DURUMDA”

    Viyana’da kısa bir süre önce bir toplantının gerçekleştirildiğini ve orada bir mutabakatın oluşturulduğunun söylendiğini anlatan Figen Yüksekdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Buna dayanarak, Suriye’de bir geçiş süreci planlanıyordu. Uçağın düşürülmesi ile birlikte birçok şey tepetaklak olmuş durumda. Türkiye’deki siyasi iktidar Suriye politikasını herhangi bir uluslararası hukuka ve kendi iç hukukuna dayanarak geliştirmiyor, sorun bu. Bu zamana kadar meşru açıklaması yapılamamış ilişkiler toplamı üzerinde bir Suriye politikası geliştirildi. Bakın halen söylüyoruz, IŞİD belli bir dönemde sistematik olarak desteklendi, biz bunun hâlâ cezasına çekiyoruz. IŞİD’in uluslararası güçler ve bölgedeki bütün devletler tarafından desteğin çekilmesi ile Türkiye’de siyasi iktidar IŞİD türevi başka örgütlere destek olmaya yöneldi. Bugün Rus uçağının düşürüldüğü ve Bayırbucak olarak tarif edilen alanda El Nusra çetelerinin yapısının örgütlü olarak bulunduğunu çok iyi buluyoruz. Türkmenlerin orada zarar görmesini, böyle bir tehlike ile karşı karşıya kalmasını hiçbirimiz istemeyiz. Biz bütün Suriye halklarının birleşik ve demokratik bir Suriye’de kendi topraklarında yaşamasını savunuyoruz. Türkmeniyle, Kürdüyle, Arabıyla, Alevisiyle, Sünnisiyle, bütün Suriye’deki halk dinamiklerinin kendi öz yurdunda birlikte yaşamayı, demokratik bir rejimde yaşamayı başarmalıdır. Suriye’deki demokratik rejimin geliştirilmesine işte bu yüzden ihtiyaç vardır. Ancak rejim ve siyaset naklederek yapılmaz.”

    “TÜRKİYE BİR BÖLGE SAVAŞININ EŞİĞİNE GETİRİLDİ”

    Türkiye’deki siyasi iktidarın orada bulunan Türkmenleri savunduğu ve koruduğunu dünyaya ve bize inandıramadığını anlatan Yüksekdağ, şunları söyledi:

    “İnanamıyoruz. Çünkü bildiğimiz şeylerden bir tanesi şu, El Nusra’nın konumlandığı El Kaide’ye bağlı cihadcı saldırgan yapıların konumlandığı bir alan. Uçağın düşürüldüğü ve esas gerilimin yaşandığı bir alan. Çok doğal olarak bu türdeki açıklamalar IŞİD değilse IŞİD türevi örgütlerin o bölgede korunduğu ve kollandığı düşüncesini oluşturuyor. Açıkçası bizimde böyle bir düşüncemiz var.”

    Rus uçağının düşürülmesinin bölgede, Suriye’de hiçbir sorunu çözmeyeceğini anlatan Yüksekdağ, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yerel dinamiklerle görüşerek ve yerel dinamiklerin demokratik bir biçimde gelişmesinin önünü açarak bu sorun çözülebilir. Suriye’de Türkmenleri destekleyerek Kürtlere düşmanlık ilan etmek tutarlı bir yaklaşım değildir. O nedenle rejim icra etmek, kendi formüllerine defakto yöntemlerle ihraç etmeye yönelmek çok yanlış ve sakıncalı yaklaşımdır. Şu an biz çok ciddi biçimde kaygılıyız.”

    Türkiye’nin bir bölge savaşının eşiğine getirildiğini anlatan Yüksekdağ,

    sözlerini şöyle tamamladı: “Böyle bir tehlike gerçeğe dönüştüğü koşullarda bütün Türkiye toplumu, sadece sınır hattında yaşayan halkımızı değil, bütün Türkiye siyasetini ve toplumunu etkileyecek çok daha büyük bir badirenin içerisinde bulabiliriz kendimizi. Bunun önüne geçmek için hükümet bu zamana kadar soğukkanlı, durumu kontrol eden, gerginliği düşüren bir söz söylemedi. Bile bile bir savaşın kapısı açılamaz. Türkiye halkları Türkmeni, Kürdü, Ezidi, Arabıyla ve bütün farklılıkları ile kim varsa kendi öz yurdunda ve yaşam alanlarında geleceğini tayin etmeli. Oturup bir masanın etrafında konuşarak tartışarak, demokratik bir Suriye’nin tesis edilmesi konusunda her bir halk bir özne olmalı. Bu sürecin bir parçası olmalı. Şu uluslararası güç, bu bölge devleti, şu bölge devleti aracılığı ile o halkların tepesinde bir zor politikasına dönüştürülmemeli, dışarıdan müdahale politikasına dönüştürülmemeli. Bu yolda ısrar edilirse bizi çok büyük bir tehlike bekliyor demektir.”

  • Rus Uçağının Düşürüldüğü Bölgeye 6 Parça Belirsiz Cisim Düştü

    Hatay Yayladağı sınırının Suriye tarafına ne olduğu belirlenemeyen 6 cisim yanarak düştü.

    Sabah saatlerinde angajman kurallarını ihlal eden Rus uçağının düşürüldüğü Yayladağı sınırının Suriye tarafına belirli aralıklarla 6 parça düştü. Yanarak irtifa kaybeden cismin daha sonra kaybolduğu görüldü. Cismin gökyüzünde bıraktığı iz, sınırın Türkiye tarafından da izlendi.

  • Rus Uçağının Kara Kutusu Bombayı İşaret Ediyor

    Mısır’da düşen Rus yolcu uçağına ait kara kutuda yapılan incelemelerde, uçağın patlama sonucu düştüğü ifade edildi. Yetkililer, patlamanın teknik sorun ya da pilotaj hatası sonucu meydana gelmediğini, ancak uçağa yerleştirilmiş bir bomba sonucu olabileceğini kaydetti.

    Rusya’nın St. Petersburg kentine gitmek üzere Mısır’ın Şarm El Şeyh kentinden havalanan yolcu uçağı kalkıştan 23 dakika sonra düşmüştü. Olayın ardından terör örgütü IŞİD, içinde 224 kişinin bulunduğu uçağı düşürdüklerini öne sürmüş ancak bu iddia hem Rus hem de Mısırlı yetkililer tarafından yalanlanmıştı. Açıklamaların ardından önce İngiliz ve ABD’li yetkililer, daha sonra da ABD Başkanı Barack Obama ve İngiltere Başbakanı David Cameron da uçağın içerine yerleştirilen bomba nedeniyle düşmüş olabileceğini ifade etmişti. Tüm bu tartışmalar devam ederken uçağın kara kutusunda yapılan incelemeler sonucu uçağın, bomba patlaması nedeniyle düştüğü doğrulandı. İsminin açıklanmasını istemeyen bir yetkili, kara kutu incelemelerin uçakta patlama meydana geldiğini ve bu patlamanın da teknik bir sorun ya da pilotaj hatası sonucu meydana gelmediğini ifade etti. Yetkili, patlamanın dışarıdan getirilerek uçağın içine yerleştirilen bomba olabileceğini kaydetti. Fransız medyasında yer alan haberlerde araştırmacılar, uçağa yerleştirilen bombanın patlaması sonucu düştüğünü bildirdi.

    Bulunan kara kutu üzerinde çalışmalarını yürüten Rus, Fransız, Alman ve İzlandalı uzmanlar, kokpitte bir patlama meydana geldiğini kaydetti. Ancak Rus medyasında yer alan haberlerde ise kara kutuda yeterli derecede bilgi bulunmadığı iddia edildi. Başka bir kaynak ise, veri kaydedicisinin kalkıştan 20 dakika sonra birdenbire durduğunu söyledi.